Başıma gelenler : 2 MERAK «Adamın biri, bir gün birini ziyarete gitmiş. Sormuş: — Sizin peder kaval çalar muıydı? Öteki cevab vermiş: — Hayır çalmazdı.. — Bizimki de çalmazdı. — Niçin sordunuz? — Lâf olsun diye., işte fıkra, Bakıyorum: İKADIN|| Uyku insanı güzelleştirir Uykusuzluk çekenler, yüzlerinden ta- nılırlar. Bakışları yorgun, yüz çizgileri gekik, cildleri ku- ru, benizleri sap- | sarıdır. Bütün ( ,|bunlardan — sonra MA Z AA Metresini öldürmek isteyen Şevketin duruşması başladı Şevket ıorg;ıu bâyıncı kendisine ezberletildiği — anlaşılan bir ifadeyi bülbül gibi söylemiye başladı, Anneme soruyorum: — Anne sen hiç ameliyat oldun mu? — Bilmem! — Nasıl bilmezsin.. insan ameliyat o- lur da bilmez mi? — Bak bak hatırladım. Sen daha kü- güktün, elimde ufak bir sivilce çıkmıştı. — Sonra büyüdü mü? — Yok, © kadar kaldı. Baban... — Babam seni bir operatöre mi türdü? — Hayır, canım ameliyat yaptı. — Ya, benim babam operatördü öyle mi, halbuki ben onu kâtib bilirdim. — Hayır kâtibdi ama böyle şeyler elin- gden gelirdi, bir iğneyle deldi; kanını a- hattı. — Ben de seni hakikaten ameliyat ol- dun zannetmiştim. Sokağa çıkıyorum, bana ilk selâm ve- ren tanıdığa soruyorum: — Siz ameliyat oldunuz mu? — Hayır ne münasebet. — Ben de henüz hiç ameliyat olma- dım da., Gülüyor: — Neye gülüyorsunuz? — Yanlış öğrenmişsiniz, © fıkra öyle gö- — Ben fıkra söylemedim ki.. Birdenbire sancılanıyorum: — Eyvah gene başladı. Bir dilenci elini uzatıyor: — Allah sağlık versin bir sadaka, has- taneden çıktım, ameliyat oldum, — Ameliyat mı oldun, nasıl şey? Yanımdan kaçıyor. Peşi sıra koşmak istiyorum. Fakat koşamıyorum. Sancım çok fazla. Tanımadığım biri kolumu dürtüyar: — Bunlar hep böyle, inanma sakın, yalan söylerler. — Kim yalan söyler? — Ameliyat oldum diye merhâmetini- Zi tahrik edip birkaç paranızı alacaktı. — Ya siz, s12 ameliyat oldunuz mu? Acıyarak yüzüme bakıyor ve başmı çe- virip gidiyor: — Ne dediğini duymuyorum ama tah- min ediyorum. Herhalde benim için, «za- vallının başından zoru var» iltifatını sa- vuruyor. İsmet Hulüsi |— Baunları biliyor mu İdiniz? — | Sıcak memleketlerde ölüm daha çok oluyor Her nedense s0- Buk — mintakalara misbetle sıcak mem leketlerde vefiyat aha fazladır. Bu- tün sebebi, sıcak memleketlerde vü- cudün daha az id- man vihtiyacnı duymakta bulunmasıdır. R * Berlinde kürdan müzesi Berlinde hayva- mat bahçesinin ya- kınında bir kürdan Dünyada en rahat evlilik hayatı geçiren hayvanlar Dünyanın en &- henkli aile hayatı VÜY İZZEZZ geçiren hayvanla- PNAK 'ı çe n sümüklüböcek- p wâ lerle kaplumbağa- g( - larmış, Bunun se- bebi şudur: Bu hayvanların ayni yuva- da müştereken yaşamak imkânından ebe- diyen mahrum bulunmaları imiş. * Gazetelerde ilk defa tefrika edilen eser Dünya gazetele- rinde ilk defa tef- Tika halinde neşre- dilen eser Roben- son Cruso& olmuş- tur. Bu eseri tefri- ka eden ingilizce gazete London Post'tur. Bu eser 7 teşrinlevvel 1719 dan 17 teşrinievvel Bihhi ve ağaçtan yapılmış bütün kürdan-| 1720 ye kadar takriben bir sene devam ları toplamşıtır. -Biri hafif, diğeri Ağır iki derd «Ankara» nn «Yenişehir» inde oturan Bay İ. P. derd içinde: — Bevişiyoruz, % > Hnişti. Epeyce kaldı. Bu müddet sarfında orada bir kızla tanıştığını — ve kendisini Pekâür göstererek nişanlandığımı — öğren - Gim, Kwa bir mektub yazdım. Hakikati ğrenince perişan olmuş. Fakat artık ha- gçocuk annesi de olacak. Düşünüyorum: Hâdiseyi zabıtaya haber versem — kocam mahküm olur, hapse girer. Fakat o A » matı bana kim bakacak? Bu okuyucumun bana anlattığı mese- de; bir ahlâk buhranının eski devirden kal ma hatıralarla büründüğü yeni bir şekli gösterir. Hakizatte kolaylıkla halli müm- kün değildir. — Vaziyete tahammül edeceksinir, di- yelim, İğrenç bir şey olur. Diğer taraftan okuyucumun — muhakemesinde aldandığı da şüphesizdir. Mektubundan anladığıma göre adam kendisini bekâr göstererek ev- lenmiş değli, evlenmeye teşebbüs otmiğ - tir. Kanun nazarında mahküm — olması metres haline gelen ibzin şikâyetname #ermesine bağlıdır. Alle çatısı altına bir metres getirerek zevciyet hukukunu IhIâl elmiş olması ise ayrı bir bahistir. Ben bütün bu mülâhazalara rağmen okuyucuma: — Vaziyete göğüs gereceksiniz. İcabın- Ga çalışarak hayatınım çalı - Şacakaınız, diyeceğim. Fakat — bir buçuk yaşında bir çocuk annesi nasıl çalışabi - Hir9, Alelhusus memlekelimizde — bu gibi Annelerin iş saatlerinde çocuklarını bi » rakabilecekleri bir müessese de yoktur, Görülüyor ki gönül işleri sütununa hü- #ale edilen ber mesele kabili hal değil - dir. TEYER gelin de bir çehre- de güzellik arayın. Buna — mukabil Tahat bir uyku çiz- gilere tatlılık, cil- de tazelik ve renk, gözlere parlaklık, « bakışlara canlılık verir. Yani yüzü yarıdan fazla güzelleş- tirir, gençleştirir. Güzelliğinizi - seviyor- sanız onu uyku ile, daha doğrusu rahat bir uyku ile koruyunuz. Rahat uykunun bazı şartları vardır: 1. Her türlü kaygu ve üzüntülerinizi yataktan dışarıda bırakmalısınız. Büyük aztırablar karşısında bunu — yapabilmek pek güç ve bazan imkânsızdır. Bunlar is- ter istemez bir zaman için uykuyu yene- ceklerdir. Fakat ufak tefek can sıkıntıla- rını bir yana bırakmak eldedir. Güzelli- gin en tabil ve en güzel ilâcı olan uyku- nun batırı için bunu ne yapıp yapıp yap- malıdır. 2, Her akşam muayyen saatte yatma- ya alışmalısınız. Bir gün gece yarısı, bir Bgün yemekten sonra yatarsanız İyi uyu- yamıyacağınızdan emin olunuz, 3. Bilhassa haziım zamanı geçmeden yatmak çok fenadır. Kâbuslar bundan döğar. 4. Hangi tarafınıza yatarsınız? Sola mı, sağa mı arka üstü veya yüzü koyun mu? Vaziyetin uykuya mühim tesiri vardır. Sola yatarsanız - bilirsiniz ki - kalb sıkışır. Hele bir de mideniz dolu ©- lursa. Esasen bir yanak ve bir kol üstüne yatılınca ağırlık altında kalan tarafta kan iyi deveran edemez. Bunun için sa- #a yatmak ta iyi değildir. Ekseri çocuk- lar gibi yüzü koyun yatarsanız yüzünüz daima ter veya nem içinde kalır. Erken- den çizgilenir, En iyisi sırtüstü yatmak- tır. Kolları başa daoğru kaldırmamalı. Gerçi bu vaziyet pek güzeldir ve İnsana rahat gelir ama kalbe zararlıdır. Yastık | mümkün olduğu kadar yassı olmalı. Baş yüksek durursa damarlarınız vücudünü- zün ufki durduğu zamandan daha fazla yorulur, Başı göğse doğru eğip, bacakları kıvırarak yatmak vücudün biçimini bo- zar, Boyun çabucak çizgilenir. Bir daha telâfisi imkânı olmaz. Bu vaziyet derin we geniş nefes almaya da engel clur. 5. Rahat ve iyi uykunum bir şartı da yatağa aiddir. Kuş tüyü gibi pek yumu- Şak şilteler adalelerin mukavemet ve sertliğini azaltır, gençliğin muhafazasına yardımcı olamaz. Vücudün dayanıklı ve elâstik! olması için nisbeten sert, ince ( yer şiltelerine, pek yassı bir yastıkta az örtünerek yatmaya alışmalıdır. €. Mümkün olduğu kadar havası temiz yerde yatmalı. Yatak odasını en soğuk hâvalarda bile havalandırmalıdır. Hele pencerelerden birini aralıyarak yatmıya | sefer fen memuru Beşir dinlenmiştir. Şa- kil edeceği cihetle bunları isbat ıdedı alışabilirseniz sıhhat ve güzelliğiniz için en büyük bir kazanca ermiş sayılırsınız. 'T. Karyolanız tam bir karanlık içinde bulunmalı. Ne göz kapakları, ne de uyku insamı ışığın tesirinden kurtaramaz, 8. Yatak odanız evin en sessiz tarafın- da bulunmalıdır. Bu iyi gartlar içinde geçecek rahat bir uyku, —azami — faydayı — verebilmek için sekiz sast — sürmelidir. Fa - kat bazı insanlar bu kadarla ka- namazlar, Bunların her gece değilse bile haftada bir gececik olsun on, on bir saat uyuyarak öteki gecelerin uyku azlığını telâfi etmeleri lâzımdır. fakat sonunu geüregedi Geçen şubatm yedinci günü Gulatada Karaoğlan caddesinde Acem Rızanın kah- vesi önünde metresi Nimeti öldürmeğe kalkan Bursalı Şevket Şimşirin mahke- mesine dün Ağırcezada başlanmıştır. Şevket Nimetle tam sekiz sene metres hayatı yaşamıştır. Fakat Nimet son za- manlarda diğer birisile sevişmeğe baş - lamış ve bu sebeble Şevketten ayrılmak istemiştir. Sorgusuna başlanan Şevket epey uzun Büren ve ezberlendiği besbelli olan mü - dafaa kılıklı bir ifadeye başlamış ve ri- yaset makamı: — Sen bu lâkırdıları ezberlemişsin ga- liba, şimdi biz soralım da sen cevab ver demiştir. Bunun üzerine Şevket: — Anahtarı kahveci Rızaya bırakmak âdetimiz olmadığı halde Nimet gelip a- nahtar istemiştir. Ben haydi gidelim ©- dandaki eşyalarını al, dedim, bana küfür etmeğe başladı ve dışarıda bekliyen hi- mayekârlarının beni öldüreceğini söy - ledi. Ben de kendimi kaybetmişim, de - miştir. — Peki kendini kaybetmişsin, fakat ü- zerinde biçak ne arıyordu, diye sorulunca gda: — Öteberi kesmek için yanımda taşı « makta idim, cevabını vermiştir. — Nimeti yaralıyan sen değil misin? sualine karşı: — Küfür ve tehdidlerine dayanama - dım, sarı kınlı, beyaz saplı biçak ile vur- muşum, Farkında değilim, demiştir. Şevketin hazırlık tahkikatındaki ifa - deşi ile son tahkikat açılmasındaki iddi- anameden metresi Nimeti öldürmek kast- dile dürt yerinden yaraladığı ve polislerin yetişmesi üzerine bıçağını teslim ettiği an laşılmakta idi. Dinlenen şahidler Nimetle Şevketin kahvede kavga ettiklerini ve sonra dışa- Trı çıkıp aradan beş dakika geçmeden Ni- metin bağırmağa başladığını ve yetişen çağı aldığını söylemişlerdir. Duruşma diğer şahidlerin dinlenmesi için başka bir güne bırakılmıştır. Harami tderesindeki kamyon kazasının muhakemesi Büyükçekmece ile Küçükçekmece ara- sında Haramideresinde kamyonu devire- xek bir kişinin ölümüne ve bir kaç kişinin de yaralanmasına sebeb olan goför Ko - çonun duruşmasına dün Ağırcezada de- vam edilmiştir. Dünkü celsede vak'a hak- kında fen raporu veren emniyet seyrü- hid: «— Vak'anın olduğu yer inişli, fakat vi- Traj filân olmayıp düzdür. Şolör karşıdan gelen arabayı görmüştür. — Beygirlerin ürkmesi ihtimalini düşünerek sür'atini hafifletmeli idi, 30-35 kilametrelik nizami #ür'at yerine 60-70 kilometre bir hız ver- miştir. Sonra kamyonun üç tekerleğinin frenleri bozuktur. Şoför bunu da nazarı itibara almamıştır. Kamyon çok sür'atli gitmese idi durabilirdi ve vak'ada olduğu Bibi üç dört defa takla atıp altüst olmaz- dı, Tabil içindekiler de ölmez ve yara- lanmazdı. Belki araba yalnız biraz yan yatardı.. demiştir. Bacaksızın maskaralıkları : l Armonik merakı I İ Şahidin bu ifadesine müdalaa — vekill itiraz ederek: 4 «— Bu kaza tramvayın arabaya çarp*, ması kabilinden değildir. Kamyon yolırî na devam ederken karşıdan gelen arabâ* nın beygirleri parlamıştır. Kamyonun üse tüne gelmeğe başlamışlır. Bu vaziyet kâf gısında şoför arabayı ve içinde bulunalt* ları ezmemek için de kendi de lulunduN1 halde hayatını tehlikeye koyup manavrül yapmıştır. Bu ani ve müdhiş bır ıztırai | dır. . Fen memuru raporunu yirmi dört gaa | gonra yapmıştır. İstanbul » Edirne asfali yolunda aradan bu kadar zaman geçersi. iz mi kâlır. İndi ve nazari mütaleaları bll fen raporu gibi kabul edemeyiz.» demiğ ve yeniden keşif yapılmasını İstemiştifi Makamı /ddia aradan zaman geçmesi döt layısile keşiften fayda memul olmadığıfi! | bildirmiş ve buna da maznun vekili: — — — Hâdisenin şekli cereyanını madde * | ten tatbik suretile tesbite imkân vardifi. demiştir. v â Duruşma keşif hakkındaki talebe vak'ıt yı gören arabacıların şahid sıfatile din * lenmesinden sonra karar vermek - üzetl başka güne bırakılmıştır. j Beyazıddakı vak'anın suçluları müstantikliğe verildiler 23 nisan cumartesi günü Beyazıdda C€ Iâ! adında birini ağır surette yaralıyat Ahmedle Mahinev adındaki kadın dül Gerek Ahmed ve gerekse Mahinev çu birbirinin üstüne atmakta ve C yaralıyan kendileri olmadığını iddia et mektedirler. Celâlin hastanedeki tfadet kendisini yaralıyanım Mahinev ismr. kız olduğunu söylemesi hâdiseyi maktadır. Sorgu hâkimliği suçluların kufiyetlerinin devamına karar Otobüs neşriyatı davaları Otobüs neşriyatı yüzünden çıkan davü' Saminin vekili bulunmuştur. Suçlu ve davacı Recai Nüzhet tarafiıl' dan iddialarının isbatı için şahid celbi ti lebini havi istidadaki talebin reddine KA* rar verilmiştir. Ahmed Emin Yalman da Sabur Samti hakkında hamallar meselesi, Ermeni m€” zarlığı işi ve otobüs meseleleri etrafındi gaptığı neğriyatın birer suç mevzuu hakkında bir talebde bulunmuş, fakat BW taleb de reddedilmiştir. j Buna sebeb Sabur Saminin memur btir lunmaması dolayısile isbata cevaz olmür dığıdır. Yalnız müdafaa noktasmdan 54” bur Saminin Ermeni mezarlığından al * muş olduğu arsanın bedelinden evkafa ald nisbi hissenin evkaf veznesine yatırılıP yatırılmadığı tahkik edilecektir. Ayni 74" manda otobüs meselesinde yapılan tah * kikatta Sabur Saminin ismi geçip ge$ * mediğine ve kendisinden ne gibi husü> ” sat sorulduğunun aid olduğu #orulmasına karar verilerek duruşma ka güne bırakılmıştır.