Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
AŞT A VZ n gü DÜi AŞ AĞA AĞA A İ iy v PŞ BÜ AM A l — Si T a " * Te ee ee | L Kİ Texer — F e l a A A T li D M F D Mit ll — Vp o el A L S GA ZF e e e — » Sulhü takviye Siyaseti Yazan: Muhittin Birşen —— B ugünkü Avrupa kabinelerinin en çalışkan azaları Dış işleri Ba kanlarıdır. Seyahat çantaları, hokka ile kalemleri gibi, masalarınım - üzerinde durur, Dün akşam yatmış oldukları ©- daları ve yatakları kendileri bilirler: Bu akşam nerede yatacaklarını ise Ai- lah bilir. İşlerine ve güçlerine gelince, bu da sulhün takviyesine çalışmaktır. Senede on binlerce kilometrelik demir- yolu, bir o kadar otomobil yolu ve bir hayli de hava yolü katederler. Nereye gidiyorlar ve nereden geliyorlar? diye sorarsanız daima ayni cevabi alırsınız: Ya sulhü takviyeye gidiyorlar, yahut ta sulhü takviyeden geliyorlar. Sulh sö- zü, onların ağızlarında ebedi bir kasi- deden -ibarettir: Bütün gün ondan bah- sederler; her yaptıkları şey onun için- dir; sulh, bin bir âşığı olan bir peridir; bu âşıklar, pervaneler gibi, hep onun etrafında dolaşırlar. Bütün bu seyahat- ler, bu durup dinlenmek bilmeyen gi- ee gelmeler, dört tekerlek üstünde ge çirilen rahatsız geceler, hep onun için- dir. Bu peri, sayısız âşıklarından biri ile konuştu mu, hemen ötekiler, birer birer harekete gelirler; onlar da konuş- mak isterler. Bu güler yüzlü, beyaz ka- natlı, fettan peri o kadar güzel bir şey- dir ki onun için, onun uğurunda âşık- lar herşeyi yaparlar: Hatâ harbi bile! * Gene bugünkü Avrupanın en çalış- kan insanlarının başında her nevi silah fabrikalarının müdürleri vardır. Bun- lar da, geceli gündüzlü meşguldürler. Ateş halindeki demir ve çelik lâvları, fabrikalarda su gibi akıp giderek türlü türlü şekiller alıyorlar. Ulfak el kum. baralarından, öotuz beş santimlik deniz, kırk beş santimlik havan toplarına va-|: rtıncaya kadar toplar, kaleler, zırhlılar vücude geliyor. Dünya hayatının iktı- sadi hareketleri bunların elindedri. Bua fabrikalar ve müdürleri ne kadar çok Resimli Makale: Yıllarca süren dargınlıkların, mah kemeye intikal eden büyük kavgala- rin, münakaşaların esaslarını araştırırsa- nız bütün bir hayatı zehirleyen bu hâdiselerin bir hiç yüzünden çıktığı- nı görürsünüz. cinayetle neticelenen şiddetli — Müsahabe, müzakere veya müna - kaşa bazan serinliğini kaybeder, a- teşlenir, ateş dimağa, göze sirayet e- der. O zaman münakaşayı yapanlar- dan biri veya ikisi sinirli ise görmek ve düşünmek imkânı büsbütün kal- maz... Sinirlendiğinizi veya karşınızdaki. nin fazla asabiyete kapıldığın: gör - dünüz mü derhal kat'i bir karar ile mü makaşayı kesiniz, bütün ısrarlara rağ men kararınızda sebat ediniz, birkaç gün sonra tekrar ayni bahse döner- seniz havanın tamamiyle değişmiş ol duğunu görürsünüz.. (söz APASI NDA |) Leyleklerle Kartallar Dünyanın her yerinde Çarpışıyorlar | HER GÜN BİR. FIKRA | Eşrefin cevabı Şair Eşref günün hitinde hicv ettiği adamlardan birile yüzyüze gelmiş, Eşref oralı olmamış, fakat öteki meseleyi kurcalamış, — Siz, demiş, beni hicy etmişti- niz, — Olabilir. Fakat pek hatırlamı- yorum, — Nasıl hatırlamazsınız, bakm ben nasıl hatırlıyorum. Bana müs - tebid dediniz, hırsız dediniz, rezil dediniz, sersem dediniz. Bütün büti- lar içerime işledi. Eşref artık kendini tutamamıs ve cevab vermiş: — Her halde demiş, içerinize iş- leyen benim dediklerim değildir, Trenlerinde kömür Yerine kahve Yalzı!an memlekpt —. eziyada Rio Urade ile Praguibo, Sul arasında işleyen trenlerin lokomo- tiflerinde kömür yerine kahve yakıl- maktadır. Hükümet beynelmilel piya- sada satılamıyan kahve stoklarını sa- tın almakta ve kahve müstahsillerini Sözün Kısası Yazı Çok Olduğu için Bugün Konamadı Anormal - Sıcaklar (Baştarafı 1 inci sayfada) biz. Bu vaziyet anormal görülmekte ve Avrupanın bir çok Meteoroloji â- limleri bu anormal sıcakların sebebini araştırmakta ve bu husustaki tetkikle* rinin neticelerini neşretmektedirler. Bu arada hiç bir ilmi esasa istinat etmeyen tahminlere ve kehanetlere de tesadüf olunmaktadır. Bazı garp ga" zeteleti havaların iyileşmesini yazın i" yi geçmiyeceğine alâmet telâkki et- mektedirler. , Onlara göre: Bu sene yaz rüzgârlı ve soğuk geçecektir. Bu hususta Kan- dilli rasathanesi Müdürü Profesör Far tinin fikrini sorduk. Kıymetli âlimimiz bize şu izahatı verdi: — Havaların birdenbire ısınmasi gayritabitdir. Memleketimizde her se* ne bu aylarda kaydedilen sühunet de“ recelerine nazaran bu sene şu günler- de kaydetmiş olduğumuz hararet de“ recesi çok yüksektir. Havaların beş al tı gün lodos gittikten sonra bir gün poyraz esip tekrar beş altı gün lodos esmesi de anormal bir vaziyettir. Fa" kat bu anormal vaziyet yalnız mem* leketimize mahsus değildir. Bütün Avrupada hattâ Amerikada vaziyet bp merkezdedir. Havanın böyle erkenden düzelme" sine bakarak yaz mevsiminin fena ge“ çeceğine hükmedilemez. Bu hususta kat'i bir şey söylemek de zaten doğru değildir. Yalnız şu kadarı söylenebilir ki bu anormal havaların neticesi ola" rak önümüzdeki Haziran ve temmuz aylarında da tüzgârın ekseriyet itiba” rile poyraz olması ve umumiyetle mev a e Ka ee bel bi Ka v ge e 9 Ö ü İT b D İ ;V 4 hafaza için. Viyanada, Harbiye Neza- reti binasının cephesinde koskoca bir lâtince yazı vardir ki mânası, aynen bi- müuharebesinden bahsetmiştik. Dün gelen Fransız gazetelerinden Bostonda Tenbellik — ismi verilen zilyada yapılmaktadır. * Canlanan Kingkonglar mıştır. Barometre tazyikinin azlığı yü“ zümrden hasıl olan bir vaziyettir. Ve bu L çalışırlarsa dünya iktisadiyatının o ka- Bir leylek ve yuvası Ben, sîzğn içerinize işlemiş — olan- bu suretle memnun etmektedir. simin serin geçmesi mümkündür. D Lb dar iyi gittiği tecrübe ile sabit olmuş- Fevelki gönbü a Portede ARE *ları deyiverdim. Bi Bu t:ığnıer:e sîyîhat Cdeî îî.lcu: Havaların böyle mevsimsiz n_l'—»r.ak | | tur. v ğ ar.mıs gıbi kahve kokusunu Koklayarlı-omasının yalnız — memleketimili 5 blb ç Bütün bu fabrikalar da suih için ça« do:u'%a?kaîğgıîz lb"l kînelktullît;l(lî Tembeller rak seyahat etmekte ve binaenaleyh| mahsus olmadığını — söylemiştim. Bu .' ' q k Iışıyorlar. Sulhü takviye için, onu mu- :ıîaı:::ışdıa .Wıın bulaîıy ıeııüî;ıiî Ka bava Sanato ryomu dünyanın en iyi kokulu seyahati Bre" | yaziyet ilk olarak — Amerikada başla” zim eski bir mısraın aynidir: Hazır ol harbe, eğer ister isen sulhi salâh! Onun için, herkes sulhü muhafaza et mek üzere harbe hazır olmaya çalışır. Bugün de bu gayret, her vakitten faz- la görünüyor. * İşte, dünyanın sulhü bu suretle mu- hafaza ediliyor. Hariciye Bakanları bir taraftan, silâh fabrikaları öbür taraftan, elbirliği ile dünyanın sulhünü muhs- faza için, harbe hazırlanıyoriar, Yeni Avrupa harbinin küçük mikyastakı tec rübesini, umumi bir prova halinde İs- panya sahnesinde yayan milletlerin bü! tün maksatları sulhü muhafazadır: Al- manya ve İtalya gönüllülerı, İngiliz ve Fransız gönüllüleri, Rus gönüllüleri, &« ğer kâh Franco - Franko - tarafında, kâh hükümet tarafında, vücuterini kur şuna, gülleye ve bombaya hedef yapa- rak can veriyorlarsa hep ayni maksada hizmet etmek içindir. Hep sulhü takvi- ye için! Demek, Avrupa milletleri, sul- hü takviye için yalnız Hariciye Bakarn- larını seyyar posta tatarları haline ge- tirmekle, harp fabrikalarını geceli gün- düzlü durmadan çalışan ateş nefesli if- ritler gibi faaliyette tutmakla iktifa et- miyerek, hattâ sulh uğurunda, İspan - yada, fiilen harp te ediyorlar. Eğer günün birinde sulhün nâzik pe- risi, artık bu kadar ihtimama dayana- miyarak, lüzumundan fazla beslenmiş bir insanın birden bire ölüvermesi gibi, vefat edecek olursa bundan dolayı hay- ret etmeğe kimsenin hakkı olamaz. Bu kadar ihtimama hiç bir canın dayan- ması imkânı yaktur!. Muhittin Birgen Sabık İngiliz Kralı Şerefine ziyafet Viyana 25 (A.A.) — İngiliz elçisi B. Selley, Dük de Vindsor'un yakında Sankt - Wolfgang'a azimeti münase- betile Dük'ün şerı:fme bir ziyafet ver- ,vamlı karileri elde- etmektedir. gerçi heyecanlı haberler alır, onları ©- birinde şu havadisi okuduk: Dieppe üzerinde —müthiş bir hava muharebesi olmuş ve bu muharebede 800 leylek ile 2406 kartal maktul düş- müşlerdir. Gazete bu hâdiseden bahsederken, leyleklerle, kartalların bilhassa son ru- bu asir zarfında birbirlerine karşı düş- manca tavırlar takınmakta olduklarına işaret etmektedir. Bir gazeteci nasıl olmaldır? Dünyanın gazetecilik ilâhlarından biri olan Hopkins ' meslek hakkında şu mütaleayı ileri sürmüstür: «Gazetecinin muvaffakiyeti, de- Kar'i kurken merakinı izale için bu işi ya- |par. Fakat eğer ona, her gün iyi haber: ler verirseniz gazeteyi sever. Binaen- aleyh bir gazetecinin ilk arayacağı şey, müheyyiç haberden ziyade — ferahlık veren haberdir. Buhranın kalktığı hak- kuzda bir haber harbin - patlayacağı hakkındaki haberden daha çok para getirir. Halk cemiyetin nasıl olduğu- nu değil, nasıl olacağırnı merak eder; Gazeteci olmak ve devamlı kari sahi- bi bulunmak istiyorsanız, âfet, tehlike haberlerinden ziyade — fakir fukarayı sevindirecek ve hiç değilse teselli ede- cek yazılar yazınız.» bir sanatoryom vardır. Yorularak is- tirahat etmek isteyenler veya hokiki tenbeller bütün işlerinin başkalati ta- rafından yapılacağını bilerek , buraya giderler ve burada yatanları hususi has ta bakıcıları giydirirler, soyarlar, ye- meklerini yedirirler ve gazetelerini o kurlarmış. Hususi kâtipler, — tenbelle- rin istedikleri mektupları yazarlarmış. Amerika hükümeti bu müesseseyi memnuniyetle karşılamış ve sıhhiye nezaretile üniversite profesörlerinden bir ruhiyatçı bu müessese için şu fikri ileri sürmüşlerdir: — Bu müessese fevkalâde iyi bir müessesedir. Tenbelleri tamamile ken- di hallerine terketmek ve tonlara tan sıkıntısının ne demek olduğunu anlat-| mak suretile kabili şifadır. Orada yâ- şamaktan bıkanlar muhakkak çalışkan birer unsur olurlar. Mikropsuz ev Deyli Herald gazetesinin yazdığına inanmak İâzım gelirse, — Japonyanın Yokoöhama şehrinde bir Japon doktoru garip bir ev inşa ederek kendisini mik- roplardan korumak istemiştir. Mikrop korkusu yüzünden sinire uğrayan bu adamın yaptığı evde pencere yokmuş. Hava hususi âletler ve makineler va- sıtasile tasfiye ediliyormuş. Doktor bu evin duvarlarını süblime ve soda mah- lülile otomatik bir tarzda sık sık sıva- tıyormuş. Masallarda isimleri geçen devâsa maymunların isimlerine King Kong denilmiş ve bu muhayyel hayvanlar hakkında bir de film. çevrilmişti.- En- transijan gazetesinin yazdığına — göre Bu muhayyel hayvanlar dünya yüzü- ne hakikaten çıkmışlardır.: Entransijan gazetesi Rio de Joneiro- dan aldığı bir lelgrafa atfen: şu havadı* si vermektedir:.. ... j A Goyez ormanlaı:mdn msandnn beş misli,büyük olan- -hayvanlar. görük müştür. Bu :hayvanlar * geniş'meşe a: gaçlarını kollarile kırıyor ve ağaç par- çalarını avlarının kafasına — atıyorlar- Mmiş, bazı mader amelelerinin ' karşısına çıkan King Kong'lardan' »biri onların yolunu kesmiş, amelelerin korkudan sarardıklarını görünce, sırıtarak, yol vermiştir. Bu hayvan, öküz, inek, ve keçilerin dillerini kopararak yemek- ten zevk alıyormuş, 73 rakamının uğursuzluğu 13 yakamından müşe'am eden kim- selere hak verecek bir hâdise ahiren Fransada vukua gelmiştir. Bu hâdiseyi bütün Fransız gazeteleri yazmakta ve 13 rakamının -uğursuzluğuna nazarı dikkati celbetmektedirler. 13 mart günü saat 18 € doğrü Mont - Dore'nin Aüvergore giden tren devrilmiş ve 13 kişilik bir kafile halin- de yola çıkan bir spör grupunun 13 ki- şisi de ölmüştür. İSTER İNAN Yakından tanıdığımız bir arkadaş anlattı: «İstanbulda yeni yapılan umumi helâlardan birisi- nin bekçisi günde tamam 15 lira bahşiş toplamakta, bu hesapla da ayda mübalâgasız 450 lira kazanmaktadır» Bunu bize söyleyen arkadaş herhangi bir iddiayı İSTER İNAN İSTER İNANMA! miştir. okuyucu sen: İSTER İNANMA! incelemeden ortaya atmaz, meraklıdır, saatlerce bek- leyip hesap etmeyi de pek sever. Buna rağmen bir u- mumi helâ bekçisinin büyük bir ticaret evi sahibi ka- dar para kazanab!lecegıne bıımamnadık, fakat ey $ a“zalk hâdisenin ilmi sebepleri henüz malüm değildir. Barometre tazyikinin azlığın” dan tevellüt eden bu hava vaziyeti A“ merikadan - Okyanusa geçerek garbi Avrupaya- oradan” da memleketimize kadar gelmiştir. Memleketimizin ba* zı kısımlarında henüz bu anormal ha- va tesir'iecra &tmeğe başlamamıştır. Hülâsa vaziyette bir anormaîlık vakdır." Ve bu yalnız memleketımıze 'Mmünftasır değildir. Bu lodosların ilâniz haye devam etmiyeceği ve yazın poy” razlı geçeceği tahmin olunabilir. » Bü resim sizin mi? Sön Posta: okuyucuları bir eğlence tertip etti: Hergün şehrin bir semtinde kâlabâs« - lık bir halk kitlesini gösteren bir fo- toğraf çektiriyoruz. Bu fotoğrafı 6 nci noter B. Galip Bingöle göstermekte, içinden tek bir simayı ayırmaktayız. Dikkat ediniz: Bu seçilen sima belki sizi, belki bir dostunuzu, belkı uzaktan yakından bir tanıdığinızı gösteriyor. “Mesele basit: Seçilen resmin sahib. ida- Temize müracaâat ettiği zaman kendisi- ne üç liralık bir hediye takdim edile- - cektir. Yukarıda gördüğünüz fotoğraf . para günü Taksim stadındaki maç- larda çekilmiştir. Çehresi çizgi da- hiline alınmış olan ve bunun büyütül- | müş (şekli Aayrıca gösterilen Bay | matbaamıza, müracaat ederse he- diyesi -derhal -takdim — edilecek * tir. Bundan evvel neşrettiğimiz fotoğ- raflarda kendilerini tanıyan okuyucu- larımiz matbaamıza müracaat ederek hediyelerini almaktadırlar. Avusturyada yeniden bir çok tevkifat yapıldı Viyana - 25 (A.A.) — Nazilerin iki-propaganda merkezi meydana çı” karilmıştır. Bunlardan birisi, Oster- richiscmer Beobachter isminde gizli bir gazete çıkarıyordu. Bir çok tevkifat yapılmıştır. arasında .|