Fransızcadan tercüme edebi Bu sözl 5 tleri, ölşlerim. asınd ve Yalnı dŞi in arasından ve Z kendim işidebilecek kadar hafif - Bana ön adım kadar l imkân yoktu. Bu- sırtımda ve ensemde, uykudan uyandıran yet ıı.:ı,b:"ı" ikinci bir darbeyi, ga- "“Hih li İT sürette hisseltim. Bu sert Tib ve amın gözlerindeki o, çok ga- nti SOk ağır darbel MAZAF edercesine | dd"fü"- b z::r:q' yerinden — kımıldama: ga,ı_me:a'“ Müteveccihti. Üldi. Hata löde hiç de düşmanca de- a attâ Yüzünün çizgil Adela taarruza bire arkama te- dam uı.:mı bile görür gibi oldum. A- takin ha *öze başladı. Sesinde gayet Biraz ,v:,m. hayırhah bir - ifade vardı. Te bana sual sorduğu zamanki — Pfe â.""'dl €eser kalmamıştı. Ndi, diyordu. Size bir nasihat Vermek e Kabul e Lj"ıy_ordum. Fakat belki de at üyordu 7 Yütnizı ışm:k'î V'î"hlm :!ı?lıuğ'm' Yola eri 3 B Yaların Köiz, bir sante kalmaz bu ke #rinden yuvarlanıp kolunu tız. Bir uçurumun di- z, ifasına memur ol ği yi gene yapamamış O0'a- 'quım;,l;l Beni dinleyin; sabah olsun ket & çıkarsınız. Sabahieyin hares| iderginiy Z İstihkâma lam vaktinde hareket eder z "k“'kh "değ"imd_ yürü:/ı—hjv Vakti bu taşların üzerinde dam 0ln;aı" için benim gibi dağ a- O dakikaç tamdir efendim. kaç saat ada zihaim, gayri ihtiya, M ej €Vvelki tesadüle saplan ın;.m' Setimi işilmeden, me bir defa “îid Padım. Ve o anda, üçüncü Bözlerindek; ihtiyar adamın bana bakan ESrarengiz şuamm — darbe- örku gj "_ld'e düydüm. hep bang (0 Bözlerimi açtım. — İhtiyar u akıyordu. Dımağıma gartb Saplandı. Acaba bu adam 2'h- 8eçenleri okuyor ve ben, nasıl *l idiyorsam o da benim dü* i -: Sedasını mı işidiyord » Bindenbire karar vermiş gi tiyı b Ya ded; Safir Evim Şat; £ burada yakındadir efendim, ol a) Okü * $ lîmkunuııc kadar bende mi- Cak, Gözlerim; Tur mu :ı'ım açlım, bu yakınlarda ev o- K Ye düşünüyor Kd _anş""k Ba Fâglxuıı' ©O hayreti: ta , YUrada K ) Bidelim &da yakında, dedi, buyurunuz 'ayet Kat bu öit bir sesle söylüyordu. Fâ- 5.. NM Üzeri j a “thıım bir rimde itaale mec- © itaat ettim emir tesiri bıraktı. xm YAZ sa) ıinmka,__k'm' Adam, taş yığınları ve Niş .d,m'ı'r'k Çalılıklar arasından ge ile :Iı arla ilerliyor.. — elindeki sopa n ;:ir—ı Ayırarak yol açıyordu. Ben e tp de yürüyor, kendisini BüÜçlükle taki '1')'0rdu.: B edebiliyor, nefes nefese 9 önde b“ylıce :'i:*.kn arkada, bir çeyrek saat beni b ik, ehberim — birdenbiri lerek: a -— Am B : :n dikkat edin! Gedi. 2, beni; n u_c:lo. bana, sağ !.:l'ır:kcj,'ı işaret ediyordu. İh- i Süm ve ürpererek durdum. T üUçurum vardı. Ken: ı - Çalılarla 6 kadar örtül- 'W Orada bir uçurum bu- na bile varmadan yu- Açurumun e otların, çe- - |Ortasında döşeli beyaz çakıl t * Son Posta ,, nın tefrikası : 10 roman ; lıların arasından aşağıyı görebildim. |Uçurum, çok derin bir sel yatağıydı. rının iki tarafından yeşilimtrak bir su akı- yordu. Uçurumun civarlarında, tutu- nulabilecek tek bir çıkıntı yoktu. Bu |noktada yanlış adım atan bir insanın, derhal uçurumun dibme, ta beyaz ça- kılların ve yeşil suyun ortasına kadar yuvarlanacağı muhakkakt:. İhtiyar a- dam, soldan gitmem. söyliyerek tekrar yürümeğe başladı, ben öe onu takib et- tim. Çorak arazi şimdi garib ve bilmedi- ğim bir manzara almağe başlamıştı. Beygirimin, Gauthier'nin ölümü boğa- zında can verdi İden artı . Madeleine'e tesadüf ettiğim ve onu gözden kaybet- tiğim yerlerdeki görünmüyordu. Hissedilmiyecek dere- cede hafif meyilli bir yaylâda idik. Her tarafımız hendesi şekillerle kesilmiş kayalıklarla çevr yer, kâmilen di- ik eser kalmamış -|kenli otlarla örtülü idi, Balta ile yon- - |tulmuş gibi görünen bu garib kaya par- çaları, görünüş; gelişi güzel serpilmiş bba, müselles, mustalil türiü hendesi şekilde xu- yalardı pısı denecek di miz ü d bur ede muntazam ve te- di. Ve gene hiç birısi, ın tabiat eseri olduğunu zannet- tirecek kadar da gayr. muntazam de- ğildi. Heyeti mecm güpegündüz bile içinden çık üç bir lâbirent teşkil ediyordu. Fakat ihtiyar, bu kaya serpintileri arasında, tereddüd et- meden, gayet emin olarak yoluna de: |vam edip gidiyordu. daha değiş- ları seyrekleşti; ze- ; çalı ve dikenler azal y , Çıplak bir ova haline gel Siz ki bu defteri okuyacaksınız; ne- kayalıklar da artık| Maamafih hiç birisi, insan ye- | V." İrede bulunduğunu, hangi yollardan gi- dildiğini bilmediğim, bugün, bulmak- İlığıma, hatlâ ona benziyen başka evle- rin arasında tanımak'ığıma ihtimal bu- lunmıyan bü sir evini, dağlarda, ova- larda ve çorak arazide arayıp bulmak zahmetine katlanırsınız ümidile bu ka- gdar ince teferrüatla târif ediyorum. O eve gayet tabil ve gayet basit bir surette vâsıl olduk. Tercüme eden: H, Karşımızda, bu kesif gecenin karan- lığı içinde, yüksek ve siyah, geceden daha siyah bir kütle belirdi: Vilâyet köşelerinde, birbirine benziyen binler- ce ve binlerce köşklerden herhangi bi- rinin ormanı gibi hususi bir ormanı çerçeveleyen servi ağaçlarından bir çit. Bu çitten evvel bir demir parmaklık vardı. Beyaz sakalh adam elini par- maklıktan içeri sokarak gizli bir sür- meyi çekti. Kapı, gıcırdayarak açıldı. Yorgun ayaklarımın, kalın, bakımsız bir çimenliğe bastığını hissettim. Ba- şimın üstünde, biribirine dolaşmış çam ve meşe dalları gördüm. Sonra, sık ağaç gövdelerinin arka-| sından bir evin taş ve tuğladan cephesi | göründü. Biribirine sarılmış dalların koyu gölgeleri, etra karanlığını © kadar arttırıyordu ki, cephenin tefer- rüatından hiç birisini seçemedim. Yal- nız, çıktığımız taş merdivenle - bunun |basamaklarını saydım, sekiz basamak- tı - damın sol köşesinde yüksek, çok îyüksc)ı bir şekil görebildim. Bunun İbir kule olması ihtimalini düşündüm. Belki evi tanırsınız... BSokak kapıs: demir çivi kakmalıd'r. Kapının tokmağı bir demirci — çekici şeklindedir. Tokmağın vurduğu — yer, uçları tahtaya gömülü bir demirci ör- İsüdür. Optamin Saç Eksiri Kullanılarak durdurulabilir ! «Optamin Saç Eksiri» halis vita- minden yapılmıştır. Saç guddelerine seri bir tesir yaparak onları akamet- | ten kurtarır; köklere yeniden can ve- rir, saç dökülmelerinin kat'iyetle “OPTAMİN,, İ Edirne İskân Müdürlüğünden önüne geçer. «Oplamin» kullanarak saç dökülmesi tehlikesi tamamen bertaraf edilir. «Optamin» saçlar için hakiki bir | âfel olan kepekleri izale eder, cilde hayat aşılar, saçları güzelleştirir. ısrarla İsteyiniz 1 — Edirne, Uzunköprü, Meriç, ve İpsala kazalarında İskân komisyonunun tensip ettiği yerlerde 390 adedi tek ve LIZ adedi çif* olmak Üzere yapılacak göç- men © matı kapalı zarf usulile eksiltmeye konulmuştur. 2 — Yapılacak evlerin 50 adedi şehir tipi diğerleri ise köy tipi olacaktır. 3 — Bir adet tek şehir tipi göçmen evi muhammen bedeli 211 Hira 56 kuruş bir göçmen evi muhammen bedeli ise 322 adet köy Hpi göçmen evi muhammen bedeli 179 lira T4 kuruş bir çift köy tipi lica 16 kuruştur. 4 — İhale 16 Temmuz 937 cuma günü saat on beşte Edirne İskân Müdürlüğün- de İskân Komisyonu tarafından yapılacaktır. 5 — İçbu inşaat toptan bir müteahhide “hale edileceği gibi icabı hale göre 2, 3 ve saire müteahhide de ayrı ayrı ihale edilebilir. & — Şartnameyi görmek istiyenlerin Ankara, İstanbul ve Edirne İskân Mü- dürlüklerine müracaat etmeleri lâzundır. 7 — 2400 sayılı kanunun hükümlerine göre eksiltmeye iştirak edeceklerin yu- karıda yazılı saatten bir saat önce yüzde yedi buçuk teminatlariyle birlikte Edir- ne İskân Müdürlüğündeki komisyona müracaat etmeleri ilân olunur. — «3874> » BEYAZ GÜLLER S ŞT Refik Asım başırı genç kadının baktı. Bi tarafa çevirdi ve birdenbire dudakla- rında müstehzi bir tebessüm kıvrılarak: — Gülerinizin yerinde olmak isterdim, dedi. Sizi her şeyden fazla alâkadar et- tikleri belli.. Fatma başını ona dönerek gülümsedi: — Ne güzel güller değil mi? Sonra sesini bir sır söyliyecekmiş gibi yavaşlatarak ilâve etti: — Fakat sİze bir şey söyliyeyim mi? Ben! bu glllerden ziyade, onları bana gönderen alükadar ediyor.. Refik Asıiın köşede, zarif bir vazonun içinde duran büyük beyaz güllere gözle- rinde gar:p bir ateş yanarak baktı. Son- ra genç kadına Gönüp sordu: Kimgdir bu? Fatman dudaklarını büktü: Bilmem.. Herhalde zevk sahibi bi- risi olacak. Öyle güzel çiçekler ki!, Ko cam gidelidenberi her sabah küçük bir çocuk bana böyle bir demet beyaz gül getiriyor. Ona bu çiçekleri kimin tara:* fından getirdiğini sormuyorum çünkü.. Durdu. Sorra kendini heyecanla dinli- yven genç adama doğru başını uzatarak Esıldadı — Çünkü ben bu suali size sormaya kârar verdim. Böna bu beyaz güllerin sahibin? en iyi s'z tanıyorsunuz gibi ge- kyor.. Bu sözler üzerine Refik Asımın yüzü birdenbirc endişeli bir hal aldı. Titrek, boğuk bir sesle; — Bu ci retimi affedecek misiniz, dedi. Fetma gülümseyerek başını önüne eğ- mişti: — Gülleriniz teddedilmiyecek kadar güzel, diyc mırıldandı. Biraz sonra başı genç adamın göğsün- de, içini çekerek, <Kocamı şimdiye ka- dar hiç aldatmadım, diyordu, sana da mağlüp olmıyacağımı sanıyordum. — Fa- kat bu bevaz güller v kadar güzel ve on- rı her sabah bana göndermeyi unut- maman © kadar ince bir hareketti ki..» On beş gün müddetle her sabah küçük bir çocuk Fatrdanın evine bir demet be- yaz gü) getirdi ve her akşam Refik Asım | genç kadını ziyaret etti. İki sevgili beyaz Billerin karşısında uzun ateşli aşk saat- leri geçi On beş gün sonra Fatmanın kocası Necini git! gi yerden döndü. Bu iri yarı, aydınlık yizlü genç bir adamdı, kapıdan girer girmez, dudaklarında zoraki — bir ülümseme ile kendisini karşılayan ka- Pai kucakladı. Genç kadını bir müd- det kollarından bırakmadı. Sonra bera- berce salona geçtiler. Necmi orada arka Üstü kendisini divana attı. «Oh insanın vine kavuşması ne güzel şey> diyerek gülüyordu. Fakat gözü o sırada bir ete- n Üüzerine ihtimamla konmuş olan be- yaz güllere elişli ve birdenbire yerinden forladı, Fatma kocasının bu hareketi kar- gsında surarmaktan kendini alamamıştı. Genç adam başını ona doğrü çevirdi ve karısının da ayni noktaya, güllere bak- makta olduğunu görünce, hemen ona yaklaşıp omuzlarından tutarak: — Bak, dedi, sen bir de beni beğenmez, ince, nazik bulmazsın.. Halbuki gene bu sefer de seni ne kadar sevdiğimi, düşün- düğümü isbat ettim.. Bu beyaz gülleri ben yökken hergün kimin sana gönder- diğini hiç merak etmedin mi? Gen kadının, gözleri hayretle açılmış karşısında hareketsiz durduğunu görün- | ce onu yavaşça kendine doğru çekerek devam etti: — Ben gönderiyordum onları sana. Çi- çekçiye tembih etmiştim. Burada bulun- madığım on beş gün zarfında her sabah Yazan: Perl_ı_le Celâl sana bir demet beyaz gül yollayacaktı. Seni nasıl sevdiğimi... Birdenbire susarak karısına baktı, Fatmanın gözlerinde yaşlar parlıyordu. Necrmi aşça onu kollarından bıraka« rak yüzü teessüfle buruşmuş: — Ne o dedi, her zaman olduğu gibi bu seferde mi senji memnun edemedim?. Ağ- lıyorsun. Genç kadın, gülleri kendini göndermiş gibi hareket eden Refik Asımı nefretle düşünerek bu yüzden aldattığı asil gül« lerin sshibine, kocasına, suçlu titrek bi sesle cevap verdi: — Oh rica ederim yanlış anlama, niçin memnun olmıyayım. Hem senin ne iyi bir adam ciduğunu ve beni ne çok sev« d'ğini bilmez değilim. Gözlerimde göre düğün yaşlarda bunu bir kere daha an- lamanın verdiği heyecandır. Bu hareke- tini. Biraz durakladıktan sonra sesini daha yavaşlatarak ilâve etti: — Hele bu beyaz gülleri hiçbir zaman unutmayacağım, Bu sözler Necminin neşesini iadeye kâfi gelmişti. Yüzü gene eski neşeli hali- ni aldı ve karı koca birbirlerine sokula- rak, yemyeşil yaprakların arasında birer ışık parçası gibi parlayan kocaman beyaz güllerin karşısında bir müddet — öylece sessiz kaldılar. Yarınki nushamızda : MEKTUP Leslie Halıvard Çeviren İbrahim Hoyi Başparmağını makineye kaptırımış Fındıklıda Ömer Lütfü — marangoz fabrikasımnda çalışan Alı oğlu Emin sağ elinin baş parmağını makineye kaptı- rarak kestirmiş, Beyoğlu hastanesine k.nld;rılmıi Yazan Kızılcahamamda büyük pehlivan güreşleri 16 Temmuz günü Yeşil Kızılcaha- mama sevgili Atatürkümüzün ayak basıp şerellendirdiği günü tes'it et- mek üzere T. Hava Kurumu ve Kızı- lay şubeleri tarafından bir pehlivan güreşi tertip edilmiştir. Başa: (150), başaltına: (100), bü- yük ortaya (50), küçük ortaya: (30), ayağa: (25), desteye: (10) lira mü- küfat verilecektir. DOYÇE LEVANT LİNYE 6. M. B. HAMBURG Doyçe Levani! Linye Hamburg A. G. Hamburz, Atlas Levant Linye A G. Bremen. Hambürg, Brem, Anvers, — İstanbul ve Bahrisiyah arasında azimet ve avdet muntazam poslalar İstanbulda beklenen vapurlar Akka vapuru 16 Temmuza doğru Adbala vapuru 17 Temmüza doğru Delos vapuru 14 Temmuza doğrü Moree vapuru 23 Temmuza doğrü Burgaz, Varna, Köstence için Mmanımızdan hareket edecek yapurlar Akka vapuru 17 Temmuza doğru Yakında i#amburx, Brem, Anvers ve Roterdam limanları için hareket edecek vapurlar Derindje vapuru 13 Temmuza doğru Fazla tafsilât içii Galata'da Ova- kinyan hanmda DOYÇE LEVANTE LİNYE vapur acentalığına müracaat. Telefon : 44700 - 44700