İ l |Zgeçtiler. Kapının önüne ge | Parrada Francine Şokılıklı bir kadın durı yoksulluk her tarafından | Bebeği uzatarak Ö dim, ki Did | (Sizin gibi güzel 12 Sayfa © # Son Posta ,, nın Serpantinler, toplar masadan masaya P uçuşuyorlardı. Garsonlar, boşalan kadehie T-ti doldürmağı ihmal etmiyorlardı. | | Hi | H Wi K | Bilâistisna kabarede — bulunan herkes eğlenmekteydi. Francine kadaşı Ray onuü görünce: ni yıkarken ar- . Raymonde — Angaje misin güzelim? diye sordu. — Evet.. Bir Arjantinli il — Ben mi? Ben de bir A Yile. Çirkin bir adam değil; hattâ nazik ve hassaz.. — Banşans — Sana da Her iki ger vün» lerinder larında, sarışın bir kadındı. Bu e cömerdlik 1 Daima ıztırab çeken T -Fük bir zâf ve merhamet duyardı. Dostunun yan tinli kömür g bir adamdı. Bell den evvel eli Prancine ne da buranın «müda- Tancine Otuz yaş - ayat ondaki erini öldürmüş değildi. Kü Eeiği bü.e na gelip oturdu. Arjan- ah saçlı, kocaman elli| bu serveti edinme - çalıştırmıştı. i çok diye sordu. SON POSTA: L " .. Çevtren: Faik Beremen Bu strada Francıne'in karşısında pejmürde kılıklı bir kadın durdu. — Göomez, ne gidiyoruz. Arjantinli biraz tereddüd edince genç Biot caddesine madamın evi- iltüden yo- | ” tiyelim mi? Zan- ında daha çok eğ-| * nediyorum ki Jenmek imkâr — Pekâlâ. ka Danseden ç cceğiz. dolu salonu rjan -| Tam bu n karşısına pejmürde k yavaş bir sesle: — Oh mâadam! Elinizdeki bebeği.. Francine bu meçhul kadına baktı. Ba- B çıplak, yü Fakirlik ve ftlerle olan tinli taksi çağırmağa da ndu. akıyordu Belt — Evet madam.. Elinizdeki bebeği di- yorüm. Sizdü he » çok vargır. Bunu | küçük kızıma vermek İs — Bir kızınız mı var — Evet mad tuldu. Faka beği ona göt sek mi? a. k sevinecek.. ğun? ederim Ne madam.. Bu sahne genç kadına çok — dokundu. — Alın! di — Oh mâü . İster- Dizzat size teşekkür etsin.. ve iyi bir madam gör - . Çok teşekkürler. Mekle ne kadar saadet duyacak! hazırlıklar iman, mahz: (havadar bir © #tilarını keştr — Nerede otu — Biot cadd odada.. Ben d rimden başk — Durun unuz? ltıncı katta bir lirim yok. ebeği bana verin. vereceğim. nliye doğru döndü: Onu Ah, Şu Yazan * Hep beraber yukarı çıktılar, Aradan yarım saat geçmeden bütün ılmiş, hastalar sedyele- işti. Celilenin gözlerin- şlar akarak bitişik komşu- ya rica etti: 5 — Ben annemle ha Colile iki « sonra evine döndüğü n olmakla beraber, de- bir sükünet duyuyordu. geniş, temiz ve n ve gen: Hastaneni yataklı, sına yerleş gili haştal ) lhce kederli ve Ay i yanlarına gelen tavırlı iki doktor, ir ümid vermişlerdi. Hele başhetim. muztarib yüreklerin harikulâde bir in- n um madam.. Ve alın te - fildi; ve belli idi tasına büyük fedakârlıklarla Kadın demir bir karyolanın üstüne e- Bileri — Didi! Didi! diye sesle Annen gel- di çocuğum. Bak sana ne getirdim. Küçük gözlerini oğuşturarak kalktı. Si- yah saçları, zeki gö in üstüne dö - külmüştü. — Ne dedin anne ©O zaman Francine « — Bunu sana getirdim ya uslu kızları ben çok ti mi? Didi bebeği kucağına alıp onu kollarile ? Ne var? ilip bebeği uzatt m. Çü severim, Hoşuna gi sardı. Sevinç güzel gözlerini sarmıştı. Bir | kadına * anne!: de n sonra mi anne? dedi. nin, Didi! Madama teşekkür ine, | genç ve güzel Didi bebeği karyolasının kenarına ko « yarak kollarını Francine'in boynuna do- ladı. Genç kadın bundan mütcessir yerinden kalkıp Arjantinliye: olarak — Dinle sevgilim! dödi. Bu akşam ba- | na kaç İira vermek isi — Fakat. ruz. — Hayır, şitndi söyle. — On beş lira, — Pekâlâ.. Parayı çimdi ver — Niçin? — Ver ve karışma... Francine on beş lirayı âlıp küçüğün annesine uzatarak: tiyordun? Fakat bunu sonra konuşu - 40 Hayat! : Nezihe Muhittin Celile hastaneden çıkarken sevgili ve kırık yürekli has.ılınm kurtaricı şefkatlerine bıraktığı, iyi i; merd bakışlı doktorları duşunürken gözleri- nin önüne klübdeki Münir bey gel:yor- du, Eğer o olmasaydı, zavallı hastaları bu saadeti nereden bulacaklardı?.. Genç kız içine garib bir ürküntü ve- ren ©o acalb bakışı unutmuştu. Saf yü- reği, ona bu ümid ve sükünu temin e- den adama karşı sonsuz bir minnetle doluydu . Celile kardeşinin masum ve nöbetli gözlerile kendisinden birçok şeyler İs- teyen suallerine cevab vermeğe çalışır- ken sokak kapısı çalındı. Genç kız gelenin kim olduğunu ka- pının çalınışından anlamıştı. Güzel yü- zünde tatlı bir heyecanın pembeliği dalgalanarak kapıyı açtı. Elindeki paketlerle içeri giren yor- Ona bir anda alışmamak, inan- k kabll değildi. - gun yüzlü zayıf bir genç: — Beni '#ffet Celileciğim'- diye söze zım, var. —7numar gue - başladı - iki gündür gu'um—dıu işlerim | söylememişti? Kel nıiı de bunu tahlil e- (art nız bunu madam. Bu da sizin için. — Ah! Hayır madam.. İstemem.. — Hadi, h yecekler a —A ız. ubum madam.. Size na: hacet yok.. yat pek şay Gömezle Francine İ takstdeydiler, O zaman Arjantinl — Temiz ve iyi bir yüreğin v lim! dedi. B niçin yaptınız? Francine dalgın dalgın dışarıya bakı » u. Yaşla dolu gözlerini Arjantinliye k mırıldandı: Çünkü benim de böyle küçük bir kı- Köyde oturuyor."Ona köy sevgi « lüler Arjantinli Francine'in başını elleri ara- aldı. Ona dikkatle baktı, sonra onu ndan öperek: evgilim! diye fısildadı. Bu gece sizi . Yarın sabah gelip ) imaizın yanına götüreceğ Ona bebekle beraber annesini de iade e- deceğim.. Artık hiç birimiz yekdi n ayrılmıyacağız. Olur. mu?. n YARINKİ NÜSHAMIZDA: Vapur bileti Yazan: İsmet Hulüsi Bir ihtiyar dağdan yuvar'andı ve öldü Manisa (Hususi) — Salihli ka: Çakallar mahallesinden 60 yaşı oğlu Hüseyin Bozdağ eteklerinde sökerken telif yerlerii tür n kütük uvarlanmış, 1 yaralanmış, çoğaldı. e dudaklarını isirarak — süsüyor- mç adam dikkatle bakarak e oldu Ce sordu - sen ağlamışsın, mizi! Yoksa talarımız. ... Celile gülüm ni tuttu: — Hastalarımız iyi, üzülme Siret! — O halde niçin ağladın? gözlerin kı yatağın yerlerini baş görünce genç a- dam hayretli bir ıztırab nidası çıkardı: — Ay, bu ne?! Celile, sapsarı kesilen gence yakla- şarak ellerini omuzlarına astı: — Gözlerime bak Sireti Eğer bir fe- lâket olsaydı ben güler miydim? — Ne oldu öyleyse? Çabuk söyle Ce- lile?! — Hastalarımızı hastaneyo kaldırdı- lar, — Çok mu ağırlaştılar'ı. — Hayır, tam tersine ikisi de yakın- da iyi olacak., öyle güzel, temiz bir has- tane, öyle güler yüzlü, şefkatli doktor- lar ki.. otur da sana anlatayım Siret, Celile bu iki gün içinde yaptık! klübe müracaatini ve oradan gö yardımları anlattı. Fakat Münirden as- Ta bahsedemedi. Niçin her çeyl açıkca di alın! Didiye kuvvetil )ı-', | Alı| vücudünün muh- | e ölmüş- ile? - diye endişeyle | İ(gin konuşurke yerek genç adamın cli»:)'l’rnıdun kalkarak paketlerden birini |lı sın? İnhisarlar U. Müdür lüğünden: 127 kilo yamalık kanaviçe 1125 ıskarta 41 6 I — Cins ve mikdarı H — Pazarlık vazım ve Müba; KI — Batılı IV — İsteklilerin pazarlık için tayin ralariyle birlikte yukarıda adi geçen k: yukarıda yazılı at /IV/938 tarihine rastlıyan Cuma günü sa Şubesi Satış Komisyonunda mallat Ahırkapı Bakımevinde hergün görülebilir. , Çuval Çul Kıl çal sargılar pazarlıkla satılacaktır. t 10 da Kabataş Lee pilacak edilen gün ve saatte 9* 15 teminat pa- )mnisyona müracaatları ilâin olunur, «1767> —a I — Cibal fabr kasında Ağustos 938 nihayetine kadar çıkacağı tahmin edilen (1500) aded boş bobin sandığı pazarlıkla satılacaktır. II — Pazarlık 15/1V/1938 tarihine rastl Levazım ve Mübayaat Şubesi satış komis şan Cuma günü saat 10 da Kabalaşta ınunda HI — Satılacak mallar Cibali fabrikasında hergün görülebilir. IV — İsteklilerin pazarlık için tayin edilen gün ve saatte 96 15 teminat para- le birlikte yukarıda adı g a9 komisyona T üracaatları ilân olunur. (1794) aa I — Likör Fabrikasında mecvud 33 H — Pazarlık, 2 vazım ve Mük HI — Sat bilir. Satış komnisy /938 tarihine rastlıyan Cuma gü ar, her gün Mecidiyeköy - I,-. klilerin pazarlık İçin tayin edilen gün ve yukarıda ı"ı geçen komisyona mü det müstamı çı pazarlıkla satılacaktır. nü ssat 14 de Kabataş Le- lacakt Likör P: anda rikasında görüle te ©6 15 teminat para - arı ilân olunur, - «1950> Sizi günlerce ıstırab çekmekten kurtarır En şiddetli baş, diş, adale ağrılarını, üşütmekten mütevellid bütün sancı kırıklığa karşı Mideyi bozmaz, kalbi ve sızıları keser. Nezleye, romatizmaya, çok müessirdir. ve bobrı'hlerl yormaz, İcabında günde 3 kaşe alına - —a | ucxrıu,rdu Bir tehlike, bir önsezi Mü- | nire âid kısmı söyletmiyordu. Bu isim, *ım)c bir ürküntü halinde tortulanı- |yordi qwnl_ elindeki stüne bırakm paketleri -konsolun İki genç dalgin dal- , hasta çocuk yavaşca açtı: — A, şeker, şeker getirmiş Siret a- ğabeyim ablacığım. İkisi birden küçüğün sesine döndü- ler. Siret kızararak kalkıp paketleri aç- tı. Yarım okkalık çeker kâğıdını bağlı- yan sicim yaldızlıydı. İki francala da beyaz ve ince bir kâğıda sarılarak dik- ketle, muntazam bir paket yapılmıştı. Artık toz şekerle beyaz fakat gene mahlât undan yapılmış #francala lüks eşyadan sayılıyorlardı. Siret utanan bir eziklikle: — Hastalar için biraz da tereyağı ge- tirmiştim. - dedi - ve küçük bit paket açtı. Küçük hasta paketleri açmakta Sirete yardım ediyordu: — A, bak ablacığım. Bunda üzüm var.. bunda da şeftali. Ah, ben şeftaliyi ne kadar çok severim! Abla, bana has- tanedeki gibi bir komposto yapar mi- Celile nemlenen gözlerini Sireta gösz- termemek için ayağa kalkarken: — Yaparım küçüğüm, yaparım.. sen yat, yorulacı ! Siret, ceblerinde bir şey arıyarak çı- kardığı kırmızı kâğıdlı çikolatayı hass E:a yavruya uzattı lata kâğıdını açarak sedi- n üzerine uzandı. Genç adam, kansolun önünde bir şey- meşgul görünmek isteyen genç ki- zın omuzlarından tutârak yüzünü yü- züne çevirdi: — Celile, Celileciğim, gene mi ağlı- yorsun? — Hayır Siret, ağlamıyorum. — Celfle, sevgili yavrum benim! Ü- zülme sen! Göreceksin ne kadar mes'ud eT di başmuhârrir ol- 'nku «Hakkın Sö: gazetesini okudun mu? Celile, elile saçlarını arkaya iterek: — Okumadım - dedi - daha doğrusu okuyamadım. — Hakkın var Celile, vakit bulama- cebinden iki gazele çıka- zasını taşıyan başmaka- başmuharrir oldum Düne ar fıkra ve hikâye ya- zıyordum. Şimdiden sonra başmakale- leri ben y .dün «Hakkın Sözü» kaç tane satıldı biliyor musun? Bir ta ne bile kalmadı. Gazetenin sahibi İy Celile, bir arkadaştır. (Arkası var)