Yük i t M F 4 Kz 5 BZ 5 öçA © | — Bir zamanlar Lizbonda Dom Luiz de Faria isminde bir adam vardı. Bu adam bir gün memleketini terkedip dünya se-| yahatine çıktı. Pek çok yerler gezip bir | bayli şeyler gördükten sonra tahayyül | edilemiyecek kadar uzak ve mechul birı adada son nefesini verdi. Lizbonda iken makul bir insan olarak tanmmıştı. Kimseyi incitmeden mü - kemmel bir bayat geçiriyordu. Lâkin zamanla bu yaşayışından sıkılmağa baş- ladı ve günün birinde nesi varsa, bütün malım mülkünü sattı. İlk fırsatta bir ge- mi ile seyahate çıktı. Buradan kalkan gemi Cavaya da uğ- uğradıktan sonra açık denize, cenubu şarki istikametine ilerlemeğe başladı. Yolculukta insan bir çok vatandaşla- rma rast gelir. Don Luiz de başka memh- leketlerden gemiye binen bir çok Porte- kiz tüccarlarile tanıştı. Bunlar vatanla- tından havadis almak için çıldırıyorlar, Döm Luize yüzlerce sual soruyorlardı. Halbuki o bu kadar çok yabancı diyar gördükten sonra kendi memleketini he- men hemen unutmuş gibi idi. Gemi günlerce açık denizde yol aldı. Lâkin günün birinde müdhiş bir fırtına geldi çattı. Üç gün kadar gemiyi bir be- şik gibi dalgaların üzerinde çılgınca salladıktan sonra nihayet bir kayanın üstüne oturttu. Dom Luiz yerinden fırladığını ve dal- gaların arasına karıştığını hissetti. Bü- | Yük bir gayretle suyun üzerine çıkabildi. 'Tesadüf eseri yanı başında yüzmekte ©- lan bir çinko parçası gördü. Güç hall bunun üstüne urmandı. Fevkalâde yo -ı rulmuştu, kendinden geçti. Kendine geldiği zaman etrafına bakın- dı Güneş tam tepesinde bütün sıcaklığı ile- parlıyordu. Görünürde hiç - kümnse yoktu. Gami çoktan kaybolmuştu. Demel: ki yalnız kendisi kurtulmuştu!. O anda ilk defa olarak yaşamanın hakiki zevkini ve neş'esini duydu... 'Tam iki gün iki gece üzerinde bulun- duğu çinko parçasile beraber dalgaların kucağında aç, susuz sallandı, durdüu. Nihayet üçüncü günü sabahı uzaktan bir toprak. göründü. Bu, geniş va ııı-amı.-uıı1 ağaçlarla kâplı gayet yüzel bir ada idi.| Şimdiye kadar hiç bir memlekette gör- | niyordu. Hattâ her akşam muntazaman Biraz sonra dalgalar kendisini sahile| mediği ağaçlar, her türlü çiçek, tabtatin | kayalıklara inip ufka baktığı halde i?(ık'(ızg atlar koparmış ihtim Üzerine | bin bir güzelliği hep bu adada mevcuddu. gemi beklemiyor, sadece insiyaki bir ha- göküp ölümden kurtulduğu için ellerini| Bütün gün adayı dolaştı. Nihayet döne reketle bakıyordu... (— Yeni bilmecemiz | &ttı. Hemen uracıkta kumların Yol dardı. Böyle olmasına rağmen bir çok otomobiller ge - çiyordu. Otomobille- Fin sür'atli geçme - leri yüzünden arası - Ta otomobil kazaları oluyordu. Bu kazala- ! #h önlemek için oto « mobillerin saatte o - | tuz kilometreden faz la sür'atli gitmeleri yasak edilmişti. Bu yasağa rağmen Te - simde gördüğünüz o- | tomobi! çok — fazla gşür'atli gidiyor. Fakat bunu ya; etomobilin fazla sür'atli gittiğini gördü Ve otomobilin numarasını defterine yaz- dı, Şimdi yasağa riayet etmediği için ©-| Vahsi ınsan açarak Allaha dua etti. O sırada adanın yerlileri e a toplanmış Dom Luize hayretle bakıyorlardı. O bunlardan kor - karak bağırıp çağırmağa, kolların. sal « lamağa başladı. Yerliler birer ikişer or- mana çekilerek gözden kayboldular. Dom Luiz de fevkalâde yorgun olduğu için hemen oraya yığıldı, uykuya daldı. Akşama doğru ancak uyanabildi. Aç idi. Eğer aç olmasa idi daha çok uyuya- caktı. Hemen yerinden kalklı, ormana doğru ilerlemeğe başladı. Biraz gittik -| fen sonra yerlilerin orman kenarında yemek yediklerini gördü iştiha ile onları seyretmeğe koyuldu. Bu sırada Dom Lu- izi gören bir genç kız kalabalığın arasın- | dan kalktı, geldi. Elindeki meyva dolu sepeti genç adama uzattı. Dom Luiz açlı- Bin verdiği bir. vahşilikle sepeti kaptı | ve meyvaları yemeğe başladı. Artık geç olmuştu. Yerliler, çoluk ço- cuk evlerine çekilmeğe başladılar. Lâkin genç kız yerinden kıpırdamıyor, önün yemek yeyişini seyrediyordu. Dom Luiz yemeğini bitirihce tekrar kumların ü - zerine uzandı, uykuya daldı. * Ertesi gün Dom Luiz aday. dolaşmağa başladı. Gezdikçe hayreti artıyordu. Bu- rasınhakikaten eennel gibi bir yerdi. ma| rin. Bir kişi Son Postaya bir aylık abone Ya nasıl düştüğünü sordu. Dom Luiz ke- pişman olacaktır. Çünkü bir jandarma | kaydedilecektir. Diğer bir kişiye bir kol keliyor, bir şeyler söylemek istiyor fakat santi ve yüz kişiye de ayrı âayrı güzel ve kıymetli hediyeler vereceğiz. Bilmeceye cevab verme müddeti ön beş gündür. Bil- S ER AYA lar arasında dadır. İnsan konuşamadıktan sonra neye | yarar ki... Sonra tayfalarına döndü bir şeyler İemretti. Luizi beraberlerine alarak sahi- le indiler. Kayıktan şarap, et çıkararak İona ikram ettiler. O bunları yerken genç İbir tayfa güzel bir seslö çok dokunaklı bir gemici şarkısını söylemeğe başladı. Bu şarkıda bir kadın uzaklara giden sev- | gilisini çağırıyordu. Onu dalgalara, rüz- | |gürlara soruyor, kazaya uğramaması için | dua ediyor, bir an evvel kendisine dön- |mesi için yalvarıyordu. . | Dom Luiz heyecandan ağlamağa buşla- dı. Senelerdenberi hasret kaldı, nına, insanlara nihayet kavuşmuştu. Nihayet kaptan Dom Luize dönerek — Arkadaş, dedi. Biz biraz adayı do- laşacağız. Akşam üstü güneş batarken burada buluşuruz. Sen götüreceğin şe: leri hazırla gel bizi burada bekle,. şimdi- Jdolaşa tekrar karaya çıktığı yere geldi. lik adi. Bütün ümidleri kırılmış, kalbini yeis | Gemicilerden ayrılır ayrılmaz Dom kaplamıştı. K Lulz koşarak kulübesinin yolunu tuttu. Bir kayanın üzerine oturdu. Batan gü- / Sevinçten çıldıracaktı. Hem koşuyor hem neşi seyre daldı. Yüksek sesle kederini çarkı söylüyordu. Kulübenin önüne gel- dalgalara anlatmağa başladı. O sırada diği zaman karısını gördü Hemen yanına yanına birisinin sokulduğunu hissetti.|koşarak macerayı, gemlcileri, akşam ha- Bu gelen bir gün evvel kendisine meyva 'reket edeceklerini onu da beraber götü- dolü sepeti veren genç kızdı, İreceğini uzun uzadıya anlattı. Sonra bir- Genç kız gülerek Dom Luizin yanına | denbire sustu. Karısının yüzüne baktı. O |kayanın üzerine oturtlu. Genç adafn bu sözlerden bir şey anlamıyor lâkin gü- yalnızlıktan bir dereceye kadar kur'.ul-llrrfk muhabbhet dolu gözler!e kocasının duğu için memnun olarak aklından g: başladı. | Günler, haftalar geçti Dom Lutz hor akşam gurüp vakti, karaya İlk - çıktığı yerde kayaların üzerine oturur saatlerce ' ufku gözler, medent d'yarlardan bır müj- | | deci, bir gemi beklerdi,. Yağmur mevsimi başladığı zaman Dom Luiz yerli kızla evlendi. Ve onun evine ;ngındı Sabahları onunla beraber balık avlamağa çıkıyorlar, meyva topluyorlar | sonra tekrar kulübelerine avdet ediyor- | lardı. Karısı yemek — hazırlarken Dom Luiz sırt üstü yatağına uzanıyor, gözle- rini tavana dikiyor saatlerce öyle kalı- yordu. Artık bu hayata alışmıştı, Mazi | bir rüya gibi gittikçe hafızasından sili- | * Bir yaz günü idi. Dom Lulz ormanda | dolaşmağa çıkmıştı. Biraz ilerisinde a - |ğaçların arasında karaltılar gördü. Vahşi | Ürkütmek için |haykırmağa başladı. O anda kulağının | n ük bir kurşun geçti Ve İspanyolca bağırmalar duydu. Ku - laklarına inanamadı.. demek senelerden sonra — kendi gibi medeni- insanlara kavuşacaktı!.. Uzun zamandanberi kul lTanmasını unuttuğu dilini zorlıyarak cünün yettiği kadar bağırdı: — Öldürmeyin beni.. ben de sizin gıbi Gemiciler ellerinde silâhları . olduğu halde Dom Luize yaklaştılar. Hemen et- rafını sardılar. Kaplanları olduğu anla- şılan birisi ona nereli olduğunu ve bura- |bir türlü muvaffak olamıyordu. Kap -| tan: — Yorulma, dedi. Anlaşılan çok za - tomobil sahibine ceza verecekler, Jan -| mece cevabını bize gönderdiğiniz zarfın | mandanberi buradasın, Lisanımı unutmuş darmayı arayın, bulun, olduğu yere bir #şaret koyun ve resmi kesip bize gönde - üzerine bilmece kelimesini ve bilmece - de çıktığı tarihi yazınız. nin gazel olacaksın. Kelime bulmakta güçlük çe- kiyorsun. İşte medeniyetin faydası bura- çenleri ona, yeni arkadaşına anlatmağa | Baç kütüğü Üüzüne bakıyor ve dinliyordu. Don Luiz ilk defa kendisini anlamadı- ği için karısımna kızdı, bağırdı. Ayağını yere vurdu. Sonra ufka baktı. Güneş ya- vaş yavaş alçalıyordü. Gemiciler kendisi- ni bulamazlar korkusile hemen — sahile koştu... Lâkin daha gemiciler gelmemişlerdi. Sahilde aşdı 'yukarı dolaşarak bekleme- ğe başladı: Düşünüyordu... Düşündükçe de karısından ayrılacağına üzülmeğe baş- ladı. Öyleya dümya yüzünde yegâne arka- daşı, hayat yoldaşı o değil mi idi? Ondan başka kimi ve nesi vardı bu dünyada?.. Onu da beraber almak lâzımdı. Hemen geriye döndü. Tekrar kulübeye doğru koşmağa başladı... Kulübeye yaklaşınca durakladı. Karısı mla kocasıma yatak yapıyordu. Beri tarafta ağaç çanak içinde akşam için topladığı meyvalar du- ruyordu. Genç kadın yatağı yapıp işini bitirdiktn sonra kulübenin önündeki a- üzerine oturdu, Dom Luizi görmemişti. Dom Luiz birdenbire içinde bir şeyin burkulduğunu hissetti. Medeni dünyaya gitse de kendini anlıyan birisi olmadık- tan sonra orada ne yapacaktı?.. Hem son- ra buraya o kadar alışmıştı ki Koşarak karısına yaklaşt. Onu gülen gözlerinden öptü. Sonra beraberce ye - mek yediler. Akşam olmuş, güneş batmak üzere idi. Dom Lüiz karısının elinden tuttu. Be- raberce bir kayanın üzerine çıktılar, U- zaklarda, denizin üzerinde güneşin son ziyaları altında pırıl pırıl parlıyan gemi- yi karısına gösterdi. Gemi yavaş yavaş ufukta kaybolurken — karısının — ellerini avuçları içine aldı ve o gün genç tayfa- dan dinlediği hasret şarkısını güzel se- sile tekrar tekrar söyledi. Gözlerinden yaşlar akarken kendisini gülerek seyro- den karısını alnından öptü... »« O günden sonra Dom Luiz de Faria ölünceye kaldar bir tek kelime konuş - madil... Sezai Solelli Birinciteşrin 22 nelerde belki görmüşsünüze dür, Meselâ bir köpek, yahud bir at et- rafına benzinli pamuk sarılmış ve bur pamuk alevlenmiş bir çemberin jiçinden bir işaret verilince atlar, Bu hayvanlar bu hareketi zekâlarılı mi yapıyorlar? diye kendi kendinize s0» rarsınız. Hayır hayvanlar bu ve buna benzer hareketleri zekâlarile yapmaz Onları terbiye ederler ve öyle bir hale getirirler ki bunu yapmak bu hayvanlar için artık bir itiyad olur. Çemberden geç- me işini ele alalım, hayvan mürebbisl hayvanı ve o çemberi alır. Çemberi tu - tuşturur. Hayvan tabil çemberin içinden geçmiyecek, en rahat yolu tercih ede « cektir. Fakat hayvan mürebbisi orada « dır. Eğer hayvan çemberin içinden geç - miyecek olursa canını yakar. Bu vaziyet- te hayvan için. çemberden geçmekten başka çare kalmaz, Oradan geçince de hayvan mürebbisi geçer geçmez hayvana yiyecek verir, ok- şar, Bu tecrübeyi bir çok kere tekrar e- derler ve nihayet hayvan çemberden geç. Mmeyi itiyad edinir. Diğer can:l;ıi'lxk hareketleri için de tatbik edilen usul bunun gibidir, ÜT mmin Büyük müsabaka lkCYılmı çocuklar için |.. 25 lira, 15 lira, 10 lira ve yüz kişiye muhtelif hediyeler Bu müsabakaya aid 18 resmin on seki- zincisi, 4 birinciteşrin pazartesi günkü gazetemizde çıktı ve ayni gün müsubü- kanın halli hakkında taisilâ! verdik. Resimleri topliıyan okuyucularımızın, bu ayın yirmi ikisine kadar — resim müsabakanın hal şeklile birlikte idare-« hanemize göndermiş olmalarını ilân et- miştik. Bazı okuyucularımızdan — aldığı- mız mektublar üzerine bu müddeti: 25 Teşrinevvele kadar temdid ettik Müsabaka resimlerini hal şeklile bir- likte o günün akşamına kadar iİdarehane« mize göndermiş olanlar müsabakaya işti. rak edebileceklerdir. Resimlerden eksiği olanlar, eksik — ve- simlerini, günü geçmiş gazeteleri ayni fi- atla idarehanemizden aldırmak sureti) tamamlı yabilirler. eeei Kazananlar: 29 Teşrinievvel Cümhuriyet Bayra-