BON POSTA istanda 4 Ağustos bayramı 10 Ağustos Ki Ç Yunan adaları balıkçıları geçid resminde Atina stadyomunda Elen bağcı M;:' Atina (Hususi muhabirimizden) —m'ğ_; '“;'LME her söylemiş ve alkışlanmıştır. Geceleyin ise çok güzel ve emsalsiz eğlenceler yapıl - binlerce erkek ve kadın gelmiştir. Cu- | mıştır. Pazar günü ruhant âyinden sonra di E%Mm—:&mc-wmwwmg milli nündeki meydanlıkta eski Yunanlıların | kıyafetlerini taşıyan binlerce Elenli müli | toplantılarını canlandıran bir çiftçi kon-|oyunlarını oynamışlar, garkılar söylemiş- Tini gösteren grafik ve afişlerle süslen “mw—müwh&.mı—ımwbnpı Miş, milli gençlik teşkilâti şehri dohaşa — gea ae L K bir mutuk| emsalsiz bir gekilde kutlulanmıştır. rak milli marşlar terennüm etmişler ve| kil — Tarihi tedkikler — | Rus- Japon kavgasının tarihi ve (1904-1905) harbi Ruslarla Japonlar arasındaki uçurum ne zaman ve niçin açıldı? 3 B Japonlar fena idare edilen Çin kuvvetle « rini mağlüb ettikleri gibi Çin donanması- nı da Yalu muhare - yıldönümü '-'“ Di tezahüral kutlulanmıştır. Bilhassa Atina bm-kı.: lar, çelenkler ve rejimin iki senelik eserl taksas Avrupanın şerkin- da oturan Ruslar on sonla « yedinci asrın rına kadar garb me«- deniyetinin tesirle - ağerisi VA naeskül: 5 ğ H SS l w Öeel aiha': Ai â Yotukalii rinden uzak, batıl iti- B besinde — (16 eylâl kadlara bağlı, geri 1804) imha ettiler. kalmış bir milletti. Mançuriye doğru iler lediler. Peçili körfezi nin ağzında çok mü - him bir mevki olan Por Artürü ele geçir- diler. Çinliler <Pe - kin» i kaybetmelkten Memleket, derebeyle Ti arasında taksim edilmiş ve köylüler topraklarile birlikte alınıp satılan bir hay- van gürüsü halin - KS7 korktular ve — sulh den — kurtulamamış Er, ğ aa : ;:::“de: Siî.ı’ıunıı;scki İtalyan, Alman ve Ruş - Japon harbinde Japon donunması sonra altı limanın ken- | muahedesini yaptılar. Bu muahedeye gö- |sonra başlıyan yağmur bütün şiddetile | devam ediyordu.. şoför daha o vakit de- SEYAHAT MEKTUBLARI :19 Yazan: Vaafi Rıza Zobu Şoför “Yağmur böyle devam ederse bizim için felâket olur!,, dedi * * 4 WmMıaM—&",d”Huüww_" Dağ, taş, ova bizim.. Toprak kuru iken sürüp gidiyoruz. Fakat yağmur bqlolııııouıi—ıwlıdq!ı ren yan, kudreti yettiği kadar sür'atle «Ka - <«Vakit» itibarile İs « tanbuldan bir saat daha ilerde olduğu halde, yediye gelme- den bir karanlıktır çöküyor. Akşamın sekizin « den - pardon, yirmi diyecektim - evet yir- misinden sönra idi.. Karakösenin — kapı - Karakösede have şehidleri âbidesi sına geldik.. geceyi burada geçirecektik.. | tırdığı yeni oteli demek istiyorum. — Canım yenisini soran kim?. Eskisi olsun, zarar yok. O nasıl? — O iyi. Bir kahvenin üstünde birkaç oda.. iyi ama, yer bulursak.. — Yer bulursak, ne demek? O kadar çok müşterisi mi olur? Elbet bir yatak tedarik ederler, — Vallahi bilmem. Yağmur yağıyor |da.. açıkta yatan yolcu, kamyon şoförle- ri şimdi o ölele üşüşmüşlerdir.. yer bula- Cağımızı pek ummam. — Peki ne olacak sonra?, Ben bu gece de mi uyuyatnıyacağım.. bayılacağım ya- hu.. yalnız «geceyb> mi ya, belki günlerimizi, belki de haftamızı!.. Dündenberi Erzurumun «llıca» sından mişti ki: — Yağmur böyle devam ederse bir fe- Vüket olur.. Neden? — Karaköseden sonra yolumuza vam edemeyiz de ondan.. — Allah Allah! Niçin? *— Yol yoktur da onun için.. —Yol yok ne demek?. Hani İran tran- sit yolu? — Yapılacak!.. Bir kısmı ihale edildi. Henüiz taşları kırilıp, tesviyesi yapılmak- ta... Geri kalan da yakında ihale edile- cekmiş, — Peki, her vakit İrana mal götürmek için nereden geçiyorsunuz? — Buradan. — Yol?, — Arzullahı vasıa... Dağ, taş, ova bi- zim. Buralar kuru iken sürüp gidiyoruz.. de- — Burada, üstünde misafirhanesi bu- lunan bir de askeri mahfol vardır. Zabi- tana kiralıyorlar.. oraya götürürüm, Ken- dini tanıtır, halini anlatır, müdürü acın- dırırsın.. elbet bir yer bulurlar sana, ** Pencereleri ışıklı bir binanın önüne geldik.. kapısında süngülü bir nöbetçi bekliyor.. Oh! Yaşadık... Eğer burada sahiden bir oda bulursam değme keyfi- me Fransız mühendisleri — — le iş adamları Rusyaya Bİrİ hi tiyorlar, bütün geri memleketlerde 0| ak- ğu gibi en kârlı ve rahat W'"Pç::y;“,. larını elde ediyorlardı. Deli Pe üs laca- Yanın bu gidişle bir müstemleke oıdım Bin sezdi, Rus milletini kırmçllwmk ĞYü &ti ve garb medeniyetini kabu! € Av- âz zamanda İlerletti. 1815 de bu!"n': jttt Tupa devletleri Napolyon aleybine ». ettikleri zaman Rus impars iyordu. bu ittifakın ruhunu teşkil GdiyaC e Garbia Lehistana, cenubda Kafkar » lerine ka- Balkanlara, şarkta Türkistan İÇİ OÜ Gar genişlemişti. 1860 da Rus ğı ŞA Vaktile Cengizin şarktan garbü '!': b Zun yolu garbdan şarka doğru aşmif, yE: Paratorluk bayrağını büyük Ok."";“hn_ harında Vladivostok dalga işti. 4 Asyanın şarkında ve sayıları b'"*'î îla olan adalar üzerinde oturan Japon da garb medeniyetindi h"'uş'orllırdı. Bmyy:ıık olarak _ııı::_d b; Söan Ayrupalı adam, Por_kh’m c Fernando idi. Bir Çin gemisile gitmiş s gördüklerini hemşerilerine anlattığı ’: Man inanmamışlar, ona Mendez yani )ı— ci adını takmışlardı. Fakal çok "u_ Meden doğru söylediği anlaşıldı. B Taftan misyonerler, diğer taraftan iş San'at adamları oraya gittiler. praılı: de Avrupayı gördüler. Fakat ' hüküme İstilâdan korktu. Senede bir defa gelen Holandalılarla Çinlilere mahsus 1k11lr: Miden başka bütün Hmanları! ccnebl;d_ adı. Japon adaları ve bu adaları YO Süran milyonlarca halk 1617 den İ Senesine kadar tamam 236 sene dnny:; ayrı olarak ayaşadı. Fakat 1859 riyorlar, yerle- | en habersiz bü- | yapı MAti eaE ih. ine açılmasını istediler| re Kore müstakil kalacaktı. Japonlar Pe- o î::;( ze'mıkm;mıdkı tebaası hak-| çili körfezinin ağzındaki karşılıklı — iki e ıHılır. Artürle Vey-Hey- kında imtiyazlar ., Fransa, İngilte-| mühim moktayı, Por 'ey-Hey- dım“d Rusya devletleri de - ayni| Vey'i alıyorlar; orta Çinin karşısında bu- b Hu.lırııı'—dıhf Japonlar karşı koy- | lunan büyük Formoz adasile Peskadar Ha Fakat muvaffak olama- adalarını da Japon adalarına ilâve edi- dilar. Çünkü memleket mahdud asilza- yorlardı. fakat yağmur başladı mı, olduğumuz yer- de stap!. Güneş açıp batak kuruyuncaya kadar köy mü olur. kasaba mı? Kahve peykesi mi olur, tarasa mı?, Ne bulursak kıvrilir, günlerce güneşin yüzünü bek- leriz.. — Peki yağmur devam ederse ben ne Kamyondan atlar atlamaz kendimi nö- | betçinin önünde buldum.. — İçeri girebilir miyim? — Yasak.. — Neden?!.. — Yasak ta ondan!.. — Hani şey dediler de... Şu, yani., mi- | safirhanesi filân vârmış. yapacağım? — Mahfelin mi?.. edilmiş Bu muahede Rusyada hayret ve telüş- deler arasında m pek ıpu=]|u= la karşılandı. Birisi Avrupanın şarkında, Yarda a Dağilaa a B a ae D İKi diğeri Asyanın şarkında asırlardanberi Avrupalılar fğ:.m Bı.ını karar verildi, | uyurken birdenbire uyanıveren iki im- lt "'f""k.,,um kabul olundu. Zadegâ- | paratorluğun da iştihaları yerinde ve Metiairek kaldırıldı: adalet tatbik | mükemmeldi. İhtiraslar ilk defa olarak a mdgşıhrı meresinde olursa olsun | çarpıştı. Ruslar Japonların Peçili körfe- .dıldl. M’u;:î],m öğrenilmesine baş- | zine yerleşmelerini, Çini elde elmek için her “”Xı Vei yüzlerce — mütehassıs flk ve kuvvetli adım olarak telâkki etti- lapükeliğ irildi. gençleri Av-|ler. Bu işin ehemmiyetini Fransa ve Al- ve muallim pu—ıgî_m-pm kuruldu, | manyaya da anlattılar. Zira Japonya e- FUDAYİ, ldı. Muntazam bir ordu | ğer Rusya ile Çinin arasına girerse artık tersaneler "Po kıdır ki 1884 de Japan | zengin Çin pazarları Rus malı için tama- “.Mn, artık yerli mühendisler | mile kapanmış olacaktı. Üç büyük devlet .gmeudılırlldw da üç çelik vapur de- | pek çabuk anlaştılar ve bir ay sonra Çin- YOE du"Vl' Japonlar da fazla mal-| lilerle yapılan muahedeyi yeniden göz- nize indirilmişti. zarlar aramağa buaşla-| den geçirdiler. Yaponlar Formoz ve Pos- Jarına bariçte Pa D A LNi Yd | kador adalarından başka, işgallerinde o- dılar. Onlara ©n © va sekiz milyon nü-|lan bütün Çin ve Kore şnemleketlerini ftalya kadar bnımyukpn(nrhk vakit vakit | boşaltmaya mecbur oldular. Buna muka- hç tarafından himaye odi- bil bir milyarlık harb tazminatı aldılar. ve J'g:uydle Çinliler Korenin mer- | Japonlar Mançari ile Por Artür ve Vey- ıSculdeH garnizonlarını tekvi-|Hey-Vey'i boşalttılar. Fakat parlak ze- için asker gönderdiler. Japon-| ferlerinin semeresini toplamağa engel o- mâni olmak için harb ilânına|lan Rus meırı!orluğun_dın intikam al- görmeden harekete geçtiler. | mağa karar verdiler. Çınlılerdm aldık- arb medeniyetini kabul eden ve|ları bir milyarlık tazminatı tamamile ha- Esasen gaN Japonların tecrübe devresi | zırlıklara ayırdıkları gibi büdcelerine de üerlzml; îıınuyordu. Tecrübe için de en| mühim paralar koydular. Ganiş be n Cünlilerdi Ruslar, Japonları kendilerile Çinlile- elverişi saaaa e onlar hakkındaki bil-İ rin arasındar attıktan sonra onların yer- A ?;ım Harb başladığı zaman erine geçmek siyasetini takib cttiler ve Ml P'—;* çabuk mağlüb olacaklarını ) (Devama 10 ncu sayjada) ye etmek lar buna bile lüzum — Güneş açıncıya kadar bizimle bera-| ber «Karaköse» de bekliyeceksin.. — Allah hepinizin müstahakını ven. sin!'!. — Evet evet.. Var ama size göre değil, zabitana göre. — Olabilir.. fakat mahtel müdürünü Börsem belki.. — Ha, anu bilmem.. dur hele içeri bir haber gönderelim.. * İşte böyle kederli ve düşünceli bir hal- Ü Karaköseye girdik.. her tarafı işıl işıl lektrikle tenvir edilmiş... Kapısında| - İki üç gündür ayna yüzü görmemişim. tayyare şehidlerinin âbidesi.., Ondan herhalde sakalım, dvıı’ı“îüehlhwk“hıılı sonra geniş ve ağaçlarla süslü bir çift | gelmiş olacak... Üstbaş perişan.. yazın, şose; dfhı sonra da şehre giriliyor.. ilk | haziranın ortasında seyahat — ediyorum tesir iyi.. Allahtan niyaz ediyorum ki: | diye giydiğim beyaz iskarpinle, beyaz Burada tek yataklı bir oda bulayım. Biraz| keten elbise toz, yağmur ve çamurdan temizce olsun. El, yüz yıkanacak muslu- | rengini değiştirmiş, çarkçı başının geçen ğu bulunsun, Uçan ve yürüyen haşerat | bayram verdiği eski beyaz elbiselerle Ga- hfııim odatmma girince atıl, ihtiyar, vücu- | lata sokaklarında dolaşan vapur ateşçile- düme diş geçiremez olsun, başka bir şey|rine dönmüşüm.. ceketle pantalon, ütü- istemem.. insan açlığa, susuzluğa ya kat- | lendiklerini çoktan unutmuşlar bile, . lanıyor, yahud. bir çare buluyor, Fakat| — Yorgunluk ve uykusuzluklan fena bir uykusuzlukl!. Allah düşmanımın Daşına | hale gelmiş olacağım ki, askerler halime vermesin, morfinlenmiş gibi: Ne yaptı-| acıyıp müdür gelinciye kadar beni hir ğinı, ne ettiğini bilemiyor... «Ilıca» da- | yere oturttular,, bir müddet Bönra ora- ki bozuk geceden sonra işte böyle bir| dan geçen bir genç sübay beni görünce halde buraya kadar gelmiştim.. uyku gö- | tanıdı.. fevkalâde nezaket Bösterip alâ. zümden akıyor; râhat bir yatak hülya-| kadar oldu.. sile kendimi avutuyordum.. - Mahfel müdürü burada değil B vine — Bari oteli rahat mıdır? gitmiş. Ben bizzat gider kendisini gü ötür, — Ne oteli?. Sizin için yer bulması ç Ti rica ederim. — Karakösede, yatacak otel. — Aman efendim zahmet uhî:;u — Daha otel açılmadı ki.. Demeğe kendimde kuvvet bulamadı — Ne dedin?, yalnız biraz toparlanıp; S — Otel dedim; yani hükümetin yap- (Devam 10 ncu sayfada) Amerikalılar harb gemilerile Japonyaya ş ae