Baş, diş, nezle, grip, romatizma ve bütün ağrıla- rınızı derhal keser. Icabında günde üç kaşe alınabilir. İsim ve markaya dikkat! Taklitlerinden sakınınız. ROMATİZMA Smır. ve soguk v algınlığından ileri şıddeîlı agrıla L âlen İlânları yıldönün i için canlarını ve t a , yapılacak geçid resminde arını feda etmiş olan kahramanları malül sübay ve erlerle şehid anaslarına mahsus bir trtbün ih- rlerle şehid anaları işin icab deril miştir. k kaza kayı alabilirler. (7810) ADEMi iKTiDAR « ve BELGEVŞEKLİĞİNE KARŞI HORMOBıN Tabletleri , Her ecranede arayınız. (Posta kutusu ) 1255 Hormobin Galata İstanbul Bürhaniye icra dairesinden: mizden talep etmiş, namın: n Yaya köyünden iken ha-|icra emri ikametgühmiz m 1 il Sinan oğlu Veh-|Bundan iade edilmiştir. İlân tarihinden itibaren 20 gün içinde borcu ödemeniz ve Mehmet Nurinin 'bir itirazınız varsa bildirmeniz ve emva. -99 No, lu ilâmile | liniz hakkında beyanname vermen n (260) liranın maa İliğ makamına kaim olmak üzerı SON POSTA Birinciteşrim 27 Sevileceğinden şüphe edenler sevmesini bilmiyenlerdir larımızdan M. Yıl dırım da karakte rinin tahlilini istk yerek şu iki suali Ö sorüyör: — Sevilecek mi- $ yim, zengin olacak mıyım? Ağır bayh nsan- Resimli fıkra Son Postanın kış mevsimi programım! fesbit ederken sadece günün vak'ası, ma- değil, birazistp kalesi, hikâyesi, romanı kâ bak:ı tertib ettik, bul Müsahakanııı Bsası müsabakamız ;ı umaralı fıkranın V. S.) diye bildiret€ fıkralar ve resimleri de gazetedei ” isteye bağlıyarak bize göndere Bu suretle siz okuyucularımız hem #” zel bir fıkra okumuş, hem güzel bir sim görmüş, hem de bir müsabakâfi İverdiği heyecanın zevkini tatmış olâfi Meşhur Bekri Mustafanın 40 tane fık-| sınız. |İtasını seçtik. Her fıkra için bir resim |iyaptırdık. Fıkralara 1 den 40 a kadar, hk_î (1) den raların resimlerine de gene (40) n kadar numara koyduk. Hergün bu | Mükâfatlar Bu müsabakada kazananlar - arasıl” S okuyucumuza para mükâfatı vert” ler. Girgin ve||kralardan ve resimlerden birer tanesi-İğiz. Mükâfatların listesi şudur: Fa- mertebesine vardır - edenler, vilmeği davet eder. Dürüst bir î;akier sahibi Samsun okuyu -| cularımızdan Sa - bahaddinin — suali de şudür: — Emelime ka- vuşacak mayim? Dürüst bir ka « rakter ve ciddi bir gayretle muvaffa- kiyeti — mutlaktır. Ancak sıhhi ve ka- vunt şartları halz olmak gerektir, Harşeyden Kadıköyden D. Gülnezin suali de evvel neş'e Şi — Muvaffak o « Tacak mıyım? Hayatta tesadüf eauen bir kaç mu- ş&ya!i—n wvvel iyi görmeğe ve neş'eli ol - ışmak âzımdır. Gülen hi zatmış ve muv:ıifıhyet ihtimalleri 80 Pta Fotoğraf tahlili kuponu İni dercedeceğiz. Fakat bu resim o gün çıkan fıkranın değil, ya daha evvel çık- İlmış, yahut ta daha sonra çıkacak bir fık- | mun resmi olacaktır. Müsabaka bitince okuyucularımızdan |İsoracağız: — Hangi resim, hangi fıkranındır? Siz de b — Biri meyhaneye gelse, içse ne yaparsınız? Maeyhaneci cevab vermiş: SERMAYESİ Merkezi : Eski: ( Zonguldak e meselâ (40 numaralı resim, tayin edecektir. 1 numaralı fıkranın, 4 numaralı resim 17 İfpumaralı fıkranın, 14 numaralı resim 38 — Ne yapacağım, kolundan tutar kapı dışarı atarız. 100 lira 50 » 25 » 10 » 6 er lira 2 şer buçuk Hf Mükâüfat kazanan okuyucuları n0 Müsabakamıza 25 7 îcvvnl başladık. Yirmi altıncı resim fıkrayı aşağıda bulacaksınız. 1 kişiye » « Beni de dışan atın! ,, Bekri Mustafanın parası yokmuş, me)'haneyı gitmiş; #çmiş, ı#*[ ten sonra meyhaneciyi çağırıp sormuş: ve içtikten sonra param yok JI” , j | — Öyleyte beni kolumdan tutup kapı dışarı atın! ) EFES BAN K Letd. TÜRK SOSYETESI 500,000 T. Liri ZONGULDAK Hor türlü Banka Muameleleri Yardım Bankası ). NBi EGİDEN RUâ * Son Posta , nın edebi romanı v İ KÖO at bir türlü bu kâbust! B anlatıyorlar - ve |i inip çıkamıyordu. Nihayet, bir sa: garsonların g inde dille olduğ e kendine geldi ve başını kal kadar cile de şakalar yapıyorlardı. Ni- İbaktı. Bu anda masanım etrafırdaki hayet iş büsbütün kepazeliğe döküldü lar gözlerinin önünde birer wo arasıra hava almak bahanesile çift Ce P YNi ö ğ acayip yuvarlak gibi dönüp duruyordu. çilt masadan kalkanların taraçaya çı- d - pt İsa Ş İkinci bir sarsıntıda omuzlarını örse- an merdivenin altında, yahut ka: z di bir Ğ h aa daki açık pencerelerden yer yer gümüş Hyan-sdania Dir. Saba BANI Gerii ği bi ” eZ SACE Y NL S ? |İrin baktı ve tanıdı. Şekipti bu udam ir leğen gibi parlıyan dı h VA N Ği h e a R ve ona küstah, lâubali bir sesle: ışıklı Yıhtımı kenarında ö; Ç ; tüldü. Fakat büşle - Üstad, diyordu, bugün vapura bin- ıildim doğrusu!.. Bi- ve ilk zamanları e . ve Şekib.... . Gonbat börümeiğ i emprimeli hayalini ve daha sini tanır gi er me- ve bir aralık e- nun elini tutmuştu, fakat Hini uııu'ı ön liç.. piliç.. diye haykırıyor, ka- ülüyor ve etrafındakilerin | y ağına yıkılıyordu. Demek ki üç benli, üç apartımanlı ve üç metresli Şekib bu gece de dö: anyn. 'du ve daha demin Hü ır.:en şı_ııu Mahmureyi andan Mah- düşünemedi, özlerine ondan Lı.ı; mureyi istiyordu! Fı:'" beyni allak bullak oldu, siyah bir duman yükseldi ve kolunu iddetle kaldırdı. Şırrak! Bir saat evvel gazinoda Salâhaddinin yiyeceği tokatı Şekib suratına yemişti. Çalgı sustu, masanın etrafında her - kes birbirine girdi ve bir kıyamettir kop'u. Kadınlar bağrışarak arkaya ka- çışmış ve içlerinden biri korkudan dü- şüp bayılmıştı. Şekib Dereliye gelince, yıkıldığı kol- tukta tam bir bozgun halinde idi! Bi rson bir lnlııa sonra A.!rnm koluna girdi ve onu, ağı mın ucunda bekliyen imobillerden birine götürdü, Adnanın bütün sinir - leri boşanmış müuştu. Hiç ses çıkarmadan, bir çocuk gibi uslu uslu yürüyordu. Bayılan ka- dını ayıltmağa uğraşanlardan hiç kim « ona «Nereye gidiyorsun? Ni » bile dememişti. Bel çatar korkusile selâm bi ]L vern lerdi. Birkaçı da serin havanin te: dine gelerek otomobile bindiği sırada dela erimiş, harab ol -|i gölge belirdiğini gördü ve hayretle arkasından gelenlere bsknı Bütün dostlar içinde yalnız bahriyeli Nizamla karısı Ay(cn onu bu hi :,:ıîmz bırıı.umm Tn SK gazinodak dükçe yanırdakilerden b şını önüne eğiyordu. Böyle ,,uemr ve mehtabın ımz.ıgmda. Ortaköyü, Beğşik- taşı geçtiler ve gene Akaretlerden Maç- kaya tırmandılar, et otomobil, Adnanın apartı - manı önünde durdu ve Adnan yerin - den doğruldu. İşte © zaman bahriyeli Nizam elini ona uzatarak: — Üzülmeyin, Adnan Bey, dedi, her namuslu adam o hakarete ancak sizin gibi cevab verirdi. Namuslu adam!.. Bu söz bu anda Ad- nanın kalbine Şekibin hakaretinden da- ha zehirli bir ok gibi saplandı. Namıus- lu adam ha! Mahmurenin, on beş; kızının peşinde koşan namuslu hal Adnan öotomobilden hıçkıra hıçkıra inerken, bahriyeli Nizam, onun yaralı eli nefsi okşanan bir adam sevincile nler gelmiş, diyorlardı ve Mahke- me salonunun kapısı herede ise açıl - mak üzere idi. — Müsaade buyurur musunuz! Sırtında avukat cübbesile Adnan, ile- lri)e geçebilmek için, havası ısınmış, rjrarak gi tef idorun ortasında birikti âi i ile hiç du kaklarının terini silen ak sakallı esnaf kı bir adama bir takım ihdlar göstere göstere çene çalali meslekdaşını tanıdı. Onun verdiği lâmı bile göremedi. O kadar :ial'”;:î,v Nihayet, gözlerini yere dikip ÖĞ nen orta boylu, sarışın bir genç k”u çehresinden M anası — olduğu İayni tipte ve gözleri yaşlı bir kl'”” hizasına gelince: — Hah işte Aânan beyi diye zit |söylendiğini işitti. Dönüp baktı, ana ile kızı ianldl-;g ğ takdim vv k*' Jarında orta ynşîı, düşünceli bif de vardı. Kadın, erkeği Saad Dedi, Sonra 5“;,':: ve Adnanın kulağına doğru ©BT ilâve etti: yi — Babasının öldüğüne hiç 7”"" rum. Bü felâket ona çok daha a8f lirdi. Adnan, n dayısı! 'a gözlerinin yaşını şını kaldırıp, dudağiP' g ç kızı işaret etti. Bu anda Mahkeme kapıs! halk salona doluyordu. Mübaşir, ilk davanın şahıslar ğıriyordu. Adnan, yanındakilere: — Haydi gelin, dedi. açili ni 5 çarkası SA