& Sayfa ——— OTLTTTRTET Tekirdağlı dün İngilizle berabere kaldı, Mülâyim 8 dakikada r akibini yendi Dünkü güreşter heyecanlı oldu. Tekirdağlı ile rakibi Vandervald bir saat güreştiler (Baştarafı 1 imci sayfada) Güreşler etrafında çıkarıfan muthte- Hf rivayetler, stadyoma, gimdiye kadar hiç bir müsabakada görülmemiş bir ka- labalık toplamıştı. Bir çok kimseler, bilet bulamadıkları için geri dönmek mecburiyetinde kalmış- lar, bir çok kimseler de, biletleri olduğu halde, içeriye ancak güreşlerin baçlayı şından hayli sonra girebilmeye muvaflak olmuşlardır. lik müsabaka Mülâyim pehlivanla, Ka. nada şampiyonu Kampel arasındaydı. Evvelce, müsabakalarda saat tahdid olunmamazı, ve güreşin iki rakibin biri. nin mutlak surette mağlüb olmasile ne- ticelenmesi mukarrerdi. Fakat, güreşlerin uzun sürmesi ihlima- li hesablandığından, ikinci müsabakanın karanlığa kalmasından korkulmuç, ve bu yüzden de, müsabakaların müddetle- vi birer saat olarak tesbit edilmiştir. Bu karar halka hoparlörle bildirildi. Ve bunu müteakib, Mülâyimle rakibi Kam- pel ringe çıktılar. İki pehlivanın halka takdimi uzun alkışlarla karşılandı. Orta hakemi gene Cemal pehlivandı. Fakat bu defa, o, sadece güreşi idareye memurdu. Yani karar için rey vermek hakkını ha- iz değildi. Buna mukabil, güreşlere iki yerine üç yan hakemi konulmuştu. Her hangi bir ihtilâfa mahal bırakmiyatak o- lan bu'yerinde tedbir, seyircileri de höş- Dud etmişti. Mülüyim pehlivan, Kampelden iri gö- rünüyordu. Aralarında sikletce on kiloya jyakm bir fark olduğu anlaşılıyordu. Güreş, saat tam o yedide başladı. Sen zamanlarda, formu gittikçe mükemmel- Jeşen Mülâyim pehlivan, ilk anlardan iti. baren, rakibini tehlikeli vaziyetlere dü- şürmeğe başladı. Fakat Kampel de, tehlikeli vaziyetlere düşmesine rağmen kaçmıyor, bilâkis, ta- arruza geçmiye teşebbüs ediyordu. Hattâ Mülâyimi iki defada, tehlikeli SON POSTA ÖİBEL EARLEENE Üzüm mevsiminde Bu bir bilmecedir: — Küfe küfe taşınıyor, ktlo kilo sa- tılıyor, ve tane tane yeniyor.. nedir o, bill — Bildim, üzüm. * Bu da bir bilmecedir: «Bebası büklüm hoca, ahası yayvan kadın, kızı güzellerden güzel, oğlu mey- hanelerde gezer... Bunu da bildim: Babası agma kütüğü, anası asma yaprağı, kızı ürüm, oğlu da Takı! * Üzüm ne tuhaf şeydir.. bazan kendi küfeye girer, bazan da başkalarını küfe- Hik yapar, * Kınalı tırnak da kınalı yapıncak kadar Bgüözel bir şey olsaydı, hiç bir zaman mo- dası geçmezdi. * Üzüm, üzüme baka baka kararsaydı, hiç bir zaman kâra üzüm bağında tek salkım beyaz üzüm bulmanın imkânı ol- mazdı. Üzümden rakı, arpadan bira yaparlar. İNe olur, bir kere de aksini deneyip ar: çr R f i v mziyele düşürmeyi muvâftak oldu. Fakat karşısındaki rakibin kendisin- dan zorlu olduğunu sezdiği hakde, daha çekingen, daha kapalı ve daha ihtiyatlı göreşmesi lâzimken habire açılması, ve müdafaadan ziyade taarruzu tetcih et- mesi ona bahalıya mal oldu. Müsabakanın tam sekizinci dakikasın- da, Mülâyim pehlivan kıskıyrak kavra- dığı rakibinin sırtımı yere getirdi. Hera öyle'bir vaziyette yere gelirdi ki, isteseydi, tuşu üç saniye yerine, üç saat de sürdürebilirdi, Mülüyimin bu'haklı ve çok kat'i zafe- ri, çok sürekli alkışlarla karşılandı. Ve daha bu alkışlar dinmeden, Tekir- dağlı Hüseyin pehlivanı ringte gördük. Nice zamandır. meydanda görmediği- miş Tekirdağlınım, evvelki gün Ge söy- lediği gibi, canlı, ve güreşmeye çok iştah- h olduğu besbelliydi. Onu takiben ringe, cenubi Afrika şempiyomu Vandervald girdi. Vandervaki da, Tekirdağlıdan çok da- ha ufak görünüyordu. Nitekim, uz son- CÖNÜL İŞLERİ Ç Okuyucularıma Cevaplarım Bayan ncd_riyoye: Dağ 'dağ üstünde durur, ev ev üs- tünde durmaz derler, aile hayatında değişmesine imkân olmıyan bir haki- katin ifadesidir. Bugün müstakbel ge- Hininizi seviyorsunuz, ondan da ayni şefkati görüyorsunuz. Fakat bu halin devam etmesini istiyorsanız, bırakınız kendi kendilerine bir ev açsınlar. Faz- la olarak size evlenme hayat!larının flk zamanlarında kendilerini sık sık zi- yarete gitmemenizi de tavsiye ederim. Güç gelecektir, tabil. Fakat ceht |edi- niz, haftada bir ile iktifa ediniz, rahat edersiniz, memnun yaşar, memnun ya. şatırsınız. * Samsunda bay «N> a: Bahsettiğiniz aile üç dört yıl evve- line gelinceye kadar İstanbulda otu- rTuüyordu. Kendilerini yakından tanı- rım, epeyce müddet komşuluk cttik. Temiz, dürüst, bilhassa namuslu bili- rim. Tereddüt etmeyiniz. Bayan <D.Esye: Bu gibi hâdiseler üç şekilde halie - dilir: 1 — Resmiyete başvurursun, iskan- dal çıkar, iskandal üzerine teessüs e- den ailenin devamlı olabileceğini hiç sanmam. 2 — Hususi şekilde anlaşırsın, ben. ce en makuludur. $ — Hususi şekilde anlaşmak kabil olmadığı takdirde resmi makamların hususi şekilde alâkalarını celbetmeye çalışırsın. Bir polis direktörünün, bir mahkeme reisinin, bir müddetumumi- nin kanun hakkında küçük bir ikaz yapması yüzde doksan dokuz meseleyi halledebilir. Bu dakikada düşüneceğin yegâne nokta hatayı tamir etmoktir. TEYZE padan rakı, üzümden bira yapsalar; bel- ki böylesi daha iyi olur. * — Üzümü ye de bağını sorma! Dedtler, Acaba neye?.. Destursuz ba- ğa girerim, diye mi korktular?. * Bir adam için: — Kütük gibi. Dediler, sordum: — Üzüm verir mi? * Üzüm ihracı kârlı işmiş, mideye idha- N de hiç zararlı değil! Bu mevsimde seveceğim . kadin, mu4 hakkak üzüm gözlü olmalıdır. * Eskiden Darülbedayide; «İzmirli Kız» adlı bir piyes oynanırdı. Acaba bu piyes- te hep üzümden. mi; bahsedilirdi? * Birisinden bahsediyorlardı: — Bir vuruşta darma dağın eder, Dediler, sordum: — Bir salkım üzümü mü? İMSET ra öğrendim ki, Vandervaldın sikleti, Te- kirdağlının sikletinden tam on beş kilö eksiktir. Bu bariz farkı, ve Tekirdağlının ken- dinden çok emin jestlerini görenler, Van” dervaldın da, Kampelin âkıbetine uğrı- yacağını tahmin ettiler. Nitekim, Cemal pehlivanın tdaresi al- tında güreş başlar başlamöz, bu tahmi- ni yürütenlerin yanılmıyacakları sanmı!'- dı. Hattâ bir çok kimseler: — Bu, Kampel kadar da dayanamyıs- cak! dediler, Zira Tekirdağlı Hüseyin, bir saat sü- recek olan güreşin daha ilk dakikasında, | Ü Vandervaldı keçe gibi yere serdi. Ve İn- giliz şampiyonu, sırttını yere gelinekten güç belâ kurtardı. Ondan sonra da, - Vandervaldı, birde tehlikeye girmiş gördük. Hüseyin onu, bir top gibi, yerden yere, ipten ipe savuruyordu,. Yalnız, İngiliz güreşelsinin, bu savu. ruşlardan fazla sarsılmayışı, ve gittikçe artan bir hızla güreşe devam edişi, Te- kirdağlının zaferini bekliyenleri şüpheye düşürmüştü. Zaman geçtikçe, Tekirdağlı titizleni- yordu. Hele onuncu dakikadan sanra büsbütün asabileşti. Çünkü, Mülâyim gi- bi sekiz dakikada götürmek istediği ra- kibinin, yenilmemekte taannüd edişi, o0- nu çileden çıkarmıştı. Bunu âdeta bir izzeti nefis meselesi saydığı her halinden anlaşılıyordu. Denilebilir ki, Tekirdağlmın, dün daha parlak bir netice alamayışı, rakibini ça- buk yenememenin hırsile itidalini kaybe. dişine verilebilir. Güreş devam ettikce, Tekirdağlının maneviyatile birlikte bir parça nefesi, bir parça da kuvveti azaldı. Buna mukabil ise, uzun güreşlere alışık olduğu anlaşı- lan çevik İngiliz, gittikçe açılıyordu. Hat. tâ bir defasında, Tekirdağlıyı çok tehli. keli bir vaziyete bile düşürdü. Vakıa İngiliz zaman zaman ringlerin dışına düşüyordu. Fakat bunu hiç bir se- fer ihtiyerile yapmadığı aşikârdı. Bu, Tekirdağlınım oyunlarını yaparken bu- ikide Jiçin çekilen sıkıntı Dünkü kürek yarıları çok zevksiz oldu İcap ettirdiği venı:te: ı:ıhnım bir vaziyette yapılan bu müsabakalar bütün gayretlere rağmen gayri muntazam bir şekilde bitti Dünkü yarışlardan Bir görünüş Resmi kürek müsabakalarinın birinci- si dün Yenikapı sahilinde yapıldı. Yariş- lar çok zevksiz ve o nisbette de intizam- sız oldu. Dünkü yarışlar, yarış olarak de- gil, kanma karışık bir Koşma halinde bitti, Açık denizlerde yapılan kürek mü- sabakalarının icab ettirdiği vesaitten mahrum bir vaziyette yapılan bu müsa- kalar başarılmak için Bsarfedilen bütün gayretlere rağmen gayri muntazam ol- du. Bir tek motörle kürekcileri bulun - dukları yerden yarış mahalline götürmek müsabakalarin geç başlamasma sebeb olduğu gibi, aynı mo- törün hakemlik yapanlar hizmetine koş- mak mecburiyetinde olması yarışta tu- tulması lâzım olan derecelere vaktinde muvasalat hattına yetişilememesi yüzün- den xzaman teshiti kabil almuyordu. Bir kaç yarışta rakiblerin birbirini faz la açması karışıklığın önüne geçen en güzel tedbir oluyordu. Müzabakalarda alman neticeler şun- lardır: Bir çifte müptediler: Galatasaraydan Nevin birinci, Beykoz ikinci, Fenerbahçe üçüncü. İki çifteler: G. saraydan Fethi ve Mu- zaffer birinci, Altınordu ikinci, Güneş ü- üncü oldu. Klâsik dörtlük: Güneş birinci, Galata- saray ikinci, Beykoz üçüncü oldu. 'Tek klâsik kadınlar: Güneş birinci, Fe- nerbahçe ikinci oldu. Kıdemsizler - Tek klüsik: Güneşten Yani birinci, Galatasaray ikinci, Altın- | ; ordu üçüncü oldu. İki çifte klâsikler: Galatasaraydan Ha- H, Süha birinci, Altınordu ikinci, Güneş üncü oldı ük: Güneş birinci, Galata- saray ikinci, Beykoz üçüncü oldu. Dörtlük klâsik kadınlar: y Fenerbahçe ile Güneş girdi, Güneş birin« ci oldu. Kıdemliler - Tek klâsik! Galatasaray- dan Karakaş birinci, Altınordu ikinci, Beykoz üçüncü oldu. İki çifte klâsikler: Galatasaray birinci, Beykoz ikinci, Güneş üçüncü oldu. Dörtlük klâsikler yarışında, Beykoz birinci, Güneş ikinci, Galatasaray üçün- cü oldu. Galatasaray puvan hesabile birinciliği aldığından festival kupasını kazanmıştır. Dünkü tenis müsabakaları Festival münasebetile Dağcılık klü- saneereeesı vaberersene nn kunduğu mahalli iyi ölçememesiden ile- ri geliyordu, rakibini mütemadiyen rin- gin dışına düşürüyordu. Güreşin nihayetlerine doğru, müsavi güşeren İngiliz, bir aralık faikiyeti bile ele alır gibi oldu. Fakat Tekirdağlı ken- disini toparladı. Son bir gayretle işi bi- tirmek istedi. Muvaffak olamadı. Bir sa- atlik müddet nihayet bulduğu için iki pehlivan berabere ilân olundu. Bu güreşin intikâmının yapı'ıp yapil- mayacağını benüz bilmyoiruz. Fakat mu- hakkak olan şu ki, ikinci güreş yapılırsa, Tekirdağlının biraz daha dikkatli güreş- mesi lâzımdar. Çünkü anun istihfat ettiği İngiliz pehlivamı, inkâr olunamıyacak ka- dar kuvvetli bir rakibtir, bünde tenis müsabakaları yapılmıştır. Ax hnan neticeler şunlardır: Tekler arasındaki müsabakada Suad 6-2, 6-3 ile Baldini'yi mağlüb etti. Çiftler müsabakasında Sund « Baldintt çidti 6-2, 6-4, 6-2 ile David-Baldini çiltfk ni mağlüb etti. Tek kadınlar arasındaki müsabakadg Madmazel Grodefski, Leviyi yendi. Muhtelit müsabakada Madmazecl Grok defski ve Balkrif 6-3, 6-1 ile Melih ilg Leviyi yendiler. At yarışlarında Dün 4 bin Seyirci bulundu İstanbul at koşularının üçüncüsü de dün Veliefendide yapılmış, hayli rağbet görmüştür. Yarışların neticesi şunlardır: Üç yaşındaki Arab atlarma mahsus, 1400 metre mesafeli ve 120, 50, 20 lir& mükâfatlı birinci koşüda, Mehmet Çelie - ğin Dumanı birinci, Mes'ud ikinci, Ceye lân Üçüncü olmuştur. Halis kan İngiliz hayvanlarına mahsuğ 2000 metre mesafeli ve 210, 75, 20 lira ika ramiyeli ikinci koşuda Başkan birineflis ği, Nansuk ikinciliği, Bastoka üçüncülü- Bü almşılardır. Yarım kan İngiliz hayvanlarına mahsusş ikaplı 1600 metre ve 500, 8ü, 40 lira üçüncü koşüda Şehab birinci, Budin ikinci, Mamure üçüncü olmuşlar. dir, Halis kan Arab hayvanlarına mahsus 2200 metre mesafeli ve 225, 55, 25 lira ika ramiyeli dördüncü koşuda Ünlü birinci, Ceylân- ikinci, Benliboz üçüncü ölmüşe lardır. Hâlis kan Arab atlarına mahsus 1600 metre mesafel ive 120, 50, 25 lira ikraml- yeli beşinci koşuda Sarıkuş birinciliği, Lâle ikinclliği, Bulut üçüncülüğü almış- lardır. Bahsimüşterekler de hayli rağbet göre Mmüş, yarım liralık bir biletle beş, on, hate tâ on altı lira alanlar bulunmuştur. Koşuların Gdördüncüsü Ş#nümüzdeki pâzar günü yapılacaktır. Konyada maç Konya, 8 (A.A.) — Çankaya İdman- yurdumuzla karşılaştı. Maç 2-2 berabere neticelenirken dört dakika kala hakemini Çankaya aleyhine penaltı vermesini Çankaya haksız bulduğundan sahayı terkeyledi. Hakem 3-2 İdmanyurdunu galib ilân etti. Kasımpaşalılar Balıkesirde yenildiler Balıkesir, 8 (Hususi) — Kasımpaşa tâ- kımı bugün Birlikle revanş maçı yapmı$: meticede Birlik 1-0 kazanmıştır. Yurdlular da Bandırmalıları 5-1 yen- mişlerdir. Her iki maçı kalabalık bir se“ yirci kütlesi takib etmiştir. Yundlular Bardenpartisi çok güzel olmuştur.