30 Temmuz 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11

30 Temmuz 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Karısınıve kaynanasını bıçakla öldüren Tiyatro mevsimi için adam mahkemede neler anlattı ? Evvelki akşam saat 20,35 de Bey * lerbeyinde Arabbağı denilen ma feci bir cinayet olduğunu, tahmil ve tahliye amelesinden İsmsil | ğu oğlu İsanın karısını ve kayınvalidesini bıçakla vurup öldürdüğünü, dün şebir| tab'ımızda yazmıştık. Dün bu meselejman” d yaptığı jlan İsa, etrafında bir mubarririmizin tahkikata göre hâdisenin mahiyeti şu - dur: Facia kurbanları ve katil Facia kurbanlarından her ikisi de Beylerbeyinde Bürbaniye mahallesinde 6 numaralı evde oturmaktadırlar. Bun- lardan Seniha #2 yaşındadır ve Bey - lerbeyi polis karakolu mürettebatın - dan Kâmilin karısıdır. Diğeri de beş se- ne evvel İsa ile evlenmiş olan Kâmi - Jin kızı 24 yaşında Sadiyedir. 933 senesinde ticaretle İşti mekte olan ve şimdi 34 yaşi lunan İsa, Sadiyeyi görmüş, beğ ve Kâmile müracaat ederek kı &i izdivâcını taleb etmiştir. hali vakti yerinde olan bu adamın ta- lebini reddetmemiş ve 933 senesinin mayıs ayında Sadiye ile İsa evlenmiş- lerdir. Bu izdivaçtan şimdi 5 yaşında olan Sevim ile 3 yaşımda Saim isimli iki ço” cuk dünyaya gelmiştir.. Facianın mukaddemesi Sadiye ile İsa birkaç sene çok mes- ud ve çok müreffeh bir hayat yaşamış” lardır, Fekat son senelerde İsanın ma” N vaziyeti bozulmuş ve iki sene evvel de tamamen iflâs ederek parasız kal - mıştır. Çalışkan bir adam olan İsa bun- dan meyus olmamış ve Iiman idaresin€ müracaat ederek tahmil ve tahliye iş ” lerinde çalışmağa başlamıştır. Karı ko- ca bir ara Bürhaniye mahallesindeki i Sadiyenin anne annesi Fatmanın € © inde oturmuşlarsa da tab'an geçim “İç; siz bir adam olan İsa, burada otura © mamış ve karısını orada bırakarak İstanbula gelmiş ve bekâr hayatı ya © İşamağa” başlamıştır. Bununla beraber İsa karısmı çok sevmekte ve ondan âY- rılmak kendisine pek acı gelmektedir. Son zamanlarda Sadiyenin inhisar ida-|, ei çalışmağa | 3 başladığını işiten İsa buna çok müte “|, .< oldül essir olmuş ve karısını kıskanmağa baş kocaman bi resinin tütün depolarında Yamıştır. Sadiye bu depolara devâm ek İkçe bugün degilse yarın baştan çıkt” rılacağına zahip olan İsa mali vaziyet ık fena olmasına rağmen Nişantaşın” da Meşrutiyet mahallesinde bir &V tu tarak karısını işinden çi ve bu evde olurmağa başlamışlardır. İsanın e ihtiyaçlarına kâfi gel memekte olduğundan bu hayata A hammül edemiyen Sadiye iki çocu£U hu alarak babasının evine gelmiş V© orada ofurmağa başlamıştır. Ni gün sonra da gene inhisarlardaki €9 İşine girmiştir. ie li üzerine İsa kalkıp e erinin evine gitmiş ve karısın e taşına getirmeğe çalışmışsa ge e muvaffak olamamıştır Sadiy€ sına; — Orada bana bakamıyor” lışmama da müsaade elmiY nun için gelemiyeceğimM. par Ben ve kendini geçindirmeğe geyre” ağ Sİ senden bir şey beklemiyorum” bını vermiştir. > K Si İsa a son derece lee muş ve ağlıyarak İstanbula g© yiye Bir buçuk ay karısından #YTI wwe yan İsanın bundan on beş BÜ * ... sabrı tükenmiş ve eve gelmesi Te fay Tısına haber göndermiş, Dz ei» dn vermediğini görünce imei yo- kıp gitmiş. kayınvalidesi Se ayle unu bekliyerek ağlamış, ae rm “ kapanmış, karısını yana gö $ini rica etmiştir. ve göz yaşlarının nı görünce: : Size bir hafta isin veriyorum müddet zarfında Sediyey! e vap Beniz onu sokak ortasında yakalıy vi m ve bıçakla vücudünü parça pa #deceğim demiştir. Cinayet Bu tehgidleri savurduk! aa tanbula dönen İsa, tasavvur ettiği Ci “ hayeti işlemek için hazırlığa başlamış, #ivri uçlu büyük bir kama alarak bi i letmiş ve odasının bir köşesine sakla mıştır, un ve $8” Ö- ami stan sonra İS” Denizbank (onu İ git çalşin hangisine saplıy İve kayınvaldesi İsa verdiği mühlet hitam bulduğu halde | halde karısının gelmediğini görünce | öldürmeğe karar vermiş ve biça - nı alarak yola çıkmıştır. ğ “ Sadiy enin akşamları yanında Nimet ismindeki arka: şile Arabbağı denilen is alde tenezzühe çıktığım haber & - oğruca oraya giderek büyük arkasında gizlenmiş ve on - i beklemeğe başlamıştır. Facia a sonra Sadiyenin Nimet- ki kendisine doğru il örynü, gelenler te olduğunu görmüş, > ulmıyarak u ö . e Gizlendiği karak dınların peşine bir çi duvarı dibinde bir ağacın ar ların gelmesini Yarım sasi le beraber uzaktan ler ve İkisi bir- işlerdir. Birkaç ikten sonra İsâ larını - görerek k bu kadını baştan çi - ın için ilk defa senin demiş ve bıçağını can ile kendisini ge - SE selimeti firarda bul - i caklarının bütün kuvvetile ya a çi , Sadiye de arka- i Şi Li kurtulmak istemişse ei iner k olamamış, İsa onun bileğin emi yakalamıştır. z < e afla evlerinin kapısı önünde e ii 5 ile ii ve — N iy üdhiş bir sıkıntı oldu - veni iinde Mk sık sık başını çe - iha, bir aralık damadın: durmuş ve — Ulan kalts karan sensin, OR! cezanı vereceğin geleceği yola bakmakta an Se tığı tehdldleri batırlyar an HE omşular, bu herif; Sadiye in Kö parça parça edeceğim gelmesi kazlar nerede kaldılar ki emişli, dip araştırayım demiş ve kı- hele bir yola doğru koşmağa baş- yanan gel rın döbine doğru yakla - n İsa tarafından yakalan - u ve damadının elinde de ir bıçak bulunduğunu gö - e vlâdım, yavruma san yağına €V . — A bağırarsk onlara doğru koş devam etmiştir. İşte tam bu s: - e katilin kalın ve çatlak sesi işitil- 5 ldesine dönerek: miş, eza şana eve gelmezse onu e e cağım dememiş miydim? de - yacağ kaldırarak bütün hizi- miş ve DİŞE nine saplamıştır. İlk le Sadiye tası delinip beyni par -| hamlede KA şa bir feryadı müte- çaların SE enüş ve derhal öümüştür. e ini kanlar içinde yere düştü - i KE np Seniha koşarak yanlarına gi ye Sadiyenin üzerine kapan - varmış Du rini kan bürüyen kal yalnız ö i işlemekle iktifa etmemiş b 'nin üzerine atılarak o- iz O öldü, fakat sen de yaşayamıya- les, geni de öldüreceğim ve ondan — v da sıra Nimete gelecektir, de j iştir Ve böyle kızının ölüsü a de hıçkırıklar içinde boğula boğul n glayan Senihaya bıçağını sokup çı y rmağa başlamıştır. İlk vuruşta, bi - kiri Senihanın sol omuzumu delmiş ve di kalbine kadar nüfuz etiği için ka - dıncağız diğer darbeleri duymamış, © da derhal ölmüştür. Tıpkı koyun sür süne dalmış bir canavar balini alan İsa, bundan sonra bıçağını ölülerden n acağını ve ele inden çıkarıp ötekine sokar: vü ü - Mik diğik etmeğe başlamıştır. Katil me iseyi uzaktan görenlerin: Yel ri adam öldürüyorlar ferya- in aklı başına gelmiş, ının kanmı Senihanm entarisine mi n sOnra kaçmağa kesisi Fakat firara muvaffak olan ve ga koşa ev lerine ee vak'adan 2 btayı rdar etmiştir. ey işlendiği saha zabıta ii - rafından kordon altına alınmış ve bu azgın katil y: — Yetiş öM dını duyan katili arım saat SOnT& elinde br” © SON POSTA çağı ile yakayı ele vermiştir. liğine getirilen katil, biraz sonra Üs - ködar Ermriyet âmirliğine götürülmüş- tür. Vak'aya vaz'ıyed eden Üsküdar müd delumumiliği lâzım gelen (tahkikatı yaptıktan sonra, yeni cürmü meşhud kanununun çerçevesi içinde görerek dün saat 13 de katili evrakile beraber | Ağırceza mahkemesine tevdi etmiş - tir. Mühakeme İsa, yeni cürmümeşhud kanunu hü kümlerine göre derbal bir iddianame ile Ağırceza mahkemesine gönderilmiş ve dün saat 16,30 da muhakemesine başla- nılmıştır. İsa, Türk ceza kanununun 450 nci maddesine göre, idamı talebile Ağırceza- ya verilmiştir. | Katil anlatıyor İddianame okunduktan sonra, maznu- nun sorgusuna geçilmiştir. İsa, mabke- mede demiştir ki: — Evet öldürdüm. Hem karımı, hem de kaynanamı, Fakat, bir sebeble. Karım Sâdiye ile 6 senedenberi ev bulunuyo- ruz. İki de çocuk var, Sâdiye 1,5 ay ev- vel, benden ayrıldı. Bülbülderesinde si- vil polis Hakkının evine gitti, Bir hafta kadar metres hayatı yaşadılar, Bunu, 8- nası ile babası da biliyorlar; fakat, 8es çıkarmıyorlardı. Vak'a günü, Üsküdar merkezine uğra- dım, Karımın aleyhine zina davası aç- mıştım, merkezden iki sivil memur İste- dim. Cürmümeşhud yapmak için. Sonra gelmemi söylediler. Merkezden ayrılınca, arkadaşım Kâzıma rastladım. Birlikte Bağlarbaşına doğru germeğe çıktık. Yolda giderken, uzakta, bir tepe üstünde yalnız bir kadın gördüm. Karım zannederek, © tarafa doğru gittim. Yak- laşınca, karımın bir ceviz ağacı altında, Hakkı ile birlikte oturduklarını, kayna- nam Semihanm da, onlara gözcülük et- tiğini gördüm. Beni görür görmez Hakkı| tabancasını çekti ve: «— Yaklaşma, diye haykırdı!» Bü sırada, Hakkı bir vak'a çıkmasın diye, kaçtı. Karıma: «— İki çocuğumuz var. Sen, utanmıyor musun? Maksâdınız nedir? diye sordum. Cevaben: — Sen, ne yapsan ben Hakkı ile otura- cağım. İstersen aleyhimize zina davası aç.. dedi, Kaynanam da, söze karıştı. İş- te, o vakit kendimi kaybetmişim. Ne yap- tığımı bilmiyordum, demiştir. Suçluya suç âleti olan bıçak mahke- mede gösterilmiş, İsa: Sayfa 11 yapılan hazırlıklar (Baş tarafı 1 inci sayfada) Doğruca Beylerbeyi polis Komiser- | gam, bir takım fıçıların arasında dur- muşlar... Kavuklu, cübbeli adam etraf)- na bakınıyor: — Allah. Allah diyor burası bir ma- nastır değil, bal gibi bir selâtin meyha- nesi! Ve sonra papazlara dönüyor: — Bedianın rölünü kim yapıyor? — Şevkiye! Film bahsini kesiyorum ve kendisine | Şehir tiyatrosu hakkında bazı sualler s0 ruyorum: — Bu seneki repertüvarınızı teşbit et- tiniz mi? Hangi piyesleri oynıyacaksımız? — Repertüvarımız ancak ağustos niha- — Haydi papaz elendi oğlum, çıkarın | yetinde tesbit edilecek, yalnız şunu gim- paralar nerededir? Diyar. 'Tam o, bunu söylerken geriden bir ses yükseliyor: — Olmadı kardeşim... Olmadı... Başı- ni papazlara geç çevirdin! Bunu söyliyen kazaya uğramış oldu- Zunu söylediği sol bacağını bir masanın üstüne dayamış olan ve kocaman bir film senaryosu defteri karşısında oturan Er- tuğrul Muhsin... Ertuğrul Muhsin (Ayanorz Kadısı) nın çevrilmekte olan filmine nezaret ediyor. Ben onun yanında projektörlerin ka- maranın, ses âletlerinin arasında oturü- yorum. Sahne tekrarlanırken kulağına soruyorum: — Bu filmin tarafınızdan çevrilmekte olduğunu duydum. Hakkında izahat al- mak üzere geldim. Ertuğrul Muhsin; — Filmi ben çevirmiyorum diyor. Mü- sahibzade bizzat rejisörlüğünü yapıyor, ben bugün tesadüfen buradayım. . — Yerli filmler bazı muvaffakiyetsiz tecrübeler yaptı. Yeniden böyle bır şeye teşebbüs edilmesi hakkında siz ne düşü- nüyorsunuz? — Vallahi filmle ben meşgul değilim, diye tekrarlıyor. Çevirenlerle bu husus- ta konuşmalı... Sahne tekrarlanıyor. Sevimli san'atkâr Mahmud üzerindeki kat, kat cübbelerin, şalvarların altında projektör #ıklarının ortasında bunalacak... Yüzü kıpkırmızı olmuş, alnında, burnunun üzerinde tane, tane terler, - Hangi artistler bu filmi çe diye soruyorum. — Malüm artistler diyor, sahn, piyeso oynıyanların hepsi kendi rol Aynaroz Kadısında Bedianın büyük muvaffakiyeti gözümde canlanıyor: — Bedia bakalı mfilmde de sahnede ol- duğu kadar muvaffak olacak mi7 diyo- rum, — Bedia oynamıyor. Diye cevab veriyi diden biliyoruz, mevsimi bir Şekspir ko medisile açıp bir Şekspir trajedisile ka- patacağız. p — Hangi komedi ve hangi trajedidir. — Komiğenin Vindsörün iki şen kadı- nı olması pek muhtemel, trajedi de Otel- lo olacak. — Şimdiye kadar size hiçbir yerli eser verilmedi mi? — Evet, elimizde Cevdet Kıwlsinin (Köroğlu) isminde bir piyesi var. — Bir de Şehir tiyatrosu sahnesinde yapılan tadilâtı sormak isterdim. Şehir tiyatrosu sahnesi modernleştiriliyormuş, — Şimdiye kadar yeni sezon için yap tığımız hazırlıkların en mühimmi budur, Eski sahne tamamile yıkılmıştır. Şimdi on iki metre yüksekliğinde tamamile be- tondan bir sahne inşe ediyoruz. Bu sahne Avrupa sahneleri gibi olacak ve sahne tekniğimiz bu suretle tam manasile me- denileşmiş bülunacak. Geçen sene pro- jeksiyonla dekor yapmak tecrübelerinde bulunmuştuk. Bu sene bunu çok #krar- ıyacağız. Yalnız Tepebaşı tiyatoosunda değil, Fransız tiyatrosu sahnesinde de tas ver sema yapıldı. Şimdiki halde bunlarla | meşgulüz. Repertüvarı ancak bu ay niha- yetinde tesbit edebileceğiz. O zaman ge ne konuşabiliriz. Bu sırada operatör Cezmi, buram, bur ram terlemekte olan Mahmuda: — Haydi biraz yana, biraz şöyle, evet kardeşim oldu. Oldu. Hazırız... Diy: Ertuğrul Muhsin sesleniyor: Evet efendim çoktan!. Ben yerimden kalkıyorum. Ertuğrul * | Muhsine teşekkür ediyor ve ayaklarımın Ucuna basa, basa İpekfilmi stüdyolarmın boğucu havasından dişarı çıkıyorum, $0« kağa.. yani bir fırından başka bir fırmın içine düşüyorum... , Hava, stüdyonun içinde de, dışında da ekine edilmez bir halde, H.H. Suriye Hataydaki tescil muamelesini protesto etti Şam 26 (Husust muhabirimiz ya - zıyor) — Milli Blok içtimamdan son - — Evet, onları bu bıçakla öldürdüm, demiş ve 4 sene evvel İzmirden aldığını öylemiştir. İddianamede, suçlu ile karısının ve kaynanasının taş ocaklarına kadar bir- İhikte yürüdükleri ve cinayetin orada iş- İlendiği yazılıydı. Suçlu ise, bunu Iade- İsinde reddetmiş, vak'a mahallinin ilk İ karşılaştıkları yer olduğunu söylemiştir. İ Suçlu sözlerine şunu da ilâve etmişti İ — işittiğime göre, kaynatam polis Ra- İ mi Sâdiyenin öz babası değilmiş. O da,| kız ile münasebette bulunuyormuş. Sorgu bittikten sonra Sorgu bittikten sonra, müddeiumumi şu mütaleada bulunmuştur: — Suçlu cürmümeşhud kanuruna gö İre mahkemeye verilmiştir. Evreka ve iddianameye göre ise, İsaya aid duruşmanın hemen bitirilmesi imkân- sızdır. Tahkikatta, incelenecek bazı nok- sanların, mevcudiyeti görülmektedir: İ 1 — Maznun 450 nel madde ile idamı istenerek, mahkemeye verildiği halde, dosya içinde maznuna aid hüviyet cüz- danı, kayıd sureti. 2 — Suçlunun sabıka kaydı, 3 — Nikâh kayıdları yoktur. 4 — İsa, dosyadaki arzuhali ile, daha evvel karısı Sâdiyenin, Hakkı ile >ina yaptığını ve hastalık aldığını iddia etti- ği halde, bu tahkikat tekemmul ettirii- memiş ve Hakkı ile ölen Sâdıyenin iddia edildiği gibi zührevi hastalığa müptelâ olup olmadıkları da tesbit eğilmemiştir. 5 — Bıçaktaki lekelerin insan kanı 0- up olmadığı da tayin ettirilmemiştir. 5 — Suçlu, hâdise mahallinde polis Hakkıya rastladığını söylemesine, iddia- #amede ise Hakkının o saatte başka yer- de bulunduğu yazılı olmasına rağmen, bu cihet tesbit edilmemiştir. ra, Şamdaki hâd devreye gelmiş olan siyasi vaziyet biraz süküt buldu. Za - ten sıcaklar, siyasi muhitin gevşeme - sinde ve etrafa dağılmasında da ân oldu. Bununla beraber Şam işsiz değil- dir. Üç gündenberi, Cemit Beyin Pari- se gitmeden evvel kabineyi genişlete - ceği hakkında bir takım rivayetler do- laşıyordu. Dün dahiliye ve hariciye nâ- zırı olan Sadullah Cebri'nin enbire istifa ettiğini gördük. o Söylenildiğine göre, Cemil Bey bu istifadan ği ile hükümetini genişletecektir. evvel bir kere daha istifa et - güçlükle istifası geri aldı - şti. O zıman da, bu zaman da istifanın neden ileri geldiği anlaşı - Inmadı. Başvekilin seyahate çıkmazdan ev - —————— —— 7 — Suç kasaba haricinde ve kırda iş- lenmiştir. Bu mahallin belediye hududu dahilinde olup olmadığı gösterilmemiş- tir, Cürmümeşhud kanununa göre, an- cak belediye hududu dahilinde işlenen suçların tahkikatı yapılabilir. Bu iti- barla, bu cihet te noksandır. Kanunun emri veçhile, bu noksan- ların kısa bir müddet zarfında ikmali ve kanun hükmünün yerine getirilmesine maddeten imkân yoktur. İş umumi hü- kümlere göre yapılmak caizdir. Bu yol- da tahkikatın ikmali için, dosyanın müd- delumumiliğe geri çevrilmesine ve maz- nunun tevkifine karar verilmesini İsti- yorum.» iBu talebi ve sebeblerini gözönünde tu- tan mahkeme, kararını bu yolda vermiş, tahkikat evrakını da müddelumnmiliğe göndermiştir. Bu suretle dava cürmümeş- hud şeklinden çıkmıştır. Suçlu, tevkif e- Gilmiştir, vel yaptığı işlerden biri de Hatayda ye | İ muamelelerini niden başlıyan tescil İ purotesto etmekteir. Bu maksadla Fran saya ve Milletler Cemiyetine Suriye hükümeti birer müzekkere (yani no - ta) verdi, Şu halde Suriye o hükümeti bul etmiyor, demektir, Suriye matbuatın: İgöre Hataydaki Ara eniler mütebaki #1 muâmelelerine iştirak etmemeğe karar vermişlerdir. Buda ü protestosu mâhiyeti * Bi al mdiki halde yalnız A rablarla Ermeniler arasmda böyle bir ittihaddan bahsediliyor. Diğer unsur * |lardan bahsedildiği yoktur. Suriye gazeteleri mütemadiyen Ha- tayda Türk olmıyanlara karşı yapılan ylediklerine halkın orMUŞ. mraktadırlar. Bu kötü (propagandaya mukabil bizim de boş durmamamız lâ zım gelir. Bu noktaya dikkati celbe * derim, R. Aras Bükreşten döndü, Atatürk tarafından kabul edildi (Baştarafı 1 inci sayfada) Başvekilimiz ve Hariciye Vekâleti “Umumi Kâtibi Numan Menemencioğ- Yu, Dr. Rüşdü Arası Boğazda karşıla» mışlar ve birlikte Dolmabahçe sâra- yına gelmişlerdir. Hariciye Vekilimiz, Atatürk tarafından kabul edilmiş ve Büyük Şefimize seyahatleri hakkın- da maruzatta bulunmuştur. dilât yapıldı. Sahne genişletildi, müdev- tescil muamelesinin devamın: da ka - | fena mruamelelerden bahsedip dur* A EZ EYE RA YA ŞT

Bu sayıdan diğer sayfalar: