27 Birincikâmım * Ben bir tımarhane kaçkınıyım!,, Tımarhanede gardiyan Mehmedle hemşeri çıktık Yusuf peygamber, çember sakallı hoca kendisine iman etmeyince üzerine atıldı ve Tekirdağlı Hüseyini kıskandıracak bir çeviklikle altına aldı Röportajı yapan: Faruk Küçük FPercüme ve iktibas hakkı mahfuzdarl Galatasaray, Beşiktaş, Fener, Güneş ve Beykoz dün galib geldiler Bu suretle Galatasaray, Beşiktaş, Fenerbahçe ve Güneş takımları bu sene de milli küme maçlanna kat'i şekilde ıeçllmlş bulunuyorlar Lig maçlarının 8 inci hafta oyunları T Tımarhanede kadın hastalara mahrus bir paviyonun bahçesi —H — Senin adın Faruk değil mi? Yusuf peygamber tashih etti: — Farık.. Faruk değil.. Çember sakallı hocanın sözü aklıma geldi. Bu da medrese bozuntusu olmalı, bablardan başlıyacak galiba... — Neye? — Farkeden tanıyan manasına.. ben öldükten sonra halife olacak imamel Ona geçecek. — Ne imameti? O daha Haktaâla hazretlerinin sıfatı sübutüyesinin kaç olduğunu bilmiyor. Diye çember sakallı elleri kayışlı ya- nımıza gelmiş lâkırdıya karişıyor. Yusuf peygamber: — Sen sus. bana iman etti ya kâfi gıfatı sübutiyeyi de sıfatı zahireyi de öğrenir. — Sen kim oluyorsuün ki sana iman edecekmişim? — Tanıyor musun beni? — Ne olacak, delinin birisin elbet! — Sus kâfir, sus.. töbe istiğfar et yok- a.. — Yoksa ne olacak? — Yoksa seni nârı cehennemde kebab ederim. Bütün hastalar etrafımıza toplanıyor. Gardiyanlar hiç seş çıkarmadan münaka- şayı seyrediyorlar. Fakat vaziyetlerinden herhangi bir saldırışta müdahaleye elesle vaziyette oldukları anlaşılıyor. — Cahilsin acıyorum sana! Töbe istiğ- far et, yoksa halin harab olacak behey Müseytimetülkezzab! Yusuf peygamberin artık sabrı tükon. mişti. Gardiyanların müdahalesine vakit bırakmadan hocanın üstüne atıldı. Te- kirdağlıyı kıskandıracak bir - çeviklikle altına aldı. Yumruklamağı başladı. Ho- tadaki feryadı sormayın: — Yetişin, yetişin! Bu deli beni öldü- rüyor! Ümmeti muhammed yök mu? Müslüman yok mu? Hali! İbrahimle Mehmed de Yusuf pey- gamberin üstüne atıldılar. Çember sakal. Hiyı elinden kurtardılar ama, analarından emdikleri süt te burunlarından geldi. Haâlil İbrahim: — Yüusuf peygamber, Yusult peygam- ber ne yaptın? dedi. Ayıb değil mi? — Gebertmediğime şükredin. Küfir benim peygamberliğimi tanımasın ha? Zavallı hoca taşiarın üstüne pestll gi- bi uzanmış, kimsenin aldırdığı bile yok. Yanına sokuluyorum. Yüzü, gözü şişmiş. Ağzından kan geliyor. — Ellerim bağlı olmasaydı, ben göste- rirdim ona diyor. Oğlumla bir oldu, ka- vun paralarımı yedi. Sonra bana deli nu- marası yapıyor, Eh elbet ellerim çözüle. cek benim, © vakit ben ona gösteririm. Elinden tuttum. Kaldırdım. Haliİ İbra- him yanına geldi. — Sen de herkesi kızdırma, sana ne lâzım öbürünün Allahlığı, berikinin pey- gamberliği. — Sen sus. Biliyorsun ya sen de kavun paralarımı yedin. Eh anlaşıldı sizi mah- et. Şimdi Salamonla git de yü vüÜ yıkasın. — Sen benim ellerimi çöz! — Çözemem. . Salamon hocanin koluna girdi. Hoca hem Salamonu takib ediyor. Hem bildi. ğimiz nakaratı tekrar ediyor: — Trakyadan bir vagon kavun getir- miştim. Sattım. 100 lirasını peşin aldım, öbürlerini oğlum... Raşid baba yatağından inmiş, bizim yanımıza yaklaşıyor: — Damadlarım, sevgili damadlarım.. ne oluyor, neye kavga ediyorsunuz? Ben kızımın kulağını çekerim. Siz hiç üzül. meyin.. Kıvırtiık saçlı, karaâ gözlü, kara kaşlı gardiyan Mehmed: Bak Raşid baba diyor, bu da küçük damadın. Kızından şikâyetçi. Yavaş yavaş, tatlı tatlı soruyor: — Damadım ne olmuş? Kızım sana ne yaptı? Benim yerime Mehmed cevab veriyor: — Üstime başkastnı sevmiş. — Benim kızım öyle şey yapmaz. Böyle bir fırsatı kaçırır mıyım? Derhal söze karışıyorum: — Nası! maz efendi baba.. komşu- sunun oğlile öpüşürken görümle gördüm. — İlflira ediyorsun sevgili damadım. Kızım böyle şey yapmaz. — Sana mı inanayım, gözüme mi? Mehmed de teyid ediyor: — Sana mı inansın, gözüne mi? — Kadın milleti bu evlâdım. Belki bir tahillik yapmiştir. Onu affetmeli.. — Atfedersem bir daha yapar. — Ben onu döverim. Olmaz mı dama- dım. Affet onu sakın boşama emi? — Peki.. Dikkatle süzüyorum. Kösa, fakat be- | nimkinden uzun bir boy. Yuvarlak bir yüz. Seyrek beyaz saçlar, başının sağ ta- rafında kocaman bir ur, bir Çift elâ göz, minimini bir ağız. Sırma gib; bir burun. Beşiktaş-Vefa maçından bir enstantone nan Güneşliler, Süleymaniyeyi ağır bir | Tatlı bir yüz. Öyle güzel!, öyle tatlı ko- nuşuyor kij Ağzından: «Damadım!» kelimesi öyle Bgüzel, öyle tatlı çıkıyor ki! Konuşmak bu kadar tatlı olur. İnsanın hoşuna gidi- yor, bayılıyor. Mehmed: — Haydi babacığım, diyor git, üzülme, ben onları barıştırırım. Raşid baba gene emekliye emekliye gi- diyör. Mehmed bana yer gösteriyor: — Gel bakalım otur şuraya.. Karyolanın kenarına ilişiyorum. Mehmed soruyor; — Senin adın Faruk değil mi? — Evet, — Evli misin? — Hayır.. —Ne iş yaparsın? — BSeyyar köfteci. — Nerelisin? — Kastamonulu. — Neresinden? — Taşköprüsünden. Başını kaldırdı. Halil İbrahimin yüzü- kemeye vermeden başka çare yok. İnşal- |ne baktı. Sonra bana döndü. lah yarın adliyeye müracast ederim,. — Peki peki.. kime istersen müracaat | / — Kimlerdensin? f(Arkan var) da dıuı üç sahada birden yapıldı. Alınan netiğeleri sırasile bildiriyoruz: Galatasaray: 11 - Eyüb: 2 Taksim stadyomunda Galatasarayla-E- yüb karşılaştılar. Lig maçlarına eksik bir kadro ile başlıyan Galatasaray dün de daha eksik bir takım çıkardı. Fakat ra- hat bir oyun çıkararak İl göl attı. Bu- na rağmen iki gol de yedi. İlk dakikalardan itibaren Galatasaray- hlar hâkimiyeti elde ettiler, Eyüblüler | de gol yememek için uğraşıyorlar. Şükrü merkez muavin yerinde çok muvaffak o- luyor. Haşim topu sürdü, sol köşeye 80- kuldu, topu Bülende geçirdi. o da Süley- mana verdi, bir şüt: İlk gol. Hemen arkasından Danyal Haşime bir | pas verdi. Şüt: İkinci gol. Devrenin ortalarına doğru Haşim bir kafa vuruşile üçüncü golü attı. Devre 3-0 Galatasarayın lehine bitti İkinci devreye Eyüblüler canlı dılar. Birinci dakikada Ferdi Eyübün bi. rinci gölünü attı. Bu gölün hemen arka- sından Bülend bütün müdafileri beraber sürükliyerek dördüncü gölü attı. Hakem Ahmed Adem çoktandır unutulmuş olan | bir kaideyi gözönünde tutarak çift vu- ruş cezaları verdi. Artık bundan sonra Kalecilerin de hareketleri pek kolay ol- mıyacak. İşte böyle ceza vuruşlarından birini Şükrü iyi kullanarak Eyübün ikin. attı. Bu gölden yarım dakika ymman beşinci golü attı. 8 inci dakikada Haşimden derinleme bir pâs alan Bülend topu sürdü. Altıncı | gölü attı. Süleymanın bir pasile Necdet 7T nci golü attı. Bir firikikten Süleyman | pas aldı; sekizinci golü, Bülend kapatı o- | lan sol köşeden bir şüitle dokuzuncu golü, | Danyal penaltıdan anumcu, Haşim tmaçın son dakikasında 11 inci golü attılar. Ne- ticede Galatasaray 11-2 maçı kazandı. Galatasaray: Necmi - Hüseyin, Musta- fa - Celâl, Hleri, Fazıl - Danyal, Haşim, Bülend, Süleyman, Necdet. Eyüb: Halid - Alâeddin, Mehmed-Şük- rü, Mehmed - Ferdi, Haydar, Adnan, Neş'et, Zaven. Hakem: Ahmed Adem, (Kasımpaşa). Güneş: 3 - Süleymaniye: O Geçen hafta büyük bir galibiyet kaza- mağlübiyete uğrataacaklarını Ümid ede- rek oyuna başladılar. Fakat Süleymaniye müdafaası canlı, atılgan bir oyun çıkar- dı. Melih Yusufun çektiği bir firikiği ya- kaladı. Kalecinin hatasından istifade ede- rek birinci göolü attı. Devre 1-0 Günış!u lehine bitti. İkinci devrede Süleymaniyeliler daha canlı oynuyorlardı. Güneşliler dakikalar geçtikce gol atamadıklarından sinirleni- yorlar. Tabif oyun çığırından çıkar gibi oluyor. Tekmeler vessire... Hakem Nuri Bosut ayağında golf pan. talon, ellerinde kahverengi deri eldiven- lerle bu hareketlere aldırış etmiyor. Su- | ya sabuna dokunmadan, yağdan kıl çe—ı ker gibi karar veriyor. Bu hal 35 inci dakikaya kadar devam etti. Süleymaniye kalecisi Muvaffak to- pu bacak arasından kaçırdı. Muradla, Melih birbirlerile çarpışarak topla bera- ber kaleye yüklendiler, Nihayet top Mu- radın ayağile Süleymaniye kalesine gir- Ğl. Maçın ilk dakikasındanberi ayağında topf olsun olmasın muhakkak önüne ge- lene tekmeler savuran, Rauf işi büsbü- Beykoz-Topkapı maçından heyecanlı bir an Gol kralı Kim olacak ? En fazla gol atanlar arasında açtığı- mız müsabakanın dünkü vaziyetinde || Şeref ön üç gol atarak başta bulun- maktadır. Onu Melihle, Bülend taktb etmektedirler, Listeyi neşrediyoruz. Şeref (B. J. K.) 13 gol, Melih (G.) 12 göl, Bülend (F. B.) 12 gol, Murad (G) 11 göl, Süleyman (G. S.) 9 gri, Haşim (G. S.) 8 gol, Necdet (G. 5.) 7 gol, Bülend (G. S.) 7 gol, Şükrü (V) 7T gol, Fikret (F. B.) 6 gol, Niyazi (F. B.) 6 gol Salâhaddin (T. K.) 5 gol, Naci (F. B.) 5 gol, Muhteşem (V) 4 gol, Orhan (F. B.) 4 gol, Hamdi (S.) 4 göl, Şahab (By.) 4 gol, Hakkı (B. J. K.) 4 gol, Feyzi (B. J. K.) 4 gol, Nazım (B. J.K.) 4 gol. İtün azıttı. Nihayet hakem onu oyundan çıkardı. Süleymaniye kalesi önüne sokulan Mu- radın ayağından topu kapmıya çalışan ka- leci Muradla betaber yere düştü. Top da kâleye girdi. Fakat kaleci ağzı kanlar içinde oyundan çıktı. Süleymaniye dokuz kişi kaldı. Hakem oyunu üç dakika evvel bitirdi. Güneş de maçı 3-0 kazandı. C. Şahingiray Beykox: 3 - Topkapı: 1 Birinci devre iki taraf da müsavi bir o- yun gösterdiler. Onuncu dakikada Şahab Beykozun birinci golünü yaptı. Oyun bu sayıdan sonra biraz daha hızlandı. Topkapıdan Salâhaddin otuzuncu daki- kada be.tw>' &i kazandıran sayıyı yap- tı, Turhan Beykozun ikinci golünü yap- tı. Devre 2-1 bitti. İkinci devre Beykoz oyuna daha hâkim bir şekilde başladı. Şahab oyunun beşinci dakikasında üçüncü golü güzel bir şütle yaptı. Bu vaziyetten sonra Topkapı müte- madiyen sıkışık ve müşkül vaziyette oy- nadı. Oyün bu üsretle 3-1 Beykozun le- hinde bitti. Beşiktaş: 4 - Vefa: 2 Milli kümeye girecek takımların aşağı yukarı vaziyetini tesbit edecek olan bu maç tahmin edildiği gibi çok heyecanlı|' oldu. Müdafaa hatlarının en kıymetli oyun- cusu Lütfüyü merkez muhacim olarak oy- natan Vefa nasıl bir düşünce ile böyle hareket ediyor, hâlâ anlıyamıyoruz. Oyun tarzı itibarile daha ziyade müda- faa oyuncusu olan Lütfü merkez muhâ- cim oynadığı zaman Vefa tamamile müş- kül dakikalar geçirmiş, akıllarına gelip da Lütfüyü geri aldıkları zaman da Vefa malüm olan güzel ve hesablı oyununu göstermiştir. Beşiktaş ilk golü elde elmek için mü: temadiyen topun peşinden koştu. İşte bu topu kovalama anlarında iki esaslı fırsat Beşiktaşa iki sayı birden kazandırdı. Otuz sekizinci dakikada da Vefa Muh- teşem vasıtasile ilk sayıyı yaptı. Devre bitti. İkinci devrenin ilk saniyelerinde Be. şiktaş üçüncü sayıyı yaplı. Velfa bu vaziyette oyuna hâkim olmağı çalışırken bir gol daha yedi. 4-1 vaziyet Vefayı daha şuurlu bir oyuna mecbur etti, Vefa yavaş yavaş açılarak parlak bir oyuna başladı. Vaziyet 4-2 oldu. Oy un bu suretle bitti. Fenerbahçe: 5 - İstanbulspor: O 35 inci dakikada Bülend Fene! sayısını yaptı. Devre 1-0 bitti. İkinci de renin on beşinci dakikasında Bülend kafa ile ikinci gölü yaptı. Biraz sonra gene Bülend üÜçüneli sayıyı yaptı. Fener hü- cumlarının birinde penaltı oldu. Bülend penaltıdan dördüncü golü yaptı. Artık İstanbulspor tam manasile mü- dafaa halinde idi. Orhan gelen bir topa kafa vuran Niyazi oyunun beşinci sa- yısını yaptı. Milli kümeye dört klüb kaldı Bü Vaziyef karşısında, futbol federası yonu tarafından idare edilen milli küme maçlarına İstanbuldan Galatasaray, Fz. nerbahçe, Beşiktaş, Güneş takımları kal- mıştır, Milli küme oyunları 14 şubatta yeni & saslar üzerinden başlıyacaktır. Mühendis voleybolde Haydarpaşayı yendi Beyoğlu Halkevi tarafından tertib edi- len völeybol turnuvasına dün de devam edildi. Fakat bazı klüblerin gelmemesin- den dolayı ancak üç maç yapıldı. Çelikkol, Beyoğluspora 15-6, 15-8, A- kınspor Halkevine hükmen, Mühendis İl, Avusturya —mektebine 15-2, 15-2, galib geldiler . Günün en mühim oyunu Haydarpaşa - Mühendis arasında idi. Mühendis bu mâ- çı 15-10, 15-9 la kazanmıştır. Şişli Perayı 4 - O yendi Dün sabah Taksim stadyomundâ yapıs lan Şişli - Pera maçında birinci devrede Vahab iki gol atarak birinci devreyi Şiş- H lehine 2-0 bitirmiş, ikinci devrede de gene Vahab iki gol daha atarak Şişli ta- kımının 4-0 galib gelmesine şebeb "İmuş- tur. Lig maçlarında klüplerin vaziyeti 0. 8 8 8 8 Vefa B B B B 8 8 O--NNAM0DANP B. M. A, Y. P. 3 o 38 12 21 1 1 37 8 21 4 1 30 8 2 2 1 34 15 20 1 3 20 17 17 3 3 10 14 15 2 4 13 16 14 1 6 8 42 ı 1 6 7 27 n 1 7 6 36 9