Kıyılamıyan nikâh R Zeki bey, bu ıztırab içinde dolaşıp 'ürürken, nihayet Faris çelebi gelmiş- il. Büyük bir tehalükle onun üzerine Atılan Zeki bey; —. Aman birader, nerede kaldın. Me- ;::—an çatladım. İnşallah imam bu - Muştur; değil mi?... Dedi, Faris çelebi, mânen ve — maddeten Yorgun olduğunu gösteren bir halsizlik- € Yatağın kenarına oturarak cevab Verdi:; — Müalesef, Zeki bey. — Müalesef mi?, Niçin?. — Azizim!, Kasabamızda, topu topü ÜÇ imam var. ; — M — Bunlardan üçüne de ayrı ayrı b“ Yurdum. — Evet, — Hiç biri, nikâh kıymıya yanaşmı - Yorlar, — Sebeb?. — İzinname istiyorlar. «Zabitlere :İîhnamşgn nikâh kıyamayız.» diyor- r, — Hay, Allah.. sonra?.. — Sonrası, böyle. — Fakat azizim. Ben, yüzbaşıyım. Alacağım kız, zengin. Usulen lâzım 0- lan senedi derhal verebilir. İcab eder- se, alaya da yazarım. Z N Faris çelebi, cevab vermedi. Müte- €ssir bir tavırla, gözlerini tavandş du- Varlarda gezdirdi ve sonra, sanki söz- lerinin — işitilmesinden — korkuyormuş Bibi, sesini hafifleterek konuşmaya de - vam etti: — z — Ben size bir şey söyliyeyim mi?.. — Bizim imamlar izinname, mizin- name aramazlar. Parayı gördüler mi, | bir nikâh üstüne dokuz nikâh bile kı- yarlar. — Aman, azizim... Para meselesi hiç bir şey değil. Memleketinizin âdeti ne ise, on mislini verelim. — Dinle, beyim., işte söz, oraya ge- lecek. Kendilerine, ben de öyle söyle- dim... Fakat, izinnameyi bahane - edi- yorlar. <Yüz altın verseniz bu işi yapa: Mayız» diyorlar. — Hayret... ş — Bunda, hayret edecek hiçbir şey Yok, yüzbaşı bey.-. Ben size meselenin #çıkçasını söyliyeyim mi?.. — Evet azizim.. söyleyiniz de ona Böre hareket edelim. — Siz burada bu nikâhı kıydıramaz- Sınız, — Niçin?. — Bu işe, Tatar Tüuş ta, onun için. Zeki bey, şaşırdı. Birdenbire dona- kaldı... Ve sonra, sersemlemiş bir ta- Vırla mırıldandı: — Tatar ağa mı?.. — Benim anlayışım, öyle... — Neden anladın?... — Bilirsiniz ki; değil bu kasabada, bütün bu nahiyenin hududları içinde, Tatar ağanın haberi olmadan bir sinek bile kanadın: kımıldatamaz. — Evet.. öyle. Ş — Nahiye müdürünün üzerine ne vazife idi ki, dün gece iki defa bana haber lerdi.. beni, uzun uzun İstlc- vabdan geçirdi? Hiç şüphe etmeyin İçi, hahiye müdürünün bu hareketi, 'Tatar âğa tarafından emredilmiştir. ğ Zeki bey, büsbütün sersemlemişti... Faris çelebi, sesini biraz daha alçaltarık devam etti: Ş — Eğer Tatar ağa tarafından bmlt bir emir almasaydı, nahiye müdürü Böyle bir tahkikatı aklından bile ge - Çirmezdi. — Şu halde? — Şu halde. anlaşılıyor Tatar ağa karıştırıyor. — E, ne yapacağız?. j — Vallahi, bilmem. ağa p.m.ıı'unı sok- Ki; bu iişi Oosmin bulunması Tâzımdı?.. bir çare bulmak Jâzım. Ç Gene bir dakika, derin bir süküt ile geçti. Gene Faris çelebi gözlerini ta - yvanda Ve duvarlarda gezdirdi. Ve sonra, adetâ gözleri dolü olarak, titrek bir le: | sul Size, gayet açık söyliyeyim, Zeki bey, Tatar ağaya dehalet etmekten ka çare yok. M;eldçbeyiî vücudü, tepeden tırnağa itredi. 4 k“l—.r T.:mr ağaya dehalet oune:( mi?.. Aman yarabbi!.. Ben bunu nasıl yapa: lı:ilirim,) Faris çelebi?., Şerefim, haysi- yetim, gururum buna nasil müsaade eder?. Bu, mümkün değil... — Vallahi bilmem, beyim. Ben, baş- ka çare göremiyorum. — E, dehalet etmezsem ne olur?. — Siz de. hanım da, çok rahatsız olursunuz... Evvelâ şunu söyliyeyim ki, sizi bir arada yaşatmazlar. Zeki bey isyan ediyordu. — Yahu, ne karışırlar.. ne demiye hakları var. Kasabada kaç kişi var ki, gayri meşru surette, dostlarile, çengi- lerile, hattâ köçeklerile bir arada ya- şıyorlar. — Evet.. onlar yaşarlar. Çünkü on- | ların bu şekilde yaşamaları, ağanın malâmatı tahtındadır. Çünkü, onlar, Eğer yeni bir Yazan: A, R. ağanın adamlarıdır... Fakat siz, öyle değilemiz. Ağaran arzularına hizmet etmediniz. Onu (ücendirdiniz. — Ağa ile araınızda dargıslık filan yok ki... Faris çelebi, acı acı gülümsedi. — Ağa, hiç kimseye darılmaz - ki... yatırıp da kıtır kıtır kestiği -adamları bile güle güle, seve seve keser... Ah, o ne siyasidir bilseniz. — Vay, mel'ün kerata... Ben gider bu Klernig -anlaşmai;ın akkında bir broşör neşredildi 'Türkofis umumt morkezi, Türkiye ile muhtelif memleketler arasında imza edi- len klering anlaşmalarını broşür halinde neşre başlamışlır. Bu broşürler alâkadar ihracat tacirlerine parasız olarak dağılıl- maktadır. Alman şimendiferierinde tütünlerimizs tenzilât yapıldı Memleketimizden veya Bulgaristandan Almanyaya idhal olunacak yaprak tü - tünleri için, Alman demiryollarında mü- him tenzilât yapılmıştır, İdhalât ve ihracatımız artıyor Türkofis 937 yılı altı ayı zarfındaki ih- racat ve idhalâlımızla 938 yılı ilk altı ay- lhık dış ticaretimiz hakkında mukayeseli bir istatistik çıkarmışlır. Bu istatistiğe göre, geçen senenin ilk altı ayımda 61 memleketten yapılan idhalât 48,009,000, bu senenin ilk altı ayında ise 75,584,000 Türk lirasıdır. * herife çatarım. — Daha fena yaparsınız. — Ne yapacağı2?. — Hiç başka çare yok, beyim. Bu adamla, güzellikle anlaşmalısınız. Güzellikle anlaşmak.. bu, nasiıl ola - bilirdi?.. Tatar ağa ile anlaşabilmek için, nahiye müdürünün derecesine ka- dar inmek.. bu zabtiye çavuşunun arzu- larına hizmet ve emirlerine itaat etmek elzemdi. Halbuki buna da Zeki beyin ahlâk, fazileti müsaid değildi. Faris çelebi, ellerini uğuşturarak a- yağa kalkmıştı. Mahcub ve müteessir bir tavırla: —Eh, beyim. Bana müsaade, Sabah- tanberi dükkâmı açmadım. Sizin bir işi- İnize yarayamaâdım. (Arkası var) harp olurSa .. (Baştarafı 8 inci sayfada) 8 — Cabhana lâzım... ir sene sürecek bir taarruz harbine ald mühimmatın imali için 25 milyon ton çelik lâzım olacaktır. -Bu müddet zarfında yalnız tayyarelere karşı mü- dafaa için 300.000 ton mühimmat lâzım olacaktır. ğ Muhtelif silâhların imı_li ğçin 2 mil- yon sekiz yüz bin ton çeliğe ıh_lişıı: bu- bunacağı ayrıca hesab edilmelidir. 'Bu rakamı mühimmat ve _mmk_lmıı: için icap eden demir ve çeliğe ilı_ve e- dersek yalnız bir sene için dgmıî ve çelik olarak 40 milyon tona — ihtiyae hissedilecektir. n 9 — Benzin lâzım... etör başına 75 beygir ve günde 6& sarllk y;r:yüşü hesab edecek olursak bir sene içinde benzin sarfiyalı 30-40 milyon tonu bulur. Tayyare ve doı.ıan— manın ihtiyaclatı listelerine — giren benzin bu mikdara dahil değüdirlo_r. İstitraden söyliyelim ki: Yalnız İngi- diz donanması senede; 12 milyon ton benzir. sarfeder, Ticaret filosu da 15-20 milyon ton » 10 — İnsan İâzım... Bir sene sürecek olan bir — taarruz harbi için cebhede 6 milyon as'kerı_n bulunması lâzımdır. Bunlar sırf iş gö- ek adamlardır... - recHesab şu suretle yapılmıştır: Bir top için: 25 asker. Bir tayyare topu için: 20 askel Bir tank topu için: 10 asker. Bir mitralyöz için: 7 asker. ; Bir proje)nör veya ses makinesi İçin:; 5 asker. . Bir büyük tank için: 35 ı_ılktr: Bir küçük tank için: 15 asker ilh... En hassas silâhlar olan tayyareler ve tanklar için senede hiç olmazsa 100 bin asker lâzım olacaktır. Müstakbel harbde tayyare ve tank- larda zayiat: Yüzde üçyüzü kolay kolay Jacaktır. buğıî:dan maada: Memleket dahilini tayyarelere ' karşı müdafaa ğ eylı:qıe)( içı'u- hiç olmazsa 2,500.000 kişiye ihti- yac yardır. b sanayiine gelince... Bi gl içinde; Cebhede geride 12 iş- Bir sene müddet bulunan bir askere badel | Mütearrızın hatb sanavyiinin verimli| olması için hazırlayacak olduğu kadro- yu siz tahmin ediniz. Yalnız bir kaç misal arzedelim: Bir tanık imal eylemek için: 46 amele Bir tayyare imal eylemek için: 60 a- mele lâzımdır. Hü'âsa Bu bilânçodaki rakamların hepsi çok derin tedkikatın neticesinde hesab edil- miştir: Bunları İngiliz, Alman, Fransız, Amerikan atkeri mütehassısları hazır- lamışlardır. Meşhur Fransız - askeri münekkidi Edmond Delage bu rakam- ları son zamanlarda sık sık kullanmış- tır. Bu rakamların mâna nedir?. ifade — eyledikleri İhracatımıza gelince, geçen senenin ilk yarısında 54,909,000 ve bu senenin ilk altı ayında 55,313,000 Türk lirasıdır. Dış tica- retimizin bu suretle yıldan yıla artmakta olduğu memnunivetle görülmektedir. Ankara horsası Kaptı uj 609 126,7276 3,41B0 66650 €.6680 28,615 —— 28615 63.27875 — 6841875 60,75 475 2143365 21.335 115 1,116 250375 — 160378 4.3075 —— 4 3075 60) 6,09 Y3.BIZA 935115 A.B575 — M 8516 0,50875 — 0,0875 2.6325 28325 33 5525 SB bö26 $1.40125 — 31,40126 Ki 64 Mâna şudur: Bir memleketin sınaf kudreti harbin en başlıca âmilidir. Bir | senelik taarruz harbi ister mevaddı iptidaiye, ister asker hakımından ol - sun en kudretli Avrupa devletini bir sene içinde yıpratacaktır.. Şu halde harb imkânsız mıdır?.. Ha- yır imkânsız değildir... Dünyada nice çılgırllıklar yapıl: Unutmıyalım ki son harbi umumi - nin bilânçosu müdhiştir: 10 milyon telefat, 19 milyon yaralı, 10 milyon malül, 9 milyon yetim 5 miüyon dul kadın. Harbi umumide harb eden devletler, hazb için; 10 trilyon frank sarfeyle - mişlerdir... (franğın © vakitki rayici üzerinden). ı Eski Türk detektifleri (Baş tarafı 7 inci sayfada) — Kendisinde yazılı olan numaralarla, elde ettiğimiz Misır tahvillerinin üze. rindeki numaraları karşılaştırmak için! — Netice? — Müsbetti! (A. R.) deki numaralarla, numaraları — ayni — idil Herif, bunları »e emniyet — edip ,blr yere bırakabilmiş; ne de kaz tahvillerin gibi enselenmemek için ceketinin ce - binde taşımıştı. Tahvilleri, aldığı kasa- dan, kundurası içinde yaptığı — kasaya nakletmişti! Biz de, daha emniyetli bir yerde bulunsunlar, diye mahkameye nak- lettik! Fakat, yalnız tahvilleri değil: Pa- tistayı, Üç arkadaşını ve odacı Muhar- remi! o m— —— iİÇKiSiZ SAZ Bayın MUALLA ve srkadaşları Her Salı akşamı İstanbul Cağaloğlu Eski Düyunu umumiye binası yanında Çifte Saraylar bah çesinde, DIKKAT: Kapı Cumhuriyet matbaası karşısındadır. RADYO Bugünkü program İSTANBUL 13 Eylâl 1928 Salı ÖĞLE NESRİYATI: 12.30: Plâkla 'Türk musikisi. 1260: Hava- |01s.13065: Plâkla Türk musikisi. 13.80: Muh- telif plâk neşriyatı. AKŞAM NEŞRİYATI: 18.90: Dans musikisi (Plâk). 19: Konfe- rans: Şişli Halkevi naminâ, Dr. Fehmi Ay- berg (Göz hıfmasıhhası), 19.30: Dans muşiki. Si (Plâk). 1956: Borsa haberleri. 20: Saat â- yar.: Grenviç rasadhanesinden naklen, Bu« zan ve arkadaşları tarafından Türk musiki- sİ ve halk şarkıları. 2040: Ajans haberleri, 2047: Ömer Rıza Doğrul tarafından arabea söylev, 21 Sant âyarı. Orkestra, 21.30: Cemal Kâmil ve arkadaşları tarafından Türk müs sikisi ve halk şarkıları. 21.10: Hava rayörü, g“&ım'ı'. operet parçaları (Plâk). 22. e Ve ertesi 23: Saat üyarı, HDdHSU ANKARA 18 Eylül 1938 Salı ÖĞLE NEŞRİYATI: 1430; Karışık plâk neşriyatı. 1450: Plâkla 'Türk musikisi ve halk şarkıları, 1515: Ajans haberleri. AKŞAM NEŞRİYATI: 1830: Karışık plâk neşriyatı, 1015: Türlk musikisi ve halk şarkıları — (Hikmet Riza), 20: Saat Âyarı ve Arabea — neşriyat, 20.15: Türk musikisi ve halk şarkıları — (Mustafa Çağlar ve Müzeyyen Senar), 21: Keman s0- 0: Prof, Necdet Atak piyanoda, Prof. Georg Markovita, 21.15: Stüdyo salon örkestrası, 22: Ajans haberleri ve hava raporu. 22.15: Ya « rınki program. d 16 Eylâl, yabancı memleketlerle kültür münasebetleri idame Umum BSovyet (Voks) Cemiyetile 8. 8. C. B. Radyo Komitesi, Mos- kovadan Kominterm Tadyo istasyonu ile (dalga tulü 1744), Türkiye için tertib edilen bir radyo koönseri neşredeceklerdir. Konser, 'Türkiye saatile 21 de başlıyacaktır. Konserin programı şudur: 1 - incl kısım: Gityer'in «Şah Senem» öperasından par « galar, - Azerbaycan tiyatrosu artistleri tarae tından, ? - incl kısım: Piyano havaları Brüksel beynelmilel müe zik konkurunda birincilik kazanan piyanlat Emil Gilels tarafmdan. bereeenenne TAKViİM ÜYUK KONSER İlân Tarifemiz Fatih İcrasından: Fatmanın alacağından dolayı hacze - dilen ve Yaver —Hüseyinle Yanikoğlu Mehmedin müştereken mutasarrıf olduk- ları ve Unkapanı adında deniz - ticaret müdürlüğünün 1387 No. sunda kayıtlı 201 No. mavnanın birinci arttırması kiymetini bulmadığı takdjr'de ikinci art- !:rmuı 21/9/988 Çarşamba günü saat 11 ilâ 12 ye kadar Fatihte icra dairesinde açık arttırması icra edileceğinden talib- lerin mahalli mezkârda memuruna mü « Tacaatları ilân lunur. — (1149) EĞE TIYATROSU Nuri Genç ve arkadaşları —’/27/1’; nındrs::l:motlundı Zy ğlğ insan kanı ÇEZLZ — Sabriye Toksos 20/9/938 tarihine müsadif salı günü ve -