HARBİ hat B © SON POSTA İttihad ve Terakkide on sene —— Onuncu kısım ——— No18 N İKTISADI VAZİYETİ Yazan: Eski Tanin Başmuharriri Muhittin Birgen e Terakki berbat bir maliyeye tevarüs etmişti. ya Az iz ve Abdülhamidin açtıkları korkunç rahneler karşısında, İttihat daha işe el sürerken fenalığın nereden tamirine başlamak “merkeziyesinin ri - tesi altında yapık kıç Paliyetin, gerek t€ teşkilâtlan - a ziyade iptidat me dair olan fi- tim. Ancak, ni- Ey Edi w Mesai; NE ni Ea A Nü Meda > nin de 9 zaman p gp) tülen bir suüisti- n di Sözümün önün- A yemiş olan bir an ei bir çoklari. nd, <evaZIMIN iaşe me- , iş ve hepsinin , Pe Ve tüyleri geliş- İle iL. hatırlarım, *ttiğim neşriya- | miyetle iştirâk ir. Siz, men'ine| m ahvale karşı Tekira m kd, ei et Yapmasının da- Ne kib, me alcasında bulu - : Akar, o, vütaleanız pek doğ- iy onlar bu işlere bir MuZUrsuzluk gözile <1 316 maslahat yo- *dilirdi. Asıl hata Tiny, > tanı daha ikmal Zİ ye yeceğim: İstanbul tarından bahse. uş olduğunuz bir! elenin ilk ha-| sipan Sefir Muhtar! ostunuz olduğu- » çok değerli 1: Sek değerli bir in - ŞE 5 a Koala, oğimızda iler > tok 5 Bazi, m n Şüphe et- “ir. Bu kuru - ti Vardir. Bu se- “inakl, y tetkik ve taf- Azı, “mak g vaber umumi bag, VE Suj,, * Zaruri olur. MN Ha tal deni ala, “NİN en parlak Game Aupada sr ak İş, dini, kuvvetle te - mik cele, Mönayi ve tek » İle, tahrik kuyu İL a, ei uvve- i « Müş ol Kğ im ları takviye o sad sistemi ö Mütbiş istihsal Mahsup makinenin | iye rağ dünyayı is-) a rt m müsaid gü - Yeni ba da Osmanlı del, Me, 4 Yordu. apitü- » Ayy alı Ke A e Mi ai Ne heç ÇİZ güm - malı mem - m l, bizde bri gi Mine karşı kor - tiz h iy hizam için- Sabık Vaşington sefiri Muhtar kunç bir baskın yapmak demekti. Bu baskın neticesinde bizim el tezgâhlarile| ya, almakla beraber kabil olduğu kadar! yapılan istihsalimiz mağlüp oldu ve küçük sanayi namına her ne varsa hep-İ iye yapmiya çalıştı, fakat, bunda da| si de birer birer ortadan kalktı. İktsaden yavaş yavaş düşen mem - İeketin vergi verme kabiliyetleri de düşüyordu. Abdülhamid, Avrupayı ra- hatsız etmekten korkuyor, bir takım vergileri onlardan alamadığı için bi zimkilerden de alamıyordu. Bütün ma- liyenin temeli âşar ile gümrük vergi üzerine oturtulmuştu. Çok iptidai bir vergi olan âşar da, gerek varidatın, zi- raf mahsulün senelik Utahavvüllerine göre mütemadiyen oynaması, gerek ci- bayet usullerinin iptidailiği ile dev - letin ihtiyaçlarını karşılayamıyordu. Süveyş kanalının açılması, buhar ge - Allahın yarattığı tabii ve saf çocuk gıdaları Pirinç, yulaf, mercimek, day, irmik, patates, çavdar, türlü, badem. HASAN Özlü Unlarile çocuklarınızı besleyiniz ve büyü- buğ- Mısır, arpa, değiştire yediriniz. ler, çabuk diş çıkarır- rak değişt İÇabuk büyür lar. Hasan markasına dikkat, Başka marka verirlerse almayınız ve ak danmayın Bütün eczanelerde ve bakkallarda bulunur. Hasan deposu, İstanbul, Ankara, Beyoğ- lu, Beşiktaş, Eskişehir, ; olan Türkler birer birer lâzımgeleceğini tayinde şaşırmıştı milerinin gittikce büyüyerek uzun yol ları durmaksızın gitme kabiliyetleri | | Hikâye Yazan: Roraino Coolus Şehrin zevkine, safasına düşkün olan Sixte Berchampda, herkes gibi, yüzünde bir takım hayvanlar bulundu- ğunu bilirdi amma onlara ömründe ka göstermemi'şii. Onları Celette'in yer romanları sayesinde keşleiti. Bir gün| nasılsa eline o b rin bir eseri zı sayfalarm “ du ki da at bahçesinin yolunu tuttu: Şimdiye oraya bir kere uğramak bile aklından geçmemişti Madame Colette o emsalsiz şair kadın, çok şeylerden ümidini kesmiş olan bu ihtiyar Parisliye, hiç bilmediği bir â - lemi tanıttırmıştı, Sixte Berchâamp o günden itibaren yanamayıp hayva iktisab etmesi gibi bir takım sebebler-| hayvanlara, her nedense hakir gördü- le, evvelden Şark ile Garb arasındaki ticarete transit vazifesi gören Osmanlı gümüz o sevimli kardeşlerimize gönül verdi; o kadar ki kendisine hiyanet et- memleketleri bu hareketten mahrum |miş erkeklerden, ihanet etmiş kadın - kalınıştı. Bütün bunlardan dolayı İm J lardan kaçıp bir köye çekilmeğe karar paratorlukta gerek halkın kesesi, gerek | VET» devletin hazinesi gittikce boşalmıştı. Borç memleketi iflâsa sürüklüyordu Sultan Aziz devrinde bütün bu boşluğu doldurmak için hariçten borç alma u - sullerine müracaat edilmişti. Borcun, nihayeti devleti iflâsa götürmek üzere olduğu anlaşılması üzerine Abdülha - mid bundan korkmuştu. Kabil olduğu kadar az borçlanmıya çalışan Abdülha- Jmid devri, arada bir, gümrük varida - tını karşılık göstermek üzere biraz pa- İdişini sıkma esasına dayanan bir ma- İmuvaffak olamadı. Nizamsız, intizam- ui A kuvvetli ve hat, Vergi verme kabiliyeti düşüyor | sız, muayyen bir programa sahib ol - /mıyarak yapılan bir idarenin bütün fe- nalıkları bir araya toplanıyordu. Me - murlara muntazam bir surette senede ancak altı aylık veriliyordu. Diğer ta - .İraftan Avrupanın iktisadi jetilâs: üze- rine kendilerine iş sahası kapatmakta gelmekte idiler. Hükümet dairelerinde küçük bir aylığa geçmek için senelerce wMülâzim» namı altında ve para al - madan çalışan insanların mikdan git- tikce artıyordu. Meşrutiyet maliyesi Meşrutiyet, işte bu iktisadi ve mali bozukluğun nihayet Ekirleri ve hisleri galeyana getirmesinden doğmuştu. Fa- kat, o da hazineyi ve bunun irad kay * naklarını bomboş buldu. i Ba korkunç vaziyet karşısında, İtti- hat ve Terakki, daha işe el sürerken fenalığın nereden tâmirine başlamak lâzımgeleceğini tâyinde şaşırmıştı. İk- tisadi bir kalkınma Yapabilmek için karşımıza dikilen başlıca engel kapitü- ilâsyondu. Kapitülâsyonlar varken iktı- di kalkınmayı esaslı bir şekilde tec - İ ve imkân yoktu. Maliyenin kuv - İ vetlenmesi için de yegâne çare iktisadi kalkınma idi. Bu içinden çıkılmaz va - İ ziyeti düzeltmek, müşkülâta muvakkat çareler bulup kazanılan zaman zarfın- da esaslı çareleri araştırmaya teşebbüs etmek vaziyetine düşen İttihat ve Te- rakki, bu vazifeyi Cavid beye tevdi et- mişti. İmparatorluk maliyesini ilk defa o - İlarak Avrupanın maliye tekniği icab- larına göre islâha teşebbüs etmiş olan Cavid bey, bu uğurda harbten evvelki İdevirde pek az bir fasıla ile mütemadi- Jyen çalıştı ve maliyede çok esaslı islâ- İhat yaptı. Her şeyden evvel devletin sarfiyatına bir nizam ve usul koymak lâzımdı, Bir taraftan bu maksadla ilk defa olarak bir bütçe vücuda geti- rirken diğer taraftan da maliye maki- pesinin islâhına teşebbüs etti, Bunda da muvaffak oldu. (Fakat asıl derd, memleketin fakirliği ve vergi İverme (© kudretinin noksanlığı, wemleket © iktisadiyatının ecnebi istilâsı altında bulunması derdi, ko - laylıkla halledilir bir gaile değildi. Mü- temadi ibtilâllerin, çok geçmeden pat- yan iki harici harbin icab ettirdiği masraflar da müskülâtı ; arttiriyordu. (Arkası var) memurluğa | 8 ları * in amma Bereli smp, Gi garip bir tedaj jile, Acem minyatü »i ha dı iyacını ki, yabanc: adları * birine Ayşe, öte- karar verdi. i dardır; tabiatii içi kendin$ » bulduğu adinr hiç i abu o adlara çağ a razi oldular. mp, onların kerşisma geçer, hülyaya dalardı. Onları bir « tmek, ikisine de bir m olmak isterdi smma mahlükun beyni, bir tas kım i zaptetmekten, * farklar gözetmekten, tenkidi bir muhakeme yürütmekten, rsız ve birbirine tipe kı benzeyen küçük hayvanlara da bile bir ferdiyet, bir şahsiyet vehmetmekter kendini alamaz. Muhakememiz hisleri Onlara birer © duydu ve ol —) vee o keybedi derecede £ insan denile İktisadi buhranın en şiddetli olduğu | mize de tesir eder ve hemen daima on» bir zamanda idi. Ogünlerde geniş bah- çeleri ile koca koca köşkler, ağır ferağ harçlarını göze alabilen babayiğitlere gayet ucuzça satılıveriyordu. Sixte Berehamp da, Charlicu civarında Löire nehri kenarında genneti andıran bir malikâneyi, hiç bir sıkıntıya uğramak- sızın aldı. Oraya yerleşti, işlerinin ehli adamlar buldu ve bunların başına da, ne olduğu belirsiz bankacılar yüzün” den malını, mülkünü kaybetmiş eski bir çiftlik sahibi olen Pierre Liteau yu getirdi. Pierre Liteau, yeni efendisini memnun etmek için elinden geldiği ka" dar çalıştı ve köşkün koca arazisini, az zaman içinde, bir hayvanat bahçesi ha- İline koydu. Yırtıcı hayvanlar bem çok pahali, hem de o sakin havali için pek tehlike- li olduğundan Liteau onlardan vazgeç- ti. Aslan, Kaplan, Pars, ayı, sırtlan, yaban kedisi, şempanze, gorl ve emsali hayv: cambazlarâ ve büyük hayva nat bahçelerine birakip © kendisi tavuskuşu, papağan, mavi tilki pembe- turna, kiyik, ahu gibi zararsız hayvan- larla iktifa etli, Ve bunlara gayet ra hat, en yen! usullere uygun yerler yap tırdı. Hayvanlar o bwliçede, sanki tabit muhitlerinde imiş gibi, serbest serbes dolaşıyorlardı. Colette'ir n Berchamp, hayvanla rının ar a bir kral gibi bahtiyardı (Bittabi sediyoruz, çünkü birer bahtiyarlık timsal uzaktır...) Berehamp haya Ki şimdiki o Krallar, maktan çok ti amma... * Yukarı - Volta'dan kaçırılıp getiril miş e iki ahu gerçekten güzel hayvan: ardı: M ardaki sultan hatırlatan ğ bir yürüy vardı ki Be yordu. Onl ketinde o ki insan bun »n her tavrında dar kibarlık, 4 ı seyrediyorum zannı rin bu e: rarengiz K küdar hiç tatmad gözlerinin önünde lanırd. Gerçe bu Yarınki nushamızda : Köy kızları Nâkili: Faik Bercmen tında bu ak| tın devri böyle yıllarca sürüp gidecek” g o ı canlı olduğuna ina-| ları yanlış bir yola sevkeder. İnsiyak» larımız: serbest burskıp onlara aklı « mızla rehberlik etmek huyundan, bu gafip huydan vazgeçebilsek, kimleri sevip kimleri sevmiyeceğimizi belki daha iyi tayin edebilirdik. Her ne hal ise, Berehamp bir takım kendisini onların ikisine de sevdirmiye çalışm lâur'a hitap ederken sesine daha bir tatiıl veriyor, on! memnun etmek elinden geleni ya: farkına bile var i pek belli ediyor ve n müteessir olduğunu, ğini anlamıyordu. Hay-! e de olsa onun da bir ardır, o da bir dişi, yani bir kas dındır; efendisi « nin kendisine pek bakmamı cüne gi İhtiras det kör kuvve oynyan bu üç mahlük (böylece yavaş yavaş müt4 hiş bir razırladılar. Berehamp, tarafki peki j memi: ancak bir Bu ara çiğneyebil kaç kere «bet zaman krallarından bah-| krali up gözlerini uzun uzun onun, şenağırn dabu K | ju n hanımları | © ları, kıvrak| li hçeye çıkıp kat gürülü şti, Zaten Pierre litesu otun iğini de © farkede- göreme: tekrar © zamana | i olduğunu nihayet an * mp, bir çocuk gibi, —— Türk Memuru Aranıyor Şehrimizde mali bir müessese için tercüme ve yazı işlerinde kulla- mlmak üzere bir Türk memura ihtiyaç vardır. Şerait şunlardır: Askerliğini bitirmiş olacak ve ya yüksek ticaret mektebi mezunu lunduğunu imtihanla isbat edecek, 27 yaşını geçmiş olmıyacak, Lise ve olacak veya buna muadil tahsili bu- Almanca ve Türkçeye her iki lisanda mütekabilen tercüme yapabilecek derecede vakıf olacaktır, Bu evsafı haiz bulunanlardan Fransızcayı da bilenler tercih olunur. Yukarıda yazılı şartları haiz bulunmıyanların müracaat etmemesi ve mü- racaatların İstanbul posta kutusu 176 (B. Ş.) rumuzuna tahriren ya- pılması ve bir fotoğraf raptedilmesi, inna Bk Öke kRİ 2d ebeni