6 Sayfa Paris Mektupları: Leon Blumun kalkınma tecrübesi iflâs etti Halk cephesi lıı'ik_ı';ı_ne—ti. Reisi Cumhurun Riyasetinde yaptığı bir toplantıdan sonra takip ettiği mali siyaseti terke karar verdi Paris, 10 (Hususi muhabirimizden) Front Populaire hükümeti çok ağır bir hezimete uğramış bulunuyor, Fran- sa parlâmantarizm tarihinde kabine - lerin devrilişi sebeplerinden en mühim mti mali ve iktisadi meselelerdir. Fil « hakika harici siyaset yüzünden hükü- metin istifa ettiği pekaz vâkidir. Mü « him hâdiseler, esaslı istikamet değiş » meler olmadıkça Oual-d'arsay siya. seti müstakardır. Dahili ve içtimal programa gelince o esasen meb'us in . tihabatı esnasında fırkalar tarafından tesbit olunur ve iş başına geçen par » tiler mümkün olduğu kadar bu esasla- rı tahakkuk ettirmeğe çalışır. İşte 936 senesi haziranında memleketin idare- sini eline glan Leon Blum hükümeti de parlâmento seçiminde Front Populaire ismi altında teşekkül eden radika| sos. yalist, sosyalist ve komünist fırkaları - hin müştereken hazırladıkları «sosyal ıslahat programını» tatbik sahasına koymak istemişti. «Halk cephesi» ilk iş olarak amele yevmiyelerini artlır - maya koyuldu.. Hükümetin bu hare - ketini fırsat bilen amele ise işi azıta . rak grevler yapmıya, fabrikaları iş - Bgal etmeğe başladı. Grev burada kanu- nen memnu olmadığına göre ona kimn- se bir şey diyemez. Fakat fabrikaları işgal etmek ticaret ve iş hürriyetine karşı pek açık bir tecavüz idi. Hem «vatandaş hukuku» — kaidelerine ve hem de ana yasaya aykırı bir şeydi. Blum bu hareketin önüne geçmek için kuvvete müracaat etmeğe cesaret gös. teremedi. «Amele — konfederasyonu 5, G.T. (fransızcası C. G. T.) ile uyuş- mak istedi. Uzun süren müzakere ve gekişmeler neticesinde «Matinion oteli» kararları denilen anlaşma vücuda ge- tirildi. Yani amele yevmiyeleri bir miktar daha arttırıldı. Bu tedbirler a- harşi hareketlerinin biraz yatışmasına Amil oldu ise de tamamen önüne ge - çemedi. Gene grev ve işgaller devam ediyor ve hattâ yavaş yavaş artıyordu. Hükümet bir ihtilâl çıkmasından cid- den endişe ediyordu. Komünist enter. nasyonalı tarafından kin ve haset his- Yeri mütemadiyen tahrik ollunan işçi sınıfı artık epeyce kuvvetlenmişti. «Amele konfederasyonu relsi» Jon- haux başvekili mütemadiyen tazyik e- diyordu. «Halk — cephesir —hükü- meti ameleyi tatmin edebilmek hülya- gı ile yeni yeni çalışma sahaları bul « mak İstedi. Büyük inşaata ve nafia iş- lerine . sırf işsizlerin adedini azaltmak maksadı ile - girişti.. Bütün bunla: zinenin üzerine ağır bir kâbus gibi çö - küvermişti. Hükümet böyle kendi taraftarlarını “Yalnız ben mi Böyleyim?,, Vezirköprüde oturan Bay O. öğ - renmek istiyor: — Kendimi bildim bileli sevdim, sevdiklerimi de boyuna değiştir - dim, Mavi gözün yerine siyah kaim oldu, siyahı elâ istihlâf etti. Merak ediyorum, günün birinde evlenir « sem acaba onda sebat edebilir mi « yim? * Bu okuyucuma sadece: — Hayır, diyeceğim, İnsan kendi kendisini telkin aftında bulundura. bilmekte fevkalâde mahirdir, se » batsızım der, sebatsız olur, sebat * hyım der, sadık bir âşık kesilir. Bir zaman gelecek ki “yorulacaksınız, telkin — şeklini. değiştireceksiniz, iyi bir ev erkeği — olacaksı - nız, fakat biraz yorulmamıa, biüağ “CÖNÜL İŞLERİ! da.. Parasız kalmanız lâzım, etmeyiniz. rünmektedir. Sizinle konuşmuyor, bik vermekten ve ten korkuyor, kendisini g M. Leon Blum memnun etmeğe çalışırken muhalifler yani meclisteki ekalliyet eFransa u - çuruma gidiyor» diye haykırıyordu. Eski başvekil P, E, Flandin, eski nazır. lardan P. Reynaud, F. Pi&tri her fırsat- da tenkitten çekinmiyorlardı Fakat, Blum komünistlerin tesirinden — kur- tulamadığından ortalığı gü ve gülistan gösteren tatlı nutuklar söyle. mekle sermaye sahiplerinin itimadım kazanacağını umuyordu.. — Filhakika halk cephesi hükümetinin başlıca iş - lerinden biri de Fransanın eski an'a - nevi serbest iktisat sistemini terket - mek olmuştu. Altın alış verişi sıkı bir kontrol altına alınmıştı. Diğer taraf - tan frank kıymetten düşürülmüştü. Muhalifler buna da razı değillerdi. Frangın düşmesi ve işçi yevmyleleri « nin arttırılması fiatların yükselmesini mucip olacak diyorlardı. Maliye nazırı Avriol bu tenkitlere cevap veriyor. Halkın alım kabiliyetini arttıracağız, alış veriş çoğalacak, iktisadi — vaziyet düzelecek diyordu.. Daha on beş gün evvel mecliste ya - pılan bir münakaşada Blum derin ma- lümat ve natıkasının verdiği kuvvete dayanarak muhaliflerle âdeta alay e - diyordu.. Fakat zaman ve hâdiseler in- tikamını almakta gecikmedi. O alaylı nutkun söylenmesinden on gün sonra gazeteler kabinenin reisicumhurun hu- Zürile «çok mühim» bir içtima yapa - cağını ilân ediyorlardı. Bu toplantıyı müteakip neşredilen resmi tebliğ hü - kümetin şimdiye kadar takip edegel - mekte olduğu mali siyaseti bırakarak «liberal» sisteme avdet edeceğini bil - diriyordu. Diğer taraftan bütçenin masraf *“faslında da altı milyar frank tasarruf olunacağı ilân olunu - yordu.. Bu para amelelere iş bulmak için girişilmek istenilen teşebbüsler için ayrılmıştı. Bu hareket Front Populaire hükü- meti için çok acı ve ağır bir mağlübi - ——— — acele * Kasımpaşada Bay A. P. ya: Kız akıllı, bir hayli de kurnaz gö. dile gelmek. rmek suretile de unutulmasının önüne ge- çiyor, size lâkayt olmadığına hük . mederim. Annesi ile şahsan konu . şunuz, elçi alâkadarın kendisi değil- dir. Sizin dilinizi kullanamaz. İzmirden «Iztırap» imzasile yazan okuyucuma: Münasebetlerin çoğu temiz başlar, sonra ne pek temiz, ne pek kirli ol- duğu düşüncesine doğru yol aldı, tefsir daima lehte çıkar, arkası belli. Mes'ut olmuş veya olmamış, bı - rakınız ihtiyar ettiği yolun yolcusu olsun, Karşılaşmalarınızın sonu ma. sum bir yavruyu.. Babâsız bırakabi- lir, Vaz geçiniz. Karşısında Deli olan hangisidir? İlk kadın Havva idi. İlk erkek A - dem, İlk kadın Havva, ilk erkek A - deme sordu: — Ben nasılım? İlk erkek Adem, cevap verdi: — Güzelsin! Ademin oğulları oldu. Havvanın kızları. Ademin oğullarının sayısı mil: yarları geçti. Havvanın kızlarının sa « yısı milyarları geçti. Sayısı milyarları geçen Havva kızlarının her biri, sayısı milyarları geçen Adem oğullarına sor. dular: — Ben nasılım? Adem oğulları, Adem babanın Havva anaya verdiği cevabı verdiler: — Güzelsin! Yıllar, asırlar geçti. Hep ayni sual soruldü. Hep ayni cevap verildi. Ve bu yüzden kadın erkekten şikâyet etme - di. ılsamn doğumundan 1937 sene son - ra Türkiyede Havva kızı Zehra, Adem oğlu Ahmede gene Mahut suali sordu: — Ben nasılım? Adam oğlu Ahmet, bütün Adem o - * gullarının verdiği cevabın aksine Bir cevap verdi: — Çirkinsin! Havva kızı Zehra beklenilmiyen bu cevap karşısında pek haklı olarak kız- dı ve bir istida ile müddeiumumlliğe müracaât etti, İstidasında: — Bana çirkin, dedi, ben güzelim! diyor ve müddeiumumilik Zehranın a- kıl hastası olduğunu sandı. İşin tahki - kine bu yoldan başladı. Bence bu yoldan gitmek tehlikeli « dir. Şayet, Zehra muayene edilir, mü- şahedeye alınır ve hakikaten deli ol - duğu tesbit edilirse hemcinsi olan bü- tün Havva kızlarının da alâ tarikilki « yas deliliğine hükmek icap eder. — Sen çirkinsin Sözüne kızmıyacak Havva kızı dün. yaya ne gelmiştir, ne de gelecektir, İMSET vemerereenseneseasANAsaneaaenananam aa nn yeti kabul etmek demekti, Dün ve bu- gün parlâmentoda yapılan münakaşa - larda muhalif meb'uslar bunu Bluma hatırlatmaktan kendilerini alamadılar, Yeni mali tedbirlerden en mühimmi milli müdafaa ihtiyaçlarını karşılamak için memleket iç ve dışında yapılmak istenilen istikrazdır. Bu hususta şunu da işaret etmek ge. rektir ki Blum bu çareye baş vurma . dan evvel İngiltere ve Amerika piya - salarında bir istikraz yapmak için ze- mini yokladı. Washingtona on gün ev. vel giden yeni elçi eski ticaret nazırı M. Bonnet bilhassa bu maksadı tahak. kuk ettirebilmek için göndenilmişti. M. Bonnet muvaffak oldu mu? Rooseveltten bir vait aldı mı?. Şim- diye kadar bu hususta bir şey İşitilme- di. Fakat fazla yüz bulamadığı Fransız gazetelerinin kaçamaklı neşriyatından kolaylıkla anlaşılıyor.. İstikrazın halk tarafından rağbet ile karşılanıp karşılanmıyacağı hususuna gelince: Bu mesele bugünlerde tabil o. larak Fransa matbuatını pek İşgal et mektedir. - Komünistlerin — fikirlerini yaymakta olan Humanit& gazetesi ha - riç, diğer bütün matbuat halkı bu va- tani vazifeye iştirake çağırıyor. Şimdilik kat'iyetle söylenebilecek bir şey varsa o da şudur: (Leon Blum- Vinceut Aüriol «tecrübesi») iflâs et- miştir. Her «tecrübe» ye girişen muvaffak olsaydı Rooseveltin Amerikada başar - dığı muazzam kalkınma hareketinin ne kıymeti kalırdı? N. Erim Erenköy Belediye tahsildarı mahküm oldu 19 mükcelleften tenvirat ve tanzifat resmi olarak aldığı 48 Hira 65 kuruşu ihtilâstan ağır reada duruşması yapı-|, lan Erenköy belediye eski tahsildarı Ahmet, beş yıl ağır hapse mahküm ol-|isminde bir kapıcının Bekir ismindeki |.n: İlda, Fatma İlhan Paylaşılamıyan çocuk davasının meydana çıkardığı davalar Bu davalardan birisi gân'i.lmek üzere iken ortaya bir meşhut suç davası çıkti ve hemen neticelendi Nermin isimli bir çocuğun aidiyeti etrafında evvelâ Sultanahmet ikinci sulh cezada açılan bir dava, oraca salâ hiyetsizlik kararile reddedilmiş, bunun Üzerine dava, altıncı hukukta açılmış. tı Bu dava, şimdi altıncı hukuk tahki- kat hâkimliğinden heyete intikal etmiş bulunuyor. Yakında da duruşması baş hyacaktır. Bu davadan başka, alâkadarlardan biri tarafından diğeri aleyhine bir teh dit davası açılarak, dosya İstanbul ü- çüncü cezaya verilmişti. Fatma İlhan ve Öztürk muhallebici Mehmet Alinin kendisini tehdit ettiğini iddia ediyor- du. Bunların arasındaâk! çocuk davasın- ve Öztürk Nermini kendisi doğurduğunu, kızın babası da şimdi Çorluda bulunan Avni olduğunu yazmıştık. Hâdisenin tahkikatına müd deiümumilik elkoymuştur. - Cinayetii ,sebebi dün de yazdığımız gibi Abdub lahın evvelce Ömerin kardeşini öldüZ müş olmasıdır. Dün bu haberi verir * ken isimlerde yanlışlık yapılmış, Ab* dullahın Ömeri 'öldürdüğü yazılmıştlı Özür diler ve tashih ederiz. İki davacı da mahküm oldular İstanbul Adliye dairesinde, dün sak at on dört buçukta, bir kavga olmuş: tur. Bir istintak dairesinde aralarındakl davanın tahkikatı yapılan komsyoncd Suduri ile tüccardan Hüseyin Avni, kü nuşurlarken, münakaşa kavga şeklini almış, ikisi de biribirinden davacı ol rak meşhut suç müddeilumumiliğind koşmuşlar ve ikisi de, hem biribirindei ileri sürüyor, mahallebici Mehmet Ali| davacı, bem suçlu olarak Sultanahmef Sezginle karısı Fatma Nezahet Sezgi-| üçüncü sulh cezaya gönderilmişlerdi!i nin yanındaki çocuğu İstiyor. Buna ka Hâkim İhsan sövüştüklerini sabit gd gı onlar da, çocuğun kendilerinin oldu | rerek, ikisini de üçer gün hapse, birelt ğu iddiasındadır. Bu enteresan davada, | lira para cezasına mahküm etmiş, aft kan tahli mesi cihetine de gidilmişti. Dün sabah üçüncü cezada bakılan tehdit davası, şahit Çağırılmasına kal- mış ve saat on buçük sularında, hakye ile işin içyüzünün öğrenile cak, sövme karşılıklı olduğundan, c& zalarını düşürmüştür. Kahveci Abdullah tevkif edildi Zeyrekte ortağı Veliyi öldüren V€ ri kapısı önünde her üçü, bir de Fat-| karısı Emineyi yaralayan kahveci Ale ma İlhanın komşusu Halime Terşan| dullah dün Müddelumumiliğe teslim © arasında geçen sözlerden dolayı, mahal | dilmiş, 7 nci istintak dairesine gönde" lebici Mehmet Alinin -polis çağırması | rilmiştir. Abdullah, sorgudan sonrör ve karısı Fatma Nezahet Sezginin de | tevkif edilmiştir. davacı yerine geçmesile, hâdise, bir ya kışık almıyacak söz söylemek davası şeklinde meşhut suç müddeiumumili ğinden Sultanahmet üçüncü Sulh ceza ya gönderilmiştir, Duruşmaya, saat on altıda başlandı. Fatma Nezahet ve Sezgin kendisine sö vüldüğünden bahsetti. Fatma İlhan Öztürk, bu iddianın asıl sız olduğundan bahisle aradaki çocuk Dünyanın en kmcüg_gpuunu Amerikada bir kilo ağır- meselesinden dolayı böyle bir hâdise| lığında birçocuk doğdu ortaya çıkarıldığını, asıl kendisinin da vacı ile kocası tarafından hakarete n.! ı radığını ileri sürdü. Komşusu Halime' Terşan da, «Ben, komşumun koluna gi rip, kendisini uzaklaştırdım. O kadart» dedi. Şahit olarak dinlenilen polia Musta fa, her ikisinin ağızlarından da kötü ir söz işitmediğini, zahire komisyon cusu Cemal ile, dökmeci ustası Vartane yos Hamparsom, ve Fatma İlhan Öz. türkün sövdüğünü söylediler, Fatma İlhan Öztürk, Necmiye ve Ze kiye isimli iki şahidi, aleyhindeki iki şahidin para aldıklarını isbat için, mü dafaa şahidi olarak gösterince, hâkim İhsan, bunları şahit olarak dinledi. Bu iki şahit, diğer iki şahidin müddeiumu milik koridorunda mahallebici ile te « Mas ettiklerini, arada bir para alış ve. rişi vaziyeti gördüklerini, ancak Cema lin ısrarına rağmen, Vartamyosun pa- Ta ile şahitlik işine pek yanaşmak is. temediğini anlattılar. Hükim, Cemalle Vartamyosu Necmi ye ve Zekiye ile yüzleştirdi. İlk ikisi 4para almadıklarını söyliyerek, bu yol daki şahitlikleri reddettiler. Ötekiler de, ifadelerinde durdular. Hâkim İhsan, tahkikata ve şahitlik-« lere nazaran Halimenin beraetine, şa- hit Cemalle Vartamyosun aleyhdeki dfadeleri, müdafaa şahitleri Necmiye ve Zekiyenin şahitliklerine nazaran mu-|. allel olduğundan ve dolayısile vicdana kanaatbahş surette suç sabit olmadı - ğından, Fatma İlhan Öztürkün de be- #aetine, 500 kuruş duruşma masrafının davacı olan Fatma Nezahet Sezginden alınmasına karar verdi. Beraet edenler, sevinçle teşekkür e- dip çıktılar, Davayı kaybeden davacı, biraz heyecana uğradı. Kumbaracı yokuşu cinayeti Dünkü nüshamızda, Kumbaracı yo- kuşunda bir cinayet olduğunu, Ömer Nevyork, 14 (Mart) — Bir işçiniğ pşi olan Bayan Maks Pest' vakitsiz ' rak bir kız çocuğu doğurmuştur. 44 lığı tam bir kilodur, h* Doktorlar bu yavrunun anne T& bö minde ancak 23 hafta kaldığını Ve a kadar küçük bir çocuğun yaşama ıh' | kânlarına malik olarak doğmasının. 18 'tarihinde ilk defa vâki olduğunu SÖY Şaektedirler, me KO Derhal bir cam mahfazanın içm;_“ nulmuş olan çocuk dakikada * nefes almakladır ki normal bir P at Doktorlar çocuğu damlalıktan | Vig lan anne sütü ile beslemeğe teşe! vü (etmişlerdir. Ve Çocuk ta bu şekildt " Jrilen sütü şimdilik. munuuenâ_ sesilk VA lar ile hazmeder görünmektedir. Dün akşâm hîr'îıknnmı lıhl_îk“'g rüldüğü için yavruya oksijen İle ikeyi verilmiş ve çocuk bu sayede tehl geçirmiştir. Başı bir elma kadardır. VE yücudü bir avuç içine sığabilir. Çaocuk şüphe yok ki dünyanın çük insan yavrusudur. Bunun ki kurtarma ihtimalinin zayıf pütütt en ıı,'ln” 0”',.. a Tağmen doktorlar bu !'"“y]“mgl muş, hafifletici sebeplerle cezası müd| bir arkadaşile birlikte Abdullah adlı | şatmak için fennin bütün ( ğ * "İdeti bir yıl, on bir aya indirilmiştir. | bemşerisini iple boğarak öldürdüğünü| baş vurmaktadırlar.