24 Şubat 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

24 Şubat 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Köşifler pa kâşif — Kutupda s0- ig dar fazla idi ki, yak ann alevi bile don- kâşit — Bu da bir şey * Biz daha soğuğunu gör - Uşurken birbirimizin Çikan söz, ötekii'n Bitmeden donup ka- SON POSTA dehe iyi görünüyorlar. nu bir saat ger ciktirdi. Buluşa - den bir saat geciktim. 2 kızdı: Mazeret N 5 €rkek keyi buluşacaktı. Pir cakları yere gi ği zaman sözür diledi: j e dakikadır, burada seni bekliyo- en a böyle mazeretler istemem. olsun söz verdiğin daki - tramvay kazası 0- bi i e vi İ AE YE — Tramvay ka- Belmelişin! o Kurtulacağız İSİM komşu bir radyo almış. — Dansı bizim komşunun başına. — Neye. Onlar, radyo © çaldıkları zaman , dinliyecö giniz için mi böy» YEM Je söylüyorsunuz? o sesinden kızlarının pis Rİ duymaktan kurtulacağız das o < Anahtar delikleri “ Kapıların anahtar deliklerini hiç i beğenmiyorum, — Neye? — Neye olacak "baksana, hepsine birer tane yapmışe , ikişer lane N İS yapsalardı, böyle Eözetlemek (mecburiyetinde ikimiz beraber; rahat rahat gö- o Ciddi olmasın >— Annemden mektub aldım, bir ay kalmak ü- “İ zere yarın bize geliyormuş. Kocası — Bu sö- zü korkayım da r hıçkırığım geçsin < diye söyledin . a ancığım. bak hemen eek 1 ciddi olmasın! © Boyatacak çorbadan gene bir siyah saç çıktı. 7 öğ Har, radyı Bugün s0 nuncudur bayım; yarından itibaren tekerrür etmez. — Aşçınızı de « giştiriyor muzu - a ; an e İakat bugün saçlarını sarıya ba yordu. Yan sor - > Çok ai sükünete kavuşabildim. Vapurdakilerin gn başım — B'r ispiritizme tecrübesinde bülun- miş, o zamandanberi masaları bu tarzda taşıyor. Cambaz — (Karısına) Kahve değir- meni lâzımsa çek al, ötekiler kalsın! — Bundan yüz sene evvel ticaret nasıldı? n a — İpiidai b'r tarzda idi. Peşin para ile yapılırdı. Aydınlık Sarhoş, gece sokakta bir şey arıyordu. Bekci gördü, sordu: — Ne arıyorsun? —< Para cüzdanımı”düşür « düm. — Burada mı düşürdün? — Hayır ö sokakta. — Öbür sokakta düşürdün- — Anne, anne sen de buraya gel, kavga edenler buradan 5 heye burada arıyorsun? — Burası daha aydınlık da.. Doktorun tavsiyesi — Neye eği im sia yürüyorsunuz Bu Doktorumuz, im / gıhhatinizi kazan. “ON ay SI manız için peşime düşmenizi mi tavsiye bir saat yürüyeceksin, yürümemiş Olsanız benim de canım sıkılacak, yürüyemiye &ğim' o Ha gi sokak Genç erkek, genç kızın peşinden koştu: — Bayan bayar — Bir şev mi söyliyeceksiniz? — Evet bayan, bana çey şey, kağın ismini söy - ler misiniz? — Hangi sokağın? »— Sizin evin olduğu sokağın! dedi, siz önü Zi dığım Bir erkekten çiçtk ZE; alamam. — Bunu söyle- mekle beni oçök “İK Lİ müteessir ediyor» 7 sunuz. (Düşünün n. bayan, şimdi ben ne Yapabilirim?. Çi çekci çiçekleri geriye alıp parasını verse ehemmiyeti yok ama... Kemikxleri'e mi? Kadır, kasabdan et alıyordu. Bu sıra» da aklına geldi: — Çocuğu da te. razinizde — tarlar | mısınız? Dedi, du — Kemiklerile GN mi, yoksa kemiklerini çıkarıp mı tarla. yım? o Dalgınlar Dalgın erkek evine gelmişti: — Karıcığım, de- 6 4 kasab sor- di, bizim yeni me mur çok dalgın â dam, evine gider ken benim şemsi: yemi almış git miş. Kadın kocasına baktı: — Sen de daktilonun şapkasını başina giydiğinin farkında mısın? ei Sarıya hoyalmış Çocuğa sordular: — Sen siyah saç- küçük kardeşin sarışın.. bu Lsın fakat nasıl olmuş? Cevab verdi: — Küçük karde - şimin doğacağına yakın annem saçla- larını sarıya büyat- mıştı da, Mikadonun kuds yeti Japonlar M ikadoya bir peygamber gibi taparlar Japon imparatorunu gö:üren tren mahalli maksuduna altı dakika geç varınca makinist, ateşci, şefdögar ve dört memur derha Küçük yaşından fibaren Japon çocu-| ğuna (Mikado) nun âlelâde bir insan de- Zil fakat Allah âyarında bir insan oldu- ğu fikri verilir. Çocuk bu fikirle büyür ve büyüdüğü vakit de (Mikado )yu fov- kalbeşer bir mahlük, yarım Allah olarak tanir. Japonyalınin Mikadosuna karşı Ni. hürmet ve saygıyı hiç bir millet b rükürnderına karşı göstermez ve göste -| Buhun ehemmiyetini anlıyabil - uzun müddet Japonyada yaşa-! maş olmak gerektir. Tatil edilen gazete Japon yazısında (sarayı krali) yi ifa » de eylemek için iki işaret kullanılmak » tadır, Bu işaretlerden ilki minüsküle ikin. | İelsi ise majeskülle muadildir. Japon gâzelelerinden biri (sarayi kra-| lij kelimelerini minüskül ile yazdığın- dan dolayı iki sene tatil edilir. Gazete- »in muharrirleri Tokyoyu terkeyiemek| mecburiyetinde kâlırlar.. Gazetenin sahbihi altı sene hapse mahküm edi İki sene geçer... Gazete tekrar intiş; eder... Kari bulamaz ve çöküp gider... Mikado geçiyor Mikado şehirde gezmeğe çıktığı va « | kit halk ona karşı âdeta secde etmek mec- etindedir. Kimse Mikadoya bak » aklına malik değildir. Güneşe af zar edilemiyeceği gibi Mikadoya da- hi affı nazar edilemez. Bu herkesin harcı! “ şdeğildir Bundan bir kaç sene evvel sağır dülger do şehre çı care dülger de Kahır. ikleri duymaz ve Alay sür'atle geçer. Dü aklı sonradan başma gelir. Ailı refini korumak için derhal har ür... (Bir nevi intihar.) Mikadonun şerefi için Mi kadonum kudsiyetini tenkid etmek etini gösterecek şahsın bir tek cezası vardır: İdam... İ Bundan bir müddet evvel (Mikado) | trenle birsseyahate çıkar. Tren mahalli! maksuduna yalniz altı dakika taahhürle . Makimist, ateşci, şefdöger, dört me- mur dethal harakiri yaparlar. unuevvel 1986 tarihinde Mika »- yah otomobil, yolda bir daşal| çarpar ve biraz zarar görür. M kadoyu Sarayına biraktıktan sonra şaför barakiri — Ortamekteblerde Tedris Usülleri yapar... Tokyoda Mikadonun sarayının etrafın- da üç derin siper ile üç kalın duvar mevs cuddur. | oturan okuyucularımızdan biri, bize yaz- doğı hir mektubda orta mekteblerdeki ted- ris müllerinden ve bazı muallimlerin gös- #erdikleri ders verme tarzından bahsedi- yor. Diyor ki: — İki çocuğum var, ikisi de orla mek- tebde okuyorlur. Çocuklarımın derslerini - bittabi bir baba olmam sıfatile - alâka İle takib ediyorum. Fakat gördüğüm şey- der beni müteessir ediyor. Meselâ bir oğ- omü akşamları tarih kitabma baş iş, mütemadipen ökupör Rörüyorum. Soru- yürum. Anlatıyor ki; muallim derse gel- mia, şu sayfadan şu sayfaya kadar çah- şacaksımz, yarın derse kaldıracağım, de- imiş, Ne Ö dersi muhtasar ve müfl bir şe- &'Td, ünlatmiş, ne de kendi malümatını da vererek takrir yapmış — Bu mualllıniniz ber zaman böyle mi ders verir? Kendisi anlatmaz imi? diyo- rum. — Evet. hep böyle ders verir, Kendisi arlalmaz. Daha evvel verdiği ders için biri dinler. diye çevah veriyor. İkinci oğ- lor ön ayni halde. bir çok dersleri oldu. Eu halde yalnız bir tekine çalışıyor. Son- Ta akşamları oğullarımın ağzından duy- duğum şikâyetler şu ölüyor: Falan der- a > İstanbula yakın şehirlerimizin birinde I harakiri yaptılar Mikadonun bir resmi Mikado hastalandığı vakit doktorlar © na ci süremezler.. Meğer ki kendisinin muvafakatini istihsal ets'nler. Bu takdir de ince ipek eldivenler giyerler... Mikadonun elbiseleri Mikadonun terzisi dahi onun vücu « düne el süremez. İşi bilmiyen ecnebi dip loma'lar ve gaze! er Mikado gibi çok büyük bir şahsiyetin fena giyine bayret ederler. Halbuki terzisi bir man- ken üzerinde provalarını yapmaktı Mikadoya el sürmek ikadoya el sürmek cinayetlerin en üdür, Bu hususta bir kaç ay-evvel cereyan eylemiş olan bir vak'ayı an'ae tacağız... Bi: gün Mikado arabasına binerken ayağı kayar ve düşer. Saray hizmetkâ:- larından biri derhal koşar ve Mikadoyu kaldırır. Fakat hemen mahkemeye sev » İ kedilir ve on sene hapse mahküm olur. Mikadonun. serveti ve şahsiyeti Mikâdonun şahsi serveti araziden müs kebdir. Bu arazinin vüs'ati 4,000,V0U Arazinin bedeli ise 325,000,000 dü» lardır, Japonyanın hakikatte iki çehresi var « dir. Ecnebiler için Japonya, cidden çok modem “bir ülkedir, Fakat dahilde Ja ponlar muazzam bir cemaat halindedir» ler ve ! bu cemaatin” başı Mikadodur. sin muallimi gelmiyormuş, falan dersin munllimi 1apor almış, falan dersin mual- Hmi haftada ancak bir defa derse geli - yormuş!, Memlekete istikbal için yeni bir gençilik yelislirmek razifelerini üzerlerine alan hocularımızın bu haline artık göz çevir - memiz lom gelir, Çocuklarımızın Doğ bir kafa ile mekteblerini bitirmelerinin suçunu bu gibi bhocalarda Fakat biz bu okuyucumuzun mektubu. »u yazdıktan sonra kendisini haksiz but- duğumuzu söyliyeceğiz. Elikh olması için İsim, vak'a, yer zikretmesi ve mektubunu doğrudan doğruya alâkadar makama gön- dermesi tzındı. * Okuyucularımızın sorgularına cevablarımız Okuyucularımızdan N, M. e: — Yeryiründe birçok memleketler vap dır ki, muhtelif sebeblörden insanlar üze- rinde İyi veya fena tesir bırakır. Ârkada- Sınız da İstanbulu fena görmtş, ruhu Ü- zerinde şehrin tena bir tazyik yaptığını hissetmiş olacaklır. Kendisini ancak İs- tanbulun Ayi taraflarını göstermekle İk- nasa çalışınız, fakat münakışı vadisme sapmayınız.

Bu sayıdan diğer sayfalar: