18 Mart * Son Posta . nın macera romanı :60 SON POSTA zezNEKer oMl. Yumurtlama mevsimi olduğundan limanda balık çıkmıyor Balık almak üzere bekliyen Yunan veİtalyan meraki-inin sayısı kırka yıklî.îtı bunlardan ancak biri btalık alabildi İfşa eden idam olunur!,, Harb sanayi casusları arasındaki mücadele Bu esnada makinenin cıyak cıyak bağıran iniltisi birdenbire kesildi. O vakit M. Mişel manivelâyı hiddetle yokladı, çevirdi, oynattı, makineyi yerinden sarstı, cihazı, âdeta canlı bir hayvanmış gibi silkmeye başladı şk-ında yüzünde o yenemediği istik- la: — Hayır!. diye bir solukta cevab ver- Ü. Fakat keşfinizin satın alınması hak- da doktor sizinle görüşebilir, Olandanın bu sözünü işitince Litvan- nEye(-:ınındaın, etleri sarkan gırtlağının tta su içen bir ördeğin boynu gibi :ııudum yuüdüm oynadığını görüyor- ik. O vakit bu garib adam birdenbire l bir maymun gibi şaşılacak bir çe- Yiklikle makinenin basamağına atladı, Elle cihazı okşar gibi tuttu ve bize #ru azametle dönerek: — Daktor cenabları, her halde takdir #deceklerdir.. dedi. Makinem fizik il- Minin en son bir. tekâmülüne aiddir. | Bizzat kendi elimle yaptığım için pek © kadar mükemmel değilse de sanayide birçok işlere yarıyacağı hakkında iyi bir fikir verir. Tecrübemiz mühimdir. Doktor cenabları lütfen dikkat buyur- tunlar. Şimdi tecrübemizi yapıyoruz.. dikkat! Bunu söyler söylemez makinenin Bazı manivelalarını çevirip lanzim et- Meğe başladı. Sonra tekrar yere atladı. ir takım kalm elektrik tellerine mer- t prizleri yerlerine — yerleştirdi. Biz garib kâşifin zıpır zıpır sıçrayarak Yaptığı bu ameliyatı büyük bir hayret içinde seyrediyorduk . O, bir taraftan ördek sesi gibi kalın tesile de izahat veriyordu: , — Makinemi evvelâ serginin büyük tlektrik dinamosuna raptediyorum!. Giyordu. Maksad ne?.. Maksad şüphesiz Büyük mikyasta bir elektrik kuvveti -« Hin gihaza geçmesli!. Şu gördüğünüz Manivela (nâzım) Sletin manivelası - Gir. Şimdi göreceksiniz. Acayip kâşif cebinden bir Barçası çıkarıp gösterdi: — Bu madde, küçük bir çelik taba- kasıdır. Şimdi şu maddeyi alıp cihazın tlektrik inşia hazinesine koyuyorum. (Nâzım âleti) dediği manivelâyı tut- fu ve yavaş yavaş çevirmeğe başladı. — Şimdi cereyanı cihaza veriyorum.. ,Bu elimdeki ,(nâzım) âletile de gelen tereyanı yavaş yavaş çoğaltarak istedi mikdara yükseltip çıkarabilirim. dikkat! Garib kâşif elindeki manivelâyı o ka- dar dikkatle ve kaşlarını korkunç bir #ekilde çatarak o kadar harikulâde bir İitizlik ve itina ile çeviriyordu ki, san- bir hata ederse cümlemiz orada ber- va olacakmışız zannediyorduk, maden Tültü işitildi. Kâşifin hazine dediği, İadı. Sonra bu sahibi kadar garib ma- lektrik cereyanı altında, âdeta bağıran inson gibi, kulaklarımızı yırlan bir İnilti İle inlemiye başladı. Kâşif Mösyö Mişel, bu esnada kızar- Mış gözlerle makinesine bakıyör ibik | Gibi kırmızı saçları büsbütün dimdik Olmuş, başını sallıyor ve makinenin beynimizde çınlıyan iniltisi arasında se- tini bize duyurabilmek için âdeta yü- :imüze doğru sıçrıyarak bağıra bağı- — Şimdi çelik tabakasının atomları- yarıyoruz!. Dikkat ediniz!.. diyor- Bu esnada makinenin ciyak ciyak ba- İniltisi birdenbire kesildi. O va- | kit Mösyö Mişel manivelâyı hiddetle Yokladı, çevirdi, oynattı, makineyi ve-W Tinden sarstı. Cihazı Gdeta canlı bir| iyvanmış gibi elile silkiyor ve anla- | Yordu. Acatb kâşif bu esnada may-| Mun gibi topal ayağı üzerinde zıp ı:pl fiçrıyordu. Çirkin yüzü terler içindey-| thDııyeı cihaz tekrar inlemiye baş- L Sonra Mösyö Mişel tekrar basamağa ::_İuıu;u. (Nüzım) manivelâsına yapış- Yalı garib kâşifin kocaman gözlerinde ! Müdhiş bir sevinç şimşeği çakmıştı. | Birdenbire cihazda müdhiş bir gü-'di ve fikri Yerden daimi şerrareler fışkırmağa baş- | bakmağa baş'adı. yerinden çırpındı. Müdhiş bir e-|baz gibi sıçrıyan bu çirkin adamı ürpe- Madığımız bir dilde küfürler savuru- | Birdenbire cihazda müdhiş bir gürültü — Şu lâmbaya bakınız!.. Dikkat! Hepimizin gözleri Mösyö M: gösterdiği makinenin s0l ucundaki bü- yücek elektrik Tâmbasına büyük bir merak içinde çevrilmişti. Mösyö Mişel birdenbire manivelâyı sür'atle çevirdi. Makinede müdhiş bir cızırtı koptu. Cihaz yerinde, tekrar in- liyerek sarsılmıya başladı. — İşte elektronlari.. Görüyor musu- nuz?.. Vaksâ büyücek elektrik lâmhasında bir takım parıldamalar belirmeğe baş- ladı. Hepimiz lâmbanın etrafına toplan- mış, bu parıltılara hayretle bakıyorduk. 6 Mişel kızarmış sura- bir tavırla: elektronlar bu suretle husüsi bir “şektlde yapılmış olan bu lâmbada toplanmış ve serbest bir hale konulmuş ol Jar!.. Litvanyalı garib kâşif elindeki mani- velâyı yavaş yavaş döndürerek © acib makinesini böylece bir müddet daha ci- yak ciyak bağırttı. Bir taraftan da kan- Janmış gözlerile: fi mi?,. Gibi yüzüme bakıyordu. Ben (Yeter) manasında elimi kaldırmca Litvanyalı âşif manivelâyı birdenbire - bıraktı, Kulaklarımızı yırtan © çirkin cayırtı da kesiliverdi. O, sanra gene zıp zıp sıç- rıyarak makinesini düzeltti, pirizleri yerlerinden çıkardı. Gene tıbkı numa- rasını maharetle yapıp — bilirmiş bir maymun gibi makinenin basamağın- dan yere atlıyarak topal bacağı üstün- de eğri bü üşile yanımıza gel- izi anlamak ister gibi san derece şübheli bir merakla yüzümüze Makinesi üstünde kambur bir sihir- rerek seyretmiş olan ve fizik makine- lerinden benim kudar anlıyan Olanda tecrübeyi tamamile - gördükten sonra büyük bir hayretle yüzüme bakıyordu. Fsasen orada bemen hiç kimse bu tec- rübenin hâakikaten kıymetli bir mahi- yeti olup olmadığından hiçbir şey anla- mamışlar, benim ne diyeceğimi işitmek üzere merakla bana doğru dönmüşler- di. Yalmız Fransız sergi memuru hâlâ Gareneresecennenencanı İSTANBUL Ticaret ve Zahire Borsası 17/3/938 FİATLAR CİNSİ Buğday yumuşak Buğday sert Arpa Anadol Çavdar Kuşyem! Tiftik Kastamonu 'Tiftik mal Yapağı Trakya Yapağı Mersin Z. yağı yemeklik Bansar derisi Tavşan derisi BE SF FNUN işitildi, mai şerareler çıkmağa başladı © müstehzi gülüşile gülüyordu. Ben bütün heyecanımı zaptederek bu garib kâşifin bir İngiliz soğukkanlılığile elini ğ Ü sıklım: — Muhterem Mösyö Mişel! Girdiği- niz zahmetten dolayı teşekkür ederim!.. dedim, Keşfiniz hakikaten enteresan.. vakıâ henüz pek iptidal bir halde oldu- ğu inkâr edilemez. Bu usulün tati katta ancak radyo ve televizyon lâm- balarında işe yarıyabileceğini zannedi yorum.. her halde istifade mümkündü Maamafih keşfiniz üzerinde sizinle gö- rüşmeyi arzu ederim.. — Arkası var — Harikulâde bir maceranın hikâyesi (Baş tarafı 7 inci sayfada) — Ayda bin altı yüz frank. — Bu pahalı bir makineye benziyor, kaça aldınız?, — Dört bin beş yüz franga. — Epeyce para. Aşağı aylığınızın tutarı, — Evet, fotoğraf ile uğraşmak benim €n büyük zevkim, iptilâm.. — Çoök pahaliya malolan bir merak bu.. 1600 frank maaşınızı gayet iyi idara etmesini biliyorsunuz galiba mösyö., Öy- le ya, Nicede tatil geçirmekler, Reöserve ötelinde kalmaklar, bep bu para ile olu- yor, değil mi?. Hararetle atıldım: — Efendim, dedim. Ben, bu makinemi almak için, iktısad ettim, para biriktir » dim, öyle aldiım. Bu tatile gelince de, beş senedenberi ilk defa olan mozuniyet hak- kimı kullandım. Bunun için de para bi - — Şüphesiz, döstum, şüphesiz.. Artık Macar damarım kabarmıştı. Kö- pürerek: — Efendiler, diye söylendim, her şeyin bir haddi vardır. Bu ana kadar sizler be. ni istintaka çektiniz. Şimdi de sıra bana geldi. Pasaporta dair ne sorarsanız, so - runuz, cevab vermeğe hazırım. Zira bu sizin hakkımız. Fakat, zatf eşyamı çalma- Ba ve bu hususta bana süal sormağa hak- kımız yoktur. Lütfen pasaportumu, fo « tografımı ve resimleri bana iade eder mi. siniz? Yoksa hemen buradan çıkacak ve doğru bir avukata gideceğim.. * Gözlerimi hışımla her ikisinin yüzünde gezdirdim. Kılları bile kıpırdamadı. Ni. yukarı Üüç . hayet ayağa kalktım ve kapıya doğrul- ti dum. Şişman adam, komiserin — masasından negatifleri alarak: — Böş yere vaktimizi kaybettirmeyiniz bize, kapıdaki noktaya derd anlatamıya. cakamız. Çünkü sizi bırakmamağa me - murdur, dedi ve ilâve etti: — Bakmız, şu resimlere bakınız. 24 den fazla. Hepsi de ayni.. Bu biraz garib gö- rünmüyor mu, Mösyö Vadassy? Sert sert cevab verdim: — Hiç de öyle değil. Fotograt denilen nesneden bir nebze olgun anlamış bulun- saydınız veyahud da bir parça müşahede Sekiz ön gündenberi, balıklar yu - murtaya yattıkları için balık tutulama- mak'a, bu yüzden, îıalya ve Yunanis- tandan balık almak üzere İlimanımıza gelen vapur ve motörler de gittikçe ço ğalmaktaydı. Dün, limanımızdaki İtak yan bal:k vapurları 12 ye, Yunan va - parları, ve motörleri de 28 e baliğ ol- muştur, Dün, balıkhaneye 20 bin kadar pa- lamut gelmiş, Yunan balık motörle - rinden biri balık yüklemiş, on on iki gündenberi ilk vasıta olarak limanı- mızdan hareket etmiştir. Artık yumurta mevsimi geçtiği için bügünden sanra fazla balık tutulacağı tahmin edilmektedir. Balıkçıların dilekleri Atina ticeret ataşemiz Naci dün ba- hık ve yumurta ihracatı yapanları Tür kofisde toplıyarok kendilerile görüş - müş, ihracat işlerinde maruz kaldıkla- yı müşkülât ve temennilerini sormuş - r. Bu hasbıhal esnasında, balık ihra - catcıları, Yunanistana yapılan ihraca - tım, kendi nakil vasıtaları, — motörleri | mevcud omasına rağmen Yunan gemi- lerile yapılmakta olduğunu söylemiş - r. Buna sebeb olarak da, buzun ve zutun pahalı olmasını göstermişler, ve buz'a mazutun ucuzlatılması te - mennisinde bulunmuşlardır. Yapağı satışları Yerli fabrikalarımız boöz ve renkli yapağılara talib olmağa başlamışlardır. Yerli fa darımıza, dün, 85 kuruş - tan siyah renkli yün, 74 kuruştan da 50 balya kadar Trakya malı, 72,5 ku - ruştan 8000 kilo kadar İstanbul civarı yapağısı, 56 kuruştan da, 150 — balya boz Anadolu yapağısı satılmıştır. İtal - ya için de 127 kuruştan 117 balya Ka- İrahisar tiftiği, 132,5 kuruştan — da 50 balya Kastamonu tiftiği satılmıştır. Ruslar tiftik ve yapağı alacaklar Limanımıza, Rusyadan, külliyetli mikdarda kereste ve kontrplâk — gel - iştir. Ruslar, bunlardan tevellüd ede- cek blokaj mukabilinde tiftik ve yapa- &: alacaklardır. ği Ziraat kongresi murahhasları Nisanın ilk haftasında Ankarada toplanacak olan Büyük Ziraat kongre- si için, şimdiden 660 kadar murahhas tesbit ve davet edilmiştir. Murahhas - lar, İktısad Vekâleti hesabına oteller - de misafir edileceklerdir. Murahhas - lar arasında, her kaza çiftçilerinden, ziraat odalarından ve ziranat mütehas - sıslarından da birer kişi v.'_aı.dı_r. Borsanın nakli işi İstanbul Kambiyo ve menkul kıy - metler borkası fiilen Ankaraya taşın landığımı farkedecektiniz. Resme alınan kertenkelenin bir ehemmiyeti yok. Mak- sadım, daha ziyade bu filmlerle ışık me - selesini denemekti. — Tetsiriniz harikulâde.. Şimdi de beni dinleyin — bakalım.. Bu 26 — resim yok mu? Sen bu resimleri, sırf filmi bir an evvel doldurmak, ve diğer 10 resmi yıkatmak için çek- tin. Anlatabiliyor muyum?.. Daha açık söyliyeyim. Maksadın kertenkelenin fo - toğrafını almak değildi. Çıkardığın 10 resmi develope ettirip merakını yenmek- — Diğer 10 resim mi?.. Kavrıyamadım. Ne demek istiyorsunuz? — İlk” 10 Tresim canım. Şim - di söyle bakalım, sen onları neye çektin? Bunu öğrenmek bizi hayli alâ » kadar eder mösyö?.. (Parmağını göğsüme dayıyarak) Toulon bahri lümanının dışın- da bulunan istihkâmların fotograftarını alırken de mi ışık oyunları, gölge usülle- ri tatbik ettin, bunlar da mı tecrübe idi Vadassy?.. Ağzım bir karış açıldı. Şaşkın, şaşkın kekeledim; — Alay mı ediyorsunuz? Öbür resim- | mağa başlamıştır. Eşyadan ilk parti An karaya gönderilmiştir. Mütebaki kıs « Zamın da ambalâjı yapılmaktadır. Frank y kseliyor Frank dün biraz daha yükselmiştir. Dün, bir sterlin mukabili !61 frank ©- larak açılmış, 159,93 frank olarak ka - panmışuır. İki gün evvel, 166,50 frank olarak kapanmış'ı. İstanbul Borsası kapanış fiatları 17-3-138 ÇEKLER Açılış ©0. 0.78/6 25,575 149840 4.6>6 86,7460 SA4 65 63,4980 1,4270 Züb vi 41801 123410 1ö İi 4180 3-5652 10619 SA RDİ 2, 1d62 23, 5840 Suzü Kapanış 630, 0.7876 25, 188 14 97162 4.6870 Açılış Kapamş vmmem U AT A kabiliyetiniz olsaydı, her resme ayrı ayrı leri Nicede çektim. Karnaval resimleri poz ve gölge verdiğimi, ışık tertibatı kul-| anlar.. Şişman adam düşüne düşüne sordu: — Demek bu resimleri bizzat çektiğini itiraf ediyorsun. y — Evet! " — AÂlâ ...Öyle ise, bak bakalım şunlara.. Negatif şeridini aldım, aydınlığa tüt « tum, ve baştan başlıyarak parmağımla geçtim. Kertenkele, kertenkele, kerten- kele.. Birdenbire beynimden vurulmuş gibi kalakaldım. Gözlerime inanamıyor- dum. Başımı kaldırdım, iki adam da beni dikkatle takib ediyorlardı. * Gözlerimi oğuşturdum. Şeride bir daha baktım. Negatiflerde bir sahil parçası gö- Tünüyordu ve bu sahil parçasının üstün. de de, sanki resim çekilirken adasenin önüne bir dal İsabet etmiş gibi kalınca bir gölge kavislenmişti, ayrıca kül rengi kısa bir yol çıkmıştı. Başka bir zaviyeden ve daha yakından alınan diğer resimde, ayni kül renkli yol vardı. Bir bakıma, bir nevi kapaklara benziyordu. Velhasıl 10 yesim, ayrı ayrı kâh yakından, kâh u » zaktan, bazıları kara, bazıları çok açık çıkmak şartile hep ayni şeyi gösteriyor - du, Nihayet anladım, bunlar muhasara toplarının resimleri idi. Nakleden: İbrahim Hoyi Vür) ü n