Nu .'."'X f * L İ 10 Sayfa T OE “ Son Poste ,, nın tefrikası: 34 151 numaralı şehit (Ertuğrul faciasına karışan aşk macerası) Yazan ' AR. Klavuz ikinci bir cinayet daha işledi, gemiyi kıçından karaya otur'tu ve Ertuğrul ancak Türk gemicilerinin vazifeşinaslığı sayesinde parçalanmaktan kurtarıldı Bereket versin ki, sahile gönderilen çevik Türk gemicileri vazifeleri atle ifa etmişler.. sahile götürdükleri Kumandan Osman Bey; klavuzun ddetmişti Fakat, klavuz; olmaya gemiyi|yumanın ucunu, oradaki babalardan birine geçirmişlerdi. Kumandan Osman Beyin emri üze- rine, süvari Ali Bey, idareyi ele almış- tı. Yumanın ucunu ırgada vurdurarak gemiyi ileri doğru çektirmiş.. kıçı, ka- raya yaslanmaktan kurtarmıştı. Bu arada, geminin kıç tarafına adam indi- rilmiş; dümenin ve dümen bodosla - Masının kırılarak gemiden ayrıldığı an- laşılmıştı. Klavuzun, ihanet ettiği tahakkuk et- | nizamnamesine tâbi ursunuz. Yoksa, gimdi terkederim. Bütün — mes'uliyet, aittir Demiş.. bütün ricalara tağmen, tam bir katır inadı göstermişti. Kumandan Osman Bey: — Hiç olmazsa, biraz daha ilerleye- daha geniş ve daha emin bir yer- de karaya palamar verelim. Demişti, Klavuz, buna da itiraz et- miş: meci size lim — Hayır... Benim göstereceğim yerde gemiyi bağlamıya mecbursunuz. Diye, israrda devam eylemişti. Gerek kumandan Osman Bey, ve k süvari Ali Bey; fena halde öfke- amişlerdi. Bu inatçı katırı tepeleyip ancı bir memlekette bir hâdise amak için kendilerini güçlükle ti çidiği, tijti. Fakat, Şimdi bunun iddia ve i> patile uğraşılacak zaman değildi. He- men kanal idaresine adam gönderil - miş; yardım — vasttaları — istenilmişti, Gemi de, sahile çekilerek, baştan ve kıçtan sımsıkı raptedilmişti. Kumandan Osman Bey; biri bahri- ye nezaretine, diğeri de ( Mabeyin başkitabeti)ne ayrı ayrı birer telgraf Elindeki iki sayfalık nizamnameyi, korkunç bir silâh gibi kullanarak ge- mide amiri mutlak kesilen bu herif; sahilde bir yer göstererek: — Gemiyi, buraya — bağlıyacağım. flika indiriniz. Sahile yuma (1) gön- derinmiz. Demişti Tabiidir ki; Klavuzun bu emri, ka- | çekmiş; hâdiseyi bildirmişti. Osman Bey; çıbanbaşı koparmak- tan hoşlanmıyan, temiz kalbli bir a - dam olduğu için, klavuzun yaptığı bu (suikast)in mahiyetini büyütmek is, iki hükümet arasında siyast bir münakaşa açmamak klavuzun hatasını ortaya atmakla ik - tememiş.. bul edilmişti. Denize, derhal bir sandal|tifa etmişti. Hattâ, çektiği - telgraflar indirilmişti. İçine bir yuma verilerek | bile, uzun ta tı ihtiva etmemişti. sahile gönderilmişti. Bilhassa saraya çektiği basit telgraf, Klavuz makineye: şundan ibaretti: — İstop!... Mabeyini hümayun — başkâtibi Emri vermişti... Fakat, makine ista-| — Süreyya Paşa hazretlerine pet eder etmez; hareketsiz kalan ge-| — Ertugrul firkateyni; Süveyş kana- minin kıçı, birdenbire — aykırılayarak |İından mürur etmekte iken kuma otu- karşı sahile doğru sürüklenmişti rarak, kanal idaresinin muavenetile Karşı sahil, geminin bulunduğu| salimen kurtulmuş ise de, klavuz ta- yerden ancak, yetmiş seksen kadem | fafından gösterilen lüzum üzerine sa- genişliğinde idi. Onun için, vapura tek- hile bağlanmakta iken, rüzgür ve akın- rar hareket verilinceye kadar, iş işten |tının şiddetle tazyiki ile aykırılayıp kı- geçmiş.. evvelâ bir sarsıntı, sonra va-|ÇI sahili bulmasile dümen bodoslaması purun kıçında bir çatırtı — işitilmişti|kırılmıştır. Gemi, şimdi (Gren) mev- rhal pervanenin sesi ve devir adedi kündedir. (Süveyş)e gidilerek havuza miş.. devrederken bir şeye çarptı-| girilip dümen, yerine - vazedildikten ssedilmişti. sonra, yola devam edilecektir; ferman, inin kıç tarafına koşuşan za « ” 18 temmuz 305 bitler ve neferler arasından : Yaveranı hazreti şehriyariden Er - — Gemi oturuyor. — Dümen kırıldı.. — Dümen bodoslaması parçalan - | Fakaaat.. bu kısa telgraf, Abdülha- | |midi şiddetle harekete getirmeye kâfi| Bi G bir | Belmişti. Derhal, sarayda bir telâş baş- Manevra ile gemi ileriye alınmıyacak Şuılvrmışn. Hunkârv'(bılıhriye ııuxın,*ı #lursa, o şiddetli cereyan gemiyi kıçe| lorcı.ıdah Hasan Hüsnü paşay sıkı aya yaslayacak.. dümen ve per- sıkı bir istizaha çekmişti. Vane, parça parça olacaktı. Hasan paşa, damadının - kendisine çektiği daha uzun, ve daha fenni ev - saf ve tabiratı ihtiva eden telgrafı alıp saraya giderek, meslek noktasından bir çok izahat vermekle beraber, geminin klavuz tarafından suikasta uğratıldı -| () Kalın halat. Bir Doktorun Günlük Notlarından Pazar | —— © ğını söylemekten çekinmemişti. Abdülhamit, bu suikast meselesine fena halde öfkelenmiş.. resmen tahki- için — sadece | SON POSTA » en Tarih! Telrikası : 77 SÜMER YİLDİZIİ DA Yazan : Celâl Cengiz Meğer Samanın sevgilisini Katuma da — İçime bir üzüntü saktu. Bu gü- zel kadını bir daha göremedim... — Görsen ne yapacaktın? — Af dileyecektim.. kalbini kırdım.. kendisine kötü sözler söyledim. Şimdi içimde bu yaptıklarımın azabı var. Çok muztaribim... Gece rüyamda o- nu görüyorum.. bana hâlâ haykırıyor gibi: «Çiçeklerimi neden koparıyor - sun? Ben onlarla geçiniyorum.. onla- ti bana Enmhil bağışladıs» diyor.. bu sesi her dakika duyuyorum, — Çarşıda aramadın mı onu? — Aramadığım yer kalmadı. Bula- madım.. — Şimdi ne yapmak fikrindesin? — Enhil en çok bu ayda insanlara ceza verirmiş. Hem onun hayalinden uzak kalmak, hem de Enhilin gazeb ve şiddetinden kurtulmak için iki katlı bir çadırda yaşamağa karar verdim, — Kim verdi sana bu öğüdü? — Sihirbaz Katuma,, — Tanır mısın onu sen? — O ihtiyar âşıkı kim tanımaz?1.. Âşık mı dedin? — Öyle ya.. duymadın mı sen: Ka- tuma, yetmişinden sonra genç bir kız- la sevişmeğe başladı Sama bu sözleri duyunca beyninden yıldırımla vurulmuş gibi birden titre- di — Bu genç kız şimdi nerede? — Onun yanında.. kendi evinde. — Sen gördün mü bu kızı? — Yüzünü hiç kimseye göstermi- yormuş. Çok güzel ve sevimli — imiş. Yeryüzünde eşi yokmuş diyorlar onun için. Bu sırada çadırcı ustası kollarını sal- lıyarak gelmişti. Genç Müşteri siparişini verdi.. çok durmadan gitti, Sama yerinde duramıyordu. Demek ki inşanlar yetmiş yaşından sonra da azıyorlar.. - bir güzel kadın görünce, güneş karşısında eriyen buz parçası gibi eriyorlar, iradelerini kay- bediyorlardı! Sama tezgâhta bez dokurken: — Alacağın olsun Katuma! Eğer| duyduklarım doğru ise, dünyanın bü-| erini başına toplıyacağım!. Diye mırıldanıyordu . O gece genç müşterinin evine git- meğe ve onunla biraz daha etraflı ka- nuşmağa, onu Katumaya göndermeğe karar ver mişli. Yere düşen bir yıldız..! Sama geceyi zor buldu. Ortalık kararınca dükkândan çıktı.. Karaciğerin Naltamamiyeti ciraciğer vazifesini lüyıkile yapa - zAaman karaciğerin tamamiyeti kata girişmek istemişti. | — Bahriye erkânıharbiye reisi Faik Paşa, mütehaasıslardan mürekkep bir |heyet alarak gitsin.. meseleyi yerinde | |tetkik etsin. Mufassal bir rapor versin. Diye, irade etmişti. | dilin paslıca olması, büyük ap- in renginin âçık olması gibi âraz ka- samiyetinin başlıca ârazıdır ileride karaciğerin hakiki bir meydana getirirler. Bunun bi Arat duyulunca madensu - K ve kalevi meselâ bikarbonat sfatdösüt, sulfatdösüt gibi ilâç- nmak, fazla yağlı ve hamur İşi emekleri yememek Tizımdir. a ziyade yağsız et, bol sebze ve bol * yağsın Çorbalar, et suyu, ma- *bi, yoğurt gibl şeyler bu vaziyette ok tavsiye edilecek gıdalardandır. Faik Paşaya hazırlık emri verilmiş. ti. Hattâ yerine, vekâleten bahriye fe- |Fiki (Amiral Ştarki) Paşanın - tayini |tensip edilmişti, Mesele, bu şuretle resm? bir mecra takip ederken; birdenbire işin şekli de- |Sişmişti. Evvelâ Abdülhamide, şu mealde bir jurnal verilmişti: ( Ertugrul firkateyninin başına ge- len hâdiseyi tahkik Memuriyetile Sü- veyşe gönderilecek olan bahriye erkâ« ni harbiye reisi Faik Paşa, bir hayli zamandanbeni zatişahaneleri aleyhin- de hainane fikirler beslemektedir. (Arkası var) (* Bu nolları kesip saklayınız, yahut bir albüme yapıştırıp kolleksiyon yapınız. Sıkıntı zamanınızda bu notlar bir doktor gibi imdadınıza yetişebilir. ka yola saptı.. Sama, sihirbaz Katuma- nın evine gidiyordu. Yürüdü.. yürüdü.. yer, gök, her ta- raf karanlıktı. Düşmemek için kendi- ni güçlükle tutuyordu. Mâneviyatı çok bozulmuştu. Eğer — ihtiyar — sihirbaz, Mârayı avucunun içine almış ve ken- dine bağlamışsa, Sama o gece oradan nasıl dönecekti? Ne yapacağını bilmiyordu. Kat'i bir kararı yoktu.. her şeyden önce sihir - bazın odasını bahçeden gözetliyecekti. Sama sihirbazın evine vardığı za - man bahçeye bakan odada bir ışık gördü. Katurna her zaman bu odada otururdu. Sihirbazın hizmetçisi mey- danda yoktu. Odanın bahçeye bakan seviyormuş, Sama bu habere kızdı : “ Alacağın olsun sihirbaz! ,, dedi kersen, bütün mabutlar senin gözünü oyacaklar.. sen de Tunçay gibi kör ola- caksın! Dünyayı bir daha görmiyecek- sin! Basık tavanlı odadan hıçkırıklar işi- tiliyordu. — O yaşayacaktı, Katumal O, ya- lan söylemez bir erkekti.. beni gelip alacaktı.. bana saadet vadetmişti. — Erkekler, kadınlara yalan söyle- mek, kadınları aldatmak için yaratıl- mış malüklardır,. yavrum! Sana vadet- tiği saadetlerin hepsi yalan ve asılsız- dır. (felâket)i (Felâket mabutu) ver- diği gibi, saadeti de ancak (Saadet ve tefah mabutu) verebilir. Bunu insan- lardan beklemek hem gülünç, hem de o gece genç müşterinin evine gidecek- ti. Ayakları farkında olmayarak baş- W | Nöbetçi kHezaneler Bü gece nöbetçi olan eczaneler İstanbul cihetindekiler Aksarayda: (Perlev>, Beyazıdda; (Bel- kis), Şehremininde: (Hamdi), Fenerde: (Hüsameddin), Karagömrükte: — (Suad), Samalyada: (Teofilos), Şehzadebaşinda: (L. Halll), Eyöbde: (Arif Beşir), Eminö- nünde; (Beşir Kemal), Küçükpazarda: (Necati Ahmed), Alemdarda — (Esad), Bakırköyde: (Hilâl). Beyoğlu cihetindekiler İstikiâi caddesinde: (Kanzuk), Daire- de: (Güneşi, 'Topçularda (Bporldis), Taksimde: (Nizameddin), Tarlabaşında: (Nihad), — Şişlide (Halk), Boşiktaşta: (Nall Halid), Boğaziçi ve Adalarda: Üsküdarda!: — (İmrahor), — Sariyerde; (Nurl), Adalarda; (Şinasi Rıza), Hey - belide: (Tanaş). mânasızdır. Mâra ağlıyordu: — Yere düşen bu yıldızı tekrar kal dıramaz misin, Katuma? küçük penceresi kalın bir kilimle ör - tülmüştü. Sama başını pencereye uzattı. İşte bir ses.. Mâranın sesi, — Çabuk söyle, Katümal yere dü-| — Bunu ancak (Baal) mâbudun « şen bu yıldız, kimin yıldızıdır? dan istiyebilirsin yavrum! Ben mabut Sama sevgilisinin sesini işitince tüy-| değilim.. şimdiye kadar ne bir mahlük leri ü di.. damarlarının birdenbire | yarattım; ne de öleni dirilttim. gerild duydu. Onu çılgınca sevi -| Mâra yüksek sesle bağırmağa baş - yordu ladı: — Ey ulu mabut! Sen, bana saadet — Yere düşen yıldızı mı soruyor-| vadeden Samayı toprak altında çürüt- sun? dedi. O, Samanın yıldızıdır.. Sa-| met Onun yıldızını tekrar kaldır.. gök- ma toprağa düşmüş, ebediyen yok ol -| teki sayısız yıldızlar yerinde dururken muştur. onun yıldızını neden yere düşürdün? Müra titrek bir 5 *le bağırdı: O, ölecek bir insan mıydı? Böyle bir — Ne diyorsun, Katuma? Onun öl-| kahramanı, öksüz Mâraya neden çok düğünü mü haber variyorsun? gördün? Onu senden — istiyorum, ev — Evet yavrum! Sama ölmüştür.| mabutlar mabudu, Baal! Ve ounun için bir damla göz yaşı dö- (Arkası var) maktakinın -— ——— Katuma, genç kıza; İnhisarlar Istanbul Başmüdürlüğünden: Çamaltı tuzlasında sureti mahsusada tesis olunan ince tuz değirmeninde sıhhi ve fenni bir surette ihzar olunan ince sofra tuzları yarımşar ve birer kiloluk paketler ve mutbak tuzları da *50,, şer kiloluk içi kâğıd kaplı çuvallar içinde satışa çıkarıl- mıştır, Sofra tuzları “64,, ve “128,, zer paketi havi sandıklara ko- narak ambalajlarmıştır. Paketli sofra tuzlarının beher kilosu kabataş ambarında “9,50, ve mütbak tuzlarının beher kilosu *5,25,, kuruş fiatla satılacaktır. Gerek mutbak ve gerek sofra tuzları bir. sandık veya bir çuvaldan daha az satılamaz. Sandık ve çuval bedelleri tuz Tia- tına dahil olduğundan müşterilerden ayrıca sandık veya çuval bedeli aranmıyacaktır. Tuz satıcılarının İnhisarlar İstanbul Başmüdürlüğü merkezinde Kabataş ambarına müracaat etmeleri ilân olunur. *1184, Istanbul Belediyesi İlânları Hususi İdareden aylık alan emekli ve öksüzlerin Mart 93T ilâ Mayıs 937 üç aylıkları 8/ Mart / 937 Pazartesi gününden itibaren Zirnat Bankasından verdirilecektir. Aylık sahiplerinin Bankaya müracaatları ilân olunur. * “1247, * * Maballesi soka; K.N. Kıymeti hazıra — Cinsi sâhibi Selmanağa Karacaahmet 96 138,25 arsa Rahel İhbarnamenin tarihi — N. | 6/B/936 1/40 Yukarıda mevkii, cinsi ve kıymeti gösterilen arsa sahibi Rahele ait ih * barname sahibi bulunamadığından tebliğ yerine kaim olmak üzere ilân ta - rihinden itibaren 15 gün zarfında Üsküdar bina şubesine itiraz olunabile- ceği ilân olunur. (B.) (1268) * * Keşif bedeli 7896 lira 47 kuruş olan Topkapı haricinde ve Hürriyet A * bidesi ilerisinde yapılacak çöp istasyonları yollarında kullamlacak kum vt taşa ait açık eksiltme 15/3/937 pazartesi gününe talik edildiği ilân olu * nur, (B.) (1275)