Beşiktaş kalesi önünde kesilen bir Fener hücumundan Fenerbahçe Beşiktaşla 2 -2 Berabere Lig maçları dün 4 sahada birden başladı BON POSTAa iki safha Kaldı Galatasaray İstanbulsporu 3 -0, Güneş Beykozu 3-2, Topkapı Süleymaniyeyi 2-1, Vefa Hilâli 2-1 yendiler Dünkü maçları 11,600 kişi seyretti. İstanbul lig maçlarının birinci haftası oyunları dün dört tarafta hep birden başladı. Uzun zamandır lig maçlarına hazırlan- makta olan takımlarımızın bir çoğu ilk oyunda tam kadrolarile sahaya çıkama- dılar. Bütün sahalarda göze batan bu ha- le rağmen takımların en kısa bir zaman- da kendilerini toparlıyacakları ümid e- dilmektedir. Dün yapılan maçlara nazaran bu sene lig maçlarında bir çok sürprizlerle kar « şılaşmamız çok muhtemeldir. Dünkü liğ maçlarında görümüze ba - tan acı bir noktayı burada zikretmeden geçmek istemiyoruz. Lig maçlarında belli başlı bir rol oy « nıyan hakem işi daha ilk oyunlarda göze pek batacak bir şekil almıştır. Futbol ajanlığı hakem işine yeni ve esaslı bir şekil veremediği takdirde bu meşele bütün klüblerin hoşmudsuzluğunu celbedecek bir hale düşecektir. Daha maçların başında ajanlığın na- zam dikkatini celbetmeği ışin selâmeti namına faydalı bulduk.. Taksim Stadında Galatasaray : 3-İstanbulspor : O Senenin ilk maçı bu iki takım arasın- da yapıldı. Evvelki gün de tahmin ettiğimiz gibi | , İstanbulspor çok genç oyunculardan teş-| 233’ kil edilmiş olmakla beraber mevsim zar- - fında bir hayli idman yapmış olduğu için | Oyuna başladığı sür'at ve enarjiyi son da- | kikaya kadar muhafaza etti. N Galatasaray rüzgür altında oyuma baş- ladı. Takım henüz yerine alışmış bir va - ziyette olmadığı için çok bocaladı. İlk dakikalarda sağdan üstüste hücum Yapan Galatasaraylılar topu lüzumundan fazla ezdikleri için bir türlü netice ala - Madılar, Hücum hattı ile muavin hattı Arasında hemen hiç anlaşma olmuyordu. İstanbulsporlular bu vâziyetten istifade #derek Galatasaray kalesine kolay bü - " - K ARRAM M.&. K” Dünkü muhtelif karşılaşmalardan muhtelif heyecanlı intıbalar tumlar yaptılar. Böylece devre 0-0 bit - | Z4 Ette kurtardı. Galatasaray kalesi bun- &. duu başka ciddi bir tehlike yeçirmemiş İkinci devre Galatasaray merkez mua -| YE Oyun Galatasarayın 30 galibiyetile vine Bedtiyi, soliçe Eşfakı almak sure - | *9RA ermiştir. Hle bir tadilât yaptı. Galatasaray: Sacid - Lütfi, Adnan - Rüzgürla beraber Ooyuna başlıyan Ga - Ekrem, Eşfak, Celâl - Danyal, Süleyman, İataşaray bu değişikliğin ilk tesirini gör-| Mehmed, Bedii, Bülend. dü. Sağdan gelen topu kale yakınlarında | İStanbulspor: Sajm - Samih, Bürhan Yakalıyan Eşfak güzel bir şütle ilk golü | Kemal, Sabri, Tarık - İsmet, Cevad, Sey- Yaptı. Devrenin bhemen yarısından fazla fi, Rıdvan, Bahri. hücumları soldan yapan Galatasaray Bü-| — H*tem — Tarik (Süleymaniye). ';“u? ile Eşfakın mükemmel anlaşması sa- ÖB ııı.:ıd' Merkez muhacim Mehmed va » Güneş : 3 Beyköz: 2 Ş 6 Üstüste iki gol daha yaptı. Oyuna Güneşliler rüzgürı arkalarına yunun — ortalarmda =u_; ııb" hücum esnasında kaleye çeki -|tıkarı akınlar tehlikeli olmamakla. be - ş Şütün Sacid mükemmel bir va -|raber sık sık devam ediyor. İlk tehlikeyi .|binden fazla seyirci vardı. İstanbulsporun | alarak başladılar. Açıkları vasıtasile yap- gene Güneş atlattı. Sol açıktan bir pas alan Beykoz merkez muhacimi çok mü- said bir vaziyette olduğu halde topu dı- şarı attı. Devrenin bitmesine yirmi da - kika kala Güneş sağiçi güzel bir vuruşla Güneşin ilk golunu kaydetti. Ve devre her iki tarafın karşılıklı akınları arasın - da nihayetlendi. İkinci devrede Beykozu daha canlı gö- rüyoruz. Üstüste hücumlar yapıyor ve bir netice almak azmini taşıyor. Rüzgâ - rın da yardımile akınları daha çok sık - laşıyor. Gene bu akınlardan birinde Bey- koz soliçi güzel bir vuruşla takımına bi- rinci golü kazandırdı.. Oyun daha ha » raretli devam ediyor. Beykozlularda bir | canlılık, Güneşte ise bu ani golün şaşkın- lığı var ve bu şaşkınlık daha geçmeden | Cihadın bir hatasından istifade ederek | Beykozlular ikinci sayılarını da kaydet- mekte gecikmediler. Güneşliler vaziye- tin tehlikede olduğunu hissederek hü - cumlarmı sıklaştırdılar, Bu sırada Bey -| kozlular müdafaaya çekilmek hatasını | gösterdiler. Ve bu hatalarını bir göl ye-| mekle ödediler, Sağ açıktan ye bir pas alan Güneş sağiçi takımına ikinci go- lü de kazandırdı. Oyunun bitmesine 8 da- kika var, Güneşliler hücumda, Beykozda yorgunluk başladı. Beykoz kalesinin sı - kışık bir anında Güneş soliçi sıkı bir şüt çekti. Beykoz kalecisi plonjon yaparak | topu tuttu, fakat top içeriden tutulduğu | için gol sayıldı. | Beykozlular bu haksızlığa uzun boylu | Jitiraz ettiler, fakat hakemin kararı va - ziyati değiştirmedi. Güneş: Cihad - Faruk, İbrahim, - Yu- suf, Rıza, Ömer - Salâhaddin, Hakkı, Me- Hh, Niyazi, Rabit. Beykoz: Safa - Bahadir, Sadeddin - Mustafa, Kemal, Cahid - Turhanı, İbra - him, Satd, Jiratr, Gazanfer. Hakem — Feridun Kılıç (Eyüb). A Y Kadıköy Stadında Fenerbahçe 2 - Beşiktaş 2 Dün lig maçlarının en mühim karşılaş - ması Kadıköy stadında Fenerle Beşiktaş a- rasında oldu. Fenerbaliğenin çoktanberi sa- hada görünmeylİşi, Beşiktaşın son idari me- selelerden sonra birkaç oyuncusundan maâh- rum kalmış bulunması maça büyük bir eham İmiyet verdirmiştir. Bu yüsden sahada sekiz Beşiktaşlılar birinci derecedeki oyuncu - larından mahrum olarak sahaya çıkmışlar- dı, Maamafih rüzgüri arkalarına alan siyah beyazlılar beklenmedik şekilde bir oyun gös- tardiler. Barı lâötverdliler de bu — vaziyette pek parlak bir halde değillerdi. 12 inci daki- kada Nazım ve on dakika sonra da Rıdvan birer göl yaptılar. Oynanan oyün şuüri bir oyun değildi. Her iki tarafın da sistemi bir sürprizle karşılaşmamak için birbirini tart- mak ve oldukça da çeklngen davranmaktı. (Devamı 11 inci sayfada) | venet kuvveti Yazan: Ziya Şakir Komitecilerin elebaşısı Sarafof henüz pek genç olduğu halde komitenin hareket şubesi başına geçti Evvelki günkü ve dünkü kısımların hülâsası Bir Mart akşamı Belânik limaninda Vadiülkebir isimli bir vapurda bir infilâk oluyor, ateşler vapurun ber tarafını sa - rıyor, halkın hayretle açılan gözleri ö - nünde vapur tamamen yanıyor. Aradan kıza bir zaman geçince Vardar cihetindeki Galik köprüsü berhava edili- yor. Bonra da Osmanlı bankasının altın- dan müdhiş bir volkan patlıyor, aynl ge- ce bir çok binalar bombalanıyor, uçuru - luyör, şehir ateşler içinde — kalıyor, balk dehşete düşüyor, korkunç bir panik baş - hiyor. Hükümet kuvvetleri derhal faalt - yete geçiyorlar. Ertesi günü bir çok Bul- gar komitöcileri yakalanıyor. Bunlar kor- kunç hareketlerini inkâr etmiyorlar, Os - manlı bankaşının karşısındaki bir Bul - garın bakkal dükkünı içinden © ay uğ - raşıp tünel kazdıklarını, çıkan toprağı da kese kâğıdları ile müşteri gibi gelip bak- kal dükkârından alarak denize döktük - derini söylüyorlar. Kam! l büöylece hamrlanırlarken bir gün Âni bir şekilde harekete geçmek kararımı veriyorlar, Bambalar — patlıyor, çatışmalar oluyor, bir çoğu hükümet kuv- vetleri tarafından öldürülüyor, bir kumu da yakalanıyor. Bundan sonra — bütün — Makedonyada bir kaynaşma- başgösteriyor. Yer yer is - yanlar çıkıyor. Komiteciler tam teşkilât- la çalışıyorlar, Bulgaristandan — çeteler celbediyorlar. (Roman devam ediyor) BAA Kaomitecilerin kuvveti, on iki (kap- tan) kumandasında (kırkar kişilik) çe- telere taksim edilmişti. Bu çeteler; en son sistem kısa Manliher tüfekler, oto- matik rovolverler, en müessir bomba- larla mücehhe: Çete kaptanları da; Papa Bugdan, G göle, Toma, Misan vesaire gibi kanlarda senelerce eşkıyalık etmiş ©- lan eski çetecilerden mürekkebdi. Komiteciler, kasabayı ve köyleri ba- İsar basmaz derhal müslümanların si- lâhlarını toplamışlar; Bulgarlara da- Batmışlar; bin iki yüz kişilik bir mus- çıkarmışlardı. Nahiye merkezinin mühim bir kısmımı yakmış- lardı. Yanan Ixi yüz dükkân ve beş yüz €v arasında, Rumlarca çok mukaddes addedilen bir kilise ile mükemmel bir de un fabrikası vardı. Telgraf müdürü, belediye kâtibi, iki polis, düyufu umu- miye memuru, tahrirat kâtibi, bir tel- graf çavuşu, iki tahsildar, jandarma mülâzimi, bu mülâzimin biraderi, bir jandarma neferi, beş asker - kasabaya giren çetecilere silâh kullanan - iki Türk kadını, baskını haber veren iki Türk çocuğu; bunlar da, komiteciler tarafından kurşuna dizilmişlerdi. Bütün bu hâdiseleri ve cinayetleri i- dare eden bir tek Bulgar erkâniharb zabiti idi... Adına (Boris Sarafaf) de- nilen bu Bulgar zabiti; (Nevrekop) ka- zasına tâbi (Liyobanoh) köyü ahalisin- den, © köyün mekteb hocası olan (Pet- ro Sartfof) isminde bir adamın üçüncü oğlu idi. Petro Sarafof, oğlunu kendi mekte- binde okuttuktan sonra, onun zekâ, ce- saret ve atılganlığını görerek Selânik- teki akrabalarının nezdine göndermiş; orada tahsilini ikmal ettirmek iİstemiş- ti “Boris Sarafof, derhal kendini göster- mişti. Selânik Bulgar mektebinde, her sene sınafını birincilikle geçmiş; muhi- n, Korşovalı B"“'erdu. Fakat, az zaman zarfınd Bal-|kiini son derecede tahkim etm | tinin nazarı dikkatini celbetmişti... O< bulunan cemaat heyeti, ileride bu çocuktan edilecek istifadeyi düşüne« rek onu, Sofyaya göndermişlerdi. Boris Sarafof, Sofyada harbiye mek« tebine girmişti. Bir taraftan bu mekte-« be devam ederken, diğer taraftan da, (Makedanya komitesi) ne intisab eyle- mişti, Kamite, bu zeki ve ateşli gence çok büyük alâka göstermişti. Ve nite- kim Sarafof mektebi ikmal edip de par- lak bir erkânıharb zabiti olarak hayata atılır atılmaz, koamite derhal onu resmi vazifeden çekmiş; kendi idare heyeti â« rasına yerleştirmişti. Sarafof, burada derhal kudret ve li- yakatini göstermiş; henüz pek genç ol duğu balde, komite erkânı arasında te- mayüz etmişti, Ve aradan çok geçme- den; komitenin hareket şubesinin başı- na geçmişti. Sarafof, ateşli bir ruha malikti. Son derecede maceraperes raftan Makedonyayı kan ve ateşe boğacak çe- teler teşkil eder, korkunç hileler tertib eylerken; diğer taraftan da vaktini coş- kun bir sefahat içinde geçiriri Gençti. Güzeldi. Gürbüz bir çelik gibi adalelere malikdi. Sofyanın çapkın kadınları daima Sara- fofun peşinde gezerler; anu daima çık gınca zevklere sürüklerlerdi. Tabildir ki bu hayat bedava tern dilemiyordu. Sarafof, komite tare dan kendisine verilen bol par kısmını bu şekildeki eğlenceli ediyordu... Onun bu israfları, nin ağır başlı erkâmının gözleri Sarafofun korkusundan, hiç kir çıkaramıyordu. Sarafof, en idealist, en cesur, en per- vasız adamları etrafına toplamı: Ze- kâsile, idaresile, bunlara temin ettiği menfaatlerle, hepsinin kalblerini, ken- di varlığına bağlamıştı. Bunlardan teşkil ettiği yirmişer otu- zar kişilik çeteler Makedonyanı Rum ve İslâm köylerine baskınlar yaprmya başlamıştı. Bu çeteler, Sarafaftan al- dıkları direktif mucibince bir taraftan bu köyleri kırıp geçiriyorlar; diğer ta- raftan da Makedonya komitesinin teş- kilâtını kuvvetlendiriyorlardı. Makedonya komitesi, kısa bir gaye ta- kib ediyordu: — Makedonyada, ve hat- tâ bülün Rumelide emniyet ve âsâüyişi altüst etmek.. yer, yer ihtilâller vuku- & getirmek.. ortalığı velveleye vermek., ondan sonra da; «Rumelide Müslüman: lar Hıristiyanları im'ha ediyorlar.» diye feryad ederek; Avrupa siyaset merkez: lerine heyecan vermek; ve nihayet Ma« kedonyanın mühtariyetini temin eyle- mek... Sarafof, komitenin bu gayesine hiz- met etmişti. Ve büyük muvaffakiyetler göstermişti. Selânik limanında Mesajeri Maritim kumpanyasının yakılması; az bir zaman sonra, koca Selânik şehrinin bomba hücumları altında altüst olmasış ve nihayet (Korşova) nahiyesine yapı- lan baskınla orada muvakkat bir hükü- met kurulması.. bütün bunlar Sarafof tarafından düşünülmüş, ve muvaffaki- yetle tatbik edilmişti. (Arkası var)