Mit - Nia sür'at katarında işle- Srarengiz bir cinayet Fransa e b!l'ııber bütün Fransız ef- imum'yesini de aylardan beri ediyordu. Tahkikat ilerile- 'nan!ı Öörten esrar perdesi i lıudıu etrafındaki alâ B de genişliyerek Fransa t aşıyordu. gelen gazetelerden öğrendi- Böre bu esrarlı cinayet âhi- uştır. Bir Avrupa ga- en aldığımız tafsilâtı aşağı- eZ ; fam Garolanın deliksiz uyudu - SÜphe yoktu. İkinci smıf );:'lk' » elleri arkadan zincirlenmiş i Tahatça Yyatmakta idi, ulr:mıı Sür'at katarı, karanlığı 4 nıh: €emiş, Tulon, Sent Rafael, Yet Nise ulaşmıştı. Yarı ka ne> artmanda, Madam Garola k b) uyordu. ; ım";::'ri de zincirle bağ- Banıl damın burnuna kadar n taniyeyi bir merak sa B î Olsaydı, kadının ağzına : gom boynuna sıkıca dolan- t Nce, hayretten geri çeki- n, hiç kimsede, hattâ bilet merzk Uyanmadı. Malüm olmayan genç ba Ütün bu yolculuk es- ; SI Uykusundan asla uyan t meyı €Ydana Çlklm an sonra bi için kompartıma » Kır saçlı, başın- ir J(lllh onu uyan- ne derin uykuda! Yapmaya mâni ol - n bi 'aş n ıı:: aĞ *"“ tazibeli ve ikarnet inin hur Markiz dö Sevine ; _W :d tesi olan, dul Ma- U süretle ve bu yüz- wnd,, D eden istasyonu da geç- Beleceğini haber alan lar. N dostu, boş yere yol- G rolı 1Se gelince , Burada batlaniyeler andı. Vagon garsonu belki de kompartıma- Unu gördüğü için Ma- tığı kompartımanın h yastık ve yorganları topl, F Dedense Olduğı farolan, ildiği sırada, müş ere kadar, hat a muhalif ©- İ ven esi Bittil birlikte ı, Baş Jkon kompartımana 'ndüktör kapıda Ü n Yü çekti. Ydana çıkıyor Ka y rnu t, ınlıınmıvorıım dedi. U- î;ıluı lmüş mü? ç a mrıl'ne baş kıınduk'or' anlatık Yaziyeti istasyon me- YSIn, diye tavsiyede bu- “:menn söNra * esa- luduna uln“m Belindiği iç 779 Memuruna vak'ı 'ayı hı?- IZ zabe D '“' Madam Garolanın N gittiğini hemen an D, astarı neydi?.. A- faili filân var mıy- D, ıın as “Senin bir Polis haj haıımm zu ti Ti faaliyette derhal faaliyete geç Şlendiği kompartıman | Nin içindeki eşyaların Nis istintak hâkimi | dığı dösyalar ka - ':ı- işin garibi hiç bir B rı:ın 1M * İgibi kapıştılar: ransada ekspres yolcusu kadınlara sataşan hayalet #ransayı aylardanberi meşgul eden esrarlı cınayet nıhayet aydınlandı lılııaudhıhddıhıw J 4 di n Kondüktör Veyrak ler cinayeti istismar etmeğe kalktılar ve hakiki katilin hüviyetinin aydınlan masına yardım edecekleri yerde «Ma- dam Garola vaktiyle, Liyonlu bir en- düstri mühendisinin metresiydi?..» di- ye ortaya yi yalan yanlış faraziyeler at- a a kikat ilerliyor Acaba cinayetin işlenmesindeki — sa- jk neydi? Hırsızlık, kıskançlık, intikam mı? Yoksa işin içinde marazi bir hal /mı vardı? Acaba bunu bir deli mi yap mıştı?.. Casusluk akla gelebilir miydi? Gazeteler; maktul kadının kayın derinin şu sözünü mal bu.mı.; mMağribi — Garola, daima bir katil neticesi ö- leceğini söy lerdi. O halde bu işin için- deki esrar neydi Gazetelerin yayg ralarını bilen po - lis, o gün o meş 'um vagonda bulunan herkesi istintaka dave; etti. Fakat bu davete ancak Üç kişi icabet etti. Diğer leri gölgede kalmayı tercih ettiler. Se- bebi de gayet âşikârdı. Çünkü Fransız- lar, polise işlerinin düşmesini istemez ler. * Polis tabkikatından anlaşıldığına gö- re Süzan Garolanın A isminde bir er- kek alıbabı vardı. Bu ahbabile birlikte, ikinciteşrinin başlangıçlarında — Parise gelmiş, ayni ayın ortalarına doğru, ai- Jesini gonnık üzere Lyona giderken Royat istasyonunda inmiş ve çalıştığı müessesenin direktörile görüşmüştü. Royat'tan avdette, Lyondan cenuba doğru gitmek üzere gece katarına bin- mişti. Kanda onu iyi tanıyorlardı. Dos tu A için de birşey denemezdi. Zira, Pa |yiste her dul kadının bir erkek ahbabı olması ahvali âdiyedendi ve norma| bir keyfiyetti. Cinayet nasıl yapılmış Peki, Madam Garola ne zaman öl | Marsilyadan hareketten biraz sonra, 'Tulon ile Les Aires arasındaki o uzun ve ivicaçlı bulmuştu. kompartımanına girmişti. kanapede uzanmış yatarken cinayeti işlemiş mukabi) cihetine de bavulunu, bavulun üzerine de biletçi gelip te uy- kusunda rahatsız etmesin diye biletini koymuştu. Yabancının elinde sonradan | i wak'a mahallinde bulunan ucuz clı bir bavul vardı. Bu bavulda, kati) şeyi kapıda gu ilâçla bayılttıktan sonra, ağzımı bur- Jarımı zincirle bağlamıştı. Kâdının uy- kusundan bir daha uyanmadığı da son radan yapılan tetkikat neticesinde an- laşılmıştı. Zira kadının bir yerinde ya- ra bere izleri y&t: yapıldığına karar verdi. Kadının para- sına falan dokunulmamıştı. ağzı burnu acele ile tıkanırken ölüver- mişti. Paris cinayet masası sısları türlü türlü araştırmalardan son- bileti niçin kontrol etmediğine dair $SON POSTA Sayfa İmha edilmğl; istenen kültür * * * Türk kültürü Sancakta Emperyalizmin en kötü şartları ile harşı kar- şıyadır. Sancağın geçirdiği facialar içinde Türk kültürünün zulüm- den ve imhadan kurtulması istenecek beşeri hakların - birincisidir. Yazan ! Sadri Ertem Bir Halep telgrafı şunları bildiri -| Bu misaller çoğaltılabilir. yor: 921 denberi sürüp giden bu hâdise- «Müşahitler heyeti Kırıkhan yolu ü-|lerin bilânçosu hazin bir yekündan zerinde Ağa köyüne muvasalat ettik -| ibarettir. leri zaman istihbarat zabiti tarafından Bu yekünun ifade ettiği mana şu - karşılanmışlar, köydeki ahaliye: | dur: «Bu sazlardan yapılmış evlerde na-| Sancakta Türklüğü imha etmek! sil yaşamaktasınız, rutubetten mütees Reşit olmuyan kavimleri istiklâle, gir olmuyor musunuz, hükümet sizin | yani hayata kevuşturmak vazifesini sıhhatiniz için tedbir almaz mı?» gibi | üstüne alan mandater hükümet sis - bir takım sualler sormuşlardır. Köy -| temli bir şekilde halkı mikroptan ma- lülerin verdikleri cevaplar şunlardır. |li tehdide, ve silâha kadar her vasıta «— Hükümetten hiç bir yardım gör- | ile yoketmek istemiştir. 'medik, bizden ancak fazlasile Aşar| Ben, Anadolunun muhtelif vilâyet- vergisi alırlar, onun için bu hale düş -| lerine dağılmış binlerce insanlar tanı tük, ev yaplıracak halimiz lmadı.|rım. Bunlar yurdlarından — kovulm Hükümet Kırıkbandaki Erm re ki-| Hatay halkıdır. Cebir, tazyik ve hi nin tevzi eder, bize böyle bir şey ver-|ile yerlerinden çıkarılmış bu insanla- mezler» demişlerdir. .rın hayatı baştanbaşa bir zulüm des - Bir başka haber: tanı halindedir. Bunlar - toprakların - Antakyada Tunus Bankasına borçlu | dan kaçırılmış ve yerlerine dönmek olan 61 kişiden 59 u Türktür. istedikleri halde gene memleketlerine Bir müşahede: Bgirmelerine müsaade edilmemiştir. — Tacirdiniz, neden işinizi bıraktı -| Bir millete, bir insanlığa bu kadar nız? caniyane tecavüz hiç nümunesiz ol - — Nasıl bıralımıyayım? Day' yandım. | masa da her halde örneği çok az olan Nihayet zeytinliklerimi satmıya mec- Jişlerden biridir. bur oldum. Binlerce dönüm araziyi| — Toprağı, tarlayı başkasına devret - yok pahasmı satkım. Ancak bir sene- | mek, konuşulan bir dili unutturmak, ödiyebildim. Hiç bir za -| yaşanmış bir tanihi belirsiz bir iz ha- gaan politika ile uğraşmadığım halde|line koymak istiyenler şüphesiz ki hec babamdan kalma toprağı bırakmıya şeyden önce münevverlere musallat o- mecbur oldum, sattım savdım. hıukıam_r Münevverleri kıhmdcc(k- Bir hakikat ir. Bu vazifelerini senelerdenbe- Amuk gölünün bataklıkları etrafın: ihmal etmemişlerdir. Sancağın ge - da Türk köyleri mütekâsif olduğu | çirdiği faciaları içinde Türk kültürü - hiç bir sıhhi tedbir alınmamıştır. | nün zul: ümden ve imhadan kurtulması erinin aralarına bazan Er -Iı t beşeri hakların birincisidir. eri, bazan Arapları iskân et- | Türk er, Emımı ve Araplara silâh ver- | min en kötü gantları ile karşı kxışıxa şlerdir. dır. Sadri Ertem ağ olduğu muhakkaktı. Ve katli de, 'olda sant 6 sularında vuku te o zaman birisi, kadının Ve kadın, ten eri olan zincir, şal, mendil ve bir tüp e elhyl-anacsthelle vardı. Katil, bu şi-| n kırmış, ve âni bir hareket- le kurbanının üzerine atılmış, ve kadı bu mütearrızın elbisesinden bir kon-)kadını istemiyerek öldürdüğünü itiraf düktöre benzediğini ilâve — etmişlerdi. |et» dedi. Kondüktör Kimdir? Veyrak'ın alnında - terler - belirdi. Veyrak 35 yaşlarında bir köylü ço- |Kireç gibi bembeyaz kesildi, titredi. cuğudur. Evlidir. Zati çalışması ile bu |Bir iskemleye yığıldı. Kıul itiraf ede- mevkie erişmiştir. Üniyon civarında | cekti. bağı bahçesile mes'ut bir hayat sür- mektedir. Nis'e giden müfettiş, Veyrakı iyice sıkıştırdı. Ceblerinde bulunan eşyayı bir bir tetkik etti. Cinayetten beş gün sonra Parisin meşhur avukatlarından 'Torres'e yazılmış bir mektup buldu. Veyrak bu mektubunda, pulııle ba- şı derde girdiği takdirde gelip müda- faasını yapmasını kendisinden tTica &- diyordu. Mufeuıı Veyrak'ı sıkıştırdı: nunü tıkamış, sonra da kadının ayak- * Lâkin hayır.. katil bir şey söyle- medi, tam bu sırada, istintak hâkimi, araya girdi: Bunu itiraf ettirmek be- nim işim... Bunu 11 ikincikânuna kar dar yapacağım dedi... Mesele bugün hâlâ tavazzuh etme- miştir. Fransız efkârı umumiyesi ma- sum olduğunu iddia eden bir adamla mücrimiyeti* ispata kalkan adliyenin mücadelesini merakla takip etmekte- «Bua |dir. Bu İşi Bir Deli mi Yaptı? Paris emniyet müdürlüğü cinayetin bir manyak, veya hir deli tarafından Kadının mütehas- ra biletçi Veyrak'ı zannaltına aldılar. Biletçinin, uyuyan yolcuyu neden uyandırmadığını, sordular Veyr.ılı'm verdiği cevaplar pek sudandı. Sonra maktulün yüzünde bulunan mendil de, katilin göbek adının ilk harfi (M) harfini taşıyordu. İlk tahminler, cinayetin Üniyon i- le Marsilya arasında işlenmiş olduğu zannını verdi. olan atları da 70 e fırlamış.. Zeytinyağını almak istediğim bu dükkân sahibi bir Rumdu. Bu fiat İhtikâr neye derler, Neyin adı İlk Şüpheler (Biletçide) Vak'a sabahı, trene nereden bindi- ği sorulan Veyrak cevaben: «Marsiyar dan!n demişti. Haddi zatında, Veyrak Üniyondan alelâde bir yolcu gibi trene biner, Marsilyada vazife alırdı. Buna Aair tek bir kelime bile söylememişti. Sonra daha mühim bir nokta naza- rı dikkati celbediyordu. Baş kondük- törün yanında Veyrak uyuyan kadını uyandırmak istediği zaman, nasıl ol- muştu da kadının boğulmuş — olduğu- nun farkına varmamıştı. Zira düpedüz kadının üstüne doğru eğilmiş ve kadı» nın yüzüne bakmıştı. Sonra Nis de kompartiman kapıs sının kilitli olduğunu garson — söyle- mişti, kapı sonradan nasıl — açılmıştı. Biletçiden maada, başka kimde bütün kapıları açan anahtar bulunurdu?... Üstelik, yolculuk eden bir çok ka- N matbuat «katar esra etrafı telâşa dü- t gizli kaldıkça e£ sİnirleniyordu. Gîıcl' rülmüştü? Kontrolör Gonie'nin şahade |tine göre, tren Lyondan hareket ett ını zaman Madam Garola komnarkınıandı İyalnız değildi. Başkaları da uzanmış, yatmakta idiler. Maktulün Marsilyada |dınlar da, gece yarısı, uyurken bir şah- sı meçhul tarafından taciz edildikleri- ») möktüpla beker” vermişler, fakat meydana çıkmamışlardı. Ekserisi de, 1 İIıllkâr değildir? Ge mde sayın valimiz Muhid- din Üstündağın Son Postada: — Yiyecek- fiatlarında ihtikâr yoktur, başlığı altında bir diyevi çıkmışlı. Bazı — okuyucularımızın gözlerine çarpmış. Bunların arasın- da Taksimde oturan doktor Haci Sava vardır ki ihtikârın olup olma « dığı iddiasile iktifa etmiyerek bu sahada başka memleketlerin ne yaptıklarını da söylüyor. Okuyu - cumuzun dediklerini aşağıya geçi - relim: «— Geçenlerde bir kitapçı, üze - rinde 5frank, yani otuz kuruş ya - zılı bir takvim için benden 50 kuruş istedi. 30 santim, yani 2 kuruş 12 para tutan bir gazete için 6 kuruş aldı. Bir tütüncü 2 drahmi - 100 pa ra eden bir Yunan gazetesine 6 ku ruş talep etti. Bir yemişçiye gittim. Daha iki gün evvel 4 kuruşa aldığım porta - kallar 7 kuruşa çıkmış. Üç hafta ev- vel 56 kuruşa satılan zeytinyağ fi - yükselişinin sebebini sordum, çet * refil türkçesi ile bana şunları söy- ledi: — Bizden büyük, bizden küçük satıcılar var. Bizden büyük olanlar fiatları yükseltince, biz de yükselt- mek mecburiyetinde kalıyoruz. Bi - zim yükselttiğimizi gören küçükler de ayrıca kendi paylarını ilâve ede- ryek fiatları bindiriyorlar. Halbuki Yunanistanda böyle değil. Orada (agoranomla) yani kontrol var. Hi- le, dalavere, ihtikâr yapan yakayı derhal ele verir. Buradan giden Ka- ramanlı bakkallar bile orada kedi gibi uslandılar. Halbuki doğrusunu söyliyeyim. İstanbulun #nafı hiç te sıkı bir kontroje tâbi tutulmuyor, bü yüzden başıboş kalan, yiyecek fiatlarını istediği gibi yükseltiyor.e * Bu okuyucumuzun mektubu mü- nasebetile gürasını - söytiyelim Nn;ıu— B Kazete ve kitap a ibtikârır r. Bu sahau