18 Nisan 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

18 Nisan 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

11 Mart 1331 Cuma günü, şafakla başlıyan bombardıman Çanakkale sırtlarında Şİ 7 kanlı toz bulutları uçuştururken Bozcaadanın Şark kıyılarından dolaşan üç tahtelbahirlik bir filotillâ Boğaz sularına girmiş, Kumkale önünde suya dalmıştı Dünkü ve evvelki günkü kısımların hülâsası İllâf devletleri, donanmalarının Ça - Bükkale önünde, bütün gayretlerine rağ- Men hetice alamadığını görünce Marms- İiya gizlice tahtelbahir sokarak o tedhiş tına baş vurmayı kararlaştırmış - . Bu'iş için kur'a çekilmiş ve iki İn- bir Fransız tahtelbahiri bu tablikeli İNİ yapmak üzere seçilmişlerdi. (Roman devam etmektedir) e «Arkadaşları gittikten sonra tekrar ia inin kamarasına çekilen yüzbaşı i binbaşı Mifler ve yüzbaşı Nâşmit iralden şunu öğrendiler: Yaya hanma kumandanı onlara Marma- da Birmeğe muvaffak olurlarsa ora- ME suretle ihtiyaçlarını tat ede- “eklerine dair malümat verdi vk vazifenizde en büyük istinağ- lap > örme en büyük kudret olan Ve gönüllerinizdeki vatan sevgisi caktır. Yalnız ihtiyaçlarınızı karşı- Bizi İçin yapacağınız iş şu olacak: , el'an Türkiyede bulünan ve aş uğruna çalışan bir fedaf âşımız vardır. Çok genç yaşına m Bandırma ile İstanbul arasın- ka Wen bir 'Türk nakliye gemisinin Taya 1 olan bu arkadaş, sizin Marma- Biz girdiğinizi derhal haber alacak. Denizaltı heyecanın her dakika artmakta oldu- ğunu sade kendimde değil, sizin gözle- rinizdeki manadan da hisdediyordum. Bu vazife ilk defa bize verili; li de bumu başarmakla kabil liyetimizi, denizciliğimizi göstereceğiz! İki süvari (konuşurlarken kaplan Naşmit onları dinliyor, söze karışmı- yor; çok tehlikeli bir işin önünde bu- lunduğu halde sakin görünmeğe çalı- dala İstanbul civarında, Hayırsız a- e İsmi verilen iki adanın garbdaki Sik az civarına yeşil kauçuktan kü- Ya, * şamandıra koyacaksınız. Son- » Zeceleri vakit ve fırsat buldukça a bassa civarınızdan bir nakliye gemi- Mayo nl hissettiğiniz zaman (yeşil la işaret vereceksiniz. İşare- kırmızı ışıkla mukabele gi İünüz takdirde o gemiyi uzaktan tak'b ipa ve ışıkla muhabereye girişecek- bu . Artık ondan sonraki anlaşmanız uhâbere vasıtasile olacak ve o n, sizi himaye edecek, noksanla- mümkün mertebe bertaraf etme- Tâzımdır. Çünk olsun anlaşılması, hattâ Tür isek bir şübhenin uyanması, her a edebilir. Fazla olarak her hu- Kame yk hizmetlerini gördüğümüz Baraz, Hi elemanımız da kaybetmiş 0- Cuma Bize günü sabahı hareket ödeceği- Böre, biz de o gün gene bir hücum i yapar, boğaz tabyalarını deh- toplarımız, cehennemi salvoları- selâmlarız. Biz, sahil topçularını donanmasının boğaz sula- dolaşan gemilerini bu ateşle meş- yle siz de gizlice içeri kaçma- Yorum, Kolayım bulursunuz diye umü- | Meze Haydi arkadaşlar, selâmet ve İyetler dilerim, | fedaf kaptan ellerini sıktıktan| <8 kamaradan çıktılar ve kerdile- gemilerine götürmek üzere merdi- | e da bekliyen istimbota girin- | dar hiçbir şey konuşmadılar. Vazifeyi aldıkları andan itibaren ikkatlerini bu işe hasretmiş- EgEZ #EEEEE AYIR sok zor bir işdi. Şimdiye kadar görülmemiş, hattâ denenmemiş ie Zileydi. Fakat, hele muvaffaki- heticelenirse bunu başarana rüt- lap, mevki, ve bütün bunlara üstün 0- #eret verecek bir vazife idi. kadaş kamarasına inen üç ar- Keriyiner tarafa yerleştiler. Hareket küt demindenberi uzun süren sü- Yan Miller bozdu: eni bir macera yol adaları 5 lar yi gözlerinde şeytanlığın pırıltı- dı, Susan yüzbaşı Naşmit cevab ver- 274» — dayız kada, vet, fakat o kadar büyütülecek ye değiL. Meyag Jan, bu sözden büyük bir Kalk duymuştu. Hemen âyağâ barak, Ve Fransızlara mahsus o telâşlı tana söze etlerle müfrit ve bariz bir heye-| şıyordu, vemiri gemisi tarafından torpillenen bir harb gemisinin son dakikaları başı, mutlaka şaka ediyorsunuz. Daha, |du. Böylece 300 metre daha yol seçim için kur'a çekilirken başlıyan | mu: an . Tam bu sırada Naşmit önü sıra giden Fransız tahtelbahirinin durdu- gunu, tornislan ettiğini, sonra alaban- da iskele yaparak rota değiştirmeğe uğraştığını gördü ve derhal stop emri- ni verdi. Bütün dikkatini klavuzun karşısında bulunulduğunu zannetmiş- ti, Birdenbire ne olduğunu tahkike i kân göremiyen İngiliz kaptanı gemisi- ni biraz daha aşağı almış, periskopunu da içeri çekmişti. Safir «alabanda iske- Yüzbaşı Naşmit 34 yaşlarında görü- |1e> ettikten sonra yeni rotasında seyre nen, orta boylu, sağlam yapılı bir de- | koyulmuştu. Naşmit yeniden nizciydi, Henüz genç sayılacak yaşına rağmen epey tecrübe görmüş; on beş senelik denizci de birçok denizler- de dolaşmış, tecrübeli deniz kurdları- nın maliyetinde Bahrimubiti kebirden, zine, Akdenizden şimal de- adar her tarafta vazife müştü, Marmara denizine o tarihe ka- dar uğramamış olan Naşmit, bu sefer- « | şaşi ilerle- mek için Fransız tahtelbabirinin biraz daha açılmasını, mesafesinin. fazlalaş- masını bekliyordu, Bu esnada Safirin yanında patlıyan bir obüs mermisinin suyu sarstığını heyecanla duydu. fir bu tehlike karşısında neye prd ş İlk and Naşmilin üzerine gelmeğe gayret. etti, fakat, lik mermiyi takib eden obüsler Ki seyahatinin böyle heyecan dolu bir | Fransız tahtelbah'irinin etrafına düş- mâcera, başarılması zor bir barb vazi fesile ba biraz üzülmüyor değildi. Fakat. Düşünceleri uzun sürmedi. Daha bu fikir silsilesinin ilk basamaklarında €- meklerken istimbolun tornistan yapan uüskurlarının gürültüsü, çıkılacak nok- taya geldiğini anlatıyordu. * Vi mart 1331 cuma günü, şafakla başlıyan bombardıman Çanakkale sırt- larında kanlı toz bulutları uçuşturur- ken Bozcaâdanın şark kıyılarından dö- laşan üç tahtelbahirlik bir filot gaz sularına girmiş, Kumkale önünde suya dalmıştı. Etrafı sarsan top sesle- ri arasında karşılarındaki ölüm & donanmaya karşı koymak için çal ve muvaffak olan Türk topçuları mayn tarlalarının arasındaki geçidden süzü- len bu üç düşmün gemisini göreme- işlerdi. Suyun üzerinde -âltışir - go- minelik mesafe ile tıpkı birer teneke kutu gibi yavaş yavaş Marmaraya doğ- ru ilerliyen üç tahtelbahir, arkaların- da belli belirsiz, bir iz bırakarak yürü yorlar; bu tehlikeli yolu geçmekte ace- le ediyorlardı, Mayn tarlalarının arasındaki dolam- baçlı yol, gizli bir geçidden ibaretti ve bu geçid, iz üzerine konstantre edilen Türk toplarının tehdidi altında bulunu- yordu. Üç fedal denizaltı yolun içine girmiş, etraflarını saran. dehşetli sabit torpillerin arasından süzülmeğe başla- muştı, Safir, en önde gidiyor, her zaman bir neş'e küpü gibi şen, içinden fıkır fi- kır kaynıyan kaptan Jan yılankavi bir rota Üzerinde arkadaşlarına klavuzluk ediyordu Suyun üzerindeki i boğazın iki yanını rabalça seyreden tahtelbahirler bir an evvel bu korku dolu geçidden kurtulmağa, Marmara yolunun daha az tehlikeli mıntakala- rd hem Ü kendi donanı kıyametler koparttığı boğaz sırtlarını, Türk tabyalarını gö- arıştız Ne dediniz? O kadar bü- Yükte, ani? zetliyor, hem de önündeki klavuz de- lame hareketlerini iakib ediyor meğe, denizin yüzünde ucu (göklere rp biteceğini düşündükçe | yükselen sw sütunları meydana getir- meğe başlamışlardı. Safir çok fena bir vaziyette idi. Tıpkı bir ateş halkas ortasına bırakılmış bir akrebi an yordu. Her saniye biraz daha yakl Türk obüslerinin muhakkak isabetle- rine maruz “bulunuyor, heyecan, korku ve dehşet içinde pek yakın bir ölümün, mahvolmanın aztırabi İle kıvranıyor- du. Gülleler, ölüm çemberinin ortasina aldıkları bu tahtelbahiri nasıl olsa mahvedeceklerdi. Safirin içinde çok heyecanlı bir sah- ne geçiyordu. Sabahleyin, mensub ol- duktarı donanmanın Türk tabyalarını bombardımana (başladıkları zaman, fırsattan istifade ederek boğazın geçi- dine dalan ve suyun altında gizli gizli aldığı mühim vezifeye, Marmaraya doğru yola koyulan tahtelbahirde bü“ yük bir neş'e havas: vardı. O kadar ki periskop başında, şen şakalar, kahka- halarla Türk tabyalarını alaya ala ala ilerlerken kaptan Janın yerinde dura- df mak madığı, çocukça çılgın! için kendini zor tuttuğu gö başçarkçı yüzbaşı F. Roger, bütün &- gır başlılığına rağmen muavinlerine takılıyor, Bahrimuhiti kebirde bir ba- lina balığının içi boşaltılarak Japonlar tarafından nasıl tahtelbahire çevrildi- Bini, sonra bu tuhaf tahtelbahirin Çin sularında yaptığı muziblikleri anlatır- ken 'aldığı komik tavırlar herkesi gül- mekten kırıp geçiriyordu. Seyir zabiti, lombuzun bulanik camlarından irileşe- rek göze çarpan sabit maynlere dilini çıkarıyor, torpido Kovanlarma memur gedikli Öjen Gayyar ile Alfred Orbuva kıçta sırt sırta vermişler, Maltada da- ka bir hafta evvel tanıştıkları sevgili- lerinin hayalini gözlerinde sanlandırı- yorlar ve baygın bir şive fle bir sere- nadın mısralarını geveliyorlardı. Hülâsa, bu fedai hizmetine ayrılan fi- Jotillânın klavuz gemiliğini yapan Fran sız tahtelbahirinde coşkun bir neş'e esiyordu, Hattâ makineler bile bu aşi- rı neşeye tempo tutan bir fsaliyetle çalışıyordu. » Arkası var — Napolyon hakkında yeni bir film vücude getirildi Baştanbaşa renkli olan bu filmde baş kadın rolünü güzel artist Miryam İnsanlar hayat yo- Yunda geniş adımlar. la ilerlerken, bile, mazi ile rabıtalarını kolayca kesmiyorlar, Daima, onun bazan kan ve cenk, bazan gir ve zevk, bazan da çılgın meşeler, kor- kunç ihtiraslar saklı devirlerini yaşatarak #imena tarihinin yap- raklarını oçevirtiyor ve âsırların tozları â- rasına gi en vak'a larını tekrar oyaşat- mak ihtiyacını duyu- yordu. Kleopatralar, Ehlisalipler, Kraliçe Viktoryalar ve niha- yet Napolyonun Met- resi bu ihtiyacın can- nı ifadesidir, Nâpolyon devri ta- rihe kan ve zafer do- lu vak'alar yazdığı gibi hayatm akışına da çılgın bir neş'e ve endişesiz bir zevk a- şılamıştı. O devirde Hopkins yaptı Miryam Hopkins «Napolyonun Metresi» filminde her kadın güzel ve şuhtu; her salon kah-| Miryam Hopkinsle bir harika yarattığı- kaha ve müzikle dolu idi; ber dudak yıl! nı ilâve ediyorlar. dızların batışını, güneşin doğuşunu aşk neşideleri söyliyerek karşılardı. Bu ka- dar zengin bir devir de sayısız vak'alarla dolu idi. Bunun için ne Napolyona Ve devrine aid birçok filmler çevrildiği hal de, gene hergün yaşatılacak zengin mev- zular bulmakta güçlük çekilmemiştir. İş te bunlatdan en mühimmi o devrin en par lak bir yıldızı, o günleri yaşayanların öl- dürücü bir mıknatısı olan güzel Becky Sharp'ın hayatına aid olanıdır. Bu hakiki vak'adan ilham alan R. K. O. Radio şirketi bu göz kamaştırıcı ha- yatı yaşamasını çok kudretli rejisör Rou- ben Mamoulian'a havale eylemiştir. Dalma büyük filmler yaratan, 'Hooly- wood'un Sarı Zambağı diye anilan güzel Miryam Hopkinse bu filmde baş rol ve- rilmiştir. Rouben Mamoulian, filme e günlerin haşmet ve güzelliğini, haris aşklarını, zenginlik ve giirini verebilmesi için baş“ tanbaşa renkli yapılmasını teklif etmiş- tir. Bu film için hiçbir masraftan çekin- miyen R. K. O. şirketi sayısız kimyager- ler kullanarak, yalnız bu film için hiç görülmemiş renkler hazırlamıştır. Bu çalışmalar çok iyi neticeler vermiş, bütün münekkidler bu filmin renklerinin bir harika olduğunu, yaşatılan bir balo sahnesinin, bir meydan harbinin müces- sem denecek kadar canlı olduğunu ftti- fakla yazıyorlar ve Rouben Mamoullan'ın Güzel artist Miryam Hopkins film çevi rirken bir fasıla esnasında Napolyonun Metresi filmi, Rouben Mamoulianın eserlerinin en mükemmeli, renkli filmlerin en güzel olduğunda her- kes müttefikmiş. Bu film yakında Sa ya sinemasında gösterilecektir, Şehrimizde büyük ve modern bir. sinema açılıyor Bir müddettenberi Beyoğlunda İstiklâl caddesinde Parmakkapıda yapılmakta ©- lan sinemanın inşaatı bir hayli ilerle miştir. Memnuniyetle haber aldığımıza göre bu sinema memleketimizin çok de- ğerli ve müteşebbis sinema ve filmeile- rinden Bay Cemil ve Tevfik Filmer ta- raflarından kiralanmıştır, , “Önümüzdeki sinema mevsiminde âçi- lacak olan bu büyük sinema için Avru- pa ve Amerika prodüksiyonlarından en iyileri şimdiden angaje edilmiştir. Bunlar meyanında Danielle Darricux- nün, Cingers Roğersin en yeni filmleri vardır, Tino Rossinin birkaç haftaya ka- dar Fransada çevirecek olduğu büyük müzikal film dahi temin edilmiştir 1500 seyirciyi ferah, ferah slabilecek olan bu sinema gerek konfor gerek akus- tik noktal nazarlarından bir şaheser ola- caktır. Fennin bu husustaki en son te- rakkiyatı tatbik edilmektedir. Yeni sine- manın genç sahibleri eyni zamanda bir çok yenilikler hazırlamaktadırlar, SON POSTA kendilerine muvuffaki. yetler diler, saçlarını düzeltiyor..

Bu sayıdan diğer sayfalar: