çıkardı, âsiler 'Dün öğleden sonra şehrimize muhtelif * membalardan gelen haberler -Yunanis- Yanın Girid adasında bır isyan hareketi — baş gösterdiğini bildiriyordu., “ Bunun üzerine sırasile Alina, Belgrad, Sofyaya telefonla müracaat ettik. Bura- lardan aldığımız ve isyanın nasıl v_kîf- — ğinı, ne süretle önüne geçildiğini bildi- — yen haberleri neşrediyoruz: — Atina, 29 (Hususi) — Giridde bulunan — garnizon kuvvetlerinden bir kısmının şi- “Taali Yunanistana sevki üzerine garni- zon kuvvetlerinin azalmasından istifade eden bir takım politikacılar isyan maht- yetinde bir harekete geçmişterdir. Bura- — yya gelen haberlere göre âsilerin başında — Venizelosun yeğeni bulunmaktadır. İs- — yyan hareketi şu suretle baş göstermiştir: T Mitsotâkis, Muntaki ve Hacıangeli i- — daresinde dört yüz kadar kişiden mü- — rekkeb silâhlı bir grup, dün gece Giridde —Hanya şehrine girmiş ve şehri işgale mu- — waffak olmuştur. "Bu manasız delice ha- — reketin sebebi ve hedefi daha henüz ma- — lüm değildir. * Meseleden haberdar edilen başvekil — Metaksas, derhal kara, deniz ve hava ar- “dusundan kuvvetli bir müfrez> gönderil- Müesini emretmiştir. B Giridin diğer aksamında sükün hüküm — gürmektedir. — Başvekil, Girid halkına hitaben aşağı- — Gaki beyannameyi neşreylemiştir: - Başvekilin beyanatı «Millt*kalkınma cserine fanliyetle de- — vam olunduğu bir zamanda, silâhlı âzsi- — İler, Hanyaya girmişler ve şehri Işgal et- — mişlerdir. Meşru nizamın galebe çalması — we Girid halkının huzur ve sükünunun — temin olunması için bütün vasıtalarla â- Bileri yok etmeğe kat'i suretle azmeyle- — Mmiş bulunuyorum. Girid halsın:n vatan- /— perver hissiyatına ve bana karşi göslter- diği itimad nişanelerine güvcncrek, bü-| — tün Girid halkımı, âsileri her türlü yar- — Gimdan mahrum bırakmiya ve Elex mil- — letine Giridin mütesanıd bir surette mil- Jetin heyeti umumiyesi yanında yer al- — muaş bulunduğunu göstermeğe davet cde- rim. Bütün Yunanistanda mutlak bir ni- — zam ve sükün hüküm sürmekle ve bütün Faillet hükümetin yanı başında yer alınış, bulunmaktadır.> — General Metaksas ayrıca güzetecileri kahul ederek şu beyanatta butunmuştur: — — Hükümet, devletin kalkırması me- ' B&İsine muntazaman devam ettiği sırada * 400 müsellâh şahıs rejimi devirmeğe te- ' gebbüs etmiştir. Hükümet her yerde va- Zziycte hâkimdir. Âsilerin yakalanıp tec- — ziye edilmeleri için her türlü tedbirler a- Tunmıştır.» İlk tedbirler n Sofya 29 (Telefonla) — Girid adasının Mierkezi olan Kandiyada silâhli bir isyan k eketi olmuştur. Dört yüz müsellâh adalı hükümet dairesini zorla işgal et- — Müştir. — Vak'adan haberdar olan Atina hükü- meli, adaya derhal tedib küvvetleri gön- — derorek isyanı bastırmış ve asayişi tesis etmiştir. Adaya çıkarılmış olün Yunan “geniz ve hava kuvvetleri vazıyele tama- mnen hâkimdirler. , Yeni kuvvetler — Girid garnizanu, Makedonyadan geti- — rilen yeni askerlerle değiştirilmiştir. Gi- — eldde olduğu gibi Yunanistanıtı her tara- fında tam bir sükün hüküm sürmektedir. N Örfi idare — eski Venizelist partisine mensub Mizota- — kiş, Muntaşi ve Haci Angelis tevkif edil- “mişlerdir. — Giridden muvakkaten örll idare ilân edilmiştir. : Asiler dağlara kaçtılar ve Valiyi de — Bolgrad 29 (Telefonla) — Kandiyadaki — bükümet dairesini basmış oları müsellâh Asiler, derhal yelişen tedib kuvvetleri karşısında dağlara kaçmışlar ve Girid walisini de beraber götürmüşlerdir. — ve üç kişi yaralanmıştır. Venizelosun yeğeni Giridde isyan SON POSTA n nni > F oltoğraf eXit F?' ü KSN NC Kai YU Mes'uliyetlere katlanmıyan A Z dağa kaçtılar Metaksas, vaziyeti halen Korfuda kulunan krala telgrafla bildirmiştir. İmm' Girid vali muasininin telgrafı — | Derıı. toplu ve Atina 29 (A.A.) — Giarid valisi muıvi-' kidir. İşini, b ai Merkellosdan, Hanya kâdısesinin da-| sepnı bilim İnsan, ba ilk dakikalarında alınan haberler, a- int li B da halkının bu delice hareketi takbih et-| WT Bil n tiğini, hükümet yanında yer almış bulun- duğunu ve resmi makamlara yardıma hazır olduğunu bildirmekte idi. B. Me- taksasın Girid halkına hitaben neşretti- Bi beyanname, her tarafta hükümet le- hine yapılan tezahürat arasında, kıraat Gazetelerin mütaleaları Atina 29 (A.A.) — Atina ajansı bildi- siyor: Bütün gazeteler, bastırılmmş olan Hanya hareketini şiddetle takbili etmek- te ve bütün Yunanistanın n:p brlik ola- rak heyecanla 4 ağustos 1926 tacihl gü- nüÜnün ikinci yıldönümünü ku'lülamağa bazırlanızken bütün memleket tam bir kalkınma halinde ilerlerken ve Girid hal- ka da dahil olduğu halde bütin Eleramil- letinin içten tezahürlerle mulf hüküme- te bağlılığını gösterirken yapılan bu ha- vTeketin yalnız delice değil, fakal ayni za- tanda caniyane olduğunu teherüz ettir- mektedir, Gazetelerin, bilhassa — kaydettiklerine he de karakterini soruyor: Yuyasına ve ço- cuklarına — alâka gösterir. — Aklını, hileli ve dolam - baçlı şeylerle yor- İmaz, ve bu gibi geri kalınaktan ve tenkid edil - Eöre, çok kuvvetli olan ve bütün millet | mekten çekinir. tarafından tasvib edilmiş buluragn hükü- * met, memlekette nizam ve süküneti te- A üe bi Ka a Sae Na y aa Muvaffak olabilecek bir tip Hanyada sükdet ve tzeküe CG Ke'Kön Hanyadan gazetelere pelan haberler, yor: komünist unsurların balen kaşmakta ©-| — — yuyaffak o » fan âsilerle birleşmiş olduklar.rı bildir- y cp meyım? mektedir. Şehrin kapıları askzri kuv- vetlerin muhafazası :İtındalır Şübholi görülen her şahıs derhal tevicif olunmak- tadır. Âsiler, ilk tayyareler göcükür gö- zükmez derhal dağılmışlar'ıı Bülün haberler Aanya ha'kının üsile- r* karşı aleyhdar bir vaziye: almış oldu- b ve bunları cani telâkki e'liği husu- sonda müttefiktir. Son haberler şu tarzdadır: Bu dakikada Han-ı ve Lütün Girid halkı, samimi ve heyecanlı tezahürlerle millt hükümete bağlılığın: iude etmek- tedir. Atinada 10 komünisi tevkif edildi Atina 29 (AA.) — Atirs ajansı bildi- riyor: Temizleme harektiaz devam eden polis, Troçkist enternasyorats! bir ko- Münist teşkilâtı keşfetmiş ct kişı kadar *lebaşıyı tevkif eylemis ve mütim mik- darda vesaik bulmuştur. Gazeteler metodik bir sirette yapılan ve sükün ve nizamı temin erlen temisle- me eserini memnuniyetle tebarüz ettir- İşinde muvaf - fak olabilecek va- sıflara — sahibdir. Sevmesini - bildik- çe de sevileceğin- den şüpheye yer yoktur. € * t Neş'eli bir küçük Kadıköy- den J. Gülmez de ğ karakterini soru - yor: Bu yavru da ze- cek ve yaramaz - | Kİ lıklarile kendisini İ kında muvaffakiyot dileriz. * Enerji sahibi bir genç mektedir. D | Rıfka isimli o - Aksarayda dün gece |wscemız w ş . . ruyor: — Muvaffak o - bir genç hahafı ile (. z eee -. rjisini müs: - anasını yaraladı — ei zz Bia — Dün gece stat 21 de Aksarayda foci|takviye — ettikten 4 A bir vak'a olmuştür, 19 yaşmda Nevzad|aanra muvaffaki - Ç isminde bir genç bir para meseleri için yeti — beklemekle ös anasını ve babasmı tehlikeli surette ya-|haklı olur. ralamıştır. | Vak'anın tafsilâti şudur: Aksarayda Horhor caddesinde 53 nu« | ler, her ikisi de kıpkızıl kanlar içinde kal- maralı evde oturan gazozcu Muklel, dün | mışlardır. İşte tam bu sırada Nevzad gü- akşam evine gelmiş ve Bahçekapıda Bes- | züne ilişen kalın bir sürahiyi kaparak ba- ler çikolata fabrikasında çalısan kızı Ne | basının üzerine atılmış ve sürahiyi adam- zahetten borç para istemişlir. Babasının, | cağızın başında parçalamıştır. Başına ye- İsyanı tertib edenlerin elebaşıları olan , bemşiresinden para islemesine — sinirle-|diği kuvvetli darbelerin tesırile zavallı nen Nevzad birdenbire babasına kü*ret- | baba da karısının yanına yuvarlanmıştır. —— birbirlerini dişleri ile adetâ didiklemiş- miş, (Baş tarafı 7 inci sayfade) güneşte: Toprak olmazsa sanra onlardan ne farkımız kalır?.. Seslendim: — Yahu kaplıcanın yolu neredendir?. Şoförün sesini duydum: — Bak bayım ne diyorlar!, — Ne diyorlar?. Yabancı bir ses: — Nafile zahmet edip te kaplıca oteline kadar gitme!. — Neyuo?. — Hiçbirşey yok ta ondan.. — Ne gibi?. — Daha açılmadı. Ne yatak, ne yör - gan, ne çarşaf.. hiç bir şey yok.. 'Tâ ensemden başka yabancı bir ses: — Kim haltetmiş?. — Ulan ağzını bozma!.. — Daha ağzımı bozma diyor. Aklımı bozmadığıma şükür.. İnsan utanır yahu.. — Ne dedik ki?. — Daha ne Otelime müşte- ri gelecek, sen yoldan çeviriyorsun.. — Yalan mı söylüyorum?, — Yalan söylüyorsun.. — Sen yalan söylüyorsun!, Kaf Dağının arkası Arkası aynalı petrolla yanan bir duvar Tâmbası yakıldı.. «Pır pır> ediyor.. Lüm « banın fitili mi bozuk, gazı mı sulu: <Pit pir» ediyor... — İşte yalağınız buraya yapılacak., — Somya filân hak getire galiba,, — Ne getire.. t — Hiç; somyaya baktım da.. — Ne somyası?. — Ha, öyle ya, ne somyası?.. Yatağı bur lalım da.. — Yatağı sen ne bulacaksın. Ben şimdi getirtirim.. — Rica ederim, her şeyden vazgeçtim. Çarşaf yorgan, yastık bari temiz olsun.. — A.. Ne demek... Elbetto temiz.. Ken« di evinde gibi rahat edersin.. Sen o ter- biyesizlere bakma.. O seninle Jâf eden aşçıdır.. Burada bir otel daha var.. Amma neredeyse, köpek bağlasan yatmaz. O herif otelle ortak. Banâ ne vakit müşteri gelse, işte o kerata önüne çıkar çevirir.. Allahtan oldu da bu sefer cürmü meşhud halinde yakaladım.. — Neyse, uzun lâfin kısam: Uykum var. Banyo yapıp yatacağım.. — Âlâ.. Her şey hazır. Şimdi gider gön- elden gidecek.. «Aman, anan yahşi, ba - ban yahşi.. Vazgeçin yahu.. Uykum var, yatacağım.. Kavganızı sonra edin.. Allah rızası için bir yatak bulun da sonra ne haltederseniz edersiniz...> gibi sözlerle işi tatlıya bağlayıp hırlaşmağı mayna ettir- dik.. Otelci önde, ben onun arkasında ka- dalıp ilerlemiye başladık.. Az gil uz gittik; bilmem ne kadar yol git- tik.. Karanlık, çamurlu bahçelerden, yıkık duvar diplerinden sonra iki basamaklı bir merdiven önünde durduk... <İşte odanız burası!» dedi.. Tarasımsı bir yere çıktım. Camlı bir kapı açtım.. Panjorlu bir ka - pt daha... Karanlık bir oda.. Gayri ihti - yari, elim duvarlarda elektrik düğmesi aradı.. Tam o esnada bir kibrit çakıldı.. Suratıma bir tükürüş ki... Elimdeki lâmba şişesi bu ıslaklık arasında nasıl çatlayıp patlamadığına şaştım... Kim bi lir kaç gündür kapısı açılmıyan bu bar yo odasının içinde mütemadiyen akan «a- cak suyun buharı, bir menfes bulunca, nezaketi bırakıp suratıma püskürmüştü..; ü görecek halde değildi. — Aman, benim odanın kapısını da açi boğulduk.. — Dur dur, açarım... Dümanı tahliye pek uzun sürmedi am ma, bütün bu manzaralar karşısında ban yodan da ümidi keser gibi oldum... Vasfi R. Zobu Büyük harbin yıldönümü yaklaşırken (Baş tarafı 7 inci sayfada) dövüşürdük te. Sonra bir gün şatn bo - şaldı. Küçük arkadaşım da ortadan kay- bolup gitti Onu çok aradım. Arrma ge - mnelerle tabit unuttum. Ön yedi yaşında idim, Günün birinde beni saraydan İste- diklerini bildirdiler, Evet beni Viyanadan daha çok sevdirecek Bu iki yavru hak- saraydan istiyorlardı. Sonra öğrendim. Arşidük çok büyük bir manevi buhren geçirmiş. Büyük koederi varmış... Bu ke - derini unutmak için candan bir arkadaşa ihtiyaç hissetlmiş ve o zaman <kendisini hiç bir menfaatsiz seven, hayatının en mes'ud aylarını birlikte geçirdiği küçük l'l'îıniyi hatırlamış. Beni gsaraya götürdüler, Çılgın gibi neş'eli bir kızdım. Saray teşrifatından anlamıyordum. Arşidükün bulunduğu o- daya büyük bir neş'e ile girdim, Ve tıpkı cnrukh-ğıımux'/iı olduğu gibi ona ismile ve sen diye hitab ettim: — Hallv Franz, nasılsın?. O gün benim yanımda Arşidük mane- vi derdlerini unutmuş gıbi idi, neş'elen - çocukluğumuzda olduğu gibi yü - rekten kahkahalarla gülüyorduk. İşte o günden sonra ben talihsiz prersin en yakın ve en mahrem dostu oldum... Beni ömrünün sonuna kadar ziyaret etti ara- dı, Sarayın, politikasının maddi vo ma - nevi üzüntülerin derdini © benim yanım- meğe başlamış ve hemşiresine dönerek: — Sakın para vermiyesin, bu moruğa! Bizi çalıştıracak, kendizi yivecok Para verirsen karışmam ha... demiştir. » Bunun üzerine babası Mukbil oğlunun sözlerine mukabele etmeğe başlayınca bir köşede sessiz oturan Nevzadım annesi Zahide işe müdahale etmiş ve — oğluna yaptığı hareketin doğru olmadığını, bir. evlâdın babasına karşı böyle muamelede bulunamıyacağını söyleyince Nevzad he- men bıçağını çekerek annesinin üzerire Âsiler ile bunları sıkı surette takib e- |hücum etmiş, rastgele vücudüne sapla- — den hükümet kuvvetleri arasında çarpış-| mağa başlamıştır. malar olmuştur. Âsilerden ıki kişi ölmüş| — Karısının kanlar içinde yere yuvarlan- dığını gören Mukbil onu kurtarmak için Yuııı_n harb gemileri Kandiyede oğlunun üzerine atılmıştır. Bu gırada lîaşvğ_kıl Mel-k'sm'n emri üzerine bu| Nevzadın elinden bıçak düşmüş ve baba| Ankara, 29 (Hususih — Ziraat Vekili| tesirinde idi... O gece bir haziran gece -| memiştir. 12 yaşlarında tahmin edilen Bu işler olurken korkudan ne yapaca-| (4 Unttu. — ğını şaşıran Nezahet avazı çıktığı kadar| Benden arşidüşese o kadar çok bahset. bağırmaya başlamış, çok geçmeden eve|Miş ki bir gün arşidüşes 1â Viyanatan zabıte memurları dolmuşlardır. Bi: ta-| Saulkarak kocasile birlikte bizim küçük raftan Nevzad yakalanıp koluna kelöpçe| Sehrimize geldi ve beni gördü. Bana: tıhlu-h:n' diğer taraftan da yaralıların | <Siz kocamın yanında tam manasile saaz- imdadına koşulmuş, çağırılan sıhhi im-| det bissottiği yegline Insansınız, ben de dad otomobili ile her ikisi de Cerrahpa-| bunun için sizi tanımak istedim.» dedi. ga hastanesine kaldırılmışlardır. Sıhhiye müsteşarı Arşidük, ikide bir otelimize gelirdi. Ve geceleri nehrin yanındaki tarasalarında Reç vakte kadar şarab içer, benimle, ba- Ankara, 29 (Hususi) — Sıhhiye müs-| ua konuşmağı pek çok severdi. teşarı Asım Arar vekâlote afd bazı işleri Umumi harbi doğuran felâketten evvel tedkik etmek üzere bu akşam İstanbula| (© Viyanâdan çıkınca doğru küçük şeh- hareket etmiştir, Ziraat Vekili şehrimizde rimize geldi.. Hayutta ben onu, o son de- fa gördüğüm kadar mağmum görmemiş- tim. Denilebilir ki bir hissi kablelvukuun larında bir pelerin vardı. Bir ara onunh yalnız kaldık. O zaman bana: — Toni dedi, çok müteessirim.. İçim « do ğok kötü bir his var.. Ahval çok karı: şık, bana öyle geliyor ki gittiğim yerder bir daha dönmiyeceğim... Biraz susmuştu. Sonra fdeta ağlıyan bir sesle: » — Töni ölecek olursam bana çok acı.. Ölümden çok ürküyorum, dedi. O zaman çocukluk arkadaşımın iki a Hini birden tuttum. Onları sıkarak bütür teşrifatı birakıp: — Sen sersem gibi konuşuyorsun Dedim. Çocükluk arkadaşım bu sözü- me güldü. Fakat gene pek çabük o his ba- leti içerisine düştü. Kendisini bu histen sıyırmaklığıma imkân yoktu. Önu her zaman neş'elendiren ben o gece artık bir daha dudaklarında bir tebessüm görme- ğe muvaffak olamadım. Gece geç vükte kadar bizim otelimizin tarasasında otur. du. Evvelâ her zamanki gibi vetizlaştı gitti... Sonra yarı yoldan döndü, beni ku« cakladı, alnımdan öptü: — Benim için dua et Toni. Dedi. İhityar şişman kadın ufak men - dilile göz yaşlarını sildi: — Onun için o zamandanberi dun edk yorum, dedi. Onun ruhu için... 1814 senesinde ilân edilen umumt harb bu sene 2 ağustosta yirminci senesine giriyoruz. Yaklaşan bu tarih Saray Bosna faciası Prençip'in kurşunlle patlıyan dün- faciası ve Prençipin kurşunile patlıyan dünya felâketini bana düşündürürken bu lattıklarını hatırladım. — Suad Derviş Bursada bir çocuk Boğuldu Bursa, 29 (Telefonla) — Nilüfer ça yında Abdal köprüsü civarında Alaman * kanalı denilen yerde şehrin mühtelit semtlerinden toplanan beş çocuk bugün sast ön dörtte yıkanmakla iken İçlerin« den birisi boğularak ölmüştür. Bunlar birbirlerini tanımadıklarından boğulanın hüviyeti henüz tesbit - edile-