SON POSTA ü Bd SÜİ 'İkinciteşrin 18 Büyük harbin gizli 8 Sayfa Londrada— ; miîfarei(enin “yıldönümü günü vukubulan hâdise Doreimak ğği kalmış beş hâdisesi ; 2 Yaman bir Alman casusu olan Bolo Paşanın entrikaları Ş - b7 K _“_' '_hşx a DS YUT v ğ ÜRR İ Onun kurşuna dizilmesi ile iş bitmiş değildi. Daha birçok başlar düşecek, Joseph; Caillaux gibi eski bir Başvekilin, Malvy gibi eski bir Dahiliye Nazırının, Fransanın. en büyük gazetesinin sahibi Humbert gibi bir Âyan Azasının şöhretleri sarsılace ktı Yazan: Philip Jordan Dünya harbi tarihinin unutulfmuş say- falarından biri de, bülün Franaayı ifsad etmek iİstiyen, çifte karılı istiridye taciri Bolanun meselesidir, Uzun hiyanet fa - sılları silsilesinin en harikulâdesini teş - kil eden bu hâdise, nasıl ve nerede baş - hafifçe başlarını çeviriyorlar kabine üzaları başlarını bile çevirmiyorlar !nwmımmmmwım.wmwwmw. Bundan bir kaç gün evvel Londrada mütarekenin yıldönümü — münasebetile yapılan merasimde tam süküt dakikasın- da bir adamın ortaya atılarak krala karşı: «Burların hepsi riya!» diye bağırdığını ve üzerine döğru yürümek İsterken der- hal tevkif edilerek gölürüldüğünü yaz - mıştık. Yukarıdaki şayanı dikkat resimler, bu hâdisenin bütün teferrüatını göstermek- tedir. Birinci resim adamın bağırmamı eş- nasında ve bütü yevrildiği anı polislerin adamın ü tır. İkinci tesimde erine atılması ve di- ğer hazır bulunanların merasime devam etmeleri, Üçüncü resimde de vak'aya sü- vari polislerin yetişmesi ve adamın götü- rülmesi görülmektedir. Bütün bu hâdiseler tek bir süküt dâ- kikası içinde cereyan ettiğine göre ada- min yakalanıp götürülmesinin çok ça - buk olup bitliği anlaşılıyor. Ayni zaman- dı da bir tarafta bunlar cereyan ederken, diğer tarafta merasimin devamı ve hiç kimsenin yerinden kıpırdamaması ve yakmda bulunanların ancâk vak'a anın- rların kendisine |da hafif tertib başlarını çevirmeleri de İngiliz soğukkanlılığına canlı bir misal teşkil etmektedir. ladı, bünüu kimse bilemez. Ve hiç şüphe yok ki, 17 nisan 1918 sabahı sant altıda Vincennes meydanında on iki kişilik bir silâhendaz müfrezesi, Paul Boloyu kur- şuna dizdiği vakit te iş bitmiş, kapanıp gitmiş değildi. Daha bir çok başlar düşecek, Joseph Calllaux gibi bir eski başvekilin, Malvy gibi bir eski dahiliye nazırının, Fransa « nın en büyük gazetesinin sahibi bulu « nan Humbert gibi bir âyân âzasının şöh- retleri sarsılacak, savrulacaktı. * Bolo Paşanın hikâyesinde daha başka unsurlar da bulabilirsiniz: Odalıklar, tahtlarından olmuş şark hükümdarları, İtalyan fesadçıları, sefirler, gazeteci - ler, politika adamları, yalancı kontesler, şifreler, mektublar.. İşte bunlar birisi Al- man hazinei Rralisimden çıkan Muazzi bir banknot kasırgası içinden — görü kaybolmuşlardır. Sabık İspanya kralı, onunla alış verişi vardı. Gazeteciler kralı Hearst, ona Nevyorkta misli görülmemiş bir ziyafet vermişti. Hikâyeyi muayyen bir noktadan anla- talım: 29 eylül 1917 yılındayız. Paris polis müdüriyeti, hakkında kâfi derecede delil ve ipucu topladıktan sonra Grand Hotele | rası Alman casusunun Mmuhakemesinden bir intiba telgraflarda, sefir mütemadiyen Bolo - nun ehemmiyetinden, faydalarından bah- Boloyu tanırdı ve setmekte idi, Bolonun giriştiği işlerin tarihlerle ya- Pilan bir mukayesesi, bu müthiş casusun, masum olduğunu, hiç bir şeyden haberi olmadığını iddia etmesine rağmen, iç yü- zünü açığa vurdu. Bolo eline geçen ilk 220 bin İngiliz li- ile başlıca hissedarı âyün âzası gelerek lüks ve mükellef bir dairesinde ,Humbernen Le Journal gazetesinin hisse ikamet etmekte olan Bolo Paşayı tevkif | şenedlerini satın aldı. Öyle ki yakalan - etti. Misir Hidivi tarafından kendisine «pa- Şa> Ünvanı tevcih edilen Bolo Paşayı, Fransız polisi, aylardanberi göz altında bulunduruyordu. Alman hariciye nezareti ile temasta bulunduğu ve hariciye nazırı Von Jagow ile arasında, müthiş bir Fransız düşmanı olan sabık Hıdiv Abbas Hilmi Paşanın uşağı Sadıkı kullanmakta olduğu bili - Diyordu. Ayni zamanda İsviçreye ve İtalyaya es. rarengiz seyahatler yaptığı öğrenilmiş, fakat oralarda ne işler becerdiği bütün açıklığile anlaşılamamıştı. Sonra harb - denberi de Bolo Paşanın böyle Kafun gi- bi nasıl zengin olduğunu ve bü paraların nereden geldiğini kimse bilmiyor, daha doğrusu bu gayri tabii zenginliğin sebeb ve hikmetini isbat edemiyordu. * Fakat 6 nisan 1917 de vukua gelen bir hâdise yalnız İtilâf devletlerine harhi ka- zandırmakla kalmadı, ayni zamanda Bolo Paşayı mahkemeye sevk ve ölüme mah - küm etti. Amerika bitaraflığını terkede - rek sayısız vasıta kaynaklarının hepsini İtilâf devletlerine boca etti. Harbe katılmakla, —Amerika — gizli casus teşkilâtının elinde bulunan bütün vesikalar, deliller de itilâf devletlerinin emrine âmade kılındı. Ve aradan çok geçmeden Bolonun Karun gibi zengin - liğinin mahiyeti, ve bu paralarını nere - lere sarfettiği anlaşıldı. Yavaş yavaş o muazzam şebeke mey- dana çıktı. Ve bu plânın müthiş teferrila- tı da gün gibi aşikâr olunca fesad teşki- lâtmın Bolodan daha başkâ taraflara ka- dar uzanmış, yayılmaş olduğu hayretle görüldü. Bolonun harbin başlangıcından- beri, mühtelif Amerikan bankalarından yarım milyon İngiliz lirası çekmiş oldu- ğu ve bu paranın Alman hükümet hazi - nesinden almarak Berlindeki Deutsche Bank vasıtasile kendisine verildiği anla - şıldi. * ©O zamanki Alman hükümetinin Bolo Paşanın mahud faaliyetlerine azami de- recede ehemmiyet verdiği de yakalanan bir takım telgraflarla tezahür etti. Şif - reli olarak Vaşingtondaki Alman sefiri Bernstonff ile Alman hariciye nazırı Von Jagow arasında teati edilmiş olan bu mamış olsaydı, ortakları ile birlikte Fran- sız umumi efkârının en büyük organını Hüfuzu altında bulunduracak, idare ede- cekti. Kasasına yağan diğer paralarla da, © kadar kuvvetli ve ehemmiyetli olmı - yan gazetelerin hisse senedlerini ve rüş- vetin aldatıcı rengine kapılan oldukça nüfuzlu şahsiyetleri elde etli. En kuvvetli bir adam olabilmek ihti » mal ve imkânı bulunan Bolo Paşa bu te- şebbüslerile ne yapmak istiyordu, ga - yesi ne idi. Bunu  nisan 1918 de başlı « yan muhakemesi bize anlattı: Bolo Paşa Fransız efkârı umumiyesini, İngiltere aleyhine kışkırtmak, zehirle - mek, onları İngiltere harbe, reybi ve maksadlarla girdiğine ve Almanya İle muhakkak surelte ayrı bir sulh aktede - rek, Fransaya ihanet edeceğine inandır « mak istemişti. * Bolo yarı hakikat ve yarı aydınlık bir dünyada tezgâhmı kurmuş, işini görüyore du. Harb icapları, bütün gazetelere ve diğer ümum! malümat kaynaklarına öyle bir.sansür kilidi vurmuştu ki, ortada dö« nen şayialar, rivayetler oln cede almış yürümüş, garipleştil ripleşmişti. Karşısında serbest bir mats buat bulamıyan kadın erkek herkes, ga- zetelerde sansürün İznile çıkan ör iskeletlerini okuyunca bunları resmi veya haber olarak telâkki etmeğe başlâ- mışlardı. İşin daha fenası, ağızdan ağıza yayı « lan her hangi bir şayia ve yahud, ufak bir haber kırpıntısı, -kafalarda ayni ha- kikat olarak yerleşmekte idi. Eğer Bolo Paşa plânlarında muvaffak olup da Le Journal gazetesinin Idaresini elinde tutmuş bulunsaydı, İtilâf devlet- lerine vuracağı kahhar darbenin ye ya“ pacağı zararın ne derecede muazzam ola- cağını hesaplamak hiç te güç değildir. O kadar ki - büyülterek söylemiyoruz- böy- le olduğu takdirde, Bolo Paşa tarihin gi dişini değiştirebilir. ve harbin neticesi de başka türlü çıkardı. 1917 nin o karan: (Devamı 11 inci sayfada) Bunları biliyormu idiniz? Brezilya —kehve — mahsulüsün yözde ataru imha edilmekte- Şimdiye kadar imha edilen mikdar İagilterenin 118 senelik kahve darfiyatına muadildir dakikada Dönya harbi İngiltereye güzde vesati olarak € milyon İagiliz lirası (36 milyon Türk Bir paraşüt atlayıcı- #mıa düşüş sür'ati demdir. Bu aaatte 12 mil eder İngilizlerin en çok aevdikleri gölf oyunu İskaçyadan İagil- tereye 336 sena evyel sirayet etmiştir İ Briç oyumu G7 sonç avvül Rusyadan Avrupaya yayılmıştır 1066 — ka>