MEML emar BAA0 Hd < aW İA Ö AİRİ Salihlide yeni ve m ode binalar inşa ediliyor Güzel yollarla da lıınbııuıı’çehreıi yeni bir veche aldı. Belediye içme suları üzerin A Vpi 3 Salihlide yeni ve mod Kazamızın her isaliyeti göze çarp t nalar yaptırılmakta, geniş muntazam yollar açılmaktadır. Yeni yapılan bina- lar ve yeni açılan yollar kasabanın vec hesini çok değiştirmiştir. kteb Kazada yeni yaptırılan jilk mekteb - ferden manda bu yil da bir orta mekteb ılmıştır. Halkta kültüre karşı Zirai vaziyet ve belediye işleri Kasaba halkının hemen kâffesi bağ- cıdır. Çok çalışkan olan Salihli _ıı.]kı munis ve —misalirperverdir. 'I'ülun ve bububat işleri de mükmmzldı“ru B Diğer taraftan içme suları ea Ge belediye çılışma!arı başlamıştır. İ ların yerleştirilmesine çok ehaımn!_ yex verilmekte ve bu sulıudıı'ıasdz ı-âım. daha iyi su getirilmesi için tedkikler yapılmaktadır. ş « Belediyeye aid işler arasında 6 yı(:ıı aklı ve tam teşkilâtlı bir dlsplnsel'î ddur. Mazot ile mâıeharri!ıx;:rî ik fabrikası hlrşıç ay cvv a kinelerde vaki olan infilâk kîe ıfcüruı e durmüş, kasaba tenviratı sekley' Ş yamıştı. Alınan tedbirlerle e ki ârıza giderilmiş ve kaza yeni ğa kavuşmuştur. Sard bir prograrmn içine imkânları önkelek' nırsa kaza her türlü inkişafa olacaktır. di eski bir devirde yaşamış olan Lidyalılara aid bu hırıbeleı" ddğcn î rülmeğe doğer bir zenginliği Hhtiva © mektedir. Salihli istasyonundan evvel geıl:u_ Sard istasyonumun yarım saat Cen bundaki bir tepenin eteğine kııı'ulnıı- dınhirnidyıı:m“wh’hn zelliği ile durmaktadır. Gene Sard isimli bir suyun MM şarkf istikametinde ve tatlhı bir meyi de çalışmalara başladı ern binalardan biri üzerinde bulunan sütunlardan ibaret Sard harabeleri, burada tarihin par - lak günlerini yaşamış olan ]——Wyllu&m medeniyetlerini göstermesi bakımın -- dan da dikkate şayandır. Salihlide spor ba halkında ve gençlerinde spo nxkuıîvüyük bir alâka vardır. Faal bir halde bulunan spor klübü oyuncu - Tarı sık sık civar vilâyet ve kaza spor- cularile temas yapar. Gençler, Salih - lideki spor sahasını 937 yılı içinde vi - lâyetten elde ettikleri yardımla daha modern bir şekle sokmuşlardır. Kasabada gençlerden müteş: de bando vardır. Bando çok bir haldedir. 8 Eylülde kkil bir rlemiş ederler. Gereteda sinema Gerede Halkovi tarafından getirllen sine- ma beş gündenberi Esentepedeki meydanlık- ta parasız olarak halka gösterilmektedir. Si- nemâ ixi ay kadar kalacak, sonra köylere götürülecek, köylülere gösterilecektir. Ik tedri Edirne (Hususf) -- Trakyadaki eğitmen F kurslarını tedkik et- F” mek Üzere Edirne - | ye giden Maarif Ve « Kkületi ilk tedrisat gu- be — müdürlerinden Hıfaarrahman — Raşid $ Tstanbula dönmüş - tür. Bu sene 82 vilâ « rn ; Nazillililer kazada . SBSON POSTA bir ortamekteble bir ilkmekteh istiyorlar Nazilliden yazılıyor: 938-030 ders yi yaklaşırken Nazil- Bnin mekteb ihtiyacıni —hatırlamak yerinde bir vazifedir. Nazlili kasaba - sında tahali çağındaki çocukların yüz- de döksani mektebe koşar, Fnkat bin- lerce kız ve erkek çocuk yalnız Üç ilk möktebde toplanmış — bulunmaktadır. Her bir mektebde sekiz yüz, bin ta - lobe dershaneleri ağızlarına — kadar doldurmaktadır. Buna rağmen mek - teb binaları kâfi görülmediğinden ki - a ile mahalle mrasından bir ev tu - tulmakta, talebenin Bir kısmi — oraya taşınmak'tadır. Kasabada mevcud üç ilk mekte - bin bu kadar kalabalik oluşu bir kı- sım müraçaatların reddedilmesi ne - ticesini doğurmaktadır. Bü vaziyet karşısında dördüncü bir ilk meklebe şiddetle Ihliyaç — vardır. On beş bin nüfuslu bir kasabânın ço- cukları, içinde barınacak, rahatla o - kuyabilecek tam teşekküllü büyük bir ilk mekteb istiyorlar. Vaziyet orta mekteb için de aynl - dir. Mevcud yüzlerce orla mekteb ço- cuğu kız ve erkek daracık bir binada, müuhasebel husuüsiyenin üç bin raslle birkaç oda eklenmiş olan teki kayma- kam evinde okumaktadırlar. Bu kalabalık moktebin birkaç sını- fi, mahalle arasında kiralanan bir ov odasına nakledilmek suretile tedbir a- hnmaştır. Orta mektebin ne bahçesi, ne oyun yerleri, ne jimnastik salonu mevend değildir. Nazillide modern bir orta okul bi « nasına xweya bir kız orta okuluna şid- detle ihtiyaç vardır. - Bir deli, arkadaşını ustura ile öldürdü Adapazarı (Hususi) — Dün akşam Hendekte alacak yüzünden bir cinayet işlenmiş, Yusuf adında bir deli Meh - Manisa, ve 9 |med isminde birisinin şahdamarını us- Eylülde de İzmir kurtuluşuna iştirak itura ile keserek ölümüne sebeb olmuş-| san almıyordu. Hattâ Umumf Müfettiş tur. Hâdizenin tafsilâtı şudur: lar. Yusuf alacağını istiyor. Mehmed de vermek istemiyor. Esasen şuuru — bo - "|zuk bir haide bulunan Yusuf bu sıra - da fena halde sinirlenmiş ve — evvelce tedarik ettiği usturayı Mehmedin boy- nuna saplıyarak şahdamarını kesmiş - tir. J Mehmed hemen olduğu yere yuvar- lanarak ifade veremeden ölmüştür. Ka til Yusuf yakalanmış, adliyeye teslim edilmiştir. şube müdürü Trakya eğitmen kurslarını gezdi Pazar Ola Hasan Bey Diyor ki: havaların — çok sıcik — * ... Şerbetciler ga bundan hnH“.::ıZ —r.)ğ:dı:n:â: K z ee K Katifade ederek gerbetlerini — boyalı 'e ee REE , S öyle giliği p günlerde C | Gesamdiki olduğunu görüyorlar da one 1EnTasın içler icecek soğuk bir sax arıyor. an olacak azizim!.. hile yapanlar vazdır Ki... Asırlardanberi cihangir Türk ordula- Tımın eşiği ve her saman kalbi üstünde devlet gücünün reel mümessili olan as- keri bastırmağa alışmış tarihi Edirne, on | yedi yıl var ki evlâdını kaybetmiş, ciğer- leri içinde kavurucu hasret rüzgârı esen bir ana iştiyakile onu, orduyu bekliyor- du. Nihayet mes'ud gün geldi, çattı ve E- dirne yılların içinde biriktirdiği hasret tortusunu bir dakikada şevincinin süzge- cinden geçirdi. Onun orduyu kucakla- mak için şehir dışına kadar uzanan kolla- rında bir sevgilinin en asil ve en iştiyak- li vesen zaptedilmez heyocanı vardı. Kahraman askerin tunçlaşmış yüzün- de de arzı mev'uda giren Musa ümmetile yarışan bir sevinç.. Biz cuma günü akşamı trenden indiği- miz zaman şehri bir düğün evi kadar te- Tişlı ve hummalı bir faaliyetle el ense vaziyette bulduk. iyük küçük bütün caddelere taklar kurulmuş, dükkânlar, evler bayraklarla, yeşilliklerle, renkli kâğıdlarla danan- mıştı, Bütün halk ayaktaydı. Edirne müs- tesna günlerinden birini yaşıyordu. Has- vet onların o derece bağrını yakmış ve içlerinde birikmiş ki, birçok Edirneliler bir türlü sabah olmadığından, vakit geç- mediğinden şikâyet ediyorlardı. Kalaba- hık nazarı dikkatimi celbetti. — Gördüklerinizin hepsi Edirneli de- | ğgildir, dediler. Günlerdenberi civardan, uzaklardan, hattâ İstanbuldan halk geli- yor. Hakikaten köylüler harmanlarını bı- rakmışlar, atlarına atladıkları gibi Edir- nenin yolunu tutmuşlar. 500 atlı köylünün Edirne sokaklarından geçişi görülecek bir manzaraydı. Orduyu şehirden üç dört kilometre uzaktan kar- şıladılar sabaha kadar sokaklardan hare- ik olmadı. Bir kısım halk geceyi sokaklarda geçirdi. Gün ağarmadan or- dunun geçeceği yollar tamamen dolmuş bulunuyordu. Yalnız yollar mı ya! Ba- cumbalar, pencereler damlar in- konlar, Küâzım Dirik, arkadaşlardan birinin: — Halk ne zaman kalkmış da buraya Sayfa $ Kahraman ordu Edirneye nasıl girdi? İntiyarlar durmadan ağlıyorlar. Yolun ortasına atılıp askerlerin omuzlarını ok- şamak isteyenler var, Polis halkın yola çıkmasını müşkülâtla durdurabiliyor. Yahudi mahallesinde askerin üzerine konfetler ve çiçekler yağıyor. Alkış, al- Hükümet karşısında askeri bekliyoa ruz. Otomobilimizi kenara uldık. Kaldı- rıma oturan buruşuk yüzlü, yeldirmeli, Çok ihtiyar bir kadın, isyan etti: — Burada mı duracaksınız? Ben ölüm yatağından kalktım da geldim. Niçin ö- nümü kapadınız, benim ayağa kalkacak halim mi var?.. Kendistni teskin ve temin ettik: — Merak etme, dedik. Sen durun de- sen de biz gideceğiz. Doya doya gör. Sesl yumuşamış ve tatlılaşmıştı: — Üç gündür ölüm nöbetleri geçiriyo- rum evlâdlar. Kolay mı? Asker girme- den ölürsem diye korkuyordum. Çok şü- kür Allaha, ölmeden bana bugünü de |göstertli. Artık rahat rahat ölebilirim, — Allah daha uzun ömür versin vali- de.. kaç yaşındasın? Yanındaki kadınlar ellerile: — Çooook!... Gibilerden işaretler yapıyorlar. O, bir müddet düşündü. Hafızası, bugünün he- yecanile büsbütün senelerle olan irtiba- tını kaybetmişti. Neden sonra: — Moskof ordusu girdiği vakit on bir yaşında idim! cevabını verdi. Niçin kendisine sual sorup, cevabları. nı yazdığımı anlamak için etrafındakile- rin yüzüne bakıyordu. Gazeteci olduğu- mu söylediler. — Yaz © halde.. dedi. Edirnedeki ih- tiyar Seher, kendisine bugünleri göste ren Allaha hamdüsena, Atatürke teşek- kür ediyor de... Cenabıhak onu başımız- dan hiç eksik etmesin!... Gözlerine bakıyorum. Yanaklarından aşağı gözyaşları yuvarlanıyor. Üç şerefeli cami yanında hazırlanan tribünün önündeyiz. Kâzım Dirik, Tüm- komutanı, Tuğgeneral Kurdcebe ve bü tün askeri ve mülki erkân burada... A& ker sert bir baş çevirmesile büyükleri selâmlıyor, Müzikanın nağmelerine tok ayak sesleri, süvarilerin zarh hi otomobillerin tekerleklerinden, tank- ların zincirlerinden çıkan sesler karışı- bı vermişti: — Yattı mı ki, kalktığı mevzuubahs olsun? Geceyi hepsi uykusuz geçirdiler.. Sonra halkım coşkun beyecanımı işaret ederek: — Orduya olan sevgisine, hasretine bakınız; dedi.. Bir milletin özü olan or- dusuma hiçbir milletin bu derece bağlı ol- duğu görülmemişlir. Sabahleyin erkenden şehir medhalinde hudud alayından bir tabur, jandarma ta- buru, polis, mektebler ve teşekküllerle kesif bir halk küüesi yer almış bulunu- yordu. Muhtelif teşekküller namına ha- zarlanan çelenkler ve buketler kahraman orduya burada verilecekti. Fakat bir kı- sım halk ve atlı köylüler sabredemiyerek şoseye dökülmüşler, bir an evvel kavuş- (mn.k için çok ilerilere kadar gitmişlerdi. Saat sekizde General Küzım Dirik, baş- müşavir Sabri, emniyet müşaviri — vali Niyazi, belediye reisi Hacılarezam mev- küine geldiler. Biraz sonra da uzaktan kataatın ilerlediğini farkettik. Herkesin yüzünde hissedilir bir heyecan var. Kâ- zaım Dirik, eğilip eğilip yola bakıyor. Bu- ırıdn şehrin heyecanını o temsil ediyor. Iliüıım etrafımız dalgalanıyor. Yolun ©- Zerine atılan genç erkekler, genç kızlar, köylüler ve halk haykırıyor: — Yaşa, varol!. İşte en önde piyade fırkası geliyor. Kâzım Diriği selâmlhıyorlar. General papkasını sallıyarak: — Hoş geldinizi diyor. Derhal otomobillere atlıyoruz. Müfet- tiş ve maiyeti Üç şerefeli cami yanındaki tribüne gidiyorlar. Biz de ordunun önü Sıra güzergühtaki halkm heyecanını, se- vinç tezahürlerini tesbit edeceğiz. Asker, bir hayli uzun mesafe katettiği halde dine, Sert adımlarla ilerliyor. Kâzım Diriğin evdetini gören halk, Ordunun şehir hududuna yaklaştığını anladı. Alkış, yaşa sesleri bütün Edirne- yi sarıyor. Ordunun kargılanışı ulvi bir Mmanzara teşkil ediyor. Pencerelerden çiçekler, konfetler, se- ropantinler yağıyar. Askerlerin silâhları- na takılan serepantinler onları şeridlerle birbirine bağladı. yor. Piyade, mızraklı süvari alayları ge- giyorlar.. bunları motörlü kıtaat takib e- diyöor, Motosikletler, zırhlı #tomobiller, tanklar, uzun uzün alkışlanıyorlar. * Öğleyin ordu mümessilleti şehrin, Vi- lüyet fidanlığında verdiği ziyafutte hazır bulundular. Ziyafet neş'eli ve samimi bir hava içinde geçti. Gece sabaha kadar neş- e, bayram, sevinç devam ' etti. Parkta Tüm bandosu güzel havalar çaldı. Hudud jandarma alayından bir bölük asker gü- zel bir fener alayı yaptılar.. marşlar söy- liyerek şehrin belli başlı caddelerinden Beçtiler, Edirne renk ve işiık içinde sabaha kâa- dâr bu tarihi günü tesid etti. Nusret Safa Coşkun Niğde şehrini sellerbastı (Baştarafı 1 inci sayfada) su dolmuş ve şehir karanlıkta Kkalmıştır: Sel, henüz kaldırılamıyan harmanlarla Niğdenin Eski Gümüş ve Yeni Gümüş köylerinin sebzelerini ve bustanlarını kâmilen tahrib etmiş, su basan evlerde halkın unları, yiyecek ve giyecek «gya- ları tamamen ıslanmış, çamurlar içinde kalınıştır. İnsan ve hayvan zaylatı vardıc. Şimdi- ye kadar bir kadın ve bir erkeğin boğul- duğu tesbit edilmiştir. Araştırmalara devam olunuyor. Hasarat ehemmiyetli- dir. İstanbul ve Adana posta trenleri gele- memiştir. Trenlerin cpeyce bic müddet gelip gidemiyecekleri tahmin ediliyar, Yağmurlar kesilmiş ise de hava kapalı ve yeniden yağmak istidadındadır. He- yecan devam etmektedir. Bor ilçesindeki hasaratın mikdarının daha çok — olduğu duyulmuştur. Vilâyet gereken tedbirleri almaktadır. (AA )— Marsilyada grev Paris, 21 — Marsilya dok amclesi gre- vinin dostane bir şekilde halli için yurın yeni teşebbüsler yapılacaktır, Müarsilya, 21 (A.A.) — Vapurlar bu sa- bah askeri kıt'aların yardımmıle bilâ hâ- dise tahliye edilmiştir.