ça B Na c0 BON POSTA x Sarfa T 17 aylık bir kız çocuğunuBen bir tı boğarak öldüren canavar hlıilterode idama mahküm edilen bu canavar, karar tefhim olunurken kılını Boğulan #avallı çocut İngilterede Oxford — mahkemelerinden birinde 17 aylık bir kız çocuğunu taam- Müden boğarak öldürmekle suçlu.bir 0- fel garsonu idama mahküm edilmiştir. Katil, Allen adında: bir canavafdır. Za- Vallı ve masum çocuğu neden öldürmüş für, Sebebi anlaşılamamıştır. Son müda- faasını yaparken, cinayetini, zavallı ço- Cüğun annesinin üzerine yüklemeğe ça- İişmiş ve: *— Kadın beni delicesine - seviyordu. Onun için çocuğunu kendisi boğdu ve Bizzat alıp, otların altına sakladı. Kabas hatı üzerime attı» demiştir. -Bu itbamları, kireç gibi bembeyaz yü- zile dinliyen kadına, bu hususta ne diye- Ceği sorulmuş, o da: *— Bu adam delidir. Ben hiç öz çocu- Bumu boğabilir miyim? Buna hangi vie- razı olur?» diye cevab vermiştir. ı_hh“"ne bittikten sonra kadın gaze- tecilere şöyle demiştir: *— Allen bana ilânı aşkından bahset- Medi. Bahsetseydi de göreceği mukabele Mükemmel bir şamar olacaktı. Biz, gene Barsön olan kocamla Lamb otelinde ça- İşiyorduk. Allen de oraya sahte bir tav- İYe mektubile başgarson olmuştu. - Bi- Timle ahbablığını ilerletti. Bir gün, ötel- den 3 kilgmetre ötede bulunan evimize Zeldi ve çocuğu babası istiyor dedi. Ben de şüphelenmedim. Bebeğimi giydirdim, kuşattım, Bisikletine bindirdi ve götür- dü. Meğerse boğmaya götürmüş ve otel İra örtülerinden birile yavrucüğumu boğmuş Sebeb ne olabilir, bilmiyorum. Âncak ve ancak, bizi çekememezliğine.. h’—' nmasına yoruyorum. — Zira ötelde erkeş kocamla benden memülüni .-. Eski Is Avrupayı nasıl gorüyor?. Eski İspanya kralı on üçüncü Alphonse, #İmdi Pariste bulunmakladır. Eski kral h firsattı ifade ederek kendisile ko- huşmak istiyen L'İntransigeant gazetesi- hin bir muharririni kabul ederek sörgü- yirına cevab vermi Şayamı dikkat bulduğumuz bu mülükatan bazı kışımla- Tmi naklediyoruz. Muhatrir soruyot: K A*'fl-:unm,bugünkü vaziyeti hak- kında ne düşünüyorsunuz? e — Solların yaptıkları ihtilâllerin çoğü TMaddi heseblar üzerine kurulmuştur. On- lar sadeco, insanların içlerinde bulunan İdeal düşünceleri istismar crliy-orl_nr. Ha- kikatte hiçbir insani gaye ıüım_uynrlı:. Meselâ İspanyayı bu hususta misal göz- terebilirim. İspariyada solların ya_r;mıgı hareket te böyle bir şeydir ve hiçbir esa- &R. bir lüzuma, bir ihtiyaca cevab Ver- Miş değildir. — Krallık marşı General Franco - fından milli marş olarak kabul edilmiş- tir. Bu itibarla İspanyaya avdetiniz ihti- Mali mevcud mudur? — Size bu hususta hiçbir şey söyliye- Mem., — Fransada mevcud kanaaâte göre Ge- Deral Franko kazanacak olursa, İspanya tara- gL Halı hırsızı 4buçük ay yıtıcı'k ir müddet evvel kapalı carîxdı Ğhm n mağ dan bir halı çalan Sandü B h ceza mahkemesi | tarafından tevkif edilmişti. Yıpı!an g:ı Tuşması neticesinde SUÇU sı_hıc olan :_ n 45 ay müddetle hapsine karar V Tilmiştir hrned ikinci sull ıdu. Al-İ Allen idama mahküm edilmiştir. anya Kralı sin——— Bir hırsız 3 sene hapse mahküm oldu| çasında ufak bir bahçe var. Müdüri) İrilmiştir. bile kıpırdatmadı : Beni gönderen Ermeni dostum, hastane doktoruna Röportajı yapan: Faruk Küçük -4A- Dedi.. Sonra bana dönerek: mmarhaneye gilmek isti - yorsun? diye sordu. Hasta mısın? Melik'e uzun uzadıya düşündükleri- yti açmak istemedim. Kendi kendime: — Mademki benim deli olduğum « dan şüphe ediyor, varsın etsin diye dü- şünerek: — Vallahi Melikciğim kendimi iyi hissetmiyorum dedim. — Ne gihi j setmiyorsun? — Bilmem, gözlerime bir şeyler Bgö- yor.. etrafımdakilerin — gırtlağına sarılmak istiyorum.. a Dedbaht annesi Üü len uklara bayılır gibi görünürdü. !şılhîacı yavruma aşırı derecede muhab- bet beslerdi. Bir gün, gene bu saikle: Telâşla yekdiğeritin — suratlarına «Mister Allen dedim. Mademki bu kadar |baktılar çocuk seviyorsunuz, neden evlenmiyor- | — Peki benim ne Yapmlamı iskiğot - sunuz?» İşun? Cevabı: «Ben kadınlardan nefret ede-| — Gazetecisin, nüfuzun var. Bir ça- rim> oldu. re düşün! — Vallahi kardeşim, ben Mazhar Os- manı tanımam. Yanındaki arkadaşı Ermenice söze karıştı: Balikli Hivan tanosin Baron Ce- zairliyanın hirge (*)» Melik: — Ha arkadaş iyi bir fikir verdi. Sa- na bir kart yazayım. Bizim Yodikule- deki Balıklı hastanesine git. Oranın meşhur bir asabiye müte - hassısı vardır: Doktor Cezairlian. Seni bir muayene etisin. Bu sözleri söyledikten sonra bana bir kart yazarak verdi.. Dışarda Ermenice bilen bir arkada- şa kartı okuttum. Melik aynen şunları yazmıştı: K «Çok aziz dostum Cozalrlfan. Hâmil kartım Faruk, matbaalarda | Haya dehşetli sıcaktı. Ve hastanenin çalışan arkadaşlardandır. - Ötedenberi İgeniş behçesinden fatlı ve serin bir müvazenel akliyesinde bozukluk oldu- |Çüzgâr geliyordu. ğunu hissetmekteyim. — Son günlerde| —— Gok vyorulduk, müsaade ederseniz vaziyeti büsbütün fenalaşmıştır. Mua- şu bahçede havuz başında oturalım, 'yenosile neticesinin bildirilmesini rica | gedim. eder, u.*'!î"l;:" );";'ı:'"m): a — Hay. Hay.. Ertesi sal elik'in kartını aldı -| Bahçeye geçtik. Sağ tarafta bir ha- ğım gibi evden — fırladım. — Yedikule | LA D ler var. Kana; m:vâğ:ı:n:fmm birisi kolumdan /rin birinde iki ihtiyar kadın ıî:nr);î ?'km',w Gatinkâk b Borduma; d:ge_-lîıde lîne bir kadın var, — Nereye böyle? _şîî bdc ;—:':“’pgşeh:lı“;;l: kenarına — Hiç, bugün izinliyim, Şöyle sur- SidiP bir kanapeyi DÜU ç lara doğçru îi'î:(vmm» Hem î.“’“ kira haıfımar )conuşmayı krsıılrr b_ııe ba- alırım, hem de bir iki güzel Tesim çe- kıyorlar. 'Bıı de onları seyrediyoruz. kerim. Sen nereye? Sağ taralta oturan sı:ldakınden daha — Yedikule Ermeni hastanesine. uzunboylu, mavi gözlü, kır saçlı. Ke- — Ermeni hastanesinde ne işin var? (_m bir eııh_r'ı siyak; bir — Vallahi Cemalciğim söylemeğe u- Sol taraftaki, kısa boylu, tanıyorum. Fakat. bugünlerde kendimi 'Ş_'Z!" kâum ekli bf’f__“_._.h iyi hissetmiyorum. Bir muayene ola - cağım. â — Neye Gülhaneye, Hasekiy yip de Yedikuleye gidiyarsun? — Benimki bildiğin hastalıklardan değil, Bir merak sardı beni, deli ola -| eağımdan körkuyorum, Onun için mu- | ayene olmak istiyorum., — Yok canım.. maşallah turp gibisin bir şeyin yok. Merak etmi | — Allah vere de öyle o! Mademki işin yok, gel beraber gidelim, Hem do- Jaşmış olursun. Hem de bana cesaret verirsin. Eh insan hali bu.. adamca deli diye beni hastaneye falan yatırır- sa ne yaparım? — Peki öyleyse! 40 kuruşa pazarlık ettiğimiz bir pa- Muhakkak ki, bu adam delidir.. Bu- nunla beraber kendisini bir türlü affe- demiyorum.» : Katil, esiner, iri kıyım, kalın sesli pır adamdır. Muhakeme devam ettiği mild- detçe itham, ettiği kadına bir kere olsun bakmamıştır. Gayet sakin bir yüzle aley- hindeki şenadetleri dinlemiş, reis kararı tefhim edince kılı bile kıpırdamaraşıtır. Yalnız, muhafızlar, kollarına girip höc- resine doğru sevkettikleri zaman alnında ter damlaları belirmiştir. Katil, mahkemede şöyle demiştir: «— Eve gittiğim zaman, çocuğu yerde yatar bir halde gördüm. Boynuna bir ip dolanmaştı. Annesi de bir köşede duru- yordü. Beni görünce, kim yaptı bunu di- yerek eğildim, çocuğun nabzıma baktım. Nabzı atmıyordu. Kadın önce bir şey söy- demedi. Neden sonra: «Bana sormâ!» de- di Tekrar sordum, sıkıştırdım. Nihayet, «çocuğumu sırf senin uğruna feda ettim, boğdum,» dedi. Bunun üzerine zavallı be- beği sol koltuğumun altına alarak, bisik- lete atladım, sağ elimle de idare ettim ve evden bir kilemetre ötedeki çemenliğin altına bıraktım.» Bütün bu ifadelerin yalan olduğu an- laşılmış ve yukarıda bildirdiğimiz gibi Saz re hastanenin inşası için iane verenle- rin isimleri olacak. Gençten, güler yüzlü bir adam bize yaklaştı: , — Assün parjur gertas? Herhalde bizden ne istediğimizi so- ruyordu: — Baron Cezajğrliyan! — Çika, Aysor, kına, vagı yegur! — Okadar Ermenicem iyi değildir. — Cenabınız buralı değilsiniz? — Hayır Kayseri Ermenilerindenim. — Doktor Cezairliyan bugün burada değil, Yarın görürsünüz. Zira muayene günü yarındır. gitme- Cumhurtyet bayramı Ve D. D. Y nin Tenzilâtı Birçok — okuyucularımızdan — aldığımız mektublarda, her yıl Devlet Demiryolla- rının Cumhuriyet Bayramı — için yaptığı tenzilâtın, bu yıl unutulduğundan şikiyot ediliyar. Devlet merkezinde kullulanacak olan bu en büyük bayramda, bittabi her Türk bulunmak ister. Bu isteğin yerine getiril- a bi Toar ti - rabası bizi hastaneye bıraktı. e gapal n"?ıb'!lı eç Tei lzullüen OKt Ka yaşsi için do Devlek tamıfından bir mbza. İstanbulda alınmış Orta bay KUŞ biE B L heret görmeği arzu eder, Her yü bu tenzi- FG SAMNganiü GĞ — Ne istiyorsunuz? dedi. dât tatbik ödildiği halde Du yıl. bunun ye- bir. P — Doktor Cezairliyanı., acaba içeri- rine getirilmemesini biz de garib buluyo- rüz. Nafla Bakanımızın nazarı dikkalini Fransadan uzaklaşacaktır. deler mi? KEbeRP inandırmak is- ; in aksine İ a 1 bö e södi x ü Slın'buılılclkı’arumdnki tarihi ve kük| — Yüzümüze, snn)u bo_yle bir sual kapı- x Seeri. kıımh" şeyin fevkindedir ve ben cılara sorulmazmış gibt garip garip Okuyucularımızın — sorgularına türel bağlar baktı: cevablarımız bu bağlılığı Parise yaptığım her seyahat- te tekrar etiim. — Bilmem, sorunuz. İçeri girdik. Dış kapı ile asıl bina a- Kayseriden «Kayserili» imzaslle mek- tup gönderen okuyucumuza — İmzasız ve sarih adressiz mektupt nazarı dikkate almadığımız İçin mektu - i znun olarak |binasınm kapısının iki tarafında koca- Muhtelif sirkâtlerden maznun. ; ELİ BDesi b * bunuzu neşretmedik. Aüres ve isminizle adliyeye sevkedilen sabskalı Hnmm.n: man iki tane ““"İ',"ı““’"' [ıı 80 TRİ Şamnaman öninün 'e 3 ncü cezada görülen muhakemesi İince bir Histe hakedilmiş. Her kelime- x nin karşısında bir rakam olduğuna ; Balıkesirde dilenciler çoğaldı Balıkesirden Himli bir öğretmen okuyucumuz yazıyı — Şehrimizde Büyük Önderimizin liy nmrında dün neticelenmiştir. Muhakeme sîm..vrş(ı amiyle sabit görülün Hilminin müddetle hapsine karür ve- suçu tamı € 3 sşene, 6 ay mü — v (*) Balıklı " bastanesindeki — doktor Cerznirlian'a gönderelim.. marhane ka “ Ötedenberi muvazenei akliyesinde bozukluk olduğunu hissetmekteyim!,, diye yazmıştı ( İktibas ve tercüme hakkı mahfuzdur| lde Çok güzelmiş. Zira — mihra Ç erinde,, Hâlâ birbirimizi süzüyoruz. Mih yerinde ölan bana bakıp bakıp tebc: süm ediyor. Sonra yanındakine bir ler söylüyor. — Cemal, diyorum. Gidip şu ka: n- la konuşacağım. — Vazgeç canım, işin mi yok? Cemali dinlemiyerek kalktım. - dımların yanına sokularak oturdu — Parev diginner, Dedim. İkisi birden koyu bir Kura « manlı şivesile: — Ahsun Payir Dediler. Sordum: ” — Assün pari? Uzunboylusu cevap verdi: — Burada olan nasıl olur? İyi diye- lim de iyi olahım... — Peki mademki memnun değilsi - niz, ne diye burada kalıyorsunuz? Ne demiye buraya geldiniz? — Sen ne koftuşuyon oğul? Biz bura- ya kendi arzumuzla mı geldik sandın idi? Dükkân açarak, oğlumuzu ever- dik. Drahoma verdik, kızımızı gelin ettik. Sonra ne gelin istedi bizi, ne de damat., kaldık açıkta düştük buralara, — Oğlun kim? — Kim mi? Hastane memurlarından Kirkor. Ben ki onun uğrunda bu kadar fedakârlık yaptım. Beni bu hale koy- ması doğru mu idi? Verdiğim emek- ler gözüne dizine dursun. Adam olsun, ana, babâa kadri bilsin, Asvası öğrensin diye Vortabetler mektebine — verdim, Veremez olaydım. Mihrab: yerinde olan kadın da söze şti: ka; Arşaloz, yavrum,. zaten dünyada salık gelirse Vortabetlerden ge - Beni bu hale koyanlar da on'ar — Onlar sana ne yaptı? — Daha ne yapacaklar? Harp başla- dığı vakit Adanada idik. Babam Ada- nanın en meşhur zenginlerinden Mum- cıyandı.. beni mektebe gönderdi. Bi - zim mektebin Kilisesinde bir papas vardı, Vortabet Takfor. Pazardan paza- ra bize kilisede güzel sermonlar ya - pardı. Kendisi de hiç de çirkin değildi. Bütün kızlar ona âşıktık. Vortabet 'Takforun eteği eteğimize değsin diya 4 İkilisede mutlaka yolun - kenarındaki sıralara otururduk. Ç(Arkası var) dsmlle anılan büyük ve Bgüzel bir park var dır. Balikesirliler bu parktan azami su » rette istifade etmektedirler. Fakat parkın fena tarafı, içinde mülemadiyen — dilen - cilerin dolaşmasıdır. Geçenlerde şehrimizin kibar allelerin- den birine merisup 1ki kadın parka ği « rerlerken bu dilenellerden biri sadaka is- tedi. Kadınlar sadaka vermeden geçmek isteyince bu dilenci arkalarından — söyle- medik fena ve çirkin şey birakmadı. Bu dilenetlerden şehir halkı bizar ol - du Belediye Reisimizden rica — ediyöruz: Halkın rabatı, şehrin temizliği, huzuru i- Çin bir tedbir alınsın!. x* Süşehri köylerinden — on'u susuzluk çekiyor Sivasın Suşehri kazasının Ezbider nâ- hiyesine bağlı 'Avsudu köyünden İbrahim dar yazıyor: *«— Köyümüzün elvarında. Kısldağ'da ve çalışır. Fakal birkaç senedenberi su az bir ir. Bu sudan on köy istifude « akıtıldığı için istifade gittikçe azalmak « tadır. Yolu yapılıp genişletilse, bol suya kavuşacağız. Bunun için de nahiye müdürümüzden rica ediyoruz: Bu işe teşebbüs edip köy - lüleri toplasa, onlardan — yardım köylüler canla başla Çalışıp yolu açı B n bol olarak akıtılmasını temin ak, a çkınıyım! Ermeni tımarhanesine de girip çıkmıştım! « nn TÜ ae l4