İ [ - 12 Sayta bugün 14 Bükreş, 15 (Hususi — muhabirimiz. çisi Hamdullah Suphi Tanrıöver halde, bugün Ankaraya hareket onda, Yunaniislan, Çekoslova& avya elçilerile, Türk sefa mı ve birçok diplomatlar nazı- Ti uğurlamışlardır. * Dost ve müttefikimiz Romanyanın Hariciye Nazırı Bay Viktor Antonesko refikası ve maiyeti erkânile bugün öÖğ- leden sonra şehrimize gelerek akşam An 'a hareket edecektir. Mis nizi getiren Romanyâ vapu- ru saat 14 de Galata rıhtımmna yanaşa- Müuhittin İstanbul mevki komutanı, ektörü Salih Kıliç, Roman ya Hariciye nazırının mihmandarlığı. na tayin edilerek dün Ankaradan şeh rimize gelen Hariciye Vekâlet: hususi Refik Amir gemiye çı: 4 hoşamedide bulunacak - Hariciye Nazır rıhtıma it askeri bir kıt'a selâm res. ve bando evvelâ Ro- rşların. çala- , otomobil ile Pera. palasa ihzar edilen dalrede bir müd- det dinlenecektir. Müteakiben Roman ya Hariciye Nazırı vali ve belediye rel- si Mühittin Üstündağı ziyare: edecek ve mevki komutanına kartını bıraka . Saat 16 dd Bay Viktor Antones ikası ve malyetindeki zevat Top mından motörle Haydarpaşa eceklerdir. Misafirimiz, eksprese si vagona binerek An edecek ve merasimle uğurlanaca' Romanya Harici; Üüç gün kalacak ve Na Rumen Hariciye Nazırı Sİst müzakere mevzuları ür-|halledilecek hiç bir mesele yoktur. Bu te geliyor iktisap etmektedir. Bu ziyarette husu- aramak güç- tür. Romanya ve Türkiye arasında sahadaki İmesaisi daima âhenkli ve semereli ol- muştur. Bu dostluk hiç bir zaman tek- zip edilmemiştir. Türkiye, Balkan An- tantında, kıymetli Dış Bakanı Tevfik Rüştü Aras vasıtasile, barışın organi- zasyonuna halisane bir surette hâdım ve Ankaradan müesses nizam lehinde ve hudutların tadili aleyhinde kat'i söz ler sadir olmuştur. Cenevre, Roman- ya ve Türkiye mümessilleri daima bir olmuşlar ve müşkül ahvalde karşılıklı müzaheret etmesini bilmişlerdir. Son İskanderun işi münasebetile, B. Anto- nesko tarafından yapılan müsbet hay reket, uzlaştırıcı rolü ve B. Delbos ve Rüştü Aras arasındaki s#amimi de- marşları Türk dostlarımız taralından ehemmiyetle takdir edilmiştir. Mont- röde Türkiye mümessili tarafından ve-| rilen teminat bizde ayni inikâsı buk muştur. B. Antoneskonun ziyareti, i tilâçlarla dolu şu devrede bu kadar mü tehavvil manzara arzeden beynelmilel | vaziyetin müzakeresi için en iyi bir vesile olacaktır. Küçük Antantın Bel-| grad konferansı arifesinde bu temas, |birbirine bu kadar sıkı bir sürette mer- but bulunan iki barış — teşekkülünün ieraatını telif için husust bir ehemmi- yet arzetmektedir. Yavrularının ölümüne sebep olan bir ayı kendini öldürdü (Başlarafı 1 inci sayfada) Aç kalmış olduğu tahmin edilen bir Ayı iki yavrusile ininden çıkarak ova. iki memleketin beynelmilel Ankarada| ya inmiş, Karasu kıyılarında dolaşır « mincı cumar | ken sabah olmuşlur. Ayı suyun öte ta- tesi cünü sabahı şehrimize gelecektir. | rafındaki fundalıklarda saklanmak için Muhterem misafiri motörle doğruca Romanya gidecektir. Vapur iz Haydarpaşadan | nehri geçmeğe teşebbüs etmiştir. Fa - vapuruna | kat daha pek küçük olan yavrularının saat 13,30 da hare|ancak bir tanesini götürebilecek, diğe. kef edecektir. Hava müsait olduğu tak|rini de sonra dönüp alacaktır. Alacak dirde Romanva Hariciye Nazırı yapu| tr ama, geride bıraktığı yavrusu ra- run harek: şehri gezeci den önce karaya çıkarak | hat durmamakta, suya dalmak istemek tedir. Bunun üzerine ana büyük bir. Bükreş 15 — Romanya gazeteleri | taş getiriyor, ve ayıca bir zekâ jle yav iki memleket arasındaki dostluk teza-| usunu yere yatırıp kıpırdamamasını hürüne husust bir ehemmiyet atfet.|temin için üzerine bu taşı koyuyor. mektedirler. Argus, umumi efkâra tercüman ©- larak diyor ki: B. Antonesko bugün Türk hükü- metinin misafiri olacaktır. Yavru bu taşın altında inlerken o ikin ci yavrusunu sırlına âlarak nehri ge- çiyor. Ve diğeritli almak üzere geri dö nerken onun da üzerine ağır bir taş ko yuyor ve beri tarafa kalan yavrusunu Bakanımı-| geçirmeğe geliyor. Fakat yavrusunun zın bütün müttefik hükümetlerle doğ-| taş altında ezilip öldüğünü görüyor. rTudan doğruya tesis etmeği Küzumlu | Hazin hazin bağırarak tekrar suyu ge addettiği temaslar serisine dahil olan|SiYor ve öte yakada bıtaktığ. yavrusu Ankara ziyareti, bu suretle bir neza- ket tezahürü ve iki memleketi pun da ezildiğini görüyor. Bunun üze. rine hayvanın bağırması daha fazlala bağlıyan | şıyor. Cereyan eden hali uzaktan sey- sıkı dostlüğün bir teyidi mahiyetini| reden bir köylü köye gidiyor ve keyfi — - - —e Milli roman Düşmanın en hassas noktası burası- dır. Seri ve kat'i netice almak için düş-İ durmaya manı bu cenahtan vurmak lâzımdır. Silâh başına! Kaynana dava SON POSTA ediyor gelin deşahit İkinci cezada, Çorluda bakılan bir davadan dolayı bir şahidin istinabe yo Hle ifadesi alınmıştır. Bu şahit, Şişlide oturan Miralay Ethem kızı Suat Abittir. Çorluda ba- kılan davayı, kaynanası Kâmile, İbra- him isminde bir zat aleyhine açmiş. Eni niyetinin suistimal edildiği iddiasile.. Şık ve temiz giyinmiş, kibar halli, sarışın ve genç bir kadın olan Suat Abit, biraz rahatsız olmasına rağmen gabah erken erken mahkemenin dave- tine geldiğini söyledi, bir an evvel ifa- inin alınmasını rica etti ve heyek bekletmeden dinledi. Düzgün bir tarzda söz söyleyişle, kendisinin İbrahimden hiç bir şikâyeti olmadığından, bilâkis gayet dürüst bir adam olarak tanıdiğından bahisle, şöy- le devam etti: — Biz, yani ben ve çocuklarım, İb- rahime istimlâk edilen çiftlik için, yüz de on verdik. Biz, bu istimlâk işini a- kıl etmemiştik, bize o hatırlattı. Zaten, bizim kendisine karşı' ötedenberi iti - madımız vardir. Hattâ, ahzu kabza sa- lâhiyet vermiştik. Senelerce işlerimizi gördü, bizi hiç aldatmadı. Bu arada şunu da kaydedeyim ki evvelce «U - murca» çiftliğinin satılmasını da te -| min etmiş, bu işi lehimize münhası - ran kendi gayretile halle muvaffak ol- muştur. Düşününüz, ki bizim bizzat gidip sekiz gün kalarak uğraştığımız ve ba - şardığımız bir işi, hüsnüniyetle başa - ran bir adamdır. Kendisile mukavelemiz vardı. Mah- sulden yüzde on, satıştan yüzde beş vermek üzere,. Aramızda bunca sene- dir hiç bir ihtilâf çıkmadı, İstimlâkten ne kadar vereceğimizi konuşmamıştık. Hattâ, «Umurca» satışında, o za - man bu işten dolayı kendisine bir şey verecek vaziyette olmadığımdan, bu- nu anlatınca «Siz sağ olunuz, para - nin ne ehemmiyeti vart» diyecek ka- dar nezaket gösterdi. Reis Kemal, geline, bu İbrahimle kaynanası arasındaki mali muamele et rafında bazı sualler sorunca, Suat Abit «Onunla kendisi arasında olan muame leye dair bir şey bilmiyorum. Fakat, ben ve çocuklarım kendisinden mem- nuvuz» dedi, Heyet, istinabe kâğıdının Çorluya gönderilmesini karalaştırdı. ae yeti köylüye anlatıyor. 9 birkaç kişi vak'a mahalline r Ve zavallı ayının hâlâ suyun kenarın- da ölü.evlâdının yanında g€) acı bağır dığını , Köylüleri gören hayvan kendisini su şa atıyor ve suyun akıntısına kapılıp kayboluyor. İki gün sonra cesedi bulu nuyor ve derisi yüzülüp yor, —— Ermeni Meselesi çıkarmak mı istiyor? Şam, 12 Mar! (Hususf muhabirimiz yazıyor) — Fransanın Suriyede takip eylediği siyi ekalliyetleri tutmak, sade tutmak değti, kabil olduğu kadar ekalliyetley yaratıp bunları birer birer kendisine bağlayarak bu suretle ekse- riyet üzerinde hüküm sürmektir. Bu arada, bilhassa Sancak meselesi çıka- lıdan beri Fransa komiserliği Ermeni leri daha sıkı tutmaya başlamıştır. Bu. nun son misalini bugünlerde gürdük: «S: Kaomizerlik tarafından neşredilen La tane ünvanlı bir başmakale çıktı. Bu makalede Cenevrede Sancak meselesi konuşulduğu sırada Ermeni meselesi- nin de gayet büyük bir ehemmiyeti ol duğundan bahsediliyor. Bu makaleye göre Cenevrede halledilmesi icap eder meseleler arasında, ebirçok Avrupalı- ları, İsyiçrelileri ve Hıristiyanları» alâ kadar eden meselelerden bir! de Erme hilerdir, | <Herkesin bu meseleye karşı göster diği alâka, deniliyor; herşeyden evvel r. Ertmenistan büyük harbin len büyük kurbanıdır. 915 senesinde Osmanlı hükümeti Ermeni kıtali için bahane olarak bunların itilâf devletle rine teveccühkâr olduklarını gösterdi.s Görüyorsunuz ya, Ermeni isyanın - dan bahis bile ktur ve lâyik Fran- sanın Şarkta yegâne gazetesi bu mese- leyi biy hıristiyanlık Mmeselesi haline koymakta tereddüt göstermiyor. Maka leye göre, Ermenilerin harpteki feda. kârlıklarına mukabil himaye edilmele ri lâzım gelirken ve ekseriyet haiz ol dukları Kilikyada Fransız mandası al- tında gene birçok yararlıklar göster « mişlerken 923 muahedesile Fransa bun ları terkederek Kilikyadan çıkıp gitmiştir. Gazete, bu suretle Ermeni- leri oyuüncak gibi kullanmış olan Fran- sanın bu esnada yüzünün kızarıp kı « zarmadığını söyleyemiyor. Fakat, biz biliriz ki hiç birşey bu müstemlekeci efendilerin yüzünü kızarimaz. Kızart. saydı şimdi gazele bunu ya amadı. Bir. kalenin şu cümlesine dikkat ediniz ; «Sancağın yeni statüsü Milletler Ce miyetinin orada haiz olacağı hakları iylce tayin etmelidir. Milletler Cemiye &H umumiyetle Ermenistana ve hususi *|olarak Sancak Ermenilerine karşı mu hakkak bir mes'uliyet sahibidir.» Buradaki Ermenistan keltmesi müp- hemdir. Kafkasyadaki Ermenistana da şamil olmakla beraber burada kasden müphem ve umumi olarak zikredilmiş Lolduğunu tahmtin ediyorum. Biçare ba No. ll eden müthiş piyade hücumu makân var meydi Afyonkarahisar önü bir mahşer ye- İşte bu plânı tatbik etmek için ha-İri olmuştu. zırlanan ordu büyük Başkumandanın hücum emrini bekliyordu. Saf saf hücum eden piyadeler düş- manın kat kat tel örgülerini kesmeğe Başkumandanlık karargâhı 25 ağus-|bile lüzum görmeden atlayarak düş - tos gecesi Kocatepeye yerleşmiş bulu-| man siperlerine dalıyorlardı. nuyordu. Kocatepede muharebenin her safha- 26 ağustos sabahı daha gün doğma-|sını takip eden Büyük Başkumandan dan ilk emri alan topçu kuvvetleri ol-| ve erkânıharbiyesi her dakika verdiği du. emirlerle taarruzu gittikçe şiddetlen - Aylardanberi derin bir sükünet i -| diriyordu . çinde artık itiyat haline gelmiş gevşek Düşmanın mukavemeti kırılmıştı. bir siper hayatı geçiren düşman bu| O gün 26 ağustos günü düşman ay- gökleri yere indirip yerleri göklere lardanberi yerleştiği cepheden sökü - kaldıran müthiş, ağır, bunaltıcı ve bo- lüp çıkarılmış bulunuyordu. İleri hat- ğucu ateş karşısında o kadar gafil av-|larımız düşmanı Karahisarın cenubun- lanmıştı ki cephenin başka tarafların-|da elli kilometre şarkında 30 kilometre da da gösterdiği ateş karşısında hü «|geriye atmış ve bütün kademeli müs - cum istikametinin merkezini tayin e-|tahkem mevkilerini düşürmüştü. dememiş ve beyhude bir mukavemete baş vurmuştu. Fakat kesif ateşi takip|kuvvetleri toplanmağa. fırsat bulama: |de,boğu Mağlüp düşman — ordusunun - ana dan İshbanlar civarında ihata edildi « ler. Şimdi Başkumandan muharebesi başlamıştı. 30 ağustos günü başlıyan bu mu - harebe düşman için mezbuhane bir dö- vüştü. Çünkü her istikametten çevril- miş bulunuyordu. Düşman sağ cenahı gerisinden akan süvari — fırkalarımız düşman gerilerini çevirmişti. O gün kızgın bir güneş altında her taraftan sarılan düşman ordusu ken - dini kurtarmak için beyhude çabaladı. O gün tabiye ve strategienin üstün şaheserini Türk ordusu gösterdi. Baş- kumandanın hazırladığı plân bir ma- nevra hareketi gibi tatbik — ediliyor. Düşmanı çeviren çelik çember bir kis- kaç gibi etrafına kapanıyordu. Mücadele ümitsizdi, Ve düşman bunu anladığı için esa- reti ölüme tercih etti. Düşman başku- mandanı Trikopis ve bütün erkânıhar- biyesi de dahil olmak üzere düş ın ana ordusu bütün mevcudu ve silâhile galip ve muzaffer Türk ordusuna tes- lim oldular: h _Bukumundanın Büyük Millet Mec- lııı(n)dc söylediği söz yerini bulmuştu. — Düşman vatanın harim ismetin- lacaktır, A — PC ĞAA 250 EER 7 2 C SN TEV NDĞN7 SN ÜRÜERERSEENRRCER SN KA SURİ Kİ L Demişti Evet, düşman vatanın harim isme- tinde boğulmuştu. Bütün techizatı, son sistem silâhları, Yığın yığın cephanesi ile vatanın harim ismetinde sökülmez bir demir kale gibi dikilip kalan düşman ordusu beş gün içinde vardan yok oluvermişti. Şimdi Büyük Başkumandanın ordu- lara gene verdiği emir yerine getirili- yor : leri. ... 31 Ağustos Bugün galip Türk ordusunun ana kuvvetleri büyük bir yürüyüşe başla- mıiş bulunuyorlar. Eskişehirden Afyona kadar bütün düşman cephesi sağ cenahından yedi- &i bir darbe ile çözülüvermişti. Şimdi güneş altında süngüleri par- fırkalar halinde ve başları - önlerinde riye gönderiliyorlar, tli olmuştu. Artık Anadoluda harp edecek tek in yegâne Fransız| gazetesi> olarak ilân eden ve Yüksek | Sirie gazetesinde «Sancak ve Frmenis.| ' Fransanın Suriye koniiseri | | — Ordular, hedefiniz Akdenizdir. | hyan yavuz Türk çocukları İzmire Türkiye haritası üzerinde doğru inerken kılıçlarını galiplere ver- | yapmak istiyen Avrupa - diplomatlaf! miş düşman esirleri kat'alar, taburlar, / derhal lisanlarını değiştirmişlerdi- garnizonlara yerleştirilmek üzere ge - ki Darbe çok ağırdı ve yıldırım - gibi/ Büyük Mület Meclisi hükümeti ile 9A7 yei bir zı Ermenileri ümide ve hülyaya düşüf mektir. Makale Milletler Cemiyetinin 1920 de ittihaz etmiş olduğu kararlara sadık kalmaksızın ve mahut Sevre - Sevr « muahedesindeki ahkâmı bozarak Laü> sanne - Lozan - muahedesini vücude getirmekle hatâ etmiş olduğunu söyle dikten sonra şu cümleyi ilâve ediyor! «Hukuk bakımından bu muahede, geçmişin üzerinden bir sünger geçlr- miş demektir. Fakat, insanlık ahlâkı bö kımından Hiristiyanlığın — mes'uliyeti - tamamen bakidir.» ” Kelimelerin büyüklüğünü görüyor * sunuz. Biraz aşağıda şu satırlar da var dir : «Eğer Sancağın yeni statüsü herhafi gi bir şekilde Türklerin hâkimiyetin! tesbit edecek olursa, bugün zalen Ki- kyada zulüm altında bulunan Arap- ların Sancaktaki vaziyetleri, büsbütün müşkülleşecektir. Fakat, Ermeniler y€ niden hep' birden hicrete mecbur * ka- lacaklardır.» Buna mani olmak için gazete, İsviç* rvede olduğu gibi, Sancakta da üç resi dil . türkçe, arapça, ermermice - kullanı! ması esasını ileri sürüyor. İsviçredi İtalyanlar nüfusim yüzde beşini teşkil — ederlerken Sâancakta Ermeniler nüfu « sun yüzde ön iki'buçuğunu teşkil teğ — kil ettiklerinden böyle üçüncü bir dilt hak kazanıyorlarmış. Bundan başka, makale Ermenilei için ayrıca birtakım ekalliyet haklar? istiyor: Mektep, mahkeme, kilise ve $8 ire gibi. Sonra da bahsi şu sözlerle bi" tiriyor: miştir. Türkiyedeki Ermeniler, ekalli yet haklarından istifade edemiyorlar. Suriyede ve Sancakta bu parçalanmı$ milletin dağınık bir halde küçük paf” çaları yaşıyor. Bu milleti tehdit edel — her tehlikenin bertaraf edilmesi 1âzıfif dır.» Bugün kendisi ile bu makaleden bah settiğimiz bir Ermeni dostum bana Kü lime kelime aynen şu sözler! söylemiş: tir: — Allah belâlarını versin, bu herif: ler sizlerle bizim aramızı burada da &* çıp günün birinde başımıza bir çorâP örecekler! DOYÇE ORİENT. BANK Duemünce' Berik Haket Merkezi: Berlin Türkiyedeki şubeleri: Galata - İstanbul - İzmir Deposu: İst. Tütün * Her türlü banka işi x —— —— düşman askeri kalmamıştı. tün geri “hatları, ihtiyat fırkalari çözülen ve esir olan düşmanın İzmir civarında istirahatte olan tamlarından bir kaçı Çeşme ve İlmanlarından ' kaçabilmek . hrenlt muşlardı. Fakat sür'atle yetişen süvari kuy * — vetlerimizle hafif topçu — kıt'alarımız —— Çeşmede düşmanın gemilerine binmt” — sine de fırsat vermiyerek sıkı d*'y C son düşman kat'alarını da imha etmi? bulunuyorlardı. Üç buçuk sene vatanın en I.d parçalarında yerleşen düşman on gör içinde ortadan silinip gitmişti. y Her şeyi zamanında düşünen ve ile: yi herkesten daha keskin gören Wıı CA Başbuğ sözünü yerine getirmişti- yi Büyük zafer dünyayı altüst etmif Eski yüz elli bin mevcutlu düşmat kalkınc? ordusu bir ay içinde ortadan münakaf? bakiliğ V Bu dönüş © kadar sür'atli "ı".'*'-, aha Boşkütlündek ll e akşamında Avrupa kabineleri Türk laşmak için lisana gelmişler. “Arkası