e - Balkan m;lb-ıiakına Düşen vazifeler Yazan: Muhittin Birgen 5) alkan gazetecilerinin, an'ane halini alan muayyen bir usul ile zaman zaman yaplıkları içli- malardan biri de, bu defa İstanbulda, bu- gün, Yıldızda açılıyor. Dört memlekete mensub gazeteciler, bu içtimada karşı karşıya gelip bu memleketlerin dünya içindeki vaziyetlerini ve bu vaziyetlere göre, gazetecilerin hisselerine düşen va- zifeleri tedkik edeceklerdir. Balkan An- tantının tesis ettiği bu devri içtımalar, Balkan fikrinin feyizlendirilmesi ve Bal- kan milletleri arasında dal ve budak sal- ması düşüncesinin mahsulü olduğuna gö- re mükemmel bir şeydir. Yegâne kusuru, fikrin tatbikatı bakımından, esas maksa- da tamamen uygun bir ruh içinde cere- yan edememesi; bilhassa Balkan matbu- atı arasında sıkı bir fikir ve siyasel bir- liği vücude getirmek vazifesini tam ya- pamamasıdır. Ancak, bu tatbikata akd bir noksandır ve bu noksanın izalesi müm- artık Arkadaş sözü, dost sözü, muhakeme ve —mantık sözü het zaman yüzde yüz kat'iyetle insam ikna mez, Bir meselenin muhtelif şıkları karşısında mütereddid kal. dığınız zaman ea nihayet vicdanınızın sesini dinleyiniz, ya- rılmazsınız, SOZ ARA ede- ——— SINDA kündür. Onun izalesine çalışalım. * Bu defaki konferans, Avrupanın çok Müstesna şartlar içinde, yeni bir devre doğru gittiği zamana tesadüf ediyor, Dr. Göbels'in «Avrupanın kalbi artık Pariste değil, Berlindedir!'» diye tasvir eylediği bu devirde, hakikaten dünya politikası değişmiştir. Değişen bu vaziyet ve poli- tika içinde değişmiyen bir şey, değişme- mesi bugün dünden daha ziyade elzem ve zaruri olan bir hakikat varsa o da Bal. kan Antantının vaziyetidir. Dünyada üç büyük rejim - biri ön yedinci asırdanbe- Yi yaşamış ve artık ihtiyarlamış parlâ- mentolu demokrasi, diğeri onun düşmanı olan kamünizm ve üçüncüsü de bu İki re- jim arasında mutavassit bir rol oynamak istiyen muhtelif renkli fasizm - ayni za- manda büyük devletlerin dünya pollti- kası bakımından — taşıdıkları meyillerle ihtilât ederek birbirile çarpışıyor. Tarihi tekâmülleri itibarile bu üç rejimin üçü. nün de içinde kendilerine tabil bir yer bulunmıyan Balkan devletleri de bugün üç davanın, muhtelif istikametlerde bir- birlerini makasladığı noktada — bulunu- yorlar. Her zaman söylediğimiz gibi bu- gün de tekrar edelim ki Balkanların yeri Bu üç istikametteki, üç renkteki ve üç merkezli mücadelenin haricinde kalmak ve kendi kuvvetlerini yalmız Balkanların hududları içinde ve Balkanlılık fikrinin etrafında toplamaktır. Biz gazetecilerin vazifemiz budur; eğer bunu kâfi derece- Ge kuvvetle anlar ve yaparsak Balkan- lar, dünyanan, Balkanlara yabancı olan ve her biri bir istikamette müteaddi bir Meyil taşıyan kuvvetlerinin tesiri altına düşmekten masun kalırlar. İspanya bunu yapamadığı için Avrupanın bu çarpışan kuvvetleri, kendi memleketlerini bıraka- rak İspanyaya girdiler ve birbirlerile 0 rTada dövüşerek dünkü harb görmemiş İspanyadan bugünkü harab memleketi çıkardılar. Bu misal gözümüzün önünde olunca vazifemizin büyüklüğünü ve &- hemmiyetini anlamamız daha kolaydır. * Umumiyetle Balkan matbuatında za- yıf duygulu ve yanlış görüşlü insanlar yok değildir. Bunlardan bazıları, Alman- yanın Balkan hududlarına kadar gelmiş olması karşısında lüzumsuz bir tehlike Borusu çalıp 8. O, 8. işaretlerile yardım- ©1 aramaya teşebbüs ediyorlar. Bu, çok sakim Bir usul ve çok malül bir fikirdir. Yürümek için daima bir koltuk deyneği aramak ihtiyacını hissetmiş topal bir zih- niyetin eseri olan bu lüzumsuz 8. O. 8. eğer bir taktik değilse, bir Baflet ve da- Tâlet olur. Biz bu fikirde değiliz. Mitlt Almanya- | nın hududları Balkan hududlarıma kadar | dayanıyorsa kendisine ancak «hoş gel din!, deriz. Millt hudud, mukâaddes — bir çizgidir, kimsenin ona itiraza hakkı yok. tur ve bundan dolayı da, Almanyayı yal- Biz hakkını ihkak etmiş bir memleket ola- Tak görürüz. Fakat, milli hudud onun he- Babına ne kadar mukaddesse bizim, yani Balkanlıların hesablarımıza da o kadar mukaddestir. Bir milli hududun müda- faası için etrafa 8. O, S. göndermek de. ğü, o hududun kudsiyetini, vicdanının bütün derinliği ile hissetmek lâzımdır. D lira değil, dokuz lıra fazla almışız. :;îî h“dndlırmmm :;;::nı:çhmüdıhı Arkadaşımız ertesi gün erkenden ayn! mağazaya müracsat Kâasasını açmış ve ul:ıdınııııı dokuz Hirasını iade etmiş. en ai n içine . B aa Tükiyo, tendi k:nd;î::, İSTER İNAN, İSTER İNANMA! 'Türk olarak ve koltuk deyneği aramıya- 36 bin liralık servete Malik bahtiyar köpek Dünyanın en zengın köpeği Şıkagolu Pettir. Bankada namını 36 bin Türk li- râsı yatırılmıştır. Bu parayı yatıran, kendisini çok seven ve son günlerde ölen bir Amerikalı kadındır. Sun'i ipek istihsali gitgide çoğalıyor Bügünlerde İngilterede neşredilen bir istatistiklen sun'i ipek istihsalâtı - nın iki sene içinde şayanı hayret dere- cede arttığı anlaşılmaktadır. İki sene evvel bütün dünyanın sun'i ipek istih- salâtı 335,000 ton iken, geçen sene bu mikdar 463,000 tonu bulmuştur. İstih- salâtın bu derece artması sun'i ipek is- tihsalâtı sanayiinin son derece tekâmü- lü dolayısile tabiisinden farkedilmesi - nin pek güç hattâ yalnız mütehassıs - larıma münhasır kaldığına atfedilmek- tedir. Sun'i ipek istihsal eden memle - ketlerin başında Japonya bulunmak - tadır. Japonyanın senevi istihsali 125 bün tanu bulmuştur. Amerika ikinci gel mekte, 8 bin ton sun"! ipek istihsal e - den İngiltere ise üçüncü bulunmakta - dır. rak bir memlekettir. Biz kendi hesabımıza bu iddiayı yapacak kadar kendimizi kuvvetli ve Türk hisse- diyoruz. * İL HERGON BİR FIKAA | Nazırın gözlüğü Fravısa kralı on beşinci Lui bir gün, nezareflerinden birine gitmizş, Ham- ran odasına çıkmıştı. Nazır odada yok- tu. Gözlüğü masasımın üzerinde du- ruyordu, Kral gözlüğe baktı: — Acaba benim gözüme nasıl ge - lir? sanan üzerinde duran bir küğidi aldı. Okumaya başladı. Bu kâğıd nazıra ya- zılmış bir mektubdu. Mektubda na - zırın bir çok Tiyakatlerinden büyük bir mübalâğa ile bahsediliyordu. Bu sırada nazır odaya girdi. Kral onu gördü. Mektubu masanın üzerine bıraktı. Nazıra: — Gözlüğünüzün nasıl gösterdiğini *erak etmiştim, dedi, bu gözlük her teyi fazla büyültüyor, Musolininin oğlu ile Tayyare dilellosu Hükümetçi İspânya ordusunda 16 ay gönüllü olarak tayyarecilik yapan Ame- tikalı tayyareci Di Kinson geçenlerde Nevyorka dönmüştür. Amerikalı tayyareci Mussolininin oğlu Brüno Mussolini ile yaptığı bir hava düellosu hakkında gazetelere çok entere. san beyanatta bulunmuştur. Biz de ay - nen naklediyoruz: «Bruno -diyor- bir tayyare filosunun başında olarak Balcarda bulunduğu es - nâda bir gün telsizle en muktedir hükü- met tayyarecisi İle düello yapmak iste - diğini Valânsiya hükümetine bildirmişti. Ben bu daveti kabul ettim. Tayin ettiği. miz günde denizden 3500 metre yüksekte Valânsiyanın 15 kilometre şarkında kar. gılaştık. Düclloya iştirak etmeksizin üç tayyare bizi takib ediyordu. Düellamuz yarım saat sürdü. Bu müddet içinde her- iki tayyarenin de cephanesi ve benzini Biterek 1000 metre yükseğe kadar inmiş- lerdi. Yere indiğim -zaman - tayyareme Mussolininin kürşünlarından üç yüz ta- nesinin isabet ettiğini görerek bu kadar deliklere nasıl mukavemet ettiğine hay. ret etmiştim. Sonradan hasmımın da a- '& (teş Balkan matbuatının bugün her zaman- dan ziyade dikkat edeceği iki şey vardır: Vatlanlarında milli olmak, Balkanlarda da Balkanlı. Bu iki vazifenin ifasında gösterecekleri asabiyet sayesinde — Bal- kanlar, dünyanın en sakin ve en Tahat bir köçesi olabilir. Dünya ideolojiler ve nüfuz mücadelelerile istodiği kadar dö- vüşsün. Balkan milletleri bu ik! vazife- yi dikkatle ve itina ile yaptıkça B.ı!k:m-l lar yalnız rahat günler görecektir, Muhittin Birgen F hibitin üç lira fazla aldığını anlamış. yak bileklerinden yaralandığını haber âal. dım.> Dünyanın en zengin mihracesi öldü Hindistanın Lâhur şehrinde geçen gün dünyanın en zengin mihracesi olan Pa - |dala mihracesi vefat etmiştir. Mihrace - nin tradı senede 900 bin İngiliz hrasır.u(g“ baliğ olmakta idi. Geçen sene bir İngiliz ressamına portresini — yaptırdığı nm.ır.[ l İSTER İNAN, İSTER İNANMA! Bursaya giden gazeteci arkadaşlarımızdan biti Muhiltin Özyağlıkçının mağazasından birçok havlular almış; mağlaza sahibinin hesablayıp istediği parayı vermiş. Otele döndüğü zaznan bir kere de kendisi hesablamış. Neticede mağaza sa- etmiş ve hesabda üç lira bir hata ğaza sahibi buna karşılık: — Evet, demiş, dünkü hesabda maatteessüf bir hata olmuş, hztayı biz de henüz şimdi anladık, Bunuz hesab da bizim hesabımız gibi hatalıdır, Soğan sarımsak ile Saç tuvaleti Sözün Kısası Balkan Matbuat Konferansı E. Talu — alkan Matbuat Birliğinin ü « gçüncü konferansı bugün Yıl « dızda Merasim köşkünde ilk toplanlı « sını yapıyor. Avrupa ve hattâ bütün dünya sül « hünün nâzım kutiretlerinden .biri o « lan Balkan ittifakının bu feyizli teşek- külüne dost Yunanistan, Romanya ve Yugoslavya matbuatları namına işli « rak eden aziz ve muhterem- meszlek « daslarımızı muhahbetle selâmlarız. Balkan Matbuatının, Balkan ittifa « kının hazırlarışında olduğu gibi, onun günden güne resanet — bulmasında da büyük bir rolü olmuştur. Bugün dos! Türkiyenin ikinci şeh - rinde, samimi bir meslekdaşlık ve k: deşlik havası içinde toplanan Yu lav, Yunan ve Rumen gazetecileri müş terek idealin tahakkuku uğrunda se « nelerdenberi çalışmış olmalarının hak- h gururunu, Türk moslekdaşları ile bir likte duymak hazzını tadıyorlar. Balkan Matbuat Birliği, kurulduğu ve ilk konferansını Bükreşde akdeyle « diği gündenberidir, müşterek davamız için çok faydalı işler görmüş, mütte « fik devlet adamlarına her fırsatta mü- |zahirlik etmiş, müşterek hâarici siyasa- mızın müdafaasında ve aoktai nazar « larımızın cihan efkârı umumiyesi hu - zurunda izahı emrinde meşkür hizmet. ler ifa eylemiştir. Bilhassa manevi sahada semereleri görülmüş olan bu hizmetleri İstanbul konferansında bir bir gözden geçirirken ,biz Türk gazetecilerine isabet edecek iftihar hissesi de çk büyüktür. Mütte « fik milletlere mensup kıymetli arka « daşlarımızın bunu takdir edeceklerin « den eminiz. Ve kendilerini, topraklarımızda sa - mimiyetle karşılarken, buradaki çalış- malarının Balkan Matbızat tesanüdü - Her şeyde tabiate dönüyoruz. Nevyork- |İnü daha ziyade kuvvetlendirecek müs- ta «Sakak kımı» ünvanı ile bir sergide | bet neticelere varmasını bütün hulü « sak ve fasulye ile süslenmiş olmasındadır. Kırtasiyecilik aleyhdarlığı Hükümet idarelerindeki kırtasiyecilik usulü dünyanın bütün idarecilerini dü - şündürüyor. Bunun en karakteristik - bir misali Fransada toplanan beynelmilel idarecilik ilmi kongresinde İsviçre mu - rahhasının nutkudur. Koöngrede söz sırası kendisine gelen İsviçre murahhası heye- eanla şöyle demiştir: — Büyük sarfiyat! İdare kırtasiyecili - ğinin sarfettiği kâğıd mikdarını görüp de ürkmemek kabil değildir. Hakikaten inanılmıyacak derecede israf yapılıyor. Kâğıdın bolluğu asrımızın büyük yarala- rından birisine sebeb olmuştur. Bu yal « nız hemşerinin hayatını zehirlemekle kal- mayıp mermdurların, hâkimlerin fikirleri ni de ileriye götürmüyor. İçimizden her kim bu kırtasiyeciliğin önüne geçecek bir çare bulursa insaniyetin en büyük ve- linimeti olacaktır. Fikrimce yapılacak ilk tedbir hükümetlerin teşkilâtından sarfe- dilen kâğıd ve mürekkeb mikdarını cid. di surette azaltmak olmalıdir. Hükümet memurlarının kırtasiye masraflarını a » zaltalım, O vakit memurlar fazla kiğıd bulamıyacaklarından belki 'de kendi ken- dilerine kırtasiyeciliği tahdid edecekler. dir. Hatib hararetle alkışlanmıştır! takındığı mücevheratı yedi miiyon İn ! iz lirasına sigorta etmişti, Hükmettiği arazinin mesahai sathiyesi on bin kilo « metre mürabbı ve nüfüsu 1,600,000 idi. olduğunu hatırlatmış, ma- fakat sizin yapmış oldu- Biz sizden üç şhir edilen bu saç tuvaletinin garabeti | Sümuzla dileriz. (Wmü hususiyeti, başın soğan, sarım- a İzmir fuarına gelecek ecnebiler için Ankara 6 (Husust) — Bu yıl açıla « cak olan sekizinci enternasyonal İzmir fuarına ecnebi memleketlerden gele « ©eklere fuarın açılmasından 15 gün ev- vel ve sanrasına kadar devam etmek Üzere ikamet hakkını bahşedecek şe - kilde meccani vize verilmesi kararlaş. mıştır. Dünkü hava vaziyeti Şehrimizde dün de hava kapalı ve yağı murlu geçmiştir. Yeşilköy Meteoroloji iz- tasyonundan verilen malümata göre yur« dun bütün Mıhtakalarına dün Yyağmuz yağmıştır. Son 24 saat zarfında yağışın İstanbulda metre murabbamna bıraktığı su mikdarı 8,1 kiloğram olarak — ölçüle müştür. Rüzgârlar doğu, cenub doğusu bölgeles rinde cenubi diğer yerlerde umumiyet« de şimali istikametten orta kuvvette, Trakya ve Egede kuvvetlice esmiştir. Dün sühunet en yüksek 7.9 ve en düşül te 5,8 santigrad olarak kaydedilmişlir. İki gün evvel Karadenizde başlıyan fır« tına da hafif bir şekilde devam etmekte- dir. Fırtına yüzünden denizde kaza vu. kuuna datr bir haber gelmemiştir.