HAŞ Hergün Marconi'nin büyük Hatırası arkasından — Yaran: Muhittin Birgen ugünlerde dünyanın büyük bir adamı öldü. Kanile ve ilmi ile , dünyanın teknik ve sanayi iti- İngiltereye bağlı olan Marconi -Markoni-, nagihâni bir ölümle, öteki dünyaya, esrarını anlamak uğraştığı esir âlemine kal Marconi, ne münhasıran İngilterenin adamıdır. O İtal yanın çocu- ğu olarak doğdu ve bütün dünyanın, bü- tün İnsanların malı olarak öldü. Bir iki gündür bütün dünya onda onun, arz üzerinde geçirdiği senelerin ha- tırasını hürmetle anıyor. Eğer biz de bu vazifeyi yapmaz ve bu büyük dünya in- sanının hatırası önünde hürmetle ve mu- habbetle eğilmezsek, bir insan sıfatile, nankörlük etmiş oluruz. , ses İçin, ziya ve safe denilen mef- humu kaldırmış olan âlimler silsilesi ara« sında en mümtaz bir çehredir. O, telsiz telgraf denilen icadı meydana koyduğu zamandanberi, bir kısım tablat ve fizik hâdiseleri için artık mesafe kalmamıştır. Bir radyo neşir merkezinde telâffuz edi- len bir keli i üç metre mesafedeki bir inganın, işitmesi için geçmesi icab eden zama: 1 daha az bir müddette, radyo bu kelimeyi binlerce kilometre öleye ka- dar götürüyor. Einstein (Aynşta; ın mesafeyi izafi bir mefhum olarak telâffuz eden nazari- yesi, Marconi'nin ve onun gibilerin yap- tıkları keşifler üzerine kuruluyor. Fakat, Marconi nazari enlerden değil- dir. O, nazariye y dler ve vakı- alar yarattı. Onun yarattığı bu yeni şey- ler sayesindedir ki bugün insanlar rad- yanun karşısına geçip dünyayı dinliyor- lar, binlerce kilometre mesafeden birbir- lerini görüyorlar ve nihayet Okyanuslar aşarak birbirlerile konuşuyorlar. Bugün dünya gecelerinin üzerinde güneşler yak- mıya kadir olan insanlar için Edison na- sıl büyük hizmetler yapmışsa, Marconi de insanlığa, kıymeti o derecede — ölçülmez koşifler ve servetler hediye etmiştir. Bu keşifler onu bir kaç defa milyoner yaptı. Fakat, insanlığın kazandığı hesabsız mil- yarlara bakılınca onun milyonları bir zer- re bile değildir! * Biz Türkler, Marconi'nin arkasından, insan gibi duymak vazifemizi yaparken, Türk olarak da biraz dGüşünmek mecbu- riyetindeyiz. düşünmeliyiz: Bir kere, bu- günkü dünyada şuna dik! etmek zamdır ki fikir ve san'at adamları, teknik dehaları gibi; hakikaten z insanlar değildir. Fikir insanları değil bizzat en dâhiyane fikirler £ Ne kadar çok şair, fikir adamı, san'at dâhisi vardır ki hem kendileri, he mde fikirleri ölmüş- leri, tarih eserle- e ölüyor. tür. Bugün onların i: rinde görnülü kalmıştır. Halbuki tekmik ve müsbet ilim insanlas rı böyle değildir. Pasteur (Pastör), insan olarak da, eser olarak da İ Marconi bu nevi ölmezlerde yaşıyacaklardandır. İkinci derecede de şunu bilme zan gürurumuzu kendi kendi mak için, şairlerimizden ve den bahseder ve bunlara sölmez in deriz. Halbuki, bizler, teknik ve müsbet ilim sahalarında insanlığa henüz borcu- muzu ödememiş, ona ölmezinsan ve ölmez eser bırakmak vazifemizi yapmamış bu- lunuyoruz. Türk gençliği bunu iyi bil- meli ve sade Türkün en yüksek bir insan olduğuna inanmakla iktifa etmiyerek bu davanın doğruluğunu nesillere delillerile isbat edecek şeyler yapmalıdır. 'Türk de Marconi'ler çıkarabilir bir mil- lettir. Türkün bunu yapması için hiç bir şey eksik değildir. Gençlerimiz şunu bil- melidirler ki eğer kendileri milyoner ola- rak ölmek ve aynı zamanda insanlığa he- saba sığmaz servetler bırakmak isterler- se zekâlarını ve enerjilerini böyle teknik ve müsbet ilim sahalarına çevirmeğe mec- burdurlar, Marconi'nin ölümü, bize bu noktaya dikkati celbetmek vesilesini ver. di. Şu dakikada düşünüyorum: İyi bir ka- leci, yahud, kötü bir muhacim olmak i- çin, kim bilir ne kadar genç Türk enerji- si israf edilip gidiyor da Marconi olmak için bazırlanan genç insanlar aramızda hakikaten bahsediyor ve | buuın dayağa da müracaat ederler. Bazı aileler terbiyede esasın şiddet olduğuna kanidirler, çocuk tesadüfen bir kabahat yaptı mı bağırıp çağırırlar, hattâ SON 'POSTA gü Çocuk kullanılmamış bir gramofon plâğına benzer, aldı- ü derhal lade eder. Fena $öz işitirse fena sözle mukabele gösterir. Tatlı söyleyiniz, tatlı işitirsiniz. Amerikada bir Zenci mezardan Çıkarıldı ve yakıldı Amerika zencilerinden Villy Râst iki beyaz kadın öldürmekten suçlu o- larak geçenlerde yakalanmıştı. Zenci başına geleceği bildiği için kaçmağa te şebbüs etmiş, fakat takip edenlerin ar- kaşından attıkları tabanca ile vurula - Fak ölmüş ve mezara gömülmüştü. Fa- kat hırslarını tatmin edemiyen yüzler- ce beyaz Amerikalı akşama doğru me- zarlığa giderek zencinin cesedini çı - “|karmışlar ve cesedi bir meydanda yak. tıklâarı ateş içine atıp toplanan binlerce seyircinin önünde yakmışlardır. Mısır mumyaları için asri ehramlar yapılacak Misır hükümett elyevm Kahire müze- sinde teşhir edilmekte olan mumy Ltekrar toprağa gömdürmeye kara | miştir. Mısır hükümetinin bü k:. İaşıldığı zaman mumyalara daln olarak Piramidlerin seçileceği sanı! Fakat anlaşılan galebe Ikinci bir ıı!'mh kalmıştır. Bu plâna göre Heliopolis'te veya Giseh'te muazzam bir türbe yapıla cak ve Mısırın eski kral ve kraliçeleri aları bu türbelerin içine g İşin garip noktası bu tür! toprak altında yapılacak ve fennin bütün vasıtaları ile muhafaza edilecek larıdır. yu hiç görülmüyor, yahud, bugünkü ce- * şartlarından dolayı, bir tarafa bü- zülmüş, mühemmel ve metrük bir zekâ ve enerji halinde şönüp gitmeğe mahküm kahyorlar! olma- Muhittin Bırgm n » amamaı — — dolaşmış, her gün bir yere — gitmiş ve mını bulmiya- uğraşmış. oturmaktadır, Boğazdan başlıyarak bütün Anadolu Rüumeli sahilini ve Adaları dolaşmış, bu dolaşma sonunda t İSTER “İşindenberi sayfalarını yarı İSTER İNAN Mevsiminde deniz banyosu yapmıya meraklı bir ar - kadaşımız İstanbuldaki bütün plâj ve deniz hamamlarını «man devam edebileceği en nucuz plâj veya deniz hama. Bu arkadaş Anadoluhisarında ve * HERGÜN . BİR FIKRA Eşkly;—ll—;_borber Azılı şakilerden biri bir gün berber dükkânına girmişti. Bir lira çıkarıp ümün bir yerinde n beni traş edersen k eğer bir çizik ya- yapacak olursa; Tabancasını gö — Bu tabancaylı erdi. beynini da; Ti Bi T ustürasını aldı. Şa etti. Traş bittikten sonra: — İyi, dedi, lir. derken mişsindir? traş y hakettin.. traş e- bilir nekadar korku geçir- Berber cevap verdi: — Hiç korkmadım. — Yüzümü çizseydin seni öldüre - cektim, Ben ontn ni buelmuştum, eydim, sen ta- bancaya dıvımnmm,vn vakıt dan ustura ile gırtlağını uçuruvere - cektim ma- Kadın gebe kalınca Erkeğin yatağa Yattığı yer Afrikada bazı kabilelerde garip bir âdet vardır. Bir kadın gebe kaldı mı kocası tam dokuz yataktan çıkma ve o müddet zarfırıda hep kadın çalı şır. Kadın doğurduğu zaman da erkek ge | ne yatakta kalır, ve erkeğe hediye ge- tirir, hatırını sorarlar. İtalyada gazetelerin sayfaları azaltıldı Hükümetin, emri üzerine İlalyada ıntişar eden gazeteler bu ayın on be - 3 in « dirmişlerdir. Bunun sebebi de beynel- milel piyasada kâğıt fiatlarının yük - gelmesidir. İtalya - Habeş muharebesinin de . vam ettiği esnada da buna benzer tedk birler alımmıştı. Fakat 0 zaman gazete- ler haftada bir kaç defa sekiz sayfa çık mak müsaadesine sahiptiler, Kanadada göllerin balıkları nasıl çoğaltılıyor? Kanadada çok göl vırdı; ve bu göller- de de Kanadaya oldukça büyük bir ser- vet temin eden balıklar yaşar. Kanada hükümeti bu balıkları arttırmak için bir çok usüller tatbik etmiş, !akıı hiç bir İSTER İ her gün muntaza- yoktur. İNAN İSTER ) [ Şarlo sevdiği Kızı nihaget Elinden kaçırdı Şarlonun meşhur «Şehir ışıkları» filminde kör çiçekçi kızı rolile' birden- bire en yüksek yıldızlar sırasına geçen Virjinya Şeril sahne ve perdeyi terket- miştir. Buna sebep de, canı gibi sev - diği bir lortla evlenmesidir. Lort yirmi altı yaşındadır. Gazete- cilere: z — Karıma, sahneyi bırak dedim. Hemen kabul etti. Nasıl evleneceğimi- zi daha kararlaştıramadık. Herhalde |kilisede evlenecek değiliz! derken Vir- "İjinya da: Öyle mes'udum ki, evleneceğim. Hpm evlenmeyi kim istemez? Kocam- senedenberi tanışıyoruz ve bir - eli gibi seviyoruz! Diye memnuniyetini belli etmiştir. Şarlonun bu güzel kızı çıldırasiya sevdiğine dair bir yıldanberi dönen de- dikodulardan sonra bu hâdise Holivud- da bomba gibi patlamıştır,. Söylendiği- göre Şarlo bu evlenmeyi sükünetle ılamış, hiç bir teessür alâmeti gös- termemiştir. Resimde genç lortla karısı mektedir, görül - şeyden iyi bir netice alamamış, Son defa da yeni bir usul bularak derhal işe giriş- miştir. Bu usul-şudur: Hükümet aylıklı balıkçıları vasıtasile nehirlerden balık toplanmakta, sonra bu balıkları canlı o- larak su içinde muhtelif kaplarla tayya- relere koymaktadır. Tayyareler göllerin üstüne geldiği zaman bü kapların alt ka- pakları açılmakta ve balıklar göle dökül- mektedir. Tabil bu sayede göl balıkları- nın çoğaldığı itiraz kabul etmez şekilde NANMA! da en ucuz olarak bir deniz hamamı bulmuştur, Bu deniz harramından, hareket noktası Eminönü olmak üzere gi- dip gelme yol* ücreti, hamam parası ve bir kahve dahil günde elli kuruşla istifade edilebilmektedir. İstanbulda elli kuruştan daha ucuz deniz banyosu yapmak imkânı Sözün Kısası Temizliğe İtt—:r;ı suç işleyenler — T —< elediye işlerimizde senelerdenbi gö oluyoruz. Parasızlığın, belediye umur! nu mutlaka sekteye uğratmıyacağını İ bat eden bu faaliyet biz, İstanbul hemşt rilerini gerçekten sevindirmektedir. İçi de yaşadığımız şehri temiz görmek şüph siz ki bir hazdır. Evimizle sokağı biril ırd eden yanlış telakkiler, b tü itiyatlar yavaş yavaş bertaraf oldu ça, medeni insanlar olduğumuzu daha İ anlıyacağız ve bundan hem maddi, he de manev! faydalar göreceğiz. Elverir başlamış olan mücadele bir an bile ge şemesin, Gazetelerde, temizliğe karşı suç işle yenlerin cezaya çarptırıldıklarını oku dukça bir yandan memnun olüyor, b yandan da bu cezalara istihkak kazanım olanların hesabına utanç duyuyorum. Çün dai, en basit bir medet terbiyenin kendi kendine menedeceği b >diğimiz bir faaliyete şal kabahatleri işlememek pek o kadar gi değildir. Bir mendilin beş kuruşa kadi satıldığı bir zamanda burnunun ve gir! lağının ifrazatını sokağa fırlatmak hiç bi mazeret kaldırmaz. Boşalmış bir siga: paketini veyahut ki lüzumsuz bir kâğı parçasını evimize kadar cebimizde taşı mak ta pek ağır bir yük döğildir. Hele b mevsimde, kavun karpuz kabukların kaldırımlarıı iVermek o kabuk ları yemekle maruf uzun kulaklı hizmet kârlarımızın bile, kendi hallerince, ayıp hyacakları bir h Sokak saygı ister; çünkü onun temizli ği âmmenin sihhat ve selâmeti ile ilgili dir. Bu saygıyı göstermiyen adamın, dola yısile nefis: telefine sebeb olan caniden farkı yoktur. İnsan hiddetle, ani bir hı 'Tik ile bir kaza vukua getirebilir; bir de- receye kadar mazur görülür, Fakat şehri nezafetine karşı suç işleyen kimse, mı ni sıfatını inkâr etmiş olmakla utanıla bir mevkie düşmüştür. Ben, geçenlerde de söylediğim — gibi, hemşehrilerimi bu şalbeden münezzel İNANMA! görmek isterim. Bu hâk benim değil mif Z Tz —— Kulak içinde sinek yuvası Litvanya belediye hastanesinde do! torlar çok gartp bir hâdise ile karşılaş: mışlardır. Sağ kulağı .çınde müthiş kaşınm hisseden ve bir ti tedavi edilemiyeni bir kadın hastanenin kulnk koğuşuna yatırılmış, her türlü i mediğinden en sonunda ameliyat yapıl masına karar verilmişti. Kulağı açılın ca tâ içerilerinde bir sineğin yuva y pıp çıkardığı yumurtalara — kuluçkayi oturduğu hayretle görülmüştür. Doktorlar sineğin nasıl olup ta kı rine kadar girip oradıi yumnurtladığının esrarını bir türlü ane layamamışları Yeşilköy rasad istasyonunun bildirdi" ğine göre dün hava açık geçmiş, rüzgâr: şimali şarki istika- metinden orta kuvvette, — saatte vasati 15 kilomet- re sür'atle esmiş- » Barometre r. Gölgede en fazla 8" caklık 32,5, en az sıcaklık 20 santigrattı. Bugün yurdun cenup doğusu ve doğ Anadolu mıntakalarında havanın bulut lu, diğer mıntakalarda açık geçmesi, rü/ gârların umumiyetle şimal istikametinde orta kuvvette esmesi mühtemeldir. Öğle 12.20 Akşam : 19.33 Güneş 4.5) İkindi —: 16,17 t Yataı —: 2026 İmaak : 2,42 Rumf sene 1359 — Arabi sene 1356 Hrnr 82