—_ı_ı İngilizler Hihat ve-Terakkide ön sene 1düncü kısım TTİHAT VE TERAKKİNİN SONU Talât, Enver ve Cemal nasıl kaçtılar, nasıl öldüler? Yazan: Eski Tanin Başmuharriri Muhittin Birgen saklandığım yalıyı işgal No. 19 etmek istemişler ve beni hayli telâşa düşürmüşlerdi h:“"d! bir hayli kaldım ve ihtiya -|rine rağmen, bu paranım nerden top -İteşi ile, hak ve millet yolunda atıldığı- lanmış olduğu noktasında aralarında "mız mücadele hâyatının yegâne mükâ- e, tavana kadar yığılı du- Tan yatak ve yorganların arkasında bir Yer Yaparak oraya çekildim. Mutlaka Odayı açmak - isteseler dahi açtıkları :m“ı kendilerine söylenilen şeyler- karşılaşacaklar ve daha ileri gitmi - Yeceklerdi. Fakat, ona hace! kalmadı, Müddet sonra, odanın önüne gel- 3i Ermeni tercüman vasıta - sile kendilerine lâzım gelen izahatı Onlar da çekilip gittiler. like geçmiş, fakat, belâ atlatılmış Bir kere yalının işgal edilmesi y sonra da bu güzel saklanma sara- "'dlll' mahrum oluşum berbad bir Buna da bir çare bulmak lâzımdı. Akşama kadar düşündükten sonra bi Plân yaptım: Sezsi Beyin kızı, Kollej- (;i_ lizlere bir tavsiye alacak, gi- 'P onlarla konuşacaktı. Bir Aldülha- :qld adamının, bir Amerikun mekte * Büzel ?hly:m ve yalıda yalnız yaşıyan, Tahaşçı Silizce bilen kızını İngilizlerin » Sİsiz etmemeleri tabil idi. ye- ü Sahibi ve sakihi olan Savniye ha- h';n. bu plân dahilinde, yalıyı da, «Dfu- tin amcayı» da kurtarmakta gecik - ecik Medi! Bu hâdiseyi de atlattıktan sönra, bir T let, rahat rahat, dışardakı bu san dü:aııın da geçeceği günler: bekle - Ansızın »gelen mağlübiyetin, büyük Çölün $ » Bizi, birdenbdire, büyük bir n İçerisine atmıştı. Bu çölde, Serai mm"-ı beni _daveı etmiş olduğu yalı, be- İçin güzel ve sakin bir vaha oldu. da haftalarca, hattâ aylarca, ben Tahat rahat oturdum. Ekmek elden, su Z Yaşayıp gidiyordum. Gerek ha- Tiçle _Ü)'ld ve gerek ailemle hususi te- Maz itibarile de pek iyi idim. Fakat; 'Yat böyle değildi. Gerek sulh, gerek Esnasında daima parayı İstihkar İdealistce çalışmış olan ve ha- çalışmakla kazanmayı seven bir için yeni şartlara göre yaşama » Tn çaresini de düşünmek lâzımdı. O vhhîı bana hayli mühim ve muh - kıymetler biçilirdi. Tevfik paşa Ferit paşa hükümetlerinin deği Hitalarında bir dereceye kadar serbest- Bezerken bir gün tramvayda ittihat- bahseden tanıdığım iki insan- dan biri bana yüz bin - elile koymuş tam yüz bin! - lira kıymet biçiyor- Bunu kendi kulaklarımla işittim! Senelik meşrutiyet hayatımda ya - ldiğim yegâne tasarruf, iki bin li- Yatını L' kadar bir şey olduğu halde bana böy bir kıymet biçilmesi, beni siyaset - Nefret ettirmişti. Tramvayda ko - bu iki adamın ikisinin de bu Yüz bin liralık kıvmette ittifak etmele- x.___ Nöbetçi czaneler Aksarayda: (Sârım). Beyazıtta: (Asa - dor). Penezde: (Hüsameddir). Şehremi - K (Hamdi), Karagüinrükte. (Fuat). : (Radvan). Şehzadebaşında: KÜniversite). Eyüpte: <Arif Beşir). B > Minönünde: (Beşir Kemal). Küçükparar- da: (Hulüsi), Alemdarda: (Si Asım). : (AMA Beyoğtu elhetindekiler: İstiklâl caddesinde: (Galatazaray). Tü- Relbaşında: (Matkoviç). Oalatada: (Ye- BİYON), Fındıklıda; (Muslufa Nall). Cum- huriyet caddesinde; (Körkelyan). Kal- Yoncuda: — (Zafiropulos), — Piruzağada: (irtuğrud. Şişlide: (Asım). Beşiktaşta: (Süleyman Recep). HBoğasiçi ve Adalarda: Üsküdarda: (İmrahor). Barıyerde: (Nu- Ti Kadıköyünde: (Büyük), (Üçler). Bü- Yükadada: (Şinasi Riza). Heybelide: ki 4 ihtilâf vardı. Birinin matümatına göre men'i ihtikâr komisyonunda, diğerinin lümatına göre de, harb esnasında kâğıt dalaverelerinde kazanılmıştı. Her ikisi de gayet iyi bildikleri için niha - yet aralarında uzlaşmışlardı: Hem o- radan, hem de buradan kazanılmış - tı! On senelik inkılâb hayatı içinde ev- velâ, muallimlik, muharrirlik, muha - birlik etmek, kitab yazmak, sonra da meb'usluk ve başmuharrirlik yapmak suretile Çalışa çalışa kazandığım haya- tımın bütün tasarrufu, kâğıdın düşmesi sayesinde ancak iki bin lira bir şeyken insafsız insanların, vatandaş namusu - na hiç bir kıymet vermeksizin, tram - vayda, arkamda, kulağımın dibinde bu | fatı, böyle, herkesin düşman karşısın- da göğsünü süngüye açtığı ve cephe gerisindeki insanların da sefaletten kı- rıldıkları bir zamanda- benim dala- vere ile para babası olduğum ithamın- dan ibaret kalmıştı! O günlerin hisliliği arasında artık siyasi hayattan istikrah ederken zihnim de kendime başka bir iş, siyasi olmıyan bir çalışma sahası aramıya başlamış - Um, Bu sırada karımın akrabası olan ve kendisile çok seviştiğimiz bir dost, ba- na bir iş teklif etti; bu dost, eski Yıldız ! kumandanı Şevket paşanın oğlu Maz- har ve teklif ettiği iş de Şevket paşa- nın Kayışdağı, Küçük ve Büyük Bak- kalköyleri arasındak! geniş arazili çift-| liği kira ile tutarak müştereken işlet -| ZEHRANIN TOSUNU Ova köyünden Dalkılıçların Tosun, Taşkıranların Zehre kızı, Çınıî'.be._:u- tındaki Buzpınardan su aVHJ!KF" gör - müştü, Zehre, ne güzel bir. kızı ım, siyah kirpiklerinin gölgeledi gi lâcivert gözleri, sıhhat fışkıran yüzü nün en güzel kaynaklarıydı.. Üstünde binbir dağ çiçeği bulunan ._b:.' a dan dikilmiş belden büzgülü entürisi; farzda konuşa konuşa ve bender bik -|mekti. Çiftliğin içinde hayvan halinde mevzun vücudunun ana hatlarını örte- tıktan sonra da başkalarını dillerine do- laya doluya, dadikodu zevkin! tatma g. ları, bende siyasi hayata karşı son his- lerimi dabi dondurmağa kâfi gelmişti. İnsanların hayatlarını siyaset sahasın-| mecbur olmaları kadar | olmadığına kat'i bir at | hasıl etmiştir. Bu hayattan artık iğreni- yordum, Namık Kema! edebiyatının kalhlerimize sokmuş olduğu vatan a - ——— © İstanbul Bele, Arnavutköyünde Lütfiye mahallesinde kağı da 11, 13 No.h ev Arnuvutköyünde Lütfiye mahallesinde Elçi sokağında 28, 47 No. lt ov Arnavutköyünde Lütfiye mahallesinde kağında 25, 51 No.lı ev Arnavutköy 38, 59 No. ll ev Ortaköy Mecidiye mahallesinde eski vapur iskelesi sokağında 8 No, h Mecidiye mektebi b. Eyüpte Cami sakağıda 31 No. h Ebtes Arnavutköyünde Lütfiye mah. Elçi sokak 29, 67 N. &v Arnavutköyünde Lütfiye mah. Küçükayazına sokak 8. 5 No.h ev Aranvütköyünde Lütfiye mah Elçi sokak 27, 55 No.li v Arnavutköyünde Lütfiye mah. Öa sokak Arnavu.köyünde Lütfiye mah. Ayazma sokak 10, 21 No.lı ev Arhavutköyünde Lütfiye mah, Aralık sokak 10, 15 No.lhı ev Anadoluhisarında Set üstü sokağında Muhaşşı Sinan Efenli mektebi binası ıbuuu bize gayet ucuz bir kir: de Lütfiye mahallesinde Elçi sokağında hayli sermaye bulunduğu ve bizzat İş- letmekten âciz bulunan Şevket paşa 'da ile kira-| lamıya razı olduğu için, iş fena bir şey | değildi. Ben de zaten siyasetten bık - mış, Halk içine girip halktan bir parça nsan olarak yaşamıya karar vermiş Arnavutköyünde Lütfiye Mahalesinde Anralık sokak 12, 25 No.lı ev bulunuyordum. Teklifi kabul ettim. (Arkası var) | esi İlânlırı Senelik müham- hik men kirası teminat Ayazma *0- 60 4,50 47 8,60 Ayazma so- 72 BAD 72 5,40 nası, 144 10,80 ıt BT me' tebi BE 2,70 48 8,60 80 6 36 270 14,39 No. l 6v 60 450 80 6 ©0 4660 86 2,70 ©2 5,40 Yukarıla semti senelik muhammen kiratarile ilk teminatlırı yazılı olan mahaller teslim tarihniden itibaren 91 | ayrı ayrı kiraya - verlmek üzere açık 8, 989 veya 90 Mayıs sozuna kadır arttırmaya konumu'tur. Şartnameleri Levazam Müdürlüğünde görülebil.r. İsteki, er h.zelarınd göslerlen ilk teminat makbuz veya mektübile veraber T Mayıs 907 Cuma günü saat 14 de Daimi Encümende bulunmalıdırlar. d, * Senelik muhammen kirası 1500 lira ol tarihinden itibaren 1 ci teşrin 937 sonun tırmaya konulmuştur. Şartnamesi Levaz olanlar 112 lira 80 kuruşluk ilk teminat işi açık eksillmeye konulmuştur. Bu işe kanunda yazılı vesika ve 46 lira 43 ku bile beraber 6/5/93T perşembe günü sa& dırlar, — (2170) şamba günü saat 14 de Daimt Encümende bulunmalıdırlar. muştur. Şartnamesi levazım müdürlüğü nde görülebilir. - İstekliler (2-0B) .: Floryada Solaryon adlı plâj - teslim a kadar kiraya verilmek üzere açık art- ım Müdürlüğünde — görülebilir. İstekli mektup veya makbuüzu ila 19/5/937 çar- (B) (24179) Wrk ' Karaağaç müetsesatı soğukhava depo suna tüccar tarafından konulacak tah - minen 40000 teneke krema, yoğurt ve p eynir tenekelerinin lehimlenmesi ve yalnız peynirlerin bu deliklerden zayi e yledikleri salamurayı ikmal eylemek tahminen 619 Tira bedel tahmin olun - 2490 Na li ruşluk ilk teminat makbuz veya mektu- t 14 de Daimi Encümende bulunmalı - KUŞTÜYÜ KULLANMANIZI TAVSİYE EDERİZ Hem sahhalinize faldeli, hem de kesenize elverişlidir. Kuşlüyü yaslık 100 kuruş, kuştüyü ve yatak takımları da çok ucuzdür. Kuştüyü kumaşları var- Ti memişti, güzelliği dillere desu__r: 9*ı_nu_ş- tu, civar köylerden - kınalı - öküzlerin çektiği yeni kağnılara binerek onu is- temeğe gelenlerin sayıs: pek çoktu.. F?' kat Zehrenin anası babası nedense bir türlü genç kızı kimseye vermiyorlardı. Tosun bunları Güleç Mehmedin kah - vesindeki akşam toplantılarında delikanlılarından duymuyor de;ş fakat Zehre kiz, onun yüreğinde bu_— günkü kadar yer etmemi Zehreyi görünce şaşırmış, sanki olduğu yere miahla çakılıvermişti. Dünya gençlerine omuz silken Zeh- re kıza gelince: Bir elinde küçük kalay- lı bal 1, öteki elinde kıpkırmızı tes - tisile köy yolunu tutarken arkasına bakmaktan kendisini alamamıştı.. Ehh! 'Tosun da ihmal edilir delikanlılardan değildi, köyün geniş mer'alarına sahip tok doyum bir ocağın biricik oğluydu, | çalışkandı, köşesine, bucağına, sağmal- lardan tavuklara varıncıya kadar hıl tün çiftlik hayvanlarına pek bağlıi idi. | Şeceresi malümdu, Arap atlarından başlıyarak, midilliye varıncıya kadar renk renk, boy boy alları vardı. İçle - rinden Bora dediği kır atını pek sever- di, ona binmek, ovalatsta rü âr gibi uçmak, tepelerden şahin gibi süzülmek pek hoşuna giderdi. Pmar başındaki karşılaşmadan son - rTa Tosun Baradan inmez olmuştu. 'Tosun her gün Pınar başına gidiyor, orada, kıvrakça gidişin unutamadığı Zehre kızın havalini arıyordu. 'Tosunun bu ardı arası kesilmiyen sü- rekli gezinlileri, yiyecekten içecekten kesilmesi, günden güne solması Dail- kılıcı tasaya salmıştı. Kardeşinin oğlu Ceylânın karısı — Halimeye — ilettiğt habere bakı'ırsa Töosun, her — gün Çamlıbel kesiğine kadar gidiyor, orada dikeliyor pınara baka baka içten gelen yanık bir sesle: Elâ gözlü Zehrem benim Gördüğüm gün oldum senin Dollı güllü anterinle Gözümdesin şimdi benim. Şarkısını söylüyormuş. Dalkılıç, gö- rünmiyen dertlerden korkardı. Bunun çekinecek bir yönü yoktu. Karısı Ha- Time şbaşa verdiler, Tosunu ever- meği di ü'er, Zehren'n babası Tüş- kıran, köylünün sevdiği saydığı, ça - Jışkan, namuslu bir adamdı. Zaman kaybetmemek lâzımdı, o günün akşamı soy sop bir olarak Taşkıranlara gitti- ler, hoş beşlen sonra Zehreyi Tosura istediler, Taşkıran tereddütsüz <evlât sizindire dedi, hemen buz gibi koruk şerbetleri içildi, ber ağızdan «kutlu ol- sün> dilekleri yükseldi. Düğünde şehirdep gelen incesaz ta- kımile köy yerind€n ovnamıştı, deli - kanlıların bir kısmı esğam, biz peh - dır. Fabrika ve deposu: İstanbul Çakmakçılar Sandalyacılar sokak Tel, 2807. |İivan, davul zurna isteriz> demişlerdi. Salış yerleri: ANKARA, İZMİR, BEYOĞLU Sümer Bank Yorli Mallar Dalkılıç, onları da kırmadı, pehlivanla- A en zorlularını.. getirtti, - davetliler rt ı geldiler, pil U'İ basma -| * GŞO Yazan: M. Saime lar, zerdeler döküldü, fakirler giydirilr di, içkinin her türlüsü Pınar suyu gibl harcasdı. l Tosunun sevincine sonuç yoktu, iri, 'Zehre aylardanberi sürüp gelen ka « — *|ra gülmezliği bitmişti, şen baharın altı _' mayısınta Tosun Zehresine, Zehre Tos — sununa kavuşmuştu, iki gönüllü ayla: rin geçtiğini duymadılar, * Güleç Mehmedin Çaybaşındaki kahe vesinin önü pek kalabalıktı, dört beş — jandarma silâhlarını ağpaçlara asmış, köy muhtarı ile konuşuyorlardı, elle« rinde tomarla beyaz kâğıtlar vardı. Ha« Ti vadis çabuk ucuzladı, yer yer hasır isı — kemleler üzerinde oturanların kafaları — bir tek noktada toplanmış anlatıyorları — dı: Almanlarla, Avusturyalılarla bir ole muşuz, ... doğumlular silâh altına alı« nıyormuş. Tosun, askerdi. Dalkılıç, Ha» lime bu yeni millet düğünü için gena başbaşa verdiler, Tosunu bugüne ye « tiştiren Tanrıya şükür h re, uzun hayatın boyunca sıralanmış — kar göbi beyaz mvalı odaların hepsine telâşlı telâşlı girip çıkıyordu, belli kt — pek üzülüyordu, hiç yüksünmeden kıre — mızı atlas bohçanın içine Tosunun bire — birinden kıymetli bürümcük gömlekle- rini, dört köşesi çevrelerini, el yüz sildiği kılapdanlı havluları, yapağı ve tiftiğin özünden işlenmiş ipliklerle örülmüş çorapları — yerleştirdi, bi hepsinde Zehre- rin nin göz yaşları vardı, her şeyi dağar « — cığa konuldu, ertesi günün sabahı idi, 'Tosunun da içinde bulunduğu büyücek — bir asker kafilesi, köy halkı tarafından — Çamlıbel kesiğine kadar geçirildi. E« — indan, Pınarbaşında Tosüus — ü gören Zehre ellerini — vinin hayı gökyüzüne açmış, Tanrıya dualar edir yordu. Ayrılığın ilk haftaları, oğullarını aş- sırmalarla işlenmiş — ş ikere iletenler arasında «Allah kavuş « — tursun» gezileri ile geçti. Derken mek: — tuplar tş'.imağ. başladı, yüzler güler — oldu.. Üç ay pek düzenli gelen bu mek: tupların arası birdenbire kesildi, bu — hal Bayan FHa'imeyi, hele Zehreyi ne — kadar üzüyordu. Dalkılıç dışarıdan ge- — lirken, sedirin üzerinden onu gören — Halime hemen seğirtiyor, bakısjarile 'Tosundan haber arıyordu. Halime gün, gelin kızın pek üzüntülü olduğu: — nu, top yüzünün söbüleştiğini, iki cant ile kendisini avutmak için pek ağir iş- — lere kalktığını gördü, sonra — yalvarır — gibi Dalkı'ıcın yüzüne bakarak «Nea- —— lür, Tosundan haber geldi deyiver, ol> — maz mı?» dedi. Dalkılıç derin bir iç çekmesile mu < — kabele etti. Songünlerde onun da © muzları düşmüştü, gece el ayak çekil- dikten sonra kırlara açılıyor, geziyor, şuyumuyordu, uyuyanıyordu. Bu hal Halimeyi kuşkulandırnı türlü sormağa dili varmıyordu. Bir sabah Dalkılıç, kolları sıvalı, Çı: tırdıyarak yanan ocağın başına geldiği zaman Halime ona bir müjde verdi, ,ı_ Zehren'n odasına girdiler. 4 Kezban ebe ona abani bir kundak u- zattı, Dalkılıç kutsal gibi yavaşça yüz ör! ü — kaldırdı, imdi gözleri dolmuştu, titriyen bir sese yavrunun kulağına «Tosun> — dedi. Gölgelerin toplardığı köşedeki yatak- ta Zekre Jyıgynrd hıçkırıklarını dü- fakat bir şeye el uzatır. —