Mühim bir parayı kaybelmesl üzerine harice |ax rastlardım. Uzun boy giden ve on beş sen e sonra memleketine dönen bir İsueç!lnln hazin hikâyesi Son günlerde, İsveçte, Kloslin isminde çok zengin bir adam evleneceği sırada, nikâh dairesinde, tam nikâhları yapılır. ken bitisi bağırmıştır: — Durun! Bu nikâh kıyılamaz. Çünkü, bu adamın ismi sahtedir. Bu, on beş sene evvel buradan ayrılan Oskar Jonson'dur. Bunun üzerine, nikâh muamelesi dür- uş, herkes dona kalmıştır. N kâh kıyılamamıştır. Zira, İsveçte i- sim değiştirmek, kralın iradesile olabi- lir. Bir İsveçli, ne kendi kendine, ne de mahkeme kararile adını değiştirebilir... Güveyin macerası, bundan sonra anla- şılmıştır. Meğer, vaktile, Stokholm'da bir ticarethanede çalışan ve gayet namuskâr olan Öskar Jonsona, müessese, bir yere götürmek üzere mühim bir meblâğ ver- miş... Oskar, bu parayı, nasılsa kaybet- miş. Bundan sonra, başını avuçları içeri- sine alıp'uzun boylu düşünmüş. Eğer gi- dip hakikatj anlatsa sözlerine inanmıya- cokları İçin, memleketten kaçmağa karar vermiş ve kaçmış. Memleketten çıktıktan sonra Kioslin ismini takmarak Amerikaya gitmiş. A- merikada, on on beş sene kadar, muhtelif işlerde çalışmış, ticaret yapmış, mühim bir servet elde etmiştir. İyice zenginleş. tikten sorra, bir daüssila hissetmeğe başlamış, memleket hasretine tahammül edememiş, kendisini artık tanıyamıya- caklarını da düşünerek İsveçe dönmüş. Oskarı, ismini değiştirdiği ve çok da zengin olduğu için, filhakika kimse tanı- yamamıştır. Fakat, gel zaman, git zaman, güzel bir kızla tanışmış, münasebetler arttıkca ateşi de saçağı sarmış, nihayet, bu genç ve güzel kızla evlenmeyi karar- İngiltere Filistinde yeni askeri tedbirler aldı - (Baş tarafı 1 inci sahifede) zımızda görecektiniz. Fakat gelen ha- berlerden anlaşılıyor ki bu karar Fi- Tistinde ne yahudi, ne arap hiç kim- seyi memnun etmemiştir ve bu mem- leket yeni karışıklıklar arifesinde - di Kudüs, I1 (Temmuz) — Filistin Arap- ları yeni vaziyet önünde üç partiye ay- yılmışlardır. Birinci partiyi müftinin ri- yaseti altında bulunan yüksek komisyo teşkil etmektedir. Bu parti Filistinin par- çalanmasının mutlak surette aleyhinde- dir. lhnn parti sabık Kudüs belediye rei- Bu pa: kısmının (Erdün) e ilhak edilmesi şar - tile parçalanmıya razıdır. Üçüncü parti ise Faysalın sabık hariciye veziri Avni Beyin partisidir ki bu parti büsbütün başka fikirdedir ve bütün Arap Arap Mmemleketlerinin birleştirilmesi, bu bü - ilistinin Araplara bırakılacak | laştırmıştır. İşte, tam bu nikâh yapılaca- ğı sirada da, nasılsa, kendisini eskiden #anıyanlardan biri orada hazır bulunmuş, iş bu şekle girmiş ve nikâh geri kalmış- tır. Eski Oskar Jonsan - Kızı o kadar sev- mekte, o kadar sevmektedir ki, krala mü- rataat &tmiş ve isminin değişmesi için ricada bulunmuştur. Şimdi orta yaşlı ve çok zengin olan sevdazede Oskar, eğer ismi değişmeyip de kızla evlenmeğe muvaffak olamazsa İs. veçi terkedip başka bir yerde sevgilisile evleneceğini söylemekte ve isminin de- Gişmesi için irade beklemektedir. yük hükümetin içinde de yahudilerin bir ekalliyet halinde bırakılması arzusunda- dır. Yahudilere gelince onlar da kendi âra- larında müttebit değillerdir. İhtiyar ya- kudiler memleketin parçalanmamasını istemekte, gençler ise bu taksimde hiç bir mahrur bulunmadığını söylemekte - dir, Karar kat'i mi? İngiliz gazeteleri Filistinin üç mımta- kaya ayrılması hakkındaki karara kat'i- yet kesbetmiş nazarile bakmaktadırlar. Bu guretle Filistin; Yahudi, Arap ve bitaraf olmak üzere üç mıntakaya ayrıl- mış bulunacaktır. Mütehaesısların raporuna nazaran Fi- Histinin en mâmur ve en fazla münbit a- ihtiva eden kısmı Yahudi hük! tine verilmektedir. Yahudi hüküme'! merkezi ya Hayfa veyahud ağlebi ihtii Telâviv o'acaklır. Hükümet şeklinin de ——— ——— g——— g — —— —— 4 CONUL İŞLERİ Halledilemiyen Muamma Kozluda oturan okuyucum Mehmet Evizi bana hıçbir zaman: — Evet veya hayır şeklinde kat'i bir gevap ile halledilememiş olan bir sual soruyor. Bakınız ne şekilde: — BSarışın kadınların erkek üzerin- de yaptığı cazibe tesirini inkâr ede- mem, fakat dostluklarına da itimat e- demem. Aldanmak şöyle dursun, al- datmaktan zevk alırlar. Esmerlere gelince, sarışınlar kadar güzel değildirler, fakat buna mukabil arkadaşlıklarına itimat edilebilir. Dal- ma yumuşak karakterli, sıcak kanlı- dırlar. angisini tercih etmeli acaba? diye - düşünürken, hatırıma — muharrirleri- nizden birinin yazdığı bir Tomanda söylediği gibi «hiç birini» demek gel- di, Ne dersiniz? Frenkler uzun boylü soluk sarışın kadına çakıra mail mavi gözlü olursa La femme fatale derler, Sevene şea- met getirdiğine hükmederler. Okuyu- cum daha ziyade siyah “gözlü esmer Fransız'ar tarafından yazılan roman- ların tesiri altında kalmış olacak, Fa- kat en iyi aile kadını Almanlarda, en sağlam karakterlisi İngilizlerde yeti- şir, her ikisinde de ekseriyet sarışın- lardadır. * Taksimde Bay N. A. O. ya: Bahsettiğiniz mektubun hangi poe- tahaneden yollandığını size — söyliye- miyeceğim: Çünkü hatırımda kalmadı, bakıp bulmak kabil değil, çünkü bu gibi mektuplar, birçok aile sırlarını ihtiva ettikleri için tarafımdan okunur okunmaz derhal yırtılırlar. Size bu hizmeti yapamadığıma müteessilim. TEYZE ıoıı roıı'ı E'_A'bfseı.t ARŞISINDA Balkon Kendi halinde bir adamdı. Arada gıra- hu ahbaplığımız olmamakla beraber her görüşte birbiri - mizi selâmlardık. Dün gene ona Tastla - mıştım. Gene selâm verip geçecektim. Fakat © bu kadarını kâfi görmedi. Yanı- ma sokuldu, elimi sıktı. — Size tesadüf etmeyi çok istiyondum, dedi, bir şey rica edecektim. — Estağfurullah, sizi dinliyorum — Prost'u tanır mısınız? — Şehiscilik mütehassısı mı? — Evet.. — Tanımıyorum. — Belediye meclisinde âza misınız? — Hayır, fakat belediye meclisinde e- pey tanıdığım var. Bir işiniz düştüyse.. ” — Şehirde yapılan bütün evlere birer balkon ilâvesi hakkında bir proje hazır- ladım. Projenin esbabı mucibesinde bal- konun bedil, içtimei, ilmi, fenni, edebi faydalarını bertafsil izah ettim. Şaşırmıştım. — Bedii, içtimat, ilmi, fenni faydaları mı dediriz? ** Evet! Kisaca anlatayım.. Evlerde balkon ©- lunca berkes, bilhassa yaz günlerinde balkonda oturacaklardır. Balkonda otu- ran insanlar etrafdan görülebileceği Için ev içindeki gibi saç baş dağınık, çorap düşük oturamazlar, Giyinmiye, süslenmi- ye mecburdurlar.. Bu bedii faydası! İçtimei faydası dahp büyüktür, Kadın- lar kocalarile balkonda kavga edemiye - cekleri için kari koca kavgaları azalır, hattâ hiç kalmaz, İlmi, edebi, fenni! faydalarına gelince... İnsan, evinde hiç bir şey yapmadan da oturur. Fakat balkona çıkınca konuya komşuya karşı bir şey yapıyor görün - melldir. Balkonda yapılacak en münasip şey kitap okumaktır. Okunacak kitaplar da etraftan görüleceği için ilmi, edeb! fenni kıymeti olanlardan seçilir. Projeme no dörsiniz? — Mükemmeli — Peki gimdi bana yardım etmeniz lâ- zım., Yürdım edecdeğimi vödettim. Ve bu ya- zıyı yazmakla vâdimde durduğumu isbat etmiş oldum. Elimden ancak bu kadarı gelirdi. R . İMSET cumhuriyet olması muhtemeldir. Henüz hükümet şekli Üzerindeki kat'i bir neti- ceye varılmamıştır. Kudüs, Beytüllâhim ve Nazaret mevki- leri doğrudan doğruya İngiltere manda- sına tabi bir mıntaka teşkil edecektir, bu mıntakaya, aynı zamanda, Arap devleti- ne denize doğru bir mahreç temin etmek daha ilâve olunmuştur. Bü mıntakaların dışında kalan parça da Arap devletini teşkil edecektir. Fakat, Arap devleti, tamamile dağlık ve çorak arazidir. Mâaverayüşşeria ile birlikte bu parçanın Emir Abdullahın hükümdarlığı altına konması en kuvvetli ihtimal da- hilinde görülmektedir. Vaziyetin şayanı biri de İngiliz hükümetinin, bir defaya mahsus olmak üzere Arap devletine Iki |milyon İngiliz lirası vermesidir. Bundan | başka Yahvdijlere ald mıntakada bulunan Azaplasın kendilerine ait mıntakaya n killeri masrafını da İngiliz hükümeti zerine almıştır. Mütehassıslar raporuna nazaran tekar- rür eden esasların nihayet 1940 senesi kâ hunusanisinin birinden itibaren met'iyet Mmevkiine girmesi ve o zamana kadar da ihzari mahbiyetteki hususatın İngiltere hükürmeti elile meydana getirilmesi mu- karrerdir. Maahaza bu kararlar, ne Arapları, ne Yahudileri memnun edebilmiştir. Verilen malümata nazaran hoşnutsuz- luktan doğacak bütün ihtimaller İngilte- re tarafından göz önüne alınmıştır. Bu maksatla Fayfa ve Yafa'da ve memleke- tin diğer mühim sevkülceyş roktalarında külliyetli kuvvetler tahşit edilmektedir. leri gönderilmekte ve bütün kuvvetler seferber halinde muhafaza e- dilmektedir. Bütün bu tedbirler sebebsiz değildir. Çünkü Yahud'ler kendilerini tatmin et- miyen bu karara karşı geleceklerini, ica- bıtda kanlarını dökeceklerini ilân etmiş- lerdir. Buna mukabil Arap reisleri arasında üzere hududdan Yafaya kadar bir kısım | * Bi | dikkat noktalarından | * tanımaz. Başları gayri tabil şekilde bü- Yük, alınları çıkık, bacakları içeri, yahut dışarı, bükülmüş, kouca karımlı, çıkık gö- güslü yavrular. Bazılarının belleri de çö- ker, Bazıları da bütün bütün cüce olur. lar. Yavruyu bu felâketten annesi koruya- bilir. Anne kemik hastalığının nasml ve neden başladığını bilirse çocuk hiç vakit bu hastalığa yakalanmaz, yakalan- sa bile hastalık daha başlangıçta iken önlenir. * Kemik hastalığının ilk alâmetleri şun- lJardır: Çocuk geç yürür, geç konuşur. (Normal çocuk on beş, nihayet on sekiz &y içinde yürür. Daha geç yürümesi şüp- beli bixhaldir.) . Sık sık ishal olür. Hiç neşesi kâlmaz. Durmadan hırçınlık yapar. Annesine bile bir şefkat ve alâka göstermez olur. Nihâ- yet bilek ve ayak kemiklerinin mafsal yerleri boğum boğum olur. Bunun için çocuğunda bu ârızaları gören anne önü derhal bir doktöra muayene ettirmeli, hastalık ilerlemeden önlemiye çalışma- hdır. * Kemik hastalığına şunlar sebep olur: Çocuğu vakitsiz memeden kesmek (bir yaşma gelmeden), emzikle lâyıkile besli- yememek. " Lâzım olduğu şekilde verilebilirse çö- cuğun hayatını kurtaran emzik iyi idare edilemezse çocuğu kemik hastalığı gibi mühim bir felükete sürükler. Bundan an- n0 sütile büyüyen çocukların hiç Bir'zat mahn bu hastalığa' tutulmıyacağı manası çıkarılmamalıdır. Ancak sıhhatte ve küv- vetli bir annenn sütü çocuğu lâzım ol. duğu şekilde besler. Yoksa bir hastalik, yahut ta büyük yorgunluklarla bitkin bir hale gelmiş annenin sütünün fena bir em- zikten farkı yoktur. Böyle bir annenin kuvvetsiz sütile beslenen çocukta da ke- mik hastalığı olabilir. Anne veya babanın verem olması, gü- neşsiz, havasız evlerde çocuğun kemik hastalığına yakalanması için mühim se- beplerdir. * Şu halde çocuğu bu hastalıktan koru- mak için yapılacak en mühim şey onu ya bir anne sütile beslemek, yahut ta emzikle verilecek gıdayı iyi tanzim et - moktir. Bu olmaz da çocukta hastalığın ik alâmetleri görünürse o zaman der- bal şu tedavi usullerine baş vurmalı: 1 — Günde dört defa yemek (emzili veya emzirme veya yiyecek) kemik hağ- teliği geçiren çocuklar umumiyetle çok obur olurlar. Karınlarının fazla şişkinli- ği, sık sık ishal olmaları da bu yüzdendin. Bunun için yapılacak ilk şey hasla çocu- a istediği kadar değil, ancak böyle ço- cuklar için günde dört kere ve icap etti- fi kadar yiyecek vermektir. Böyle çocuklar için yumurtanın sarısı, meyva suları en iyi gıdalardır. Nişastalı şeyler de iyidir. Fakat pek er- ken başlamamak ve çok vermemek şare tile. Deniz ve açık hava: Hasta çocuğu mümkünse deniz kena- rında bir evde büyütmelidir. Bu müm- kün değilse bütün gün açık havada bu- lunmasına dikkat etmelidir. Fanilâlar, sı- cak tutacak şeyler giydirmeli, onu hiç bir zaman Üşümesin diye evde kapalı tutmamalıdır. 'Tuzlü su ile banyo kemik hastalığına sasaaad eee seceSEELERAE DA e LA LErRELEDENDEeRRAERArARcALAN fikir ihtilâfları vardır. Bir kısım Araplar | Yahudilerin bir memleket üzerinde hak sahibi olmalarına hiç bir suretle razı ola- mıyacaklarını bildiriyorlar. Bütün bu se- beblerden dolayı İngiliz hükümeti Sü- veyş civarında da askerler ve tayyareler toplamıştır. İcabında bu kıtaat tayyare- ler vas:tasile lüzumu olan noktalara der- bal sevkedilecektir. İngiltere hükümeti, mütehassıslar ra- porundaki kararların 1940 senesinda tat- biki için her türlü askeri tedbirler almak- ta devam etmektedir. Çocukta kemik hastalığı! neden ve nasıl başlar, nasıl tedavi edilir! Kemik hastalığı çekmiş çocukları kim | dir. (40 lHitre suya bir KÜ tuz katmak İâzımdır). Alkolle - friksi yapnıak ta mükemmel bir tedavi çar dir. Çocuğu yürütmiye zorlamamalıdır. Kemik hasta'ığı çeken çocuğun bil sa bacak kemikleri çok kuvvetsiz ve müşaktır. Bunun için onu rütmişü gorlamamalıdır. Babakları büsbütün Ü Ür, Çocuğu mümkün olduğu kadar katı İi şilte üzerinde yatırmalıdır. Bu kemi) rinin eğilmemesine yardımcı olur. Daha büyük yaşiardaki çocuklard göğsün gayri tabii çıkıklığını gider! için bildiğimiz şekilde her çocuğa İâ olan jimnastiğe bilhassa teneffüs har€ * ketleri ilâve etmelidir. Böyle munta bir jimnastik göğsü çok iyileştirebilir. Hastalık başta iken tedavi edilmesf kemikler aldıkları biçimsizlikte kalıtlaft Bunlardan ancak bacakların eğriliği © perasion ameliyatile düzeltilebilir. j 2 yaşından büyüklere ilâç olarak mo'” rina balığının ciğerinin hülâsası verilm€” lidir. Bir kahve kaşığından - başlıyaz! Üç - dört kaşığa kadar çıkarılabilir. Fakâf bu ilâç ancak kişın ahmabilir. Midelerl Zayıf çocuklar alamazlar. Onlara bunuf yerine «fosfat> lı ilâçlar vermek lâzımdifi Kemik hastalığı ne kadar erken tedi” vi edilirse o kadar çok Iyilik ümidi VEP” dır. Hastalık eskidikçe tedavisi zorlaştt Ve bir gün imkânsız bir hal alır. Bunüü için annelerin yukarıda saydığımız âf” zalara karşı çok hassas olmaları lâzımdi" Spor elbiseler Solda — Güzel bir tayyör. Rengi SJ Röstermek için pembe çizgili, açık ipekliden bir yaka kanulmuştur. GÖ sünde ve yanında kapaklı iri birer © var. Ceketin arkası tokalıdır. Tokâ' altı büzgülüdür. Eteğinde Si var düz bir * Sağda — Açık mavi «şantung» cekek Bordo renginde etek. Bluz dümdüz. kenarına iki sıra pikür geçirilmiş; * parçadan yapılmıştır.