10 Eylül 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

10 Eylül 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

-— . Her_g_ün ı Akdenizin emniyeti İçin Toplanacak Yeni konferans. Yazan: Muhittin Birgen Budapeşte, 7 Eylâl kdenizde meçhul denizaltı ge- milerinin öteye beriye yap- tıkları hücumları menetmek üzere İn- giltere ile Fransa bir konferans akdini düşündüler ve bunun için lâzum gelen davetleri, alükadarlara gönderdiler, Kon- feransa Akdenizle yakından aldâkaları bulunan devletler çağırılıyorlar. Bunlar da evvelâ, büyük devletler, sonra da Tür- kiye, Romanya, Yugoslavya, Yul ve Arnavudluktur. Akdeniz iktısaden alâkadar olan devietler sında Hollanda, İsveç, Norveç - gibileri de vardır. Bunların bu deniz - üzerinde hergün pek .çok gemileri dolaştığına gö- re kendilerinin de konferansa — çağırıl. maları icab ederdi. Fakat, davetçi dev- letler buna lüzum görmemişlerdir. Ni- çin? Galiba, onların da daveti konferansı daha ziyade cağını ve bir nevi bir Mille i vücuda gel- ndükleri ara- yel zesl içindir. Konferansa ne Franco, ne de Mad - rid hükümeti davet edilmiyorlar. Bu, Franco için menfi bir tanınma, Madrid hükümeti için de menfi bir tanınmama gdemek olur; yani, Franco hükümetini ta- mnımayan devletler, onu tanıyanlarla kar- p karşıya gelmemek için Madrid hükü- metini de çağırmamaya münasib gördü- ler; bu, Madrid hükümeti için, ilk defa vaki olan bir <«ihmal>», bir «inkâr», bir «hesaba alınmama» hâdisesidir. Konferansın hedefine gelince, İngiliz gazetelerinin bu husustaki neşriyatları- na göre, maksad, Akdenizde gerek de- mizaltı gemilerinin ve gerek tayyarele- rTin ecnebi gemilerine karşı taarruzları menetmektir. Ha sade kadar da değil, denizaltı gemilerinin Ak- deniz sularında herhangi şekilde olursa olsun faaliyetlerine mâni olmak ve ya« hut, hiç olmazsa, bu faaliyeti gayet teh- likeli bir hale getirmektir. * demek SON POSTA Resimli Makale: V Hakikat bir türlüdür, fakat göze göre değişir. $ 1936 yılında Almanyada sarfedilen biranın mikdarı 1913 yılında sarfedi'miş olan mikdarın yarısına indi. İlmi bilgisi ayni derecede kuvvetli olan iki adamdar ne göre bu hâdise Almanyanın iktisaden o derece sev rasını da kösecek derecede düş âlimin iddiasına göre ise bu mek istiyen Almanyanın fazla semen veren biradan kasden vazgeçmiş olmasından ibarettir. SÖZ AR Bir deniz kurdu 80 yaşına girince Ne iş yapar? IZ | | İngilizlerin eski bir deniz kurdu o - ğüne delâlet eder, hâdise sadece ırkımı birisinin * ikinci — yoyhakeme eder slah ete Jiklerin, bütün k budur. * HEKGÜN BİR FİKRA Sadakat tecrübesi Hükümdarlardan biri bir gün vezi. Tini çağırtır: — Senin bana der, ne dereceye ka - dar sadık olduğunu tecrübe etmek i terim. — Hükümdarım ne emrederlerse yaparım. - Şimdi sana kendini denize at di- yeceğim! Vezir hükümdarın bu sözünü du - yar duymaz, çıkıp gitmiye hazırlanır. Hükümdar sorar: Kendini denize atmıya mı gidi - yorsun? ASINDA *| Dünyanın Hakikat her zaman, her yerde, herkes için birdir. Fakat İtalyanların meshur muharrirleri Pirandello", sin gözünde kendi menfaatinden yapılmış hakemesinde gen2 kendi menfaatinden yapılmış bir süzgeç vardır, hâdiseleri bu gözlükle görür, bu süzgeçten geçirerek onun içindir ki b hakikati herkes ba ya göre herke- zlük ve mu- rlü olması icab eden ka başka türlü görür, bütün geçimsiz- gaların, bütün muharebelerin gebebi C— En büyük Akordiyonu Sözün Kısası Yazı Çok Olduğu İçin Bugün Konamadı Sandıkburnunda Dünkü feci kRaza (Baştarafı 1 inci sayfada) Kaza tahkikatım idare eden arkadâ$t mızın edindiği malümata hazaran hâdi ' senin mahiyeti şudur. Kumkapı nahiyesi Hilâliahmeri, Mehmet Raifin gazinosunda bir sünne düğünü tertip etmiş. Bu düğünde, 25 f9t kir yavru sünnet olunacakmış. Gazinonun arka tarafına çocuklarifi karyolaları hazırlanmış.. Bir kenara GA e kurulmuş. Saat on dörde doğtü sünnet edilecek çocuklar, onların uzakı yakın akrabaları, ve diğer davetliler, gö inç doldurmuşlar, tam on beşte, sünnet edilecek ÇO gazinonun arka tprafındaki VÜ erindeki ahşap balkona davet ©* lunmuşlar. dilecek olan 25 yavru, larile, babalarile, ceman ye * kün 50 kişi' balkona toplanmışlar, Orü* da, hem hatıra mahiyetinde resimler ÇE* kilecek, hem de çocuklar sünnet edilet cekmiş. Sünnet olanlar da oradan yatalt larına nakledileceklermiş. Fakat saat 15 de geleceği bildirilei doktor geçik! çin, zaten korku içindi bulunan yavrular sabırsızlığı arttırmi$' lar. Bu müddet zarfında, sünnet edilect yavruları seyre gelenler, zaten do bulunan balkonu mahşere çevirmişlefi, Ve beş metre murabbamndaki balkona xrı ze yakın insan birikmiş, kazadan sonf&' tetkikatta bulunan mühendisin de söylet diğine göre, çürümüş kalaslardan kuru muş ulan balkon, bu muazzam sikletö; day amış. Ve muazzamı bir çatırtı il6 çökmüş. ? Balkon üzerinde bulunanlar da, al yedi metre yükseklikten, sığ, fakat ka * yalik denize yuvarlanmışlar. Bu çöküş ve sukut, bereket sanıldığ? kadar müthiş bir netice vermemiş. B yavrunun gözü çıkmış, iki yavrunun ee leri kırılmış ve düşenlerin hemen heP* Bu maksadı temin etmek üzere dave - (lan Reywold geçenlerde 80 yaşına gir- Ve devletler tarafından yapılacağı taft- | miştir. Buna rağmen günde iki saat yol min edilen tekliflere nazaran konferans- | yürür, kulübesinin önünde oturarak ta çok söz söylenecek ve çok münakaşa | yelkenli resimleri çizer, ağ örer, miço- — Hayır, şimdilik yüzme öğrenmi- ye gidiyorum. * Tamamile camdan sinin öteleri berileri hafif surette yara * v smmefi « | lanmıştır. Almanyada yapılan şu gördüğünüz| — vak'a mahalline yetişen imdadı &:hbbi Akordiyana, «dev Akordiyon» ismi ve- otomobili, yaralıları derhal hastaneyt ö olacâktır, diyebiliriz. Almanya ile İtal- |lar yanın konferansa — işliraklerini temin için, hattâ içtimam — Cenevrede — değil, - çünkü Cenevre Mületler Meclisinin merkezi olmak itibarile bu iki devlet ta- rafından Turfa flân edilmiş bulunuyor! - başka bir İsviçre şehrinde akdini müna- sib gören dav etley, larından bahsedilen tekl hazırladık- her şeye bazı Me- lerin çık- dan muh- selâ, könferansa denizaltı gemilerin mamaları hakkındaki teklif bu iki memleketin almma temeldir. Bununla beraber, davetçi devletler ta- rafından ileri sürülen tedbirlerin Tvuhu kabil olduğu kadar gen e her türlü menfaatler arasındaki tezadları telif ede- bilir mahiyettedir. Akdenizde faal ola- rak görünecek her denizaltı gemisi korsan telâkki edilmesi, ticsret gemile- rinin muhafaza altında seyretmelerinin temini gibi prensiplere mukabil, İspan- yaya giden ticaret gemilerinin de mem- nu eşya ve malzeme taşımadıklarını is- bat etmeleri mecburiyeti konulmak is- teniliyor. Bu, Akdenizin bitaraflığı esası Üzerine oturtulmuş yeni bir rejim de- mektir. Esaslar, İspanya — meselesinde tam bir bitaraflık temini gayesini takib etmekle beraber, bunların münakaşasız- €a kabul edileceğini tahmin etmek güç- tür. İspanya işlerine karışmama komite- *1 Bangi neticeye varmışsa bunun da ay- ni neticeye varması çok muhtemeldir. Bir taraftan Rusyanım, öte taraftan Al- manya ile İtalyanın ileri sürecekleri fi- kirlerle münakaşanın uzaması çok muh- temeldir. * İleri sürülen fikirlerin genişliği ve sı- kı bir bitaraflığın temini gayesile olan ehemmiyeti, bu münakaşaların zuhuru- nu menedecek kâfi bir sebeb ve kuvvet teşkil edemez. Çünkü orla yerde dönen mesele, hakikaten Akdenizin emniyeti i menfaat grupu ara- snda mücadeledir: Bir taraftan harb im tayfalık dersleri verir. Haftada i- ki gün de, köyünün küçücük kilisesi de cemaate, eski deniz hikâyelerini, ma ceralarını anlatır. Kadınlarla erkekler arasındaki fark Amerikalı biyoloji ülimlerinden birisi geçenlerde toplanan Amerika Üb kon- gresinde erkekler ile kadı r arasında bazı hislerde farklar olduğ tesbit et- tiğini bildirmiştir. Biyoloji âlimine göre erkeklerde koku almak hissi kadınlardan fazla imiş. Keza eri erin sağ gözleri sol gözlerinden daha ziyade kuvvetli ol duğu halde kadınlarda keyfiyet bunun tamamile zıddıdır. Kadınların yüzde doksanı dürbün ile bakarlarken sağ gözlerini kapayıp sol gözlerile görebilmektedirler, Erkekler ise sol gözlerin? kapayarak sağ gözlerile A | bakmaktadırlar. memnun olan İngiltere ile Fransa, diğer tarufta bugünkü dünya işlerinden gayri memnun bulunan İtalya ile Almanya ve İnihayet rejimi itilkrile bugünkü dünya- nın İki tarafından da ayrı yaşayan Rus- yanın hal ve istikbal menfaatleri. Yeni konferansa Avrupa, bu üç kuvvet ara- sında parçalanmış olarak gidecek ve ge- rek gitmezden evvel, gerek gittikten sonra münakaşadan kurtulamıyacaktır. İspanya münakaşası, İspanya — işleri değildir. Avrupanın umumi bozukluğu- nun bir tezahür vesilesi: Bu hakikat bu defa bir kere daha görülecektir. Muhittin Birgen ozuyucumuz söyledi: oldular. Konu komşu merak ettik, Sebebini İSTER *«Mektebin bahçesinde birkaç tane ağaç vardır. Evvelce bu ağaçlara yüzlerce güvercin gelirdi, son zamanlarda gelmez Baktık ki mektebin dindar hocaları av tüfekleri ile bu kuş- İmal edilen keman Yukarıda gördüğünüz keman tamamile camdan imal edilmiştir. Bunu yapmak için bir Romanyalı tarafından kı di- len bir madde sayesinde, önce cama elüs- tikiyet verilmiş, bilâhare elâstikiyet zanan camdan keman yapılmı; Hindistanda bir yamyam kabilesi keşfedildi Son zamanlardâ Hindistanın şimali garbisinde çıkan isyanı bastırmak ü - zere gönderilen İngiliz ordusu, o ta - raflarda yaşayan ve şimdiye kadar meç hul bulunan bazı kabilelere rastgel - miştir. Göçebe halinde yaşayan bu kabile - iler, yerliler arasına müdhiş korku sal- makta bulunuyormuş. Çünkü yerliler tarlalarına gittikleri vakit bunlar ku . lubelerine girerek — çocuklarını kapıp kaçmaktadırlar. İngiliz ordusundan bir kıt'a bu in - yi san yen bedevilerden bir grupu mu- rilmiştir. bunu altı kişi biredn çala - bilmektedir. Akordiyonun — yüksekliği 1,860 santimdir. On oktavı vardır. Akordiyonun cesameti, yanı başında ki adamın elinde bulunan tabif bü - yüklükte Akordiyonla mukayese edilin çe daha kolay anlaşılmaktadır. Meksikada insan öldüren dinamit ağacı Meksikada insan öldüren bir ağaç vardır. Kurnevaka'da bir evin avlu - sunda bulunan bu ağaca edinamit ağa- cı» denilmektedir. İnsan öldürdüğü i - çin de hiç kimse bu ağacm yanına yak laşmağa cesaret edememektedir. Ağacın dallarından portakaldan da. ha büyük cesamette şarkmaktadır. Bu meyvalar oldukları zaman korkunç bier gürültü ile patla - makta ve içinde bulunan çekirdekleri rastgeldiği insanı kurşun gibi delip ge- çecek bir kuvvetle etrafa saçılmakta - dır. Bu dinamit ağacının meyvasının ne mevsimde kemale erdiği de belli ol madığından hiç kimse yanına yaklaşa. mamakta ve bu süretle dinamitli mey- vaların mütemadiyen mektedir. yenileri yetiş - hasara ederek — yakalamıştır. Yapılan tahkikatta bunların kaptıkları çocuk - ları yedikleri sabit olduğundan reisle- arbe verilmiştir. ISTER İNAN İSTER İNANMA! Beyoğlunda Senmişel mektebi yanında oturan bir kadın | cağızları birer birer yere indirmeyi âdet edinmişler. İçleri- mizden bazıları gidip söylendiler, fakat şu cevabı aldılar: öğrenmek istedik, 1INAN — Eğer kuşlara acıyorsanız bahçeye bakmayımız.» Biz yalnız İstanbulda değil, Avrupada dahi şehir güver- cinlerine dokunulmadığını bildiğimiz için bu hikâyenin doğ- rü olabileceğine inanmadık, fakat ey okuyucu sen: 1STER AİNANMA! bir nevi meyva| kaldırmıştır. Müuharririmiz yaralanan çocuklarla V€ ailelerile de görüşmüştür. Elinin bileği kırılan yavrulardan birisl Mevlüttür. Melüt, Aksarayda, Kemalpf”* şa cadde bulunan büyük ka: sözleri söylemişti — Oranın b herkes biliyord rada oturmazdı cak tahtaya le olur... kler gidip te ** 1 kaldıramıya * Trse elbette böy” Ağırca yaralananlardan birisi de 6 Y” |şında Orhan... Muratpaşada, Tanburi COt İmil sokağında 33 numaralı evde otur! kunduracı İzmailin oğlu imiş. Denize O lile beraber yuvarlanan kunduraci ü l, kurtardığı yavrusunu hastaneye |türmüş. İsmailin zevcesi: K — Kocam mahkemeye müracaat ed? cek... diyor... Ve ilâve ediyor: — Biz yavrumuzu buraya şehit olsfl diye değil, sünnet olsun diye geti ar Bu sünnet düğünü değil, âdeta sün! faciası oldu... Çocuğumuzun sağ kolu sakatlandı. B” şı da yarıldı... Üstelik te, kocamın cebindeki kâğ! g liralık, denizde eridi... 1 * Tramvay şirketi biletçilerinden 953 Hüf maralı Şahap da gazino sahibi aleyhi”' dava açacakmış. Onun zevcesi Bayan kaddes te diyor ki: d - İki çocuğum da yaralandı. Bi e$ korkusundan hâlâ konuşamıyor. Bertk ki kaza sünnetten evvel oldu. Yoksa YÖ rucaklarım iki acıyı bir arada çektöllş lerdi. O balkon tahtalarının çürüt —.. gün gibi aşikârdı. Bunu evvelden dÜ meliydiler, şimdi mahkemede cezal4” iye müstahaktırlar... çekimi * * Soğanağada, Havuzhamam sok9ğt 4 numaralı evde oturan Bayan Hâ' kızı da yaralılardan, O dâ, (Devamı 3 üncü sayfada) »

Bu sayıdan diğer sayfalar: