Hergün Bu çocuğu Kim doğurdu? Yazan: Muhittin Birgen G yakışıklı, ateşli, cerbezeli, benüz otuz yaşında bir adam. Siyaset hayatına doğalı henüz iki sene olmuştur; henüz iki seneden beri yü- rümeğe ve söylemeğe başlamış bir ço- cuk. Fakat, bütün Garbi Avrupa, hatlâ Garbi Avrupa siyasetiyle alâkadar bü- tün Avrupa ve biraz da Amerıka, hep onunla meşgul,.. Yaşına, şekline, kıya- fetine bakıldığı zaman, her çay saatir- de bir salonda dolaşacak, her gece en geç yatacak ve elbiselerinin kolların- da hu gün başka bir güzel kadının ko- kusu kalacak zannedilen bir gence ben zer. Fakat, öyle değil, memleketini ye- rinden oynatan; ueu, kalı, Holandalı, Fransalı, İsviçreli zabı peşinde dolaştıran; Fransaya girerken geri çevrilen, İtalya telsizleri ile etra- fa hitap ettiği zaman da Belçika ile İtalya arasında siyasi bir gerginlik ya- pan yaramaz bir çocuk ! Degrelle (Dögrel) den bahsediyo. rTum. Daha doğrusu, ben ondan değil, bugünlerde o kemdisinden bahsettiri- yor. Son intihaplarda tara pek çoğunu Belçika sokmuş olan bu zat, karşı daha kuvvetle mücadele için par- lâmentoya girmek istemiş ve taraftar larından birini istifa ettirerek onun ye- rine namzetliğini koymr şey değil, fakat, bütün h ta, © kadar telâşta ki onun na mâni olmak için Başvekil Van Zee- land bizzat namzetliğini koyuyur, ken- disini muhataraya atıyor! Şimdi Belçikanın payitahtında kar. şı karşıya gelmiş olan bu iki rakip - biri siyast hayata dün doğmuş bir çocuk, öteki Belçikanın mühim ve muvaffak bir maliyecisi, bir siyaset adamı - birile mücadele ediyorlar. Onu parlâ- mentoya sokmamak için Van Zeeland gibi büyük farmada bir adamın kendi- sini siyasi bir düello tehlikesine atma- s1 herkesin gözünde işin ehemmiyetini bir kat daha büyütüyor ve, galiba, Degralle'in de nüfuzunu arttırıyor. O kadar arttırıyor ki mağlüp olsa bile yü reği yanacak değildir! * Belçikada Rexist fırkasının başı o. Jan bu genç adam ne isliyor? Ne iste- diğini belki kendisi de bilmiyor; fakat istemediği şey malümdur: Garbi Avru pa liberalizmi, Garbi Avrupa demok- rasisini istemiyor; Faşizm istiyor, Hit. lerizm istiyor, herşey istiyor, fakat ö tekini istemiyor. «Programın?» diye sorduğunuz zaman size, şımarık ve ar- sız, fakat tatlı ve müessir bir gülüşie gülüyor: «Program dediğin nedir? Ver ondan da ön paralık!» diyor. Sonra ilâ. ve ediyor: «Program benim vazifem de ğil, Ben iş başına geçmeği düşünürüm. Ondan sonrası mütehâssıs insanların işidir. Siyaset adamı işte değil, sevk ve idarede mütehassıs olur. İşi ve işin programın: ötekiler düşünsünler'» Bu şımarık çocuğu kim doğurdu? Musoliniyi biliyoruz, İt yı harabeye çevirmek termiş otan komünizm, Hitleri Versailles muahe - desi ve Fransa doğurdu. Halbuki Belçi kada herşey yolunda gidiyor; Van Zee- land hükümetinin gayreti sayesinde buhran yenilimiş, işler düzelmiş, hayat yürüyor; Belçika, kuxıışu!armı karşı € küçük bir devlet olma! müstaki| ve her şeyden © bir siyaset yapıyor. Şt halde bu çocu. ğu doğuran kimdir? O, ne gibi içlimzi ve siyasi şartların bir araya #elmesi, | hangi tarihi zaruretlerin çiftleşmesi ile vücüde gelmiştir? * Buna cevap vermek müşkül görü nür. Galiba, işin ehemmiyeti de bu müşkülâttadır. Degrelle, sakin ve nor mal bir hayat yaşayan bir memleke! le, demokrasinin aleyhinde bulunuyor ve © memleketin komnünist, sosya! de mokrat, liberal ve katolik renklerdekı siyasi teşekküllerinin kendisine karşı müttehiden hareket etmelerine rağ. men, o, her renkteki siyasi muhitler- den kendisine taraftar kazanarak Bel- çikanın dahili sükünunu tehdit edecek, Fransa için korkulabilecek bir insan o-, Resimli Makale: Çocuk evvelâ annesinin, babası « nın, sonra da içinde yaşadığı cemi - yetin malıdır, bu itibarla uğrıyaca . ğ fena bir âkibetten annesini baba- dıını müteakip bütün cemiyet mes'ul- Ür, listesi 'Fransada at yarışları meşhurdur. Bu yüzden ortada büyük para dolap- ları döner. Kaybedip de yarış sahala- tından çekilmeğe mecbur olan atlar, para kazanamadıkları için sahipleri bu iderde bir çare düşünmüşler, ve bey- girleri, isimlerini değiştirerek — tekrar yarışlara sokmağa karar vermişler. Bu düzenbazlık meydana çıktığı için, hükümet hör yarışın mağlüp at- larını resimli bir liste halinde neşredi- yor ve o beygirlerin yeni isimlerle ya- rışlara girmesine bu suretle mani olu- yormuş. Juyor. Demek Garbi Avrupa demokra sisi ihtiyarlamıştır, çürümüştür; buna mensup olanların ruhlarında artık bü rejime karşı bir yorgunluk, bir gınâ getirme hâdisesi başgöstermiştir. Bü- | yük İhtilâlden beri hakiki bir demok- rasi yerine ancak riyakâr bir Bürok- rasi kurmuş olan rejim, artık kalpleri- ne ferah ve ümit verecek yeni bir i- nanç arayan insanları tatmin edemi- yor. İşte Degrelle'i doğuran tarih ana- sı budur; Degrelle, tarihen bir piç te olsa, hayata gelmiş bulunduğu muhak kaktır, işte Van Zeeland'ın karşısında dimdik duruyor! bir havdu! bir z insan gibi ve nsdnlk için Pnlışln.'na meçbııvdu' Ya onün mümessili nndg bu inkılâ- |sporcu değillerdir. İşütlere maliktir. Korkunç bir santrfor- “İdur. Ika başka Degrelle'ler SÖON POSTA: Başkasının çocuğunu — korumak hakikatte kendi çocuğumuzu koru . mak demektir. Çünkü herkes ayni gekilde düşününce ortada korunmı- yan, ikazdan mahrüm çocük kalmı . yacak demektir. SÖZ ARASINDA Beygirlerin kara |* Uyanmamış Tiyatroda oynanan piyesin müel lifi, yine tiyatro mücllifi - olan bir arkadaşile locada olturuyordu. Pi yesin en heyecanlı yerinde bir ho- rultu işittiler. Ön sıradaki seyirek lerden biri uyumuştu. Arkadaşı, pi e baktı: n mekadar fena olduğu nu anladın mı. Bak seyrederken - yüyüveriyarlar. Ertesi akşam da ölekinin piyesi oynanıyordu. Bir akşam evvel pi yesi oynanan da yanında idi. Yine piyesin en heyecanlı yerinde bir horultu işittiler. Bir akşam evvel piyesi oynanan oç alacaktı: Senin HER GÜN BİR FIKRA t I — Yok yanıldın, horul borul u - yuyan adam şimdi uyumuş - değil, dün akşam senin piyesini seyreder ken uyumuştu, halâ uyanmamış. Santrfor oynıyan Kral Misir Krak birinci Faruk — şimdi Sen Moriste'dir. Mart ayının sonuna kadar orada kış sporlarile meşgul olar caktır. Mısır Kralı dünyanın €en — sporcu hükümdarıdır. Fevkalâde — boksördür, mükemmel yüzer, sporun hemen her şubesinde muvaffakiyetleri vardır. Bel çika Kralı üçüncü Leopold ile sabık İn- giltere Kralı sekizinci Edvard da spo- ru seviyorlarsa da hiç biri Faruk kadar, * İagilizler: «— İngiliz Kralı 8 inci Edvard sporu seviyor, fakat Faruk tatbik - ediyom demektedirler. Kendisinin iyi bir spotcu olduğunu İngilizlere bile tardik ettiren Kral Fa- ruk, futbölde kalecileri - bile yıldıran vmarrammma üye yeni bir hayat bi yapıp demokrasiy ta Degrelle'leri baş- verecekler, ya Tramvaydan atlıyarak ayağını kaybeden çocuk annesi, babası ol - saydı, bu hareketi yapamazdı, fakat annesinin babasının yerine cemiye - tin diğer ferdleri vardı. Ancak onlar kendilerine düşen vazifeyi yapmadı- lar. Tibette yeni bir ırk Meşhur — İngiliz — seyyahlarından Eriç Schifton, Tibet yaylalarında yap- İtığı bir tetkik seyahatinden avdet ede- vek igaratelerk söylemiştr: «Tibetliler, 5,500 metre irtifada 'başka bir ırkın yaşadığını, bunların * kar içinde ömür sürmekten mütevel- Lt, hususi hayat şartları mevcut bu- lunduğunu ve hepsinin de yamyam ol- duklarını söylerler. Ben de bu sözler üzerine bazı tetkikler yaptım. Kuram Tuli'de kalrarın içinde büyük ve yu- varlak ayak izlerişe tastgeldim. Bu iz- ler bizim bildiğimiz izlere benzemiyor- du. Sonra karların altından bazı eşya. Nar da bulup çıkardık. Fakat fazla ileri giderek tetkikat yapmağa da doğrusu cesaret edemedik.n İngiltereden bunlar hakkında ma- lümat edinmek üzere yeni bir hey'eti seferiye yola çıkmak üzeredir. Pariste bir senede kaç yangın oluyor ? Pariste geçen yıl zarfında 888 yan- gin çıkmıştır. Paris belediyesi bu yan- gınların sebeplerini araştırırken şu ne- ticeye varmıştır: Yangınların 132 tanesi elektrik kontakları, 25 tanesi petrol lâmbaları- nın parlaması, 39 tanesi, hava — gazı- nin iştial etmesi, 73 tanesi, benzin tu- tuşmasından, 21 tanesi, ateşte kurutu- lan çamaşırlardan, 94 tanesi kurumlar Tn temizlenmemesinden, 9 tanesi gece takip edecekler- dir! “ııhıııın Bıııeıı | sigara içmekten, üç tanesi de delilik yü- zünden, bundan başka 495 - tanesinin de sebebi henüz anlaşılmamıştır. Başka bir şehirden (İzmit) e tayin orta mektebe | manca ne sadece Babası, yavrusunun iki na bir istida veresek: evam eden çocuğunu da birlikte getirmişti. | Çocuk eski yaşadığı memleketin mektebinde iki yı) - 1 danberi yabancı dil olarak almanca okumuştu, bu dılden çok :yi bir derece almıştı. Ha!tukl İzmit mektebinde al. | zca ile ingilizce vardı. yıl emek verd öğrendiği almancayı unutmaması için Kültür Bakanlığı- İSTER İNAN ISTER İNANMA! — Burada almanca yok, çocuğum bildiğini unutacak, fransızca ile ingilizceye yeniden başlıyacağı için de ar - edilen bi memur | kadaşlarından geri susi bir öğrelmen | çocuk yıl sonunda mni: ı kümlerinin tatbik İSTER İNAN İSTER İNANMA! dersten imtihan versin,» dedi. Kültür Bakanlığ: kalacak. Müsaade ederseniz ben hu . bularak almancaya devam ettireyim, seçeceğiniz bir heyetin huzurunda bu «Oğlunuz hakkında yabancı dil talimatnamesi hü - | kilosu jelatin, 22 kilosu yağ, 4 edilmesi zaruridir.» bu dileği okumuş ve şu cevabı ver . ı E. Tulu H er devirde türer, her rejimden arla kalır, her muhitte zehir sax çarlar, Bunların çamurları sanki fe « sattan, fitneden, bedhahlıktan yuğu « rulmuştur. Hüsnü niyeti, meziyeti yale nız kendilerinde, bir de korktukları için saydıkları ve yahut ki sayıyor gö« ründükleri efendilerinde vardır sanıre lar. Bu dar çerçevenin dışında herkes kötü, herkes hilekâr, herkes muzmer fikir sahibidir. Üzerlerine vazife olsun olmasın, a « kılları ersin ermesin, her İşe burunla: rını sokar, ağızlarından sızan — zehirli salyaları ona mutlaka bulaştırırlar. Si ağzınızla, isterseni? kuş tutun.. İster « seniz dünyalar kadar hüsnü niyet, sasi mimiyet, hulüs gösterip en temiz bif iş başarmış olun.. Onlır. ekseriya sizl taniımadıkları halde, pir aşkına, fitne- 'e fü -.ırluk aşkına sizin © İ başkalarının nazarınş da kötülemeğe hazırdırlar. — Falünca, falan gazetede şöyle di yor.. — İnanmayin! Onun öyle yazmaktan * maksadı şudur! — Bu adam ne kadar halük görü « rüyor.. Aldanmayın! Onun halük görüne mesi âlemi İ çindir!. - İŞ â —(Manalı bir tebessüimle) siz onu samimi Zannetmı ne maksada mebni o türlü idarei kelâmı etmiştir?! İşte, fıtri fesat kurgkumasının biretl öldürücü mikrop gibi teveccühleri bale talıyan, itimadı sarsan, istikbal ile, şe« refle, hattâ malşetle pervasızca oynl“ yan sistemi budur, Ve her gün, bir kaç temiz, cidöl; yüksek insan o türlülerin muzır, marâ* Zi itiyatlarına kurban gider. Fesat kumkumaları sosyal nizamınj en birinci düşmanlarıdır! D Biliyor musunuz ? ? — Larousse kimdir? 2 — Çinde Buddaya verilen isim ne* dir? 3 — Şimdi istirahat halinde bulunala ve dört sene evveline kadar siyasi hüs yatta bulunan Gaston Doumergue Kaf defa reisicumhur olmuş, bugün Kâf yaşına basmıştır? (Cevapları Yarın) * Dünkü Suallerin Cevapları: | — Çinde cumhuriyet 1912 de ilâlf edilmiştir. 2 — Bugün Siberyada yaşıyan Ya * kut Türkleri kenflilerini Sako ismilâ anarlar. Yunan tarihçileri de bunlafâ — Etrüskler ismini verirler. — Etrü: Kırım yarımadasında, Macar ovalâ * rında yaşamış, İran hükümdarı ile harbetmiş Türk unsuruna bir millettir. 3 — Cezayir milâttan evvel 6 ncı #* sırda Kartacalıların elinde bulunuyüf” du. Dunikte Romalılarla yapılan hafP” ten sonra Romalılara, Vandallara, 14 dülüslülere, Bizanslılara, nihayet üncü asırda büyük Türk amiralı BAf> barusun — fütuhatile Türklerin eli? geçmiştir. Son olarak 1830 da Fransit lır tarafından istilâ edilmiştir. x “Kadının müsbet ilimlere nazaran tarifi Kadının ne olduğu hakkında bir A” İket yapan ve' Kadın gazetelerinin biri” İde ınııhırnı olan bir bayan Frlll""ıı meşhur fiziyolojistlerinden bılll' /suali sormuş. “h_ Meşhur fiziyolojist derhal kara 'tanın yanına gelmiş ve şu ibareyi Y” mış: «75 kilo gelen bir kadının 43 M su su, 1,5 kilosu yumurta akı, YT h"" fosfat ve ilâh.... Sonra da muharrire dönerek: — İşte benim bildiğim budur miştir. de