8 Nisan 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

8 Nisan 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

“Müsaade ederler ve tam o zaman, bir- b 5 Nisan Askerlik Bahisleri : Tank muharebeleri İspanyada tanklara karşı en tesirli olarak tatbik edilen sistem hangisi oldu? Bugünün muha- rebelerinde hava silâhırın büyük te- siri herkesin tahtı İtirafındadır. Ha. Va silâhı ile birlik, te bugünün muha- rebelerinde çok büyük değişiklik. İer yapan bir diğer silâh da tanklardır, beleri, vâsi mik. Yasla tecrübe ve istimal edilen tank Ni hakkında as erlik işlerile meş- Gul olanlara kâfi derecede bir fikir vermiştir. Bu teç. Fübelerden bizim Sini dilimize çevirmeyi faydalı bultuk. «Bir çok tecrübelerden sonra ter «lara ei kullanılması en iyi netice veren u- ü in etanklara karşı ileri pösta usulü © mücadeleş sistemi olduğu tahakkuk e bir keyfiyettir. Ba usul, bilhassa arama cephesinde tatbik edilmiş ve çok ea vermiştir. Yapılacak şey şu - İleri mevzilerin takriben yüz, yüz elli Metre kadar ilerisine ve arazinin müsaa- sine göre her bölükten on,on beş tane en İyi atıcı aYcılar çıkarılır. Hor ave: neferin Üzerinde benzin veya çok çabuk iştial e- den madde ile dolu fki, üç şis3 ile vel “bombası vardır. Bunlar, İm karşı €n müessir silâhtir. Bu Deği Şok İyi maskelenmiş olması Jâ- an icabında bu avcıların rie'atini e etmek ie sırf bu maksadla leştirilmiş makineli tüfe Meli “yağ k te ME bu avcı grupunüun ric'at yollâ- Yin cap <€ İYİ bir surette evvelden ta - aş olmak lâzımdır. Siperdeki yazl ii mahal kalmamak ü- be bu tedbirlerden evvelce ba- icab eyler. my olan bu avcı postaları, ha - tanklara karşı tüfekle kat'iy- AteŞ etmemelidirler, Ateş etmemek lenmek bu gibi ahvalde har- Bö; edilecek başlıca esaslardır. ylece tanklar ileri avci postalarına tada gi metre kadar yaklaşırlar, Bu s1 - be dirler atılacak ve tankların 'epolarım istihdaf edecek olan kur Ml » bunları derhal hareketten is- & ii r benzin depoları tahrib e- Muvafı de tanklar siperlere yaklaşmıya ii ak olurlarsa - ki tank adedi fazla €& bu hal daima vukua gelebilir” o ze İleri avcı postaları harökete ge- doha ellerindeki maddei müştsile ile danla eler tankların tam üzerlerine a- Yükçe Şişeleri atmadan evvel, bunlar bü- dan bezlerle sarılmış olmak ve alılma- önce bu bezler ateşlenmiş bulunmak * “Tankların benzin veyâ petrol düşen lr ve mo - Sözleri kazdılar. Bu süretle tank bü - Dı alev perdesi arasında hareketten * Şimdiye kadar kullamlan hiç tir tanklar fizerinde, bu benzin şişele- ia hücumlar kadar maneviyat bir tesir hâsil edememiştir. ân inklara karşı el bombalarile hücum ip şekilde olur. Maskelenmiş bulu * âVEi postaları, bu arabaların Öç kadar kendflerine yaklaşmaları- Hi © bağlanmış beş, altı el bombasını, tekerlekleri istikametina o ve Assa tekerlik zincirleri hedef ittihaz eyi atihr. Bu zincirlerin bir halka- kopması, tankın derhal hareketsiz BEF edil, Bin, Franko cebhesinde bulunan bir İspanyol ressamısır. bir tankın içinde yapağı resim SON POSTA (Ayı-Kız)ı dün gördüm! Bursada bir ayı ininde 8 sene yaşadıktan sonra yakalandığı söylenen kız tımarhanede nihayet ot yemekten vazgeçip insanlaştı mı? Tam sekiz yıl bir ayı ininde yaşadığı rivayet olunan Bursalı kızcağızın hayatı, hemen bütün yeryüzünü saran bir alâka uyandırdı. Bundan bir müddet önce, ondan €vve- hekim bize: — Ne duruyorsunuz? demişti, Derhal tumârheneye koşun; ve sekiz sene Ayi ininde yaşıyan kızcağızı görün. Ve bizim sualimiz karşısında, bu tav- siyesine şu izahatı da ilâve etmişti; — Geçenlerde, Bursa civarında dola - şan avcılar, bir ayı ininde bir kız çocuğu görmüşler. Fakat bu insan yavrusu, &v- cılarâ yabani bir hayvan gibi saldır- mış, Onları tırnaklamıya, ısırmıya kal - kışmış.. Mütemadiyek (o homurdanıyor, söylenilenlerden hiç birisini anlamıyor, hiç bir şey söylemiyormuş. Avcılar tarafından şehre getirilen bu küçük kızcağızın hüviyetini meydana Çi- karmak ta, kendisini yakalamak kadar zor olrmuş. Nihayet anlaşılmış ki, biçare yavru, bundan sekiz sene evvel, bir ayı tarafın - dan ormana kaçırılmış bir kızcağızdır. Ailesinden sağ kalan kimse bulur.ama" lâ biz bahsetmiştik. İtimad ettiğimiz zl müdafaa vasıtası da araziden istifadedir. | dızı için, kızcağız bir müddet, kendisini Göllük ve bataklık mıntakalar, ormanlar, | yakalıyan avcıların himayesinde yaşa - nehirler, cedvciler, geniş hendekler, de- miryolu rampaları tanklara karşı kulla- milabilecek çok tesirli müdafaa vasıta- ları olduğu gibi, bu gibi tabil mânla bu- lunmıyan yerlerde, toprağa kırk beş de- rece meyilli olarak kakılacak kazıklar, arazi Üzerine gelişi güzel atılacak dikenli teller, sun'i hendekler, her zaman bir) tank hücumunu gayri mümkün kılmasa bile tesirini çok azaltabilir. Askerlik işleri: Kısa hizmetlileri davet Üsküdar askerlik şubesinden: 1 — 333 doğumlu ve bunlarla muamele gören kısa hizmet şeraltin! kazanmış askeri ehliyetnameleri olmıyan erler 933 yılı mayı- sinin birinci günü yedek subay okulunda bu- lunmak üzere sevkedileceklerdir. Bu kabil erler burada iseler nüfus cüzdanları ve Iki fotografla 938 yılı nisanın 25 inci gününe kadar şubeye gelerek sevk muhtıralarını al- maları, taşrada bulunanlar da bulundukları mış, Fakat ayı terbiyesile yetişmiş bulunan bedbaht yavrucağı ele avuca sığdırmak İimkânı bulunamamış. Çekilen müşkülât yüzünden, hâmileri, kızcağızı İstanbula İ getirmek, ve Bakırköy hastanesine tes- İlim etmek mecburiyetinde kalmışlar!» Biz 6 zaman, itimad ettiğimiz bir ağız» dan çıkan bü satirları kaydi ihtiyatla sü- tunlarımıza geçirmiş, ve hakikatı öğ - renmek gayesile tahkiksta girişmiştik. Fakat bütün gayretlerimize Tâ nek ir tekzibe uğramış, ne de bu vâyetleri tevsik edecek malümat alabil- aiştik. * O zaman gâzetemizde çıkan, o satır - ların, çok geniş bir alâka uyandıracağını hiç sanmamıştık, Halbuki o zaman uya- nan şlâka, gittikçe genişliyerek hâlâ de- İ vam etmektedir. O zaman Son Postada intişar eden bu rivayet, dünyanın en yerler askerlik şubelerine vakıt geçirmeden gazla satılan bir çok gazeteleri tarafın - müracaatla muayyen günde okulda bulun- maları, ? — Kısa hizmet şeralti kazanmış olup da ellerinde bulunan orta, tam, yüksek askeri ehliyetlerini şubeye göstermemiş ve kayıd ettirmemiş olanlar da 938 yut temmuzuna kadar gelerek şubeye kayıdlarını yaptırma. ları flân olunur. * Sarıyer Askerlik, Şubesinden; 1 — Yedek Subay yetişecek kadar öku « yan kısa hizmetlilerden 338 doğumlu ve bun- larla muamele gören daha eski doğumlular- €an Deniz sınıfına ayrılanlardan mâdası a5- keri ebii e derecelerina < göre askere çağırıla E. dan iktibas olunmuştu. Hattâ iki büyük Amerikan gazetesi, sırf bu hâdisenin tah- kikatını yapmak üzere, yeni dünyadan İstanbula iki muhabir göndermişti. 'Tü Amerikadan buraya kadar geldik - ten, ve bir hayli uğraşıp yeni bir şey öğ- renemedikten sonra boş dönmiye katla - namıyan o muhabirler, muhayyilejeri - ni harekete geçirmişler, ve gazetelerine sütun sütun yazı göndermişlerdi. Ayı ininde yaşadığı rivayet edilen ço- cuğun bütün dünyada şöhret kazanma » sında bu asılsız yazıların da büyük birer A - Askeri ehliyetnamesi olmyanlar 1/Ma-! rol oynadıkları muhakkaktır! Biz, o za - yıs/033 de hazırlık kıtasında bulunacak şe- kilde sevkolunscaklardır. B - Orta ehliyetnamesi muz/938 de hazırlık kıt'a şekilde sevkalunacaklardır. Ç - Tam ehliyetnamesi! olanlar 1/Eylâ1/93$ de hazırlık kıt'asında bulunacak şekilde sev- kolunacaklardır. D - Yüksek oehliyetnamesi olanlar da 1/2. Teşrin./988 de yedek #abay okulunda bulunacak şekilde sevkolunacaklardır. 2 — Deniz sınıfına mensup olanlardan askeri ehiiyetnamesizler 1/2. teşrin 938 de, orta ehliyetnameliler 1/2. kânun/ı9 da, tam ehiiyetnameliler 1/Mart./939 da ve yük sek askeri ehliyetnameliler de 1/Mayıa/939 da sevkedileceklerdir. 3 — Yukandaki maddelerde yazılı olan « Jar şubeye çağırıldıkları zamasi askeri eh « yetname, nüfus hüviyet cözdarı ve mekteb itnamelerini beraber yetireceklerdir. “Bunlardan #ubece asker! sıhhi hey'etlere gön derilmiş bulunanların raporları da keza o gün üzerlerinde bulunacaktır. Piju Gazi köprüsü inşaatını" izah etti Gezi köprüsü inşaatını gözden geçirmek üzere İstanbula gelen köprü projesini ha - urlayan Alman profesörü Pifu dün belediye fen şubesi müdürlüğüne gitmiş, Vali Mu - hiddin Üstündağ köprü inşaatı hakkında uzun uzadıya izahat vermiştir. ma sebebiyet verir. l te kad, tank, avcı postalarına üç, met-, hi r yaklaştığı için, bunlara ateş d3- Tanklar karşı kullamlan bir diğer Çocukların yüzünü güldürmeğe, fens - uhlardan korumağa çalışan Çocuk E - sirreme Kurumuna pata yardımı ya - pınaz. mandanberi, bu çocuktan bahseden bir çok mektubiar aldık. Bu mektublardan *İ bazıları, yazdığımız rivayetin hakikate uyduğunu iddia ediyorlar, bazıları da da- ba fazla malümat istiyorlardı. Bugün bizi, tekrar bu bahse döndüren, bu mevzu etrafında yeni öğrendiğimiz rivayetlerdir. Bu rivayetlere göre, «Ayı kız» ın tedavi ile İnsanlaşmıya, hattâ ko- puşmıya ve başından geçenleri anlatmı- ya başladığına inanmamız lâzım. geliyor- Bunlara inanmak, belki bizi, ikinci bir defa faydasız ve neticesiz bir zahmete sokacaktı, Fakat bu zahmetten kaçınmak yüzün- den, meslekdaşlar tarafından atlatılma - mız da oldukça muhtemeldi. İşte bu ihtimali gözönünde bulundur- duğumuz içindir ki, dün, Bakırköy has - tanesini ikinci bir defa ziyaret etmekten vazgeçemedik. Bu vazifeyi ben üzerime almıştım. Ve bu sefer niyetim, her ne pahasına olursa olsun, «Ayı kız» 1, veya «Ayı kız» sıfatile şöhret kazanan mahlüku görmekti. Hastaneye girer girmez, direktör Maz- hor Osman Uzmanın mezunen Avrupada bulunduğunu öğrendim. Ve işimin büs - bütün güçleştiğini sandım. Fakat beni, kendisine hâs nezsketle karşılıyan di -İtazım telgrafları çekilmesine karar veriderek rektör vekili operatör Bay Hami Dilek, |toplantı sana ermiştir, Yazan: Naci Sadullah (AyrKız) in bir Amerikon ressamı tarafından yapılan muhayyel resmi sualimi, ve talebimi gülerek karşıladı: — Efendim, dedi, çıkarılan rivayetler, hayret verecek derecede asılsızdır. Vakıâ, Dr. Bayan Aliyenin *servisinde ot yiyen, saman yiyen idyo bir çocukca- Bız var, Bize Darülâcezeden gönderilen bu çocuğun Bursalı olduğu da söyleniyor ve bu çocuğun, ayı ininde yaşamşı bir kızcağız olması da mümkündür. Fakat farzımuhal olarak bu idâlaya inansak bi- le, çocuğun ahvali ruhiyesinde, harekâ- tında, dikkat, alâka uyandırabilecek hiç | bir fevkalâdelik yoktur, Çünkü zavallı çocuk doğuştan idyo, ya- ni budaladır. Ot yemesinde, konuşmamasında, etrafa saldırmâsında da hiçbir fevkalâdelik yoktur. Bütün idyolar, ot ta yerler, taş ta. Hiç konuşmuyanları da vardır, arasıra abuk sabuk söylenenleri de, İki ellerini yere koyup hayvanları taklid ederek yürü- yenleri de buhmabilir, insan gibi yürü- yenleri de... Ve irsen, budala olan bir çocuğu, bir ayı ininde 8 değil, 80 sene yaşatsanız, hü- viyetinde ne bir şey artar, ne de bir şey eksilir... Çünkü adı üstünde: Anadan doğma budala bul.. x Değerli operatörün sözlerine inanmak- la beraber, içimde tatmin olunmamış bir arzu kalmıştı. Hastane doktorları arasın- daki dostlarım; ondan bahsederken kah» kahalarını tutamıyorlar ve: Toplantılar : Şehremini Halkevinde Karagöz Şehremini Halkevinden: Cuma günü saat 2050 da evimizde bir Karagöz gecesi tertib edilmiştir. Temsil ko- lunun oynayacağı Karagözden evvel edebi - yat Fakültesi Döçentlerinden Sabri Esad Si- konferans o verilecektir. £ Bu konferanstan sonra evin temsil kolu tarafından bir piyes gösterilecektir. Davetiye yoktur. Herkes ge- debili. Çocuk esirgeme kongresi Çocuk Esirgeme Kurumu İstanbul Mer - kezi kongresi, dün toplanmıştır. Yapılan intihabda merkez bey'eti asli â- 'zalıklarına Şemseddin Günaltay, Reşid Çav dar, Maşüka İpekçi, Lâtlfe Bekir, Aliye Ma- eid, Nalle Tevfik Sağlam, Hüsameddin Su » nol, Sabir Yücesoy, Dekter İbrahim Zati Ö - get, Doktor Kudsi Halkacı, Doktor Genera) Kadri Raşid Anday, Doktor Mustafa Tat Özkan, Muharrem Neli, Doktor Salim Ahmed Çalışkan, Raşid Kökdemir ssçilmişlerdir. Atatürk'e, Başveki) Celil Bayara, (o Parti Genel Sekreteri Şükrü Kayaya ve Çocuk E- #irgeme Kurumu Merkez Umumi Reistiğine hur olmak için, deli olmak Jüzunmiş Şöhret uğurunda tam yarım asır çabala” yıp ta meçhul ölmüş birçok biçareler var- dır. Halbuki şu zavallı budala kızcağız, hiçbir gey yapmadan, dünyaya nam sal dı. — Hayret... diyorlardı... Meğer meş» Memlekette ne kader meşhur âdam varsa, rf ba çocuğu görmek arzusile tie marbaneye koştu. Gene sade onu görmek maksadile buraya gelip giden seyyahlarıf baddi hesabı yok. Hattâ Amerikanın en maruf ruhiyaiçi- larından iki tanesi, üç gün evvel ayni maksadiş ziyarete gelmişlerdi! Görüyorsunuz ya? Bazan ayı ininde yaşıyan bir insanın şöhreti, yüzlerce es rinin ortasında yaşıyan bir âlimin çöh- retini bile geçebiliyor! Bir hekim gülüyor: — Yakat şöhretin böylesi düşmün büği- na dostum! * Zaten, dillere destan olan mahlükü ba- na gönül rızasile göstermiyecekierinden emindim ve bu emniyetledir ki, hastane» ye tedarikli gitmiştim. Çocuğu görmek müsaadesini almaktan tamamen ümidi kestikten sonra, bana azami nezaketi gös” teren muhterem doktorların dostlukları» nı sulistimal etmekten başka çare bula” madım ve bir eczaci dostumdan edinip paketliyerek yanımda götürdüğüm beyaz gömleği sırtıma geçirerek hastanenin iç bahçesine girdim: Orada beni sivil esvab- la görselerdi, üçüncü adımda geri çevri- lirdim. Fakat sırtımdaki ince beyaz göm- lek, beni oranın sıkı yasağından söz İşle mez bir kalkan gibi korudu. Rastladığım hademeler, koğuş onbaşı- ları, kadın, erkek hastabakıcılar, beni yeni bir doktor, bir ssistan zânnedip $€- lâm duruyorlar ve kemali hürmetle yel veriyorlar, yol gösteriyorlardı. Nihayet küçüğün bulunduğu serviste beni, çiçek bozuğu geçirmiş yaşlı bir kas dın hastabakıcı karşıladı. Ona: — Bayan Aliye burada yok mu? dedim, Koğuş doktorunun adını bilişim, ben- den zaten şübhelenmiyen hastabakıcının emniyet ve hürmetini arttırmıştı. Gire- cek gibi davrandım, yol verdi. Girdim, sordum ve gösterdi: Hakikaten, o saz ben!2i, karanlık ulak yüzlü mahlükun, ahmak bir kızdan fazla hiçbir fevkalâdeliği yoktu ve ben, bütün dikkatime rağmen onda, dünyaya ahmak doğmuş biçarelerden fazla hiçbir başka- hık, fazlalık veya eksiklik göremedim. Oradan, bana kendi gözlerimin ve gö- rüşlerimin telkin ettiği bu kanaatle uzak» laşırken, meşhur darbımeseli biraz mü. balâğayla hatırlamaktan kendimi alâma- dım: — Bir deli bir yalan uydurur, bir mül- yar akıllı inanır! Naci Sadullah Poliste : N Bir çocuk mangala düştü, yandı Üsküdarda Salâcık caddesinde oturan Nigürin 8 aylık çocuğu Aydın, mangala di » şerek yüzünden ve ellerindun yanmış, BÜ « mune hastanesine kaldırılmıştır. Bir otomobil denize sarktı Dün Hlmanımıza gelen Panama bandıra- 4 Bene vapurundan şehre çıkan vapur tây» falarından Alinin vaziyeti şüpheli görülmüş, yapılan arama neticesinde üzerinde 20 par- ça kaçak lüks kadın eşyası (bulunmuştur, Kaçak eşyalar müsadere edilmiş, Ali Asliye Beşinci ceza mahkemesine verilmiştir. Bir işcinin ayağı ezildi Zeytinburnunda Devlet Demiryolları alğl- yesinde çalışan işci Mehmed Nasuhi çalış tığı makine üzerindeki büyük bir demir par“ çasını ayağına düşürmüş, «ol ayağı ezilmiş» tir. Mehmed Cerrahpaşa hastanesinde todü- vi altana alınmıştır, Bir çocuk duvar altında kaldı, öldü Beşiktaşda Çıkmazkapı sokağında otu - ran Hâşlmin 5. yaşındaki oğlu ( İrfan evin bahçesindeki duvar dibinde oynarken bir « denbiye duvar çocuğun üzerine yıkılmıştır. toprak albuda kalârak ölmüştür. al

Bu sayıdan diğer sayfalar: