10 Bayfa Son Paosta'nın tarihi tefrikası : 70 BON FOSTA Yazan: Ziya Şakir Cihangir o kadar sevdiği karısının bu halinden bir kaç kere şikâyet etmiş, kendisinden Onun kalbine, dünyanın en acı dar- besini indireceğiz,. Ve onu böylece sersemlettikten sonra da son hücuma geçeceğiz. — Âlâ., çok âlâ... Buna, benim de ak- bm erdi. Lâkin, Cihangiri öldürmek i- çin onun pek yakınına kadar sokulmak lâzım. — Merak etmeyiniz. Biz onu da ka- rarlaştırdık. Yarından itibaren bu işe teşebbüs edeceğiz,. — © halde, benim topladığım bu ka- dar asker ne olacak?. — Onlar, bir müddet duracak. Daima hazır bulunacak. Ve tam zamanında, Semerkand ine hücum olunacak. Kamer Han, sakalını eline alarak u- zun uzun düşündükten sonra: — Pekâlâ, noyan., bu sefer de sizi dinliyorum. Fakat bu teşebbüs de mu- vaffakiyetsizliğe uğrarsa, bünu size hâa- yatınızla ödetirim. Diye, cevab verdi. e Ertesi sabah yola çıkan Hatay Baha- dırla Adil Şah, altı gün altı gece müte- madiyen at sürerek (Urkent) ovasında (Sarıboğa|) yı aradıktan sonra; nihayet onu, (Tok) kasabasındaki 0 münzevi köşkte bulmuşlardı. Sarıboğa, son derecede meyus ve essirdi. Artık Timura hiç bir su - galebe etmek imkânını göreme- ginden, mukadderata baş eğmiş.. bu münzevi ki lmişti. Burada sev Bilisi, ve şehzade Cihangirin dilber zev- cesi, (Hanzade Susen)in hayalile yaşı- yarak günlerini ve gecelerini derin bir ıztırab içinde geçirmekte idi. Sarıboğa, iki eski arkadaşını büyük bir sevinçle karşılamıştı. O gece saba- ha kadar uvı yarak, birbirlerinden ayrı yaşadıkları günlerin nasıl geçtiği- ni anlatmıslardı. Sarıboğa, bütün macerasını naklet- tiklen sonra: — Bir gün, Kartallar tekkesine git - tim. Çeşmizinde Han ile görüştüm. O, daha hâlâ bizim muvaffakiyet kazana- cağımızdan bahsediyor.. Cenabıhak ta- rafından kendisine vukubulan ilhama nazaran, Timurun ölümünün bizim eli- mizle olacağını söylüyor. Dedi. Hatay Bahadırla, Adil Şah; bunu Çeşmizindenin kerametine atfederek büyük bir sevinç hissettiler.. tasarla- dıkları plânı, Sarıboğaya da izah eyle- diler, Sarıboğa, Cihangirin öldürülme tek- lifini büyük bir hararetle kabul etti: — Bunu, ben üzerime alıyorum. Ci hangirin zevcesi Susenin yanında, ge- lin giderken beraber götürdüğü Hars zemli bir kız vardır ki, uzaktan bana akraba olur. Bu zehri onun vasıtasile, kolayca kullanabiliriz. Dedi. Hatay Bahadır, büyük bir memnuni- yet içinde mukabele etti: Çok â!â.. zaten biz de, bu mesele- de senin bir kolaylık bulabileceğini ü- mid ederek buraya geldik. Ancak şu var ki, sen bu kızla nasıl temas edebile- ceksin?.. — O da kolay.. Yusuf Sofu vasıt — Yusuf Sofu mu?.. Acaba o, bu ha- yeketimize istirak eder mi?, — Etmez olur mu, hiç?.. Zavallı a- damın kalbi. evlâdının acısı ile cayır Câyır yanıyor. Zavallı genç, altı ay ev- vel Susenin askından, kan kusarak ölüp gitti, Yusuf Sofu, bugün Âdeta, yarı mecnun bir halde, elinden gelse, Cihan- girin ve Timurun etlerini çiy çiy yiye- şu halde, mesele kolaylaşıyor. bunda, hiç bir güçlük çek - miyecefiz... Siz bekleyin. Ya'nız o zehirli tozu hana ve- rin. Ben Urkente kadar gidip geleyim. 'Teklif, kabul edildi. Ertesi sabah er- kenden; Sarboğa, boz atına - binerek (Urkent)ye hareket e Urkent sarayının tenha bir odasında, Sarıboğa ile başbaşa vermiş olan Yusuf Sofu, derin bir düşünce geçirdikten sonra, gözlerini Sarıboğanın gözlerine dikti: — Pekâlâ, noyan.. eğer Allahın tak- diri bu merkezde ise, bunun önüne, hiç bir kuvvet geçemez... Yalnız bir mesele var, (Susen), çok merd, ve böyle hile- lerden hoşlanmıyan bir kızdır. Bu iş- ten, onun kat'iyen haberi olmamalıdır. Kocasının ölümünü, tabii bir ölüm san- malıdır... Onun için bu ölümün sırtı, bugün olduğu gibi, yarın da a kalmalıdır. Cihanğir vefat ett dirde, (Susen) buraya avdet edecektir. Artık onunla izdivacınıza hiç bir mani kalmamıştır. Bu da, bu işde gösterdi; niz gayretin mükâfatı olacaktır. O be- yaz tozu bana veriniz. Kimseye görün- meden (Tok)taki köşke dönerek neti- ceyi bekleyiniz. Dedi. © Yusuf Sofu her ay muntazaman saray kadınlarından bir kaçını Semerkande gönderiyordu. Bu kadınlar, orada Susen ile görüşü- yorlar,.. Yusuf Sofunun gönderdiği he- diyeleri ona veriyorlar. Hanzadenin ycıhhaı ve âfiyet haberini de, Yusul So- Joğlu İhayale vakfetr fuya getiriyorlardı. kanda adam gönderme zamanı gı-lm.ş-' RADYO| Bugünkü program İSTANBUL 4 Nisan 1928 Pazartesi Öğle neşriyatı: 12.80: Plâkla Türk musikisi. 12:50: Hava- dis. 13.05: Plâkla Türk musikisi. 19.30: Muh- telif plâk neşriyatı. l | Akşam neşriyatı: 1830: Plâkia dans müusikisi. 19.15: Çocuk- lara masal: Bayan Nine. 1955: Borsa haber- lerL 20: Rıfat ve arkadaşları tarafından Türk musikisi ve halk şarkıları, 20.45: Hava rapo- ru. 2048: Ömer Rıza taralından arabca söy- lev. 2i: Fasıl saa heyeti: İbrahim ve arka- daşları tarafından, (saat Ayatı). 2145: Rad- yofonik temsil: Stüdyo orkestrası refakatile: (THAİS). 22.15: Ajans haberleri. 2230: Plük- la sololar, opera ve öperet parçaları, 22.50: Son haberler ve ertesi günün programı. * ANKARA 4 Nisan 1938 Pazartesi Öğle neşiyatı; 1230: Karışık plâk neşriyatı. 12.50: Plâk: Türk musikisi ve halk şarkıları. 18.15: Dahi. H ve harici haberler. 17.30: İnkılâb dersleri: (Halkevinden naklen). Akşam neşriyatı: 18.30: Karışık plâk neşriyatı. 18.55: İngiliz- çe ders: Azime İpek. 19.15: Türk müsikisi ve halk şarkıları (Servet Adnan ve arkadaşla- | asile.. TI). 20: Saat Âyarı ve arabca neşriyat. 20.15: Plâkla dans musikisi. 21: Spor konuşması Nizameddin Kırşan. 21.15: Stüdyo salon or- kestrası. 22: Ajans haberleri. 22.15: Yarmki program, BANKA KOMERÇİYALA iTALYANA Bermayesi Liret 100,000.000 İhtiyat akçesi Liret 145,769,054,50 Merkezi İdare: MİLANO İtalyanın başlica şehirlerinde ŞUBELERİ İngütere, İsviçre, Avusturya, Maca- ristan, Yugoslavya, Romanyü, Bul- garlstan, Munr, Amerika Cemahiri Müttehidesi, Bresliya, Şili, Uruguay, Arfantın, Peru, Ekvatör ve | Kolumbiyada Atliyasyonlar İSTANBUL ŞUBE MERKEZİ Galata Voyvoda caddesi Karaköy | Palâs — (Telef: 44841 - /2/3/4/5) Şehir — dahilindeki acenteler: İstanbulda: — Alâlemciyan — hanında Telet 22900 /3/11/12/15; Beyoğlun- da: İstiklâl caddesi Telef. 41046 İZMİRDE ŞUBE izahat istemişti. Fakat Susen daima rahatsızlığından bahsederek kocasının şüphelerini izale etmeğe gayret göstermişti Elinden iş gelebilen bir tip Çanakka leden Hastn da fotoğrafının - tah Hlini istiyor: Az para ile idi. re olunmasını - ve eşyalarım iyi kul« Tanmasını — bilir. Kadın mevzula tL Yusuf Sofunun seçtiği üç saray ka-| Tına pek - yabançı dını, Harzem atlılarından bir müfreze- nin muhafazası altında, Semerkanda gitmişler; Hanzade Susenin ikamet et- tiği sarayda ikamet etmişlerdi. Susen, her zaman olduğu gibi; bu se- fer de bu kadın heyetini gayet tabil bir şekilde karşılamıştı. Ammcasının gön derdiği hediyeleri almıştı. Zavallı kız; gelin olduğu zaman bu- raya zaten pek mahzun bir halde gel- mişti. Zevci, şehzade Cihangire karşı bütün zevcelik vazifesini görerek müm- kün olduğu kadar güleryüz yöstermiye gayret etmişti. Fakat, Yusuf Sofunun ve kendisinin asıl — sevgilisi (Argon)un vefatını duyduktan sonra, derin bir teessüre kapılmış.. artık bir |an bile yüzü gülmemişti. Cihangir, o kadar sevdiği karısının bu halinden bir kaç kere şikâyet etmiş; kendisinden izahat istemişti. Fakat Susen, daima rahatsızlığından bahsede- rek kocasının şüphelerini izale etmiye Bayret göstermişti. Fakat; memleketi uğruna aşkını fe- |da eden bu genç kadın, artık oütün dü- şüncelerini dımağında yaşıyan aziz bir (Arkan var) rg: Nöbetci Eczaneler Bu gece nöbetci olan ecraneler çunlardır: İstanbul cihetindekiler: Aksarayda: (Ziya Nuri), Alemdarda: (Esad), Beyazıdda: (Belkıs), Samatya - da: (Teofilos), Eminönünde: (Salih Ne- Catİ), Eyübde: (Arif Beşir), Penerdo: (Hüsameddin), Şehremininde: (Nazım), Şehzadebaşında: (İ. Hakkı), Karagüm - Tükde: (Kemal), Küçükpasarda: (Hulü- sD, Bakırköyünde: (Milâh. Beoyoğlu cihetmdekiler: Tünelbaşında: — (Matkoviç), Yüksek- kaldırımda: — (Vingopulo), — Galatada: (Merkez), Taksimde: (Kemal - Rebul), Şişlide: (Pertev), Beşiktaşda: (All Rıza), Boğariçi, Kadıköy ve Adalardakiler: Üsküdarda: (İttihad), Barıyerde: (A « saf), Kadıköyünde: (Moda, Merkez), Bü- yükadada: (Halk), Heybelide: (Halk), Son Posta Yeymi, Biyasi, Havadis ve Halk gazetodi Yerebatan, Çatalçeşme sokak, 28 İSTANBUL Gazetem'zde çıkan yam ve resimlerin — bütün — hakları mahfuz ve gazetemize aittir, ABONE FİATLARI || TÜRKİYE || YUNANİSTAN ECNEBİ Abone bedeli peşirdir. Adres değiştirinek 2b kuruştur, Gelen evrak perl verilmez. Hlenlardar mes'uliyet alınmaz. Cevap için mektublara 10 kuruşluk Pul ilâvesi lâzımdar, Posta kutusu : 741 İstanbul Telgraf : Son Posta Telefon : 20203 Çocukları kurtarmak için Çocuk Esir - geme Kurumuna para yardımı yapınız, ş, bir an bile aklından | j çıkmıyan Argonun hatıralarını zihnin- £ Sarıboğanın avdetinden ©on dört 'de tekrar etmekten başka, hiç bir şey gün sonra, gene Yusuf Sofunun Semer- düşünemiyecek hale gelmişti. kalmak — istemez. İşinde ihmalci değildir ve elinden iş ge- lir, Menfaatlerini başkalarına dağıtmak- ta pek müsamahakâr davranmaz. 8 Gürürünü ihmal etmiyen bir tip Ankaradan Ri- —— za Contürk de şu Dmnu soruyor: — Ben nasıl u - damım? Kendisine kiy « met ve ehemmi « yet verilmesini ise ter, Gururunu (he mal elmez. Ken « disinden — şöhretle bahsettirmek için fırsatları kaçırmak is temez, Tahakküme, fena muameleye ge lemez. Başkalarına kumanda etmekten hoşlanır, Bu hallerini bilenler menfaatle- rine kolaylıkla iştirak edebilirler. e ldir Sevgi mütekabi Beşiktaşta Ke « » " mal de şunu * Tuyor: — Sevitecek n yim? Sevilmek sev « Menin mukabili « | dir. Şu halde seve mesini bilenler | kendi balleri uygun biri tar fından sevilebilirier. Yalnız tabu ve maş- Pru bir hedefi olan sevgi bahsınin neza « hetini muhafazada devam edilmelidir. Manisada Derli toplu bir tip K. rümuzunu ta » giyan okuyucu « müz da karakle - rinin tahlilini leti- yor: Derli toplu gi « yinmesini bilmek de bir intizamın. ruhi düzgünlüğü bir ifadesi olabi - lir, Yalnız alâyiş ve nümayişlen uzak kas İ lan hareketler makbul derecesindeki tes İ vazula hemahenk olursa etrafın tevec « cühü de ihmal edilmemiş olur, & Sevgi ürkütülmemelidir Bursaden Kemal de fotoğrafının tahlilini — istiyerek soruyor: — Sevilecek mb yim? Sevgide: Heye « can, şiir ve en kut, vetli bir haz var « dır. Sevgiliye kar. gı yumuüşak dav « ranmasını bilmek; makbul inhinalar!lı kompilimanlarla hulül etmek yolları ha - ricindeki hareketlere müsamaha edil « memesi lâzımdır. Yoksa sevgi Üürkmüş, sevgili uzaklaşmış olabilir. Son Posta Fotograf tahlili kuponu İsim Adres ». DİKKAT WFotograf Lahlili için bu kuponlardan İ 5 adedinin gönderilmesi şarttır. Ulu cami tamir edilecek Manisa (Husus!) — Hicri 768, milâdi 1366 yılında Sarohan oğullarından Çe- lebi İshak bin İlyas tarafından yaptı- rılan Ulucami, vilâyetimizin en eski ca- miüidir. Bu cami, kitabeleri vesairesile mühim san'at eserlerinden birini teşkil etmektedir. Evliya Çelebi bu camiden şöyle bah- setmektedir: «Ulucami, kadim Sarohan bey camii kal imiş, İşlenmiş, musanna kubbeleri vardır. Serapa kubbeleri kiremid ve kırmızı horasani kireç ile mestur bir | camidir.» «... Vasatında bir abdest havuzu o- lup camtlin canib selasesi de medrese hücrelerile göze çarpar.» «Fethiye Mmedresesi namile Beynel- ülema medresesi meşhurdur ve payede dahi âlidir.» Ulucamiin yanında bulunan ve biti- şiğindeki bir kapıdan camiin avlusu- na girilen medrese İshak bey tarafın- dan yaptırılmıştır. İshak bey de bu medrese içerisindeki bir türbede med- fundur, Bu türbenin kapısının iki ta- rafında somaki sütunlar, türbe içeri- Isinde de dört kabir vardır. Bunlardan vilâyettir. Bu cami eskiden kilise | büyük sanduka İshak beyin kendisine diğer üçü de iki oğlu ile zevcesine aid- Pek tarihi olan Ulucamiin bir de ça- lar saati vardır. Tamire pek muhtac olan bu camii, evkaf, tamir ettirmeğe karar vermiştir,. Tamirden sonra, cami, daha mükemmel bir hal alacaktır. Karataş orta okulunun müsameresi İzmir (Hususi) — Karataş orta okulu terafından Halkevi gece devam eden bir müsamere verilmiş tir, salonlarında — üç Müsamereye 60 müzisyen — iştirak ederek gitara, keman, piyano ve mandolin seslerile müsamerenin müzik kısnuni zenginleştirmişlerdir. Gösterilen rağbet ve alâka üzerine müsamere üç gece tek- tar edilmiştir. Fotografta, Karataş orta okulu çocukları görülmektedir.