Hergün Aurupamıî 'en taze Dedikodusu Yazan: Muhittin Blıgıı' dümanı Üstünde, dikodu Mmevzuu, İn - gilterenin Türkiyeye verdiği on altı mil- Bu bir mül kredisi sameledir; yrupanı a İngilt için daima siyasi sebebler bulunmasi lâî Zzım geleceğini düşünen Avrupa, ayni zamanda bu kredi ile birlikte 'Türk - İn- giliz münasebetlerinde dostlük tezahü if e' lerinin daha ifade devrine gelmiş ol ducuları, bu işin hududunu genişletiyor- lar ve en evvel Türkiye dostluğunu ele | alan İngilterenin bu yoldan Balkan ve Tuna memleketlerine ayı hiyette krediler vermek, bu sayede onları İngiltere etrafında toplıyarak Almanya- ya karşı iktısadi bir çember vücude ge- tirmek esası üzerine oturtulan geniş bir siyaset manevrasının hareketlerini Bozi- yorlar. Sırbistanda bir maden işletilmesi için bir İngiliz şirketinin iki buçuk milyon | İngiliz liralık bir kredi vermesi gibi bir | hödise. ile eski Romanya başvekilinin Londraya yaptığı seyahat te bu dediko- du mevzuunun başlıca unsurlarından ol- du, Bugün Türkiyeye, yarın Yugoslay - yaya, öbür gün Romanyaya ve nihayet Yunanistana ve Bulgarista krediler veren İngiltere, t *“de Almanya arasındaki | sevetleri bozacak ve Almanyaya karşı bir taraftan iktısadi ve diğer taraftan siyasi yeni bir çember vücude getirecek... De- dikodunun, öteyi beriye yavaş yavaş ek- liyerek, şunu buna ilâve ederek vücüde gelirdiği siyast kombinezon budur. * Bu iş sade dedikodu sahasında kal - madı. Bazı Alman gazeteleri, İngiltere- | nin bu tarzda faaliyetlerine bakarak açık- tan açığa ona böyle bir maksad da isnad ettiler. Umumiyetle şunu söylediler: «İn- lehinde ve Almanya ! ve hem siyasi ye- ni bir teşekkül vüc sunda olduğunu anla 'Tuna yolu varken, memleketlerle Almanya arasındaki iktı- sadi! münasebetler, tablat tarafından en zarur! münasebetler halinde yaratılmış bulunurken İngilterenin bu tarzda faali- yeti bizi asla endişeye sevketmez. Ne bu| memleketler Almanya ile alış verişten vazgeçebilirler, ne de biz Almanlar bu memleketlerden müstağni — kalabiliriz. | Onların ve bizlerin iktısadf hayatımızı | Allah ve tabiat, sımsıkı birbirine bağla - mıştir!> Demek oluyor ki, hiç olmazsa bir kısım | Alman matbuatı için, mesele alelâde bir dedikodu değil, belki de yeni ve geniş ölçülü bir siyaset hareketinin tâ ken - disidir. Ancak; bu dedikodunun en sıcak bir devreye geldiği sırada Times gaze - tesi bir makale yazdı. Bu makalede İn - giltereye atfedilen bu siyaset sarih su - rette reddedildi. İngiliz hariciyesi tara - fından ilham edilmiş olduğu tahmin olu- nan büu makalede Times hülâsaten şunu söylüyordu: <İngiltere Almanyayı iktı - sadi ve siyasi çember içine almax fikrin- den uzaktır. Bilâkis Almanya İle iktısadi işlerde anlaşmak ister ve hattâ onun Tu- na ve cenubu şarki Avrupasınndaki iktı- sadi münasebetlerini arttırmasını hoş görür. Elinden gelirse bu sahada Aiman- yanın işlerini kolaylaştırmıya da taraf - tardır.. Şu halde, İngiltere bü dediko - duyu tutmuyor, hiç olmazsa siyasi şekil- de, böyle bir tasavvurun varlığını inkâr ediyor. Taymisin makalesi Almanyada biraz sükünet uyandırdı ve dedikoduyu da hafifletti. * Bize gelince, bir kere krediyi alırken Türkiye yalnız iktısadi bakımdan hareket etmiştir. Türkiye 16 milyon İngiliz lirası- na kendi siyasetini satacak memleket de - ğildir. Bugünkü Türkiyenin siyaset kıy- metinin on altı kere on altı milyon İngi- liz lirasile ölçülemiyeceğini erbabı pekâlâ bilir. Fakat, zengin ve kuvvetli İngiliz milletile alış veriş işlerimizi genişletmek ve bu arada dostluğumuzu kuvvetlendir- mek hangi bakımdan olursa olsun, bizce Jyi görülür ve âlemde hiç kimsenin de buna bir diyeceği olamaz. | Bugünkü Türkiyenin başlıca iki hedefi | bir muamele yapmayınız. Hakikatte sevdiğinize lütuf değil, fenalık etmiş olursunuz. Amerikada gümüş Külçeleri nasıl Nakledilir? Amerikada muhtelif yerlerden topla -| nan 1,920 milyon dolar değerindeki gü - müşler, Nevyork hazinesine, işte bu şe - kilde naklediliyor. Askert mubafızlar, mitralyözlerin başında el tetikte bekli - yorlar. Yunanistanda komünizm kelimesi hakaret manasına geliyor Yunan yükşek şürası, kom'nizm koli- mesinin bir hakaret kelimesi olduğunu kabul ve tasdik etmiştir. Buna sebeb de | komünizmin devlet aleyhine yapılan bir nevi cinayet olarak telâkki edilmesidir. Bekârlar klübünün reisi evlendi Bundan yirmi sene evvel bekârlar klübü tesis ederek, evlenmemeği sıkı bir prensip olarak ele alan bir İngiliz, yüzlerce âzasının birer birer vüdlerin- SON POSTA Resimli Makale: © İstisnaf muamele lütuf değil cezadır — | | I İstisnaf muamele o lütfu göreni o dakika için kendisine müsavi olanların üstüne çıkarır, fakat sonra altına düşürür, düştükleri zoman kalkınmaları mümkün değildi. Londralı Hastabakıcılar 386 Saat grev yaptılar Harguh hir fıkra Söyleyin bakalım Kadın artistlerden biri eski bir ar- yarete gitmişti. Uzun müd — Ben, hep kendimden bahsettim, ? $ dedi, biraz da siz kendinizden bahse- diniz. Meselâ söyleyin bakalım, beni İ sahnede nasıl buluyorsunuz? KN ÖçesenerasereraraLAAL AAA KAELArARLAn Birbirlerini düelloya Çağıran altı Üniversite profesörü Budapeştede Szeged üniversitesi ede- biyat fakültesi profesörlerinden — altısı, |sâat süren bir grev olmuştur. Grev ya - eskrim dersleri almıya başlamışlardır. panlar, nazlı ve lâtif hastabakıcılardır. Gece gündüz demeden bu spordaki bil - Sözün Kısası Yazı Çok Olduğu İçin Bugün Konamadı Rus - Japon ğergınlıgı tehlikeli bir safhaya girdi (Baş tarafı 1 inci sayfada) burada Japon muhafızlarile karşılaşmış- tır., Diğer taraftan Röyter aj yodan verdiği malümata göre Ç n Sovyet askerleri tars keyfiyetinin üzere Lükuçido hâd samala sebebiy Sovyetler Birliği - da havanın ga; tehlikeli bir ma arzettiği sü; mektedir. Mançuko ve Kore hududlarının muhafazasına memur makamlar, Mançuko hududunu ihlâl ete tiklerini ileri sün i Sovyet kıt'ala « rının derhal geri çekilmesini taleb et « mişlerdir. Japon merobalarından müstacel kaydile gelen haberlere göre, bu makamlar, Sov- yet askerlerinin kendilerine - bildirilen talebi is'af etmedikleri takdirde, şiddetli ve kat'i bir surettc hareket ile tehdid ey« lemektedir. Hâdisenin mahallinde halledilmesi için başlıyan Sovyet - Mançuko müzakerele rinin de kesilmiş olduğu bildirilmekte « dir, Takviye ktaatı Tokyo 19 (A.A.) — Seulden buraya ge- len haberlere göre Çanhufengin gart ki tepelerde bulunan Sovyet kıtaatı m temadiyen takviye kuvvetleri almakta - dır. Moskova 19 (A.A.) — Luşov hâdisesi üzerine mareşal Blüherin Uzakşark or- dusu kumandanlığından azledileceğine dair Japon kaynaklarından çıkarılan ha- Londrada emsaline az rastlanır ve 36| berler tekzib edilmektedir. * Tokyo 19 (A.A.) — Kabine, ihracata tahsis edilecek maddeler imali maksa « gilerimi de ilerletmeğe bakmaktadırlar. Sebeb: Bu 6 profesör, fakülteye alına- cak olan bir profesör yüzünden kavga et- mişler ve birbirlerini düelloya çağırmış- lardır.56 ve 58 yaşlarında bulunan diğer iki profesör düello etmişler, birbirlerini yaralamışlar, hemen barışarak ayni sed- ye ile hastaneye gitmiş, ve birbirine bi - dır, Dünyanın en büyük tayyare fabrikası İngiltere hükümeti meşhur sanayici Muffielde beş milyon İngiliz lirası değe - rinde, 1000 avcı tayyaresi sipariş etmiş - tir, Bu sipariş, şimdiye kadar*vaki olan- ların en büyüğüdür. Lord Muffieldin, yeni yaplırdığı tay - yare fabrikasının dünyanın en büyük fab. rikası olacağı söylenmektedir. 15 bin &- melenin çalışacağı bu fabrikada kulla - nılacak usuller, doğrudan doğruya meş- hur sanayicinin öz usulleridir. Eden Amerikaya gidiyor den — dönerek evlendiklerini ve niha - yet bu klübün yegâne uzvu olarak kal- dığını görünce dayanamamış, evlenme- ğe karar vermiştir. Eşini de seçmiştir. Müstakbel damad 57 — yaşındadır. Bir kadından daha iyi yemek pişirmekte, İngiliz gazeteleri yazıyorlar: Bir seri konferanslar vermek üzere A- merikaya gidecek olan eski İngiliz harl - diye nazırı Edenin İngilterenin Amerika sefirliğine tayin olunacağı şayiası tek - rar ortaya çıkmıştır. Bu şayianın doğru olmadığı iddia edildiği gibi, Edenin eski dikiş dikmekte ve prtalık süpürmek - tedir. PS TER yette olduklarını yazmış, ikinci bir me: aleyhinde, makalesinin içinde şu cümleleri gördük: e— İstanbul kütübhaneleri ağzı açılmamış bir hazine gibi duruyor. Öyle kıymetli yazma eserlere birkaç sayfası elbette Kolombiya — Üniv birkaç binine bedeldir. Kütübhaneler meselesinde yı İSTER İNAN, Bir meslekdaş İstanbul kütübhanelerii re derd onların tasnifidir.» başvekiline yaklaşmakta — olduğu da söylenmektedir. İSTER nin ağlanacak vazi- «lekdaş bu hükmün sinde milyon değeri! malikiz ki bunların ersitesi kitablarının | Fakat me İNAN, tişik yataklarda tedavi altıma alınmışlar- | İNANMA! Bir yazma eserden alınacak birkaç sayfanın bir üniver- site kütübhanesinde yer bulan birkaç bin kitaba muadil ola- bileceği iddiası üzerinde durmıyalım, Vatikan kütübhane- antikacılık bakımından ortaya atılmış olması mümkündür. veudu tasnif edilmemiş, arandığı zaman bulunmaz bir kütübhanenin bir hazine değerinde de olsa faydası do- kunacağına biz inanmıyoruz, fakat ey okuyucu sen: İSTER İNANMA! *î";îı SEEr SeLE eee Kü Sölee adat ( aç eenpebi İptldkt meddelöri, welin. hİzii | ""“fmfn- Tasust hellerile karıpıl- | van için Japon bankasının madeni para ması, ve türlü takyidat altında yaşamıya | mevcudunun bir kısmının kullanılması mecbur edilmeleridir. Greve Iştirak eden | hakkında maliye nazırı tarafından yapıl. 30 hastabakıcı, bu fırsattan istifade ede-|mış olan teklifi tasvip etmiştir, hükü « rek, geceleri geç yatmışlar, kahvaltıla -| Met,.bu maksadla bankadan takriben 300 | : milyon altın yen kaldırmağa ve bir <ec- Tını yataklarında yemişler, ve sinema - Dedie d ni z ü İlara gitmi; Ş nebi dövizleri tedavül sermayesi> ihdas etmeğe karar vermiştir. Hastane idaresinin bütün dileklerinin e gelrüeciği hakkadaki vaderbe| Yılan, eşek ve köpek İyet veren haştabakıcıları arasında korkunç bir mücadele — Bu grev, bir bakıma işimize yaradı, hiç olmazsa dinlendik, demişlerdir. (Baştarafı 1 incl sayfada) Sürüsü arasında otlamakta olan bir e- şeğin birdenbire çırpınmağa ve acı acı anırmağa başladığını gören çoban İleri ye Goğru koştuğu zaman çoban köj nin de eşeğe doğru atıldığını ve iki met- re uzunluktâ bir yılanın eşeğin boynuna sarılmış olduğunu dehşetle görmüştür. İşte bu andan itibaren yılana karşı eşeğin ve köpeğin mücadelesi başlamıştır. Yı » lan bir müddet eşeğin boynuna dolanmış vaziyette durduktan sonra köpeğin mü« temadi hücumlarına karşı nihayet sinire lenmiş, eşeğin boynundan çözülmüş ve köpeğe saldırarak onun boynunu sarma- ğa muvaffak olmuştur. Köpek bu çok acı ve kuvvetli tazyıka mukavemet edemi « yerek boğulmuştur. Bu sırada eşek mücadeleyi bırakma « mış, köpeği boğan yılana çiftelerile salk. dırmış ve birbiri ardı sıra indirdiği dar- beler altında hayvanı öldürmeğe muvaf- Lak olmuştur. Çoban bu korkunç mücadeleye sadece seyirci kalmıştır. Çekoslovakyada milliyetler ve muhtariyet meseleleri Prag 19 (A.A.) — Dün akşam bazı nazırlar Başvekil B. Hodza'nın riyase- - tinde toplanmışlardır. Yarı resmi mem balardan bildirildiğine göre, bu içtima- da, milliyetler ve muhtariyet politika- daki kanun projeleri görüşül- Tarihten önce yaşamış bir ejderin cesedi bulundu Alaskanın cenubu şarkisinde Vran- gel adasında tarihten önce yaşamış o- lan bir ejderin hiç bozulmamış cesedi bulunmuştur. Gelecek ayın başında ha reket edecek olan bir hey'eti seferiye- pin bindiği vapurda hüsusi tebridha - neler bulunacak, ve bozulmaması için de cesed buralarda muhafaza edilecek- tir. Geminin adaya yaklaşması imkâ- nı yoktur, Bunun için de, — hususi bir motör inşa ettirilmiştir. Cesed 4 ton ağırlığındadır. Gömü - lü bulunduğu kaya ise 8 tondur. Cesed, 3 tonluk bir sandığa konula- cak ve Sovyet Rusyaya getirilecektir. inde eserler bulunduğu söylenir, iddlanın