7 İIkinciteşrin SON POSTA “Son Posta,, nın Yazanı j“pl!&l 'ŞARKA AİD KAYNAKLA B ARI, < Tertime edeni Afiideyin Cahit Yalşın siyasi tefrikası : 3 Küçük Asya, Surlye ve Mısır üzerinde birbirini takib eden muhtelif istilâlar Bu isyan artık «Sölencide> lerin ara-|ra Arsacide'lerle temasa girdiler, Bu zilerinden ayrı kalmış olan Bactriana'in istiklâlini aarurt bir hale soktu. Maama- fih, yeni Bactriane devletini gene bir Yunanlı idare ediyordu. İşte bu suretle garba doğru itilen «Sö- leucide» hükümdarları «Söleucie» Ülke- sini, Babil karşısında Dicle sahillerinde- ki İkametgüâhlarını terkettiler ve payi- tahtlarını, sahil Suriyenin şimalinde An- takyada kurdular. İsadan evvel 208 tarihlerine doğru, kral Antiochus ITI İskenderin fütuhatını | eski halile tamamen ihyaya kalkarak ha- nedanın prestijini yükseltmeğe teşebbüs | etti. Küçük Asyayı, Bactriane'i itaat al-| tına aldıktan sonra, Pencaba girdi. Son- rTa, Suriyeye avdet ederek Finike ülkesi | fle Filistini Lagide'lerden zaptetti. Fakat | Romalılara karşı giriştiği bir harbde mu- vaffakiyetsizliğe uğradı. Romalılar onu İsadan evvel 192 tarihinde Thermopyle- de 189 da Magnösie mağlüb ettiler. Ha- İefleri biraz sonra Romanın vesayeti âl- tında kaldılar. Artık Söleucide'ler impa- ratorluğu nihayete ermişti. Lagide'lerle Söleucide'ler Asya ticare- tinin inkişafına datmi surette itina et- mişlerdir. İskender, Tyr'in tahribinden sonra, İs- kenderiyeyi şarki Akdenizin ticaret mer- kezi yapmak istedi. Sonraları, Lagide'ler bu şehri Nilden ayrılacak bir kanal ile Arsinoe körfezine ve Arab körfezine bağlamağa teşebbüs öttiler. Kızıldcn(zdei #eyrüseferin zorluğu bu projeyi onlara | Çarçabuk terkettirdi. O zaman, Misırın hâkimleri bütün gayretlerini Börenice ve | Myos-Hermos limanlarının tesisine tev- | €ih ettiler. Oralardan, şarkın mahsulleri kervanlarla Coptos'a, sonra, Nll yolile, İskenderiyeye doğru akın akın geldi. S&leucide'ler de Mezopotamyada — bü- yük ticaret merkezleri (comptoir) kurdu- lar. Basra körfezinin tâ sonunda, Cha - rax'da teslih edilen gemileri Gerrah'ı ve Tylos (Bahreyn) adasını siyaret ettiler, 'Taprobane (Seylân) a kadar Asya sahil- Terini takiben ilerlediler. Hattâ belki de Chersondse s'Or (Malsoca) dan ilerilere bile gittiler. Diğer taraftan, Söleucide'lerle La- gide'ler, Cealt-Syrie, Finike, Filistin, Na- batâne ülkelerini ele geçirmek yani Asya kıt'asının en osaslı ticaret Jimanlarının Akdeniz üzerindeki müntehalarına hâ- kim olmak için birbirlerile harblerde bu- Yundular, * İsadan evvel 141 tarihinde, Yunan - Baktiriyan — devleti — Arsacide'lerin ve Seythe'lerin hücumlarile — sukut edince, Yunanlılık muvakkaten Hindistana ilti- ©a etti. Orada, Yunanlı Mönandre Pen- cab, Sünd, Goundj&rate ile Ganj vadisi Özerinde hükümet sürdü. Fakat, İsadan evvel 30 tarihinde, Her- Müulos'un saltanatı zamanında, Hind - Yu- nan krallığı da ortadan kalktı ve Baktiri- 'Yan şitlerinin eline geçti. Bu devirdenberi, on beşinci asır sonun- da Portekizlilerin fethine kadar, yani 1500 seneden fazla bir zaman, hiçbir Av- Trupa devletinin artık Hindistana hâkimi. yet sevdasına kalkmamış olduğu düşü- hülürse bu vak'anın ne büyük ehemmi- Yeti olduğu takdir edilir. * Roma, Makedonya ile Yunanistanı zap- tettikten sonra, Asyaya döndü ve orada, büyük Antiochus'un elinde İskenderin Mirasından ne kalmışsa hepsinı zaptetti. Makedonyalıları İranlıların imparatoör- luğunun t4 kalbine kadar bir intikam his- &İ sürüklemişti. Romalıları ise Yakınşark- ta birleşmeğe sevkeden sebeb Asya tics- Tetini ele geçirmek hırsı idi. Romalılar lükse ve safaya dalmışlardı. Onun için, Asyanın bütün zenginliklerine, bahara tına, kıymetli taşlarına, incilerine, güzel ipekli kumaşlarına ve ölülere Ibadetleri Yüzünden pek çok istihlâk ettikleri ıtri- Yatlarına göz dikmişlerdi. İptida, küçük Asyada, Suriyedo ve Fi- Dike diyarında Mihridate ile Tigrano'a komşuluktan çıkan Mmünazaalar onları muhtelif zamanlarda Mezopotamyada Ctesiphon'a ve Basra körfezine doğru sevkettiler. Roma o zaman muvaffaki- yetlerle mağlübiyetlerin tevalisini gördü Bu esnada Fırat ile Diclenin Irana, Basra körfezine ve Hindistana doğru istilâ yol- ları sıfatile stratejik rolü meydana çıktı Crassus askerlerinin çölde mahvoldu! rını gördü. (İsadan evvel 54) Trajan (İ: Gan sonra 107) ve muahharen Julien (İ- gadan sonra 363) ise muvaflakiyetlerini Ctesıphon'a doğru yürürken şehirler ü - zerinde kullandıkları küçük filolara borç. lu kaldılar, Hindistana karşı projelerin- de Bonaparte bu dersten iİham almıştır. Mısır, İsadan evvel 30 tarihinde Roma vilâyeti haline gelince, Octave Auguste nüfuz ve kudretini Arabistana ve Habe- şistana teşmil etmek istedi. Bu memle- hetler Kızıldeniz tarikile Akdenize gelen emtianın menşeleri zannolunuyorlardı. İsadan evvel 25 tarihinde, Ağlices Gal- Tus, Leuco Kom&'ye bir kuvvet çıkarmış ve bu da Yemen üzerine yürümüştü. Caises Petronlus de Meroö ile Habeşis - sana doğru başka bir kuyvetle gidiyordu. Maamafih, Romalılar Timurlar istisna e- dilirse, Sabden'ların naKlettikleri şark zenginliklerinin ne Arabistanda, ne Ha- beşistanda mevcüd olmadıklarını, haki- katte Hindistandan geldiklerini anladı. lar. O zaman, bütün gayretlerini Arab yarımadasının sahillerine hâkim olmağa tevcih ettiler ve Sahden'lardan bir vergi iştediler. Ayni devrelerde, Claude zamanında, c vakte kadar Mısırdan Hindistana gittik- | Jeri yahud oradan döndükleri sırada Af- rika, Arabistan ve İran sahilterinden u- zaklaşmıyan denizeiler için mühim bir vak'a oldu. Rüzgürların soğuk surette es- tiklerini Hippale'in keşfetmesi onlara Erythrde denizinden Hindistârın — Mm- nagara (Haydârâbâd), Barigaza — (Brot-| ehi), Musiris (Mangalore) limanlarına ve 'Taprohâne (Seylân) adasıma doğru bir yol açtı. Hindistan yarımadasının mah- sulleri artık Akdeniz lJimanlarına bol bol akmağa başladı. Romalılar hâkimiyetlerini Palmyre ile Pötra üzerine de teşmil ettiler, Maksad- ları Arabistan ve Suriye çölleri vasıta. sile kervan ticaretini ele geçirmekti. Maamafih, sevkulceyşe yakud siyasete ald zaruretler onları Pötra'yı terk ile Bostra'ya çekilmeğe mecbur ettiler, Son- rza, milâdi 272 tarihinde, kraliçe Zöno- bie'nin isyanı onları Palmyre'i tahribe sevketti. Son Roma imparatorları ve ilk Bizans hükümdarları artık doğrudan doğ- ruya idareden vazgeçerek kendi hâkimi- yetleri altında Palmyre ve Nabatöne ka- bilelerini idare etmek işini yerli küçük krallara bıraktılar, Bu siyasetin hayal sukutları ve harb- ler yüzünden daimi surette kesilen yolla- rın emniyetsizliği onları nihayet çölleri| aşan yollardan alâkalarını kesmeğe mee- | bur etti. Bütün dikkatlerini Kızıldeniz| ve Hazerdenizi ile Pont-Euxin ticaretı ü- zerinde topladılar. İtriyat, ler ve kıymetli taşlar İskenderiyeye ak- makta devam ederken, — ipekliler Oxus, Bactriane, Hazerdenizi ve Phase tarikile trunsit ediliyordu. İşte «İpek yolu» üze- rinde ticari faâliyet altıncı astın sonuna kadar, yani Khotan'dan gelmiş olan Nas- turf misyonerleri Justinlen'e ipek böcek- leri getirdikleri zamana kadar bu suretle devam etti. İpek böceklerinin yetiştiril. mesi derhal Yunanistana, Sicilya ve İtal- yaya yayıldı Şarki Rama imparatorluğu İranlılarla daimi surette harb halinde bulundu. 608 de, İranlılar Suriyeyi, Mezopotamyayı ve küçük Asyayı zaptettiler. 612 de Antak- yayı, 614 de Şamı, 615 de Kudüsü, 618 de Mısırı aldılar. Fakat Höraclius da 622 de taarruza geçti. Ermenistanın, sonra 626 da, Kilikyanın hâkimi olunca, Mezopotam yaya girdi, İranlıları, 627 de, Ninova ö- nünde ezdi ve 615 de Kosoroes'in Kudüsü zaptettiği zaman almış olduğu hakiki ha- baharat, inci- karçı mücadelelerle geciken Roma 10j-| SiN ağacını Kostantiniyeye getirdi. Yonları çok geçmeden Parthe'lar ve son- (Arkası var) < SPOR LİG MAÇLARI Dün G. Saray - Vefa maçı çok heyecanlı ve sert oldu Sarı - Kırmızılılar Vefa ile berabere kalmakla şampiyonluktan uzak kaldılar. Bu Beykoz İst. Spor ile 0 - O berabere kaldı Hilâl Topkapıyı 4 - 3 Mağlüb etti Çamur deryası gibi bir sahada, fena görüşlü bir hakemin idaresi altında ce - reyan eden Galatasaray - Vefa maçı dün 'Taksim stadında yapıldı. Oyun bir gün evvel tahmin ettiğimiz gibi baştan sona kadar heyecanlı oldu, ve tıpkı dediğimiz şekilde bir sinir oyu. nu olarak geçti. Bu mevsim lig maçlarında Galatasara- yın fazla gol yemesinde büyük bir hisse- 41 olan kaleci Sacid, akrobatik oyunları- na, lüzumlu lüzumsuz sıçrayışlarına rağ- men, gol olması ihtimali hiç kimse tara - fından kabul olunmıyacak, topları - içeri almakta hemen her hafta bir evvelki o - yununa taş çıkartacak kadar bozuk oy - namakta âdeta ısrar ediyor. Vefanın hücumile başlayan oyun en ganiye içinde Galatasaray — aleyhine bir körner ile bitti. İngilizlerin: «Bir korner yarım gol - dür> sözünü Sacld son oyunlarında isbat etmeğe muvaffak oldu. Bu korner Vefaya birinci — dakikada bir sayı kazandırdı. Seksen dokuz daki - kalık oyuna iyi bir avantajla — başlayan Vefalılar hemen nerede ise hu vaziyetten | istifade ederek oyuna hâkim bile olacak- | lardı, Bereket bu beklenmiyen sayıdan do »' - layı şaşkına dönmiyen Galatasaraylılar derhal hücuma geçmek suretile vaziyeti kurtarmağa çalıştılar. Hücum hattının sağdan ve soldan her fırsatta kaleye akmasının neticesi Gala » taşaraylılara beraberliği temin etti. İki tarafın müsavi bir sayı içinde de- vam ettirdiği oyun daha ziyade Galata - saray lehine bir şekil aldı. Uzun boylu hücumlar esnasında Ga » latasaray Vefa kalesi içinde — yakaladığı topun peşinden koşa koşa ikinci — sayıyı yaptı. 2 * 1 şeklindeki vaziyet oyunun tabif vaziyetini gösterdi zannedildiği bir sıra - da topu ayağında fazla tutmakta ısrar e- den merkez muavin Bedii lüzumsuz bir hâata yüzünden ön sekiz yarda civarında kalesi için yeni bir tehlike yarattı. Gala- | tasaray için korner ne kadar tabii bir gol ise, kale civarındaki frikik de ondan da- ha aşağı değildi. Nitekim Müuhteşemin — çamurdan zor söktüğü topu Sacid ancak santraya yol » lamak suretile mukabele etti. Oyunun seyri çok sayı — yapılacağını gösteriyordu. Beraberliği muhafazaya de vam eden Vefaya mukabil — Galatasaray galibiyet sayısı içimn çalışıyor. Devrenin sonlarına doğru Galatasa » ray üstüste içeri girmekte olan — topları dışarı çıkarmakla meşgul oldu. Oyunun haddi azami dereceyi bulan heyecanı içinde Galatasaray üçüncü sa - yısını yaparak 3 - 2 galib olarak devreyi bitirdi. İkinci devre galiba nefesi kesilen Ve- fa için hemen hemen müdafaa şeklinde Vefayı beraberliğe götürecek sayı 1 - çin yapılan gayretler sert bir şekil aldı.| Bediiye pek göze batar bir şekilde vu -| na mukabil Fener Beykoz - İstanbulspor maçında heyecanlı bir sahne diler, Lütfünün yerde kıvrandığını gören hakem Necedeti dişarı çıkarır çıkarmaz Lütfü kalesine çekilecek favulü kurtar « mak için yerini almağa koştu. İki tarafın on kişi ile —oyuna devam etmesi oyunun şuursuzluğunda büyük bir rol oynadı. Vefa nısıf sahasında devam eden o - yun esnasında Galatasaray kalesine ya - pılan bir hücumu Lütfü hatalı bir şekil- de kesti. Neticeyi tabil anladınız.. Frikik ve be- L .nkü maçlardan dört heyecanlı göri ran Vefalı oyuncu dışarı çıkarken Bedii| raberlik sayısı.. Galatasaray beraberlik - de oyunu terketti. ten kurtulmağa, Vefa yakaladığı bu va - On kişi kalan Vefa ise biraz daha sert | ziyeti muhafazaya gayret ettiler, ve ne - bir şekilde mukabele tarzını tercih ettiği sırada Vefa merkez müavini, — Necdetin üzerine beklenmiyen bir şekilde fırladı. ticede muvafak da oldular. Galatasaray: — Sacid - Lütfü, Adnan, Ekrem, Bedli, Celâl - Necdet Sölavyman, Bvvelâ Necdet, sonra Lütfü yere seril -| Mehmed, Sabri, Bülend. ÜN ai lse qliı]ğî[îihad, Faruİ( ve Niyazi Fenere giriyorlar Güneş klübünün futbol, atletizm, gü- reş şubelerini lüğvedişinden —sonra İs- ı İ ! faası bir kat daha kuvvetlenecek ve hü- cum hattı da golcü bir oyuncu kazane mış olacaktır. Vefa: Ahmed - Vahid, Orhan - Şük « rü, Lütfü, Abdüş « Mehmed, — Hüseyin, Bulhi, Muhteşem, Adnan. Hakem: Tarık (Süleymaniye) Beykoz O - İstanbulspor O Ligde daha iyi vaziyette olan Beykoz, Ahnlıy kazanabileceğini umduğu bu oyun- da işi biraz gevşek tutmak, buna mukas bil İstanbulspor her zamanki gibi canlı bir oyunla müşkül vaziyete düşmemeğe çalışmıştır. İki tarafın kaçırdığı ciddi — fırsatlarla geçen iik devre sfır sıfıra bitti. İxinci devrede çamurdan yorulan ©o « yuncular, sudan şişen top ile ağır ve can« tız oynamağa başladılar ve maçın tadı kaçtı. Bir tek sayı için yapılan mücadele ne- tice vermedi, oyun ilk devredeki vaziye- ti muhafaza ederek sıfır sıfıra bitti. F. Bahçe 5 - Süleymaniye O Günün mühim maçlarından biri de Ve nerbahçe - Büleymaniye maçı İdi. Çünkü Fenerbahçe bu maçta berabere kalır veya mağlüb olursa İlg şampiyonluğuna veda ge decekti. Vaziyetin ebemmiyetini idrak eden Ve « netrller takımlarında makul - defişiklikler yapmışlardı. Oyuna Süleymaniyenin hücumile başlane ÖL Fener müdafaası bu akını derhal kesti, (Devamı 10 ncu sayfada)