22 Aralık 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

.'_.' Haremagasının I-latıraları Yazan: Ziya Şıkır Çıragan sarayında gurultu kostuğu gün, henüz bir bahçıvan yamağı olan Halil, eline bir kürek geçirmiş, Abdülhamidin bulunduğu odanın penceresi önüne dıkılmıştı. Padişah kendisini görünce: “Orada ne duruyorsun? diye seslenmişti. T e -Bir gün, sarayın en meşhur hafiye - C lerinden biri, bindiği arabanın atlarını J: çatlatarak saraya gelmiş; heyecanın - — dan boğuluyormuş gibi, İbrikdar başı - Kâmil ağaya koşarak onun vasitasile Abdülhamide bir jurnal takdim et - Mmişti. - Üzerinde dakikası ve saniyesi yazılı — olan bu jurnalin meali, şu idi: - eŞimdi, sarayı hümayuna geliyor - yi L — Önünden geçerken, kapıda büyük bir — kalabalık gördüm. Reşad efendi, kapı- — dan araba ile çıkıyordu. Arabanın 2tra- — fimi almış olan ahali ile konuşuyordu. - Sadakat ve ubudiyet iktizası olarak arzediyorumi.» -Bu jurnali okur okumaz, Abdülhami- din aklı başından gitmişti. Derhal nöbet -odasına zil çekmiş: — — Çabuk seccadecibaşıyı çağırın. VA girmez: — kalabalık toplanmış, Orada bir* şeyler — aluyormuş. Çabuk, anla, Bana haber getır, demişti. Ğ. İzzet efendi, kapıda bekliyen nöbet — grabalarından birine atlamış, mümkün olan azami sür'atle Beşiktaşa inmiş, İ meseleyı tahkik etmiş, gene o sür'atle /| Baraya gelerek Abdülhamide şu haberi lll vemııştı. - — Efendimiz! Bu müfsid münafıkla- — pın boyunları altlarında kalsın, Pireyi — deve yapıyorlar. Asılsız yere sizi evha- — Ma sokuyorlar. Meselenin aslı şu: Bü- — yük efendi (1) Araba ile kapıdan çikı- — yormuüş. Oraya bir kaç dilenci toplan- -— mış. Hasan paşanın adamları koşmuş- li faslı bundan ibaret, İzzet efendinin bu sözlerini duyar. almıştı. Eğer Abdülhamid bu işe İzzet efen- 'd.iyî göndermeyip de başka birini yol - l.amış olsaydı: : - — Âman efendimiz!.. Veliahd ile te- ' masta bulunmak istiyen bazı kimseler, lenci kıyafetine girmişler. Daire ka- | pıisi civarında beklemişler. Efendi ka - /— pıdan çıkarken para istemek bahanesile — arabanın etrafıina birikmişler. Kendisi- — ne bir takım kâğıtlar vermişler. Diye, bir cevab alırdı. Artık ondan sonra tahkikata ' Mmeydana çıkıncaya kadar kendisinin — de rahat ve huzuürü kaçacaktı. — Abdülhamid, İzzet efendinin doğru- /— luğuna eminolmakla beraber, bazan o- -— kımda verilen bir jurnalin hakikatini — anlamak için İzzet efendiyi gönderir - — di. İzzet efendi, tahkike gidip avdet et- — tikten sonra, doğruca hüfkârın huzu-- ._ı. a çıkar - — Efendimiz, gittim. O adamla gö - — Yüştüm. Verilen jurnal, yalan. Zavallı Y ,şdama iftira etmişler, TİŞE Abdülhamid, kızardı. O zaman ara- ylaı'mdaı şöyle bir muhavere başlardı: fmedıyorsun’ | — Efendimiz!. O adam, gayet temız - yürekli bir adam. 1 — Temiz yürekli olduğunu ne bili- yorsun? — — Efendimiz, kulunuz, o adamın za- — ten iyi adam olduğunu çoktanberi işi- u &”tıyordum Şimdi, kendisile görüşür gö- üşmez, artık bana tamamile kanaat geldı , A _ıfenalıklann önünü alırdı. — biri de, (Tüfekci Halil Bey) di. Âdi bir bahç*vanlıktan miralaylığa kadar yük- . “çselen bu adam da, Abdülhamidin son — (1) Veliahda (büyükefendi) denilir- —— duüm. Veliahd Reşad efendinin dairesi duymaz Abdülhamid geniş bir nefes . —nunla kavga da ederdi. Meselâ hünkâr, | aray haricinde mühim bir şahıs hak - katine tamamile kanaat hasıl ettirmiş- ti. Halil bey, tam manasile cahil, fakat gene tam manasile zeki ve kurnazdı, Fevkalâde cesur görünmeyi çok iyi bi- lirdi. Hattâ, nail olduğu o yüksek ikbal mevkiini de, bu sayede elde etmişti. (Ali Suavi) nin Çırağan sarayını bastığı güne kadar Dolmabahçe sara- yında bahçıvanlara yamaklık eden bir gençti. Fakat, Çırağan sarayında kopan gürültü, Dolbamahçe sarayına akseder etmez, derhal eline bir kürek kaparak, Abdülhamidin bulunduğu odanın pen- ceresi önüne dikilmişti. Onun bu ha- reketi, zaten korku ve telâş içinde bu- lunan Abdülhamidin nazarı dikkatini celbetmişti. Derhal pencereyi açarak: — Orada ne duruyorsun? diye ses- lenmişti. “lar, dilencileri dağıtmışlar. İşte, işin as-+ | başlıyacak, hakikat| * | — Caniım, iftira olduğuna neden huk- ' İzzet efendi böylece saflıkla, bırçok * - Nöbet yerinin en mühim erkamndan erecede emniye'ini celbetmiş; sada-) Genç bahçıvan çırağı, yerle beraber -Demişti. İzzet efendi, huzura girer temennah ettikten sonra: — Vazifemi ifa ediyorum, efendim. | — Koş, bak! Biraderin kapısına bir Haddı varsa, senin düşmanlarından bi-' bunları terfi ettirirdi. | risi, buradan geçsiti. Alimallah, şu kü- rekle beynini parçalarım.. diye cevab vermişti. O zamana kadar, Abdülhamidin gö- züne bile ilişmemiş olan bu genç Arna- vud, hünkârın o kadar hoşuna gitmişti ||ki; derhal seryaver Mehmed paşayı ça- ğirmış: — Şimdi, şu genci tüfekci bölüğüne kaydedin. Eline silâh verin. Demişti. İşte Halil bey, bu suretle, Abdülhamidin en büyük bir korku buh- ranı geçirdiği dakikalar içinde, iki çift sözle onun gözüne girmiş, artık ondan | sonra da, mevkiini yükseltmek için hiç bir fırsatı fevtetmemişti. Halil beyin hünkâra karşı”beslediği sadakate şübhe edilemezdi. Fakat pa-| rayı, her şeyden fazla severdi. Sarayt haricindeki gizli vasıtalarile, elli lira- dan beş yüz liraya kadar para alır; bu-' nun mukabilinde vilâyetlere (Alay beyleri), (Tabur ağaları) gönderir, (Arkası var) Nöbetci Eczareler Bugeoce nöbetci olan eczaneler şunlar- dır: İstanbul cihetindekiler: Aksarayda: (Sarım). Alemdarda: (Sırrı Asım). Beyazıdda: (Cemil). Samatyada: (Rıdvan). Eminönünde; (Aminasya). E- yübde: (Arif Beşir). Fenerde: (Vitali). Şehremininde: (Nâzım). Şehzadebaşın- da: (Asaf). Karagümrükte: (Suâd). Kü- çükpazarda: (Necati Ahmed). Bakırkö- yünde: (İstepan). Beyoğlu cihetindekiler: İstiklâl caddesinde: (Galatasaray, Ga- rih). Galatada: (Hidayet). Kurtuluşta: (Kurtuluş). Maçkada: (Feyzi). Beşiktaş- ta: (Süleyman Receb). Boğaziçi, Kadıköy ve Adalardakiler: Üsküdarda: (İskelebaşı). Sarıyerde: (Os. man), Kadiköyünde: (Saadet, Osman Hulüsi). Büyükadada: (Şinasi Rıza). Heybelide: (Tanaş). İÇiN DEKTORİN....- * Başir Kemal - Mahmud Cevad KUTUSU 38 Ku HCZAMCS! S&on P;sta Yevmi, Siyasi, Havadis ve Halk gazetesi , Çatalçeşme sokak, 25. İSTANBUL Yerebat Gazetemizde çıkan yazı ve resimlerin bütün — hakları mahfuz ve gazetemize aittir. ABONE FiATLARI 1 Ğ 3 (1 Sene| Ây | Ay | Ay Ke | Ki | ea | & TÜRKİYE 1400 | 740| 400 | 150 YUNANİSTAN |234011220| 710 | 270 ECNEBİ 2700 |1400 | 800 | 300 — —e İ Abone bedeli peşindir. Adreş değiştirmek 25 kuruştur. Gelen evrak geri verilmez, İlânlardan mes'uliyet alınmaz. Cevap ıçin mektuplara 10 kuruşluk Pul ilâvesi lâzımdır. Pusta kutusu : 741 İstanbul “Telgraf : Son Posta 'Telefon : 20203 | irca eder. Esmer ve sert bir cildi be- | Yeni bir CiLD Beyaz ve yumuşak BİRİNCİ GÜN ÜÇÜNCÜ GÜN Açık me- sameler ve siyah benler Ebed'yen kaybolmuştur! Çirkin siyah benler, sivilceler, cil- din sert tabakaları, renksiz ve sol- muş bir ten... Bütün bunlar açik mesamattan ileri gelir. Bu mesame- leri kapatan gayrisaf yağlı maddele- rinesu ne de sabun ile izalesi ka- bil değildir. Her açık mesame, cil - din taharrüşüne sebeb olur. Beyaz rengindeki (Yağsız) yeni Tokalon kremi hemen, mesamata - nüfuz ile cild güddelerinin taharrüşünü âni- yen teskin eder, Mesamatır- derin- liklerindeki. gayri saf maddeleri ve siyah benleri hal ederek harice tard ve açık mesameleri tabil hadlerine yazlatıp yumuşatır. En kuru bir cildi kuvvetlendirir ve tazeleştirir. Alnın yorgunluk çizgileri ve burnun par - | lak ve yağlı manzarası tamamen za- il olur. Beyaz rengindeki bu yeni To- kâlon kremi terkibinde taze krema ve tasfiye edilmiş zeytinyağı gibi mu kavvi, besleyici ve beyazlatıcı mad - deler mevcud olduğundan 3 gün zar- fında cilde yeni bir güzellik verir, ve beyazlatıp yumuşatır. Bu kremi her sabah kullanınız. NOT — Yüzünüzde buruşukluklar varsa, yüz adaleleriniz zayıflamış i- se, cildinizi Biocel ile beslemeniz lâ- zımdır. Cildinizdeki Biocel'in aynı o- lan bu kıymetli cevher, şimdi genç hayvanların cild hüceyrelerinden is- tihsale muvaffakiyet hasıb olmuştur. Penbe rengindeki Tokalon kremi ter kibinde tam cildinizin genç ve taze kalması için matlüp nisbet dairesin- de karıştırılmış olarak Biocel cevhe- ri vardır. Akşa.mlan yatmazdan ev- neticeler alır. ni oluyordu. İzmir lig maçları bitti Üçok İzmir, (Hususi) — Neticesi büyük bir a - lâkayla beklenen Üçok - Doğanspor — maçı, havanın yağmurlu olmasına rağmen, oldük. ça büyük bir kalabalık önünde heyecan.la ta kib edilmiştir. Bu seneki liğ maçlarında oy - namayan Fuad, Hakkı ve Fethi gibi üç ele- ,manm Üçok maçında Doğanspor saflarında yer alışı, bu maça daha büyük bir alâka ve- | |rilmesine sebebiyet vermişti. Saat on beşde iki takım, taraftarlarının alkışları arasın - da sahada göründü. Oyunun ilk safhası, her iki takım için de müsavi şartlar altinda geçti. İki takım — da clâden zevkli ve heyecanlı bir oyun çıkar - mışlardır. " Üçok ve Doğanspor takımlarının her iki- s1 de, birbirine çok yaklaşan derin eşapeli bi rer oyun oynuyor ve hücumlar cenahlarla inkişaf ediyordu. Üçoklular, Doğansporun 0- yun çemberinden kurtulmak için, ilk devre- nin yirminci dakikasından sonra tabiyele - rini değiştirerek çü orta ile ve küçük müsel- leslerle ilerlemeğe başlamışlardır. Bu Pazar Ankarada Yapılan maçların Tafsilâtı Ankara (Hususi) — Ankara bu pazar çök dolu bir spor günü yaşadı. Bu itibarla seyir- ciler dağılmış bulunuyorlardı. Günün en en- teresan maçı —Ankaraspor - (Altınordu) İle Muhafızgücü takımları arasında cereyan et- ti ve Ankarasporlular çok güzel ve hâkim bir oyunla şimdiye kadar yenilmiyen muha- fızlıları (5 - 2) yendiler. Şimdi maçları sırasile görelim: Günün ilk maçı İş Banfası tekaüdlerile, Sporting mütekaidleri arasında oynandı. İçlerinde vaktile spor sahasında yükselmiş hattâ mil- H takımda oynamış oyuncuların bulunduk - ları bu maç 2 - 1 İş Bankasının galibiyetile bitti. Ankaragücü - Harbiye Sıra günün maçlarına gelmişti. Hakem İbrahim, takımlar her zamanki gibi. Oyuna Harbiyeliler başladı ve ilk devreyi 2 - O ga - 'Nip bitirdiler. İkinci devrede Rıza A, Gücü - nün golünü attı, vaziyet 2 - 1 olmuştu. 26 cı dakikada İzzet Harbiyenin üçüncü —golünü attı. Bundan sonra İki gol atan A. Güçlüler vaziyeti 3 - 3 berabere çıkardılar. Oyun da böylece bitti. G. Birliği - Kastamonıı spor maçi Temiz kıyafetlerile sahaya çıkan Kasta - monulular 7T - 1 mağlüp oldular. Maamafih idarecileri bu takıma sık, sık temaslar yaptırırsa az zamanda takım İyi Ankaraspor - Mubafızgücü K. Halim., Takımlar; Ankaraspor: Cahid, Nihad, Mehmed, Turgud, Sedad, Rauf, Taceddin, Necmi, İskender, Orhan, Fethi. Muhafız: Her zamanki kadrosunu *mu - hafaza ediyordu, Oyuna Muhafız başladi ve ilk zamanlar mütevazin geçti. Bonraları An- karasporlular açıldılar, hâkim oynamaya baş ladılar. On beşinci dakikada İskender birin- ci gölü attı. Bu gölden sonra Muhafızlılar vaziyetin tehlikeli olduğunu anladılar, hü . cumlara başladılar. Lâkin "Turgud, Sedad, Nihad ve Mehmedin güzel oyunları gole ma- Kırk üçüncü dakikada Fethi İskenderin pasını gole çevirdi ve devre 2 - 0 Ankaraspo- run lehinde bitti. İkinci devrede Ankarasporlular 3 gol da- ha attılar. Vaziyet (5 - 0) Muhafızın aleyhinde idi ve derhal açıldılar, muhasım kaleyi sardı - lar. Bu arada Riza ve İzzet birer gol çıkar - dılar, vaziyet (5 - 2) olmuştu. Öyunun bun- dan sonrası Ankarasporun hâkimiyeti altın- da geçti. Ve oyun böylece bitti. Muhafızdan Rıza ve İzzet iyi idiler. Kaleci orta idi. An- karasporlulara gelince, çok çalıştılar, çok güzel oynadılar, İyil oyun — çıkaranlar, — Mehmed, Ni- had, Rauf, Sedad, Fethi, Turgud, İs - vel tatbik ediniz. : Ş L e L g A el Fiy5 e ll Günün en alâkalı maçı bu oldu. Hakem | takımı İlk devre, peaaltıdan temin edilen bir gol- le, Üçok lehine neticelenmiştir. İkinci devre başlar başlamaz, kaleden baş lıyarak llasım kalesine kadar muvaffakiyet- le inen Üçoklular ikinci golü yapmışlardır. Bu ikinci gölden sonra, cidden güzel oyna - yan Doğanspor hatlarında bir intizamsızlık baş göstermiştir. Sertleşme istidadı kazanan oyun çığırından çıkınca, hakem Doğanspor- lu iki oyuncuyu sahadan çıkarmıştır. Şimdi Doğansporlular dokuz kişile, fakat ezilme - den oynuyorlardı. Üçok takımı üçüncü gölünü altmış doku- zuncu dakikada, bir hücum neticesinde Sa- idin ayağından kazanmıştır. Bu gole itiraz eden Doğansporlular saha. yı terketmişlerdir. Bu suretle Üçok ve Alsan- cak takımları on dörder puvanla şampiyon olmuşlardır. Maçlarda Üçok takımı 34, Alsancak 30 gol yapmışlardır. Kalesine en çok gol giren ta- kım Demirsoprdur. Buü maçtan evvel Ateş takımı Demirspo- ru 3 - Ü - mağlüp etmiştir. Bükreş muhteliti dün Geldi ve Ankaraya Hareket etti Futbol Federasyonu tarafından davet e - dilen Romanyanın Bükreş muhteliti dün şehrimize geldi. 16 oyuncu bir idareci ve bir de antrenör - den mürekkeb olan Bükreş muhteliti, Yü - ventüs, üniversite ve İ. N. Trikolor klübleri- nin oyuncularından müteşekkildir. Arala - rında bir Macar oyuncu bulunan — Bükreş muhteliti Romanyanın temsili maçlara yol- ladığı en genç bir takimdır. Bir müdafi, iki muavin ve üç mühacimi beynelmilel oyun - culardır. Bükreş muhteliti bu akşam Ankaraya ha- reket edecek ve orada oynayacağı maçlar - dan evvel bir idman yapacaktır. Muhtelit, Ankarada biri temsili, diğeri hususi olmak üzere iki maç yapacaktır. Bükreş muhtelitinin mümkün olduğu ka- dar kuvvetli geldiği söylenmektedir. Futbol ajanlığı misafir tak <n geleceği saati ilân etmesi ve alâkadar sporcuların — kendilerini istikbal etmesini tebliğ etmesine rağmen rıh tıma iki İdareci ve iki gazeteciden gayri kim senin gelmediği esefle görülmüştür. Son zamanlarda misafir takımlara karşı yapılması lâzım olan istikbal merasiminin â- deta ihmal edilir bir şekil aldığı görülmek - tedir. Alâkadarların bu hususta nazarı dik- katini celbetmek faydalı olacaktır. fak Suavi, Salim ve Eş hakkında tahkikat Galatasaray - Güneş takımları lig maçın- da sert oynadıkları için hakem — tarafından dışarı çıkarılan Galatasaraylı oyunculardan Suavi, Salim ve Eşfak hakkında verilen ha- kem raporu İstanbul disiplin divanınca ted- kik edilmektedir. Son Posta Matbaası Neşriyat Müdürü: Selim Ragmıp Emet kenderdi, ç r e tü A v â A 5 l 3 gA M V aç : — S.Ragıp EMEÇ SAHİPLERİ: / pkrem UŞAKLIĞIL Üçok Doğansporu mağlüb ettiğinden Alsancakla beraber 14 er puvanla şampiyon oldu

Bu sayıdan diğer sayfalar: