1 Ocak 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 14

1 Ocak 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

1â Sayfa ASA MAYEĞT 'SON POSTA Brr SÖOERDREK gl C Dü yaerrı” A 500000 Lira kazanan 34417 Bu numaranın 25 numara yuka - /— pısından 25 numara aşağısına ka - — Şlar elli numara onda bir itibarile — yüzer, yirmide bir itibarile de elli: per lira alacaklardır. Sonları (17 ) rakamları ile bi - n bütün numaralar da gene onda ir itibarile yüzer, yirmide bir iti - de ellişer lira alacaklardır. 150000 Lira kazanan 1221 100000 Lira kazanan 19360 70000 Lira kazanan 38559 60000 Lira kazanan 15068 50000 Lira kazanan 27789 30000 Lira kazanan 95847 5000 Lira kazanan — 30458 500 Lira kazananlar 19350 13451 20620 18048 22259 24777 947 24982 22646 17533 33966 7141 1843 7267 15082 21187 42133 32058 8980 3303 179 28822 5102 26141 36326 8192 37003 8198 33180 716 35226 21876 27367 18227 39037 34498 10939 20489 12800 33986 7944 4075 4040 35211 3391 15167 24414 37342 26585 18689 23630 8902 37069 32869 lıyarak bakıyordu ki onunla bir ar- &ibi konuşmakta imkân kalmı « ÖK. ve bu yüzden önu Bir misafir gi Bi ağırlamak, meşgul etmek bana pek geliyordu. İçin için'bu genç adama üthiş bir hiddet duymıya başlıyor - lum. Neyse iki gün sonra gitti. Bir (kaç gün sonrö da babam bana, Ahmet ibin asıl ziyaretinin sebebinin beni ek olduğunu söyledi. Sonra si » yüzünüzden çekmekte olduğum a- Bâbi unutmuş gibi ilâve etti: «Tabit tasar senin Seza..» Bu meseleyi bir Bkha biç konuşmadık. Söde Babam dea' günü zayıfladığımı, ÜYeşl - lığın bu sefer bana hiç yarama- gını tekrar edip duruyordu. Ve sik 'ağır, düşünceli tavırlar alarak söy - niyordu: «Sen hiç bu kadar zayıfla- Mmamıştın Seza!l.» «Yavrum biraz ken> bak, dikkat et, ben bu hali hiç ğgenmiyorum.» — Hissediyordum ki babamın yüzüme ik açık söylemediği başka şeyler de Ühmet” Nocp li dı. Yüzüme —öyle manalı ma- gözleri garip bir — şekilde 4939 6801 6990 VI6B5 21551 24112 33851 18735 8898 5259 23256 11263 35093 8414 10340 265 17640 27344 12313 24659 34845 30326 11842 1814 86222 20199 18556 16809 17354 8322 22023 37123 9064 35541 10496 19095 39554 13135 14920 15706 6227 29111 5235 21272 LA 5296 32297 6230 17873 33296 29754 26296 38909 31579 ümde bıraktırı. 22100 22944 3144 7785 39921 20708 1093 25321 27079 4967 39337 26284 33576 15539 24098 2249 1988 1693 36562 14204 5085 39768 38695 15877 35896 522 37072 1406 14869 27470 8368 3812 3163 26142 26094 24153 1OTO0O 10205 37420 7775 14305 3)50 21917- 18206 28384 24006 9150 6373 8829 5180 18579 35524 26037 4390 28761 13227 14950 31254 16556 33221 22998 16985 19370 27504 213467 12522 1776 14681 13960 12022 14257 26268 39900 5362 27846 20547 21535 33508 39183 11744 16774 23974 34925 9823 14970 15340 6140 30685 28720 35631 13964 3869 13730 38231 14652 37605 10573 14758 16601 38271 36712 7286 18854 20558 39843 gün daha|ziyordum. Onun bakışlarından 1 anlamak çok kolaydı: le mi konuşmuştuk Seza?» Beni âdeta pişman ettin. Ben sa- Ha küçük vak'acıklardân, bayatını ha Hf gölgeleyecek şeylerden babsetmip tim., Sen gittin yüreğini bir paçavra gibi boydan boya tutuşlurdun. Bu ne ifrat ve acele kızım! Şimdi derdini aç- san bile 6 kadar büyük ki, beni de ih- tiyar, gün görmüş kafamla elim bö- Müğetve bir takiF dığı şeyden bir daha geçmeyen ne inat- çı kafan varmış senin!. tün yanıp kül olacaksın diye, yüreğim titriyor, beni de bu son zamanımda dertli ettin, sana ne desem m..» Önun gözlerinden bu yüzüme ylemediği şeylerin mânasını sezmek hiç de müşkül değildi. Son bahar geliyordu. Kocası on beş günlük bir teftişe çıktığı bizim çiftliğe gelmişti. Bir sabah onun- la yürüyüş yapmak içi şil çamlıktan» çiklik. Ekinler kesildik- ten sonra hazin bir manzara alan tar- laların arasında kıvrılan küçük patika- Bon &. duneden bımlın-dı se-| dıyıvıı xıvı' yüxîlıne&ebıılıdık. İOnun bu telâşı hoçuıhı gitmişti. KBp Iıı-ken «Seninle Fakat erkenden « Ye- 38134 11095 4151 6144 27658 19025 14507 35590 9527 11597 31121 26631 15524 30681 38870 30784 3231 2628 39730 23077 35561 23583 16263 34475 2337 2685 2776 15323 16414 10919 24504 15449 18955 36463 9287 22153 11654 4140 25948 33194 30331 39526 31514 30823 38536 21616 22122 17512 23158 azdır. ki için Feride üsbü- Yılbaşı Piyangosu Mükaâfat, ikramiye ve amorti kazanan numaraların İistesini veriyoruz: 20000 Lira kazanan 33215 - 200000 Lira kazanan 6145 Bu numaranın 25 numara yuka - rısından 25 numara aşağısına ka - dar elli numara onda bir itibarile yüzer, yirmide bir itibarile de el şer lira alacaklardır. 10000 Lira kazananlar 33128 30573 38120 10379 7345 33557 26647 12012 30849 14976 5000 Lira kazananlar 15003 — 3418 — 9245 12387 — 2424 15228 11077 26590 9364 32928 6529 — 2467 13194 1809 24583 20407 30120 21532 27812 32794 32450 13059 22586 3944 32451 39445 25041 14251 4924 32032 38502 26564 — 8786 21654 30040 16763 30276 13149 10736 32927 24001 36362 14380 27876 30805 34291 32447 2586 17588 28658 7834 23089 25361 14810 16031 33312 30313 9668 30768 31296 23157 23931 10246 39644 22165 7657 18001 237 37656 19625 32478 26353 16537 17221 9222 29410 20799 24897 26614 15134 11135 35952 6005 31278 17839 — 6226 13062 — 7183 25426 38606 38641 29457 1433 — 8281 30372 32517 8183 — 4626 18802 273>1 26668 36431 7612 — 9512 30860 18714 7501 — 1361 1588 15636 20347 38359 29425 39866 27224 6028 19783 — 3884 16664 21939 26413 35924 22709 39791 — 3323 22048 13224 6096 30275 30876 29595 9431 19658 17710 36300 Dünyada l 93 6 (Baştarafı 6 ncı ı.ıy'atlı) kiyet ihtimalleri hakkında kat'! bir şey söylenemezse de ilk zamanların u- yandırdığı ihtilâl korkusunun tahak - kuk etmemesi itibarile Fransa lehine kazançlı bir durum hâsıl olmuş sayı- labilir. Gene aynı senenin vukuâtı arasında, A'Tııny.ı-ııı Versay muahedesini yır- tarak 1914-1918 harbi netice lenmiş okduğu ahdi kayı tulmuş olması ehemmiyetli almalıdır. Bunun neticesi, Almanya - raber dünyat taksimi da mıştır. Sol yor ki, bü: Amortıler Keşideden sonra dolaba sıfırdan dokuza kadar 10 numara atılmış, i- çinden ikisi çekilmiş, (B ), (3 ) rakamları çıkmıştır. Sonları bu ra - kamlarla biten bütün numaralar onda bir itibarile beşer, yirmide bir itibarile de ikişer buçuk lira amorti | alacaklardır. 2000 Lira kazananlar 34732 2152 9730 10696 20702 23785 31553 7806 25760 — 64603 6657 7219 21101 25336 38276 30131 10308 36172 12063 29767 37644 38434 19159 36919* 13682 14483 6756 28247 19795 15770 7084 38618 2472 24185 30939 39042 32875 22748 2879 31026 35289 17339 18011 11299 10537 3928 23560 — 6453 38757 21640 7050 — 8196 1000 Lira kazananlar 10990 17094 29679 36293 34591 39165 29017 — 8858 16956 19308 19846 — 9348 37214 25797 28231 11687 24779 23677 3452 19615 25557 12547 23554 5413 35450 34608 04527 — 674 35526 16751 26337 19732 28940 27850 1253 15159 35430 34809 33489 14425 16111 36446 29131 12327 24786 10320 20242 24249 20603 — 8548 8761 27091 17861 2411 3063 25539 38156 32962 9oz 19618 19956 - 17880 29110 35441 33007 28702 10640 34243 8002 30867 5694 22707 8673 3834 12579 271778 18664 11513 16895 29710 24004 10665 18740 13311 38886 12520 11520 35739 12439 6979 34970 12001 19120 25279 9048 30257 18103 19364 37737 36692 37992 23035 600 16221 37878 7052 31485 | münasebetle şu noktaya da işaret ğu ehemmiyetle telâl m ediyor. Bu iddiayi karşı ayak direyen, hemen yalnı Fransa ve onunla beraber yürüyer müttefikleridir. Maamafih hayati za ' Turetler önünde ilâ nihâye mul met göstermenin ne*derece muvaffaki yetli bir ntice doğurabilcej yerindi olarak sorulabilecek bir sualdir. Bı ki, dünyanın — siyad iyasi menfa atlerle *beraber iktısadi — zaruretleri de dayanan bir mefhumu meşahhastı iştir. Siyast yakın ve iktısadi menlar “|birlikleri çok ehemmiyetli bir rol oy namakla beraber, bugün, bu zümre leşmeler ideolojik bir hüviyet almıştır Bir çok noktalardan monfaatleri ayr görünen İtalya ile Almanyanın komü nizm davası önünde almış olduklar vaziyet, bunun büyük bir delilidir. Şu halde: 1936 yılı mühim bir lâb yaratmış ve siyasi ve iktısadi an |laşmalarda ideolojik mukarenetlerir |pek mühim bir mevki edinmesine ve sile vermiştir. Bütün bu hâdiseleri mik bir gsürette gözden geçire dikten — sonra — garbin — münteha « sında cereyan — etmekte bulu bütün dünyayı ateşe vermk isti göstren hâileye bir defa daha temas e derek diyebiliriz ki 1936 yılı ile bera ber bu göz yaşartıcı sayfa da ebedi yen kapansın ve 1937 — yalınır yırttığınız ilk takvim — yaprağı ik beraber — dudaklarımızda * titreyen te menni, hepiniz —ve hepimiz içb neş'e Ve saadet dolu bir haya tın başlaması olsun ve Türk vatanı da her şeyin üstünde yer alsın. Selim Ragıb Şehir Tiyatrosu Tepebaşı dram kısınında 1-1-087 akşam saat 20.80 de SÜRTÜK mmı Fransız - Üyalrosu Bmm Operet kısınında akşam saat 20,30 de LEYLÂ ve MECNUN Kadıküy Süreyyadâ ONŞT Halk Opereli Pazartesi akşamı sant 21 de zozo DALMAS'ın Ü iştirakile N panora « Tuanbul Beltediyesi ŞehirTiyatrosu —a aa Feride İzmitteki hayatından bahse- diyor, kocasının iyi arkadaşlığı yü- zünden bu dar muhitte sıkılmaktan kurtulduğunu munis - bir sesle anlatı- yordu. Ben onun bu sözlerle, böyle bir yuva kurmak için beni de teşvik et- mek istediğini anlamıştım. Avukat Ahmet Necibin beni istedi- ğini ona anlatmıştım. Feride bu izdiva- € çok münasip bulmuştu. Zaten o si- zinle evlenmeme hiç bir zaman taraf- tar olmuyordu. «Seni şimdi cezbeden © durgun hareketli, mahzun bakışlı a- dama, vocra çokilmez voğuk bipkârk ö> lacaktır, diyordu. Sen muhakkak, genç, cevval temiz kalbli bir adamla evlene- rek sakin bir yuva kurup, onu unut- malısın. Her zaman bu sözleri, olmıya- cak bir masal dinleyen çocukların i- nanmayan fakat inanmak isteyen şüp- heli bakışlarile - dinlerdim. O gün de böyle konuşarak bir saat kadar yürü- müşüz, yorulmuştum, vücudumu ha- fif bir ter kaplamıştı. Feride oturup dinlenmemizi söyle- di. Gözlerimizle müsait bir yer aradık. Önümüzde incecik bir dere akıyordu ve alçak, çü siyah bir köprünün uzandığı karşı tarafta dalları birbirini kucaklayan çam ağaçları doluydu. İki- miz de birbirimize bir şey söylemeden hemen © tarafa yürüdük, Feride «a- man çabuk Seza, - köprü çürük suya düşeriz.» diyo, telâşla karşıya geçti. —. rünün ortasında durarak gülmeye baş- ladım. Onu korkutmak için kısa, çüs Tük parmaklığını tutmuş sarsıyor, ses- leniyordum: «Bu ne telâş Feride, bak bana hiç korkuyor muyum?» Birdenbi- re sözüm yârım kaldı. Çürük tahtalar çatırdadı. Ellerim boşluğa açılarak, su- üştüm. Dibi yumuşak kum oldu- ğu için bir yerim acımadan ayağa kalk- tım. Feridenin karşıda yanıma gelmek | ister gibi suya doğru ilerleyerek yaptı- B telâşlı hareketlere gülerek hafif ka- nayan avuçlarımı oğuşturuyordum. O gün ben sırsıklam, kahkahalarla gülerek, Feride söylenerek hemen çift- liğe döndük. Fakat ehemmiyet verme- diğim bu küçük kazanın acısı sonra çıktı. Terli terli ıslanmam, ve çiftliğe kadar o halde yürümem beni yıuğıı düşürdü. Evvelâ grip oldum. Fakat sonra zatürreeye çevirdi. Zavallı babacığım ne yapacağını şaşırmıştı. Şehirden durmadan doktor- | lar geliyor, Feride baş ucumdan ayrık mıyordu. Bir ay yattım.. Biraz>kendi- mi toplar toplamaz babam hemen İs- tanbula dönmeye karar verdi. «Burası sana uğur getirmedi. Bu yaz, büsbü- tün fenalaştın.» diyordu. Babama biraz itiraz etmeme rağmen içimden ben de İstanbula dönmeyi istiyordum. Çünkü sizi görecektim. Doktor parmakları asabiyetle titre- yerek kim bilir kaçıncı sigarasını ateş- geriç hııcı a0i ; PiPiÇA —ai devam etti: — Bir Kaç hafta içinde / toşleiüe Hastalığım müddetince kocasını İzmit te yalnız birakıp, başımdan ayrılma yan Ferideyi İzmitte bırakarak İstan bula hareket ettik. Bir kaç gün Şişlideki eve yerleşmek: le geçti. Bir zamanlar odalarında neş- &l kabialinlar çınlayan Tavallı küçük &vimiz çimdi yüreği İstıraptan Çökmüş. miskinleşmiş bir kızla, artık yüzü hiç gülmeyen me'yus bir ihtiyarı bağrına basmıştı. Bir çok ahbaplarımız bizi zi- yarete geldiler ve siz en geç gelen dost oldunuz. Belli ki bu gelişiniz de zoraki idi. Babama karşı aldığığiz - vaziyeta bile Rafif bir soğukluk düşmüştü. Benim zayallı sarı yüzümün hiç farkında ol- mamış gibi davrandınız: Artık bana bir aile doktoru şefkati göstermekten bile'çokinir “gibiydkilk ” ğitmek için kalktığınız zaman — sizi kapıya kadar götürdüm. Sizden ne kadar kabilse a kadar geç ayrılmak istiyordum, Kapşı- nın kanadını elinizle araladığınız za- man sanki erimiş bir yığın ateş içime aktı. Ayrılmadan evvel size son bir de- fa bakmak istedim ve o zaman müthiş şaşırdım. Gözleriniz eski günlerde ü- zerime çevrildiği gibi gene ayni ateşle yanarak yüzüme dalmıştı. Aman Alla- hım bu ne ateşli, sevgi dolu erkek bu: kışl.ınydıl. Ancak seven, çok - seven bir insan kıışııındıkı kadına bu göz- ikası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: