SON POSTA 8 Birincikânun A ö : [s(anbhlda_ gömülü milyarlar etrafındaki gizli harb ) a Bizansın D Yerinde duramaz bir hale gelmiş olan Magda birdenbire bağırdı: “ Hazinei SADA AA T Te M AA efineleri evraktaki vesika bulunacak, ne pahasına olursa olsun defineleri meydana çıkaracağız. Göreceksin, göreceksin! » ©O kendisini tutamıyarak bağırdı: — Elbet te! Elbet te! Çünkü Bauman'ın Plânlar hakkında bildiği, meydana çıka- Bahildiği her şey benim de malümatım dahilindedir. Onların duraladığı müşkülü çözecek olan'bu vesika, bizim elimizde olunca defineler bizim elimize geçiyor, demektir, Magda büfenin üzerindeki şarab şişe- sini bir kavrayışta alıp büyük bardağa boşalttı, hemen içli. Sonra bardağı ikinci defa doldurdu ve bana uzattı. Adetâ zor- ha ağzıma tıkıştırdı: — İç, iç! Büyük definelerin sahibi ol- mak şerefine! Magda hbheyecanını — zaptedemiyordu. Üstüste bir iki bardak daha içti. Yüzüne âteş çıkmıştı. İkide birde acı acı gülüyor: — Mahvoldun, Bauman, mâahvoldun! diyordu. — İyi ama, Magda, ben senin Bauman'a teklifini kabul ettiğimi söylemiş değilim.. iki bin liralık çeki de henüz almadım. Yerinde duramaz hale gelmiş olan Mag- da birdenbire: — Hiç ehemmiyeti yok!. diye bağırdı. Onun âdetidir, teklifinin kabul edilmesi- ni beklemez. kabul edileceğini bilir.. ya- rın 2000 liralık çekin eline geleceğini Böreceksin. Şimdi senin yapacağın şey, biç renk vermeden bu prensle tanışmayı kabul etmek ve hazinei evrakta o vesika- 'yı mutlaka, ne pahasına olursa olsun bu- mak.. ne pahasına olursa olsun! Define- leri biz meydana çıkaracağız, göreceksin, göreceksin! Magda birdenbire fena halde sarhoş ol- muştu. Dönen başını baygın gözlerle göğ- süme dayadı, öylece kaldı. * Magdanmn çılgınca heyecanı, koca mil- yavlık hazineler artık hakikaten bizim e- Hmizdeymiş gibi gösterdiği bu delice se- vince, beni tamamile inandırmış mıydı? Buna bütün viedanımla <evet» diyemem. Vakıâ anun delice heyecanı karşısında ben de bir an için göz kamaştırıcı parlak Tüvalara düşmemiş değildim. Fakat asla kalbimde tam bir itimad hâsıl edeme- miştim. Magda bana kendisini milyarlara kolayca sahib olabilecek kudretteymiş Bibi göstermek, beni bıma inandırmak &nretile nazarımda kıymetlenmek istemiş olabilirdi. Magdanın o gece sevinç ve heyecanına, Sarhoş olmasıma rağmen ben itimad his- sedemiyordum. Esasen ben ona karşı bel- Ki hiçbir zaman, en müdhiş günlerde da- hi tam ve yürekten bir itimad hissede- medim. En harikulâde vak'aların içinde dahi.. O ruhunun ve kalbinin adetâ eridiği €n samimi zamanlarında bile hüviyetin- de daima biraz esrar, daima biraz şüphe taçırdı. Esrar, bu ayni zamanda çekici ve boğucu hal, onun adetâ teninde, efidinin Hescinde vardı. Nitekim ertesi gün evime uğradığım zaman elden gönderilmiş bir mektubla 2000 liralık çekin beni beklediğini büyük bir hayretle görmüştüm. Magda hakikaten Bauman'ın şaşmaz Ve küstah tabiatlerini pek iyi mi biliyor- du, Yoksa, esasen olacak şeylerden ha- berdar mıydı? Vak'aları olmadan evvel nastl bilebiliyordu? Fakat ne olursa al- $un, o gün Bauman'ın emri vaki halinde adresime gönderdiği 2000 liralık çek, mu- hakkaktır ki, Bauman'ın ikinci gafı idi. Zira elime, şimdi oldukça mühim, gü- venebileceğim ve işe yarıyabilecek bir Pora geçmiş bulunuyordu. Vakıâ - Osmanlı Bankasına hâmiline | çekilmiş olan bu çeki evvelâ herhangi bir | tuzaktan çekinerek bir iki gün bankaya Bötürmeye cesaret edemedim. Çekte şim- di pek aklımda kalmış değilse de - Bos- Ha Hersekli bir müslüman ihracat taciri- Din imzası vardı. Galiba İsmail veya İs- roil Sarioliç. Magda da o zaman bu Bosnalı taciri tanımıyordu. Fakat ihtiyaten — evvelâ Kosovadan tanışıklığımız olan Sırb tarlarına çeki gösterdiğim zamar hepsi onun hem Avusturyada, hem bistanda meşhur bir tüccar olduğunu söy lyerek vesveselerimi izale etmişlerdi. »..? vakit bizzat Osmanlı Bankasma gi- — Giğ parayı almaktan hiçbir bels görme-, Magda <— Şüphesiz, dedi. O senin banka dan parayı aldığını elbette öğrenecektir.> — Şüphesiz! dedi. O senin barnkadan “ Son Posta » Nin Iparıyı aldığını elbette öğrenecektir. ve tamamile memnun ve müşterih olacak- tır.. — İyi ama, ben bu adama hiçbir zaman sergüzeşt romanı Di dim. Parayı alınca da Bauman'la muka- | bizmet etmiyeceğim! veleyi artık fiilen kabul etmiş oluyor-| Magda gözlerini hayretle açarak şu dum. Nitekim o gün Magdaya bunu derin sözü söyledi: bir hüzünle söyledim: — Kendine hizmet edeceksin! — Magda! dedim. Parayı almakla senin| — İyi ama, Magda, ben ne ona, ne ken- Bauman'ın teklifini kabul etmiş oluyo-|dime ne için, ne suretle hizmet etmiş o- rum.. yani, lâmı cimi yok: Artık herinnl lacağımı da pek iyi bilmiyorum. Bana şu resmen hizmetine girmiş sayılmaz mıi- işi tamamile izah etmemekte hâlâ ısrar yız? edecek misin? Magda garib bir kinle, parlıyan gözle-| Bu suali o iki gün zarfında belki be- rile: şinci defa soruyordum. — (Arkası var) Nafıa Vekâletinden: Aşağıda cetvelde parti mikdarları yazılı olan cem'an 273393 adet normal ve 140 takımlık 5460 adet basit makaslık kayın traversi dokuz parti ve 24/Birincikâ- nun/937 Cuma günü saat 15,30 dan itibaren ayrı ayrı eksiltmesi yapılacak suret- te kapalı zarf usulü ile eksiltmeye konm uştur. Eksiltme Ankarada Vekâlet Malzeme Eksiltme Komisyanunda yapılacaktır. Her partiye aid eksiltme şartnamesi ve teferrüatı cetvelde hizalarında yazılı bedel mukabilinde Ankarada Vekâlet Malzeme Müdürlüğünden alınabilir. İsteklilerin her parti için ayrı ayrı tanzim edecekleri teklif mektublarını cet- velde hizalarında gösterilen muvakkat teminat ve talimatnamesine göre Vekâ- letten alınmış malzeme müteahhitliği ves'kası ile birlikte 24/Birincikânun/937 Cuma günü saat 14,30 & kadar Ankarada Vekâlet Malzeme Müdürlüğüne verme- leri lâzımdır. Parti- Miktarı Mshammen Muvakkat Şartname Traverslerin kesileceği ler Normal Basit bedeli Teminat bedeli — Devlet Ormanları. Adet Makaslık Lira Kr. Lira Kr. lira Kr. adel 1 — 830835 7092050 479603 — 355 — Kocaeli Vilâyeti Hendek kazasındaki Çamdağı-At- başı ormanından, K — 24003 55206.90 4010.35 — 276 — Kocaeli Vilâyeti Karasu kazasındaki Mollâ Hasan pınarı ormanından, nı 41524 95505.20 — 602526 — 4.78 — Kocaeli Vilâyeti Hendek kazasındaki Kerem Ali Haraklı Üstü ormanından. v 61901 21665350 12082.68 1088 — Bolu Vilâyeti Düzce kaza- sındaki Girişkuzu orma- nından. V 20622 69083.70 470419 — 345 — Bolu Vilâyeti Düzce kaza- sındaki Kelkâhya orma- nından. ——— — ——— VI 16854 49166.60 — 3687.50 — 246 — Bolu Vilâyeti Düzce kaza- 4 sındaki Kabalak koyuna- jalı ormanından. VII 9289 27867.00 — 2090.03 — 1.39 Bolu Vilâyeti Düzce kaza- sındaki Kokurdan orma- nından. VIL 53265 175190.05 10009.50 — 8.76 Bolu Vilâyeti Akçakoca kazasındaki — Orhandağı ormanından. 13000 5460 — 6763000 — 4636.50 — 339 Bolu Vilâyeti Düzce kaza- > sındaki Keçidere -Dik- menalli ormanından. 4«8196> ıX Eksiltmelere husus! orman sahibleri de girebilirler. K TAĞI NEOKALMINA Grip, Baş ve Diş Ağrıları, Nevralji, Artritizm, Romatizma Sayfa * —- Kanunu medeni hakkında yapılan tenkidler #İrtanbulda on beş günde bir çıkan (Hu-|kanunu medenisini, sonra İmamı Şafti iç- a kuk Gazetesi) son nüshasında İzmir say-| tihadile Fransız kanunu medenisini ve ge- lâvı ve eski Adliye Vekili Mahmud Esad | ne İmamı Âzâm veya Ebuyusuf ve yahud Bozkurdun bir cevabını neşretmiştir. İmamı Maliki akvalile İsviçre borçlar Mecmua Mahmud Eşad Bozkurda şu | kanununu telif etmek ve bu suretle güya suali sormuştur: «İsviçre kanunu modenisi bizim ulu - sal ihtiyaçlarımıza uyar mı idi?» Bugünkü kanunu medenimizin kabul ve neşri Adliye Bakanlığı zamanına rast- hyan Mahmud Esad Bozkurd cevabında bu suale ilk defa maruz kalmadığını an- latmakta, muarızlarına mukabele etmek- tedir. Eski Adliye Bakanı ezcümle diyor ki: dİsviçre kanunu medenisi bizim ulu - sal ve sosyal ihtiyaçlarımıza uyar mı İdi?» bumu sorüyorsunuz. Fakat önce ben bir şey öğrenmek istiyo- rum, İsviçre kanunu medenisi bizim ulusal ve sosyal ihtiyaçlarımıza uymaz mı y Önce bana bu cihet anlatılmalı ki ben muarızlarıma icab eden karşılığı vere - :bıleyhı. Size bu fikri telkin edenlerin zaten ve- recekleri cevab yok!. Onlar yalnız şu ka- dar söyliyebiliyorlar: «Efendim!.. Efendim! Her milletin ih- tiyaçları kendine hastır. Binaenaleyh bunları ancak kendine mahsus yapacağı kanunlarla tatmin edebilirler.» Fakat dikkate değer ki, bu zatlar, Türk milletinin ihtiyaçlarının ne olduğundan bihaberdirler. Her milletin kendine hâs ihtiyaçları varmış! Pekâlâ, fakat bizim 'Türk ulusu- nun ihtiyaçları nelerdir! Bunu bu zatlar bütün yaygaralarına rağmen söylemiş de- ğildirler. Ve söyliyemezler de, çünkü 'Türk milletini bilmezler. Vaktile bir (İhzarı Kavanin Komis - yon) ları vardı. Bu teşekkül, Türk ulu « sunun ihtiyaçlarına göre!! kanunlar ha - zırlamak için senelerce ve senelerce ça- Tıştı. Ve bu uğurda binlerce ve binlerce Hiralar sarfedildi. Ortaya bir esercik de- nebilecek bir tamar konamadı. Eseri meydana gelirmek istiyenler muh tefem olabilirler. Fakat takib olunan me- todları aşağı yukarı şu idi: Meselâ: İmamı Hambeli kavlile, Alman Türk ulusuna uygun bir kanun vücuda getirmek! Ve nelice ne oldu bilir misiniz? Adliye Vekâletine mesailerinin mah - sulü olarak hiç bir şey verememek oldu!, Ve bu pek tahii bir netice idi. Çünkü modern hayat icablarile bundan bin bu kadar sene evvelki hayat icabla» rımı mezcetmek, havanda su dövmek ka- bilimden bir şey olurdu. Asil mesele şudur: Zamanımızda şu veya bu milletin bu- sust ihtiyaçları bahse mevzu - değildir. Medent camlaya dahil milletlerin il yaçları arasında ferk yoktur. Medeniye » tin ana hatları bütün milletler için bir - dir. Medeni camiaya dahil milletler - bir aileye benzerler. Bir ailenin ihtiyaçları değil, ihtiyacı vardır. Pek ufak tefek ih- tiyaç farkı olsa bile bu bir teferrüattır ki kardeşler arasındaki huy farkına benzer. Esasen biz de kanunu medenimzide bu cihetleri gözden uzak tutmadık, meselâ İsviçrede evlenmek için yirmi yaşını dol. durmak lâzımdır. Bizde kız için on ye « divi, erkek için on sokizi kabul ettik. Va gee buna mümasil ufak tefek tadiller yaptık. Meselâ miras işlerinde olduğu gi- Milletlerin ihtiyaçlarına göre kanun bugün iflâs etmiş bir davadır. Bunu vah- tile Montesguicu ileri sürüyordu. Fakat Montesguleu sosyolojisi bugün yerini ye- ni prensiplere bıraktı. Bu prensiplere gö- re mödern medeniyet camlasına dahil in- sonların ihtiyaçları arasında ana hatları bakımından fark yoktur. Binaenaleyh Türk ulusunun da arsıu lusal camia içinde yaşama şartları mede« ni kaldelerden başka bir şey olamaz. Biz. modern ulus olarak modern medes niyet ailesinin hak ve vazifelerini isti « yoruz. Şu halde bu hak ve vazifeleri kondi « mıze göre değil, oldukları gibi benimse « mek mecburiyetindeyiz. Ve benimsedik. 'Türk ulusu için bu bir yaşama prensi« pidir. Japon kuvvetleri (Baştarafı 1 inci sayfada) Nankine vardılar Şehrin surlarına varmış olan Japon de tayyare ile Nankinden Nanchang'a | ileri kollarile Çin muhafızları arasında hareket etmiştir. göğüs göğüse kanlı muharebeler olmak- Mareşalin hareketinden beri Çin| tadır. payitahtinda büyük hercümerç hüküm Şehre hücum Ölü bed Nankin 7 (A.A.) — Akşam üzeri bu « rada öğrenildiğine göre, Nankinde bü « Tokio 7 (A.A.) — Nankin varoşla -| yük bir Çin kıt'ası bırakılacaktır. Bu rının en mühim sevkülceyş noktaları- | kıt'a teslim olmak veya ölüme kadar mu- Dı işgal etmiş olan Japonlar, sabahle -| kavemet etmek şıklarından birini tercik yin şehir üzerine umumt bir taarruz | etmekte serbest bırakılacaktır. icrasına başlamışlardır. î;—'._i: kesif bir duman tabakası i - Tehlrdağ'ı Ha.e”[n n Nankini bombardıman eti Paris ve Londraya 90 dan fazla tayyare, Nankini bom- Gldlyor bardıman ederek, şehrin işgali teşeb - " (Baştarafı 1 irici sayfada) büsü için hazırlıklar yapmıştır. Bul gp müsabakalar Londrada olacak, ve| bambardıman, Çin - Japon — harbinin / v l bir buçuk &y zarfında Lon- başlangıcındanberi yapılmış olan mu -| , z . D yhim güreş müsabakası ya« harebelerin en şiddetlisi olmuştur. pacaktir. . a Stazhayda Londrada birinci müsabaka Cek Seri, Londra 7 (Hususi) — Şanghaydaki vae | L L D K Can ü müsabaka pov kansolosu, imtiyazlı mıntakanın bele Şikat, son müsabaka da İstanbulda bir diye reisine bir mektub göndererek, iki tlik güreşten sonra berabere kaldığı Japon polisinin imtiyazlı mıntakayı te - Ç' a Diz '_'; Piğylagelmee eh ai D cavüz ettiğinden, otelde araştırma ve tev- | “ADCCTV t yapıl 5 : Kifat yaptığından dolayı teessürünü bil-; Pariste birinci müsabaka Deglan, ikin- ci müsabaka Bulgar Dankolof, üçüncü ÜTT Na “m’;_" KĞ mmüsabaka Pörtekizli Periyera, son müsüe Kai Şeki takip ö Şin- |Paza da İstanbulda her müsabakası bü - L üt d'(R ist )l _l N iları yapan yük dedikodulara sebebiyet veren meş -, dA PüLERNTUR MÇÜR hur kemerli pehlivan Komar olacaktır. refakatinde karısı ve ::ü :Iî;!”hı:lr:nn Mareşal Şan-Kay- | Tekirdağlı Hüseyin bu müsabakalardan Şeki tayyare ile Nankinden firarını gö - | SOnra güreş mevsimine tesadüf eden ni - rünce, Mareşalı hâmil tayyarenin peşine | san ve mayıs aylarında da Hindistanda düşerek takibe başlamışlardır. bulunacaktır. Hindistandaki müsabakala- Çin avcı tayyareleri Japon tayyarele- | rın bir kısmı Fazzal Mehmedin kardeş - tini kaçırmağa muvaffak olmuşlar ve lerile yapılacaktır. Şan-Kay-Şekin serbestçe uzaklaşmasını | Tekirdağlı Hüseyinin Londra, Pariş ve temin etmişlerdir. * — |Hindistanda yapacağı bütün müsabaka - Nankinde büyük binalar yıkıldı — |larn tafsilâtı ve resimlerile beraber ga- Diğer taraftan Nankinde kalan Çin as- zetemizde neşredilmesini de ayrıca temin kerleri, şehirdeki bütün mühimmat ve ederek karilerimize bu heyecanlı ve şa- petrol depolarını berhava etmiş, büyük | yanı dikkat maçları da muntazam bir binaları yıkmışlardır. surette haber vermiş olacağız. Tekirdağlı Şehrin muhtelif semtlerinde yangın | Hüseyinin organizatörlecinden Cemal, N P di et & bunları gazetemize muntazaman hllılhrı v 3 4