STARETURNLÇÇTN SO YA: a SON POS C D S RRAR A AAA N SAT GRRCER Ğ ÇEECE NN Temmuz 5 0 Hergün Dünyanın iktsadi Asayişi Yazan: Muhittin Birgen İJmanya Avusturyayı istilâ ede - cekmiş! Çekoslovakya hudutlar tında bir manevra yapacakmış! Iııınyî kleri gene tehlikeli bir safhaya girdi! RPusya Ayvur nehrinde elli ganbot tah- şid ediyormuş! va saire ve sajre.... Bun- Jar, gazete okuyucularının her gün ge- zetelerin ilk sahifelerinde gördükleri, iri harfli serlevhalardır. Hattâ bazı gazete- ler birinci sahifelerinin yarısını, kismen de renkli olmak üzere, bu nevi serlevha- larla doldururlar. Bunlara bakınca, insan, dünyanan siya- si asayişinin tamamen bozuk olduğıın.u görür. Eski tabir ile buna dünyanın «şi- raze» sinden çıkması denilir. Hakikaten de dünyada bir asayişsizlik vardır ve bü asayişsizlik her dakika bize bir tehlike karşısında bulunduğumuz hissini veri - r;ütün bu beynelmilel siyasi asayişsiz- liğin günlük, parça parça tezahürü: -hiç bir şey değildir. Bütün “bu gördüğünüz serlevhalar. biraz da ahir-zaman gazel eiliğinin sansasyon Hfiyacile Közumundan fazla büyütmeğe meylettikleri hâdiselere aittir. Diplomatlar birer formülle bun - ları kolayca hallederler. Fakat, bunların yanında, kendisinden hiç te her gün bah- sedilmiyen ve böyle büyük büyük ser- levhalarla üzerine dikkat celbedilmiyen başka bir hâdise vardır ki a da dünyanın hiç bir formülle halli mümkün olmıyan iktisadi huzursuzluğudur. * Dünyada iktisadi asayiş tam manasile bozuktur ve bütün. gözümüze çarpan ö- teki hâdiseler, hep bu iklisadi asayişin bozukbuğından ileri gelen şeylerdir; ik- tisadi asayiş, 94 senesindenberi bozuldu ve henüz bir türlü düzelemedi. Rusyada bozüktur; Almanyada, merkezi Avrupada bazuktur; Balkanlarda bozuktur; bütün bu bozukluklardan sonra harbe girmiyen memleketlerde tam manasile asayiş ber- kemal değildir ve nihayet, Amerika gibi, İngiltere ve Frarsa gibi büyük iktisadi vasıtalar ve kuüyvetli memleketlerinde dahi iktissdi asayiş kâh bozulmakta ve kâh düzelmektedir. Fransadekı oti hâdiseler, Blum kabi- nesini silip süpürmüş, Chautemps - Şo- fan - kabinesini de silip süpürecek olan * para buhranı bu iktisadi asayişsizliğin bu memlekette yaptığı en yeni ve en şiddet- li buhran tezahürüdür. Blum hükümeti bir kaç ay evvel frangı düşürürken, Baş- kaca bir düşürme hareketine imkân br- rakmıyacağı hakkında verdiği sözü tuta- madı; çünkü bu defa frank kendi kendi- sine düştü. Bu yemi hâdise, sırf o asayiş- sizliğin eseridir. Almanyanın giriştiği mücadeleler, Rus- yadaki dahiif ve harlel siyaset hâdiseleri, İtalyanın kâh sağa, kâh sola yaptığı ha- Teketler ve manevralar, bütün bunlar, iktisadi asayişsizliğin eserleridir. Dünya- yı huzur ve rahattan mahrum eden se- bep, hep ayci sebeplir. * Frarssada para ile siyaset arasındaki a- çık ve kal? mücadele, iİsim ve şekil de- Biştirenek, hâdiseden hâdiseye manzara değiştirerek bütün dünyada para ile sl- yaset arasında cereyan edip duran umu- mi mücadelenin bir parçasından ibaret- tir. Hattâ, Almanya ile İtalyanın son za- manlarda göslerdikleri mülâyim siyaset Çehresinin altında da iktisadi zaruretlerin Büç zaptedilebilen ifadesi vardır. Bunun için, bugünkü dünyanın bütün derdi bu iktisadi. asayişsizliktir. Bütün bu sebeplerden dolayı, insan ba- Yesi bir müesseve olacak ve beynelmilel BİYASİ asavişi temin yerine iktisadi asa- yişi temin edecek bir makine olsaydı, el- het bugünkü dünya derilerinin bir çoğu daha kolay halledilebiNrdi. Pakat, henüz dünya bu tekâmül derecesine gelemedi. Milletler arasında iktisadi bir kooperas- yön temin edecek beynelmile) bir hak ve mümkün adalet müessesesi kurulabilmiş olsa, in- | sanlar, ve fikir ve rüh itibarile, bu te - | kâmül drecesine gelebilseler elbet umu- | mi asayis işi daha kolaylaşırdı. Fakat, ! henüz insanlar bunu anlıyamiyorlar ve | Bundan dolayı huzursuzluk devam edi - yor. — Gelecek harp, mytlaka bu huzursuzlu- #ün eseri ofacak ve o zamana kadar'han- | £ millet iktisadi tüvvetlerini daha - iyi! tanzim etmişse harbi de o kağanacaktır. Muhitrin Birgen Resimli Makale: Yeni elbise insanı daima aldatır, sırta geçeli çok olmamış, sahibinin Büviyetini henüz almamişte, tığı mağazanın umumü bavasımı tuşir. Yeni elbiseye baka- Tak giyenir şahsiyeti hakkındı doğru bir hüküm veremez- siniz, yenilik kabahati örtmüştür. DE Yeni elbise, eski elbise Y üzerinde el'an çık- — bir ayna gibi harice aksettirir: Eski, hattâ yamab giymek aslâ ayıp değildir, herkesin yükseklik ve alçaklık zamanları olabilir; ayıp olan şey eskilik değil, ihmaldir ve ihmal de en ziyade eski eibisede görülür. SÖOÖZ ARASINDA Amerikanın En güzel plâjlarında en gü - zel saçlı — kadın © müsabakası — ya - pılmiş. ve resmi - ni gördüğünüz bir üniversite talebe- si birinciliği ka - zanmıştır. Bunun * Üzerine de kendisilen verilen —muhtelif kediyeler asrasında Amerikamın en usta Z-rberinin elinden çıkma bir proka var- he Hastalıklara iyi gelen bir mektup Nev-yark gazetesinin — anlattığına göre reçete yaza yaza yazısını okun - mâaz hale getirmiş olan bir doktor ge - Ççende mektupla bir arkadaşını yemeğe davet etmiş, fakat nafile beklemiş, ne gelen var, ne giden! Üç beş hafta sonrâ döktor bir gün arkadaşı ile sokakta karşılaşmış: — Sana bir mektup yazmıştırı, alma- dın mı? diye sormuş. — Aldım. Hemen eczaneye götür - düm, güzel bir ilâçmış, — bana çok iyi geldi, cevabını vermiş, Meğer adamcağız mektubu ekuya - mayımnca reçete sanmış, eczacı da oku- yamadığı bu satırlara göre benzeterek bir ilâç yapmış. Hastaya iyi gelen ilâç işte bu uy - durma ilâçtır. Nezarette hamam oda:ı Amerika hükümeti Vaşınglonda su- raylardan mürekkep büyük bir mahal. le yapmağa karar vermiştir. Bu mahal- lede hükümetin bütün nezaretleri ile devlet işlerine ait idareler birleştirile- cektir, Saraylardan dahiliye nezaretine ait olan muazzam bina hitam bulmuş ve dahiliye nazırı İkls burada yerleş- miştir. 13 milyon dolara mal olan bu muh- teşem binada gazetecilerin nazarı dik- katini celbeden şey nazırın hamam 0- dası olmuştur. Duvarları — açık mavi venkte olan hamam odasının — kurnası © kadar da büyük imiş ki yüzmek bıjeı alabiliyormuş. Sovyet zabıtasının Paraşütlü Köpekleri HERGÜN BİR FIKRA Güneş saati Bir genç banan taesathaneyi gezmi- ye gitmizti. Bahçedeki güneş saatini Dimineatza gaze- — Güneş saati! Genç bayan güneş saatine dikketli lerini dikkatli baktıktan sonra sordu: < memleketlerde ol — Güzel bir şey fakat çok merek G düğü şekilde ye - etöm. Bu saaı nereden kuruluyor, na> sıl ayar ediliyor? Bana öğretir misi- niz? el eee eeei Harp arkadaşından Ebediyen Ağyrılan güvervin İki harp arkadaşı bu dakikada yekdiğe- Finden ebediyen ayrılmış bulunmakta- dırlar: Zira ihtiyar Moker ölmüştür, Moker Amerika ardusunun büyük mu- harebede kullandığı güvercinlerin 50- muncusu idi. 12 eylül 1918 tarihinde bir Alman batoryasımı tahribe yarıyan ma-| Jümatı cepheden 43 kilometre geriye ge- | tirirken bir gözünü kaybetmişti ve o se- yahat te sonuncu seyahati olmuştu. tiştirmeyi kâfi bulmamış, her kö- pekten mükem -| mel bir paraşülçü yapmayı kararlaştır- moşlar Bir polis memuru şehir bir hırsızın, bir katilin, bi ni mi bul derhal köpeğini y larak bir tayyareye bincçek ve tam a. damın üzerine vardığı zaman, küpzğı) aşağı birakacak, kendisi de arzaşından fırlayacaktır. Köpekte de paraşüt var- dır, poliste de, her ikisi de salimen ye- re inecekler ve haydudu yakalıyacak - Bükreşli meslekdaşımız — aşağıdaki | jhaydudun yukarıdan paraşütle inen po İNlis ve köpeği kolaylıkla avlamasının ö- Moker müharebeden sonra 7T inci A- nüne geçmek İçin hangi çareye müra - m:l“lk;ıın l;"kî”lğîrtbı;;ikk S'—;ğ: :ı:"f:: çesat edileceğini yazmayı unutmuştur. v yi loramou s'ut | -—-——— — ve ihtimam görerek yaşamıştı. Alelhu- y v L. : sus bir de arkadaş bulmuştu. Bu ıııud.q! Bir birahane sahibi SENEA hakikat ba'de Wilhetm adımı taşıyan bir| Olmanın yolunu nasl buldu? Parp esiri idi, : Teksas'ın Dallas şehrinde küçük bir Wilhelm adından da anlıyacağımız gibi bı_rı_h.unenmv Sahibi zehgin. — Gbeak için V Atmek Höwrcemidiri Bizi Mahidi iş- dühiyane bir fikir bulmuştur. Bundan tihkâmınds tutulmuştur. Bagün bile 1917 | SONTa bu zatın birahanesinde bira iç - tarihinde Bavyerada doğmuş - olduğunu |MAk için k“”““'? eeT e zt Bir. baksıröralker da ta- Yüklüklerinin ve küçüklüklerinin, hat- *"'"I AF YU rARinda te tâ Bayısıği ehemmiyeti yoktur. en Wilhelm ve İoker Yekâlğerine o kadak| DTTNN pârat miktarma': göre “değik alışmışlardı ki başka ğ vercinlerle hiç te< ;î';ıî:a":ı: :ı::;:::ı "u.dJîl:L::,n M mas etmezlerdi. Wilhelm şimdi yalnız B üüü KK Bi kalınca kim ne kadar sıkılacaktır. vı:ıh Sialr: Birabaneden içeriye girerken bizim paramızla 65 kuruş vererek mukabi - Avrupada sarışın kalmıyacakmış Biyoloji âlimlerinden İngiliz Her - bert Morisson son neşrettiği bir maka- ü lede yakında Avrupada sarışın - insan a kıhıı:'mğmı iddia etmektedir. Sarı -|?t hiç bir mahzur yoktur. şınların azalma sebebini İngiliz âlimi| — Amerika gazetesi birahane sahibi - esmerlerin daha kolay evlenmesine al- |nin bulduğu usulü dâhiyane kelimesile fetmektedir. Morisson bu neticeyi İn - |tavsif ediyor. Fakat bize öyle geliyor Kilterede yapılan son bir nüfus tahri -|ki bu zat fazla bira içilen bir memle - rinden çıkarmaktadır. Bu tahrire gö -|kete düşmemiştir. Yoksa bulduğu dâ - re evlenen esmerlerle sarışınların niş- | hiyane usul kendisini servete değil, if- beti 8 esmere karşı bir sarışındır. iâsa götürürdü. Yiz, ÖL Ü, fakat Sıhhat İşleri Bakanımızın harı sonra çıkan bir'İstanbul guzetesinde: İSTER İSTER İNAN İSTER İNANMA! Sıhhat İşleri Bakanı bay Refik Saydam senelik mezuni- yelini geçirmek ve biraz da dinienmek üzere Avrupaya git- — « Şehrimizde bulunan Sıkkat İşleri Bakanı bay Refik Saydam bir hafta daha burada kalarak mezuniyetini İstan- | bulda geçirecektir.> denilyordu. İSTER İNANMA! eketinden bir İNAN gün I Sözün Kısası E. Tahu Y a bir fikir adamısınız.. bütün haf- ta dımağınızın özünü gözlerinizin nuruna kotıp kâğıt üzerine dökerek, sa- bohlardan akşamlara, akşamların da geç vakitlerine kadar kalem oynatmış, bitap kalmışsınız. Yahut bir ticaret ehlisiniz.. sekiz gün, piyasanın cilvelerini önlemek, bulranın önünüze yığdığı binbir engelin üstesin- den gelmek, kazancın kıtlığını vergilerin, masarifin bolluğu ile telif eylemek için &nanızdan emdiğiniz sütün burnunuz - dan lüle lüle geldiğini hissetmişsiniz. Veyahut bir emekçisiniz. gene bütün bir hafta, azemi dikkatinizi istilzam eden bir makine veya bir tezgâhiın önünde, Eski elbise sahibinin bütün - hüviyetini emmiştir, tıpkı belki yüzünüze dağru echermem saçan kıpkızı! bir kazanım karşısında, en ufak bir yanlış hareketin hayatımza mül ola- bileceği hem dükik ve hem de karma karı- şık bir âletin yanıbaşında, islenmiş yü- zünüzden terler akıtarak, elleriniz nasır bağlıyarak, ciyerleriniz kavrularak di - dinmiş, harap olmuşsunuz. Devlet, sizin hepinize de müsavi bir hak tanımıştır. Pazar günleri dinlenmek bakkı! Ve kudsiyeti Millet Vekillerinin tasdikinden geçen bir kanunla teyit edil- miş bulunan bu hak, sizden başka, hazzını sizin buzurunuzdan, huzurunu sizin var- lığınızdan Cuyan çoluğunuz ve çocuğunu- Bükreşte' çıkan | n da müşterek mallarıdır. Bu haktsn istifade edeceğiniz günü iple çekersiniz. O yaklaştıkça, tatlı hayal- tesinin anlattığı -| 1.. kurar, projeler yaparsınız. Gözünüz- na göre Sovyet Za- | de tüten bir mesire yerini, hir su başını, bıtası polis köpek-| yorgün nezarlarınızda - canlandırırsınız. diğer Eşinizle, tertemiz giyinmiş, kuşanmış yavrularıaızla, güle oynıya, hep birlikte gezmeğe gitmenin emsalsiz hazzını önce den yudum vüdum tatar, yorucu işinizir başında teselli bulursunuz. Evden de kazırlanmışlardır. Kadın, er- keğinin Boöşlarıdığı yemekleri, mezceleri, küçükler elbiselerini ve oyuncaklarını bin Üzüntü ile, o gün için, münhasıran atlenin mah oan O mukaddes tatil günü İiçtn tehiye etmişlerdir. Derken, pazar olur. Siz, bir haftalık yorgunluğun tabrip edici tesirlerini bi- vazda bu suretle telâfi için yatakta biraz gecikir, tembellik edersiniz. Karınız, ço- cuğunuz yonımızdadırlar. Birimin tebes - sümü, ötekinin kahkahası gönlünüzün paslarımı silip, süpürür. Birazdan kalkacak, yıkanacak, giyinc- cek ve bir haftadır kurduğunuz tenez - zühe çıkacaksınız. Fakat, heyhat! Bütün bu zevk, bu ke- yif, bu tath emeller zehir, bu hazırlıklar hoder olmağa mahkümdüur. Zira, modern zihniyetin kökünden söküp atamadığı bir densiz, saygısız. tufeyli sınıf vardır ki, şunun bunun çanağından pervasız geçin- mek, şumu bunu dedirgin edeceğini, mes'- ut bir aflenin aresına çalı gibi düşeceğini hesaba katmadan kendi hutgüâmlığına hizmet etmek onun vazgeçilmez ideti olmuştar. Tatil hakkına, istirahat hakkına hür- met ötmesini bilmiyen bu terbiyesiz İn- sanları hâlâ yaşatan bizlmp nezaketimiz, mişafirperveriiğimizdir. Otuz odah konaklar, harem, selâmlık hayatı, ins'eamsız aile kurumu ve bütün eski hayat ve maişet telâkkileri bu <ekti» in üzerinde bir sinek pisliği gibi titizlendirici varlıklarını idame ettiriyor- -— ——— Biliyor musunuz ? — Mışırdaki büyük ehraman yüksek- ne kadcrdır? "i (Cevapları yarın) (Dünkü suallerin cevabları): 1 —Cep soati 1544 yılında icat edilmiş tir. 2 — Vonüs güneşten 108 milyon kila - metre uzaklıktadır. 9 — Ağrı dağınım yüksekliği 5172 met- vedir