keşıdesı bug n bitti 12,000 ( lira kazanan - 30141 3,000 fira kazananlar 18679 1.000 lira kazananlar | 9688 27101 500 lira kazananlar 10912 146531 — 369ü 9894 15325 | 82709 36065 25838 31 87071 36832 5473 31426 219 34642 1224 21801 5551 24397 200 lira kazananlar 89482 33133 1333 26328 — 4165 332 23178 39239 26304 20400 155646 22087 | 21337 39985 26711 — 5626 12613 — 9138 12520 23506 395399 70 7735 17639 34042 26423 19189 24433 27040 35515 26340 7543 — 2425 100 lira kazananlar ] 32588 12809 | | 31688 20519 36527 37271 18040 — 4459 13106 * 35510 1628 30818 3768 28038 11758 28146 28269 36383 9109 20773 59364 33832 11902 — 7824 20252 20108 32131 21718 36386 30584 15198 23211 22338 30595 30104 — 1299 11503 38417 31473 22807 32879 36319 — 2666 50 lira kazananlar 4055 3353 17627 34612 30764 39701 5012 26916 14379 13397 29428 21016 14477 32001 — 3392 — 8407 23888 33226 36308 37915 11199 5017 26814 16012 30846 — 9351 32414 6463 26180 12251 28062 33157 5857 14776 32683 15971 2807 8186 36564 8552 30216 34346 28775 27236 15025 32101 37136 — 4455 Haliç tersanesinde iki deniz altı gemisi inşa ediliyor Hükümetimiz Almanyaya dört denizal- tı gemisi sipariş etmişti. Bu gemilerden ikisi Almanyada, ik:si de Haliç tersane - sinde Krup müesseseşi tarafından ,inşa edilecekti. -Almanyadakilerin » inşasına başlanılmıştır. Haliç tersanesinde inşa edilecek olan iki geminin omurga vaz'ı merasimi de cumartesi günü yapılacak- tır. Merasime- Başbakan İsmet İnönü, Milli Müdafaa Bakanı, donanma komü: tanı, matbuat erkânı ve diğer bir çok ze- vat davetlidirler. * Son Posta ,, nın tefrikası : 21413 38192 35706 37 18055 12652 21492 4335 SOL1 31360 34610 20465 10286 39109 27332 25661 30950 7125 12793 31408 36512 12679 20584 27142 11045 17596 32018 12034 27295 31104 10552 4338 10449 33803 22804 37416 | 12271 | 25153 30997 13823 36358 25425 34595 36965 24452 30650 8205 | | 21018 2R6TA 25355 30 lira kazananlar 20203 2068 22058 6T79 25324 38042 87025 17443 19171 T5 3406 12774 17572 17255 35758 25201 21859 20801 7T17T 1565 10252 12424 15542 3659 163 77189 19844 18473 11786 11067 24205 31535 7868 12181 -3124 23495 30206 18557 24167 5516 10219 34989 19538 17217 7229 15014 183413 120 28768 17T02 20700 TT 22170 39342 28384 28948 16525 1273 28341 718 84182 35141 18887 11352 15795 39850 20318 14129 23711 19302 27557 16221 38124 17233 13051 36378 36695 25088 20009 12480 7968 23107 15860 30968 30306 Bozla 2480 10159 19851 1134 1731 Mükâfatlar Keşide bittikten sonra dolaptan yeni- den 40 numara çekilmiş, bu numaralar beşer yüz Jira mükâfat kazanmışlardır. 5185 32381 2379 25311 107 4015 4912 6375 35290 35383 7016 28727 2551 31017 6235 12792 32190 23032 20137 ım 37715 24200 31181 7831 36399 34480 24779 12521 39210 9504 16837 28750 3993 96802 30479 20273 3642 27341 240713 12945 34376 296 11291 338681 37142 24857 13497 1817T 32004 11399 29671 25131 5612 5458 'Übeydullah(efendi) dün vefat etti Beyazit saylavı maruf âlimlerimizden Übeydullah Hatipoğlu 80 yaşında olduğu halde dün saat 15 de ölmüştür. Cenazesi bugün saat 15 de Beşiktaşta Yıldız posta caddesindeki evinden kaldırılacak ve asri mezarlıkta Abdülhak Hâmldin kabri ya- nına defnedilecektir. Übeydullah Hatipoğlu İzmirde doğ - muş, tıbbiye tahsilinden sonra memleke- tin irfan hayatında uzun müddet hizmet etmiş, Arapça, Farsça, İngilizçe, Fransiz- cadan başka daha 6 muhtelif lisanı bü - tün kavaidile bellemiş, Amerikaya seya- hat etmiş, matbuat âleminde bulunmuş, muallimlik etmiş, bir çok eserler ver - miştir. Mütareke senelerinde llııluyı nefedilmiştir. Übeydullah Hatipoğlunun vefatı mem- Teket için büyük bir ziyadır. Son Posta ailesine ve dostlarına taziyet beyan eder. | Yeni neşriyat Edebiyat Lügati Muharrir arkadaşımız Tâhir Olgun müli kütüphanemiz için faydalı bir eser çıkardı. Adı « Edebiyat lüğatı » dır, edebiyatımızda kullanılmış olan muhtelif — ıstılâhları tarif ve izah eder. Bir çok şiir parçaları ile süslen- miştir İşte «M.» harfinden âlınmış bir misal: Müni: Halk edebiyatı nazım şekillerinden- dir. Terennüm olunmak üzere tanzim edilir. Müniler 7 heceli ve 4 muralı, yahut 747 heceli ve iki misralı olur. Bkniınııne Bahçelerde sar olur Gül açılır yaz olur Bon yarime gül demem Gülün ömrü az olur * 10,000 llrılık mükâfat)| Edebiyat tağatının mühim bir boşluğu dol- En son çokilen (24724 ) numara da 10 bin lira mükâfatı kazanmıştır. duracağı muhakkaktır. Tayyare Pıyangosunun4 üncü “Avusturya tam manasile | Alman toprağıdır,, Avusturya Hariciye Nazırı, bugünkü Avusturyanın Alman olan mahiyetinden kimse şüphe edemez, diyor Viyana, 11 (A.A.) — Hariciye nazırı Guido Sehmiat, yaptığı bir be),ın:ı da ezcümle demiştir ki: Avusturyanan coğrafi vaziyeti kendi- sini büyük cenup devletine bağlamak- tadır. - Ayusturya cenub komşusunun Avusturya tam manasile Alman top-|kudretli inkişafından sevinç duymakta- rağıdır. Bugünkü Avusturyanın Alman olan mahiyetinden hiç bir kimse şüphe edemez. Bundan çıkan netice şudur ki, Avusturya siyaseti büğük Alman mille- tinin menfaatlerinden ve saadetlerin- den hiç bir zaman ayrı kalamaz, Keza dır. Avüsturya-İtalyan dostluğu tabil bir şeydir. Avusturya büyük milletler: le sıkı bir dostane münasebet idamesir arzu etmektedir. Ancak Avusturyaya sokulmak isteyen nülfuzları reddeder, ) Almanlar lspanya[ Dahiliye Vekili bankasına tecavüz ettiler Bir İngiliz torpidosu da bombardıman edildi Londra 11 (A.A.) — Bir Londra gaze - tesinin Cebelüttarık muhabiri, bir ta - kım Alman askerlerinin İspanya banka- sının Algesiras'daki şubesine müsellâhan tecavüz etmiş olduklarını bildirmekte - dir. Bu askerler, banka şubesine bir zırhlı etomobille gelmişler ve Karlistlerden mürekkep bir grupun protestolarına rağ- men bankanın gümüş çubuklarını alıp götürmüşlerdir. Sen Jan de Luz 11 — Bu sabah İspan- yol sahilleri açıklarında İngiliz Fox - hound torpido muhribinin yakınlarına İspanyol âsi tayyaresi iki bomba atmış- tır. Üç teslih edilmiş gemiden atılan o - büsler de bu İngiliz torpido muhribinin yakınlarına düşmüştür. Gemiye hiç bir şey olmamıştır. Foxhound'un hataen bombardıman e- dildiği zannolunmaktadır. Ortamektep Muallimliği için İmtihanlar Ankara (Hususi) — Haziran orta- sında yapılan ortamekteb muallimliği yazılı imtihanında kazanan 281 mual- Jim birer birer Ankaraya gelmektedir- ler, Bunların sözlü imtihanı 17 ağustas- ta yapılacaktır. 97 si tarih coğrafyadan, 60 1 riyazi- yeden, 40 1 fen bilgisi ve biyolojiden, 48 i türkçeden imtihan olacaktır. İmtihanda A grubuna ayrılanlara eh- liyetname verilerek hemen- hocalığa başlıyacaklardır. B grubuna ayrılanlar ise üç sömestr devam etmek üzere teş- rinievvelden itibaren terbiye enstitü - süne devam edeceklerdir. Sözlü imti- Havacılık ve spor — Hava kurumunun bulhanda muvaffak olmıyanlara hiç bir Küzel mecmuanın 100 ıncı sayısı çıkmıştır. hak verilmiyecektir. spor işlerini tetkik ediyor Ankara 11 (A.A.) — Ulus gazetesi yar rın çıkacak sayısında şu haberi neşret - mektedir: İç işleri Bakanı ve Parti genel sekre teri Bay Şükrü Kaya gündür Purt Merkezinde spor kurumu başkanı y lhışarak bölge başkanlıkları bölgelerin vı klüplerin hesap ve bütçe işlerinin tetki' — | ve teflişi ve muhtelif vilâyetlerde ya pilacak sahalar için spor kurumu bütçe sinde mevzu tahsisatın tevzil hususla rında görüşmüştür. Alınan kararların tatbikine geçilecek - tir. İngiliz - İtalyan Müzakereleri Londra, 11 (A.A.) — Sir Eric Drum —| mond, istikbalde İngiltere ile İtalya 9 rasında yapılacak müzakerelere müte- allik görüşmelerine devam etmek üze re bu sabah yeniden hariciye nezareti: — ne'gitmiştir. B Türk borcu tahvilleri düşüyor 'Türk borcu 1450 da açılmış, 1480 de ka- —— panmıştır. Biraz düşüklük vardir. Bugünkü program — 12 - Ağustos - 997 - Peryembe İSTANBUL &) Öğle neşriyatı: . 12.30: Plükla 'Türk müsikisi, 12.50: Havâ- dis, 18.05: Muhtelif plâk neşriyatı. Akşam neşriyatı: 1830; Plükla danâ musikisi, 1930: Bpat - musahabeleri: Eşref Şefik tarafından. Mu00: Badi ve arkadaşları tarafından Türk musi- kisi ve hâlk şarkıları. 20.30: Ömer Rım ta - rafından Arapça söylev. 20.45: Bafiye ve af- kadaşları tarafından Türk musikisi ve balf şarkıları, (Saat âyarı). 21.18: Orkestra, 22.15. Ajans ve borsa haberleri. 22.30: Plâkla solo lar, opera ve operet parçaları. _——_———::—:— — Kâmili bırak şimdi!.. Elin fikarası»pneresine gitseler geçinebileceklerdi. bunaltan, deli eden bir kayıtsızlığı o-|rahat edebildin mi bari? — Fena değil... lurdu. Şimdi de gene öyle uzak, yaban- cı bir sesle: gündür benim de aklımdan geçiyordu; Fast gelmedin mi? — Kime rast geleceğim?. ben de biraz dinlenmek istiyordum. İyi ki sen benden önce davrandın. Fakat bir ğün daha dur; Ben yarın yazıhane- deki işleri derleyip toplıyayım; Ben burada yokken ne yapılacağını söyli- yeyim. Öbürgün gideriz. Ben, pek öy- le on beş gün Yalovada kalmasam bile hiç olmazsa seninle beraber bir kaç gün dinlenmiş olurum. Sonra sen, istersen, orada kalırsın; ben dönerim. — Ben öbür güne kadar kalamam. Gelirsen, yarın beraber gideriz, Yok- sa ben yalnız gideceğim, — Acelen neye?, Bir günden ne çıkar ki? — Burada sıkılıyorum; gideceğim. Hüsamettin, biraz durdu; sonra başı- nt kaldırdı, karısının gözlerini arâdı: — Onu soracaktım: Yalova nasıl?. — Bizim eski şoförü orada görmüş - ler, acaba sen de tesadüf ettin mi, diye sordum!, Fehametin, demindenberi hep yük - sekten atıp tutan edası birdenbire sö- nüverdi: — Kim görmüş?. — Görmüşler, işte... na soracaktım da unutuyordum. Şimdi Yalova dedin, oradan aklıma geldi. TUZAK Yazan : K. R. Enson Hüsamettinin, bazan karşısındakini| vapuru kaçırıp ta orada kaldığın gece Hizmi Hoşuma gitti de o- Hnun için gene gitmek istiyorum, — Yarın mı gidiyorsun, dedi. Kaç! — O gün, tanıdıklardan hiç kimseye Kaç gündür sa- Demek ki sen rast gelmedin? — Rast gelmedim, demedim ki. de gördüm. — Ya... Bana hiç söylemedin de... — Ne olur, sanki?, Unutmuşum!, E- hemmiyet vermedim de ondan... — Ehemmiyet vermedin mi, aasıj o- lur, günlerce onu arattın durdun!. ... ben nı karıştırma!.. — Peki, ne demek istiyorsun?. Bir şoför için, şimdi hiç yoktan kavga ma çıkaracaksın?, Hüsamettin ayağa kalktı: — Kavğa çıkarmıya ne lüzüm var?, Yalnız anlamak istiyordum; anladım!.. Dedi, odasına çekildi. Ertesi sabah yazıhaneye gitmeden ev- vel karısının odasına uğradı. Kapı kilit- liydi.. bir kaç defa vurdu; ses alamadı. etcilerden çekindi; üstelemedi. Öğleye doğru eve telefon etti. Telefo- nu hizmetci kız açtı: Fehametin çanta- larını alıp gittiğini söyledi. : Akşam üzeri Ada iskelesine indi. Va- puru dolaştı, iskelede bekledi. -Feha- Fehametle İmad, gene her zamanki gibi Şehzadebaşında, o ihtiyar adam i- çin tuttukları evin bir odasında buluş- muşlardı. Saatlerdenbri bir türlü an- laşamıyorlardı. Genç kadın, lâf arasın- da ağzından kaçırmıştı: Nişantaşındaki evi, Ayaspaşada yeni yapılan apartı- manı rehine koyduğunu, oradan aldığı parayı da kendi adına bankaya yatırdı- ğını, hattâ biraz da ona yaranmak için söylemişti. Bankada eskiden de parası vardı. Elmaslarını, tahvillerini de be- raber almıştı._ Yalnız bunlar, bu bir a vuç taş parçası ile bir deste kâğıt on — Arattığımı kim söyledi?, Onu da|beş yirmi bin liradan fazla tutuyordu. Otel kalabalık mı?. Haniya geçen defa | Kâmil mi yetiştirdi?. Hepsini bir araya koyunca dünyanın İmad, bunu duyar duymaz birdenbi- re değişti. Belki, bu kadar çirkin bir işe girişmek bir türlü içine elvermiyordu; belki de günün birinde kendisine bir hesab sorarlar, diye düşünüyor, ondan korkuyordu. Ne olursa olsun, genç ka- dınla birlikte kaçıp giderken yanların- da bu kadar para götürmek istemiyor- du. Fehamet: — Neden korkuyorsun?, Hüsamettin- den mi?. Onu hiç sayma.. arayıp sor- maz bile.. hattâ bunu bir tenezzül sa- yari, Kendisini bırakıp gittiğimi duyar duymi beni mutlaka boşıyacaktır. Mahkemelerde uğraşmayı, uzun uzun dekikodu çıkarmayı hiç sevmez. Çabu- i(cak birbirimizden ayrılırız. Bundan yana hiç üzülme... Paraya gelince, a- partıman benim, ev benim, elmaslar be- nim, kim ne karışır?. Hepsini birden geriye verecek değilim yal, Diye onu yumuşatmıya çalıştı. Bü- tün gün bunu konuştular. Sonra Be- yoğlunda bir otele gittiler, Geceyi de orada geçirdiler. Arlık ne varsa hepsi- ni açıktan açığa ortaya koymuşlardı. Fehamet, Anvansaraydaki kuytü ev. den alıp getirdikleri ihtiyar adamın kendi babası olduğunu da saklamıyor, lerlerse onu da oraya aldıra- 4 söylüyordu. İmad, bunu zaten çoktanberi biliyordu. Piyano hocasının eski macerasından doğan çocuğun Fehametten başka biri- si olmadığını, daha o zamanlar öğren- miş, fakat bunu belli etmemişti. Şimdi | de bir... de: — Ne olursa olsun, diyordu, seninle beraber nereye istersen giderim. Çalı- şırım; babanı da beraber alırız; geçini" riz. Fakat hırsızlık elimden gelmez!. Fehamet; ne genç şofürden, ne d€ paralarından vazgeçebiliyordu. Bütüt gece hep bunun üzüntüsü içinde ,ıı,d. Ertesi sabah İmad, erkenden Hüsa> mettine telefon etti. Fehametin kocaslı eski şoförünün sesini ilk önce tanıya' madı, sonra onun olduğunu anlayınd kapatmak istedi. Gene de dayanamadi; konuştular. İmad: — Sizinle konuşmıya hiç yüzüm !Ü' diyordu, size karşı çok suçluyum, şimdi anlıyorum ki refikanız üstüne çok mühim bir para almış. Onun için sizi rahatsız etmeği göze aldım. İnanınız ki bugüne kadar bunu bilmiyordum. Şim” — di öğrenir öğrenmez size de haber VE” riyorum. Kendisini belki bir daha gö — mek istemiyeceksiniz; ondan ayı—ılııılflk ğ sınız. Fakat bu ev, aparlıman işleriti — | '.ı doşimdıdenbı:çumbulmmmm' #i derim, Avukatınızı mı — gi kimi gönderirseniz o, gelsin, konuşsun; bu para meselesini düzelt” sinler. İşlediğim suça bir de hırsızlik karıştırmak istemiyorum, Hüsamettin dinledi, dinledi; en 9? nunda: kendisilt — — Baksana oğlum, dedi, polise hw $ veririm, diye körkuyorsan ondan ) hiç üzülme. Karımı çaldıktan ınm" P Ğ ralarını, elmaslarını da beraber almif M sın, yahud almamışsın, betim içim (Arkası var) İ