<— Kendisi — ölüs mün evvel bu ısta bir şey söy- lemedi mi? — Hayir efendim. gerdanlığın olup olma- kındaki ka- z nedir? mesele üze- tinde niçin bu ka- dar ısrar ettiği anlamıyorum. — Be- nim de bildiğim her kesin bildiği şey- «beni l herkesin büdiği ler» cümlesini öyle ki bun- bildi: Sadull har evcinizin son günler-| n çildli bir kitabı elin- ediğini söylüyorlar. bir tarihti. B vrinden. de Valide Sulta is olacak, — O halde içi gerdan un 1 daha fendil gibi okuyupyani nıyormuş. Bu göz- hanım şimdilik bitti, lütfen odanızda i: d ediniz. Osman Bey, ev halkının odala-| rı hakkındaki kara- bir müddet için temdid et- rica ederim. rını meni: Kadın çıktı. Bir müddet hepimiz sus- tuk. Merkez memuru 1 kapattı. ilk bozan müddeiumumi mu- kapıyı kadının | Bütün deliller ntihar etmişti ) deliller gösteriyor ki Hüsnü Bey Hayır, bütü Bey katledilmiştir. Bu sözleri s tı. Hepimiz ha de, sni en Rıdv Sadu etten dona ka r sessizlik » Sadullah izahat ahe nıştık. pıyı şiddetle açtı, eşik tafet kalfa dur Kadın şaşırmamıştı. Sakin b verdi: Bir emriniz olur diye bekliyor - dum. — Hayır, hiçbir emrimiz yok, Oda- nıza çekiliniz ve bir daha biz çağırt- mayınca buraya gelmeyiniz! Kadın bizi dinliyor muydu? Yoksa hakikaten çağırırız diye bekliyor muy- du? Rıdvan Sadullah bu nokta üzerin- de ısrar etmedi, onun israr etmeyiş! bi-| Mideyi bozmadan, kalb ve böbreklere dokunmadan ze bu hususta tam bir kanaat sahibi ol- madığı zahabını verdi. Geri döndü. Bir koltuğa oturdu. — Evet, Hüsnü Bey katledilmiştir, dedi. FİRAR Hepimiz tekmil kulak kesileniştik. Serkomiser Osman öne dağru eğilmiş,| re TA SON POS «Son Posta> nn zabıta ramanı : © SULTANIN e Letafet kalfa duruyordu ları ile beraber gözlerini de dört ullah devam nu isbat içi: iten ölünün muhitinde erle kendi şahsi vaziyeti öne sbütün madan bir tek * imkân verir le değil mi Osman Bey? Serkomiser meşhur eda cümlesini ken- sine ha kullanmak Tsatır hanesi- ve itina n sonra rada tabancasını beynine sıkt ün de ya yazıhanenin ü: ünmsı icab göremedik. —— ——— —— Maamafih lütfen bir kere daha bakın Osman Be' Serkomi Rıdvan Sadullah, kapıya doğru yavaş yavaş yürüdü, yaklaşın ca hücum ederek birdenbire açtı. Eşikte or yazıhaneye Ölünün ceblerine vari! tarafı dikkatle aradı, sonra başını kal-| ö dırarak bağırdı — Yok! — Âlâ! k yanında bun yor. Öyle ya intihar etmek isteyen bir| dam tasav A baş Lâtfen yerinize Hüsnü Be: nan mız Jâzım geli ina oturüy mektub bulunmı yor ve bunu mü rılıyor. Böyle şey olam: bu mektubu bir başkasının yazdığını, enin meahiyetini değiş- ek icab e- bu suretle tirmek istediğini kabul der. Müddelu tırlıyalım. b tabancas hâdi mumtf muavini itiraz etti: gözlük ne oldu? Ben de bu suali bekliyor- |£ i Hüsnü Beyi en son gören ık Gülterin beyanatını ha- (Arkası var) - ——— n Baş, diş ağrıları, nezle, kırgınlık ve üşütmekten -mütevellit -bütün ıstırabların başlaması ile beraber aklınıza gelen ilk isim olmalıdır. En seri tesir, en kat'i netice icabında günde 3 kaşe alınabilir. Her yerde israrla isteyiniz. taklitlerinden sakınınız KTT T İ | Oculk yavaş ) oturunuz. bulunmadığına göre y tarafından yazıl- sına Bü- az. Olamayınca Son Posta,nın Hikâyeleri - Macera Yazan: Exbrayat - Durivauz — Ben Robert Bruce'ün Alexandre Desauveur — kırkında — var yoktu. Bir büyük benzin şirketinin mü - fettişlerinden olduğu için arasıra evin- den ayrılıp kendi kendine bir kaç gün geçirebilirdi. Karısı Gilbert'i çok sever ve böyle arasıra evden uzaklaşabilmesi o- nun meziyetlerini daha iyi takdir etme - sine sebep olurdu. Maamafih Alexan - dre Desauveur bahtiyar değildi. Eskiden kâfi bulduğu sade zevkler, kayı hayatı, yaşlı Her yi mi beş bin kilometre yo! geçirdiği saatlerde dü- aile lamış! lan kendisin düşündü yordu Her üç ayda bir Marsilyay bu yolculuk her seferindi mı başlardı. O cum karısı ile beraber istasyona gelmiş berte, kocasını yolcu ederken © racağı yeri tayin etmek, İnun rahat nden Jisterdi. Alexandre Desauveur'un ta -| diği gibi bir yer buldu, 0: veda edip indi. O kompa emin olmak tımanda sade, kadın oturuyordu. * Trenin hareketinden sonra Alexandre Desauveur gazetesini açtı, fakat onu o - kümayıp yan gözle o kadını tetkike baş: ladı. Hiç şüphesiz otuzunu geçkin, rinde de bir tazelik, h nlik bulunan bir kadıncağız... Bir rinde alt dudağımı ısırıyordu. yamadı; o akşam politikadan uzaktı ma karışık yormak istemiy öyle ki sakin ve Birdenbire aklına g sürane * fikir geldi: dünyada bir ye olsun ken- kanunlara ve'ahlâk * kaldelerin riayet etmez bir adam -diye tanıtmak zadıya düşünüp bir ad etmesine lüzum lar okuduğu Tomanlar alâsını temin edebili! polisin elinden kaçan .bir k. diye geçip her tarafa korku salan bir hırsız diye mi tanıtacaktı? İşte henüz buna ka: rar vermemişti. Fakat henüz kadınla nuşmak için bir fırsat Öyle bir fırsat çıkıncıya kadar elbette kendisi de hikây » fakat heyecanlarla dolu macerasını hazırlamış olacaklı, Tren her nedense birdenbire bir sarsıl- dı, kadının kitabı elinden düştü. M. De - sauveur kadınla kanuşabilmek fırsatını ele geçirmişti. Hemeti eğilip kilabı yer - den aldı. Polis romanları okumağı sever mi - siniz, madame? dedi, — Bayılırım. Çok heyecanlı oluyor... — Ama hayattaki vak'alar kadar heye- canlı değil Bunu söylerken sesine bir takım şey- ler ima etmek istiyormuş gibi bir eda verdi; bunda o kadar muvaffak olmuş- tü ki kadın ona hayretle uzun uzun bak- & n nıştı. sini, muhayvel, $ kararmağa başla- ka- fukat zarif bir surette giyinmiş bir de | polis romanı okuyor ve heyecanlı yerle- peşinde Çeviren: Nurullah Ataç tâ kendisiyim... mıştı. M. Deşauveur bundan da istifade çaresini buldu: — Lâmbayı yakmamı emreder misi- niz? — Siz bilirsini: — O halde bö; ha iyi olur. Ben, an bilen insanlardanım. an Üüzerine, otursak da- p nih um ama bu & konuşmak duydunuz meşhur hırsiz mi sız demiyelim Be daha iyi, fak olmu; bir uz, w sezmer « O kadın benim adamlarım - dandır; bu akşam da sırf beni, yole çıkan her hangi kendi zanr uiğa halinde bir adan mek için benimle be rtık kararınızı verdiniz mi? — Ney — İmdat işareti çekmeğe, k. Ben de ken- pek ist — Hayır, hiç niyetim y dimi pol: M. Desauveu: tinden veur'ün o güne diği bütün arzular, bütün h carlanıverdi. maceraya e Jı. Valence'a vardık si de projeler madan bi dar kaldı. birbirine sarılmış, türlü ardı. Avignon'a var el M. Desauveur, bu yorgun düşüp ; küru heyecandan * Tren Marsilya garına girerken benzin şirketi müfeltişi de uykusundan uyan - dı Etrafına bakındı, kadın kompartı. - manda yoktu. Koşup onu koridorda ara- &. Orada da bulamadı. Nihayet trenden indikten sonra onu uzaktan gördü. Ka - dın garın merdivenine doğru gidiyordu. M. Desauveur de arkasından koştu. Fa- kat seslenmeğe cesaret edemiyordu, çün- kü kadına doğru sakallı bir adamla üç çocuğun geldiğini görmüştü. Çocuklar - dan biri sakallı adamın elini bırakıp Dia- na'ya atıldı ve: — Anne, anneciğim! diye boynuna sa- rıldi. M. Desauveur hayretten kendini ala - (Lütfen sayfayı çevirimiz)