ÇOT YAK dnra ulayıp'_îstanbuld; ğacı altında biten memuriyet hayatı : 102 € Devlet kapısında elli yıl Yazan: Eski Dahiliye Nazırı ve eski meb'us Ebubekir Hâzımı ea DA L e K D_edeığaç Bulgar WC“'__"'“"__OİHII Dimitrof şımardıkca şımarmıştı. Kendisini bir ecnebi konsolos mevkiinde görüyordu. Cülüs günü merasime muayyen zamanda gelmemiş ve gelmeğe mecbur olmadığını da söylemekten çekinmemişti —kişlem ” Vilâyet de, lüzumu derecede teyid etmemekle beraber vaziyeti Babiâliye âli her işde olduğu unda da esefi mucib bir kayıd - la hareket ediy u, in metbu dev. emuru olan Di- hareketleri hiç eck tevili mümkün acak bir dereceye vardıktan son- çirki meydan v açtaki —Bu gi Dimitrofur. sür'atle kaldırılması dinin (Bulgar patri İstanbulda an ve Yıldız sa n bir çoğundan Markof efendi nez- üslerde bulundu. | paz — İstanbula ümkün - olan bizzat papazın kendisi,| * ne söyler rları gibi padi- şahın zatına ve Devleti aliyesine sa- dakat yemini ile mükellef olan Dimit- rof cülüs yıldönümü münasebetile icra resmine memutlar ve edilen saatler nda bir zaman tayin ve kendisine t yazı ile rosmen tebliğ olun - ş iken, mumaileyh, hiç bir mazeret dermeyan etmeksizin konsoloslarla be- raber gelmişti. — Konsülatoların hepsi gündüz bayraklarla donatıldığı, gece de tenvir edildiği halde Bulgar tü âlethanesinde ne bayrak çekilmi: de gece bir tek kandil yakılmıştı. | Bilâkis içerdeki lâümba ışığının dışa- rıdan görünmemesi için pencereler| perdelerle kapatılmış, pancurlar ör - tülmüştü. Merasime muayyen zamanda gelme- mesinin sebebi, Dimitroftan sorulunca, | kendisi gibi ecnebi bir memurun böyle tebrik ve dua merasimine — gelmeğe mecbur olmadığı yolunda kabahatin - den d. kötü bir itizarda bulundu. Halhuki mumaileyh, camiye değil, hükümet konağına düvet edilmişti. Cülüs gününde camilerde merasimle dua etmek mutad olsa ve doğrudan doğruya camiye davet edilse de icabet etmesi lâzım gelirdi. Çünkü hıristiyan hükümdarların «yevmü miahsusların- da» kiliselerde icra olunan âyinlerde, | Osmanlı hükümeti, resmi! esvab, hattâ| üniforma ile memurlar bulundurmak-| ta idi. Dimitrofun bu kabahat ve mazereti- ni bilen Babiâli Bulgaristan prensinin (yevmi mahkusunda) Bul- | gar kilisesine bir memur gönderilmesi- ni bana emretmiş idi. Harekâtı vfiksasından dolayı Dimit- Fof tedib olunmamakla beraber, tarzi- ye de verilmemiş iken bizim kiliseye memur gönderişimizin çirkin olacağını hatırlattığım halde, sâdrazam: «Tarziye meselesi ayrı bir şeydir. Mutasarrıf muavinini kilisede bulun - durunuz!» Demişti. olunar Vilâyet ve Babıâlice gösterilen ka - yıdsızlığa bakarak Dimitrofun kötü ve yolsuz hareketlerine karnşı — icabeden | muamele ve mukabeleyi kendim yapa-| ete ve Babıliliye beyhude iş ve müracaatte bulunmamağa karar ver| dim. | Çünkü Dimitrofun hareketleri ka - dar, Bebiğlinin hissizliği de beni pek ziyade kızdırıyordu. | Mumaileyhin cülüsı merasimindeki hareket ve ftizarına velâdet (padişahın yıldönümü) münasebetile icra olunan merasim ve hükümet konağırida tertip edilen baloya kendisini davet etme - mekle mukabele ettim. Dedeağaçta bulunan Sofyalı bir Bul- garın Avusturya tebaasından - birine tebliğ olunmak için, tüccar vekili ta- rafından Avusturya konsolosuna pro- testo gönderildiğini haber aldım. Baslin sassakhadasi sanaihinsa Rulga- 'ar| | Türkoce muhabere edilmekte oldu, " |ihtar ve tezkereyi kendisine iade ettim. |lerinde bulunacakların her hususta Osmanlı kanun ve memurlarına tâbi ol duklarını konsolos mösyö Suhura an- latarak protestoyu müutasarrıflık va - sıtasile göndermesi lâzım geldiğini ih- tar ile iade ettirdim, Dimitrof Dedeağaçtan Bulgaristana gidecek yolcu ve gemilerin mürür tez- hanesi tarafından vize edilmek lâzım geleceğine dair Fransızca bir tezkere gönderdi. Usulen konsoloslarla - bile ğunu Dimitrofun Bulgaristana giden yol- cuların mürür tezkerelerini 25 kuruş alarak vize etmeğe başladığı anlaşıl - dığından, bu halin, Berlin muahedesi- ne muhalif olmasına mebni vize edilen z t yolculardan âldırarak bi - zim mürür tezkerelerini meccanen ver- Bu muameleden dolayı Bulgar kapı kethüdasının şikâyeti üzerine doğruca sadrazam Halil Rıfat paşadan &ldığım telgrafta: «... Müşkülât ihdasile şikâyete r yordu. Yazdığım cevabda: «... Müşkülât çıkarıyorum. Berlin muahedesinin () sarih ahkâmına ve elyevym mer'i olan usul ve nizama mu- gayir muamelâta meydan vermiyo rum» dedim. Diğer altı liva ve vilâyet merkezle- Günün Bulmacası BOLDAN SAĞA: 1 — Mürekkebi, içine konulan kalem 2 — Aldatlar - Yükseltmek. 3 — Haşarı. 4 — Tamirler. $ — Dem - Rabit edatı - Valide. 6 — Ağacın kolu - Ezik pilâv. 7 — Rendelenen tahtadan çıkanlar - Kö- pok 8 — Saha - Tarihte bir cengüver. 9 — Hayvanlara ürız olan bir böcek - Ok atmaya yarayan silâh. 10 — Beygir - Nihayete erer. 'YUKARDAN AŞAĞI: 1 — Kötek - Bir deniz nakil vasıtası, 2 — Düzlük - Kanunun tevzi ettiği 3 — Cemi edati - İnleyen. Vide - Yuva. 5 — Endaht. İmal eden - İsyan eden. gırağı - Dair. — İsimlerden sifat yapmak için isim - lerin sonuna getirilen bir edat - İki kâğıdı birbirine raptetmek için kul - lamlan küçük tenekeler. $ — Yed - Valide - Cemi edatı. 10 — Bir şeyin kesildiği zaman görünen kısını - Tüdad et.. kerelerile patenteleri tüccar vekâlet -| dan verilmemesi...? emir buyurulu -| — Bonunda bir «L» olursa elektrik çın- | rindeki Bulgar tüccar vekillerinin de az, çok Dimitrof gibi hareket etmekte olduklarına şüphe yoktu. Sair mahallerde, bu gibi hallere, ne dereceye kadar göz yumulduğunu bil- miyorsam da Edirnedeki tüccar vekili büyük devletlerin konsolosları gibi muamele görmekte ve haklı haksız şi: kâyete meydan vermemek hususundaki itinadan istifade etmekte idi. Diğer mahallerde devam eden sükü- nete rağmen Dedeağaçtan itiraz ve şikâyetlerin, Babıâliyi uyan- dıracak ve başka liva ve vilâyetlere de sirayet edecek mahiyette bulunduğunu takdir eden kapı kâhyası Markof efen- di, Dimitrofu mezuniyetle — İstanbula çağırdı. Yerine Kapı kâhyalık başkâti- İbi Yoef efendiyi gönderdi. (Arkası var) şi- (1) Berlin mushedesine, Ayastafanos mü- İkaddematı sülhiye mushedesinden — intikal dir: #Bulgaristan emareti ahalisinden — olup memaliki Osmaniyenin satr cihetlerinde se- yahat ve ikamet edecek olanlar kavanin Ye memürini saltanatı seniyeye tabi olacak- lardırte Pek ziyade sür'atle tahrir ve teati olunan mezkür mukaddematı sulhiye mukavelesi İyebyir edilirken, bütün muahede içinde, İtehimize yegâne bir hükmü mutazammın 0- İlan bu fıkra unutulmuş! Bu sebeble beş on satırlık bir sayfanın lekrar yazılmasına iü- “İtizar edilemiyerek, bu garib nisyan 29 uncu (> dede zikir ve madde de oraya ilâve edil- mişti. RADYO Bugünkü program İSTANBUL 27 Eylât 1988 Salı 18.30: Dans musikisi (Plâk). 19: Könfe- rans: Eminönü Halkeri namına, Elif Naci (Halk ve resim). 19.30: Karadeniz gecesi: Hüseyin Dilâver, 19.55: Borsa haberleri, 20: Baat âyarı. Süzan ve arkadaşları tarafından 'Türk musikisi ve halk şarkıları. 2040: Ajans haberleri. 2047: Ömer Rıza Doğrul tarafın- dan araboa söylev. 91: Saat âyarı. Orkes- a 2130: Cemal Kâmil ve arkadaşları tara- fından Türk mualikisi ve halk şarkıları, 22.10: Hava raporu. 2213: Pasıl sas heyetl: Oku- yanlar: İbrahim Uygun. Ali Bülbül, Batma. 22.55: Sön haberler ve ertesi günün progra- mı. 23: Saat Ayarı, İstiklâl marşı. Satılık Dizel Motör 45 beygir, son sistem ve çok ucuz- dur. Galata Tünel caddesinde 58 No. da Bedrosa müracaat. Yevml Siyasi, Havadis ve Halk gazetesi | Yerebatan, Çatalçeşme sokak, 29 İSTANBUL Gazetemizde çıcan yazı ve resimlerin — bütün — hakları mahfuz ve gazetemize aiddir. ABONE FiATLARI değiştirmek 25 kuruştur. Gelen evrak geri verilmez. İlânlardan merv'uliyet alınmaz. Cevab için mektublara 10 kuruşluk. Pul ilâvesi lâzımdır. göreeekeeniameceker ee eee n e n ee Posta kutusu : 741 İstanbal — $ Telgraf : Son Posta ! i — Telefon : 20203 Ü YaserseesannanenecesAŞANEnARseeeeSEEEnENsAseeceaE”” eden on birinel maddenin son fıkrası şöy-| Ankaradaki güreş kalarında da ayni hata Güreş federasyonu, Greko-Rumen Tür- |kiye birincilik müsabakalarını Ankara- da yaptı ve müsabakalar küçük bir fark- la Ankaralı güreşcilerin zaferile bitti. Türk Spor Kurumu nizam ve kaideleri mucibince yapılan atletizm, futbol, ve di- ğer sporları gibi elinde lisansı bulunan her sporcuya açık olarak yapılması icab eden güreş birincilikleri garib bir husu- siyet içinde cereyan ettiği için üzerinde durmağı bir takım hakikatlerin meyda- na çıkması bakımından faydalı ve hattâ lüzumlu bulduk. 1 —- Türkiye güreş şampiyonası her müsabaka gibi bütün güreşcilere açık bir müsabakadır. Federasyon bu müsabakadan hiçbir gü- reşçiyi menedemez. Halbuki güreş fede- rasyonu, millf takıma girmiş güroşçileri |bu müsabakaya sokmamıştır. Bundaki nizami sebebi bizim gibi kim- se anlıyamamıştır. Maksad yeni güreşçileri teşvik etmek ise dünyanın her yerinde olduğu gibi bu kabil müsabakaları kategori üzerinden | yapmak çok daha faydalı, muvafık ve ni- zami olurdu. | 2 — Türkiye şampiyonu olan güreşci- İlerin milli takıma terfi müsabakası yapa- jcaklarından bahsediliyor. Bu dahi ne u- sule, ne nizama uygundur. | (Milli takıma terfi) ne demektir?. |Şehir şampiyonluğu, Türkiye şampiyon- ,luğu ile milli takım tamamile ayrı birer işdir. Türkiye şampiyonu olup ta milli takı- ma girmemiş veyahud da millt takıma girmiş te Türkiye şampiyonu - olm güreşçiler pek çoktur. Milli takıma terfi kulaklarımıza ya- bancı gelen bir tâbirdir. Millf takıma ter- fi edilmez, milli bir maçtan evvel yapı- lan bir müsabakada seçilerek girilir. Milli takıma seçme ile giren bir güreş- çi eğer seçme ile milli formayı giymek hakkını kazanıp milli müsabaka yapma- mıiş ise mill güreşçi sayılabilir mi? Federasyonun tuttuğu bu yol bütün klüpleri, ve güreşcileri manen sarsmış ve dilgir etmiştir. Bir klüp elinde bulundurduğu şampi- yonluklarla iftihar eder. Klüpleri içinde serfedilen emeklerden sonra yetişen sporculara «Sen milli takı- ma dahilsin, şampiyonluk hakkından se- ni mahrum ediyorum!» demek ne de- mektir? Hangi nizama istinad edilmek- tedir? Bir klüp senelik faaliyet raporunu ya- zarken ve kongresine bu raporu arzeder- ken göğsü şampiyonların bu zaferile ka- barır, | Çoban Mehmed, büyük Mustafa gibi dünyaca tanınmış güreşçiler ellerini, kol- Tarını sallıyarak dolaşırlarken bunlarla müsabaka yapmadan Türkiye şampiyon- luğu Ünvanını başkalarının almağa hak- kı var mıdır? 3 — Bir sporcunun en çok iftihar ede- ceği Türkiye şampiyonluğu değil midir? Bir sporcu, spor bayatını zikrederken şu kadar defa Türkiye şammpiyonu olduğunu iftiharla ve en başta olarak gösterecektir. nış sız yere verilmezse hayatının bilmem ne kadar senesini bu işe vakfetmis ve bile- ğinin kuvvetile şampiyon olmak kabili- yetini bulmuş olanların ne derece müte- essir olacaklarını hele spor yapmış ve bu şerefi tatmış olan kimseler çok kolay tak- dir ederler. 4 — Ankarada yapılan Türkiye güreş oirinciliklerine Ankaradan on bir Büreş- a iştirak ettirilmiştir. Bu tıpkı futbolu karşı takıma tekabül eden on beş oyuncu ile oynamaktan baş- ka bir şey değildir. Yeni şampiyonumuz Celâi, Finlandiya- Lilarla millf maç yapmış ve kazanmış ol- duğu halde milli takımın hariç bırakıl- dığı bu şampiyonaya ne hakla iştirak et- tirilmiştir? Güreşcilerimizi bu şereften Yazan: Ömer Besim Bu lâkaba lâyık olanlara bu hak, hak- | ORS seçmelerine milli takım güreşcileri niçin sokulmadılar? Bundan evvel yapılan Türkiye serbest güreş müsaba- h usul tatbik edilmişti. mahrum edemeyiz Punmadığı bir zamana tesadüf eden bu |kargaşalığın bu kadar hatah bir şekil al- masına relisin bile razı olamıyacağını tah- min ediyoruz. | Bundan evvel yapilan Türkiye serbest |güreş müsabakalarında da ayni hatalı usul tatbik edildiği malümdur. O zaman federasyon serbest güreş bizde henüz ye- İni olduğu için Anadoludan gelen genç | güreşçilere biraz sivrilmek imkânını ve- |rebilmek, onları teşvik etmek ve nihayet bunları asıl şampiyonlarla denemek fik- rini ileri sürmüştü. Bir tecrübe mahiyetinde yapılan bir |hareketi şümullendirip senelerdenberi İyapılmakta ve tâbi olduğumuz nizamın laltını üstüne getirerek Greko-Rumen gü- reşlerini de bu şekle sokmak, birçok gü- reşçileri böyle şerefli bir müsabakadan mahrum etmek affedilir bir hata değildir. Ömer Besim Tüy siklet yeni dünya boks şampiyonluğu Liverpulda yapılan boks müsabakasın- da İngiliz Peter Kane rakibi Jak Jurişi on beş ravuntluk maçta puvan hesabila mağlüb etmiştir. İngilizin şiddetli yum- ruklarile dört defa yere düşen Amerika- h Jak Jüriş fevkalâde bir mukabele gös- termiştir. Maç çok çetin olmuş ve 50000 kişi helecanla takib etmiştir. Tüy sıklet. te yeni dünya şampiyonu olan Peter Kane bir demircidir. Henüz pek gençtir. Akdeniz kupası tenis turnuvası Atinada Yunanistan taralından Akde- niz kupası adile bir tenis turnuvası ter- tib edilmiştir. Bu tufnuvaya Türkiye de davet edilmiştir. Türk tenis federasyaonu Suad, Vedad Abud ve Mlle Grodeskiden mürekkeb milli takımı seçmiştir. Cuma günü Romanya vapurile Türk takımı A- tinaya hareket edecektir. Bu turnuvaye Balkan devletlerinin hemen hepsi de gir- mektedir. Nöbetci eczaneler Bu gece nöbetçi olan ecsaneler şun - lardır: İstanbul cihetindekiler: Akaarayda: — (Barım), — Alemdarda: (Sırrı Asım), Beyamdda: (Asador), Sa- matyada: (Ridvan), Eminönünde: (Be- şir Kemal), Eyübde: (Arif Beşir), Fe - nerde: (Rmilyadi), Şehremininde: (Na- zım), Şehzadebaşında: (Üniversite), Ka- ragümrükte: (Kemal), Küçükpatarda: (Yorgü, Bakırköyünde: (İstepan) , Beyoğlu cihetindekiler: İstiklâl caddesinde: (Dellasuda), Ga- latada: (Hüseyin Hüsnü), Taksimde: (Limonelyan), Pangaltıda: — (Nargileci - yan), Beşiktaşta: (Nall Halid). | Boğaziçi, Kadıköy ve Adalardakiler: Üsküdarda: (Ahmediye), Sarıyerde: (Nurl), Kadıköyünde: — (Saadet, Osman Hulüsi), Büyükadada: (Halk), Heybeli - |P ae: (Hak. İlân Tarifemiz 'Tek sütun santimi Birinci sahife 400 kuruş İkinci sahife 250 Üçüncü — sahife 200 Dördüncü sahife 100 Iç sahifeler 60 Son sahilfe 4 » Muayyen bir müddet zarfında fazlaca mikdarda dün yaptıracak. lar ayrıca tenzilâtli. tarifemizden istifade edeceklerdir. Tam, yarım ve çeyrek sayfa ilânlar için ayrı bir tarife derpiş edilmiştir. Son Posta'nın ticar! ilânlarına &dd işler için gu adrese müracaat edilmelidir: İlânedık Kollektif Şirkoti Kahramanzade Han ? | i ! i