SON POSTA Birinciteşrin 8 1 - < - -— udan çıkan balık | Önlar, ikisi de kırmızı tatlı su balığı| idiler, Bir ufak vazo içinde bir evde masa üÜzerine konulmuşiardı. bir havuzda doğmt havuzda kalmıştı. Ne onu bir kepçe ile havuzdan . Fal dan çıkaran adam çabuk yetişmiş, elile kepçedan çıkararak içi su dolu bir kavanoza koymuştu. Yaşlı balık bunların hepsini hatırlıyor- du. Gönç balığı da ayni tarzda havuzdan o da ölüm tehlikesi geçir- Mmişti amma nedense hiç korkmamıştı. İçinde buluhduğu kavanozdan oda için- de dolaşan kediye, köpeğe, insanlara bak- tıkça içini çeker: — Ah, ben de şu kavanözdân fırlasam, onlar gibi odaların içinde dolaşsam! Derdi. Bir gün bu arzusunu yanındaki yaşlı balığa anlattı, yaşlı balık kulakla-| rım açtı kapadı, kuyruğunu oynattı. — Sen ne düşüncesiz bir balıksın, de- di, sudan çıkarsan başına gelecekler. hiç aklına getirmiyor musun? — Başıma ne gelir ki.. ben de insanlar gibi, köpek gibi, kedi gibi koşar, oynar, gezerim — Senin ayakların yok ki gezip, koşup, oynıyabilesin. — Sudan çıkar çıkmaz ayaklanmıyaca- ğımı kirm bilir ki onlara benzerim. O zaman görme ben de ayaklanıverir, şu o danın içinde dört döner, koltunlara otu- Tur, yerde kedi gibi kendim & Jendiririm. Yaşlı balık çok tecrübeli idi/ genç ba- hak öynar, b mir, hem de başkalarını eğ- Jığın yanlış düşüncelerini tashih etmek ona akıl vermek istedi — Bak, beni dinle; dedi. Biz balıkların yaradılışımız, havada yaşıyanların yar: dılışlarından tamamile ayrıdır. Onlar va içinde yaşamak, havayı teneffüs et- mek için yaradılmışlardır. Birini suya at- san, suyun içine gömüldü Biz işe su içinde yaşamak için yaradı! ğamızdan onlar nasıl suya gömülünce ö- lürlerse biz de havaya çıkar çıkmaz öli rüz. Hem sen nedense o kadar hava gçıkmak, dolaşmak istiyorsun. Su içinde ne rahatsızlığımız var ki. Havaya çıka- mazsın ya, çıkmış olsan bile kedi (le kö- pek seni yakalar, paralarlar. Hem o kedi çok haindir. İmkânını bulsa bizi kavanoz- dan bile kapıp pargılıyacakken dışarıda siç yaşanır mı? Küçük uşak vazoyu saklamıştı Bay — Bu vazo gayet kıy- metlidir. Ayak altına koy- yrılır. İyi bir ye- re sakla akşam eve gider- ken, alır götürürüm. Küçük Balıklardan biri yaşlı, öteki gençti. Yaşlı balık bir zaman . Uzun zaman 0 n sonra bir gün| almışlardı. ölüm tehlikesi ge- bir yere saklamalıyım, A- caba nereye Aklıma da hiçbir yer gel- Genç balık bütün bunları dinledi. Fa- kat ler bir kulağından giriyor, öteki kulağın- dani çıkıyordu. O bir kere kafasına koy- duğunu yapmaya ahdetmişti. Her ne pa- hasına oluras olsun sudan çıkacak, tali- 'azla ehemmiyet vermedi. Söylenen- hini deniyecekti. * Bir akşam üstü idi. Yaşlı balık, suyun dibine çökmüş, dışarıda olup bitenleri seyrediyordu. Genç balıksa suyun — yü- zünde sinirli sinirli “dolaşıyor. Kendi kendine bir çıksam. Diyordu. Bu sırada aklına geldi. O gün |kavanozun suyunu değiştirirlerken her zamankinden fazla su koymuşlardı. Su- |yun yüzü çok yüksekti. Bir hamle yapıp atlasa kendini masanın Üzerinde bula- İhtiyar balığa baktı. — Ben Dedi. ile Ü 'e Diye gene nasihat etmiye başladıysa da caktı zgeç! balık dinlemedi. Bir zıpladı. Kendi sanın üzerinde buldu. Fakal masa düşer düşmez yaptığı ha anladı Sudan çıkınca yaşıyamıyacağın. ancak © zaman anlıyabilmişti. Ümidsiz ümidsiz ni M |kıvrandı ve öldü. | * | Biraz sonra evin h nın üzerinde ğundan tuttu: hetçisi onU Masa- arak buldu. Kuyru- Zavalhı! Dedi. Evin bayanına gösterdi. Bayan da acıdı, fakat ellerinden ne gelirdi ki?.. Kedi: — Miyav miyav! Dedi. Hizmetçi balığı kedinin önüne l:ıl'.z Akılsız balık kediye kısmet olmuştu. *k*k uşak — Vazoyu iyi saklıyayım. edemezlerdi. Küçük uşak — Bay gelse de, vazoyu ne iyi yere sakladığımı bir görse, — Ah şuradan bir çıksam. Ah şuradan | Küçük uşak — Buldum, bir de bena akılsız derler, En akıllılar bile bunu akıl Küçük uşak — Bana, âferin senin ak- hın, başında imiş diyecekti. Daha tayyare icad edilmemişti. İnsan- lar gene o zaman gökyüzüne çıkmak yo lanu aramışlar ve bulmuşlardı. Göğe yükselmek için ilk buldukları şey balar- alon havadan f bir gazla doldu- yor, yükseliyordu. Altına bağlı olan 1 insanlar da balonla beraber yükseklere çıkıyorlardı. Fakat bu balon-| lar rüzgârın estiği tarafa giderlerdi. Çün- | kü onları istenilen tarafa sevkedecek mh- kineleri, dümenleri yoktu. pek işe yaramıyorlardı. Tayyare icad edildiği zaman artık ba-| lonların tamamile unutulacaklarını zan- | nettiler, Fakat bu zanlarında yanılmış- lardı. Çünkü balon da işe yarıyacak hale getirilebilirdi. Balonla uğraşanlar çalış- tılar, Çabaladılar, nihayet kabili sevk ba- lon denilen istenilen yere sevkedilen ba- lonları icad ettiler, Şimdi bu balontardan dünyada istifade edilmektedir. Almanla- tın jeplin balonu Avrupa ile arasında işler Harpte istifade edilen ilk kabili sevk ba lonun yapılış tarihi epey eskidir. Bal 1908 senesinde Amerikalılar y dır. —— Amerika Büyük müsabaka KK Yalnız çocuklar için O, 25 lira, i5 lira, 10 lira ve yüz kişiye muhtelif hediyeler Bu müsabakaya aid 18 tesmin on zincisi, £ birinciteşrin pazartesi gazetemizde kanın halli h Resimleri günkü ktı ve ayni gün müs: ında taisilâ: topluyan müsabakaya iştirak etmiş simleri müsaba bu ayın yirmi mize göndermiş Resimlerden gazeteleri ayni dırmak süretile tamami Kazananlar: oku, 29 Teşrinievvel Cumhuriyet Bayra- mı günü ilân edilecektir. Bu yüzden Küçük uşak — Odanın ka pisı üzerine ayakkabdı koy- mak için yaptığım rafa kayarım. Ne kırılır, ne de bir şey olur. Bay — O başındaki ne? Küçük tşak — Şey şey akıl! — Yıldız, dedi, Bayan ; Neclânın 7ından Bayan Neclâya ceksin, bir elbise dikip hediye — zı açacal etmek istedi. Fakat bu- Run için bBayanın ölçü- emdı. ldızı çağırdı: türürsün Bayan Neclânın kızı — Şimdi getirip vereyim. Bekleyiniz. teyzemin Teyze — Haydi ç lar, Bayan Neclâya he- diye edeceğim elhiseyi hep beraber dike y b Teyze — Yıldız, şimdi Bayan Noclâ, elbisenin kendine çok yakıştığını gö- bilir ne kadar sevinecek, bana ne Bu iki çocuk bah- çeye girecekler, fakat |xöpekten korkuyor- lar. Birbirlerine: — Acaba köpek ne- rede? — Yoksa köpek yok mu? Diye soruyorlar. Fakat köpek bahçede saklanmış, onlara ba- kıyor. Hele siz de a- rayın, köpeği bulabi- Jecek misiniz? Bulur- sanız olduğu yere bir işaret koyun ve sonra resmi gâazeteden ke« sip bize gönderiniz. Bir kişiye bir kol sa- ati, diğer yüz kişiye San Postanın küçük okuyucularına hedi. ye etmek için yaptır- dığı güzel ve kıy- metli hediyelerden ve receğiz. na kapıyı ki- nesine benzer, annesinin bir elbisesis ni isfer, sonra geri gö- Yıldız — Gecikmeden Yıldız — (Kendi ne) Madem ki kt nerine benziyor, kızınılt elbisesini de isterseM evine gide- an- . Tıpki an- ondan — Bayan teyzemi kaç saat için — sizif? elbisenizi istedi. Yıldiz — Teyze, elbises yi aldım, koşa koşa gel dim evine döne- sin bir kere de ben git reyim, j Bayan Neclâ — Bu "e rezalet, Yıldız — Kabahat bende değil, Tei zem kızı kendisine benziyor dı—mî&d n