24 Mart 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

24 Mart 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Evleneceği gün saklambaç oynarker sırra kadem basan genç Kız / Meğer eski nişanlısının yanına kaçmış, mahkemede de nişanlısı ile beraber beraet kazandı Üçüncü cezada, reşit yaşıfla basşma- mış bir kızı yanında alıkoymaktan suç lu bir delikanlının duruşması yapılmış tir. Bu delikanlı, tahmil ve tahliye ame- lesinden Akiftir. Kendisinden davacı sı fatile de Müşerref ismindek: kızla tah mil ve tahliye amelesinden Abide celp hname gönderilmiş, bunlar da hakyerine gelmişlerdi. Fakat, Müşerref, —davacı almadığını söylüyordu ve Tophanede geçen- hâdi- seyi şüyle anlattı: — Beni Akife, babam nişanlamışti. Biribirimizden memnunduk. Ancak son radan aramıza ufak ve geçici bir anla- şamamazlık girmişti. Bu aralık, babam merhüm oldu. Bu Abid, beni vası sıfa tiyle başka bir adama nikâhlamak hu- susunda zorladı. Nikâhlamak istediği Âli, yaşı geçkin bir adamdır. Herhalde orta yaşlıdır. Benim küffüm değildir. Ben de istemedim. Abid.: «ille bununla evleneceksin!» diye ısrar etti.. Bunur. Üzerine kaçtım. Babamın beni nişanla dığı Akifin yanına gittim: O da beni ev sahibi İhsanın yanına misafir etti. A- kiften hiç bir şikâyetim yoktur. Beni ne kaçırdı, ne de iğfalle veya cebren yanında alıkoydu. Ben; İhsanın evinde gönül rızasiyle oturuyorum. Bu dava netiçelenince de, hemen evleneceğiz. çünkü sevişiyoruz! Babam, beni ona nişânladığı zaman, yaşım henüz evlenmeme müsait bulun muyordu. Şimdi müsaittir. Bu Abidin, daha babam öleli kırk gün ölmadan be ni ahbabı Ali ile evlendirmeğe zorla - masının sebebi de, babam ölünce tah- mil ve tahliye şirketinden veriien 240 küsur liraya tama etmesidir. Müşerrefin böyle demesine karşı, Abid, şöyle dedi: — Ben, bu kızdan davacıyım. Onun hem baba dostu, hem de Beyoğlu Dör- düncü sulh hukuktan aldığım vesayet ilâmiyle vasisi bulunduğumdan, geçen de kendisini iyi bir adamla evlendir . mek istedim. Halbuki, düğün günü be- nim 95 Hiramı alarak, ÂAkife kaçtı. Ken disinden paramı isterim! Reis, burada alacak davasına bakıl- madığına işaret etti ve AÂkifı sorguya çekti. Akif te, şu cevapları verdi: — Müşerref, öteden beri nişanlım- dır, Vaziyet, tıpkı tıpkısına anlattığı gi bidir. Kendisi, kendi arzusile, İhsanın evinde misafirdir. Sevişiyoruz, pek ya kında da evleneceğiz! Şahit Celileyle Muzafferin mazbut ifadeleri okundu. Bu arada Müşerrefin Ah ile evleneceği gün kızlarla saklam- baç ve koşmaca oynarken, bir aralık fi -. rara kadem bastığı, Akifin yanına kaç tığı anlaşıldı. Müddeiumumi Feridun Bagana or- tada'ceza kanununun- 430 ncu madde- sine uyar bir suç bulunmadığı nokta- sından, Akifin beraetini. isted.. Necip Nadir, Hüseyin ve Salim de, ittifakla beraet kararlaştırdılar. Müşerrefle Akif ise, memnun, gülerex çıktılar. Davayı merakla takip eden bir çok kişi de, peşlerine takıldılar. Açık Söz, Cumhuriyet davasında müddeiumumi mütaleasını söyledi Asliye üçüncü cezada bakılan «Acık | Söz» ve «Cumhuriyet» gazeteleri arasın daki karşılıklı yakışık almıyan neşriyat mevzulu davaların birleşik duruşma - sında, Müddeiumumi muavini Feridun Bagana esas hakkındaki mütaleasını söylemiştir. Her iki gazetedeki yazılardan bir kıs mından dolayı, «Açıksöz» ve «Cumhu- Tiyet» neşriyat müdürlerinin cezalan - dırılmalarını, ancak suç karsılıklı ola- rak işlendiğinden, cezaların düşmesini 'ısteniiştir. «Cumhuriyet» in dava ettik lerinden karikatürist Ediple muharrir Nizamettin Nazifin de, beraetleri iste- ğinde bulunmuştur. 29 Mart saat 14 de şahsi iddia ve mü ,dafaalar yapılacaktır. Bir yankesici derhal mahküm edildi Dün sabah Mehmet isminde bir ço- cuk, Galata köprüsü üstünde durup ba |lhik tutanları seyrederken, Abdullah is minde biri gelmiş, çocuğun dalgınlığı- nı fırsat bilerek sol cebine el sokmnş, etraftan görülmüş, yakalanmıştır. Meşhut suç kanununa göre Sultan - |ahmet üçüncü sulh cezada yapılan du- ruşmada, Abdullah, yankesiciliğe teşeb büsten iki ay, on gün hapse mahküm edilerek tevkif olunmuştur. Bir caket hırsızı yedi ay hapis yatacak Nasip isminde biri, dün sabah saat sekizde Aksarayda yapısı yeni bitmiş ve boyası çekilmekte olan bir binada çalışan boyacı Hayrinin orada asılı ce- ketini almış, dışarıya çıkmış, O sırada odaya giren Hayri, ceketini yerinde ,görmeyince, Nasibin peşine düşmüş ve neticede ceketi aşıranın elindeki va- lizde bulunmuştur. Sultanahmet üçüncü sulh ceza suç- luyu yedi ay hapisle cezalandırarak, tevkif etmiştir,. GÖNÜL İŞLERİ! Okuyucularıma Cevaplarım Gedikpaşada Bay H. Entürke: Mektubunuzu kâfi derecede vazih bulmadım. — Kadından ve aşktan hiç hoeş - lanmam, diyorsunuz. O halde sizi mes'ut edebilecek sadık bir zevce bulup bulamamık endişesinin kafa - nızda yeri ne? Biraz daha vazih olunuz, konu - şulım, * «Babasının oğlu» imzasını kulla - nan okuyucum diyor ki: Evliyim, iki senedir aramız açık, ayrı ayrı evlerde yaşıyoruz, karım benden ayrılmak arzusunda, sebebi babasının inatçılığıdır. Halbuki ben çocuğumu düşünerek bu hal şekline yanaşmıyorum. İşin fena noktası şu ki, uygunsuz takımından bir kadına - âşık oldum,*ondan da vaz geçemi - —a yorum, Kafam rahat değil, ne ya-> payım?» * Okuyucum karısının ayrılmak ar- ($ zularına sebep olarak babasının inat- || çılığını göstermişti, fakat kendi: ha ©: yatı hakkında müteakip satırlarda verdiği izahattan anlaşıityor ki bu inatçılığın istinat ettiği hakiki va - ziyetler de yok değildir. — Ne yapayım? diyör, Ortada kendisinin düşünemiyeceği bir va - ziyet yok ki cevap vereyim. * «Mecnun» imzalı mektup sahibine: Mesele bugünkü şeklinde kabili hal değildir. Neticeyi almayı zama- na bırakınız. Anlaşılıyor ki sabret - dar daha bekleyiniz, ortada muade- le kalmamış olur, mesele kendili - ginden halledilir. TEYZE 45 1 Abit, biraz canı sıkılmış bir tavırla, | Mart 24 arşısın llim ve musiki Çocukların şarkı söylemelerine, saz çalmalarına göz yummayınız.. Onları derhal menediniz. — Kim söylüyor? — Ben söylüyorum. İlkmekteplerden musiki dersi kaldı- rılmalıdır. > — Kim söylüyor? — Ben söylüyorum | Lise talebesi oğlunuzun bir konsere gitmesine hiç bir zaman müsaade et- meyiniz! — Kim söylüyor ? — Ben söylüyorum! Bir ilim adamı hiç bir zaman musi- ki dinlemez. Musiki bilmez, musikiden anlamaz. — Kim söylüyor ? — Ben söylüyorum. İlmin yeri olduğu yerde musikinin yeri yoktur. — Kim söylüyor? — Ben söylüyorum! — Ümniversitenin ilmi konferanslar verilen salonunda bir kere bile bir mu- siki konseri verilmedi, verilemez, ve- rilemiyecektir, — Kim söylüyor ? — Ben söylemiyorum. — Ya kirnı- ? — Üniversite rektörü söylüyor. Esa- sen ben de ondan cesaret alarak bütün ötekileri söyledim ya!... İMSET İki taç arasında bir dünya meselesi (Baştarafı 2 inci sayfada) ser alelitlâk islâma hitap ediyordu Duce İtalya İmparatorluğunun müslü- manlarına söylüyor. O zamanki nüma- yiş, herkes için bir sürpriz olmuş ve bir diplomatik hâdise yaratmıştı. Bu günkünde sürpriz yaktur ve hâdise çı- karacak mahiyette değildir. Fakat, asıl hâdise çoktan beri çıkmış bulunuyor. Belki de, İngiltere hükümeti, Habeşis- tan İmparatorunu, taç giyme merasi- mine, bu hâdisenin Habeşistan mese- lesinin unutulmaması için davet etmiş tir ! Dünya dönüp duruyor... Muhittin Birgen Hamiş: Geçen gün bir makalemde «cüm- lenin maksudu: «mecellenin maksndu» diye çıkmıştı. Dün de «mürettep bir» kelimeleri «hürriyet ve» seklinde çıktı. Bunun gibi, a- rada sırada hatalar oluyor. Ben de arada sırada okuyucularımdan özür diliyorum, amu$ıa gi Düi MÜB BİĞ ÜOK HON G G Gükiüğizli geee ği ĞS vün : Tayyör ve truvakar manto. Tayyö- rünüzün eteği düz, dar, boyu biraz kı- saca, ceketi klâsik bir biçimde olmalı- dır. Boynunuza bir tilki yahut da güzel bir eşarp koyabilirsiniz. Takımınızın daha ziyade s«öğleden sonra» ya uymasını isterseniz truvakar manto yapınız, Her ikisinin de kumaşı sık, ve gevşemez bğr cinsten olmalı, Avrupada yeni bir harp tehlikesi baş gösterdi Musolininin dün ââmada (Baştarafı 1 inci sayfada) ! — Musolininin şimali Afrika dan acele dönüşü, Faşizmin 18 in ci yıldönümü münasebetile söyle diği ve İngiltereye bir ihtar mahi yetinde telâkki edilen nutku, 2 — Belçika Kralının Londra zi yareti ve bu vesile ile Garp pakil nım tahakkuku için yaptığı temas lar. 3 — İtalyan Hariciye Nazırı Kont Cianonun Belgtat seyahati, 4 — Vatikan ile Almanya arasiın da çıkan son ihtilâfın neticesinde, Alman elçisinin geri çağırılması: 5 — İtalya ile İspanyâ arasında bir anlaşma akdi için yapılan mü zakereler. Faşistler - Demokratlar Görünüşte birihirile hiç alâkası ol mıyan bu meseleler, esas itibarile bir noklada birleşerek, Avrupa devletleri ni iki zümreye ayırmaktadir. Faşistler ve Demokratlar zümresi, Bütün bu faaliyeti yakından takıp e- den İngiliz siyasi mahafili, Faşist dev- letlerin tehdidkâr hareketi karşısında ciddi bir endişeye kapılmamakla bera ber, muhtemel bir harp sergüzeştine meydan vermemek için tedbirli davra nılması İüzumunu — ehemmiyetle ileri sürmektedirler. Paskalya yortularından sonra, vazi - yetin tebellür edeceği tahmin ediimek tedir. Amerikanın ilk adımı Londra, 23 Hususi) — Vaşington - dan bildirildiğine göre, harp borçları- nın tasfiyesine dair kongreye bir ka - nün projesi teklif edilmiştir. Bu teklif kabul edildiği takdirde, İn giltere ile Fransanın Amerikaya olan harp borçları affedilecek, Faşisı devlet lJerin borçlarının tamamen ödenmsi is tenilecektir. Yapılan teklifin esbabı mucibesinde Amerikanın, Demokrat devletlerle bir lik olduğu tebarüz ettirilmekte ve Fa- şizm aleyhinde bulunduğu sarahaten gösterilmektedir. Musolininin nutku Roma, 23 — Faşist muharibler bir - liklerinin kurulmasının 18 inci yıldönü mü münasebetile yüz bin kişi önünde söylediği nutukta Musolini demiştir ki: «Yıldönümü, benim Afrika seyahtin- den döndüğüm tarihe tesanüf ediyor. Bu seyahatin ne uzatılmış, ne de kı saltılmış olduğunu bazı ecnebi gazete lerinin okuyup yazmaktan âciz mümes- silleri bile anlıyabilirlerdi. Hokkalarla mürekkep Halihazırda İtalyaya hücum etmek için hokkalarla mürekkep sarfediliyor. Dokuz ay süren ve muhasırların Tica tile neticelenen iktısadi muhasara, İtal ya halkınım kabilfyetini göstermiştir. in şunu da söylemelidir ki, profes yonel sulhçular tarafından tertip edi- len bu hücum, şimdiki ihtilâfları ve ka rışıklıkları doğurmuştur. İtalya unutmuyor İtalya halkının herşeyi kolayca unut tuğundan bahsediliyor. Bu, bir hatâdır. : _İtaılya halkı Adua intikamın: almak için 40 sene beklemiştir. Siyah gömlekliler, Parolamız şudur: «Unutmamak ve hazırlanmak.» İspanya meselesi Londra, 23 Havas Ajansı müuhabirin den : B. Grandi, dün Lord Piymouth ile yapmış olduğu görüşme esnasında ade mi müdahale kontrol şeflerinin tayini hakkında henüz Romadan talimat al - mamış olduğunu beyan etmiştir,. Bay Musolininin kararına burada er: dişe içinde intizar olunmaktadır. Bu ka rarın muvafık olacağı ümit edilmekte- dir. Ancak General Frankonun hizme- tinde bulunan İtalyan kıtaatının Güa- dalajara cephesinde uğramış oldukları hezimet dolayısile İtalyanlarla Almanla rın heyecan tevlid edecek bir hareket te bulunmalarından korkulmaktadır. Bay Musolininin vaktinden evvel Lib yadan dönmesi, İalyanın Paris sefiri İngiltereye karşı bir ihtar mahiyetinde söylediği nutuk Londrada sayılıyor İspanyada cumhuriyetçiler siperlerde Bay Cerruinin Romaya hareketi ve Bur gosdaki Alman sefiri General Faupelin Berline dönmesi burada bir nebze he- yecan uyandırmıştır, Yeni bir gerginlik Londra ile Rmoa arasında yeni bir gerginlik çıkmasından korkulmaktadır. Çünkü İngiliz gazeteleri Guadalajara muharebelerini «Yeni Caporetto» diye tavsif etmektedirler, İngilterenin protestosu Roma, 23 (A.A.) — İngiliz büyük et çisi yeniden Hariciye Nazırı Kont Cia ne göre, büyük elçi, İtalyanın İspan- daki gönüllüler meselesinde-aldığı hat tı hareketi protesto etmiştir. Paris, 23 (Hususi) — İtalya tarafın teler uzun boylu tefsiratta bulunmak tadırlar. Jurnal gazetesinin Roma mu lel havayı düzeltecek sarih karar bek lememek lâzım geleceğini bildirmekte İta-’ly—anm İspanyadaki vaziyetini mü talea eden Pertinax şöyle diyor: Franko mağlüp olursa Frankonun, yardım görmediği tak * dirde, hükümetçiler tarafından — mağ- lüp edileceği muhakkaktır. Figaro da gazetenin Roma muhabiri yazıyor: İspanyol ihtilâlinin akim kalması bu rada hakiki bir milli hezimet olarak his sedilecektir. Çünkü üç ay evvei Bur- gos hükümetini tanımış ve yardım için birçok gönüllü göndermiştir. Bu hay- siyet meselesinin, Bay Müusolininim bundan sonraki hâdiseler için ittihaz lüzumu karşısında kalacağı kararlarda mühim bir rol oynıyacağı şüphesizdir Ayni gazetede Dormesson diyor ki: «Fakat o zaman birçok beynelmilel ihtilâtlarda korkulmaktadır. Zira ade * mi müdahale kontrolü meriyettedir. Ve hakikaten verilebilecek tevil ve tei - sirlerin de hududu vardır. Filhakika, as keri vaziyet 24 saat zarfında değişebi- lir.» Musolini ne yapacak Londra 23 (A.A,) — Daily Eks pres gazetesi, aldığı mahrem haberle- re istinaden Musolini'nin askeri şef- lerle İspanya vaziyetini tetkik edece- ğini yazmaktadır. ; Duçe, acaba İspanyaya yeni kıt'a- lar gönderilmesine mi karar verecek- tir. Yoksa ademi müdahale komitesi- ne gönüllülerin geri çağırılmasını mi teklif edecektir? Gazete, bu suali sorduktan sonra şunları ilâve eylemektedir: «Şimdi İtalyanın askeri haysiyeti mevzuu bahstır. İtalyan kıt'alarının 18 panyada uğradıkları muvaffakiyetsiz* lik esnasında Müsolini'nin en kıymet- li generallerinden biri öldürülmüştür. Duçenin yakında vereceği karara in- tizaren İspanyada hizmet etmek iste“ yen İtalyanlar hâlâ tahaşşüt kamplarl- na kabul edilmektedirler. News Chronicle ve Daily Herald (Devamı 11 inci sayfada) noyu ziyaret etmiştir. Temin edildiği- - * dan takip edilen siyaset etrafında gaze * habiri Musoliniden buğünkü beynelmi

Bu sayıdan diğer sayfalar: