Birdenbire Şeri şatosunun önünde acı bir feryad yükseldi, pencerelerden biri açıldı bir kadın başı uzandı. Telâşlı bir sesle: “Kimdir, kimdir imdad istiyen?,, diye bağırdı Yalnız bu adamın ne sözlerine, ne hislerine, e fikirlerine, ve hattâ, ne de dostluğuna bir türlü emniyet edemiyo- rum. Poyraz Ali, acı acı gülümsedi. Kayıd- sızlıkla omuzlarını kaldırarak cevab verdi: — Adam sen de, ne ehemmiyeti var? Burada, onun hüküm sürdüğü toprak- larda ebediyen kalacak değilsin ya! Kı- in geçmesine .çok bir şey kalmadı ç ay sonra, buradan hareket edeceğiz. İspanya limanlarına giderek düşman 'donanmasile son bir muharebeye: giri- işeceğiz. Eğer ölmez sağ kalırsak, Ceza- İyire gidip yan geleceğiz. Bir daha Kra- ın yüzünü nereden göreceksin? Şövalye cevab vermedi. Yalnız, dal- gın dalgın gözlerini ufuklarda gezdir- mekle iktifa etti, Aşk yüzünden alil ve perişan bir ha- le gelen bu zavalh Türk asilzadesinin kalbini ıztırab ile sızlatan endişe, aca- ba ne idi? o İMDAD İSTEYEN BİR ZAVALLI Her taraf, derin bir süküt içinde idi. Hafif hafif kar yağıyordu. Zifiri ka- ranlık içinde, yalçın ve korkunç bir kâ- ya gibi yükselen Şeri şatosunun pence- relerinde ışıklar yanıyordu. Birdenbire, acı acı bir feryad yüksel- di. Şeri şatosunun duvarlarında titreye titreye aksetti: — İmdadı!, İmdad!... Şatonun pencerelerinden biri açıldı. Bir kadın başı uzandı. Telâşlı Bir $es- le: — Kimdir. kimdir, imdad isteyen? diye bağırdı. Derinden bir ses, boğuk boğuk kir daha yükseldi: — İmdadi,. İmdadi!. Ve sonra bu ses, birdenbire kesiliver- di. Kadın, pencereyi kapadı. Elini bir ipek kordona uzattı. Şiddetle çekerek zili çaldı. İçeri giren hizmetciye müte- essir bir sesle haykırdı — 'Tineti,, Koş!,. Uşaklara haber ver. Şatonun hendekleri tarafında bir zs- wallıya bir şey oluyor. «İmdad» diye feryad ediyor. İki dakika sonra, ellerinde meş'ale- ler bulunan uşaklar şatonun kapısından fırlamışlar; şatonun garb tarafındaki hendeklere doğru koşmıya başlamışlar- dı. Uşaklar, ileri geri koşuyorlar. imdad isteyen zavallıyı arıyorlar. Fakat o zifi- ri kâranlıklar içinde bulamıyorlardı. Nihayet bir tanesi bağırdı: — Burada.. burada.. bir inilti işitiyo- rum. Meş'aleler, orada toplandı. Hep bir- den, hendeklerin içine uzandı. Kızıl a- Jevler, hendeğin içinde upuzun yatan bir adamı aydınlattı. Bu adam, inim inim inliyor, dudak- larının arasından, anlaşılmıyan sözler- le ıztırabından şikâyet ediyordu. Şatonun kâhyası, emir verdi: — Merdiven. çabuk bir merdiven... İki uşak, ellerindeki meş'aleleri sal- lıya sallıya şatoya doğru koşmıya baş- ladı, Kâhya, acıyan bir sesle: — Zavallı adam.. ya baygın veyahud, ölüm hâlinde... diye mırıldandı. Yere çömelerek meş'aleleri hendeğe uzalan uşaklar, telâşlı, seslerle konuşu- yorlardı: — Acaba kim bu adam? — Yabancıya benziyor. — Böyle bir çehreye, ilk defa tesa- düf ediyorum. — Kıyafetine bakılırsa, bir İspanyol olacak. — Fakat bu adam hendekte ne arr- yor? Hepsinden daha akıllı olan kâhya, kendini zaptedemiyerek bağırdı: zar kadar karanlık gecede, hendeğin içinde ne aranır? Belli ki; zavallı z2dam yolunu şaşırmış, hendeğe yuvarlanmış. Şatoya koşan iki uşak, uzum bir mer- diven getirmişlerdi. Bu merdiveni hen- değin kenarına dayıyarak yavaş yavaş o derin çukurun içine inmişler.. ıztıra- bından, inim inim inleyen adamı güç- lükle yukarı çıkarabilmişlerdi. Kâhya, mütemadiyen emirler veri- -İyordur — Ceketlerinizi çıkarın, merdivenin üzerine atın. Şu zavallı adamı, onun üstüne yatırın. Yavaş dikkat edin. faz- ila sarsmayın. Biçare adamın, kırılma- kalmamış. Merdi dık kem ivenin rından yakalayın.. hah, less. bakalım. Ağır ağır yürümeye yn. Meçhul adam, büyük bir dikkatle şa- İtoya nakledildi. Hizmetci Tinet, kapı- da bekliyordu. Merak ve heyecan İle kâhyaya sordu; — Zavallı adam ölmüş mü? — Hayır. — Kim imiş, acaba?.. — Bir yabancı. uçla- Hadi başla- | tecavüzlerine mi maruz kalmış? — Hayır. Hendeğe yuvarlanmış. — Zavallı adami... — Meçhul adamı, alt kattaki odalar- dan birine yatırmışlardı. Sıcak havaya girer girmez, o biraz daha canlanmıstı. Daha kuvvetli inliyerek kesik kesik söylenmiye başlamıştı: Günün Bulmacası SOLDAN SAĞA: i — Bir hastalık, hastalığa tutulan, 2 — İstirahati temin edilmiş, bozkır. 3 — Malümat vermek, fasıla. 4 — Memba, ulaşmaktan emri hazır, 5 — Eski türkeenin ilk harfi, hareket e- den bir cismin bıraktığı şey. 6 — Konuşan, kaldınımamış. 17 — Kırmısı, işaret edatı, 8 — Tutmak, hesabda binler hanesi, 9 — Horoz ve tavuklarda bulunur, güzel koku, 10 — Cemi edatı, üzerine İplik zarılır. YUKARIDAN AŞAĞI: 1 — Biz ilâç, kapılarda bulunur. 2 — İtiram olmıyan, sual ve şüpbe ifade eden bir kelime. z 3 — Aldatmak, bir rakam. 4 — Ucuzluğun aksi $ — Dervişlik. 6 — Arabca su. 7 — Asmaktan esiri hazır, ip bağlarken yapılır. 8 — Sovyet Rusya devlet reisinin ismi, bir peygumber, 9 — Tartı âeti, 5 & olmlaju »lajklalsğğiklalrh e) — Ne olmuş?. Acaba, haydudlar.a| SON POSTA Yazan: A. R. — Ah, dizlerim, karburga kemikle: rim.. kafamın, sol tarafı... Karıma, yüzlerce mızrak giriyor. midemin üze- rinde, şeytanlar dansediyor. Görüyo- rum.. önümdeki uçurumu görüyorum.. boşluğa doğru uçuyorum. İmdad.. im- dadı. Hizmetci Tinetin gözleri sulanmıştı. İ Yüzündeki heyecan ve endişe artmıştı: — Zavallı adam.. ıztırabının şiddetin- den sayıklıyor. Baba Morel, ben şu an- da merak içinde bulunan madmazele haber götüreyim. Siz de bu adamcağı- za iyi bakın. Diye, mırıldanmış, üst kata çıkan geniş mermere merdivene doğru koş- mıya başlamıştı. Kâhya Baba Morel; şimdi tam bir üs- tad doktor vaziyetini takınmıştı. Meç- hul adamın etrafını alan uşaklara mü- femadiyen emirler veriyor, çırçıplak lerini birer birer muayene ediyordu. Meçhul adam, neresine dokunulsa acı bir feryad koyuveriyordu. İhtiyar kâhya, hayretle söyleniyordu: — Kemiklerinde, hiç bir kırık, çıkık yok... Fakat zavallı adam o kadar zaif ki; âdeta bir iskelet.. sanki bütün baya- tmda, bir lokma yemek yememiş, bir yutum şarap içmemiş. Bu kupkuru vü- cud, on metre yüksekten hendeğin içi- ine düşer de; ne olmaz? İyi ki, bir anda bir çalı demeti gibi dağılıvermemiş. (Arkası var) Bir doktorun günlük notlarından Veremde İrsiyet Veremin irsi olmadığı gerçi kabul edi!- m'stir. Coewklar değar doğmaz müte- verrim bulunan anne veya babalarından veyaayd pek yakın mühitlerinden mutla- ka mikrobu kaparlar. Az veyahud çok devam eden bir müddetten sonra her halde gene genç yaşlarda günün birinde bir kan kusmak ile akciğer veremi veya- hud beyin zarı veremi «Menenjit “über külöz» veyahud kan zarı, «Pritonit tö- berkülözs veyahud bet veremi, yani şa- raca şeklinde birdenbire verem tezahü- Tat ve sıtınası görülür. Bu sebeble bir ev- de mütererrim kimse varsa bühassa ço- cukları çok korumak lâzımdır. Çocuk- lar pek çabuk verem mikrobunu kapma- ren mikrobdan değil, çok sene evvel be- dene dahli olan koh basillerinde aramak Yizımdır. Veremili ana veyahud babala- nn çocuklarını öpmeleri, sevmeleri asla caiz değildir. Cemb #steyen okuyucularımızın. posta pulu yolinraalarını rica ederiz. Aksi tak- dirde istekleri mukabelesiz kalabilir. Nöbetci eczaneler Bu gece nöbetci olan ecraneler şunlardır: İstanbul cihetindekiler: Aksarayda: (Şeref). Alemdarda: (Abdül- kadir). Beyazıdda: (Haydar). Samaiya- da: (Brofilos). Eminönünde; (Aminas- ya). Eyübde: (Hikmet Atlamaz), Fener- de: (Bmilyadi). Şehremininde; (Hamdi). Şehzadebaşında: (İ. HAND. Karagüm- rükte: (Fuad). Küçükpazarda: (Yorgi). Bakırköyünde: (İstepan). Beyoğlu eihetindekiler: İstiklâl caddesinde: (Kanzuk), Dairede: (Güneş). Topçularda: (Sporidis). Tak- simde; (Nizameddin). Tarlabaşında: (Xi- : (Halk). Beşiktaşta: (Nal Üsküdarda; (Ömer Kenan), Sariyerde: (Nur). Kadıköyünde: (Moda - Merkez). Büyükadada: (Halk). Heybelide: (Halk). Rize Ağırceza muavinliği Bursa (Hususi) — Şehrimiz müddefumum! muavinlerinden ve İstanbul bukuk fakültesi 936 mezunlarından Bay Salâhaddin Kekan Rize ağırceza âza musvinliğine tayin edi- — Ne budala adamlarsınız? Bu, me-| Evvelki bulmacanın halledilmiş şekli | miştir. soyulmuş olan felâketzedenin kemik-| Güneş:3 - Dün havânın bozuk olması yüzünden Taksi stadyomuna pek az seyirci toplan - mıştı. Seyircilerin eksorisini genç sübaylar teşkil ediyordu. Evvelâ Harbiyeliler kırmızı Odon beyaz forma e sahaya çıktılar. Halkı selâmledı - lar. Bir müddet sonra Güneşliler yeni şekl formalarile ortaya geldiler. Hakemi bekli - yorlar, Oyuna tam I7M geçe Güneşin akinile başlandı. İlk dakikalarda Güneşin güzel bir hucümu golle neticeleniyordu. Rebllnin bir- bir arkasına çektiği iki şüt semere vermedi. 5 inci dakika... Harbiye mukabele ediyor, 1 inci dakika. oyun ortada cereyan ediyor. 9 uncu dakika. Birbirini takib eden güzel Harbiye hucumları. Top Cihadın elinde ka)- dı, 13 üncü dakika. Sol müdafi topa elile fır- 15 inci dakika. Salâha topu elle gö- türmek istedi. Endbal. Herkesde gülüşmeler. 20 inci dakika. Güneşin bir akınında Re- bii içeri dalarken kaleci topu yakaladı. 24 üncü dakika.. Harbiye daha hâkim oy- »uyor. Bu arada bir Güneş hücumu, Melih sağa kaçtı, Necdete pas gönderdi. Şüt,. Fet- hi yakaladı. Oyun çok seri. Yi inel dakika. Murada Rebii yer değiş- tirdiler, 29 uncu dakika. Melih sağa kaçtı. Topu geriye doğru Salâhaddine gönderdi. Kaleci kaleye döndüğünde top Necdele Şüt., ve nefis bir gol. 34 üncü dakikada Harbiye sol açığı topu orluya, gönderdi. İbrahim kendi (kalesine doğru kafa ile çıktı. Top direğe sürtünerek kornere geçti. Fakat netice yok. 37 inel dakika. Muhteremin İdaresinde güsel bir Harbiye hücumu. Bol iç güt çekti, Direğe çarparak avuta gitti. Bir dakika sonra Güneş akında., Melih sağ köşeye bir şöt çekti. Fethi (o plonjonia kurtardı. Kaleci baygın. Top kornerde. Fethi kendine geldi. Oyun tekrar başladı. 42 inci dakika. Salâhaddinden (aldığı pası Necdet güzel çevirdi. Şüt.. Avut.. 44 üncü dakika. Sol açığın sıkı bir şütü- nü Cihad yakaladı. 45 inel dakika.. Sol açığın ayaklarında 0- lan topu Cihad evuta attırdı. Devrede bitti. Birinci devrede rüzgüra karşı oynayan Harbiyeliler hâkim, ve güzel paslerin anla - şarak oynadılar. Fakat kale önlerinde bece- riksizliğin son noktasına eriştiler, İkinsi devreye Yusulla, İsmali yer değiş- trmiş olarak çıkmışlardı. $ üncü dakika. Sağ açık Mücahid zürdü. Ortaladı. Sağ iç kafa ile topu kaleye gönderdi. Ancak korne- re atabildi. Bir dakika içerisinde Cihad üç kere kurtarış yaptı. 8 nel dakika. Harbiyeliler gene güzel ip- diler. Fakat sol açık topu havadan avuta gönderdi. 1i inci dakika. Sol açık bir gol da- ha kaçırdı. 16 me dakika. Harbiyelilerin canlı, Gü- neşlilerin ise zevksiz oyunlarını görüyoruz. İ 18 imei dakika. Mücahidin ortaladığı top İliç Güneş müdafiinin elleri arasında dolaş- İli. Fakat hakem penaltı vermedi. 2 inci dakika. Hava bir hayli karardı ve daha 25 dakika var, Acaba mehtapla mı oy- nanacak?.. 33 üncü dakika. Sslâhaddinin bir şütü Fethinin ellerinde kaldı, 26 mc dakika. Harbiye sağ müdafli ika geçti. Melih ve Murad birden fırladılar. Mu- rad yakaladı. Avuta attı. Harbiyenin hâkimiyeti devam ediyor. Pa- kat gol atamıyorlar. 28 inci dakika. Murad Ofsayt vaziyette yakaladığı topla Harbiye kalesine sokuldu. Şüt. ikinci gol... 49 uncu dakika. Harbiye (mühaeimleri tekrar topu Cihadın eline bıraktılar. 30 ınçı dakika, Karanlıkta devam eden 0- geçmişti, Dünkü maçın neticesi: Maç uzun müddet Harbiyelilerin hâkimiyeti altın: geçti, Güneş 3 üncü golünü 42 nci dakikada ati | Dünkü Güneş - Harbiye maçından bir enstantane filer de üzerine gittiler. Kaleci! a ANN < iküme deplasman maçları için gelen © Harbiye:0 | yanda Harbiye hâkimiyeti berdevam. «2 inci dakika. Melih sürati müdafileri geçti. Kaleciyi atlattı, Ve golü Harbiye kalesine bıraktı, "! Top ortalarda dolaşıyor. Oyun er nin hâkimiyeti altında uzun müddet ettikten sonra maçı Güneşliler 3-0 ; dılar. Harbiye: Fethi - Şâkrü, Sabri - » din, Muhterem, Haşim - Mücahid, Celik © bib, Abdürrahman, İzzet, Güneş: Cihad - Paruk, İbrahim - İsmall, Ömer - Salâhaddin, Necdet, Murad, Rebii, Hakem: Tarık (Süleymaniye), Buzünkü maçlar Bugün milli küme maçlarına 6 iecektir. İzmirde Galatasaray Taksimde saat 17 de Harbiye Beşi Harbiyeliler dün güzel bir oyun çi ları halde mağlüp oldular. Bugün P Beşiktaşa karşı ne yapacaklar... Bu biyeliler için mühimdir, Kümede der ziyetine tesir edecektir. izmirde Galatasa üçoka yenildi İzmir, 14 (Telefonla) — Şehrimis A *i saray takımı İlk maçını bugün Üçek mile yaptı. Maçı beş binden farla seyi“ Zi) rakla takib etmiştir. Oyun gi ra Üçokun üstünlüğü göze e Üçok ukınmân Satd 35 yardadan tab 4 birinci golünü attı, Galatasaraylılar d8 ; 41 inel dakikalarda aitıkları iki golle Pegi devreyi 2 - i galib bitirdiler. İkinci z başlandığı zaman Galatasarayın dah “e zel ve hâkim oynadığı görülüyor. . atamıyorlar. Oyunun son on beş dakll okun hâkimiyeti altında geçti. 39 uncu dakikada Saidin ve 41 inİğe kikada da Namığın attıkları göllerle “4 3-3 galib geldi. Oyun çok zevkli çereyii, miştir. Galatasaraylılar mağiühiye rağmen Iyi oynamişlar ve halk c alkışlanmışlardır. Boğaziçi lisesinde dünkü | müsabakalar Dün Boğariçi Naesinin Arnavuğki sahasında Darüşşafaka İle bir spor ması yapılmıştır. Merasime İstiklâl başlanmış, her iki mekteb müdürleri fından söylevler verilmiştir. BundaB her iki mekteb sporcuları bir geçid yapmışlardır. Sonra müsabakalara 9 tir. Müsabakaların neticeleri şunlardı” 100 metröde Süreyya 12 saniye J& Balâhaddin 11.70 metre ile, 1500 de run atlamada Süreyya (o 6.55 matr€ metrede Bilek 2 dakika 17 panpa ; atlamada Süreyya 172 metre ile i muşlardır. ei Umumi püyan Yi göre A Bsesi 44 - 10 He atletizmi aşti b Patbol maçlarında gene Doğa ) takımları 1-0, birinci takımları da geldiler, v Altılar turnuvası Dün Taksim stadyomunda Ally vasma başlanıldı. İlk maç olarak meden geçen Hilâlle İstanbulspor 3 tılar. Oyun gevkli geçti ve mag 5 - mağlübiyetile bitti.