omiteciler | Bir Ve o da, derhal telgrafhaneye ko - Şarak biri mabeyn başkitabetine, diğeri de dahiliye nezaretine iki telgraf çek- miş; hâdiseyi olduğu gibi bildirmişti. Mösyö Periklise — gelince, ev - velâ, — İstanbuldaki Amerik:l ;ı- firi, (Mister — Lişman) a bir te- graf — çekerek vaziyeti — anlatmak- la beraber, izahat vermek için ilk tren- le İstanbula hareket etmişti. A Artık, ortalık birbirine — girmişti... Amerika sefiri, derhal Babıâliye müra- Caat ederek: (Hâdise, fevkalâde ehemmiyeti ha- İzdir, Mis Hellen Eston ile refakatin - de bulunan kadının hayatına bir teca- vüz vuku bulduğu takdirde, bütün mes üliyet, Osmanlı hükümetine racidir. Eğer Osmanlı hükümeti, bu hâdise ile Tüzumu derecede alâkadar olmazsa, bir Amerika donanması, Osmanlı sularına telbedilecektir.) Diye bir nota göndermişti. Ayni za- Manda Mister Lişman, baş tercümanı Mister Aleksandr Karçiyolo'yu alarak Saraya gel ? — Bir =nnıı kız, nasıl dağa kal- dırılır?.. Bu medenf asırda, medeniy iddiasında bulunan bir hükümetin ül - kesinde, böyle bir hâdisenin vukuunu kafama sığdıramıyarum. Diye, Abdülhamide şikâyet etmişti. Abdülhamid, sön derecede sakin ve mütedil davranmış; — Bu hâdisenin failleri anlaşılma - dıkça, hiç bir şeye hükmetmek doğru olamaz. Diye cevab vermişti. Hâdisenin failleri... İşte, asıl bilinmesi lâzım gelen bu mesele idi. Mis Eston'un mektubunda, sadece (eşkiya) dan bahsedilmekte, fakat bu eşkiyanın cins ve mezhebi — hakkında hiç bir izahat verilmemekte idi... Hal- buki, Mis Estonun tevkif edildiği y lediği saha dahilinde sakin olan halk, Türklerden, Bulgarlardan, Ulâhlardan ve Rumlardan mürekkebdi. Ve bu dört Unsur da, birbirile tam bir mücadele halindelerdi. Hepsinin de silâhlı çete - leri dağlarda gezdiği için bu hâ- disenin mes'uliyeti, hangisine yükle - tilebilecekti?.. Amerika sefiri Mister Lişman: — Vak'anın failleri kim olursa ol - sun; en büyük mes'uliyet, Osmanlı hü- kümetine terettüb eder. Çünkü hükü- Met, memleketirtle emniyet ve Asayisi tesis edememiş; böyle mütecasirane bir karekete meydan- vermiştir. Diye, iddiasında ısrar etmekte idi. Görünüşe nazaran sefir iddiasında hak sız değildi. Onun için saraydan ve da- iliye nezaretinden, Selânik vilâyetine, Serez mütasarrıflığına acı tekdirname- ler gönderilmiş: Ç (Eşkiyalar tarafından cebren ahzü fevkif edilen mezburelerin hayatlarına 2inhâdâr bir suikasd vuku bulmaması için derhal (muamelej mukteziye) nin fasile, (neticenin âcilen inbası) ehem- Miyetle..) İhtar edilmişti. Fakat, (muamelei — mukteziye) ne $?.. , Ve bu, ne suretle ifa olunacak da, (netice, âcilen inba) edileckti?.. * Selânik valisi, derhal Sereze — gel - Mişti. Her vasıtaya baş vurularak tah- kikata girişilmişti. Toplanan ilk ma - Mümat, birbirile külliyen tezad - teşkil etmekte idi. Köylere, en sür'atli vasıtalarla tah - kik memurları gönderilmişti. Fakat bu ftahkik memurları da işgüzarlık gös - fermek için meseleyi arab saçına çevir Mişlerdi. Selânik valisi ile Serez mutasarrıfı, ârtık yeis ve ümidsizliğin son haddine Belmişlerdi. Artık dahiliye nezaretine Müştereken bir telgraf çekerek: (Elendim; ister. asın.. ister — kesin... meselenin tcunu kulpunu bi (Baş tarafı 12 inci sayfada) er arasınd a O, alttan bakan bulütlu bir semayı andı- HLA ran kurşuni gözler... Genç kız birdenbire kendisini bıraktı. İçinden bir şeyin boşaldığını hissediyor- du. Halsizce arkasındaki duvara yazlan- dı. Genzi yanıyordu. Gözlerinde yaşlar boncuklanmıştı. Fakat sevinçle gülümsü- |yordu. İki uzun kuvvetli kolun bir anda |kır sakallı, sarhaş bakışlı adamın omu - zuna yapıştığını gördü. Sonra her şey pek çabuk yoluna girdi, ve adam binbir töbe ile belini, omuzunu tutarak oradan uzaklaştı. Karşı karşıya kaldılar. Öbürü şimdi daha derin, dahâ başka türlü bakıyordu. Gözlerini yakalamış, birakmıyan bu ga- rib bakışlara genç kız teşlim olmuştu. Neden sonra ona teşekkür etmeyi hatır- |Tadı ve bekledi. Onun kanuşmasım, bir çok şeyler söylemesini, yan yana eve ka- dar yürümeyi bekledi. Ertesi sabahı dü- şündü. Bu kendisi için hayatır en güzel sabahı olacaktı. Gece rilyasında hep onu görecekti, gündüz onu düşünccekti — ve belki, belki değil muhakkak, akşam gene beraberce bu yola kadar geleceklerdi. Bu ne büyük bir saadetti. Bir gecenin içinde sevdiği adamı bulmuştu. Gözlerine ba - Yazan: Ziya Şakir bektaşi babası ta izbarı aczediyoruz. Bizi — buradan| deniz dinlemek istedim, Fakat, şahsen kaldırın. Daha ehil ve erbab — olanını |sizinle görüşmek için ısrar ediyor. getirin. (Muamelei mukteziye) yi ifa, Dedi. ve (neticeyi de inba) etsin.) Demeğe karar vermişlerdi. Fakat, garib bir tesadüf, Hızır gibi imdadlarına yetişmişti. * Müutasarrıf, can sıkıntısile: — Hay Allah, müstahakını versin.. gönder bakalım, ne cevher yumurtla - yacak, Cevabını verdi. Vali ile mutasarrıf: Biraz sonra, odadan içeri; kısa boy- — Bu yolda bir telgraf çekelim mi.. | u, sarı sakallı, çini mavi gözlü bir Bek çekmiyelim mi?.. taşi babası girdi. Abasının önünü ka - Diye düşünüp dürurlarken odacı i-| vuşturarak hürmetle hiyaz etti, çeri girmiş: ü Mutasarrıf: — Efendim!.. Bir Bektaşı babası sizi| — Vali beyefendi!. Müsaade buyu - görmek istiyor. rursanız, şu adamla görüşeyim. Demişti. Dedikten sonra, yüzünü babaya çe- Fakat mutasarrıf o kadar müteessir | virdi: |bir halde idi ki: — Söyle bakalım, baba.. adın ne?.. | — Hah.. Tam, Bektaşi babasını din-| — İbrahim. kınca kollarına düşmüş gibi titrediği, ya- İliyecek zaman... Be herif, görmüyvor | — Nerelisin?. nında olunca içi kuvvet, cetaretle döla- musun, Başımızda ateş yanıyor.. Çık... | — Ergiri'li, rak dünyaya bakabileceği adamı bul - muştu. Erkek: — Yürüyelim, dedi. Geç vakit böyle serseriler sokaklara dökülüyorlar.. Diye bağırmaktan kendini menede- memişti. Fakat biraz sonra tahrirat başkâtibi içeri girmiş, mutasarrıfın kulağına e - gilerek: — Efendim!. Bir Bektaşi babası, pek mühim bir ihbarda bulunacağını söy - yor. Sizi rahatsız etmemek için, ben- RADYO Bugünkü program ANKARA 22/10/938 cumartesi programı (Öğle ve ak- şam neşriyi tecrübe mahiyetinde olarak | — Bize bir şey süyliyecekmişsin?. — Evet, efendim, — Nedir? — Efendim!.. Kimsenin etlisine, süt- | S€rseri lüsüne karışmak âdetim değildir, am -| Sesi de ne kadar tatlı Ve yumuşaktı. |ma.. hükümetce bir telâş vardır. diye,| Yürüdüler, Yan yana yürüdüler. Kol - i şu, fakirin bir yar -| İt birbirine değiyordu. Neriman bun - dımım dokunur, di (Arkası var) |dan büyük bir zevk duyuyordu. Utanmasa onun koluna girecek ve ne zamandır muallâkta kimsesiz sallanan ruhunu do- yuracaktı. Utandı, bunu yapamadı. «Ya- Bir doktorun günlük notlarından Kemik veremi ; Vücudün ötesinde berisinde yavaş ya. vaş başlıyan şişlerden en ziyade Aakla gelmesi lâzım gelen şey bez veremi yani sıraca, bir de kemik veremidir, Bunların Kafdağının arkası (Baş tarafı 7 inci savtada) En eski ve makbul Anadolu halıları, Selçükiler zamanındaki iptidaf şekilde yapılanlardır.. Bunlar büyük bir kıy - meti haizdir.. Berlindeki Frederik mü- zesinde-nümuneleri vardır.. —Bu tarz rıldığını gördü ve derhal gözler: tanıdı. | “*—WW Hikâye : Bir gecenin hikâyesi rın akşam belki cesaret edebilirim» diya teselli buldu. Beyaz abşab evin önünde, elektrik fe- herinin altında karşılıklı durdular, Son bir defa bakıştılar, Adamın gözleri « « |teşli ve parlaktı. Yüzünü ince bir çizgi halinde ikiyo ayıran kırmızı dudakların- da garib bir tebessüm vardı. Bu tebessüm onun hâkim ruhunu, fakat ayni zamanda karşısındaki insana göstermek istediği kalbindeki bir şeyi çok iyi tebarüz etti « | riyordu, Neriman nefesi tutulmuş bir halde, he- yecandan yüzü sapsarı fısıldadı: — Evim burasıdır. Adam eğildi, ayni yavaş sesle: — Ben de pek uzakta oturmuyorum, dedi. Yarın sabah gelir sizi alırım. Genç kızın sevinç içinde gözleri par « ladı, Sesi titriyerek cevab verdi: — Sizi bekliyeceğim, Birbirlerine ellerini vermediler. Yal « nız gözler kucaklaştı ve ayrıldılar. Ertesi sabah, daha ertesi sabah ve öbür günler de adam gelmedi... Neriman, gene eskisi gibi kendisine yaklaşmak istiyen bütün öbür erkeklere karşı uzak ve lâkayd... Yalnız şimdi yeni bir huy edindi. Sökakta, her nerede o « lursa olsun bütün erkeklerin yüzlerine, hayır, yüzletine değil, gözlerine. yalnmız gözlerine bakıyor. Belki de bir gün o alt. tan bakan kurşuni, derin, hattâ biraz sin- Bi bakışlı gözlere tesadüf edeceğini um- Maktadır. Fakat seneler geçiyor TARINKİ NÜBHAMIZDA: Kaç diş eksik ?. Yazan: Mih. Zoşçenko Çeviren: H, Alaz Tei a geee eeei L C Casusluk tarihindan sayfalar (Baş tarafı 9 uncu sayfada) İnme sahası da daha evvelden Almanya içindeki casuslardan biri tarafından işa. retlenmiş bulunacaktı, Böylece Gört yıllık bir mücadeleden yeni stüdyodu yapılacaktır.) Öğle neşriyatı: 1230: Müzik (türkçe plâk), 13: Haber- ler, 18415 Müzik (eğlenceli plâk), 14: Bon. Akşam neşriyatı: Ber ikisi de çok sancı ve İztirab vermez. Fakat yayaş yavaş hastayı kemiren, e « riten, kanşız bırakar, bitiren bir hal baş- lar. Gerek sıraca ve gerekse kemik vere - mi vaktinde tedaviye başlanırsa ekse - halıyı bugün de Anadolu güçebelerin- de bulmak kabildir. Uşak — civarında dokunmakta olanhalıların «l6> ncı a- sırdaki nakışlara uy) olduğu söyle - hir.. Bu nakışlarda fr:'ı,ı tarzı görülür.. sonra casusluk en büyük harikasına u « laşmış oluyor, casusu, düşman toprağına, karanlık gökten tam bir emniyetle indir- mek muvaflakiyetine eriyordu. Düşman bunu biliyor, seziyor, fakat bir Şey yapa- 18,30: İstasyon hakkında muhtelif lisan- larla izahat ve müzik (cazband), 19,15: Ko- medi, 20; Müzik (radyo orkestrası) »Şef: |Hasan Ferid Alnar, 1 — Rossini: La -s0ala di sela (sinfonia), 2 — Haydt; Oxlford - Symhonle. $ — Ravel: Ma möre Voye, 21,00: Arabea söylev, 2110: -Haberler, ZL15; Mü - zik (Türk #serlerD, 22: Konuşma (Dosta kutusu), 22,20: Müzik (karışık program - plâk), 2245: Haberler, istasyon hakkında | muhtelif lisarilarla neşriyat ve İstiklâl mar- | riyetle Iyi olur. Yani diğer verem şekil- Jerine nlabetle en ehveni şer olan bir şe- kildir. Kuvvetli gida, güneş — ve sun'i — ziya| banyoları bazan cerrahi müdahale, da - hili tedavi, istirahat sıracanın ve kemik vereminin başlıca tedavi — çarolerinden sayılır. Cevab isteyen — okuyucularımızın — posta pulu yelinmalarını vlca ederiz. Aksi tak- dirde Htekleri mukabelasir kalabilir. g. ——— ——— ——— Gayrimenkul açık arttırma ilânı. Gebze İera Memurluğundan: 938/586 t Açık arttırma ile paraya çÇevrilecek gayrimenkulün ne olduğu: Gebzeye bağlı Tu: la köyü Köşkbayırı mevkilnde 25 zeytin ağacını havi ve tahminen 1898 metre mural bamda 75 lira kıymetli tarla ile aynt mevkide 15 zeytin bir ceviz ağacını havi keza- lik tahminen 1828 metre murabbamda 90 lira kıymetli tarla ve Değirmen hayırı mev- klinde 1838 metre murabbalnda 250 Tira kıymetli engiharlık, Ayazma — mevkiinde 932 maetre Ymuütabbamda 110 liza kiymetli tarla ve aynl mahalde 1260 metre mürabbunda 180 Hra kıymetli tarla e Pavil yolu altında 260 aşılı vişne fidanile 100 enderezi ha- vi 4 dünümlük fidaalık halinde 250 Jlra kıymetli tarla. i f Arttırmanın yapılacağı yer, gün, saat: 18/11/938 cuma günü saat 14. 1 — İşbu gayrimenkulün arttırma gartnamesi 53/11/038 ııui?gnauı itibaren No. ile Gebze İcra Dalresinin muayyen numarasında herkesin görebilmesi İçin açık- :.u-. Hânda yazılı olanlardan fazla malâmat almak istiyenler iIşbu şartnameye ve 38- 588 dosya numarasile memuriyetimize müracaa! etmelidir. 2 — Arttırmaya iştirak için yukarıda yazılı kıymetin Ç, 75 Tisbetinde Hey veya milli bir bankanın teminal mektubu tevdi edilecektir. «124> 3 — İpotek sahibi alacaklılarla diğer elâkadarların ve irtifak hakkt sahiblerinin gayrimenkul üzerindeki baklarını hususile faiz ve masrafa Gair olan iddlalarım iş- bu dân tarihinden itibaren yirmi gün içinde evrakı müsbitelerile birlikte memuriye- timize bildirmeleri icab eder. Aksi halde hakları Tapu sieillile sabit olmadıkça satış bedelinin paylaşmasından hariç kalırlar, 4 — Gösterilen günde arttırmaya iştirak edenler arttırma şartnamasini okumuş Jüzümlü malümat almış ve bunları tamamen kabul etmiş ad ve İtibar olunurlar, X Tayin edilen zamanda gayrimenkul üç defa bağırıldıktan sonra en çok artlı- $ le edilir. Ancak arttırma bedeli muhammen kıymetin yüzde yetmiş beşini Tara aa ga aç istiyenin alacağına ruçhanı Olan diğer alacaklılar bulunup da bedel bülmaz Te iyrimenkulle temin edilmiş alacaklarının mecmuundan farlaya çıkmazsa butların O ae lAnhüdü bâki kalmak üzere arttırma on beş gün daha temdid ve ON goK g gyni snatle yapılacak artlırmada bedeli aatış istiyenin alacağına rüç. ga Deşinci Gaaa aa İyrimenkulle temin edilmiş alacakları mecmeimdan hanl Oaan daaar aa L tirana ihale edilir. Böyle' bir bedel elde cölimezse tazlaya çıkmak şari e İhale apa aa Y a a he ihale olunan kimse derhal veya verilen mühlet için © — GayTan aa N ararı fesholunarak kendisinden evvel sen yüksek teklifte de parayı Yeraeaa T U bedelle almağa Tazı olursa ona, razı olmazsa veya bulunan kimse arst ae ” YAn müddetle arttırmaya çıkarılp en çok arttırana ihale bulunmazsa - hemen /daki fark ve geçen günler için ©( 5 ten hesab olunacak fnix ve edilir. İki ihale arasın ükme hacet kalmaksızım Mmemuriyetimizce alıcıdan tahsll olu- diğer zararlar ayrıca bi ur. Madde <133e aiddir. MA Z Yalnız tellâliye ”ı'::':lgu:ıun 18/11/938 tarihinde Gebze İcza Memurluğu Oayrimenkuller Y“mwum arttırma şartnamesi dairesinde satılacağı ilân olunur. adasında işbu lân ve gö (7760) sonra anladım ki: Bu nefis san'at de bizim öz malımızmış.. Bilmem sen ne Ük <a dersin?!.. Gözlerinden öperim.. M. Yosari Seylettin Amal ü a sAE N E B Kına Gecesl ERTUĞRUL SADİ TEK Felulea $ UNU tiyatrosu Taksimde bu vece — |(CemalSahir Opereti c.===ll'(m' 25 Birinciteşrin Salıdan ilibaren bu sene Vadwil 3 perde için hazırladığı yeci operet ve piyeslerini pek Ber perdesinde, “müzik ve | yakında İstsnbulun c0 İüke tiystrosnada halka eğlenenler : 40099 göstermeğe başlıyacaktır, mıyordu, Yapmak için olanca azkerini tekmil muharebe meydanlarından, bütün siperlerden çekip Fransa ve Belçikadan henüz ele geçirilmiş olan ve İngiliz « Fransız hava casuslarına kucak açan bu Keniş araziye gözcü dikmek icab Bdiyor- du. Ve tabi f Kanuni Sultan Süleyman, Tebriz - den, İrani Türk ustaları getirtmiş.. On lar Uşak civarına yayılmış.. İran tar - zını buraya aşılayan onlar, olmuştur.. 10 — Şarkta, başlıca hali memle - keti: Anadolu, Kafkasya, İ.rın. Türkis- tan ve Çindir.. Şarki Türkistan «Çin> tarzında ça - lışır.. Hindistanın eski haliları pek az- dır. Yenilerinin de fazla bir kıymeti yoktur.. ömedi. katnı Bugün #aat 14 de çöcük kusmi sast 20.30 da akşam Vıılı'çlılılır Komedisi azan: V, z Türkçesi * A> Givda HALK OPERETİ Yakında Beyoğlunda başlıyor * Azizim Lütfil, Bunları öğrendikten İstanbul Gümrükleri Başmüdürlüğünden : 1148 kilo ipliği boyalı pumuk mensucat 2256 K. kasarsız pamuk mensucat 513 K. müstamel ceket, yelek ve pantalön,220 K. kasarlı pamuk — mensucat, 200 ipekli mensucat, 48 K. sun"? ipek başörtüsü, 18 adet ipekten masa, karyola Örtüsü, 47 adet yün boyun atkısı, 24 adet vidala deri, 74 adet müteaddid ayakkabı, 141 K pamuk basma hakkındaki satış ilânımız Yeni Sabah gazetesinin 12/10/938 gönlü nüshasındadır. İstekliler bu gazeteyi okuyarak satışa gelmeleri ilân olunur. (7658) Bütün nefis şeylere “Hacı Bekir lokumu,, vun adı verilmesi sebebsiz değildir. Tabiatın yarattığı karpuz bile Hacı Bekir kurabiyesinin şöhre- tinden yardım istemeğe mecbur olmuştur. Ali Muhiddin Hacı Bekir Bahçekapı, Beyoğlu, Karaköy, Kadıköy. Memur Aranıyor Büroda çalışmak üzere bir gence derhal ihliyaç var. Türkçeden başka Fransızca veya Almancayı ve makinede yazmağı bilmesi lâzım. Kısa hal tercümesile bilgzilerini ve istediği maaşı zikrederek sarih adresile posta kutusu Galata 1410 a yazı ile müracaat.