17 Mayıs 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

17 Mayıs 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SON POSTA | BERBERLER ARASINDA I Bazı berberler cemiyete karşı ateş püskürüyorlar “ Beni ümide düşüremezsin bayım, bizde tali olsaydı, berber olur muyduk?,, Gazetelerden birisinin yazdığına göre, Berberler Cemiyetinin umumt kongresi bugünlerde toplanacaktır. Ve çok müna- kaşalı, çok heyecanlı olacağı tahmin e- dilen bu toplantıda, bir çak berberler, ce- miyetin feshini istiyeceklermiş. Çünkü bu cemiyet, hiç bir müşbet faaliyet göste - rTememekteymiş! Bu karanlık haber etrafında biraz da- ha malümat edinmek, ve berberlerin bu husutaki mütalealarını öğrenmek iste « dim. Bazı berberlerin, bu toplantıda ya- pılacağı bildirilen talebten haberleri bi- le yok. Bazıları, böyle bir istekte bulu- nacakların fena vaziyete düşebilecekle - rini söylüyorlar, ve bu hususta mütalea yürütmekten kaçınıyorlar. Bazıları da tamamen bitaraftırlar, Fakat konuştuğum berberlerin hemen dörtte üçü, cemiyete ateş püskürmekte- dirler. Meselâ, Ankara caddesinde çalışan kalfa 'Hüseyin Pekesmer diyor ki: — Ben, cemiyetin feshini isteyenler a- rasındayım. Bu cemiyet, berberleri ko - rumak, berberlere yardım etmek mak - sadile kurulmamış mıdır? O halde, bence, onun bize gösterebile- ceği en büyük himaye ve en büyük yar- dım, berberlere gölge etmemesidir. Bun- dan daha büyük bir ihsanda bulunabil - mesine imkân yoktur. Eğer, bize yardım, iyilik etmek hususundaki iddlasında sa- mimiyse, bunu isbat için, bu büyük lüt- fü esirgememesi, ve kendi kendini da - ğıtması lâzımdır. Fakat eğer bunu yap - mazsa, himaye etmek istediğini söyledi- ği bizlere karşı zerre kadar hüsnü niyeti yok demektir ki, 4 takdirde de bizim o- nu dağıtmamız lâzımdır. Aynı dükkânda çalışan kalfa Şeyki: — Vallahi bilmem! diyor. Kendi he - sabıma ben, 15 senedir berberim. Cemi- yet benden her sene 50 kuruş alır, Fa - ——— —— — “GÖNÜL İŞLERİ! Okuyucularıma Cevaplarım Ankarada (F. C. K. K.) a: Bu vaziyette mahkeme, çocukların Mmuhafazası hakkı ile birlikte -talâk kararı verebilir. Fakat annesiz kalan iki yavru ne olacak? Anlaşmaya bir defa daha müracaat ediniz, derim. A- ranızdaki suitefehhümn ne zaman ve ne münasebetle başlamış olduğunu anlatmadığınız için size müshet bir yol gösteremiyorum. Biraz daha vazıh ol- malı idiniz. Malatyada hn)':ı F. P. ye: Çocuğun cinsiyeti anne karnında iken ekat'iyetle» tayin edilemez. Bu- nunla beraber eski *kadınlar- karının sivri — durmasını çocuğun — erkek olduğuna — delil sayılırdı, yüzde doksan —>doğrudur. Fakat ben bir kat buna mukabil ben bu cemiyetlen, Bu on beş sene içinde (50) para yardım gör- memişimdir. Halbuki, benim de, sizinle görüşen Hüseyinin de, çok müşkül za - manlarımız oldu. Hastalandık da, içsiz, güçsüz de kaldık. O günlerimizde, cemi- yetten gördüğümüz yeğgâne hayır, biz - den her sene aldığı parayı istememesi ol- du. Ben bunu da, cemiyetin hayırperver - liğine değil, o sıralarda işsiz güçsüz ol - duğumuz için, yerimizi yurdumuzu bu- lamayışına veriyorum! * Gene Sirkecide berber salonu sahibi olan Urfalı Mustafa da cemiyetin feshe- dilmesine candan tarafdar: — Bana, diyor, koskoca İstanbul şeh - rinde, bu cemiyetten yardım görmüş bir tek berber gösterebilirseniz, bu cemi - yetin kıyamete kadar'payıdar olması i - çin canımı, malımı, kanımı feda edece- ğim! * Aynı dükkânda çalışan Mehmet kal - fa: — Ne yapar bu cemiyet? diye bana poruyor, ve suallerini şöylece çoğaltı - yör: — Hastaları hastaneye mi yatırır* İş -« siz kalanları çalıştırmak üzere dükkân- lar mı açar? Müşkül vaziyete düşenlere para mı verir? Açıkta bulunan berber - lere iş mi bulur? — Hayır... Hayır... Hayır... değil mi? O halde yaşamasına ne lüzüum var? Uğraşa, didişe, bir pazar tatili yapa - bildi. Ondan da umduğumuz — gibi hayır değil, ummadığımız kadar zarar gördük. Geçenlerde, gazetelerden birisinde o - kumuştum: Benzinciler, pazar günleri dükkânlarını tatil edecekler, fakat dük- kânlarının önünde benzin satabilecek - lermiş. — (Devamı 8 inci sayfada) defa tecrübe edeyim, dedim, si bakarak bir arkadaşıma oğlan doğura- €ağını müjdeledim. Aksi gibi -yüzde ©n müstesnaya tesadüf etmişim - kız Şaktı. “Arkadaşım elân acı acı âlay e - der. * Bayan «Nazlırya : Gemiciler « bayrak değişmesi hali müstesna» olarak isim tebdilinı hiç sevmezler bilir misiniz? Bu harekette bir şeamet sezerler, Ben de onların fikrindeyim. Hem bu isim neden hoşunuza git - miyor, anlayamadım. Bilâkis bana pok şirin geldi. Tavsiye ederim: Annenizin, babanı- zın daha siz bir kaç günlük bir mahlük iken münasip gördükleri adı değiştir- meyiniz. Onların hatıralarına da hür- metsizlik etmiş olursunuz . TEYZE Resimler: Yosnta: arşısında Ondülâsyoncuların imtihanı Ondülâsyoncu berberler dündenberi imtihan ediliyorlar. Ediliyorlar ama, neden imtihan edili - yorlar işte anu bilmiyorum, Fakat nelerden imtihan edilmeleri lâ- zım geldiğini düşünüyorum. Ve düşün- düklerimi yazıyorum. * yoncu berberler kadın berberi göre herhalde bir çene imti - hanına tâbi tutulmalıdır. Berber çenesi meşhurdur. Pakat kadın berberinin çene- si erkek berberinin çenesinden yüz kat kuvvetli olmalıdır ki müşterisini bastıra- bilsin! * Ondülâsyoncu berber kadımın yalnız saçını kıvırtmayı değil; bir parça da dedi- kodu kıvırmayı bilmelidir. * Ondülâsyoncu berber ayni zamanda, bir hokkabaz olmalıdır. Çünkü kadın; bir saniye evvel siyah olan saçını bir saniye sonra sarı, bir sa - niye sonra da kumral görmek ister. * Altı aylık Ondülâsyon yapan berber, tüç aylıkların çıktığı zamanı iyi besap et- melidir. Anasının üç aylığını kafasının alfı aylığına sarfedenler, ancak © zaman berber dükkânına gelirler. * Öndülâsyoncu berber, saçını ondüle yaptığı her kadının tanıdığı kadınları da tanımalıdır. — Niçin? Diyorsunuz... Niçini var mı? Müşteri- sini memnun etmek için onların aleyhin- de söylemesi elzemdir de... * Bilhassa bilhassa doğru sözlü olmama- artist.. Ortada: Kaliforniya fatihi filminden bir nings. Sağda: İngiltere tacının inetleri filminde İskoçya Kraliçesi D | “Türk, sineması : Ni a: Bayan General filminde Iki sevimli hne. Aşağıda solda: Hayal ve hakikat filminde Emil Ya- Btuart'ın idamını canlandıran bir sahne.. | “ Melek,, sineması: Bayan General | Hayal ve hakikat Dik Pouwell ve Ruby Keeler tarafın « dan: Dik; Amerikanın (Honololo) daki as - keri kıt'asında emirber neferidir. Gene- ral Fit kızı ve yaveri Bidle ile birlikte (Honololo) yu teftişe gelir, Bidle şoför - lüğüne tayin edilen Dik'le birlikte yerli- lerin eğlencelerine iştirak eder. Yanla - rında generalin kızı da bulunmaktadır. Eğlence sırasında kızın Dik'le seviştik - lerini görür. Dik'i kıt'aya iade ettirmek ister. Dik kaçmak isterse de çavuş Sk - raper buna mâni olur. Kızın müdahalesi rica edilir. Kız Dik'e acıyarak kat'iyyen |- sevişmediklerini temin eder. Bunun ü - zerine kaçmaktan vazgeçer. Bu vak'a - lardan müteheyyiç bulunan Dik askeri mektebe yazılmağa karar verir. Mekte - bin ikinci sınıfındayken General Fit u - mum müfettiş tayin edilir ve kızile be - raber mektebe gelir. Kız Dik'e eski aş - kını hatırlatırsa da Dik eski günleri ve maceraları gözünün önünde bulundura- rak barışmak islemez. Bunun üzerine kı- zın mülâzim Bidle ile nişanlanacağı ilân edilir. Mektebin tiyatrosunda bir piyes ftemsil edilmektedir. Dik ve kız rol alır- lar. Rol icabı bunlar öpüşürlerken aşk - ları tazelenir. Mülâzim bunüu haber a - Tnca iş gene ehemmiyet peyda eder. Ni- bayet Dik askerlikten istifa eder ve kızla evlenir. — hdır? Çünkü dükkânma gelen bütün çirkin kadınlara: — Siz dünyanın en güzel kadımısınız! Diyecektir. * İşte ondülâsyoncu berberi bundan irh- tihan etmelidir. Yoksa maşayı nasıl tut- tuğun! yan verdiğini sorup öğrenmek bir işe ya- ramaz. Büyük san'atkâr Emil Janning tara * fından: Almanyanın şimalinde bir qchlld' Kayser Vilhelm namına bir abide diki * lecek. Gece şehrin yatı mektebi talebü” lerinden Liz iple pencereden inerek $0 * (kağa gezmeğe gider ve sonra tekrar iple odasına girer. Sabah olmak üzeredift /Yatakhanede talebeler uyanmışlar. Pa * zar olduğundan kiliseye gitmeğe hazif * lanıyorlar. Geç vakit pencereden gittt falebe arkadaşları tarafından — sorguyt çekilmiş gibidir. Şehrin diğer bir lokantasında hükümüt” tin erari hilâfına Anti Tyranla — ismin! bir talebe kulübü polis tarafından baS * kına uğruyor ve mevcud talebe karakü” la götürülüyor. Arkadaşlarını kani | karşı hareketten vazgeçirtmek için oradâ bulunan Zedlitz müdahale ediyorsâ müşevvik diye yakalamıyor. Prof bunu duyunca hiddetleniyor ve artık ©* vine gelmemesini Zedlitz'e tenbih yor. Zedlitz çılgına dönüyor. “İpek,, sineması: Ormanlar hâkimi - 1848 senesinde Meksika harbi netiet olarak Kaliforniyadaki Amerika ittihü dına girmiştir. Ramon dö La xııu": evinde Joskim Muvuela ile Rozila'l evlenmeleri için hazırlık görülmek'! Davetliler arasında çıkan bir kavga ticesinde, hane sahibi genc evlilerin men evden çıkamalarını emrediyor. ı ile koca şehir civarında bulunan J07 kim'in küçük çiftliğinde yerleşiyöf aöi Bir kargaşalık daha çıkıyor. — Ken fenalık etmiş olan adamların haklar dan geliyor. Bir çiftliği zaptetmek istil€) ne * İ altı aylık için ne kuvvette cere-| Joakim orada Ramon'un kızına rasStli | yor. Kız onu doğru yola sevketmek İf çi yorsa da Joakim hareketlerinde İMSET İediyor.

Bu sayıdan diğer sayfalar: