- l?_— - W—ş,w——fw—- — T S AT SKÇT AŞ AT (2 Sayfa O karılmıştır. Hüsnü evli — de Yıldız sineması karşısında, 46 numa- Yazı Çok Olduğu İçin Bugün Konamadı “Atatürkün sözleri Suriye milletinin kalbine varacaktır,, (Baştarafı 1 inci sayjada) Memleketime, karşılıklı anlaşışanız sa- yesinde müstakbel devrenin iki memle- ketimiz arasında kardeşlik münasrbetle- rine dayanacağı ümidi ile dönüyorum Büyük Türk cumhuriyetine ve onun Büyük Şefi Ekselans Atatürl kalbimle yüksek bir saadet ve ebedi dilerim. Cemil Mardam | Ekselâns B. Rüşdü Aras Hariciye V - Ankara Ankarada ikametim esnasıuda gösteri- len dostlük ve sempati hislerinden pek ziyade mütehassis olarak, ekselanslarına en hararetli teşekkürlerimi arzederim. Büyük Şef Ekselâns Cumhur Başkanı Atatürk tarafından söylenen sözler, Bü-| yük Türk milleti ve onun Yüksek Şefi| hakkında derin bir dostluk ve hududsuz bir hayranhk besliyen Suriye milletinin doğrudan doğruya kalbine varacaktır. — | Cemil Mardam — | | Hariciye Vekilinin cevabı Ankara, 26 (A-A.) — Hariciye Vekili Dr. Rüşdü Aras, Suriye Başvekilinin iki telgrafına, aşağıdaki telgrafla cevab ver-! lette: Cemil Mardam Bey Başvekil - Şa Başvekil ve ben, ekselânsları taratfr dan Türkiyeden ayrılırken lütfen ifade| Buyurulan döstane sörlerden pek ziyade mütehassis olduk. Ekselanslarımın ziyareti, birçok bağla-! rın yaklaştırdığı millet arasındaki samimiliği şübhesiz takviyeye hiznır" €- decektir. Ekselânslarının kendileri hakkında iz- har buyurdukları temennileri Şefimize arzdan geri kalmadık. Atatürk bundan çok mütehâssis oldular. Suriye için bütün kalbimizle daima daha büyük refah ve saadet dileriz. Doktor Aras 6 çocuk babası bir Amele toprak yığını Alfında kalarak öldü (Baş tarafı 1 inci sayfada) biri ölmüş, diğeri hafif yaralı olarak!| kurtarılmıştır. Hâdise şöyle olmuştur: Bakkallık eden Ferid, İstiklâl caddesin- ralı, 4 katlı muazzam bir binayı satın almış, yerine başka bina yaptırmak üzere yıktırmağa başlamıştır. Köşede bulunan | binanın bir cebhesi de, Bekâr sokağına- | dır. Bu tarafta çalışan ameleden 40 yaş- larında “Kastamöonunun — Cambaz — kü- yünden Ziya Halil oğlu Hüsnü He Üskü- darda Bağlarbaşı caddesinde 67 nurhara- İt evde oturan 60 yaşlarında Osman öğlü Sadık bir duvarı yıkmaktalarken, üst ta- raflarindaki üstü toprak dolu bir tonoz birdenbire büyük bir gürültü ile çökmüş, | İkisi de toprak yığını altında kalmışlar- İhııvın yaşamaktadır. İile birbirlerine yapıştırdıktan sanra zif Otomatikde ist T SON POSTA D€ Sahne haricinde aktörlük yapanlar.. $8 [ Resimli Makale: Bazı kimseleri görürsünüz ki muhtelif ve yekdiğerine zıd karakterde yüzlerce kişi ile dostturlar. Bu gibi adamlar ha- kikatte yüzlerce kişinin önünde yüzlerce rol yapan aktörle- re benzerler, Kendilerinin hususi bir hüviyeti yoktur, ki- mün karşısında iseler onun kılığına girerler. - — ——— SÖZ ARASI | KELCUN BİR FIKRA i Paris tamamile kiş Manzarasını aldı Yalnız piyano öğrendi i erden biri, yeni dostla. İ yarete gizmişti. Konu- şurlarken bahis kızlarına intikal etti. Yeni zengin: — Kızımız biraz da piyano çalar! Dedi, Ev sahibi sordu: Ne derecede çı — Şöyle böyle ç yor. — Şüberti çalabilir mi? iyor ve dinleti- — Hayır, yalnız piyano başka çalgı bilmiyor. öğrendi.. Bugünlerde Parisde müdhiş bir kar' $ karlar, gördüğünüz gibi karda da ya - Alman pılacak derecede çoğalmıştır. Rc.:xmdcı böyle bir kardan adamın etrafında ge- DPI’!?! ldamlarınm eeleyin eğlenen genç kızları görüyor -| Aldıkları maaşlar L Almanya hükümetinin resmi gaze - tesi, birkaç gün evve! Milli -So: parti ve devletinin yüksek rütbeli bazı| rınin maaşlarını havi bir liste ilân Kedi köpek ye'rı:r—ı_edpîıe beslemeğe kalkan auam Vak'a hakikattir: biröl Parisli züppelerden daha doğrusu | — Bu Jisteye göre Almanya umum po- herkesten başka türlü görünmeğe çalı- jis reisi Himmler, umum Almanya genç şan meraklılardan biri, arlık nereden Jik teşkilâtları reisi Von Sirah, haric - geçirdişe-geçirmiş, bir deveyi apartı - deki milli sosyalist teşki manlna getirmiş, ve kedi, köpek bes - nelik 2000 lira maaş almaktadırlar. leyenler gibi evinde beslemeğe, yanı Nazırlar ile casusluk ve hiyaneti va da gezdirmeğe başlamış. taniye suçlarına bakan hülk mahke Ev sahibi, ayak direyerek: |leri reisleri de ayni maaşı almaktadır - — Ya bu deveyi bu evimden güder ve jar ; £ yahud da apartıman çıkar gidersin, di- ye tutturmuş. Züppe de: Xınm kedi, köpek besler demeyiz. Ben deve besliyorum, diye a- sabileşiyorsunuz. Keyif benim-değil mi istediğimi beslerim.. demiş. Şimdi kiracı ile ev sahibi mahkeme- likdirler, Sar havzası valisi ile Berlin belediye reisi bin sekiz yüz otuzar lira, elçilerin g ve spor umum reişinin senelik maaş - bir şey |Jarı da bin beşer yüz liradır, Bu maaş - | |larda hakkı huzur dahil değildir. | yŞimdiye kadar yapılan otomatik makinelerin Boş şişelerden yapılan ev en mükemmeli Bir Brezilyalı boş şişelerden on iki| — Stokholm şimendifer istasyonuna di | edalı iki katlı bir ©v yapmı Bu ga-|kilen yeni bir otomatik makine, san'a - rib Brezilyalı şişeleri evvelce çimento|tın hakikaten bir mucizesi sayılabilir. syondan rıhtıma gida -| dır. Sadık, orada bulunan diğer arkadaş- ları tarafından kolaylıkla ve hafif yara- h olarak çıkarılmışsa da, Hüsvüyü top-| rak altından çıkarmak mümkün olama- | mış, itfalyeye haber verilmiştir. İtfaiye | gelmiş, toprağı kaldırmış, Hüsnü, top- | rağın altından boğularak ölmüş olarak çı- r. 6 tanle de ço- €vk babasıdır. | Hâdiseden Gderhal müddelumumtlik | haberdar edilmiş, nöbetci müddeiumumi | — mr savini Hakkı Şükrü hâdiseye el koy- Oruştur. j Dün akşam geç vakit Hüsnünün cese- dini muayene eden tabibi udil Salih Ha şim morga kaldırılmasına Vizum göster- / miştir. Cesed derhal morga kaldırılmış- | | etir. Bir hava rekoru kırıldı | Bordaux, 26 (A.A.) — Bordaux-Marig- — mac tayyare meydanında bir kişilik hafif — tayyareler için beynelmilel yükseklik re- — korunu pilot Touya kırmıştır. te batırmış ve ağızları evin iç tarafına 'cekler için biletler bulunmakladır, Bi - nşur. — Hlet almak isteyenler bedelini atıp bilet- Brezilyah şişeleri için lerini alırlar. Buraya kadar olan mua- bulduğu bir usul sayesinde şişeden du- | melede bir fevkalâdelik yoktur. — Asıl varların herhangi bir malze İfevkalâdelik, otomatiğin atılan para, pılan duvarlardan sağlam olduğunu ve| biletin tam mukabili olmayıp daha faz- evin içinde harareti daima sabit tutaca-|la olduğu zaman, gerisini iade etmesi - ğinı hattâ teshine bile ihtiyae bulun -|dir. madığını iddia etmektedir. Breziiyalı-| — Makine, bir İsveç kuronuna kadar e| nin binasına koymak için seçtiği şişe - |tılan paranın hesabını yapmakta ve ler kalın ve yeni iade etmektedir. İSTER İNAN, Bir arkadaşımız geçenlerde adliyeye gitmiş, mahkemeler- den birine girmiş ve şu garib dava ile karşılaşmış.. anlatı- yor : «— Karı koca boşanmak arzusundadırlar. Kadın tarafının avukatı da, erkek tarafının avukatı da <iki tarafın tabiatleri birbirine hiç benzemediği içiğ> talâk isterler, ÜS T:ER İSTER İ — Kadın da çok — Ha yordunuz ' Herkesin huyuna göre şertebini vermek binbir çeşid eşya | satan ticaret evlerine yakışır, herkesin önünde gülümsiyen | dudak, tüccar dudağıdır. İnsan hayatında ben olmalı, anlaştığı ile konuşmalı, yaratıldığı gibi görünmeli, | düşündüğü gibi söy! ğine hâkim lemelidir. eemae eee Kızaklı bisiklet İcad eden çocuk -. İngiliz afacanlarından biri bisikle - tini pek severmiş. Şimdi kar, kış bisik- Jete binmek zevkinden mahrum kal - mak istemediğinden kızağını, bisikleti- İnin arka tekerleğine rabtederek mü - kemmel bir kızaklı bisiklet viücude ge- tirmiştir. Almanyada mahküm olan kahve pişirici kizlar Berlinin büyük kahvelerinden bi - rinde çalışan on bir genç kadın, müş - terilerine ancak Suyun lezzeti değişe - cek-derecede hafif kahve içirdikleri i- gin on beşer ay hapis cezasıma — mah - küm olmuşlardır. Kahvenin sahibi, bu madmazeller - den kahveleri hazırlıyan dört tanesine rfedecekleri kahve nisbetinde çiy kabve vermekte idi. Kahve pişirici bu dört kız dükkânın kendilerine verdiği çiy kahvenin pek az mikdarını kahve - lere koyup geriye kalanını kendi he - sablarına satmakta idiler. Mahküm ©o - lan diğer yedi madmazel de kahve pi - iriciler ile anlaşarak müşterilerin şi - tlerinin bir iki hoş sözle önünü al- mağa çalışanlardır. 5 On bir genç kızın bu teşriki mesâi- leri farkına varılmadan tam dört sene sürmüş ve bu müddet içinde çaldıkları kahveden her birinin hissesine 50.000 mark düşmüştür. —a ea ee NANMA! Kadın tarafmın avukatı, erkek için der ki: — Çok müvazenesiz, huysuz, geçimsiz bir adam... Erkek tarafının avukatı ayağa kalkar: müvazenesiz, huysuz, geçimsiz! der, Mahkeme reisi iki tarafa da dönerek sorar: j tarafın tabiatleri birbirine benzemiyor!» di- İNAN, ,İ.:"l'r..( İNANMAI Birincikânun 27 Sözün Kısası Para yiyen avallı köylü! Z Geçen gün gazetede okuüdüm. Bilmem nerede, adamcağızın biri, ye - Mmemiş, içmemiş, tasarrufun insanlar i- Ççın sırasında cankurtaran olduğunu dü Şşünerek, teker teker biriktirdiği yirmi beş tane kadar liracığı yatağının içine, gatiba da baş yastığının altına sakla - mıiş. Köy evleri malüm: Tek bir oda. Ör - ta yerinde şöyle böyle, entipüften bir bölme.. bu tarafta insanlar, öteyanda hayvanlar barınır. Bu biçarenin, hayvanlara mahsus bötmesinde de, bir ineği varmiş. İstiha- e aazariyesine inansam, bu hayvanca- gizan evyelce iki ayaklı izeklerden ol - duğunu ve sonra bu heyetle tekrardan dünyaya gelmiş bulunduğunu iddia ve isbat ederdim. Her ne ise! Günün birinde, köylüye para lâzım olmuş. Gitmiş, bakmış, |h seryetin yerinde yeller esiyor. Bu gi- bi kıymetli malların yerinde esen yel < ler fevkalâde sâridir: Kavak yellerine inkılâp ederek, © saat sahibinin başında esmeğe başlar.. Bizim köylü de içi ya - narak, bir de döner bakâr ki, paralar i- neğin ağzında değil mi? Geveleyip du- E. Talu . ŞTuyor. Fakat hayvanın üzerine saldı - <“erya kadar, o da güzel güzel onları ıyutar. Bu hâdise, cereyan etliği köyde hay- ret uyandırmış, diyorlar, Olabilir. Köy- lüler,»temiz, saf adamlardır. Hanyayı Konyayı bilmezler, Fakat ben hiç şaş- madım. Hal ve vaktim yerinde olsaydı, bu adamcağızı —gözünü açmak ve hay retini gidermek için— büyük şehirlere davet eder, kendisine, nice ineklerle ni- ce öküzlerin, hem de böyle az buz de - ğü, avuc dolusu, etek dolusu paraları 'nasıl şapur şupur yediklerini — ibretle seyrettirirdim. O da öğrenirdi ki, para denilen nes « ne, kalübelâdanberi, bakariye fasilesi - nin en yakın üşinasıdır! L .—— ! Generaller en fazla hangi | yaşda muvaffak olurlar ? İngiltere hükümeti, ordusunun yük- sek kumandasında geçenlerde — büyük |bir değişiklik yaparak yaşlı kumandan ları kadrodan çıkarıp yerlerine daha gençlerini tayin etmişti. Bu değişiklik: den birkaç gün evvel İngiliz generali! Fuller «Deyli Eksprese gazetesinde ga- rib bir istatistik neşretmişti. Bu ista « tistik iki bin senedenberi büyük zafer- ler kazanan kumandanların yaşlarına dair bulunuyordu. General Fuller'in hesablarına göre |muzaffet kumandanların yüzde 47 si |47 yaşlarında ve ancak yüzde 4 ü alt - miş yaşlarından yukarı bulunuyormuş. İngiliz generali muharebe meydanın - da büyük zaferler kazanmak — için en müsaid yaşın riyazi bir kat'iyetle kırk 'yaş ve dört buçuk ay olduğu - kanaa - tinde bulunuyor. Avusturyada yapılacak garib bir spor müsabakası Önümüzdeki İkincikânunum 22 ve 23 üncü günleri Avusturyada garib bi spor müsabakasi yapılacaktır: Salto burg civarında dağlık miıntakada ya * pılacak olan bu Ski maçına münhası : rTan dilsizler iştirak edeceklerdir. TAKViİM Kuml sana 1553 1 €«i Kâmn H |27 |Pes at sena | 4937