l Hoş sözler I Evvelden sorsalardı Kırda geziyorlardı. Bir bahçede bir el- a ağacının altında bir çocuk gördüler! — Çocuğum bu ağaçtan bir kaç elma hlunp yiyebilir miyiz. -— Hay hay. Elmaları kopardılar, yediler, çocuğun yirmi beş kuruş verdiler: — Bu bahçe senin babanın değil mi? — Hayır, kimin bahçesi olduğunu ben le bilmiyorum. e© Lokantada — Garson, tabağın kenarını mendilin- ,*8 Mi siliyorsun? ! — Zarar yok bay, esasen mendilim kir- Nmişti. B Sorar mıydım : Sarhoş polise sor- ( — Ben bir arka - Kmın evini arı - qum, acaba ne ta- Tüftadır? Arkada K n, han ği maha l evde oturu - hatırlamış » Sana sorar mıy olsay - — Dadı, önümüzdeki araba kaç ma - teli> — 936, — Biki modebmniş, onu geçmelisin! H" viş, Duymadım — Dün akşam müdhiş bir fırtına var- — Hiç duymadım. — Nasıl olur? lı;Klnm_ ©o sırada mahalleye veni 'an komşuları anlatıyordu. . * Benzemişti R”Ranm çirk dımı gösterdi: — Bir ini yapmışltım, — Resmi kendisine benzemiş miydi? — Benzem © kadar benze imseye gösterme e selâ ,_.; Her kadının hayatında gizli kalmış Graf vardır. Ruült:: — Meselâ yaşıt * Siyah gözlerin Tak dedi artık cana, Senin siyah gözlerin.. Benziyor bir ummana; Senin siyah gözlerin.. Görüverdim bir ara; Göz kara, kirpik kara; Kalbimde açtı yara, Senin siyah gözlerin.. Ağlattı, güldürmed!i Vurdu da öldürmedi, Yaktı da söndürmedi, Senin siyah gözlerin.. Aşkı, bahane etti; Deli divane etti. Beni pervane etti, Senin siyah gözlerin.. Anlaşamamazlık Karı, koca ayrılacaklardı. Mahkemeye gittiler; hâkim sordu: — Niçin ayrılmak istiyorsunuz? Kadın cevab verdi: — Karı koca anlaşamıyoruz. Bay hâkim, — Aranızdaki anlaşamamazlık nedir? — Ben ayrılmak istiyorum, kocam ay- rılmak istemiyor. e Evde yok kapıya geldi — Nereden bildiniz n gelirken, kendisi beni pencere- den gördü de.. Acele Otel garsonu ka - piyi vi yatan ba — Giriniz! Ötel garsonu - bir mektub uzattı. dedi. ar aceleye mi, değmez nmek için a- çıp okudum. W *N — Çalışırken seni hatırlarsam, yorul- duğumau hiç hissetmiyorum. — Bu sabah halıları sopalarken de beni mi halırlamıştın! Yatacağım Sarhoş, sallana sallana evine geldi. Eve böyle mi gelinir, ayakta du- ramıyorsun. — Ben de ayakta duramı eve geldim ya, hemen yataca e Sizsiniz Bayan — Gülsüm, evin bayanı sen misin, yoksa ben miyim?! Hizmetçi — Sizsiniz Bayan. Bayan — Öyleyse — budala budala| söylenmek sana mı düşer?.. iğım için Dönsün Ahiretten konuşuluyordu: — Günahları o kadar çok ki cehennem- de ne kadar azab çekse gene az gelecek! — Öyle ise tekrar dünyaya dönslın! Plravan Çirkin kadın, ko « SINA sordü: — Bu yeni aldı - IZ Paravan bizim Onu güzel göste- ©T mu? — Gösteriyor, bil- hassa SS S€n o parav Tin arka, hissettiğimi bilsen.. kıran — (Cevize) Seni kollarımın " arasında sıkarken we büyük bir zevk Pijama pantalonu — (Pijama ceketine) Bana mı kabarıyorsun, al öyleyse! Geç kaldınız — Bay komiser.. —Ne var? — Dün cüzdanı - min çalındığını söy- lemiştim ya. — Evet, — Cüzdanım ça -| lınmamış, evde do - laba — koymuştum, buldum. — Çok geç kaldı- tuz, — Neye? — Cüzdanınızı ça- Pkilâb etmiştir. Ükan bir kanunda, bu müesseseye hazine- Ankara mektubları : Halk Bankası ve Sayfa ? Halk Sandıkları Halk tabakalarının muhtaç oldukları kı'îçüi: krediyi ko- ı Güzel fıkralar I |layca ve ucuzca temin edecek müesseseye kavuşuyoruz Başvekil Celâl Bayarın bankaya kıymetli bir direklilir? Faiz ve komisyon yekünu yüzde sekiz buçuğu geçmiyecek Ankaradan bir manrza Ankara 7 (Hususi) — Cumhuriyet hü-| kümeti ödünç para verme işlerini bir ka- nunla nizam ve intizam altına alırken, ve bu kanun tefeciler ve tefecilikle mü- cadele gayesile çıkarılmışken; halkın kü- çük kredi ihtiyacını karşılamak maksa- dile bir halk bankası ve halk sandıkları kurulması da derpiş olunmuştu. | et sahaları san'atkâr, kü: memur halk — tabakalarının muhtaç oldukları mahdud n krediyi kolayca ve ucuzca temin edecek olan bu müessesenin kurulmasına teşeb- | büs etmek halk hükümetinin halka ya- pacağı en tabif hizmetlerinden biri idi. Sayın Celâl Bayarın İktısad Vekilliği za- | manında atılan bu adım, zamanla te- kemmül oederek; eser sahibi hükümetin | başında olduğu bu sıralarda realiteye in- n faal kalan esnaf, vesalr Halk bankasının sermayesini temin için zorluk çekilmemiştir. Geçenlerde çı- nin iştirakini temin için hazinede mevcud tahvillerin satılması derpiş olunmuştu. Bu ameliyeye tevessül olunmuş ve hazi- ne banka sermayesine bir milyon Türk lirası ile iştirak etmiştir. Milli müessese- lerimizden İş, Ziraat, Sümer, Türk Tica- ret ve Emlâk Bankaları dâ muayyen niş- betlerle yekünu iki yüz bin lirayı bulan | Hle iştirakte bulunmuşlardır. | Halk bankasının bir. milyon| Kütahya elektriğindeki Arızanın önüne Geçmelidir Kütahyadan Yahya oğlu Eyüb isim- li okuyucumuz yazıyor: — Kömür, diğer şehirlere nazaran şehrimizde daha ucuza mal edildiği halde, burada elektriğin kilovatına 25 kuruş veriyoruz. Sonra her müşteri yaksın yakmasın ayda Üç kilovat be- deli vermek mecburiyetindedir. Bütüm bunlara rağmen Kütahyada gün olmu- yor ki, cereyan kesilmesin, karanlıkta kalmıyalım. Elektriğin kilovatına 25 kuruş ver- diğimiz ve üç kilovat bedeli vermek mecburiyetinde bulunduğumuz - halde arızasız lâmba yakabilsek, gam yemi- yeceğiz. Fakat intizam da az. Elek ğin bu arızasının önüne geçilmesi için alâkadarların nazarı dikkatini celbe- deriz.» * Bu okuyucumuza şurasını batırlata hm ki bir şehirde elektrik fiatının yüksekl mür pi; küçük şehi rolü de a- bonelerin azlığı veya çokluğu oynar. * Okuyucularımızın sorgularına cevablar Adapazarında M. Yavuz: — Kemanınızın hakiki bir Stradi. varyüs kemanı olup olmadığını bilme- lanı tevkif ettik. dışında | | kdardaki | * ra: Bankalar caddesi iki yüz bin Hiralık bir sermaye ile kurule masına muvaffakiyet hâsıl olmuştur. İle« ride icab ederse bu sermaye arttırılabile« cek ve üç milyon liraya yükseltilebile. bankası şube açamıyacak, sadece ihtiyaç görülen yerlerde halk sandıkları ltında anonim şirketler halinde ku- & kredi eselerini fi- nanse edecektir. Banka, mevduatı koru« göre kendisinin ve halk n sermayeleri ile ihtiyatları yekünunu esas tutarak, her birinin ser- mayesi ne olursa olsun; mevduat ta kabul edebilecektir. Bu cebheden, yeni mali müessese küçük tasarruf hareketinin memlekette genişlemesinde ve yerleşme- sinde de vazife almış oluyor... Mektubumu tamamlamadan, ucuz - ve bol kredi davasını güden Başvekil Celâl | Bayarın Halk bankasının kurulması mü- betile müesseseye verdiği kıymetli bir direktiften umumi efkârı haberdar etmeği faydalı görmekteyim. Cumhurt. yet hükümeti reisi, halk sandıklarının; faizlerin indirilmesi hakkında Millet Meclisine takdim edilmiş bulunan proje- nin kanun olmasını beklemeden, halka yapacakları ikrazlardan komisyon ve fa- iz namile alacakları paralarda asgari haddi tatbik etmelerini emretmiş bulun- maktadır. Öğrendiğime göre bu had, yüze de sekiz buçuğu geçmiyecektir. Mec. S. yiz. Ancak bunun mütehassısları tara« fından tedkikten geçirilmesi lâzım gel- mektedir. Bu mütehassıslar da Lon- Jrada ve Romadadır. Kemanınızdaki yazı italyancadır. Fakat yeryüzünde © kadar çok sahte Stradivaryüs kema- nı var ki, hakikilerini ancak mütehas- sısları ayırd edebiliyorlar. Beypazarı Karşar nahiyesinden Fat- maya: — Bu şikâyetinizi bir istida ile bu« lunduğunuz vilây en yüksek me- muru olan valiye veya müddelumuml- liğe bildiriniz. * Bir türlü çıkarılamıyan bir nüfus künyesi Galata Yağkapanı eski Bahıkhane so- kak 6 da oturan okuyucularımızdan Necati Tığlı yazıyor: — Kayıdlı bulunduğum — İnebolu nüfus memurluğundan mühim bir işim için künyemin celbi icab etti. 8/4/938 sabahı 2057 mersüle numara: ve Ga- lata nüfus memurluğu ifadesile Gala. ta pos nden çekilen telgrafa bir haftadır cevab verilmedi. İşimin müs- taceliyet ve ehemmiyetine binaen aye ni kanallarla ve Yıldırımla tekid ete tirdiğim halde gene cevab gelmedi. Bu vaziyet karşısında cidden şaşıre dım. Ne yapacağımı bilmiyorum. Bu- nun çaresi nedir? Hangi yola baş vu« rayım ki işim görülsün? Alâkadarları- nın nazarı dikkatini celbederim.