26 Mart 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

26 Mart 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

“İtalya ile Bu muaahede İtalya Kral, luğunun imzaladığı ilk muahededir (Baştarafı 1 inci sayfada) na da K Ciano tarafından imzala- nın metni şudur: ra Kral namina ile Majeste İtal beşistan İmparatoru: nümi sulhün menfaati icar unu nazari dikkate a yeni bir k: siya. ilerde bir devir is olarak: İki mem rasında devamlı: sulhün idamesi ve târsini ayn; zaman da Avrupa sulhünün de mühim bir şar tı olduğuna kani bulunarak: Bir anlaşma akdini kararlaşlırmış - Jax ve bu hususta fevkalâde murahhas olmak üzere, Majeste Yugoslavya Kral: namına ni yabet meclisi: Başvekil ve Hari Ba kanı Ekselans Doktor, Milâr Stoyadi - hoviçi, Majeste İtalya Kralı ve Habeşistan imparatoru Hariciye Nazırı Ekselans Kont Galeâzzo Ciano di Curtelessoyu tayin etmişlerdir: Bu murahhaslar salâhiyetnamelerini teati ettikten sonra aşağıdakı hususat: kararlaştırmışlardır: Madde ! — İki yüksek âkit tarafı müş terek hudutlarına ve iki mmleketin Ad riyatikleki deniz hudutlârina riayet et- meği taahhüt eder. Her iki taraftan bi- risi hiç bir sebebiyet vermediği halde bir veya birçok devletlerin bir taarruzu na uğradığı takdirde diğer taraf müte a istifedesini mucip olacak her türlü hareketten istinkâf etmeğ: tsah hüt eder. Madde 2 — Beyneimilel ihtilâtlar ha linde ve yüksek kit taraflar müşterek menfaatlerinin tehdit edili dilebileceği hususunda muti larsa, bu menfaatleri korumak İçin ala- cağı tedbirler üzerinde anlaşmayı taah- hüt ederler. Madde 3 — Yüksek âkit taraflar, kar şılıklı münasebetlerinde harbe, mili si yasetlerinin bir fleti olarak müracaat etmemek ve aralarında çıkabilecek bü tün anlaşmamazlık veya ihtilâfları sulh vasıtalarile halleylemek hususundaki a zimlerini yeniden teyit ederler, Madde 4 — Yüksek âkit taraflar, ken di topraklarında diğer âkit tarafın mül ki tamamiyetine ve müesses nizamına karşı müteveccih veya iki memleket a- rasındaki dostluk münasbetlerine za - rar verecek hiç bir faaliyete müsaade etmemeği veya böyle bir faaliyete yar. ea “Kapının önünde Boynu bükük Bir çocuk.. ,, Adının inisiyal ile dahi yazılmasını islemiyen bir okuyucum bana çek nâzik bir vaziyet karşısındd kaldığı" nı anlattı. Hülâsaten diyor ki: — Evliyim, iki de çocuğum var. Fakat evlenmeden evvel başka bir kadınla münasebette idim. Ondan da bir çocuğum olmuştu. Kadın muhte- lif sebeplerle alabilecek kadınlar. dan değildi. Almadım, Çocuk ta o vaziyette kaldı. Vaziyeti ile uzaktan alâkadar oldum. Para gönderdim, nasihat gönderdim. Kadın bir müd - det sonra çocuğu alarak İzmire git- mişti. İki sene kaldı. Geçenlerde İs- tanbula dönmüş. Bir akşam evimin önüne yaklaşıyordum, baktım kapı nın önünde çocuğu gördüm. Şaşır dımı, telâşa düştüğümü itiraf ede. rim. Beni gördü. Esasen tamyordu. Birşey söylemeden ağlamaya başla. dı Çocuğu kolundan tuttum, sokağı geçtim, köşeyi sapınca sordum, annet Yugoslavya arasında dostluk misakı dün imzalandı Fİ mada hiç bir şey iki memleketin esasen lığı ve Hbeşistan İmparator- dımda bulunmamayı taahhüt ede: Madde 5 — Yüksek âkit İ larında mevcut olan ekonon ! bata, iki memleket arasındaki müesses İ dostluk münasebetlerine daha uygun yehi bir hamle vermek maksadiyle şim diki ticari münasebet ri takviye ve genişletmek ve keza & vasi bir leş riki mesai şartlarım tetkik etme suslarinda mutabık kalm bapta en kısa bir müddet içinde bir anlaşma yapılacaktır. Madde 6 — Yüksek âkir taraflar şu rasını kararlaştırmışlardır Ki, bu an'aş rler. r, ara | | âleni olan mevcut beynelmilel taahhüt. lerine muhalif telâkki edilmiyecektir. Madde 7 — Bu anlaşma beş sene müd detle aktedilmiştir, Eğer inkizasından altı ay evvel feshedilmezse birer sene müddetle kendiliğinden uzayıp gidecek tr. Madde 8 .— Bu anlaşma fasdik oluna caktır. Meriyete tasdiknamelerin teati- i günü girecektir. Bu faali Belşri ku bulacaktır. İşbu anlaşma Belgratta 25 Mart 1937| de iki nüsha olarak aktedilmiş ve yük-: sek âkit taraflardan her birine birer nüsha verilmiştir. “ Ulus ,, un başmakalesi Ankara 26 (Hususi) — Bu sabah çıkan Ulus gazetesi (o «Belgrad mü İâkatım başlıklı mühim bir başmakale| neşretmektedir. o Makalede şöyle denilmektedir: İtalya dış bakanı kont Ciano'nun| Belgrad seyahati, — yalnız iki komşu devlet arasındaki münasebetler değil, sarki Akdeniz, Orta Avrupa ve Bal kanlarda barış ve sükün durumu bakı: mından mes'ut bir hâdise teşkil eder. Belgradda imza olunacağını bildirdiği- miz politik ve ekonomik iki anlaşma nın hiç bir sir ve şüphe ciheti olmadı! ğını biliyoruz: Esasen Balkan Antantı devletlerin- den Türkiye ve Yunanistanla — İtalya dostluk muahedelerile birbirlerine bağ- h idiler. Müttefik Yugoslavya ile dost- luğumuzu yenilediğimiz İtalya müna- sebetlerinin ayni surette tanzim edil miş olduğunu görmek, bunun gerçek- leşmesine çalışan Türkiye için hususi bir sevinç sebebi olmuştur, Belgrad mülâkatının, Göring'in Roma ziyaretinde Balkanlara ait me- seleler konuşulduğu O hakkında heye- canlı haberler neşreden bazı Fransız ezcümle — Artık sana baban bakacak, de- miş ve kapıya kadar getirip bıraka rak savuşmuş. Adreslerini çöcuktan güç anladım. ve bir otomobile koyarak evine gö türdüm : — Annene söyle, birkaç gün sab- retsin, seninle meşgul olacağım, de. dim. Fakat nasıl meşgul olacağım? Evimde bu hâdiseyi anlatsom fırti - na kopacak, Belki bu fırtına esnasın da yuvam yikılacak. Öbür taraffan bu çöcuk benim çocuğumdur, mutlak surette kaniim. Esasen upkı bana benziyor. Sokakta bırakamam, ne ya payım teyze? Bu okuyucuma hâreket tarzının nasil olması mektupla mufassal ol y Vaziyet önünde ne düşündü ger okuyucularıma da anlatmak için buraya kısaca kaydedeyim: Bu oku- yucum ümis ederim ki çocuğu kanun huzurunda tanıyacak, mesuliyetini üzerine alacak ve burdan dolayı da evinin yıkılmasının önüne geçecek- mümkün mertebe kısa bir zamanda vu?, İ vermiş. Palas böreğin tadına bakmış: © SSON POSTA | Yirmi sene yalan söylemiyen adam ye aklıma geldi : Koltük olmuş, , Her konuşma» Bir Kızı ge düğün bitmiş. Paça günü şey olmuş. Fakat gelin mış Kaynana, keyrhta, görümceler bir araya gel Acaba gelini Belki yoktur — Belki de vardir. — Kimbilir ? — Nasıl anlamalı ? Kaynana:;, — Buldum, demiş, rum. (Baştarafı 1 inci sayfada) ediyor, cümlesini yazmıştı, Diğer bir arkadaş gene ayni mesele münaebe- tile biraz daha ileri giderek: — Umumi harp arifesindeyiz, de- mişti, 4 Avrupada vaziyet Fakât dün vaziy inde ve bu gidiş isti hiç birinde tehlikenin bu kadar yakın olmasına ihtimal verdirten hiç bir nok ben konuşturu”İ larımız da 8 #imkinden di Bahçeden bir kaplumbağa yakelu -| kendilerinin hilkaten bizden dal mış, kaplumbağanın Sirtina kocaman! bin yaratılmış bulunduklarına bir börek parçasi yerleştirmiş. Gelin o-|mek zaruretinde Kaldık. Bu düş dasında yalnız otururken sırtında bö.| ze bir defa da bu memlekette hal rek taşıyan kaplumbağayı kapının tap öden başlıca baş muharrirleri ndan içeri bırakmış. Gelin bunu mütalealarını almak lüzumunu rür görmez korkuyla yerinden fırla -İdi Cumhuriyet arkadaşımızın başmı ymış £ harriri Muğig mebusu ve Millet Mec- lisinin Hariciye Encümeni Başkanı Hay Yunus Nadi “İstanbulda Telefonla evvelâ onu bulduk. Güldü ve aynen şöyle söyledi: i — Umumi harp tehlikesi - yöktur. Dünya milletlerinden hiç'biri harbet - meye müştak değildir. Bilâkis bu mil- #n her biri azami derecede muzta , Filhakika İspanya hüdiseleri do. iy uk vardır. Fa- ket bunda bir Avrupa harbi çikarmak mesuliyetini deruhte edecek bir babayi ğit göremiyorum. si görüş ve sezişir bi- olacağını, yahul ta bed- Gögögörmedim . göğögüsteterme yayayarebbbibim dödödört #aaayakh bibibir böböbörek ! Demiş. Gelinin kekeme olduğunu bel li etmemek için konuşmadığını anla - mışlar, Bu hikâyenin hâkikisi de olmuş. Çekoslovakyada mektep kapıcılığı! yapan Palas, umumi harpten döndük -!ri #ünden beri hiç konuşmamış. Bugün - lerde, oğlu kendisine bir parça böre — Bu börek çok iyi olmuş ! Demiş. Oğlu şaşırmış, herkes saşır- ji in mış. Meğer Palas harpte fena bir vazi B. Falih Rıfkı Atay cevabı i i Tursa lefonla Ankarada yete düşmüş; kurtulursam yirmi sene Bundan sonra tel n konuşmadan dururum di .İ Ulus gazetesi başmuharriri Falih Rıfkı miş. Bu yüzden yirmi se .İ Atayı bulduk. Bize kısaca şu cevabı muyormuş. verdi : i Börekte bir tılsım var galiba, Ko -| — Böyle birşey bilmiyorum. nuşmıyanların niçin konuşmadıklarını B. Ahmet Şükrü Esmerin meydana vuruyor, Konuşturmak has mütaleası sası fazla olduğuna göre de herhalde ii çok börek sevenler, çök tıraşçı aluyor-| Ayni zamanda Ulus gazetesinin «Dış İardır. İcmal» sütunu muharriri Ahmet Şük- Bunu geçelim. Gene bizim Palasa ge| rü Esmerle de telefonla görüştük. Şu lelim. Yirmi senedir konuşmayan Pa-| mütaleada bulundu: lasi konuşabildiği halde yirmi sene ko-| «— İngilterenin silâhlanmak için yap nuşmadığı için yalancılıkla itham edi -| tığı hamleyi izah eden Harbiye, Hava yor, mahkemeye veriyorlarmış. Yazık | ve Bahriye bakanları, Avam Kamara- doğrusu. Adamcağız mahkemeye hak. | sında, birkaç ay evveline kadar, Avru- sız yere veriliyor Onu bir tek yalan! pada on sene harp çıkmıyacağını izhar için cezalandırmak günah değil mi? Yir | ve silâhlarını ona göre uydurduklarını mi sene konuşsaydı. Belki i söylemişlerdir. Şimdi İngiltere, her gün lan söyliyecekti. Bu yirmi bin yalam| harp çikacak gibi silth'anıyor. Fakat söylememek için orlaya attığı bir tek| bu, Avrupanın bir harp arifesinde ol. yalan yüzünden onu cezalandırmak de. | duğuna delâlet etmz. Harp için hazırlık gil, mükâfatlandırmak doğru olur. la ölmak, harp yapmak için hazırlan - İMSET |imak değildir. emil Gerginlik değil salâh gazeteleri neşriyatı arifesine tesadüf et| Son günler içinde Avrupa devletle miş olması da dikkat edilmesi lâzım gefri arasırkâşki münasebetlerde gergin- len bir noktadır. lik değil, aksine olarak salâh görülmek Kont Cianonun beyanatı tedir. Almanya ile İtalya Garp anlaş Belgrat 25 — İtalyan - Yugoslav anması için teklifler yapmışlardır. İngil laşmasının imzasından sonra İtalya Ha) teree ve Fransa bu teklifleri tetkik et. riçiye Nazırı Kon: Ciano, matbuata şu | mektedirler. beyanatta bulunmuştur; İtalya Dış Bakan: Belgrada gitti, Bu Bu anlaşmalar İtalya ile Yuyoslavvaliki Adsiyatik devleti büyük harpten arasında sulh ve emniyet demektir. Bu | beri aralarında sürüp giden ihtilâflı me anlaşmaların mânası şudur ya vel seleleri halletmeğe çalışıyor. Yugoslavya iyi komşuluk s5 tini ele İspanyada vaziyet almak ve takip etmek azmindedir, Bul İspanya harbi hakkındak: tarafsızlık siyaset, yalnız aralarında her türlü ihti | hükümlerinin tatbikatına geçildi. Bu lâf sebeplerini ortadan kaldırmakla kal | memlekete taşradan yardım yapılması mıyacak, fakat ayni zamanda iki msm-İnın önüne geçilmiştir. Tarafsızlık ko” leketin -kendi aralarında her türlü ah|mitesinin atacağı ikinci adıma gönül - valde ve sulhü muhafaza etmek busu-İlülerin geri çekilmesinde bazı zorluk - sundaki kat'i emellerini tahakkuk etti-İlara tesadüf edilmekle beraber birinci e adım atıldıktan sonra, bu ikinci adım okt, iwoslavya hükümeti «| .22ms2. . Sö Nea e ii elyi anlatırken Menemenlilere tariz et eminim. Yıkmak istediğimiz her türlü |9v$. Valimizin müdahalesile bu hâdir itimatsızlıklı. Gerçekleştirmek istediği: |s6nin önü alınmıştır. miz de iki memleket arasında devamlı Bir suitefehhümden ileri gitmeyen bir dostluktur, bu hâdise şudur: Nutuk söyleyen zat Menemende Kubilây hüsnü niyetle konuşmakla beraber bü tün bir Menemen halkını, irtica hâdi- Günü bir hâdise sesinden mes'ul göstermiştir. Meve- (Baştarafı 1 inci sayfada) men halkı buna cevap vermek istemiş" karşılayarak büyük bir misafirperver |se de işin büyümemesi için bunun ö lik göstermiştir. Bundan altı yıl örce|nü alınmıştır. bir kaç serserinin Menemenin kalb'n- Bütün yurdun öz mak olan Kubi- de açmak istediği yara, gene Mene-İlây ve arkadaşlarının Menemenlilerin menin içinde boğulmuş, Menemenli-| kalplerinde bıraktığı derin minnet ler teceddüde, Cumhuriyete ve ink'lâ|leri çok engindir. Her Menemenli, haf- ba ne kadar bağlı olduklarını İspat et-İtanın muayyen o zamanlarında kaf'le mişlerdi. halinde Kubilây âbidesinin önünde İhtifal emasında küçük bir hâdise | toplanarak Kubilâyın, inkilâbin ne de- Menemenlileri müteessir etmiştir. Nu-İmek olduğunu kendi çocuklarına an- tuk söyleyenlerden bir zat bu hâdise-İlatmakta ve ders vermektedir. Umumi Harp arifesinde miyiz ? Gazete Başmuharrirleri bazı akşam gazetelerinin mübalağaları karşısında fikirlerini söylüyorlar ar atılmasa da, İspanya meselesi Avrupa sülhü için eskisi gibi tehlikeli olmal tan çıkmıştır. Binaenaleyh, benim ane layışıma göre, Avrupa devletleri ard sındaki münasebetlerde son günler için de gerginliğe doğru değil, salâha doğru bir gidiş vardır. Eninde sonunda bir harp çıkıp çıkmıyacağı malüm olmas makla beraber, İngilterede henüz böyle | bir tehlike görülmüyor. Fransızca İstanbul gazetesi Başmuharririnin fikri Fransızca İstanbu! gazetesinin sahip ve başmuharriri Bay Piyer Lögof ta fik r, Avrupanın semasırf yük: tehlike bulutları yer yer küs meleniyorlarsa da, kansati ut değildir. Her biri kuvvetli ve müsbet ve fes yizli elektirik kuvvetiyle mahmul olma larına rağmen şayanı hayrettir ki bune lar henüz biribirlerile çârpışmamışlar çdır. Bu hale sevinmeliyiz. Bu gergin vaziyet fazla devam edemez. Sulhün hg, kiki hâdimi olan devletlerin, ki bunlar rın başında Türkiye de vardır, mütge madiyen ve mütekâsif gayretleri say& sinde, medeni âlemi yıkabilecek böyle bir felâketin önüne geçebileceklerini tementi! edelim, 'Ankarâda bulunan diğer gündeliğ zetelerin başmuharrirleri dün akşam tanbula hareket ettiklerinden kendi lerile görüşmek kabil olamamıştır. Ken dilerini aradığımız zaman trende bu « Tunduklarını öğrendik. Sancakta işkence Gittikçe artıyor (Başlaratı 1 inci sayfuda) Fransız memurlarının idare etmektd oldukları malümdur. Hattâ bu mek# satla jandarma kumandanı Fransız za” bitinin halka şapka aleyhinde müslüs manca nasihatler verdiği de halk ara* sında gülünç bir misal olarak yadolun« maktadır. Halep şehrinde de Türkler ve sap* ka aleyhinde tabrikât yapmak içi halkı camilere toplama usulüne heminiyetle riayet (edilmektedir. Bu, hususta mühim masraflar yapılmakta" dır. Halkı camilere toplayacak yobaz“ lara 100 altın kadar ücret verildiği < kidir. Çünkü bu çirkin vazifeyi, kabul edenleri bulmak gün geçtikçe müşkül” leşmektedir. Şam, 2 5(Hususi) — Gerek intis habat, gerek müşahitlere yapılan nü* mayişler yüzünden uzun zamandit Antakya ve Kırıkhanda mevkuf but lunmakta olan 25 Türk elleri kelepçe” li ve boğazları zincire vurulu olduğ halde süngü tehdidi ve kamçı ile dö" vülerek Halebe sevkedilmiştir. Half bu facia karşısında çok müteessir ol * muştur. İtalyanların İspanyadaki Mağlübiyetleri (Baştarafı 1 inci sayfada) Daily Telegraf gazetesinin Madrid muhabiri, bu bozgun hakkında şu malâ matı vermektedir: «İtalyan askerlerinin Kezimeti o ka» dar ağır olmuştur ki, harp meydanın“ da bıraktıkları malzemeyi toplamek çin günlerce çalışılacaktır. İğlinam edilen malzeme şunlardır 25 bin. gelen pötrel; 1000 mitrale yöz, 200 makineli tüfek, 50 - 60 bin kurşun, yüzlerce gaz maskesi vesaire. Harp sahasında yapılan tarama &* meliyesi henüz sona ermediğinden, dâ ha bir çok malzemenin elde edileceği muhakkak sayılıyor. Diğer taraftan, Barselondan bildis sildiğine göre, hükümet tayyareleri geçen pazar o Siguenza İstasyonunda İtalyan askeri taşıyan 15 vagonu bom” bardıman etmişlerdir. Bu bömbardıman (neticesinde ve son çarpışma esnasında ölen İtsiyan askerlerinin adedi 4000 den fazla tah” min edilmektedir. Bu kadar da yaralı olduğu söylenmektedir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: