SON POSTA İttihad ve Terakkide on sene On üçüncü kısım. No. 8 MÜTAREKE GÜNLERİNDE İTTİHAD VE TERAKKİ Yazan: Eski Tanin Başmuharriri Muhittin Birgen İttihat ve Terakkinin akıbeti acaba ne olacaktı? Talât paşa, Hacı Adiiiıı;ye döndü “ bizim dedi, bütün hatamız bizden sonra gelecak olan zümreyi hazırlamamış ve hazırlanma kabiliyet'nde olacaklara meydan ve imkân bırakmamış olmaktır. ,, Bu kuvvet öolmadıkça hayat yürü- yemez, inkılâplar vücude gelemez ve yer yüzünün mütemadiyen — değişme ihtiyacı tatmin edilemez. Cemiyetin esrarlı kanunları bunu böyle istiyor... Akşam olunca Akşam oldu. Şimdi içtima edecek- ler, Ben de oturmaktan yorulmuşum, ayakta ötekile berikile konuşuyorum. Artık gideceğim. Fakat, Tanin mesele- sinde bir karar vermek lâzım. Mithat Şükrüyü buluyorum, henüz o bir kar rar veremiyor, Talât paşa ile konuşa- cek, Talât paşa, içerde, küçük bir «hal- veti odasında, hep konuşuüyor, geldi. gimi haber vermek ve hatır. sormak için bir uğramak lâzım. Kapıyı vurup içeri giriyorum. Hacı Adille konuşu - yorlar. Beni de oturtuyor. Havadis so- ruyor, bildiklerimi, başımızdan geçen- leri anlatıyorum. Çehresi biraz daha renksiz ve gölgeli, gözleri biraz daha yüklü ve yorgun, gecelerini rahat ge- çirmiyen bir insan; fakat, arada bir titreyen sesinde de, metin ve mütevek- kil bir adamın kuvvet ifadesi var, Zor- la hareket ve neş'e ifadesi vermeğe durgun hiç bir gözden kaçmıyacak - derecede barizdir. Zavallı adam! Bütün Osm paratorluğunda, sırtı onun kadar ağır hiç O gün de, bugün imde yalnız bir acımak duyüyorum. —Halbuki o, bir imparatorluğun çatısını aşağı — almış, temellerini baltalamış bir tarih devri- çalıştığı çehresindeki hüzün, bir tarih mes'uliyeti altında ezilmiş bir sadrazam yokt de bu insana karşı nin resmen en başta gelmiş olan mes'- ) şahsıdır. O, bu hareketi idare eden siyasi ordunun kumandanı idi. Onun kumanda ettiği saflar içinde $imdi ben bu bahse girecek değilim. Var sun | Mithat Şükrü onunla konuş- Sanra, demindenberi konuştukları mevzua avdet ediyormuş gibi bir ta- vırla, Hacı Adil beye döünerek: — Bizim, dedi; bütün hatamız, biz- |den sonra gelecek olan zümreyi hazır- lamamış ve hazırlanma kabiliyetinde i anlıyor. Fakat,| de anlamaktır. İt- san bunları daha ğ marifet, onu val tihat ve Terakkinin giriştiği mücadele, on temmuzdan bugüne kadar neticesi İstanbul Dördüncü İcra Memurlu-| ğundan: Ehlivukuf — tarafından tamamma 714 | Bra kıymet takdir edilmiş olan Beyoğlun- da Tatavla mahallesinde Tatavla cadde- sinde eski 112, 114, 116 mükerrer, yeni 148 tapu numaralı arsanın — evsafi, arsa- nın ön ve arka cepheleri tahta perde ile örtülü ve içinde altı adet meyva ağacı var- dır. | Hudut: Sağ tarafı ifrazen Katine arsa- (m sol tarafı Sineaon apartımanı ve arkası Tanaşaki arsası önü Tatavla caddesi ile mahdut'dur. Sahası: 119 metre murabbaidır. gösterilen gayri “menkulün arttrmaya vaz'edilmiştir. Arttırma peşin- |dir. Arttırmaya iştirak edecek — müşterile- rin kaymeti muhammenenin yüzde yetmiş |beşi nisbetinde pey akçesi veya —milli bir İbankanın teminat mektubunu hâmil olma- ları icap eder. Müterakim — vergi tanzifat İlenviriye ve vakıf borçları borçluya | Arttırma — şartnamesi - 26/3/37 tarihine | müsadif Cuma günü dairede mahalli mah- susuna talik edilecektir. Birinci arttırması tamamı açık olacaklara meydan ve imkân bırakma- | mış olmaktır. Gün geldiği zaman in -| Yukarıda evsafı ve hudut ve mesahası | ben de vardım ve benim de hayatım, | 3/5/937 tarihine müsadif Pazartesi günü onun yüzünden, ilk gününden son gü- dairemizde saat 14 den 16 ya kadar icra nüne kadar, bu güne kadar hep müca-| edilecek birinci artırmada bedel kaymeti dele oldu. Bütün bunlara rağmen, © muhammenenin yüzde yetmiş beşini bul- gün de; bugün de ona karşı duyduğum duğu takdirde üste bırakılır, aksi takdirde his, yalnız acımak duygusu oldu. Çüt- 'son arttırmanın taahhüdü baki kalmak ü- kü, onu tanımış olanların hermen kâ-| zere arttırma ön beş gün daha temdit edi- fesi gibi, ben de onun bu rolünü idea- Jerek 18/5/937 tarihine müsadif Salı gü Estçe ve tam bir samimiyetle oaynadı-'nü saat 14 den 16 ya kadar dairede ya- Bana kanidim. Vazile ve merasim iti- pılacak ikinci ar'tırma neticesinde en çok arttıranın üstünde bırakılacaktır. 204 nuy- maralı icra ve iflâs - kanununun — 126 inci maddesine tevfikan hakları tapu sicillerile sabit olmıyan ipotekli alacaklılarla diğer alâkadaranın ve irtifak hakkı sahiplerinin bu haklarını ve husüsile faiz ve masarife a bu talihsiz inkılâp adamı | Yüv olan iddialarımı ilân tarihinden itiba- le oynayan bu talihsiz inkılâp adamı- //0 20 gün zarfında evrakı — müsbitelerile na karşı, Türk olarak da, fert olarak |birlikte dairemize — Bildirmeleri — lâzımdır. da içimde hiç bir kin, hattâ bir kırılma | Aksi takdirde bakları tapu siclilerile sabit bile yoktur. olmıyanlar satış bedelinin paylaşmasından — Yarın ne yazıyorsun? hariç kalırlar, Müterakim vorgi — tenviriye ini tanzifiyeden ibaret olan — belediye ru- Talât Paşa da Taninin — |ve l ta eee AA mürzayededen sumu çıkmasından fayda görmüyor 'tenzil olunur. Daha fazla malümat almak Bilmem, şu dakikada yazılan çizilen İsteyenlerin 936/2340 'numarah dosyada teylerle hakikaten zihni alâkadar mı Mevcut evrak ve mahalsn hacis ve takdi- Yoksa İ& olsun diye mi soruyor? Ben * İtvmet raporumu görüp — okuyacakları busa' düşürdüğüm “ğibi setap vermeki; üe oe (31380) yorum, kaçamaklı bir yoldan gidiyo- rTum: — Henüz yorgunum ve daha da vaziyeti kavrayamadım. barile üniforma giydiği zaman sıkılan, #ne zaman bu mânasız şeyleri söküp atacağız?» diye söylenen, paranın ne olduğunu hiç düşünmeyen, — sökakta halk, Babıâlide sadrazam rollarinin iki- sini de ayni samimilik ve tabiilik için- Kocaeli Mahkeme Baş kâtipliğinden: İzmitin Orta çeşmede 20 numarada mu- kim Mehmet oğlu terzi Feyzi tarafından karısı olup hâlen ikametgâhı meçhul oldu- Bugün y O a Yazi | Gahekemeten sabi: olan Elâziz vilöye yazmıyorum. B ; e tinin Miadın köyünden Raşit kın Saliha a- îc.ınra bir lâhza durup ilâve ediyo- TEPK LA Ş T ERE S Hcesinde kanunu medeninin 126 ıncı mad- — Zaten yazacak da ne kaldı? — Doğrut Diye tasdik ediyor. Bu « doğrul » onun da artık Tanini susturmak fikri- desindeki sebebe ve 132 inci maddesinde- ki kocanın evini kötü surette terketmiş ol- masına göre kanunu —mezkürun 138 inci daima şüphe edilmeğe lâyık bir iş idi. dı; Bizim muvaffak olam miz yerde geçebilecek bizden daha yeni unsurun yetişmesine bizim yerimize iş başı yardım etmek vazifemizdi. Bunu yap- madık. Fenalıklarını şimdi görüyoruz. Daha da görece, Belki, benim yanımda konuşmak is- temedikleri şeyler var; buna mâni ol- mamak lâzım. Bunun için Talât paşa, sözüne fasıla verir vermez, ben ayağa kalkıyorum ve çıkıyorum. Kısa bir müddet Tanine uğradıktan sonra ve orada İbrahim Necmi ile ko- (Arkası var) —- - Kendinizi üşütünce... DEŞ VUSACAYIĞIZ ua GRİPİi almak olmalıdır. GRiPiN Soğuk algınlığına, baş nezlesine ve diğer nezlelere, gripe, kırık- hlğa, üşümekten — mütevellid bütün ıstırablara karşı bilhassa müessirdir. GRiPiN En şiddetli baş ve diş ağrılarını derhal dindirir GRiPiN Bel, sinir, romatizma ağrılarında hararelle tavs.ye edilmektedir icabında günde 3 kaşe alınabilir. gP - hu YŞ sçamaanın * * *KRALsIDIR. | dolayısile bilcümle masarifi muhakemenin Salihaya aidiyetine 16/3/937 tarihinde karar verilip mahkeme ilâm suretinin di- inhaneye talik edildiği ve tarihi neşri (-| lândan itibaren bir ay zarfında müddela- | leyha tarafından Turku — kanuniyeye mi racaat edilmediği takdirde bükmün kesbi maddesi gereğince tarafeynin yekdiğerlerin- kat'iyet edeceği tebliğ makamına kaim ol-l ne muhalif olmıyacağını — gösterir, | den boşanmalarına ve kabahatli karı olmak | mak üzere ilân olunur, | götürdüm. Es Sokakta bulduğum koPlek Yazan: Harbıumuminin aç ve ekmeksiz gün- lerinden birinde “ona bizim Yıldızdaki kışlanın civarında rastgelmiştim. Ha - rikulâde güzel küçücük bir Çin büldo- ğu idi; hemen iİki avuç arasına sığabile- cek kadar küçücük şirin bir şey. Par- lak samur renkli ipek kadar yumuşak uzun tüyleri, mini mini basık burnu üstünde zeki bakışlı, iri simsiyah göz- leri vardı Yanıma çağırdım. Evvelâ durakladı, yltaklanış k hma ald evime 4 adını bilme i güzel ona «Bobi» diye bir ad taklım. İt O yadı Ribi bizim de kulağımıza ve uygun geldi. Bobinin bağı diğim lerin! alamıyorlardı. O, bütün evin sevg nem köpeği hiç sevmemesine rağmen ondan hoşlanıyordu, o kadar ki bazan onun paparasını bize bırakmıyarak biz zat kendisi hazı Hemşiremin küçük çocuğu henüz emeklemekte olmasına ğmen halının üstünde samür renkli bir yu -| $ şaklabanlıklar mak halinde bin türlü yapan bu güzel köpekle aynamaktan hoşlanıyordu. Bilmukabele Bobi de kü- çüğe o kadar düşkündü ki, hat den fazla onu seviyordu bile dik. İlk günleri Bobi, Nüzheti görür görmez hemen kı ma çıkmakla kal- mıyarak yüzünü de yalamağa kalkış - mış ise de bir iki kere sert ihtarım üze- rine bundan vazgeçmişti. Zaman, harb zamanı; devir, mahru - miyet devri idi. Bununla beraber ken. di âlemimizde alâküllihal geçinip gi- diyorduk. Midelerimiz vesika ekmeği- ne alıştığı gibi çay ve şeker denilen şeylerin tadlarını da çoktan unutmuş - tük. Biraz evvej ölen eniştemin cena - zesile Umumi Harbe ilk kurbanımızı vermiştik. Binaenaleyh Nüzhe! daha e mekleme yaşında baba yetim! olmuş ve bu suretle evimizin sâkin havasına ağır bir matem ve felâketin derin hüz- nü çökmüşlü. Bir taraftan harbin sü - rüp gitmesi, diğer taraftan kendi şah- si acılarımız yaralı yüreklerimize kız - gn bir hançer gibi saplanmıştı. Bobi- nin eve gelişi, evdeki bu mağmum ve sıkıntılı havayı biraz deği: gibi ol- müş, onun türlü şaklabanlıkları, göz - lerimizi biraz oyalamağa başlamıştı. İşte bu sırada büyük bir felâket, za j ten mağmum ve matemzede olan bu aile yuvasının üstüne tekrar k nadlarını geri Bir gün küçük Nüz. het hastalanm İlk günleri bunu bir soğuk algmlığına hamlett fazla ebemmiyet vermedi talığıidevamı, steşin artım b ve bihoş yatışı, lerimizde aldandığımızı. bir hastalıkla karşı vi , ©- kadar Nüzhet, | k “|dim ki ha ) Çeviren: Nurullah Ataç Salâhattin ğumuzu bıse ihtar etti. Nihayet dokto « run kayduğu menenjit teşhisi, asabı « mın küdret ve tahammülünü son had « dine kadar gerdi. Kışlada işle en meş- gul zamanlarımda bile kaf hep Nüz hetteydi. Onun bukle bukle saçları, kü- çücük başı, bir an bile gözümün önün « den gitmiyordu. İzinli olduğum akşam- lar, heyecan ve lükle eve koşuyare dum. Daha kapıdan girer girmez evde beni karşı l ütün & mağır m arı kata, a tutunüp yu z sörürdi çıkardır birbirimizle aşırdık. Sa özgöze gelmen Ğ di! r Rözgöze gelirsek, içimizde- ki müthiş faciayı , yekdiğerlerimizin göz bebeklerinden okuyarak anlıyata- ğiz. Nüzhetin hasta şun da küçüğün ucuna yatmas. bir , eskisi gibi yal - yor, hoplayıp sıçramıyor, iki Hele zavallı Bot yatağ a yatmasile asının yal tirmiş ve mağı yvanlığına rağmen etrafın « da bir hâili düğünü bızım ka - dar o da kuvvetle hissediyordu. Onun bu hali, Nüzhetin ölümüne |kadar böylece devam etti. Onu gö - müp eve avdet ettiğimiz zaman Nüz- hetin annesi, babam ve validem, faci- anın cereyan ettiği odanın ka: daki odada karşılıklı oturmuş yorlardı. Bu çemberin bir halkasımı da Bobi teşkil ediyordu. Muztarib, mağmum dolgun gözlerini kardeşimin yüzünden annemin, ve annemin yü « zünden babamın ve beriim yüzüme çe- viriyordu. Ben, o evi terkettiğimiz güne kadar çenazenin çıktığı odaya bir kere bile, girmediğiği gibi Bobi de bir kere ora- ya girmedi. Ben hayatımda bu köpek kadar içli, bu küpek kadar faziletli bir hayvana tesadüf etmedim. Bobiyi hayatınca bütün ev, hepimiz sevdik ve ona hiç ir gün bir fiske bile vurmadık. Hat - ü vakit onu süprünlülüğe at . dimizin bahçesinin bir köşe- sine kendi elimle onun için Bir mezar açtık. Ve göz yaşlarım içinde onu ora- *İya gömdüm. İ Salâhaddin Enis | Yarınki nushamızda : Bir çift dost Yazanı Francis de Miamandre Â